new - Turc Anglais Dictionnaire

new

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "new" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 38 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
new adj. yeni
Arthur took us on a city tour in his new car.
Arthur yeni arabasıyla bizi şehir turuna çıkardı.

More Sentences
General
new adj. modern
One shouldn't expect the elderly to adapt to a new lifestyle.
İnsanlar yaşlıların modern bir hayat tarzına adapte olmasını beklememeli.

More Sentences
new adj. taze
These new potatoes are still too young to be cooked.
Bu taze patatesler pişirilemeyecek kadar küçük.

More Sentences
new adj. yeni
The expectations are very high from the new generation of wearables.
Yeni nesil kıyafetlerden beklenti çok yüksek.

More Sentences
new adj. yeni yapılan
The new products haven't arrived at the stores yet.
Yeni yapılan ürünler henüz mağazalara ulaşmadı.

More Sentences
new adj. yeni keşfedilmiş
New natural resources are needed to meet the energy needs of the world.
Dünyanın enerji ihtiyacını karşılamak için yeni keşfedilecek doğal kaynaklara ihtiyaç duyulmaktadır.

More Sentences
new n. yeni olan şey
new n. ilk evre
new n. ferahlık
new n. yepyeni olma
new n. taze olma
new adj. keşfedilmemiş
new adj. değişik
new adj. acemi
new adj. görülmemiş
new adj. turfanda
new adj. gıcır
new adj. yeni tarihli
new adj. garip
new adj. acayip
new adj. bambaşka
new adj. yenilenmiş
new adj. en son
new adj. güncel
new adj. son moda
new adj. yeni başlayan
new adj. deneyimsiz
new adj. tecrübesiz
new adj. ek
new adj. ilave
new adj. antika olmayan
new adj. son dönemde kullanılan
new adv. daha yeni
new adv. henüz
new adv. az evvel
new adv. yeni baştan
new adv. yeniden
Geography
new n. kuzeybatı kuzey karolina'dan batı virginia'ya akan bir nehir

Sens de "new" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
happy new year interj. mutlu yıllar
General
new zealand n. yeni zelanda
This was the point I made with regard to New Zealand.
Yeni Zelanda ile ilgili olarak değindiğim husus da buydu.

More Sentences
the new world n. yeni dünya
It is a special gateway between our old continent and the New World.
Eski kıtamız ile Yeni Dünya arasında özel bir geçittir.

More Sentences
new zealand n. yeni zelandalı
He's from Canada and she's from New Zealand.
Adam Kanadalı, kadın Yeni Zelandalı.

More Sentences
the new testament n. yeni ahit
The New Testament is full of Christian hope.
Yeni Ahit Hıristiyan umuduyla doludur.

More Sentences
new world order n. yeni dünya düzeni
The new world order, proclaimed after the Gulf War by President Bush Snr, has quickly been forgotten.
Körfez Savaşı sonrasında Başkan Bush Snr tarafından ilan edilen yeni dünya düzeni hızla unutulmuştur.

More Sentences
new guinea n. yeni gine
The island of New Guinea is actually divided into two sections.
Yeni Gine adası aslında iki bölüme ayrılmıştır.

More Sentences
new times n. yeni zamanlar
The warriors of the new time were already without the use of armor.
Yeni zamanın savaşçıları zaten zırh kullanmıyordu.

More Sentences
the new year n. yılbaşı
How do you spend the New Year?
Yılbaşını nasıl geçirirsiniz?

More Sentences
new moon n. yeni ay
The New Moon is the time of the beginning.
Yeni Ay başlangıç zamanıdır.

More Sentences
new products n. yeni ürünler
How many more new products do we need?
Daha kaç yeni ürüne ihtiyacımız var?

More Sentences
new arrival n. yeni gelen
Regions that are currently poor will not become richer just because some new arrivals are poorer.
Halihazırda yoksul olan bölgeler, sırf bazı yeni gelenler daha yoksul diye zenginleşmeyecektir.

More Sentences
new zealander n. yeni zelandalı
And it is guarded by New Zealanders very carefully.
Ve Yeni Zelandalılar tarafından çok dikkatli bir şekilde korunuyor.

More Sentences
new blood n. taze kan
We need new blood.
Taze kana ihtiyacımız var.

More Sentences
new year's eve n. yılbaşı gecesi
New Year's Eve was a perfect night.
Yılbaşı gecesi mükemmel bir geceydi.

More Sentences
new year n. yılbaşı
What city were you in on New Year's 2000?
2000 yılbaşında hangi şehirdeydiniz?

More Sentences
the new year n. yeni yıl
I look forward to resuming with vim and vigour in the New Year.
Yeni Yılda canla başla çalışmaya devam etmeyi dört gözle bekliyorum.

More Sentences
new york n. new york
The New York Times, too, has chosen to say no to war.
New York Times da savaşa hayır demeyi seçti.

