uyandırmak - Turc Anglais Dictionnaire

uyandırmak

Sens de "uyandırmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 57 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
uyandırmak awaken v.
I was awakened by her scream.
Onun çığlığı beni uyandırdı.

More Sentences
uyandırmak awake v.
A short trip to the forest awoke my passion for camping.
Ormana yaptığım kısa bir gezi kamp yapma tutkumu uyandırdı.

More Sentences
uyandırmak waken v.
Waken my tired strength from its sleep.
Yorgun gücümü uykusundan uyandır.

More Sentences
General
uyandırmak wake up v.
You did not wake up the baby.
Bebeği uyandırmadın.

More Sentences
uyandırmak awaken v.
Rarely in my career as an MEP have I experienced the degree of interest awakened throughout Europe by this committee.
Bir AP üyesi olarak kariyerim boyunca bu komitenin Avrupa çapında uyandırdığı ilginin derecesini nadiren deneyimledim.

More Sentences
uyandırmak rouse v.
My father's banging on her door roused my sister.
Babamın kapıyı vurması kız kardeşimi uyandırdı.

More Sentences
uyandırmak arouse v.
The weird noise aroused the sleeping soldier.
Tuhaf gürültü uyuyan askeri uyandırdı.

More Sentences
uyandırmak raise v.
Consistent action always raises curiosity from people.
Tutarlı eylemler her zaman insanlarda merak uyandırır.

More Sentences
uyandırmak stir up v.
This is why the assessment of their use stirs up so much emotion.
Kullanımlarının değerlendirilmesinin bu kadar çok duygu uyandırmasının nedeni budur.

More Sentences
uyandırmak awake v.
She awoke him.
Onu uyandırdı.

More Sentences
uyandırmak wake v.
Please don't wake me tomorrow morning.
Lütfen yarın sabah beni uyandırma.

More Sentences
uyandırmak evoke v.
Why is it that they so often fail to evoke a positive response?
Neden çoğu zaman olumlu bir tepki uyandırmakta başarısız oluyorlar?

More Sentences
uyandırmak compel v.
His artwork has compelled universal admiration.
Sanat eserleri evrensel düzeyde hayranlık uyandırmıştır.

More Sentences
uyandırmak convey v.
Sirens convey us some sense of urgency.
Sirenler insanda bir tür aciliyet hissi uyandırır.

More Sentences
Technical
uyandırmak evoke v.
Few issues contain so much political dynamite and evoke so many feelings as tax issues.
Vergi meseleleri kadar siyasi dinamit içeren ve bu kadar çok duygu uyandıran çok az konu vardır.

More Sentences
Archaic
uyandırmak provoke v.
The HACCP (Hazard Analysis and Critical Control Points) system has already provoked strong feelings.
HACCP (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları) sistemi zaten güçlü duygular uyandırmıştı.

More Sentences
General
uyandırmak conjure up v.
uyandırmak excite v.
uyandırmak call v.
uyandırmak knock up v.
uyandırmak waken up v.
uyandırmak undeceive v.
uyandırmak incur v.
uyandırmak kindle v.
uyandırmak wake somebody up v.
uyandırmak whip up v.
uyandırmak disabuse v.
uyandırmak stir v.
uyandırmak disabuse of v.
uyandırmak quicken v.
uyandırmak inspire v.
uyandırmak pique v.
uyandırmak whet v.
uyandırmak illuminate v.
uyandırmak rouse up v.
uyandırmak waken v.
uyandırmak call v.
uyandırmak adaw [obsolete] v.
uyandırmak unbefool v.
uyandırmak unbeguile v.
uyandırmak emmove v.
uyandırmak enquicken [obsolete] v.
uyandırmak exsuscitate v.
uyandırmak extimulate v.
uyandırmak wook v.
uyandırmak roust (out) v.
uyandırmak roust (up) v.
uyandırmak rout v.
uyandırmak disturb v.
uyandırmak sullevate v.
uyandırmak induce v.
uyandırmak induce v.
Phrasals
uyandırmak arouse (one) from v.
uyandırmak bring on v.
uyandırmak beat up v.
Idioms
uyandırmak bring home to v.
Archaic
uyandırmak abraid v.

