|
Catégorie |
Anglais |
Turc |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
happy new year interj.
|
mutlu yıllar |
|
| General |
|
| 2 |
General |
new zealand n.
|
yeni zelanda |
|
This was the point I made with regard to New Zealand.
Yeni Zelanda ile ilgili olarak değindiğim husus da buydu.
More Sentences
|
|
|
| 3 |
General |
the new world n.
|
yeni dünya |
|
It is a special gateway between our old continent and the New World.
Eski kıtamız ile Yeni Dünya arasında özel bir geçittir.
More Sentences
|
| 4 |
General |
new zealand n.
|
yeni zelandalı |
|
He's from Canada and she's from New Zealand.
Adam Kanadalı, kadın Yeni Zelandalı.
More Sentences
|
| 5 |
General |
the new testament n.
|
yeni ahit |
|
The New Testament is full of Christian hope.
Yeni Ahit Hıristiyan umuduyla doludur.
More Sentences
|
| 6 |
General |
new world order n.
|
yeni dünya düzeni |
|
The new world order, proclaimed after the Gulf War by President Bush Snr, has quickly been forgotten.
Körfez Savaşı sonrasında Başkan Bush Snr tarafından ilan edilen yeni dünya düzeni hızla unutulmuştur.
More Sentences
|
| 7 |
General |
new guinea n.
|
yeni gine |
|
The island of New Guinea is actually divided into two sections.
Yeni Gine adası aslında iki bölüme ayrılmıştır.
More Sentences
|
| 8 |
General |
new times n.
|
yeni zamanlar |
|
The warriors of the new time were already without the use of armor.
Yeni zamanın savaşçıları zaten zırh kullanmıyordu.
More Sentences
|
| 9 |
General |
the new year n.
|
yılbaşı |
|
How do you spend the New Year?
Yılbaşını nasıl geçirirsiniz?
More Sentences
|
| 10 |
General |
new moon n.
|
yeni ay |
|
The New Moon is the time of the beginning.
Yeni Ay başlangıç zamanıdır.
More Sentences
|
| 11 |
General |
new products n.
|
yeni ürünler |
|
How many more new products do we need?
Daha kaç yeni ürüne ihtiyacımız var?
More Sentences
|
| 12 |
General |
new arrival n.
|
yeni gelen |
|
Regions that are currently poor will not become richer just because some new arrivals are poorer.
Halihazırda yoksul olan bölgeler, sırf bazı yeni gelenler daha yoksul diye zenginleşmeyecektir.
More Sentences
|
| 13 |
General |
new zealander n.
|
yeni zelandalı |
|
And it is guarded by New Zealanders very carefully.
Ve Yeni Zelandalılar tarafından çok dikkatli bir şekilde korunuyor.
More Sentences
|
| 14 |
General |
new blood n.
|
taze kan |
|
We need new blood.
Taze kana ihtiyacımız var.
More Sentences
|
| 15 |
General |
new year's eve n.
|
yılbaşı gecesi |
|
New Year's Eve was a perfect night.
Yılbaşı gecesi mükemmel bir geceydi.
More Sentences
|
| 16 |
General |
new year n.
|
yılbaşı |
|
What city were you in on New Year's 2000?
2000 yılbaşında hangi şehirdeydiniz?
More Sentences
|
| 17 |
General |
the new year n.
|
yeni yıl |
|
I look forward to resuming with vim and vigour in the New Year.
Yeni Yılda canla başla çalışmaya devam etmeyi dört gözle bekliyorum.
More Sentences
|
| 18 |
General |
new york n.
|
new york |
|
The New York Times, too, has chosen to say no to war.
New York Times da savaşa hayır demeyi seçti.
More Sentences
|
| 19 |
General |
new world n.
|
yeni dünya |
|
I welcome every opportunity to work with you to create this new world'.
Bu yeni dünyayı yaratmak için sizinle birlikte çalışma fırsatını memnuniyetle karşılıyorum.
More Sentences
|
| 20 |
General |
new delhi n.
|
yeni delhi |
|
There are three essential points we must uphold in New Delhi.
Yeni Delhi'de savunmamız gereken üç temel nokta var.
More Sentences
|
| 21 |
General |
new orleans n.
|
new orleans |
|
Search for French Market Inn discounts in New Orleans with KAYAK.
KAYAK'ta New Orleans French Market Inn indirimlerini arayın.
More Sentences
|
| 22 |
General |
new states n.
|
yeni devletler |
|
Are the States which have so far been receiving aid going to stop doing so in favour of the new States?
Şimdiye kadar yardım alan Devletler, yeni Devletler lehine bu yardımı kesecekler mi?
More Sentences
|
| 23 |
General |
new year n.
|
yeni yıl |
|
First of all, I would like to wish everyone here in the House a happy new year.
Her şeyden önce, Meclis'teki herkese mutlu bir yeni yıl diliyorum.
More Sentences
|
| 24 |
General |
new model n.
|
yeni model |
|
The new model is equipped with a more modern sight and the ability to work with different types of cartridges.
Yeni model, daha modern bir görüş ve farklı tipte kartuşlarla çalışma yeteneği ile donatılmıştır.
More Sentences
|
| 25 |
General |
new business n.
|
yeni iş |
|
They are an important source of employment and a breeding ground for new business concepts.
Önemli bir istihdam kaynağı ve yeni iş konseptleri için bir üreme alanıdır.
More Sentences
|
| 26 |
General |
papua new guinea n.
|
papua yeni gine |
|
It is found in Indonesia and Papua New Guinea.
Endonezya ve Papua Yeni Gine'de bulunur.
More Sentences
|
| 27 |
General |
new age n.
|
yeni çağ |
|
When will the new age be here?
Yeni çağ ne zaman gelecek?
More Sentences
|
| 28 |
General |
new year's day n.
|
yılbaşı |
|
This year New Year's Day falls on Sunday.
Bu yıl yılbaşı Pazar gününe denk geliyor.
More Sentences
|
| 29 |
General |
new thought n.
|
yeni düşünce |
|
No new thoughts, no new vision, no new initiatives and no urgency.
Yeni düşünceler yok, yeni vizyon yok, yeni girişimler yok ve aciliyet de yok.
More Sentences
|
| 30 |
General |
new era n.
|
yeni çağ |
|
We are in the new era of personalized relationship marketing.
Kişiselleştirilmiş ilişki pazarlamasının yeni çağındayız.
More Sentences
|
| 31 |
General |
new hope n.
|
yeni umut |
|
You're not just the new hope of the planet, you always have been the hope of the planet.
Siz sadece gezegenin yeni umudu değilsiniz, her zaman gezegenin umudu oldunuz.
More Sentences
|
| 32 |
General |
new technology n.
|
yeni teknoloji |
|
It must be clear to us as well, though, that new technologies can endanger food safety.
Yeni teknolojilerin gıda güvenliğini tehlikeye atabileceği bizim için de açık olmalıdır.
More Sentences
|
| 33 |
General |
new period n.
|
yeni dönem |
|
The seeds of the new period of the history of humanity were sown.