More Sentences
new world n. yeni dünya
I welcome every opportunity to work with you to create this new world'.
Bu yeni dünyayı yaratmak için sizinle birlikte çalışma fırsatını memnuniyetle karşılıyorum.

More Sentences
new delhi n. yeni delhi
There are three essential points we must uphold in New Delhi.
Yeni Delhi'de savunmamız gereken üç temel nokta var.

More Sentences
new orleans n. new orleans
Search for French Market Inn discounts in New Orleans with KAYAK.
KAYAK'ta New Orleans French Market Inn indirimlerini arayın.

More Sentences
new states n. yeni devletler
Are the States which have so far been receiving aid going to stop doing so in favour of the new States?
Şimdiye kadar yardım alan Devletler, yeni Devletler lehine bu yardımı kesecekler mi?

More Sentences
new year n. yeni yıl
First of all, I would like to wish everyone here in the House a happy new year.
Her şeyden önce, Meclis'teki herkese mutlu bir yeni yıl diliyorum.

More Sentences
new model n. yeni model
The new model is equipped with a more modern sight and the ability to work with different types of cartridges.
Yeni model, daha modern bir görüş ve farklı tipte kartuşlarla çalışma yeteneği ile donatılmıştır.

More Sentences
new business n. yeni iş
They are an important source of employment and a breeding ground for new business concepts.
Önemli bir istihdam kaynağı ve yeni iş konseptleri için bir üreme alanıdır.

More Sentences
papua new guinea n. papua yeni gine
It is found in Indonesia and Papua New Guinea.
Endonezya ve Papua Yeni Gine'de bulunur.

More Sentences
new age n. yeni çağ
When will the new age be here?
Yeni çağ ne zaman gelecek?

More Sentences
new year's day n. yılbaşı
This year New Year's Day falls on Sunday.
Bu yıl yılbaşı Pazar gününe denk geliyor.

More Sentences
new thought n. yeni düşünce
No new thoughts, no new vision, no new initiatives and no urgency.
Yeni düşünceler yok, yeni vizyon yok, yeni girişimler yok ve aciliyet de yok.

More Sentences
new era n. yeni çağ
We are in the new era of personalized relationship marketing.
Kişiselleştirilmiş ilişki pazarlamasının yeni çağındayız.

More Sentences
new hope n. yeni umut
You're not just the new hope of the planet, you always have been the hope of the planet.
Siz sadece gezegenin yeni umudu değilsiniz, her zaman gezegenin umudu oldunuz.

More Sentences
new technology n. yeni teknoloji
It must be clear to us as well, though, that new technologies can endanger food safety.
Yeni teknolojilerin gıda güvenliğini tehlikeye atabileceği bizim için de açık olmalıdır.

More Sentences
new period n. yeni dönem
The seeds of the new period of the history of humanity were sown.
İnsanlık tarihinin yeni döneminin tohumları atıldı.

More Sentences
new era n. yeni dönem
The new era will officially begin on May 1.
Yeni dönem resmi olarak 1 Mayıs'ta başlayacak.

More Sentences
breaking new ground n. çığır açma
We are breaking new ground and doing so in complex circumstances.
Yeni bir çığır açıyoruz ve bunu karmaşık koşullar altında yapıyoruz.

More Sentences
new clothes n. yeni elbiseler
Soon he needed new clothes.
Kısa süre sonra yeni elbiselere ihtiyacı oldu.

More Sentences
new things n. yeni şeyler
In fact, I am constantly having to learn about new things in order to be able to continue to do my job.
Aslında işimi yapmaya devam edebilmek için sürekli yeni şeyler öğrenmek zorunda kalıyorum.

More Sentences
new friends n. yeni arkadaşlar
Don’t let fear hold you back from seeking new friends or getting to know people.
Korkunun sizi yeni arkadaşlar aramaktan veya insanları tanımaktan alıkoymasına izin vermeyin.

More Sentences
new year's day n. yılbaşı günü
How did you spend New Year's Day?
Yılbaşı gününü nasıl geçirdiniz?

More Sentences
new developments n. yeni gelişmeler
That is an important new development.
Bu önemli bir yeni gelişmedir.

More Sentences
new money n. sonradan görme
Tom is new money.
Tom sonradan görme zengin.

More Sentences
new conditions n. yeni koşullar
The authorities therefore also have the time required to adjust to the new conditions.
Dolayısıyla yetkililerin de yeni koşullara uyum sağlamak için gerekli zamanı vardır.

More Sentences
new turkish n. yeni türkçe
I am excited about our new Turkish course.
Yeni Türkçe kursumuz için heyecanlıyım.

More Sentences
new buildings n. yeni binalar
The Office is not yet ready to move into the new building.
Ofis henüz yeni binasına taşınmaya hazır değildir.

More Sentences
new circumstances n. yeni koşullar
We don’t know how to alter our story to accommodate these new circumstances.
Bu yeni koşullara uyum sağlamak için hikayemizi nasıl değiştireceğimizi bilmiyoruz.

