Historique

tümüyle

Sens de "tümüyle" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 61 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	tümüyle	entirely adv.
General
2	General	tümüyle	thoroughly adv.
3	General	tümüyle	downrightly adv.
4	General	tümüyle	absolutely adv.
5	General	tümüyle	altogether adv.
6	General	tümüyle	utterly adv.
7	General	tümüyle	fully adv.
8	General	tümüyle	totally adv.
9	General	tümüyle	completely adv.
10	General	tümüyle	diametrically adv.
11	General	tümüyle	quite adv.
12	General	tümüyle	bodily adv.
13	General	tümüyle	for good adv.
14	General	tümüyle	clear adv.
15	General	tümüyle	downright adv.
16	General	tümüyle	exactly adv.
17	General	tümüyle	from top to bottom adv.
18	General	tümüyle	through and through adv.
19	General	tümüyle	wholly adv.
20	General	tümüyle	to the full adv.
21	General	tümüyle	very adv.
22	General	tümüyle	up to the hilt adv.
23	General	tümüyle	to the fullest extent adv.
24	General	tümüyle	as a whole adv.
25	General	tümüyle	unrelievedly adv.
26	General	tümüyle	hail [uk] adv.
27	General	tümüyle	merely adv.
28	General	tümüyle	fair [dialect] adv.
29	General	tümüyle	holus-bolus adv.
30	General	tümüyle	off adv.
31	General	tümüyle	inside out adv.
32	General	tümüyle	dripping adv.
33	General	tümüyle	dog adv.
34	General	tümüyle	root-and-branch adv.
35	General	tümüyle	slam [dialect] adv.
36	General	tümüyle	slam-bang adv.
37	General	tümüyle	slap adv.
38	General	tümüyle	soaking adv.
39	General	tümüyle	sobbing [dialect] adv.
40	General	tümüyle	stane [dialect] adv.
41	General	tümüyle	sublimely adv.
42	General	tümüyle	trans- pref.
Phrases
43	Phrases	tümüyle	to the core expr.
Colloquial
44	Colloquial	tümüyle	out-and-out adj.
45	Colloquial	tümüyle	totes adv.
46	Colloquial	tümüyle	slap-dab expr.
47	Colloquial	tümüyle	for fair expr.
Idioms
48	Idioms	tümüyle	neck and crop adv.
49	Idioms	tümüyle	neck and heels adv.
50	Idioms	tümüyle	all told expr.
51	Idioms	tümüyle	eight ways from sunday expr.
52	Idioms	tümüyle	eight ways to sunday expr.
53	Idioms	tümüyle	to a fare-thee-well expr.
54	Idioms	tümüyle	a hundred per cent expr.
55	Idioms	tümüyle	one hundred per cent expr.
56	Idioms	tümüyle	as the day is long expr.
57	Idioms	tümüyle	by the run expr.
58	Idioms	tümüyle	to the marrow expr.
Technical
59	Technical	tümüyle	altogether adv.
60	Technical	tümüyle	downright adv.
Slang
61	Slang	tümüyle	mondo [california] adv.

Sens de "tümüyle" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 131 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	arızayı tümüyle önleyen şey	fail-safe n.
2	General	(bir şeyi) doğru veya tümüyle anlayamama	misappreciation n.
3	General	insanın gerçeği sadece aklı temel alarak bilemeyeceğini ve gerçek ortaya çıksa dahi tümüyle anlayamayacağını ifade eden, tanrı tarafından tebliğ edilmiş dini öğreti	mystery n.
4	General	film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran	purist n.
5	General	film veya dizi gibi başka bir formata uyarlanan bir kitabın içeriğine tümüyle sadık kalınmasında ısrarcı olan hayran	book purist n.