İnsanlık tarihinin yeni döneminin tohumları atıldı.
More Sentences
|
| 34 |
General |
new era n.
|
yeni dönem |
|
The new era will officially begin on May 1.
Yeni dönem resmi olarak 1 Mayıs'ta başlayacak.
More Sentences
|
| 35 |
General |
breaking new ground n.
|
çığır açma |
|
We are breaking new ground and doing so in complex circumstances.
Yeni bir çığır açıyoruz ve bunu karmaşık koşullar altında yapıyoruz.
More Sentences
|
| 36 |
General |
new clothes n.
|
yeni elbiseler |
|
Soon he needed new clothes.
Kısa süre sonra yeni elbiselere ihtiyacı oldu.
More Sentences
|
| 37 |
General |
new things n.
|
yeni şeyler |
|
In fact, I am constantly having to learn about new things in order to be able to continue to do my job.
Aslında işimi yapmaya devam edebilmek için sürekli yeni şeyler öğrenmek zorunda kalıyorum.
More Sentences
|
| 38 |
General |
new friends n.
|
yeni arkadaşlar |
|
Don’t let fear hold you back from seeking new friends or getting to know people.
Korkunun sizi yeni arkadaşlar aramaktan veya insanları tanımaktan alıkoymasına izin vermeyin.
More Sentences
|
| 39 |
General |
new year's day n.
|
yılbaşı günü |
|
How did you spend New Year's Day?
Yılbaşı gününü nasıl geçirdiniz?
More Sentences
|
| 40 |
General |
new developments n.
|
yeni gelişmeler |
|
That is an important new development.
Bu önemli bir yeni gelişmedir.
More Sentences
|
| 41 |
General |
new money n.
|
sonradan görme |
|
Tom is new money.
Tom sonradan görme zengin.
More Sentences
|
| 42 |
General |
new conditions n.
|
yeni koşullar |
|
The authorities therefore also have the time required to adjust to the new conditions.
Dolayısıyla yetkililerin de yeni koşullara uyum sağlamak için gerekli zamanı vardır.
More Sentences
|
|
|
| 43 |
General |
new turkish n.
|
yeni türkçe |
|
I am excited about our new Turkish course.
Yeni Türkçe kursumuz için heyecanlıyım.
More Sentences
|
| 44 |
General |
new buildings n.
|
yeni binalar |
|
The Office is not yet ready to move into the new building.
Ofis henüz yeni binasına taşınmaya hazır değildir.
More Sentences
|
| 45 |
General |
new circumstances n.
|
yeni koşullar |
|
We don’t know how to alter our story to accommodate these new circumstances.
Bu yeni koşullara uyum sağlamak için hikayemizi nasıl değiştireceğimizi bilmiyoruz.
More Sentences
|
| 46 |
General |
new project n.
|
yeni proje |
|
In concentrating only on new projects there is a clear danger of distortions of competition in relation to the old ones.
Sadece yeni projelere odaklanıldığında, eski projelerle ilgili olarak rekabetin bozulma tehlikesi açıkça görülmektedir.
More Sentences
|
| 47 |
General |
new customer n.
|
yeni müşteri |
|
You want your new customers to become loyal customers that buy from you again and again.
Yeni müşterilerinizin sizden tekrar tekrar satın alan sadık müşteriler olmasını istiyorsunuz.
More Sentences
|
| 48 |
General |
new shop n.
|
yeni dükkan/mağaza |
|
When did you open your new shop?
Yeni dükkanını ne zaman açtın?
More Sentences
|
| 49 |
General |
new branch n.
|
yeni şube |
|
NBG now plans to open 32 new branches in the Balkans.
NBG şimdi Balkanlar'da 32 yeni şube açmayı planlıyor.
More Sentences
|
| 50 |
General |
a new beginning n.
|
yeni bir başlangıç |
|
It can and must signal the start of a new beginning.
Yeni bir başlangıca işaret edebilir ve etmelidir de.
More Sentences
|
| 51 |
General |
new words n.
|
yeni kelimeler |
|
During this period, new words continue to be added to the baby's vocabulary.
Bu dönemde bebeğin kelime dağarcığına yeni kelimeler eklenmeye devam eder.
More Sentences
|
| 52 |
General |
new car n.
|
yeni araba |
|
The new car looks aggressive but elegant.
Yeni araba agresif ama zarif görünüyor.
More Sentences
|
| 53 |
General |
new product n.
|
yeni ürün |
|
Product Hunt is a popular destination and community for people who love finding new products.
Product Hunt, yeni ürünler bulmayı seven insanlar için popüler bir destinasyon ve topluluktur.
More Sentences
|
| 54 |
General |
new yorker n.
|
new yorklu |
|
Today, as the Prime Minister has remarked, we are all Americans, we are all New Yorkers, we are all Washingtonians.
Bugün, Başbakan'ın da ifade ettiği gibi, hepimiz Amerikalıyız, hepimiz New Yorkluyuz, hepimiz Washingtonluyuz.
More Sentences
|
| 55 |
General |
a new environment n.
|
yeni bir çevre |
|
A new job, a new environment would be good for you.
Yeni bir iş, yeni bir çevre size iyi gelecektir.
More Sentences
|
| 56 |
General |
new treatments n.
|
yeni tedaviler |
|
The new treatment could be a mix of both approaches.
Yeni tedavi her iki yaklaşımın bir karışımı olabilir.
More Sentences
|
| 57 |
General |
new version n.
|
yeni sürüm |
|
After you install the new version of AdWords Editor, your accounts will need to be downloaded again.
AdWords Editör'ün yeni sürümünü yükledikten sonra hesaplarınızın yeniden indirilmesi gerekecektir.
More Sentences
|
| 58 |
General |
new student n.
|
yeni öğrenci |
|
Each year the EU gets around 100 000 fewer new students than the United States.
AB her yıl Amerika Birleşik Devletleri'nden yaklaşık 100.000 daha az yeni öğrenci almaktadır.
More Sentences
|
| 59 |
General |
new faces n.
|
yeni yüzler |
|
It’s always nice to see new faces here.
Burada yeni yüzler görmek her zaman güzeldir.
More Sentences
|
| 60 |
General |
new approach n.
|
yeni yaklaşım |
|
I cannot promise you that the new approach will succeed.
Yeni yaklaşımın başarılı olacağına dair size söz veremem.
More Sentences
|
| 61 |
General |
new year's resolution n.
|
yeni yıl kararı |
|
However, research suggests that many New Year’s resolutions fail.
Ancak araştırmalar, birçok Yeni Yıl kararının başarısız olduğunu gösteriyor.
More Sentences
|
| 62 |
General |
new horizons n.
|
yeni ufuklar |
|
With their enthusiasm, we will be able to enhance our Union and give it new horizons.
Onların coşkusuyla Birliğimizi geliştirebilecek ve ona yeni ufuklar kazandırabileceğiz.
More Sentences
|
| 63 |
General |
new ways n.
|
yeni yollar |
|
We must therefore have confidence, above all in ourselves, and decide to experiment with new ways of doing things.