More Sentences
new project n. yeni proje
In concentrating only on new projects there is a clear danger of distortions of competition in relation to the old ones.
Sadece yeni projelere odaklanıldığında, eski projelerle ilgili olarak rekabetin bozulma tehlikesi açıkça görülmektedir.

More Sentences
new customer n. yeni müşteri
You want your new customers to become loyal customers that buy from you again and again.
Yeni müşterilerinizin sizden tekrar tekrar satın alan sadık müşteriler olmasını istiyorsunuz.

More Sentences
new shop n. yeni dükkan/mağaza
When did you open your new shop?
Yeni dükkanını ne zaman açtın?

More Sentences
new branch n. yeni şube
NBG now plans to open 32 new branches in the Balkans.
NBG şimdi Balkanlar'da 32 yeni şube açmayı planlıyor.

More Sentences
a new beginning n. yeni bir başlangıç
It can and must signal the start of a new beginning.
Yeni bir başlangıca işaret edebilir ve etmelidir de.

More Sentences
new words n. yeni kelimeler
During this period, new words continue to be added to the baby's vocabulary.
Bu dönemde bebeğin kelime dağarcığına yeni kelimeler eklenmeye devam eder.

More Sentences
new car n. yeni araba
The new car looks aggressive but elegant.
Yeni araba agresif ama zarif görünüyor.

More Sentences
new product n. yeni ürün
Product Hunt is a popular destination and community for people who love finding new products.
Product Hunt, yeni ürünler bulmayı seven insanlar için popüler bir destinasyon ve topluluktur.

More Sentences
new yorker n. new yorklu
Today, as the Prime Minister has remarked, we are all Americans, we are all New Yorkers, we are all Washingtonians.
Bugün, Başbakan'ın da ifade ettiği gibi, hepimiz Amerikalıyız, hepimiz New Yorkluyuz, hepimiz Washingtonluyuz.

More Sentences
a new environment n. yeni bir çevre
A new job, a new environment would be good for you.
Yeni bir iş, yeni bir çevre size iyi gelecektir.

More Sentences
new treatments n. yeni tedaviler
The new treatment could be a mix of both approaches.
Yeni tedavi her iki yaklaşımın bir karışımı olabilir.

More Sentences
new version n. yeni sürüm
After you install the new version of AdWords Editor, your accounts will need to be downloaded again.
AdWords Editör'ün yeni sürümünü yükledikten sonra hesaplarınızın yeniden indirilmesi gerekecektir.

More Sentences
new student n. yeni öğrenci
Each year the EU gets around 100 000 fewer new students than the United States.
AB her yıl Amerika Birleşik Devletleri'nden yaklaşık 100.000 daha az yeni öğrenci almaktadır.

More Sentences
new faces n. yeni yüzler
It’s always nice to see new faces here.
Burada yeni yüzler görmek her zaman güzeldir.

More Sentences
new approach n. yeni yaklaşım
I cannot promise you that the new approach will succeed.
Yeni yaklaşımın başarılı olacağına dair size söz veremem.

More Sentences
new year's resolution n. yeni yıl kararı
However, research suggests that many New Year’s resolutions fail.
Ancak araştırmalar, birçok Yeni Yıl kararının başarısız olduğunu gösteriyor.

More Sentences
new horizons n. yeni ufuklar
With their enthusiasm, we will be able to enhance our Union and give it new horizons.
Onların coşkusuyla Birliğimizi geliştirebilecek ve ona yeni ufuklar kazandırabileceğiz.

More Sentences
new ways n. yeni yollar
We must therefore have confidence, above all in ourselves, and decide to experiment with new ways of doing things.
Bu nedenle her şeyden önce kendimize güvenmeli ve yeni yollar denemeye karar vermeliyiz.

More Sentences
chinese new year n. çin yeni yılı
Here is everything you need to know about Chinese New Year.
İşte Çin Yeni Yılı hakkında bilmeniz gereken her şey.

More Sentences
a new study n. yeni bir çalışma
For this purpose, this year we started a new study especially in the temple area.
Bu amaçla bu yıl özellikle tapınak alanında yeni bir çalışma başlattık.

More Sentences
new year's n. yılın ilk günü
On the first day of each New Year.
Her yeni yılın ilk gününde.

More Sentences
new look n. yeni görünüm
What do you think about the new look of my blog?
Blogumun yeni görünümü hakkında ne düşünüyorsunuz?

More Sentences
new year's n. yılbaşı
Tom and Mary met at a New Year's party.
Tom ve Mary Yılbaşı partisinde tanıştı.

More Sentences
new normal n. yeni normal
The cloud is becoming the new normal.
Bulut yeni normal haline geliyor.

More Sentences
a new process n. yeni bir süreç
Indeed, it could be useful, precisely because this is a new process which we need to improve.
Gerçekten de faydalı olabilir çünkü bu tam da geliştirmemiz gereken yeni bir süreçtir.