Sens de "uyandırmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 418 résultat(s)

Turc Anglais
General
şüphe uyandırmak raise doubts v.
Raising doubts at any time of the day.
Günün herhangi bir saatinde şüphe uyandırmak.

More Sentences
uyandırmak (nefret/sevgi vb'ni) inspire v.
Terrorists have no power if they do not inspire fear.
Teröristler korku uyandırmadıkları sürece hiçbir güce sahip olamazlar.

More Sentences
uyandırmak (bir duygu/tepki) excite v.
The news excited her curiosity.
Bu haber onun merakını uyandırdı.

More Sentences
endişe uyandırmak concern v.
The case of Dr Aghajari has rightly aroused huge interest and concern in Iran and abroad.
Dr Aghajari'nin davası İran'da ve yurtdışında haklı olarak büyük ilgi ve endişe uyandırdı.

More Sentences
(his, düşünce) uyandırmak awaken v.
A twin flame relationship awakens your life in a whole new way.
İkiz alev ilişkisi hayatınızı yepyeni bir şekilde uyandırır.

More Sentences
(merak) uyandırmak stimulate v.
Teachers stimulate curiosity in their students; it prepares the brain for learning.
Öğretmenler öğrencilerinde merak uyandırır; bu da beyni öğrenmeye hazırlar.