Bu nedenle her şeyden önce kendimize güvenmeli ve yeni yollar denemeye karar vermeliyiz.
More Sentences
|
| 64 |
General |
chinese new year n.
|
çin yeni yılı |
|
Here is everything you need to know about Chinese New Year.
İşte Çin Yeni Yılı hakkında bilmeniz gereken her şey.
More Sentences
|
| 65 |
General |
a new study n.
|
yeni bir çalışma |
|
For this purpose, this year we started a new study especially in the temple area.
Bu amaçla bu yıl özellikle tapınak alanında yeni bir çalışma başlattık.
More Sentences
|
| 66 |
General |
new year's n.
|
yılın ilk günü |
|
On the first day of each New Year.
Her yeni yılın ilk gününde.
More Sentences
|
| 67 |
General |
new look n.
|
yeni görünüm |
|
What do you think about the new look of my blog?
Blogumun yeni görünümü hakkında ne düşünüyorsunuz?
More Sentences
|
| 68 |
General |
new year's n.
|
yılbaşı |
|
Tom and Mary met at a New Year's party.
Tom ve Mary Yılbaşı partisinde tanıştı.
More Sentences
|
| 69 |
General |
new normal n.
|
yeni normal |
|
The cloud is becoming the new normal.
Bulut yeni normal haline geliyor.
More Sentences
|
| 70 |
General |
a new process n.
|
yeni bir süreç |
|
Indeed, it could be useful, precisely because this is a new process which we need to improve.
Gerçekten de faydalı olabilir çünkü bu tam da geliştirmemiz gereken yeni bir süreçtir.
More Sentences
|
| 71 |
General |
break new ground v.
|
çığır açmak |
|
Vimax was created to break new ground here.
Vimax burada yeni bir çığır açmak için yaratıldı.
More Sentences
|
| 72 |
General |
set new standard v.
|
yeni standart belirlemek |
|
We set new standards in terms of service and support.
Hizmet ve destek açısından yeni standartlar belirliyoruz.
More Sentences
|
| 73 |
General |
meet new people v.
|
yeni insanlarla tanışmak |
|
Meet new people in your area or anywhere in the world.
Bölgenizde veya dünyanın herhangi bir yerinde yeni insanlarla tanışın.
More Sentences
|
| 74 |
General |
learn new things v.
|
yeni şeyler öğrenmek |
|
I like to learn new things and to develop myself.
Yeni şeyler öğrenmeyi ve kendimi geliştirmeyi seviyorum.
More Sentences
|
| 75 |
General |
new moon n.
|
hilal |
|
| 76 |
General |
new guinean n.
|
yeni gine |
|
| 77 |
General |
new business enterprises n.
|
yeni ticari teşebbüsler |
|
| 78 |
General |
papua new guinea trobriand islands n.
|
papua yeni gine trobrıan adaları |
|
| 79 |
General |
new moon n.
|
ayça |
|
| 80 |
General |
the new world n.
|
yenidünya |
|
| 81 |
General |
new line character n.
|
satır başı karakteri |
|
| 82 |
General |
new moon n.
|
yeniay |
|
| 83 |
General |
a new lease of life n.
|
yeniden doğma |
|
| 84 |
General |
new criticism n.
|
yeni eleştiri |
|
| 85 |
General |
new facility inspection n.
|
yeni tesis denetimi |
|
| 86 |
General |
the new testament n.
|
ahdicedit |
|
| 87 |
General |
new year's eve n.
|
31 aralık gecesi |
|
| 88 |
General |
jewish new year n.
|
yahudi yeni yılı |
|
| 89 |
General |
new britain n.
|
yeni britanya |
|
| 90 |
General |
new agencies n.
|
haber ajansları |
|
| 91 |
General |
the new jerusalem n.
|
cennet |
|
| 92 |
General |
new year's day n.
|
1 ocak |
|
| 93 |
General |
new towns n.
|
yeni şehirler |
|
| 94 |
General |
new recruit n.
|
askere yeni alınmış er |
|
| 95 |
General |
new year n.
|
yeni sene |
|
| 96 |
General |
new plymounth colony n.
|
new plymounth kolonisi |
|
| 97 |
General |
new tourist n.
|
yeni turist |
|
| 98 |
General |
new world n.
|
avrupa tarafından görüldüğü şekliyle kuzey ve güney amerika |
|
| 99 |
General |
a new one on me n.
|
şaşırtıcı bir şey |
|
| 100 |
General |
new year in art n.
|
sanatta yeni yıl |
|
| 101 |
General |
new recruit n.
|
acemi er |
|
| 102 |
General |
new left n.
|
yeni sol |
|
| 103 |
General |
new england n.
|
yeni ingiltere |
|
| 104 |
General |
larrikin [australia/new zealand] n.
|
serseri |
|
| 105 |
General |
new zealand dollar n.
|
yeni zelanda doları |
|
| 106 |
General |
new coinage n.
|
yeni basılmış madeni para |
|
| 107 |
General |
new guinean n.
|
yeni gineli |
|
| 108 |
General |
papua new guinean n.
|
papua yeni gineli |
|
| 109 |
General |
new year's eve n.
|
yılbaşı arifesi |
|
| 110 |
General |
papua new guinea people n.
|
papua yeni gine halkı |
|
| 111 |
General |
new zealand people n.
|
yeni zelanda halkı |
|
| 112 |
General |
new york stock exchange n.
|
new york menkul değerler borsası |
|
| 113 |
General |
new york metropolitan area n.
|
new york metropolitan alanı |
|
| 114 |
General |
new order n.
|
yeni düzen |
|
| 115 |
General |
new order n.
|
genel reform |
|
| 116 |
General |
new hope n.
|
güneydoğu pensilvanya'da bir bölge |
|
| 117 |
General |
new south wales n.
|
güney doğu avustralya bölgesi |
|
| 118 |
General |
new edition n.
|
yeni basım |
|
| 119 |
General |
new turkish lira n.
|
yeni türk lirası |
|
| 120 |
General |
new edition n.
|
yeni baskı |
|
| 121 |
General |
new year eve n.
|
yılbaşı arifesi |
|
| 122 |
General |
new beginning n.
|
yeni bir başlangıç |
|
| 123 |
General |
new chance n.
|
temiz bir sayfa |
|
| 124 |
General |
new beginning n.
|
temiz bir sayfa |
|
| 125 |
General |
new chance n.
|
yeni bir başlangıç |
|
| 126 |
General |
new turkish liras n.
|
yeni türk lirası |
|
| 127 |
General |
new age n.
|
yeni dönem |
|
| 128 |
General |
new expansion n.
|
yeni açılım |
|
| 129 |
General |
new tricks to old dogs n.
|
eski köye yeni adet |
|
| 130 |
General |
a new geography n.
|
yeni bir coğrafya |
|
| 131 |
General |
old turkish-persian new year celebration n.
|
nevruz |
|
| 132 |
General |
new year's resolution n.
|
yılbaşında bir bireyin belirli türdeki davranışlarını değiştirmek için aldığı karar |
|
| 133 |
General |
new-testament n.