6	General	bakış açısı veya muamele bakımından tümüyle ciddi olma	sobersidedness n.
7	General	tümüyle kapamak	encase v.
8	General	tümüyle değişmek	switch over v.
9	General	tümüyle mahvetmek	muller v.
10	General	tümüyle uygulamak	give v.
11	General	tümüyle alt etmek	demolish v.
12	General	tümüyle kapamak	overcover v.
13	General	tümüyle yok etmek	ruinate [obsolete] v.
14	General	tümüyle sigorta edilmiş	fully insured adj.
15	General	tümüyle ahşap	all-wood adj.
16	General	tümüyle kuru	bone-dry adj.
17	General	tümüyle dile getirilen	fully articulated adj.
18	General	tümüyle dumanlı sis niteliğinde olan	smoggiest adj.
19	General	tümüyle dumanlı sis niteliğinde olan	smoggier adj.
20	General	tümüyle uyumlu	plug compatible adj.
21	General	tümüyle yeni	quite new adj.
22	General	tümüyle gizleyen	holocryptic adj.
23	General	(bir şeyi) tümüyle takdir etmeyen	misappreciative adj.
24	General	tümüyle farklı olan	opposite adj.
25	General	tümüyle cesareti kırılmış	dismayed adj.
26	General	tümüyle anlaşılmış	down pat adj.
27	General	gövdesi tümüyle veya kısmen gümüşi pullarla kaplı olan	silver-scaled adj.
28	General	bakış açısı veya muamele bakımından tümüyle ciddi olan	sobersided adj.
29	General	tümüyle aynı renk olan	solid-coloured [uk] adj.
30	General	tümüyle tersi	on the contrary adv.
31	General	tümüyle doğru	bang on adv.
32	General	tümüyle açığa çıkmış durumda	on the table adv.
33	General	tümüyle doğru	bang on interj.
34	General	tümüyle anlamı veren ön ek	en- pref.
Phrasals
35	Phrasals	(bina) tümüyle yapılmak/dikilmek/bitmek	go up v.
36	Phrasals	bir özelliğini veya becerisini tümüyle kullanmak	call up v.
37	Phrasals	birinden tümüyle kurtulmak	root something out v.
38	Phrasals	birinden tümüyle kurtulmak	root someone or something out of something v.
39	Phrasals	kendini tümüyle vermek	give up to v.
40	Phrasals	tümüyle temizlemek	purge away v.
41	Phrasals	tümüyle çıkarmak (bir şeyi)	zero out v.
42	Phrasals	(bir yere) tümüyle yayılmak	spread across (something or some place) v.
43	Phrasals	(bilgi, haber bir yere) tümüyle yayılmak	spread across (something or some place) v.
44	Phrasals	bir şeyi tümüyle/boydan boya sulamak	water something down v.
45	Phrasals	(bir şeyi) tümüyle kaplamak	engulf in (something) v.
46	Phrasals	-den tümüyle söküp çıkarmak/atmak	root out of v.
Phrases
47	Phrases	tümüyle ezberlemek	have something down v.
Colloquial
48	Colloquial	(düşüncenin, duygunun) tümüyle etkisi altına girmek	drown v.
49	Colloquial	hepten/tümüyle rahat	loose as a goose adj.
50	Colloquial	tamamen/tümüyle senin	all yours expr.
51	Colloquial	tamamen/tümüyle senin	all yours expr.
52	Colloquial	tümüyle apayrı bir şey	whole other thing expr.
Idioms
53	Idioms	tümüyle/tam bir fiyasko	all sizzle and no steak n.
54	Idioms	tümüyle yabancı	a perfect stranger n.
55	Idioms	tümüyle yabancı	a total stranger n.
56	Idioms	tümüyle başıboş/kontrolsüz olmak	be wide open v.
57	Idioms	olmaya/yapmaya (tamamen/tümüyle/hepsi) hazır/aday olmak	look (all) set (to do something) v.
58	Idioms	olmaya/yapmaya (tamamen/tümüyle/hepsi) hazır/aday olmak	be(all) set (for something) v.
59	Idioms	olmaya/yapmaya (tamamen/tümüyle/hepsi) hazır/aday olmak	be(all) set (to do something) v.
60	Idioms	tümüyle iyileşmek/ayağa kalkmak	get (oneself) into the best of health v.
61	Idioms	tümüyle sağlığına kavuşmak	get (oneself) into the best of health v.
62	Idioms	aklı tümüyle yerinde/başında olmak	have all (one's) buttons v.
63	Idioms	aklı tümüyle yerinde/başında olmak	have all one's buttons v.
64	Idioms	aklı tümüyle yerinde/başında olmak	have all one's marbles v.
65	Idioms	(bir iş/şey birini) tümüyle içine almak	be absorbed by (something) v.
66	Idioms	hepsi/tümüyle orada olmak	be out in force v.
67	Idioms	tümüyle emin olmak	keep the record straight v.
68	Idioms	tümüyle emin olmak	set the record straight v.
69	Idioms	tümüyle kopmak	break with v.
70	Idioms	tümüyle emin olmak	put the record straight v.
71	Idioms	tümüyle yok etmek	wipe off the face of the earth v.
72	Idioms	tümüyle güvenmek	pin one's faith on v.
73	Idioms	tümüyle kaplanmak	engulf in v.
74	Idioms	tümüyle emin olmak	get the record straight v.
75	Idioms	yetkisini tümüyle kullanmak	crack the whip v.
76	Idioms	(bir şey) tümüyle mahvetmek	kill (something) stone dead v.