More Sentences
izleyicilerde devamlı tepki uyandırmak üzere tasarlanmış olaylar veya olaylar zinciri happening n.
endişe uyandırmak için atılan gazete manşeti scarehead n.
uyandırmak (his) revive v.
ilgisini uyandırmak turn on v.
ilgi uyandırmak entrance v.
hipnotize olmuş kişiyi uyandırmak dehypnotize v.
cinsel istek uyandırmak turn on v.
heyecan uyandırmak excite v.
uyandırmak (merak) provoke v.
boş ümitler uyandırmak tantalise v.
şüphe uyandırmak cause suspicion v.
kanaat uyandırmak give somebody a certain idea v.
akis uyandırmak set off a reaction v.
infial uyandırmak be indignant v.
tekrar uyandırmak reawaken v.
birinin merakını uyandırmak raise someone's curiosity v.
uyuyan devi uyandırmak arouse v.
yankı uyandırmak influence v.
alaka uyandırmak arouse interest v.
ilgisini uyandırmak intrigue v.
hayranlık uyandırmak evoke admiration v.
hipnotize olmuş kişiyi uyandırmak dehypnotise v.
yankı uyandırmak create reactions v.
izlenimini uyandırmak suggest v.
duygusu uyandırmak stir v.
tepki uyandırmak spark reaction v.
istek uyandırmak interest v.
yankı uyandırmak have repercussions v.
uyandırmak (belirli bir duyguyu) stir v.
nefret uyandırmak arouse hatred v.
güvensizlik uyandırmak raise doubts v.
uyandırmak (duygu) recall v.
merakını uyandırmak interest v.
merak uyandırmak pique v.
kıyamet gününde ölüleri uyandırmak için çalınacak boru the last trump v.
boş ümitler uyandırmak (birinde) tantalize v.
merakını uyandırmak turn on v.
yeniden uyandırmak (merakı/hatırayı) revive v.
hissi uyandırmak stir v.
heyecan uyandırmak arouse excitement v.
merak uyandırmak make a sensation v.
merakını uyandırmak intrigue v.
ilgi uyandırmak spark v.
ilgisini uyandırmak arouse somebody's interest v.
uyandırmak (ilgi/heves/heyecan vb'ni) work up v.
heyecan uyandırmak work up v.
saygı uyandırmak arouse respect v.
saygı uyandırmak awaken respect v.
kanısını uyandırmak arise the idea of v.
kanısını uyandırmak give the impression v.
güvensizlik uyandırmak raise doubt v.
şüphe uyandırmak raise doubt v.
merakını uyandırmak arouse somebody's curiosity v.
dikkatini uyandırmak awake the attention v.
duygu uyandırmak excite a feeling in someone v.
duygu uyandırmak awaken a feeling in someone v.
duygu uyandırmak arouse a feeling in someone v.
uykusundan uyandırmak wake somebody from sleep v.
istek uyandırmak build up passion v.
ilgisini uyandırmak whip up one's interest v.
ilgisini uyandırmak awaken one's interest v.
ilgisini uyandırmak attract one's interest v.
ilgisini uyandırmak kindle one's interest v.
ilgisini uyandırmak drum up one's interest v.
ilgisini uyandırmak stir up one's interest v.
ilgisini uyandırmak spark one's interest v.
ilgisini uyandırmak generate one's interest v.
ilgisini uyandırmak arouse one's interest v.
ilgisini uyandırmak stimulate one's interest v.
ilgisini uyandırmak excite one's interest v.
kaygı uyandırmak create anxiety v.
kaygı uyandırmak cause anxiety v.
büyük heyecan uyandırmak cause tremendous excitement v.
heyecan uyandırmak cause excitement v.
istek uyandırmak be desirable v.
güven uyandırmak win (someone's) confidence v.
güven uyandırmak gain confidence v.
güven uyandırmak gain somebody's trust v.
izlenim uyandırmak create an impression v.
olumsuz izlenim uyandırmak leave a negative impression v.
olumsuz izlenim uyandırmak create a negative impression v.
izlenim uyandırmak leave someone with impression v.
izlenim uyandırmak provide (someone with) impression v.
endişe uyandırmak perturb v.
endişe uyandırmak disquiet v.
endişe uyandırmak arouse anxiety v.
endişe uyandırmak keep in suspense v.
endişe uyandırmak distress v.
endişe uyandırmak worry v.
endişe uyandırmak preoccupy v.
endişe uyandırmak provoke anxiety v.
endişe uyandırmak fret v.
şaşkınlık uyandırmak arouse astonishment v.
hayret uyandırmak amaze v.
şaşkınlık uyandırmak cause astonishment v.
şaşkınlık uyandırmak surprise v.
hayret uyandırmak cause astonishment v.
hayret uyandırmak arouse amazement v.
şaşkınlık uyandırmak astound v.
hayret uyandırmak astound v.
şaşkınlık uyandırmak amaze v.
hayret uyandırmak astonish v.