|
yeni ahit |
|
| 134 |
General |
new sand n.
|
taze döküm kumu |
|
| 135 |
General |
decision regarding a new trial n.
|
muhakemenin iadesi hakkında karar |
|
| 136 |
General |
the new order n.
|
nizam-ı cedid |
|
| 137 |
General |
new york police department n.
|
newyork polis departmanı |
|
| 138 |
General |
new year celebration n.
|
yeni yıl kutlaması |
|
| 139 |
General |
new year holiday n.
|
yılbaşı tatili |
|
| 140 |
General |
new fashion n.
|
yeni moda |
|
| 141 |
General |
new year greeting n.
|
yeni yıl tebriği |
|
| 142 |
General |
new year greeting n.
|
yeniyıl tebriği |
|
| 143 |
General |
a new breath n.
|
yeni bir soluk |
|
| 144 |
General |
a new breath n.
|
yeni soluk |
|
| 145 |
General |
preparation for new season n.
|
yeni sezon hazırlığı |
|
| 146 |
General |
new image n.
|
yeni imaj |
|
| 147 |
General |
new york gang n.
|
new york çetesi |
|
| 148 |
General |
new year hat n.
|
yılbaşı şapkası |
|
| 149 |
General |
new circumstances n.
|
yeni şartlar |
|
| 150 |
General |
new paper n.
|
yeni kağıt |
|
| 151 |
General |
new turkish alphabet n.
|
yeni türk alfabesi |
|
| 152 |
General |
new year preparations n.
|
yeni yıl hazırlıkları |
|
| 153 |
General |
new year gift n.
|
yeni yıl hediyesi |
|
| 154 |
General |
new year present n.
|
yeni yıl hediyesi |
|
| 155 |
General |
a new sense of realism n.
|
yeni bir gerçekçilik anlayışı |
|
| 156 |
General |
the new earth army n.
|
yeni dünya ordusu |
|
| 157 |
General |
new age movement n.
|
yeni çağ hareketi |
|
| 158 |
General |
a brand-new program n.
|
yepyeni bir program |
|
| 159 |
General |
old and new testament n.
|
eski ve yeni ahit |
|
| 160 |
General |
new year table n.
|
yılbaşı masası |
|
| 161 |
General |
new year's table n.
|
yılbaşı masası |
|
| 162 |
General |
new year table n.
|
yılbaşı sofrası |
|
| 163 |
General |
new year's table n.
|
yılbaşı sofrası |
|
| 164 |
General |
best new band n.
|
en iyi çıkış yapan grup |
|
| 165 |
General |
new yorker n.
|
new york'ta yaşayan kişi |
|
| 166 |
General |
new year ceremony n.
|
yeni yıl töreni |
|
| 167 |
General |
new year ceremony n.
|
yeni yıl seremonisi |
|
| 168 |
General |
new world translation of the holy scriptures n.
|
kutsal metinlerin yeni dünya tercümesi |
|
| 169 |
General |
a pair of new shoes n.
|
bir çift yeni ayakkabı |
|
| 170 |
General |
a new hire n.
|
işe yeni alınan kişi |
|
| 171 |
General |
chilly bin (new zeland) n.
|
buz kutusu |
|
| 172 |
General |
chilly bin (new zeland) n.
|
portatif soğutucu |
|
| 173 |
General |
new pupil n.
|
yeni öğrenci |
|
| 174 |
General |
new year's decoration n.
|
yılbaşı süsü |
|
| 175 |
General |
johnny pump (in new york city) n.
|
yangın musluğu |
|
| 176 |
General |
new car n.
|
sıfır araba |
|
| 177 |
General |
new year's resolutions n.
|
yeni yıl kararları |
|
| 178 |
General |
brand new n.
|
son çıkan |
|
| 179 |
General |
the new words learned n.
|
öğrenilen yeni kelimeler |
|
| 180 |
General |
new logic n.
|
yeni mantık |
|
| 181 |
General |
new unit n.
|
yeni ünite |
|
| 182 |
General |
new forwarder n.
|
yeni yönlendirici |
|
| 183 |
General |
new house n.
|
yeni ev |
|
| 184 |
General |
new year party n.
|
yeni yıl partisi |
|
| 185 |
General |
my new friend at school n.
|
okuldaki yeni arkadaşım |
|
| 186 |
General |
new ticket n.
|
yeni bilet |
|
| 187 |
General |
new week n.
|
yeni hafta |
|
| 188 |
General |
taonga [new zeland] n.
|
değerli, yüksek fiyatlı herhangi bir şey |
|
| 189 |
General |
taonga [new zeland] n.
|
hazine |
|
| 190 |
General |
camp oven [australia/new zeland] n.
|
açık hava ocağı/fırını |
|
| 191 |
General |
rahui [new zeland] n.
|
māori kültüründe yasak anlamındaki sözcük |
|
| 192 |
General |
chartered club [new zealand] n.
|
içki ruhsatı olan özel kulüp |
|
| 193 |
General |
new jerseyan n.
|
new jersey'de oturan kimse |
|
| 194 |
General |
new canadian n.
|
kanada'ya yeni göçen kimse |
|
| 195 |
General |
new hampshirite n.
|
new hampshire'da yaşayan kimse |
|
| 196 |
General |
new age n.
|
1970'lerde ortaya çıkan manevi ve bilinç arttırıcı akımlar bütünü |
|
| 197 |
General |
new englander n.
|
yeni ingiltereli |
|
| 198 |
General |
new jerseyan n.
|
new jersey'in yerlisi olan kimse |
|
| 199 |
General |
new australian n.
|
avustralya’ya göçmüş anadili ingilizce olmayan kimse |
|
| 200 |
General |
new deal n.
|
yeniden değerlendirme |
|
| 201 |
General |
new hampshirite n.
|
new hampshire'ın yerlisi olan kimse |
|
| 202 |
General |
new brunswicker n.
|
new brunswick eyaletinden olan kimse |
|
| 203 |
General |
new chum [aus] n.
|
toy kimse |
|
| 204 |
General |
new englander n.
|
new england'da yaşayan amerikalı |
|
| 205 |
General |
new ager n.
|
new age akımının takipçisi olan kimse |
|
| 206 |
General |
new englander n.
|
kuzey abd'de maine, new hampshire, vermont, massachusetts, connecticut ve rhode island'dan oluşan bölgenin sakini olan kimse |
|
| 207 |
General |
new-sprung n.
|
yeni var olmuş |
|
| 208 |
General |
new years eve n.
|
31 aralık akşamı |
|
| 209 |
General |
new year n.
|
yılın genellikle tatil olarak kutlanan ilk günleri |
|
| 210 |
General |
new-sprung n.
|
yakın zamanda var olmuş |
|
| 211 |
General |
new year n.
|
yahudi yeni yılı |
|
| 212 |
General |
new years eve n.
|
yılbaşı arifesi |
|
| 213 |
General |
new mexican n.
|
new mexico'da yaşayan kimse |
|
| 214 |
General |
new years day n.
