sade - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

sade



Sens de "sade" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 112 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
sade simple adj.
sade plain adj.
General
sade arcadia n.
sade austerity n.
sade modest adj.
sade austere adj.
sade bald adj.
sade neat adj.
sade single adj.
sade elementary adj.
sade naked adj.
sade homespun adj.
sade unornamented adj.
sade simplificative adj.
sade undecked adj.
sade attic adj.
sade homely adj.
sade pure adj.
sade sober adj.
sade mere adj.
sade bare adj.
sade russet adj.
sade without sugar adj.
sade unmixed adj.
sade artless adj.
sade rustic adj.
sade restrained adj.
sade literal adj.
sade naive adj.
sade severe adj.
sade just adj.
sade unadorned adj.
sade absolute adj.
sade unsophisticated adj.
sade stark adj.
sade frugal adj.
sade chaste adj.
sade severest adj.
sade severer adj.
sade cool adj.
sade clear-cut adj.
sade low-key adj.
sade single-minded adj.
sade plain adj.
sade unoriginal adj.
sade stripped-down adj.
sade stripped adj.
sade careless adj.
sade raploch adj.
sade chaste adj.
sade throwaway adj.
sade austere adj.
sade unalluring adj.
sade quiet adj.
sade unembellished adj.
sade unextreme adj.
sade unostentatious adj.
sade unpompous adj.
sade unsonsy adj.
sade bedrock adj.
sade haploidic adj.
sade meat-and-potatoes adj.
sade spartan adj.
sade heppen [dialect] [uk] adj.
sade bucolical adj.
sade homey adj.
sade honest adj.
sade humble adj.
sade clean adj.
sade gutsy adj.
sade roughhewn adj.
sade rural adj.
sade rustic adj.
sade rustical adj.
sade fanciless adj.
sade pared-down adj.
sade inornate adj.
sade peasanty adj.
sade plainish adj.
sade plain-Jane adj.
sade plain-vanilla adj.
sade plat adj.
sade discreet adj.
sade folkish adj.
sade folklike adj.
sade folklike adj.
sade scratch adj.
sade self adj.
sade selve adj.
sade silly adj.
sade skinny adj.
sade solid adj.
sade spare adj.
sade only adv.
sade merely adv.
sade frugally adv.
Colloquial
sade beige adj.
sade funky adj.
sade phunky adj.
sade generic adj.
Idioms
sade bare-bones n.
sade bare bones adj.
sade in black and white expr.
Trade/Economic
sade plain adj.
Technical
sade plain adj.
Textile
sade plain adj.
Biology
sade haploid adj.
Archaic
sade meer adj.
Slang
sade bog standard n.
sade white-bread adj.
sade hairy at the heel [uk] adj.
sade whitebread adj.

Sens de "sade" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 184 résultat(s)