hayret uyandırmak surprise v.
şaşkınlık uyandırmak astonish v.
hayret uyandırmak arouse astonishment v.
şaşkınlık uyandırmak arouse amazement v.
şaşkınlık uyandırmak cause surprise v.
hayret uyandırmak cause surprise v.
şaşkınlık uyandırmak perplex v.
hayret uyandırmak perplex v.
hayret uyandırmak vex v.
hayret uyandırmak flummox v.
hayret uyandırmak stupefy v.
şaşkınlık uyandırmak vex v.
şaşkınlık uyandırmak nonplus v.
hayret uyandırmak puzzle v.
hayret uyandırmak baffle v.
şaşkınlık uyandırmak baffle v.
şaşkınlık uyandırmak stupefy v.
hayret uyandırmak pose v.
hayret uyandırmak bewilder v.
hayret uyandırmak gravel v.
hayret uyandırmak nonplus v.
şaşkınlık uyandırmak stick v.
şaşkınlık uyandırmak pose v.
şaşkınlık uyandırmak beat v.
şaşkınlık uyandırmak get v.
hayret uyandırmak mystify v.
hayret uyandırmak stick v.
şaşkınlık uyandırmak mystify v.
şaşkınlık uyandırmak puzzle v.
şaşkınlık uyandırmak flummox v.
hayret uyandırmak beat v.
şaşkınlık uyandırmak bewilder v.
hayret uyandırmak get v.
hayret uyandırmak flabbergast v.
cinsel arzu uyandırmak turn on v.
iyi izlenim uyandırmak make a good impression v.
korku uyandırmak instil fear v.
kanaat uyandırmak form an opinion v.
korku uyandırmak fuel fear v.
kanaat uyandırmak shape an opinion v.
tepki uyandırmak spark off reaction v.
tepki uyandırmak cause reaction v.
tepki uyandırmak provoke reaction v.
tepki uyandırmak set off reaction v.
bilinç uyandırmak raise awareness v.
bilinç uyandırmak raise consciousness v.
sempati uyandırmak arouse sympathy v.
uyuyan devi uyandırmak wake up the sleeping giant v.
izlenimi uyandırmak give the impression of v.
izlenimi uyandırmak appear to v.
izlenimi uyandırmak look like v.
kuşku uyandırmak arouse suspicion v.
merak uyandırmak arouse curiosity v.
merak uyandırmak arouse interest v.
ilgi uyandırmak arouse interest v.
ilgi uyandırmak arouse curiosity v.
...hissi uyandırmak arouse a feeling of v.
his uyandırmak arouse a feeling of v.
şüphe uyandırmak cast doubts on v.
şüphe uyandırmak cast doubt on v.
yeniden uyandırmak reawake v.
ilgi uyandırmak inspire interest v.
bebeği uyandırmak wake up the baby v.
boş ümitler uyandırmak tantalize v.
şaşkınlık uyandırmak non-plus v.
boş ümitler uyandırmak (birinde) tantalise v.
hayret uyandırmak non-plus v.
sempati uyandırmak stir one’s sympathies v.
birinin merakını uyandırmak arouse someone's curiosity v.
uyandırmak (belirli bir duyguyu) awake v.
endişe uyandırmak prompt concern v.
ilgi uyandırmak challenge v.
bir ırka karşı başka bir ırkta önyargı ya da korku uyandırmak race-bait v.
tekrar uyandırmak re-arouse v.
yeniden uyandırmak re-arouse v.
(duygu, heyecan) uyandırmak chafe [obsolete] v.
şüphe uyandırmak challenge v.
yeniden uyandırmak re-evoke v.
tekrar uyandırmak reinspire v.
saygı uyandırmak command respect v.
duygu uyandırmak unbenumb v.
heyecan uyandırmak empassion [obsolete] v.
gerçeklere uyandırmak unfool v.
duygu uyandırmak emmove v.
duygu uyandırmak enmove [obsolete] v.
şaşkınlık uyandırmak metagrabolize v.
şaşkınlık uyandırmak metagrabolise v.
şaşkınlık uyandırmak metagrabolise v.
şaşkınlık uyandırmak metagrobolise v.
şaşkınlık uyandırmak metagrobolize v.
yankı uyandırmak repercuss v.
yeniden uyandırmak rewake v.
yeniden uyandırmak rewaken v.
(duygu) uyandırmak gas v.
ilgi uyandırmak rivet v.
(belirli bir duyguyu) uyandırmak rouse (up) v.
güçlü duygular uyandırmak impress v.
farkındalık uyandırmak conscientise v.
farkındalık uyandırmak conscientize v.
rüyadan uyandırmak disentrance v.
derin uykudan uyandırmak disentrance v.
bir şeye yönelik ilgi uyandırmak incline v.
düşünceden uyandırmak disturb v.
ilgi uyandırmak drum v.
ötüşüyle uyandırmak crow (up) v.
(birini) uyandırmak daw [obsolete] v.
şüphe uyandırmak discredit v.
güven uyandırmak serve v.
nostalji uyandırmak evoke nostalgia v.
merak uyandırmak spark curiosity v.
(duygu) uyandırmak suscitate v.
Phrasals
birinde birşey/bir duygu uyandırmak inspire something in someone v.
yankı uyandırmak (halk arasında vs) resonate with someone v.
-den uyandırmak rouse out of v.
-den uyandırmak rouse from v.