|
1 ocak |
|
| 215 |
General |
new look n.
|
christian dior'un yarattığı, kadın kıyafetlerinde uzun eteklerin hüküm sürdüğü bir moda |
|
| 216 |
General |
new year's n.
|
1 ocak |
|
| 217 |
General |
new-sprung n.
|
yakın zamanda ortaya çıkmış |
|
| 218 |
General |
new mexican n.
|
new mexico'nun yerlisi olan kimse |
|
| 219 |
General |
new years day n.
|
yılın ilk günü |
|
| 220 |
General |
new wave n.
|
en yeni ve frapan moda |
|
| 221 |
General |
new years day n.
|
yılbaşı |
|
| 222 |
General |
new years eve n.
|
yılbaşı gecesi |
|
| 223 |
General |
new year n.
|
roş aşana |
|
| 224 |
General |
new wave n.
|
yeni akım |
|
| 225 |
General |
new wave n.
|
yeni atılım |
|
| 226 |
General |
new man n.
|
doğasındaki özenli tarafı ortaya çıkararak, çocuk bakımı ve ev işlerinde eşit sorumluluk alan modern erkek |
|
| 227 |
General |
new-sprung n.
|
yeni ortaya çıkmış |
|
| 228 |
General |
tramping club [new zealand] n.
|
doğa yürüyüşü grubu |
|
| 229 |
General |
tramper [new zealand] n.
|
doğa yürüyüşü yapan kimse |
|
| 230 |
General |
lineman [australia/new zealand] n.
|
(geçmişte) can kurtaran |
|
| 231 |
General |
new car smell n.
|
yeni araba kokusu |
|
| 232 |
General |
new car smell n.
|
sıfır araba kokusu |
|
| 233 |
General |
aroha [new zealand] n.
|
aşk |
|
| 234 |
General |
aroha [new zealand] n.
|
hürmet |
|
| 235 |
General |
aroha [new zealand] n.
|
sevgi |
|
| 236 |
General |
art union [australia/new zealand] n.
|
genellikle nakit harici başka ödüller veren piyango |
|
| 237 |
General |
yat [new orleans] n.
|
new orleans'lı alt ve orta gelir grubundan beyaz |
|
| 238 |
General |
fadge [new zealand] n.
|
100 kilogramdan daha hafif yün balyası içinde yün paketi |
|
| 239 |
General |
kaik [new zealand] n.
|
(güney adası lehçesinde) kainga |
|
| 240 |
General |
kai [new zealand] n.
|
gıda |
|
| 241 |
General |
kai [new zealand] n.
|
besin |
|
| 242 |
General |
kai [new zealand] n.
|
yiyecek |
|
| 243 |
General |
kete [new zealand] n.
|
ketenden örülmüş sepet |
|
| 244 |
General |
kitchen tea [australia/new zealand] n.
|
kadın davetlilerin hediye olarak mutfak gereçleri getirdiği düğün öncesi parti |
|
| 245 |
General |
kiwiana [australia/new zealand] n.
|
yeni zelanda'nın tarihi ve popüler kültürüyle ilişkili |
|
| 246 |
General |
larrikinism [australia/new zealand] n.
|
holiganlık |
|
| 247 |
General |
larrikinism [australia/new zealand] n.
|
holiganizm |
|
| 248 |
General |
larrikinism [australia/new zealand] n.
|
densiz ve saygısız davranış |
|
| 249 |
General |
queen street farmer [new zealand] n.
|
genellikle vergi kaybı için çiftlik işleten şehirli iş adamı |
|
| 250 |
General |
billy-bread [new zealand] n.
|
kamp ateşinde pişirilen ekmek |
|
| 251 |
General |
birdcage [australia/new zealand] n.
|
padok |
|
| 252 |
General |
black stump [new zealand] n.
|
uzak yol |
|
| 253 |
General |
learner's chain [new zealand] n.
|
kesimhanede çalışan tecrübesiz işçi takımı |
|
| 254 |
General |
leading dog [new zealand] n.
|
sürü koruma köpeği |
|
| 255 |
General |
maori bunk [new zealand] n.
|
yükseltilmiş yatak |
|
| 256 |
General |
marching girl [australia/new zealand] n.
|
süslü üniformalarla resmi geçitlerde veya müsabakalarda çeşitli düzenlerde yürüyüş yapan genç kadın takımları |
|
| 257 |
General |
meetinghouse [new zealand] n.
|
maori kabile salonu |
|
| 258 |
General |
meeting house [new zealand] n.
|
maori kabile salonu |
|
| 259 |
General |
whinge [uk/australia/new zealand) n.
|
sızlanma |
|
| 260 |
General |
whinge [uk/australia/new zealand) n.
|
haykırma |
|
| 261 |
General |
whinge [uk/australia/new zealand) n.
|
ağlama |
|
| 262 |
General |
blob (new england) n.
|
çiçek |
|
| 263 |
General |
block [australia/new zealand] n.
|
arsa |
|
| 264 |
General |
handle [new zealand] n.
|
hissiyat |
|
| 265 |
General |
hard case [new zealand] n.
|
sıkı kimse |
|
| 266 |
General |
hapu [new zealand] n.
|
yeni zelanda yerlileri klanı |
|
| 267 |
General |
heitiki [new zealand] n.
|
maorilere özgü yeşim taşından yapılan bir kolye |
|
| 268 |
General |
bottle-jack [new zealand] n.
|
şişe kriko |
|
| 269 |
General |
brew [uk/new zealand] n.
|
bir fincan çay yapma |
|
| 270 |
General |
bridle track [new zealand] n.
|
ata binmek için uygun yol |
|
| 271 |
General |
bucket [australia/new zealand] n.
|
dondurma kovası |
|
| 272 |
General |
hokonui [obsolete] [new zealand] n.
|
yasadışı viski |
|
| 273 |
General |
home unit [australia/new zealand] n.
|
bir dizi benzer konutun parçası olan müstakil ev |
|
| 274 |
General |
home aid [new zealand] n.
|
hizmetçi |
|
| 275 |
General |
home help [uk] [new zealand] n.
|
ihtiyaç sahiplerine yerel bir yönetim merkezinin sosyal hizmetler departmanınca sağlanan yardım hizmeti |
|
| 276 |
General |
home aid [new zealand] n.
|
yardımcı |
|
| 277 |
General |
home help [uk] [new zealand] n.
|
kendine bakacak durumda olmayan kişilerin ev işlerini yapması için para ödenen kimse |
|
| 278 |
General |
home aid [new zealand] n.
|
evde yardım |
|
| 279 |
General |
hooley [ireland/new zealand] n.
|
canlı parti |
|
| 280 |
General |
hooley [ireland/new zealand] n.
|
eğlenceli kutlama |
|
| 281 |
General |
nanua [new zealand] n.
|
maori dövme deseni |
|
| 282 |
General |
mokopuna [new zealand] n.
|
torun |
|
| 283 |
General |
nanua [new zealand] n.
|
maori dövmesi |
|
| 284 |
General |
mokopuna [new zealand] n.