77	Idioms	tümüyle farklı bir sorun olmak	be a whole other kettle of fish v.
78	Idioms	tümüyle gerçek dışı olmak	be all wet v.
79	Idioms	tümüyle çiçek açmak	come out in bloom v.
80	Idioms	aklı tümüyle yerinde/başında olmak	have all marbles v.
81	Idioms	aklı tümüyle yerinde/başında olmak	have got all (one's) marbles v.
82	Idioms	(birine/bir şeye) tümüyle güvenmek	pin (one's) faith on (someone or something) v.
83	Idioms	(birine/bir şeye) tümüyle güvenmek	pin (one's) hopes on (someone or something) v.
84	Idioms	'-e tümüyle güvenmek	pin faith on v.
85	Idioms	birine/bir şeye tümüyle güvenmek	pin your faith on somebody/something v.
86	Idioms	birine/bir şeye tümüyle güvenmek	pin your hopes on somebody/something v.
87	Idioms	tümüyle kendine hakim	cool calm and collected adj.
88	Idioms	hepsi/tümüyle (orada)	out in force expr.
Speaking
89	Speaking	tümüyle apayrı bir şey	whole nother thing expr.
90	Speaking	tümüyle önemsiz	of no consequence expr.
91	Speaking	tümüyle apayrı bir şey	whole another thing expr.
Trade/Economic
92	Trade/Economic	tümüyle sigorta edilen	fully insured adj.
Law
93	Law	tümüyle geçersiz	wholly invalid n.
94	Law	tümüyle intikal	universal succession n.
Politics
95	Politics	batı'nın tümüyle ortak hareket ile karar alması arzusuna dayanan görüş	atlanticism n.
96	Politics	tümüyle postayla oy kullanma	all-postal voting n.
Technical
97	Technical	tümüyle dişli nipel	close nipple n.
98	Technical	tümüyle metal	all-metal adj.
Computer
99	Computer	tümüyle nesneye-yönelik olan açık kaynaklı yüksek düzey bir programlama dili	ruby n.
100	Computer	tümüyle uyumlu	plug compatible adj.
101	Computer	tümüyle uyumlu	plug-compatible adj.
102	Computer	programın, belgenin veya dosyanın tümüyle ilgili	global adj.
103	Computer	tümüyle kaldır	full uninstall expr.
104	Computer	tümüyle tamam	full ok expr.
105	Computer	tümüyle iptal	full cancel expr.
Informatics
106	Informatics	tümüyle uyumlu	plug-compatible adj.
Telecom
107	Telecom	tümüyle elden geçirme	overhauling n.
Textile
108	Textile	tümüyle imal edilmiş	made-up adj.
Construction
109	Construction	tümüyle tuğla duvar	all-brick wall n.
110	Construction	tümüyle çelik inşaat	all-steel construction n.
Psychology
111	Psychology	zihinsel ve fiziksel niteliklerin farklı olduğu ve birbirlerini tümüyle açıklayamayacakları görüşü	dualism n.
Pathology
112	Pathology	kısmen ya da tümüyle tıkalı (solunum yolu)	tight adj.
Math
113	Math	tümüyle kesin	mathematic adj.
Physics
114	Physics	(klasik mekanikte) bir sistemin veya belirli bir zamanda bu sistemde etkili olan kuvvetlerin dinamik değişkenlerinin değerlerinin ileriki zamanda yer alan değişkenlerin değerlerini tümüyle belirlediği ilkesi	determinism n.
115	Physics	dünya'nın atmosferinin tümüyle alev alması	atmospheric ignition n.
Astronomy
116	Astronomy	tümüyle garip maddeden oluşan varsayımsal gök cismi	strange star n.
Botanic
117	Botanic	sınır işareti işlevi görmesi için tepesindeki dallar hariç tümüyle budanmış ağaç	lopstick [canada] n.
118	Botanic	sınır işareti işlevi görmesi için tepesindeki dallar hariç tümüyle budanmış ağaç	lobstick [canada] n.
Breeding
119	Breeding	tümüyle otlatma	total grazing n.
120	Breeding	tümüyle kesif yem	total concentrate feed n.
Archaeology
121	Archaeology	(paleontolojide) neredeyse tümüyle denizlalelerinin iskelet katmanlarından oluşmuş bir tortul kayaç	rhodocrinite n.
Philosophy
122	Philosophy	evrenin tümüyle veya neredeyse pasif olan elementi	matter n.
Environment
123	Environment	fotosentez yapan bitkinin aldığı ile verdiği karbondioksit oranının tümüyle dengede olduğu atmosferik karbondioksit yoğunluğu	compensation point n.
Meteorology
124	Meteorology	tümüyle durgun	dead calm adj.
Military
125	Military	1938'de nazi faaliyetlerini soruşturmak üzere kurulup sonrasında kendini tümüyle komünistlerin sözde yıkıcı faaliyetlerini ortaya çıkarmaya adamış olan kurul	committee to investigate un-american activities n.
126	Military	ateşleme için tümüyle hazır durumdaki patlayıcı	primed charge n.
Photography
127	Photography	tümüyle veya çoğunlukla tek renkten oluşan resim	monotint n.
Archaic
128	Archaic	toplumsal ilişkilerden uzaklaşıp kendini tümüyle bireysel veya zihinsel uğraşlara vermek	descend v.
Slang
129	Slang	tümüyle ters gitmek	go blooey v.
130	Slang	tümüyle tükenmiş	gutted adj.
131	Slang	tümüyle yenik düşmüş	kippered adj.