Turc Anglais
General
sade çikolata plain chocolate n.
nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşama asceticism n.
çok sade bir çeşit kadın elbisesi shift n.
nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşayan kimse ascetic n.
sade dil plain language n.
sade ilmik half hitch n.
sade güzellik pure beauty n.
sokaktaki sade vatandaş the man in the street n.
sokaktaki sade vatandaş everyman n.
sokaktaki sade vatandaş citizen on the street n.
sade vatandaş everyday citizen n.
sade bir tören a low-key ceremony n.
sade bir tören a simple ceremony n.
sade içme suyu plain water n.
çerçeveli sade ilan tombstone advertisement n.
sade vatandaş ordinary citizen n.
sade kahve café noir n.
sade kahve cafénoir n.
az şekerli sade bisküvi tea biscuit n.
az şekerli sade bisküvi teacake n.
genelde çayın yanında ikram edilen sade bisküvi tea biscuit n.
genelde çayın yanında ikram edilen sade bisküvi teacake n.
sade ve zarif tarz attic style n.
(özellikle viski gibi bir içkiyle karıştırılmış) sade su branch water n.
sade bir tören a subdued ceremony n.
sade kimse rustic n.
sade görünümlü genç kız plainish n.
küçük veya sade görünümlü atlı karınca flying mare [us] n.
sade halk folks n.
sade renk self-color n.
sade bira slape ale n.
sade bir hayatı olmak rusticate v.
sade giyinmek dress lightly v.
sade giyinmek underdress v.
sade giyinmek dress plainly v.
sade şeyler sipariş etmek order modestly v.
sade (kahve) black adj.
çok sade (üslup) stark adj.
sade ve basit simple adj.
sade (yiyecek) plain adj.
sade ve süssüz austere adj.
sade olmayan daggy adj.
çok sade severe adj.
sade ve ucuz frugal adj.
sade (bir üslup) unsophisticated adj.
sade ve süssüz spartan adj.
sade giyimli plain-clothed adj.
sade ve basit plain and simple adj.
daha sade plainer adj.
süssüz ve sade (tarz) earthy adj.
sade olmayan unhomely adj.
evde yapılmışçasına sade homemade adj.
sade ve gösterişsiz homestyle adj.
sade ve gösterişsiz home-style adj.
doğası gereği sade clean adj.
fazla sade overneat adj.
aşırı sade oversimple adj.
aşırı sade oversimplistic adj.
(kıyafet) sade dairesel kesimli roundabout adj.
sade görünümlü plainish adj.
sade renkli self adj.
sade renkli selve adj.
sade görünümlü minimalistic adj.
sade ve dingin sober adj.
sade bir şekilde chastely adv.
sade bir şekilde elementarily adv.
sade bir halde austerely adv.
sade bir biçimde plain adv.
sade bir şekilde simply adv.
mümkün olduğunca basit/sade as simple as possible adv.
sade bir şekilde neat adv.
sade bir şekilde unoriginally adv.
sade bir şekilde unostentatiously adv.
sade bir şekilde hard adv.
sade bir şekilde homelily adv.
çok sade bir şekilde oversimply adv.
sade bir şekilde rurally adv.
sade bir şekilde rusticly adv.
sade bir şekilde plainly adv.
sade bir şekilde flatling adv.
Phrasals
en sade düzeye indirgemek strip down v.
Colloquial
sade vatandaş simple citizen n.
sade vatandaş joe doakes n.
sade vatandaş joe blow n.
sade görünüşlü kız mary jane n.
sade vatandaş doakes n.
basit/sade/özensiz giyinmiş short on looks adj.
sade ve kaba tarzda (ingilizce) anglo-saxon adj.
cezbedici şekilde sade olan funky adj.
cezbedici şekilde sade olan phunky adj.
sade (yemek) au naturel adj.
Idioms
sade vatandaş john q. citizen (us) n.
sade vatandaş jane q. taxpayer (us) n.
sade vatandaş joe blow (us) n.
sade vatandaş joe (or jane) public (uk) n.
sade vatandaş joe six-pack (us) n.
sade vatandaş jane q. citizen (us) n.
sade vatandaş the man on the clapham omnibus (uk) n.
sade vatandaş john q. taxpayer (us) n.
sade vatandaş john q.public (us) n.
sade vatandaş jane q. public (us) n.
sade vatandaş the man in the street (uk) n.
sade ev humble abode n.
sade vatandaş joe the plumber (us) n.
sade vatandaş john smith (uk) n.
sade vatandaş fred bloggs (uk) n.
sade vatandaş john doe (us) n.
sade vatandaş joe shmoe (us) n.
sade vatandaş joe bloggs (uk) n.
taşraya/kırsala özgü sade şeyler down-home n.
sade bir üslup a fine Italian hand n.
sade bir anlatım a fine Italian hand n.
sade vatandaş joe average [us] n.
sade vatandaş john q. public n.
doğaya yakın/daha sade bir yaşam biçimini seçmek go bush v.
doğaya yakın/daha sade bir hayat tarzını seçmek go bush v.
sade yaşamak live on the smell of an oily rag [australia/new zealand] v.
sade yaşamak live off smell of an oily rag [australia/new zealand] v.
sade yaşamak live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.
sade bir dille yazmak write (something) in plain language v.
basit ve sade with no frills adj.
basit ve sade without frills expr.
Speaking
bu biraz fazla kolay/sade that's a bit too simple expr.
sade üç haftamız var we've only got three weeks expr.
Trade/Economic
en yalın ve sade ürün minimum viable product n.
sade ve bütçe dostu entry-level adj.
Law
sade olmayan nonconstat adj.
Politics
sade yurttaş common citizen n.
sade vatandaş common citizen n.
(işsizlik/ırkçılık vb gibi) sade tek bir madde yüzünden oy kullanan seçmen one-issue voter n.
Technical
sade cam plain glass n.
sade karbonlu çelik plain carbon steel n.
(sade camı) ince bir cam veya metal tabakası ile kaplamak flash v.
Computer
sade donanım bare hardware n.
Informatics
sade istemci thin client n.
Textile
kızılderililerin giydiği sade bir pelerin tilma n.
ince, sade ve genellikle beyaz pamuklu veya ketenden ince dokuma kumaş muslin cambric n.
birkaç sade ve temel öğeden oluşan (giyim, koleksiyon) capsule adj.
Food Engineering
sade yağ ghee n.
sade yağ clarified butter n.
sade süt white milk n.
sade yağ ghi n.
Gastronomy
omlet sade omelette plain n.
sade kahve black coffee n.
sade kahve plain black coffee n.
sade pilav plain pilaf n.
sade kahve plain coffee n.
sade yağ plain butter n.
sade omlet plain omelette n.
sade kahve, vişne brendisi, yumurta beyazı ve şekerle hazırlanan bir içki café au kirsch n.
tereyağı, un ve şekerle yapılan sade bir kurabiye butter cookie n.
sade likör short n.
az miktarda servis edilen sade viski short n.
Logic
argümanın basit veya sade bir şekle getirilmesi reduction n.
Biology
sade göz eye-spot n.
Zoology
sade göz simple eye n.
sade göz simple-eye n.
sade göz ocellus n.
sade gözlere ait ocellary adj.
sade gözlere ilişkin ocellary adj.
sade gözü bulunan ocellate adj.
sade gözleri bulunan ocellate adj.
sade göze benzeyen ocellate adj.
sade gözü bulunan ocellated adj.
sade gözleri bulunan ocellated adj.
sade göze benzeyen ocellated adj.
sade göze ait ocellated adj.
sade göze ilişkin ocellated adj.
Fishery
sade ağ gillnet n.
Literature
elit kesime hitap eden sade şiir society verses n.
Linguistics
sade (dil) small adj.
Religious
sade ayin low mass n.
sade yaşamı tercih eden hristiyanlar plain people n.
Geography
sade ve huzurlu bölge arcady n.
Geology
bir kayacın daha sade bileşime geçmesini sağlayan başkalaşım anamorphism n.
Music
sade üslup ile çalınan semplice adj.
sade üslupla semplice adv.
Latin
seçkinliği içinde sade simplex munditiis expr.
Slang
sade vatandaş joe citizen n.
sade, kendinin farkında ve kendinden emin olma aw–shucks n.
sade ve kararlı tavırlar sergileme aw–shucks n.
sade yaşamı savunan kimse basketweaver [australia] n.
sade görünüşlü kız mary j n.
sade şey snore n.