|
genç insan |
|
| 285 |
General |
mooloo [new zealand] n.
|
waikato'lu kimse |
|
| 286 |
General |
new blood n.
|
grubun veya organizasyonun verimli üyeleri |
|
| 287 |
General |
luminaria [new mexico] n.
|
(köylerde noel arifesini kutlamak için evlerin önünde yakılan) şenlik ateşi |
|
| 288 |
General |
bullocky [australia/new zealand] n.
|
boğa güdücüsü |
|
| 289 |
General |
bullocky [australia/new zealand] n.
|
boğa güdücülerine özgü kaba dil |
|
| 290 |
General |
burl [scotland/australia/new zealand] n.
|
teşebbüs |
|
| 291 |
General |
burl [scotland/australia/new zealand] n.
|
deneme |
|
| 292 |
General |
burl [australia/new zealand] n.
|
araba yolculuğu |
|
| 293 |
General |
burl [scotland/australia/new zealand] n.
|
kalkışma |
|
| 294 |
General |
bushwhacker [new zealand] n.
|
ağaç kesiciliği yapan kimse |
|
| 295 |
General |
bush singlet [new zealand] n.
|
genellikle tarım işçilerinin giydiği siyah yünlü atlet |
|
| 296 |
General |
bushwhacker [new zealand] n.
|
çalılık arazide çalışan kimse |
|
| 297 |
General |
bushwalk [australia/new zealand] n.
|
doğa yürüyüşü |
|
| 298 |
General |
bush lawyer [new zealand] n.
|
maden aracısı |
|
| 299 |
General |
globe [australia/new zealand/south africa] n.
|
ampul |
|
| 300 |
General |
mux [new england] n.
|
karışıklık |
|
| 301 |
General |
mux [new england] n.
|
dağınıklık |
|
| 302 |
General |
mux [new england] n.
|
düzensizlik |
|
| 303 |
General |
ring-in [australia/new zealand] n.
|
yabancı |
|
| 304 |
General |
ring-in [australia/new zealand] n.
|
normalde belirli bir gruba ait olmayan unsur |
|
| 305 |
General |
ring-in [australia/new zealand] n.
|
normalde belirli bir grubun üyesi olmayan kimse |
|
| 306 |
General |
ring-in [australia/new zealand] n.
|
bir grubun dışında olan kimse |
|
| 307 |
General |
chopper [australia/new zealand] n.
|
(eti taze satışa uygun olmayan) hayvan |
|
| 308 |
General |
chop [australia/new zealand] n.
|
odun kırma yarışı |
|
| 309 |
General |
chopper [new zealand] n.
|
çocuk bisikleti |
|
| 310 |
General |
chopper [australia/new zealand] n.
|
eti tüketilemeyen hayvan |
|
| 311 |
General |
clam-flat [new england] n.
|
yumuşak gel-git düzlüğünde midyelerin gizlendiği bölüm |
|
| 312 |
General |
dairy [new zealand] n.
|
küçük market |
|
| 313 |
General |
dairy [new zealand] n.
|
standart çalışma saatlerinin dışında açık kalan dükkan |
|
| 314 |
General |
dairy [new zealand] n.
|
büfe |
|
| 315 |
General |
oncer [new zealand] n.
|
tek seferlik gerçekleşen şey |
|
| 316 |
General |
opportunity shop [australia/new zealand] n.
|
yardım mağazası |
|
| 317 |
General |
road agent [new england] n.
|
yol görevlisi |
|
| 318 |
General |
road agent [new england] n.
|
yol sorumlusu |
|
| 319 |
General |
runoff [new zealand] n.
|
çiftlik yakınlarında bulunmayan otlak |
|
| 320 |
General |
chuckie [scotland/new zealand] n.
|
küçük taş |
|
| 321 |
General |
old identity [australia/new zealand] n.
|
eski toprak |
|
| 322 |
General |
old identity [australia/new zealand] n.
|
bir yerin yaşlı ve tanınmış sakini |
|
| 323 |
General |
ownership flat [new zealand] n.
|
mülk sahibi tarafından işgal edilen daire |
|
| 324 |
General |
ownership flat [new zealand] n.
|
içinde sahibinin yaşadığı daire |
|
| 325 |
General |
new work n.
|
yeni iş |
|
| 326 |
General |
coaster [new zealand] n.
|
batı kıyılarından gelen kimse |
|
| 327 |
General |
dog-roll [new zealand] n.
|
işlenmiş etten oluşan sosis biçimli bir köpek maması |
|
| 328 |
General |
downs [australia/new zealand] n.
|
düz ve çimenlik alan |
|
| 329 |
General |
drainlayer [new zealand] n.
|
su borularını inşa eden kimse |
|
| 330 |
General |
drainlayer [new zealand] n.
|
su borusu tamircisi |
|
| 331 |
General |
pig dog [new zealand] n.
|
çalılarda yaşayan vahşi domuzları avlamak için yetiştirilen köpek |
|
| 332 |
General |
pikau [new zealand] n.
|
sırt çantası |
|
| 333 |
General |
piker [australia/new zealand/us] n.
|
tembel teneke |
|
| 334 |
General |
piker [australia/new zealand/us] n.
|
kaytaran kimse |
|
| 335 |
General |
piker [australia/new zealand] n.
|
işe yaramaz kimse |
|
| 336 |
General |
pinky bar® [new zealand] n.
|
çikolata kaplı bir şekerleme markası |
|
| 337 |
General |
culler [new zealand/australia] n.
|
ıskarta hayvan |
|
| 338 |
General |
culler [new zealand/australia] n.
|
ıskarta koyun |
|
| 339 |
General |
islander [new zealand] n.
|
pasifik adaları sakini |
|
| 340 |
General |
plate [new zealand/australia] n.
|
misafirlerin partiye getirdiği dolu tabak |
|
| 341 |
General |
play-lunch [new zealand] n.
|
okul çocuklarının öğlene doğru yediği atıştırmalık |
|
| 342 |
General |
potae [new zealand] n.
|
bir tür şapka |
|
| 343 |
General |
powhiri [new zealand] n.
|
maori karşılama töreni |
|
| 344 |
General |
saw doctor [new zealand] n.
|
testere uzmanı kimse |
|
| 345 |
General |
coconut [new zealand] n.
|
pasifik adalarında yaşayan kimse |
|
| 346 |
General |
fizzy [new zealand] n.
|
alkolsüz gazlı içecek |
|
| 347 |
General |
fizzy [new zealand] n.
|
asitli içecek |
|
| 348 |
General |
flatting [australia/new zealand] n.
|
paylaşımlı dairede yaşama |
|
| 349 |
General |
fleecie [new zealand] n.
|
yapağı balyalayıcı |
|
| 350 |
General |
fleecie [new zealand] n.
|
yün balyalayıcı |
|
| 351 |
General |
flax kit [new zealand] n.
|
keten lifinden yapılmış sepet |
|
| 352 |
General |
fly [australia/new zealand] n.
|
girişim |
|
| 353 |
General |
fly [australia/new zealand] n.