kapıyı tıklatarak uyandırmak knock up v.
izlenim uyandırmak come on v.
heyecan uyandırmak excite someone about something v.
heyecan uyandırmak excite (one) about (something) v.
(birinde bir tepkiyi duyguyu) ortaya çıkarmak, (birinde bir tepkiyi, duyguyu) uyandırmak elicit (something) from (someone) v.
birini (bulunduğu zihinsel durumdan) uyandırmak/geri getirmek recall from (something) v.
(vücudun bir bölümünü, sinirleri, kasları, organları) bir uyarıcıyla uyandırmak stimulate (someone or something) into (doing) (something) v.
(bir şeyle) ilgili ilgi uyandırmak/yaratmak interest in (something) v.
birinde bir şeyi alma isteği uyandırmak/yaratmak interest someone in something v.
(bir şeyle) ilgili merak uyandırmak/yaratmak interest in (something) v.
(bir şeyi) alma isteği uyandırmak/yaratmak interest in (something) v.
(bir şeye) karşı istek uyandırmak/yaratmak interest in (something) v.
merakını uyandırmak interest in v.
birinde bir şeye karşı istek uyandırmak/yaratmak interest someone in something v.
(bir şeye) ilgisini çekmek/merakını uyandırmak interest in (something) v.
birinde birine/bir şeye ilgi uyandırmak interest someone in someone or something v.
ilgisini çekmek/uyandırmak interest in v.
(birini bir şeyden) uyandırmak roust (one) out of (something) v.
içinde (bir şey) uyandırmak stir to (something) v.
birinin içinde bir şey uyandırmak stir someone into something v.
birinin içinde bir şey uyandırmak stir someone to something v.
heyecan uyandırmak whip into v.
coşku uyandırmak whip into v.
içinde bir his uyandırmak strike into v.
içinde (bir his) uyandırmak strike (something) into v.
(birinde bir şey) izlenimi bırakmak/uyandırmak suggest (something) to (one) v.
(birini bir şeyden) uyandırmak wrench (someone) out of (something) v.
birini bir şeyden uyandırmak arouse someone from something v.
-den uyandırmak arouse from v.
-e ilgi uyandırmak attract to v.
'-e istek uyandırmak attract to v.
birini bir şeye uyandırmak awake someone to something v.
birini rüyadan, derin uykudan uyandırmak awaken someone from something v.
birini bir şeye uyandırmak awaken someone to something v.
birini bir şeyden uyandırmak awaken someone from something v.
birini rüyadan, derin uykudan uyandırmak awake someone from something v.
birini bir şeyden uyandırmak awake someone from something v.
bir şey hakkında kuşku uyandırmak bring something into question v.
şüphe uyandırmak call on v.
(birini/kendini bir şeye) uyandırmak disabuse (someone or oneself) of (something) v.
bir şeye ilgi uyandırmak drum something up v.
(birinde bir tepkiyi, duyguyu) uyandırmak elicit from v.
hakkında heyecan uyandırmak excite about v.
birinde bir şey uyandırmak excite something in someone v.
heyecan uyandırmak excite in v.
(birinde bir şey) uyandırmak excite (something) in (one) v.
birini uyandırmak get someone up v.
(bir şey/bir duygu) uyandırmak inspire in v.
(birini bir şeyden) uyandırmak jolt (one) out of (something) v.
'-den uyandırmak jolt out of v.
-den uyandırmak/ayıltmak roust out of v.
(birini bir şeyden) uyandırmak/ayıltmak roust (one) out of (something) v.
(birini bir şeyden) uyandırmak/ayıltmak rouse (one) from (something) v.
(birini bir şeyden) uyandırmak/ayıltmak rouse (one) out of (something) v.
-den sıçratarak uyandırmak/çıkarmak startle out of v.
-den korkutarak/ürküterek uyandırmak/kendine getirmek startle out of v.
(birini bir durumdan) sıçratarak uyandırmak/çıkarmak startle (one) out of (something) v.
(birini bir şeyden) zıplatmak/uyandırmak startle (one) out of (something) v.
-den zıplatmak/uyandırmak startle out of v.
(birini bir durumdan) korkutarak/ürküterek uyandırmak/kendine getirmek startle (one) out of (something) v.
-i bir uyarıcıyla uyandırmak stimulate into v.
(bir şeyden) uyandırmak tear out of (something or some place) v.
(bir şeyden/halden) uyandırmak wake (up) from (something) v.
(birine/bir şeye) karşı uyanık olmasını sağlamak/uyandırmak wise up to (someone or something) v.
istenen izlenimi uyandırmak come over v.
müzik aleti ile uyandırmak pipe up v.
Colloquial
yanlış intiba uyandırmak give a false impressions v.
