stark - Turc Anglais Dictionnaire

stark

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "stark" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 54 résultat(s)

Anglais Turc
General
stark adj. şiddetli
There is a stark contrast between life in developed and underdeveloped countries.
Gelişmiş ve az gelişmiş ülkelerdeki yaşam arasında şiddetli bir zıtlık var.

More Sentences
stark adj. yalın
You ought to face the stark reality.
Yalın gerçeklikle yüz yüze gelmelisin.

More Sentences
stark adv. tam
Does this not stand in stark contradiction to the guideline on employability?
Bu durum, istihdam edilebilirlikle ilgili kılavuz ilkelerle tam bir çelişki oluşturmuyor mu?

More Sentences
Gastronomy
stark adj. kasvetli
The forest was looking stark under the night sky.
Orman gece gökyüzünün altında kasvetli görünüyordu.

More Sentences
General
stark adj. sert
stark adj. boş
stark adj. kati
stark adj. ıssız
stark adj. çıplak
stark adj. kesin
stark adj. fırtınalı
stark adj. saf
stark adj. katı
stark adj. gerçekleri hiç yumuşatmayan (anlatım)
stark adj. suratsız
stark adj. süssüz
stark adj. sade
stark adj. katıksız
stark adj. çok sade (üslup)
stark adj. iç açıcı olmayan
stark adj. karamsar
stark adj. güçlü
stark adj. gürbüz
stark adj. dinç
stark adj. zinde
stark adj. yapılı
stark adj. kuvvetli
stark adj. kontrast tasarımlı
stark adj. kontrast bir hava katan
stark adj. zıt bir görünüm yaratan
stark adj. zıt şekilde tasarlanan
stark adj. (ölü gibi) kaskatı kesilmiş
stark adj. kütük gibi sert
stark adv. büsbütün
stark adv. tamamen
stark adv. sırf
stark adv. cesurca
stark adv. dayanıklı bir şekilde
stark adv. zinde bir şekilde
stark adv. hareketlilikle
stark adv. şiddetle
stark adv. kuvvetlice
Gastronomy
stark adj. (likör) alkollü
stark adj. (likör) alkol içeren
stark adj. (likör) sarhoş eden
stark adj. (likör) kafa yapan
Geography
stark n. wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
stark n. new hampshire eyaletinde yerleşim yeri
stark n. new york eyaletinde yerleşim yeri
stark n. kansas eyaletinde şehir
Music
stark adj. forte
stark adj. (müzik yönergesi olarak) kuvvetli
stark adv. forteye yükselerek
stark adv. daha kuvvetli bir şekilde

Sens de "stark" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 60 résultat(s)

Anglais Turc
Idioms
stark naked adj. çırılçıplak
It was an old man and he was stark naked.
Yaşlı bir adamdı ve çırılçıplaktı.

More Sentences
Slang
stark naked adj. çırılçıplak
My little brother ran through the living room stark naked.
Küçük kardeşim çırılçıplak oturma odasına koştu.

More Sentences
General
stark raving mad n. kudurmuş
stark crazy n. zırdeli
stark raving mad n. delirmiş
stark madness n. zırdelilik
stark mad n. zırdeli
stark raving mad n. zırdeli
stand in stark contrast to v. -e tam bir tezat teşkil etmek
stark-naked adj. anadan doğma
stark-naked adj. çırılçıplak
stark-naked adj. anadan üryan
Colloquial
a stark contrast n. koyu karşıtlık
a stark contrast n. katı bir karşıtlık
a stark contrast n. uzlaşmaz karşıtlık
(stark) raving bonkers adj. keçileri kaçırmış
(stark) raving bonkers adj. kafayı yemiş
(stark) raving bonkers adj. kafayı üşütmüş
(stark) raving bonkers adj. zırdeli
(stark) raving bonkers adj. deli divane
(stark) raving bonkers adj. çılgına dönmüş
in stark contrast expr. taban tabana zıt
Idioms
(stark) raving bonkers n. zırdeli
(stark) raving bonkers n. delibozuk
(stark) raving bonkers n. uçuk (deli)
(stark) raving bonkers n. kuduruk
(stark) raving bonkers n. kafayı yemiş
(stark) raving bonkers n. kaçık
(stark) raving bonkers n. tımarhanelik
(stark) raving bonkers n. divane
(stark) raving bonkers n. kafayı sıyırmış
(stark) raving bonkers n. zıvanasız
stark reality n. çıplak gerçek
be stark raving mad v. tamamen çıldırmak
be stark staring mad v. tamamen çıldırmak
be stark raving mad v. tamamen delirmek
be stark staring mad v. tamamen delirmek
put/throw something into (sharp/stark) relief v. iyice belirginleştirmek
stand in stark conflict with v. -e tam bir tezat teşkil etmek
stark naked adj. anadan doğma
stark naked adj. şallak mallak
stark naked adj. anadan üryan
stark naked adj. dımdızlak
stark naked adj. çırçıplak
stark raving mad adj. kontrolden çıkmış
stark raving mad expr. zırdeli
in stark contrast to something expr. bir şeyle taban tabana zıt bir şekilde
the stark truth expr. çıplak gerçek
Physics
stark effect n. stark etkisi
stark effect n. ışık kaynağının güçlü bir elektrostatik alana maruz kalması halinde spektrum çizgilerinde gelişen ayrılma
Chemistry
dean and stark method n. dean ve stark yöntemi
Geography
stark county n. ohio eyaletinde bölge
stark city n. missouri eyaletinde yerleşim yeri
Slang
stark naked adj. anadan doğma
stark naked adj. anadan üryan
stark naked adj. dal taşak
stark naked adj. anadan doğma çıplak
British Slang
stark bollock naked expr. çırılçıplak
Star Wars
stark commercial combine n. stark ticari birleşimi
stark forests n. hiddetli ormanlar