|
kalkışma |
|
| 354 |
General |
fly [australia/new zealand] n.
|
çaba |
|
| 355 |
General |
fly [australia/new zealand] n.
|
deneme |
|
| 356 |
General |
folio [new zealand] n.
|
birbiriyle ilgili materyallerin oluşturduğu koleksiyon |
|
| 357 |
General |
petrolhead [australia/new zealand] n.
|
motor yarışı tutkunu |
|
| 358 |
General |
petrolhead [australia/new zealand] n.
|
motor yarışçısı |
|
| 359 |
General |
plunket nurse [new zealand] n.
|
plunket adlı bir çocuk gelişim derneğinin görevlendirdiği çocuk bakım hemşiresi |
|
| 360 |
General |
rompers [new zealand] n.
|
kız öğrencilerin maç ve jimnastik sırasında giydikleri bir tür kostüm |
|
| 361 |
General |
sherang [australia/new zealand] n.
|
patron |
|
| 362 |
General |
sherang [australia/new zealand] n.
|
otorite sahibi kimse |
|
| 363 |
General |
singlet [new zealand] n.
|
ormancıların giydiği siyah yün bir dış kıyafet |
|
| 364 |
General |
new job celebration n.
|
yeni iş kutlaması |
|
| 365 |
General |
freeloader [uk/new zealand/canada/scotland] n.
|
marketlerden tarihi geçmiş ürünler alan tüketici |
|
| 366 |
General |
iwi [new zealand] n.
|
maori kabilesi |
|
| 367 |
General |
slip rail [australia/new zealand] n.
|
(gerektiğinde yerinden çıkarılabilen) çit rayı |
|
| 368 |
General |
new installment n.
|
yeni bölüm |
|
| 369 |
General |
new installment n.
|
bir serinin (film, kitap, video oyunu) yeni bölümü
|
|
| 370 |
General |
poi dance [new zealand] n.
|
kadınların şarkı söyleyerek gerçekleştirdiği bir dönüşüm dansı |
|
| 371 |
General |
poi dance [new zealand] n.
|
poi dansı |
|
| 372 |
General |
squiz [australia/new zealand] n.
|
üstten bakış |
|
| 373 |
General |
squiz [australia/new zealand] n.
|
göz atma |
|
| 374 |
General |
squiz [australia/new zealand] n.
|
şöyle bir bakış |
|
| 375 |
General |
squiz [australia/new zealand] n.
|
bakış |
|
| 376 |
General |
squiz [australia/new zealand] n.
|
kısa bakış |
|
| 377 |
General |
stretcher [australia/new zealand] n.
|
kordura kumaşlı kampet |
|
| 378 |
General |
new heights n.
|
yeni zirveler |
|
| 379 |
General |
outback [australia/new zealand] n.
|
kırsal bölge |
|
| 380 |
General |
palagi [dialect] [new zealand] n.
|
beyaz kimse |
|
| 381 |
General |
pakeha [australia/new zealand] n.
|
maori asıllı kimse |
|
| 382 |
General |
palagi [new zealand] n.
|
(samoa dilinde) avrupalı |
|
| 383 |
General |
reserve [australia/new zealand] n.
|
spor ve eğlence faaliyetleri için ayrılmış kamu arazisi |
|
| 384 |
General |
stopbank [new zealand] n.
|
(seli önlemesi amaçlanan) toprak dolgu |
|
| 385 |
General |
outback [australia/new zealand] n.
|
ıssız bölge |
|
| 386 |
General |
palagi [dialect] [new zealand] n.
|
kafkasyalı |
|
| 387 |
General |
pakeha [australia/new zealand] n.
|
beyaz adam |
|
| 388 |
General |
farolito [new mexico] n.
|
(dekoratif amaçla kese kağıdına koyulan) dilek mumu |
|
| 389 |
General |
farolito [new mexico] n.
|
ufak bir çeşit kağıt fener |
|
| 390 |
General |
make new v.
|
yenilemek |
|
| 391 |
General |
mark a new epoch v.
|
çığır açmak |
|
| 392 |
General |
make a new start v.
|
yeniden başlamak |
|
| 393 |
General |
turn over a new leaf v.
|
yeni bir hayata başlamak |
|
| 394 |
General |
start on a new bottle of wine v.
|
yeni bir şişe şaraba başlamak |
|
| 395 |
General |
turn over a new leaf v.
|
yeniden başlamak |
|
| 396 |
General |
give new meaning to v.
|
anlam kazandırmak |
|
| 397 |
General |
see in the new year v.
|
yeni yılı karşılamak |
|
| 398 |
General |
usher in a new age v.
|
yeni bir çağ açmak |
|
| 399 |
General |
become new v.
|
yenileşmek |
|
| 400 |
General |
turn over a new leaf v.
|
hayatını daha iyi bir yola koymak |
|
| 401 |
General |
begin a new season v.
|
perdelerini açmak |
|
| 402 |
General |
open new horizons v.
|
yeni ufuklar açmak |
|
| 403 |
General |
add a new dimension v.
|
yeni bir boyut katmak |
|
| 404 |
General |
introduce a new thing v.
|
ortaya çıkarmak |
|
| 405 |
General |
start a new life v.
|
yeni bir yaşama kapılarını açmak |
|
| 406 |
General |
veer off in a new direction v.
|
yeni bir yön çizmeye karar vermek |
|
| 407 |
General |
start a new life v.
|
yeni bir hayata başlamak |
|
| 408 |
General |
bring in something new v.
|
bir ilke imza atmak |
|
| 409 |
General |
come up with a new idea for v.
|
fikir ortaya atmak |
|
| 410 |
General |
move into a new house v.
|
yeni bir eve taşınmak |
|
| 411 |
General |
move into a new house v.
|
yeni eve taşınmak |
|
| 412 |
General |
turn over a new leaf v.
|
beyaz bir sayfa açmak |
|
| 413 |
General |
turn over a new leaf v.
|
beyaz sayfa açmak |
|
| 414 |
General |
enter upon a new career v.
|
yeni bir işe başlamak |
|
| 415 |
General |
break new ground v.
|
bir ilki gerçekleştirmek |
|
| 416 |
General |
break new ground v.
|
ilki gerçekleştirmek |
|
| 417 |
General |
step into new age v.
|
çağ atlamak |
|
| 418 |
General |
develop a new understanding v.
|
yeni bir anlayış geliştirmek |
|
| 419 |
General |
be open to new ideas v.
|
yeni fikirlere açık olmak |
|
| 420 |
General |
be open to new ideas v.
|
yeniliklere açık olmak |
|
| 421 |
General |
break new ground v.
|
bir ilki başarmak |
|
| 422 |
General |
create a new civilization v.
|
yeni bir medeniyet kurmak |
|
| 423 |
General |
enter the new year v.
|
yeni yıla girmek |
|
| 424 |
General |
need new blood v.
|
taze kana ihtiyaç duymak |
|
| 425 |
General |
replace with the new one v.
|
yenisi ile değiştirmek |
|
| 426 |
General |
replace with the new one v.