yanlış izlenim uyandırmak give a false impressions v.
yanlış izlenim uyandırmak create a false impression v.
yanlış intiba uyandırmak create a false impression v.
intiba uyandırmak make an impression v.
(birini) rüyasından/hayallerinden uyandırmak burst v.
ilgi uyandırmak grab v.
heyecan uyandırmak grab v.
(bir şey) izlenimi uyandırmak look like (something) v.
his uyandırmak give off vibes v.
his uyandırmak give off a vibe v.
Idioms
merakını uyandırmak turn one on v.
kuşku uyandırmak cast doubt on v.
merakını uyandırmak be bitten by the bug v.
merakını uyandırmak get bitten by the bug v.
birini uyandırmak open someone's eyes v.
tepki uyandırmak cause eyebrows to raise v.
ilgisini uyandırmak pique someone's curiosity v.
merakını uyandırmak pique someone's interest v.
ilgisini uyandırmak pique someone's interest v.
merakını uyandırmak pique someone's curiosity v.
hayal aleminden uyandırmak bring someone down to earth v.
hayal aleminden uyandırmak bring down to earth v.
uykudan uyandırmak burst somebody's bubble v.
uykudan uyandırmak burst the bubble of somebody v.
uykudan uyandırmak burst someone's bubble v.
kuşku uyandırmak cast doubts on v.
tepki uyandırmak cause some raised eyebrows v.
kuşku uyandırmak bring into question v.
tepki uyandırmak cause some eyebrows to raise v.
şüphe uyandırmak throw doubt on v.
kuşku uyandırmak throw into question v.
(birinde) cinsel istek uyandırmak ring someone's bell [us] v.
(birinde) cinsel istek uyandırmak ring (one's) bell v.
şüphe/kuşku uyandırmak throw (something) into question v.
cinsel istek uyandırmak push (one's) buttons v.
(ilgisini, merakını) uyandırmak pique (one's) (emotion) v.
(birinin) aklında şüphe uyandırmak plant the seed of doubt (in someone's mind) v.
(birinin) aklında şüphe uyandırmak plant a seed of doubt (in someone's mind) v.
(birinde bir his) uyandırmak pique (one's) (emotion) v.
yankı uyandırmak cause a splash v.
yankı uyandırmak make a splash v.
merak uyandırmak get under your skin v.
(birinde) bulunduğu yerden uzaklaşma isteği uyandırmak give (one) itchy feet v.
(birinde) seyahate çıkma isteği uyandırmak give (one) itchy feet v.
nostalji uyandırmak roll back the years v.
birinde güçlü duygular uyandırmak pierce someone's heart v.
(birinde) güçlü duygular uyandırmak pierce (one's) heart v.
(birinin aklında/içinde) şüphe uyandırmak/yaratmak sow the seed of doubt (in someone's mind) v.
(birinin aklında/içinde) şüphe uyandırmak/yaratmak sow a seed of doubt (in someone's mind) v.
(birini) bir darbeyle uyandırmak knock (someone) out of (something) v.
aklında bir şey uyandırmak plant a seed v.
(birinde bir şeye) karşı ilgi uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinde bir şey yapmaya) karşı ilgi uyandırmak give (someone) an itch to (do something) v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birinde bir şeye) karşı ilgi uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birinde bir şey yapmak) için istek uyandırmak give (someone) the itch to (do something) v.
(birinde bir şey) isteği/arzusu uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şey yapmaya) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) the itch to (do something) v.
(birinde bir şey) için istek uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinde bir şey) için istek uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birini bir şey yapmaya) olan hevesini uyandırmak give (someone) the itch to (do something) v.
(birinde bir şey yapma) isteği/arzusu uyandırmak give (someone) an itch to (do something) v.
(birini bir şeye) hevesini uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birini bir şey yapmaya) olan hevesini uyandırmak give (someone) an itch to (do something) v.
(birinde bir şey yapma) isteği/arzusu uyandırmak give (someone) the itch to (do something) v.
(birinde bir şey yapmak) için istek uyandırmak give (someone) an itch to (do something) v.
(birinin bir şey yapmaya) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) an itch to (do something) v.