More Sentences
break new ground v. çığır açmak
Vimax was created to break new ground here.
Vimax burada yeni bir çığır açmak için yaratıldı.

More Sentences
set new standard v. yeni standart belirlemek
We set new standards in terms of service and support.
Hizmet ve destek açısından yeni standartlar belirliyoruz.

More Sentences
meet new people v. yeni insanlarla tanışmak
Meet new people in your area or anywhere in the world.
Bölgenizde veya dünyanın herhangi bir yerinde yeni insanlarla tanışın.

More Sentences
learn new things v. yeni şeyler öğrenmek
I like to learn new things and to develop myself.
Yeni şeyler öğrenmeyi ve kendimi geliştirmeyi seviyorum.

More Sentences
new moon n. hilal
new guinean n. yeni gine
new business enterprises n. yeni ticari teşebbüsler
papua new guinea trobriand islands n. papua yeni gine trobrıan adaları
new moon n. ayça
the new world n. yenidünya
new line character n. satır başı karakteri
new moon n. yeniay
a new lease of life n. yeniden doğma
new criticism n. yeni eleştiri
new facility inspection n. yeni tesis denetimi
the new testament n. ahdicedit
new year's eve n. 31 aralık gecesi
jewish new year n. yahudi yeni yılı
new britain n. yeni britanya
new agencies n. haber ajansları
the new jerusalem n. cennet
new year's day n. 1 ocak
new towns n. yeni şehirler
new recruit n. askere yeni alınmış er
new year n. yeni sene
new plymounth colony n. new plymounth kolonisi
new tourist n. yeni turist
new world n. avrupa tarafından görüldüğü şekliyle kuzey ve güney amerika
a new one on me n. şaşırtıcı bir şey
new year in art n. sanatta yeni yıl
new recruit n. acemi er
new left n. yeni sol
new england n. yeni ingiltere
larrikin [australia/new zealand] n. serseri
new zealand dollar n. yeni zelanda doları
new coinage n. yeni basılmış madeni para
new guinean n. yeni gineli
papua new guinean n. papua yeni gineli
new year's eve n. yılbaşı arifesi
papua new guinea people n. papua yeni gine halkı
new zealand people n. yeni zelanda halkı
new york stock exchange n. new york menkul değerler borsası
new york metropolitan area n. new york metropolitan alanı
new order n. yeni düzen
new order n. genel reform
new hope n. güneydoğu pensilvanya'da bir bölge
new south wales n. güney doğu avustralya bölgesi
new edition n. yeni basım
new turkish lira n. yeni türk lirası
new edition n. yeni baskı
new year eve n. yılbaşı arifesi
new beginning n. yeni bir başlangıç
new chance n. temiz bir sayfa
new beginning n. temiz bir sayfa
new chance n. yeni bir başlangıç
new turkish liras n. yeni türk lirası
new age n. yeni dönem
new expansion n. yeni açılım
new tricks to old dogs n. eski köye yeni adet
a new geography n. yeni bir coğrafya
old turkish-persian new year celebration n. nevruz
new year's resolution n. yılbaşında bir bireyin belirli türdeki davranışlarını değiştirmek için aldığı karar
new-testament n. yeni ahit
new sand n. taze döküm kumu
decision regarding a new trial n. muhakemenin iadesi hakkında karar
the new order n. nizam-ı cedid
new york police department n. newyork polis departmanı
new year celebration n. yeni yıl kutlaması
new year holiday n. yılbaşı tatili
new fashion n. yeni moda
new year greeting n. yeni yıl tebriği
new year greeting n. yeniyıl tebriği
a new breath n. yeni bir soluk
a new breath n. yeni soluk
preparation for new season n. yeni sezon hazırlığı
new image n. yeni imaj
new york gang n. new york çetesi
new year hat n. yılbaşı şapkası
new circumstances n. yeni şartlar
new paper n. yeni kağıt
new turkish alphabet n. yeni türk alfabesi
new year preparations n. yeni yıl hazırlıkları
new year gift n. yeni yıl hediyesi
new year present n. yeni yıl hediyesi
a new sense of realism n. yeni bir gerçekçilik anlayışı
the new earth army n. yeni dünya ordusu
new age movement n. yeni çağ hareketi
a brand-new program n. yepyeni bir program
old and new testament n. eski ve yeni ahit
new year table n. yılbaşı masası
new year's table n. yılbaşı masası
new year table n. yılbaşı sofrası
new year's table n. yılbaşı sofrası
best new band n. en iyi çıkış yapan grup
new yorker n. new york'ta yaşayan kişi
new year ceremony n. yeni yıl töreni
new year ceremony n. yeni yıl seremonisi
new world translation of the holy scriptures n. kutsal metinlerin yeni dünya tercümesi