|
yenisiyle değiştirmek |
|
| 427 |
General |
start a (new) hobby v.
|
hobi edinmek |
|
| 428 |
General |
take up a (new) hobby v.
|
yeni bir hobi edinmek |
|
| 429 |
General |
take up a (new) hobby v.
|
hobi edinmek |
|
| 430 |
General |
start a (new) hobby v.
|
yeni bir hobi edinmek |
|
| 431 |
General |
take on a new meaning v.
|
yeni bir anlam kazanmak |
|
| 432 |
General |
bring new initiatives v.
|
yeni açılımlar getirmek |
|
| 433 |
General |
feel like a new person v.
|
yenilenmiş hissetmek |
|
| 434 |
General |
get a brand new start v.
|
yepyeni bir başlangıç yapmak |
|
| 435 |
General |
give a new image to v.
|
yeni bir imaj kazandırmak |
|
| 436 |
General |
give a new image to v.
|
yeni imaj kazandırmak |
|
| 437 |
General |
create a new account v.
|
yeni bir hesap açmak |
|
| 438 |
General |
create a new account v.
|
yeni hesap açmak |
|
| 439 |
General |
open a new account v.
|
yeni hesap açmak |
|
| 440 |
General |
try something new v.
|
yeni bir şeyler denemek |
|
| 441 |
General |
find a new job v.
|
yeni bir iş bulmak |
|
| 442 |
General |
bring a new perspective v.
|
yeni bir bakış açısı getirmek |
|
| 443 |
General |
make the new one v.
|
yenisini yapmak |
|
| 444 |
General |
provide new opportunities v.
|
yeni fırsatlar sağlamak |
|
| 445 |
General |
provide new opportunities v.
|
yeni fırsatlar sunmak |
|
| 446 |
General |
be fitting in with new friends v.
|
yeni arkadaşlara uyum sağlamak |
|
| 447 |
General |
work on something new v.
|
yeni bir şey üzerinde çalışmak |
|
| 448 |
General |
work on a new album v.
|
yeni bir albüm üzerinde çalışmak |
|
| 449 |
General |
bring a new dimension to v.
|
yeni bir boyut getirmek |
|
| 450 |
General |
incorporate a new company v.
|
yeni bir şirket kurmak |
|
| 451 |
General |
establish a new company v.
|
yeni bir şirket kurmak |
|
| 452 |
General |
found a new company v.
|
yeni bir şirket kurmak |
|
| 453 |
General |
spend one’s new year's night in istanbul v.
|
yılbaşı gecesini istanbul’da geçirmek |
|
| 454 |
General |
ruin one’s new year's eve party v.
|
yılbaşı partisini mahvetmek |
|
| 455 |
General |
spend one’s new year's night in ankara v.
|
yılbaşı gecesini ankara’da geçirmek |
|
| 456 |
General |
gain/find a new identity v.
|
yeni bir benlik bulmak |
|
| 457 |
General |
look new v.
|
yeni gözükmek |
|
| 458 |
General |
be new on the job v.
|
işte yeni olmak |
|
| 459 |
General |
give the first signs/signals of a new move v.
|
yeni bir hamlenin ilk sinyallerini vermek |
|
| 460 |
General |
mark a new period of v.
|
yeni bir döneme işaret etmek |
|
| 461 |
General |
get used to a new situation v.
|
yeni bir duruma alışmak |
|
| 462 |
General |
move to a new city v.
|
yeni bir şehre taşınmak |
|
| 463 |
General |
develop new selling strategies v.
|
yeni satış stratejileri geliştirmek |
|
| 464 |
General |
celebrate the new year v.
|
yeni yılı kutlamak |
|
| 465 |
General |
open up new employment opportunities v.
|
yeni iş sahaları açmak |
|
| 466 |
General |
create new employment opportunities v.
|
yeni iş sahaları açmak |
|
| 467 |
General |
create new employment opportunities v.
|
yeni iş sahaları yaratmak |
|
| 468 |
General |
open up new employment opportunities v.
|
yeni iş sahaları yaratmak |
|
| 469 |
General |
develop a new discourse v.
|
yeni bir söylem geliştirmek |
|
| 470 |
General |
coin a new word into the language v.
|
bir dile kelime kazandırmak |
|
| 471 |
General |
introduce a new word into the language v.
|
bir dile kelime kazandırmak |
|
| 472 |
General |
propose a new plan v.
|
yeni bir plan önerisinde bulunmak |
|
| 473 |
General |
propose a new plan v.
|
yeni bir plan sunmak |
|
| 474 |
General |
cry like a new born baby v.
|
yeni doğmuş bebek gibi ağlamak |
|
| 475 |
General |
cry like a new born baby v.
|
yeni doğmuş bir bebek gibi ağlamak |
|
| 476 |
General |
give a new image to v.
|
yeni bir imaj vermek |
|
| 477 |
General |
look for a new line of work v.
|
farklı bir iş kolu aramak |
|
| 478 |
General |
meet with new people v.
|
yeni insanlarla tanışmak |
|
| 479 |
General |
set a new record v.
|
yeni bir rekor kırmak |
|
| 480 |
General |
break a new record v.
|
yeni bir rekor kırmak |
|
| 481 |
General |
make new enemies v.
|
yeni düşmanlar edinmek |
|
| 482 |
General |
explore a new place v.
|
yeni bir yer keşfetmek |
|
| 483 |
General |
buy new toys v.
|
yeni oyuncaklar satın almak |
|
| 484 |
General |
follow a new path v.
|
yeni bir yol izlemek |
|
| 485 |
General |
move to a new apartment v.
|
yeni bir eve taşınmak |
|
| 486 |
General |
move to a new apartment v.
|
yeni bir daireye taşınmak |
|
| 487 |
General |
stand open to new ideas v.
|
yeni fikirlere açık olmak |
|
| 488 |
General |
stand open to new ideas v.
|
yeni görüşlere açık olmak |
|
| 489 |
General |
meet new cultures v.
|
yeni kültürlerle tanışmak |
|
| 490 |
General |
meet new people v.
|
yeni kişilerle tanışmak |
|
| 491 |
General |
teach new things v.
|
yeni şeyler öğretmek |
|
| 492 |
General |
buy a new phone v.
|
yeni bir telefon almak |
|
| 493 |
General |
usher in a new era of v.
|
de yeni bir dönemi başlatmak |
|
| 494 |
General |
plant new trees v.
|
yeni ağaçlar dikmek |
|
| 495 |
General |
new-model v.
|
değişiklik yapmak |
|
| 496 |
General |
new-model v.
|
şeklini değiştirmek |
|
| 497 |
General |
remit [new zealand] v.
|
bir konunun yıllık genel kurul toplantısında görüşülmesi için yapılan teklif |
|
| 498 |
General |
euchre [australia/new zealand] v.
|
mahvetmek |
|
| 499 |
General |
euchre [australia/new zealand] v.
|
pestilini çıkarmak |
|
| 500 |
General |
euchre [australia/new zealand] v.
|
çok yormak |
|