(birini bir şeye) hevesini uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinde bir şey) isteği/arzusu uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birinde bir şey yapmaya) karşı ilgi uyandırmak give (someone) the itch to (do something) v.
halkı uyarmak/uyandırmak alert the public v.
toplumu uyarmak/uyandırmak alert the public v.
halkı uyarmak/uyandırmak alert the public v.
toplumu uyarmak/uyandırmak alert the public v.
birinin ilgisini uyandırmak whet somebody's appetite v.
(birini) hayal aleminden uyandırmak bring (one) down to earth v.
hayal aleminden uyanmak (birini hayal aleminden uyandırmak) come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v.
(birini) hayal aleminden uyandırmak bring (one) back to reality v.
(birini) hayal aleminden uyandırmak bring (one) back (down) to earth v.
hayal aleminden uyandırmak/uyanmak bring somebody/come down to earth v.
(birini) rüyasından/hayallerinden uyandırmak burst the bubble of (someone) v.
kuşku uyandırmak call in question v.
(bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak call in question (something) v.
(biri/bir şey) hakkında kuşku yaratmak/uyandırmak call (someone or something) into question v.
kuşku uyandırmak call in question v.
şüphe uyandırmak call in/into question v.
şüphe uyandırmak cast doubt v.
(birinde) merak uyandırmak catch (someone's) fancy v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak cast doubt on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak cast doubt (on someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak cast doubt on (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kuşku uyandırmak cast doubts (on someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak cast doubt (on someone or something) v.
kuşku uyandırmak cast doubt v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) şüphe uyandırmak cast doubts (on someone or something) v.
tepki uyandırmak cause (some) eyebrows to raise and cause some raised eyebrows v.
tepki uyandırmak cause raised eyebrows v.
tepki uyandırmak cause some raised eyebrows v.
birinde merak uyandırmak catch/take/tickle somebody's fancy v.
tepki uyandırmak cause eyebrows to raise v.
birini rüyadan uyandırmak bring someone back (down) to earth v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinde bir şey yapmak) için istek uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birinde bir şey) için istek uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birinde bir şey) için istek uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinde bir şeye) karşı ilgi uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birinde bir şeye) karşı ilgi uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birinde bir şey yapmak) için istek uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
yankı uyandırmak make news v.
tepki uyandırmak/çekmek raise (one's) eyebrows v.
(bir şey) duygusu uyandırmak taste like (something) v.
siyahi kadınlara yönelik şiddet ve aşağılamaya karşı farkındalık uyandırmak için yapılan eylemlerde kullanılan bir slogan say her name expr.
Speaking
seni uyandırmak istemedim I didn’t mean to wake you expr.
onu uyandırmak için bir sopayla dürtmem gerekti I had to poke him with a stick to wake him expr.
seni uyandırmak istemedim I didn't want to wake you up expr.
Advertising
tüketicide ilgi, heyecan, beklenti ve merak uyandırmak amacıyla, asıl reklam kampanyası başlamadan önce yayınlanan ve ürünle/hizmetle/firmayla ilgili ipucu veren küçük reklamlar teaser ads n.
Zoology
doğal dürtüler yoluyla tepki uyandırmak release v.
Literature
epik şiirlerde etki uyandırmak için kullanılan yazım teknikleri machinery n.
sübjektif ve duyusal edinimleri uyandırmak için zihinsel çağrışımların kullanıldığı bir yazın stili impressionism n.
Hunting
ormanlık alanın içindeki av hayvanlarını uyandırmak amacıyla düzenli taranması beat n.
(ormanların, çalılıkların) av hayvanlarını uyandırmak için sıkıca aranması beaten adj.
Archaic
duygu uyandırmak emove v.
duygu uyandırmak hoop v.
hatırayı uyandırmak rub v.
Slang
birinin cinsel duygularını uyandırmak get someone’s motor running v.
şüphe uyandırmak rumble v.