a pair of new shoes n. bir çift yeni ayakkabı
a new hire n. işe yeni alınan kişi
chilly bin (new zeland) n. buz kutusu
chilly bin (new zeland) n. portatif soğutucu
new pupil n. yeni öğrenci
new year's decoration n. yılbaşı süsü
johnny pump (in new york city) n. yangın musluğu
new car n. sıfır araba
new year's resolutions n. yeni yıl kararları
brand new n. son çıkan
the new words learned n. öğrenilen yeni kelimeler
new logic n. yeni mantık
new unit n. yeni ünite
new forwarder n. yeni yönlendirici
new house n. yeni ev
new year party n. yeni yıl partisi
my new friend at school n. okuldaki yeni arkadaşım
new ticket n. yeni bilet
new week n. yeni hafta
taonga [new zeland] n. değerli, yüksek fiyatlı herhangi bir şey
taonga [new zeland] n. hazine
camp oven [australia/new zeland] n. açık hava ocağı/fırını
rahui [new zeland] n. māori kültüründe yasak anlamındaki sözcük
chartered club [new zealand] n. içki ruhsatı olan özel kulüp
new jerseyan n. new jersey'de oturan kimse
new canadian n. kanada'ya yeni göçen kimse
new hampshirite n. new hampshire'da yaşayan kimse
new age n. 1970'lerde ortaya çıkan manevi ve bilinç arttırıcı akımlar bütünü
new englander n. yeni ingiltereli
new jerseyan n. new jersey'in yerlisi olan kimse
new australian n. avustralya’ya göçmüş anadili ingilizce olmayan kimse
new deal n. yeniden değerlendirme
new hampshirite n. new hampshire'ın yerlisi olan kimse
new brunswicker n. new brunswick eyaletinden olan kimse
new chum [aus] n. toy kimse
new englander n. new england'da yaşayan amerikalı
new ager n. new age akımının takipçisi olan kimse
new englander n. kuzey abd'de maine, new hampshire, vermont, massachusetts, connecticut ve rhode island'dan oluşan bölgenin sakini olan kimse
new-sprung n. yeni var olmuş
new years eve n. 31 aralık akşamı
new year n. yılın genellikle tatil olarak kutlanan ilk günleri
new-sprung n. yakın zamanda var olmuş
new year n. yahudi yeni yılı
new years eve n. yılbaşı arifesi
new mexican n. new mexico'da yaşayan kimse
new years day n. 1 ocak
new look n. christian dior'un yarattığı, kadın kıyafetlerinde uzun eteklerin hüküm sürdüğü bir moda
new year's n. 1 ocak
new-sprung n. yakın zamanda ortaya çıkmış
new mexican n. new mexico'nun yerlisi olan kimse
new years day n. yılın ilk günü
new wave n. en yeni ve frapan moda
new years day n. yılbaşı
new years eve n. yılbaşı gecesi
new year n. roş aşana
new wave n. yeni akım
new wave n. yeni atılım
new man n. doğasındaki özenli tarafı ortaya çıkararak, çocuk bakımı ve ev işlerinde eşit sorumluluk alan modern erkek
new-sprung n. yeni ortaya çıkmış
tramping club [new zealand] n. doğa yürüyüşü grubu
tramper [new zealand] n. doğa yürüyüşü yapan kimse
lineman [australia/new zealand] n. (geçmişte) can kurtaran
new car smell n. yeni araba kokusu
new car smell n. sıfır araba kokusu
aroha [new zealand] n. aşk
aroha [new zealand] n. hürmet
aroha [new zealand] n. sevgi
art union [australia/new zealand] n. genellikle nakit harici başka ödüller veren piyango
yat [new orleans] n. new orleans'lı alt ve orta gelir grubundan beyaz
fadge [new zealand] n. 100 kilogramdan daha hafif yün balyası içinde yün paketi
kaik [new zealand] n. (güney adası lehçesinde) kainga
kai [new zealand] n. gıda
kai [new zealand] n. besin
kai [new zealand] n. yiyecek
kete [new zealand] n. ketenden örülmüş sepet
kitchen tea [australia/new zealand] n. kadın davetlilerin hediye olarak mutfak gereçleri getirdiği düğün öncesi parti
kiwiana [australia/new zealand] n. yeni zelanda'nın tarihi ve popüler kültürüyle ilişkili
larrikinism [australia/new zealand] n. holiganlık
larrikinism [australia/new zealand] n. holiganizm
larrikinism [australia/new zealand] n. densiz ve saygısız davranış
queen street farmer [new zealand] n. genellikle vergi kaybı için çiftlik işleten şehirli iş adamı
billy-bread [new zealand] n. kamp ateşinde pişirilen ekmek
birdcage [australia/new zealand] n. padok
black stump [new zealand] n. uzak yol
learner's chain [new zealand] n. kesimhanede çalışan tecrübesiz işçi takımı
leading dog [new zealand] n. sürü koruma köpeği
maori bunk [new zealand] n. yükseltilmiş yatak
marching girl [australia/new zealand] n. süslü üniformalarla resmi geçitlerde veya müsabakalarda çeşitli düzenlerde yürüyüş yapan genç kadın takımları
meetinghouse [new zealand] n. maori kabile salonu
meeting house [new zealand] n. maori kabile salonu
whinge [uk/australia/new zealand) n. sızlanma
whinge [uk/australia/new zealand) n. haykırma
whinge [uk/australia/new zealand) n. ağlama
blob (new england) n. çiçek
block [australia/new zealand] n. arsa
handle [new zealand] n. hissiyat
hard case [new zealand] n. sıkı kimse
hapu [new zealand] n. yeni zelanda yerlileri klanı
heitiki [new zealand] n. maorilere özgü yeşim taşından yapılan bir kolye
bottle-jack [new zealand] n. şişe kriko
brew [uk/new zealand] n. bir fincan çay yapma
bridle track [new zealand] n. ata binmek için uygun yol
bucket [australia/new zealand] n. dondurma kovası
hokonui [obsolete] [new zealand] n. yasadışı viski
home unit [australia/new zealand] n. bir dizi benzer konutun parçası olan müstakil ev
home aid [new zealand] n. hizmetçi
home help [uk] [new zealand] n. ihtiyaç sahiplerine yerel bir yönetim merkezinin sosyal hizmetler departmanınca sağlanan yardım hizmeti
home aid [new zealand] n. yardımcı
home help [uk] [new zealand] n. kendine bakacak durumda olmayan kişilerin ev işlerini yapması için para ödenen kimse
home aid [new zealand] n. evde yardım
hooley [ireland/new zealand] n. canlı parti
hooley [ireland/new zealand] n. eğlenceli kutlama
nanua [new zealand] n. maori dövme deseni
mokopuna [new zealand] n. torun
nanua [new zealand] n. maori dövmesi
mokopuna [new zealand] n. genç insan
mooloo [new zealand] n. waikato'lu kimse
new blood n. grubun veya organizasyonun verimli üyeleri
luminaria [new mexico] n. (köylerde noel arifesini kutlamak için evlerin önünde yakılan) şenlik ateşi
bullocky [australia/new zealand] n. boğa güdücüsü
bullocky [australia/new zealand] n. boğa güdücülerine özgü kaba dil
burl [scotland/australia/new zealand] n. teşebbüs
burl [scotland/australia/new zealand] n. deneme
burl [australia/new zealand] n. araba yolculuğu
burl [scotland/australia/new zealand] n. kalkışma
bushwhacker [new zealand] n. ağaç kesiciliği yapan kimse
bush singlet [new zealand] n. genellikle tarım işçilerinin giydiği siyah yünlü atlet
bushwhacker [new zealand] n. çalılık arazide çalışan kimse
bushwalk [australia/new zealand] n. doğa yürüyüşü
bush lawyer [new zealand] n. maden aracısı
globe [australia/new zealand/south africa] n. ampul
mux [new england] n. karışıklık
mux [new england] n. dağınıklık
mux [new england] n. düzensizlik
ring-in [australia/new zealand] n. yabancı
ring-in [australia/new zealand] n. normalde belirli bir gruba ait olmayan unsur
ring-in [australia/new zealand] n. normalde belirli bir grubun üyesi olmayan kimse
ring-in [australia/new zealand] n. bir grubun dışında olan kimse
chopper [australia/new zealand] n. (eti taze satışa uygun olmayan) hayvan
chop [australia/new zealand] n. odun kırma yarışı
chopper [new zealand] n. çocuk bisikleti
chopper [australia/new zealand] n. eti tüketilemeyen hayvan
clam-flat [new england] n. yumuşak gel-git düzlüğünde midyelerin gizlendiği bölüm
dairy [new zealand] n. küçük market
dairy [new zealand] n. standart çalışma saatlerinin dışında açık kalan dükkan
dairy [new zealand] n. büfe
oncer [new zealand] n. tek seferlik gerçekleşen şey
opportunity shop [australia/new zealand] n. yardım mağazası
road agent [new england] n. yol görevlisi
road agent [new england] n. yol sorumlusu
runoff [new zealand] n. çiftlik yakınlarında bulunmayan otlak
chuckie [scotland/new zealand] n. küçük taş
old identity [australia/new zealand] n. eski toprak
old identity [australia/new zealand] n. bir yerin yaşlı ve tanınmış sakini
ownership flat [new zealand] n. mülk sahibi tarafından işgal edilen daire
ownership flat [new zealand] n. içinde sahibinin yaşadığı daire
new work n. yeni iş
coaster [new zealand] n. batı kıyılarından gelen kimse
dog-roll [new zealand] n. işlenmiş etten oluşan sosis biçimli bir köpek maması
downs [australia/new zealand] n. düz ve çimenlik alan
drainlayer [new zealand] n. su borularını inşa eden kimse
drainlayer [new zealand] n. su borusu tamircisi
pig dog [new zealand] n. çalılarda yaşayan vahşi domuzları avlamak için yetiştirilen köpek
pikau [new zealand] n. sırt çantası
piker [australia/new zealand/us] n. tembel teneke
piker [australia/new zealand/us] n. kaytaran kimse
piker [australia/new zealand] n. işe yaramaz kimse
pinky bar® [new zealand] n. çikolata kaplı bir şekerleme markası
culler [new zealand/australia] n. ıskarta hayvan
culler [new zealand/australia] n. ıskarta koyun
islander [new zealand] n. pasifik adaları sakini
plate [new zealand/australia] n. misafirlerin partiye getirdiği dolu tabak
play-lunch [new zealand] n. okul çocuklarının öğlene doğru yediği atıştırmalık
potae [new zealand] n. bir tür şapka
powhiri [new zealand] n. maori karşılama töreni
saw doctor [new zealand] n. testere uzmanı kimse
coconut [new zealand] n. pasifik adalarında yaşayan kimse
fizzy [new zealand] n. alkolsüz gazlı içecek
fizzy [new zealand] n. asitli içecek
flatting [australia/new zealand] n. paylaşımlı dairede yaşama
fleecie [new zealand] n. yapağı balyalayıcı
fleecie [new zealand] n. yün balyalayıcı
flax kit [new zealand] n. keten lifinden yapılmış sepet
fly [australia/new zealand] n. girişim
fly [australia/new zealand] n. kalkışma
fly [australia/new zealand] n. çaba
fly [australia/new zealand] n. deneme
folio [new zealand] n. birbiriyle ilgili materyallerin oluşturduğu koleksiyon
petrolhead [australia/new zealand] n. motor yarışı tutkunu
petrolhead [australia/new zealand] n. motor yarışçısı
plunket nurse [new zealand] n. plunket adlı bir çocuk gelişim derneğinin görevlendirdiği çocuk bakım hemşiresi
rompers [new zealand] n. kız öğrencilerin maç ve jimnastik sırasında giydikleri bir tür kostüm
sherang [australia/new zealand] n. patron
sherang [australia/new zealand] n. otorite sahibi kimse
singlet [new zealand] n. ormancıların giydiği siyah yün bir dış kıyafet
new job celebration n. yeni iş kutlaması
freeloader [uk/new zealand/canada/scotland] n. marketlerden tarihi geçmiş ürünler alan tüketici
iwi [new zealand] n. maori kabilesi
slip rail [australia/new zealand] n. (gerektiğinde yerinden çıkarılabilen) çit rayı
new installment n. yeni bölüm
new installment n. bir serinin (film, kitap, video oyunu) yeni bölümü
poi dance [new zealand] n. kadınların şarkı söyleyerek gerçekleştirdiği bir dönüşüm dansı
poi dance [new zealand] n. poi dansı
squiz [australia/new zealand] n. üstten bakış
squiz [australia/new zealand] n. göz atma
squiz [australia/new zealand] n. şöyle bir bakış
squiz [australia/new zealand] n. bakış
squiz [australia/new zealand] n. kısa bakış
stretcher [australia/new zealand] n. kordura kumaşlı kampet
new heights n. yeni zirveler
outback [australia/new zealand] n. kırsal bölge
palagi [dialect] [new zealand] n. beyaz kimse
pakeha [australia/new zealand] n. maori asıllı kimse
palagi [new zealand] n. (samoa dilinde) avrupalı
reserve [australia/new zealand] n. spor ve eğlence faaliyetleri için ayrılmış kamu arazisi
stopbank [new zealand] n. (seli önlemesi amaçlanan) toprak dolgu
outback [australia/new zealand] n. ıssız bölge
palagi [dialect] [new zealand] n. kafkasyalı
pakeha [australia/new zealand] n. beyaz adam
farolito [new mexico] n. (dekoratif amaçla kese kağıdına koyulan) dilek mumu
farolito [new mexico] n. ufak bir çeşit kağıt fener
make new v. yenilemek
mark a new epoch v. çığır açmak
make a new start v. yeniden başlamak
turn over a new leaf v. yeni bir hayata başlamak
start on a new bottle of wine v. yeni bir şişe şaraba başlamak
turn over a new leaf v. yeniden başlamak
give new meaning to v. anlam kazandırmak
see in the new year v. yeni yılı karşılamak
usher in a new age v. yeni bir çağ açmak
become new v. yenileşmek
turn over a new leaf v. hayatını daha iyi bir yola koymak
begin a new season v. perdelerini açmak
open new horizons v. yeni ufuklar açmak
add a new dimension v. yeni bir boyut katmak
introduce a new thing v. ortaya çıkarmak
start a new life v. yeni bir yaşama kapılarını açmak
veer off in a new direction v. yeni bir yön çizmeye karar vermek
start a new life v. yeni bir hayata başlamak
bring in something new v. bir ilke imza atmak
come up with a new idea for v. fikir ortaya atmak
move into a new house v. yeni bir eve taşınmak
move into a new house v. yeni eve taşınmak
turn over a new leaf v. beyaz bir sayfa açmak
turn over a new leaf v. beyaz sayfa açmak
enter upon a new career v. yeni bir işe başlamak
break new ground v. bir ilki gerçekleştirmek
break new ground v. ilki gerçekleştirmek
step into new age v. çağ atlamak
develop a new understanding v. yeni bir anlayış geliştirmek
be open to new ideas v. yeni fikirlere açık olmak
be open to new ideas v. yeniliklere açık olmak
break new ground v. bir ilki başarmak
create a new civilization v. yeni bir medeniyet kurmak
enter the new year v. yeni yıla girmek
need new blood v. taze kana ihtiyaç duymak
replace with the new one v. yenisi ile değiştirmek
replace with the new one v. yenisiyle değiştirmek
start a (new) hobby v. hobi edinmek
take up a (new) hobby v. yeni bir hobi edinmek
take up a (new) hobby v. hobi edinmek
start a (new) hobby v. yeni bir hobi edinmek
take on a new meaning v. yeni bir anlam kazanmak
bring new initiatives v. yeni açılımlar getirmek
feel like a new person v. yenilenmiş hissetmek
get a brand new start v. yepyeni bir başlangıç yapmak
give a new image to v. yeni bir imaj kazandırmak
give a new image to v. yeni imaj kazandırmak
create a new account v. yeni bir hesap açmak
create a new account v. yeni hesap açmak
open a new account v. yeni hesap açmak
try something new v. yeni bir şeyler denemek
find a new job v. yeni bir iş bulmak
bring a new perspective v. yeni bir bakış açısı getirmek
make the new one v. yenisini yapmak
provide new opportunities v. yeni fırsatlar sağlamak
provide new opportunities v. yeni fırsatlar sunmak
be fitting in with new friends v. yeni arkadaşlara uyum sağlamak
work on something new v. yeni bir şey üzerinde çalışmak
work on a new album v. yeni bir albüm üzerinde çalışmak
bring a new dimension to v. yeni bir boyut getirmek
incorporate a new company v. yeni bir şirket kurmak
establish a new company v. yeni bir şirket kurmak
found a new company v. yeni bir şirket kurmak
spend one’s new year's night in istanbul v. yılbaşı gecesini istanbul’da geçirmek
ruin one’s new year's eve party v. yılbaşı partisini mahvetmek
spend one’s new year's night in ankara v. yılbaşı gecesini ankara’da geçirmek
gain/find a new identity v. yeni bir benlik bulmak
look new v. yeni gözükmek
be new on the job v. işte yeni olmak
give the first signs/signals of a new move v. yeni bir hamlenin ilk sinyallerini vermek
mark a new period of v. yeni bir döneme işaret etmek
get used to a new situation v. yeni bir duruma alışmak
move to a new city v. yeni bir şehre taşınmak
develop new selling strategies v. yeni satış stratejileri geliştirmek
celebrate the new year v. yeni yılı kutlamak
open up new employment opportunities v. yeni iş sahaları açmak
create new employment opportunities v. yeni iş sahaları açmak
create new employment opportunities v. yeni iş sahaları yaratmak
open up new employment opportunities v. yeni iş sahaları yaratmak
develop a new discourse v. yeni bir söylem geliştirmek
coin a new word into the language v. bir dile kelime kazandırmak
introduce a new word into the language v. bir dile kelime kazandırmak
propose a new plan v. yeni bir plan önerisinde bulunmak
propose a new plan v. yeni bir plan sunmak
cry like a new born baby v. yeni doğmuş bebek gibi ağlamak
cry like a new born baby v. yeni doğmuş bir bebek gibi ağlamak
give a new image to v. yeni bir imaj vermek
look for a new line of work v. farklı bir iş kolu aramak
meet with new people v. yeni insanlarla tanışmak
set a new record v. yeni bir rekor kırmak
break a new record v. yeni bir rekor kırmak
make new enemies v. yeni düşmanlar edinmek
explore a new place v. yeni bir yer keşfetmek
buy new toys v. yeni oyuncaklar satın almak
follow a new path v. yeni bir yol izlemek
move to a new apartment v. yeni bir eve taşınmak
move to a new apartment v. yeni bir daireye taşınmak
stand open to new ideas v. yeni fikirlere açık olmak
stand open to new ideas v. yeni görüşlere açık olmak
meet new cultures v. yeni kültürlerle tanışmak
meet new people v. yeni kişilerle tanışmak
teach new things v. yeni şeyler öğretmek
buy a new phone v. yeni bir telefon almak
usher in a new era of v. de yeni bir dönemi başlatmak
plant new trees v. yeni ağaçlar dikmek
new-model v. değişiklik yapmak
new-model v. şeklini değiştirmek
remit [new zealand] v. bir konunun yıllık genel kurul toplantısında görüşülmesi için yapılan teklif
euchre [australia/new zealand] v. mahvetmek
euchre [australia/new zealand] v. pestilini çıkarmak
euchre [australia/new zealand] v. çok yormak