try - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

try

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "try" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 48 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
try n. deneme
try v. denemek
General
try n. çalışma
try n. çaba
try n. uğraşma
try n. girişim
try n. kalkışma
try v. girişmek
try v. yargılamak
try v. kalkışmak
try v. gayret etmek
try v. teşebbüs etmek
try v. sabır vb taşırmak
try v. yormak
try v. tatmak
try v. yapmaya çalışmak
try v. deney yapmak
try v. sınamak
try v. tecrübe etmek
try v. araştırmak
try v. yeltenmek
try v. yoklamak
try v. eritmek
try v. çalışmak
try v. kalkmak
try v. deneme yapmak
try v. deneyimlemek
try v. -e soyunmak
try v. uğraşmak
try v. (bir işe) soyunmak
try v. dava görmek
try v. çabalamak
try v. denemek
try v. (kapı, pencere) kilitli olup olmadığına bakmak için açmayı denemek
try v. tahrik etmek
try v. kur yapmak
Trade/Economic
try n. çalışma
Law
try v. muhakeme etmek
try v. yargılamak
try v. yargı yoluyla incelemede bulunmak
Technical
try v. denemek
try v. yağ eritmek
try v. uğraşmak
try v. arıtmak
Sport
try n. (ragbide) topu rakibin kale çizgisine geçirme
Football
try n. amerikan futbolunda gol attıktan sonra tekrar gol atmaya çalışma
Abbreviation
try n. (uluslararası sistemde) türk lirası
Archaic
try v. test veya düello yoluyla hakikati belirlemek

Sens de "try" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
try-on n. prova
try-on n. blöf
try-out n. deneme
try and miter square n. marangoz gönyesi
try-out n. sınama
try [obsolete] n. test
try [obsolete] n. deney
try [obsolete] n. tetkik
try on v. giyip denemek
try to find v. aramak
try hard v. gayret etmek
try something on v. prova etmek
try hard v. didinmek
try someone's patience v. birinin sabrını tüketmek
try to explain away a matter v. ağız yapmak
try hard v. gayret sarf etmek
try hard v. asılmak
try hard v. özenmek
try one's hand at v. bir şeyi yapmayı denemek
try one's wings v. öğrendiklerini denemek
try one's fortune v. şansını denemek
try and pick up v. tavlamak
try to find v. aramaya çalışmak
try to get v. elde etmeye çalışmak
try every cunning way v. allem etmek kullem etmek
try on v. üzerinde denemek
try persuade v. bağlama çekmek
try one's luck v. şansını denemek
try to become familiar v. alışmaya çalışmak
try harder v. çırpınıp durmak
try to get used to v. alışmaya çalışmak
try out v. düzeltmek
try out v. denemek
try hard v. uğraşmak
try to become familiar with v. alışmaya çalışmak
try to explain v. açıklamaya çalışmak
have a try v. denemek
try for v. elde etmeye çalışmak
try hard v. çok çalışmak
try out v. tasfiye etmek
try and pick up birds v. kız tavlamak
try hard remembering something v. zihnini kurcalamak
try to make (something) clear v. açıklamaya çalışmak
try out v. deneme yapmak
try to find an answer v. çare bulmaya çalışmak
try out v. deneyden geçirmek
try to pull one's attention v. dikkatini çekmeye çalışmak
try to find a remedy v. çare bulmaya çalışmak
try to find a solution v. çare bulmaya çalışmak
try to draw one's attention v. dikkatini çekmeye çalışmak
try to take one's attention on v. dikkatini çekmeye çalışmak
try to reach an agreement v. anlaşmaya çalışmak
try to get along with (someone) v. anlaşmaya çalışmak
try to remember v. hatırlamaya çalışmak
try to overcome v. atlatmaya çalışmak
try to recover v. atlatmaya çalışmak
try to make ends meet v. geçim derdine düşmek
try to succeed v. başarmaya çalışmak
try to find a solution v. çıkar yol aramak
try to find a solution v. yol aramak
try to change v. değiştirmeye çalışmak
try to alter v. değiştirmeye çalışmak
try to destroy the secular order v. laik düzeni yıkmaya çalışmak
try one's patience v. sabrını taşırmak
try one's patience v. sabrını denemek
try one's patience v. sabrının sınırlarını zorlamak
try one's patience v. sabrını zorlamak
try a shoe v. ayakkabı denemek
try one's hand at v. -i denemek
try one's hand at v. -e el atmak
try on v. ayakkabı denemek
try on v. elbise denemek
try on v. (giysi) prova etmek
try on v. denemek
try for v. elde etmek
have a try v. bir kere denemek
try to reach v. ulaşmaya çalışmak
try one's hand v. denemek
try one's hand v. şansını denemek
try to survive v. hayatta kalmaya çalışmak
try to sleep v. uyumaya çalışmak
try to reach each other v. birbirlerine ulaşmaya çalışmak
try to reach each other v. birbirine ulaşmaya çalışmak
try to tell v. anlatmaya çalışmak
try on clothes v. giysi denemek
try on clothes v. kıyafet denemek
try hard to forget v. unutmak için mücadele vermek
try hard to forget v. unutmak için çaba harcamak
try one's best v. elinden geleni yapmak
try to understand v. anlamaya çalışmak
try so hard v. çok uğraşmak
try to speak v. konuşmaya çalışmak
try something new v. yeni bir şeyler denemek
try to stay calm v. sakin kalmaya çalışmak
try to stay calm v. sükunetini korumaya çalışmak
try to control one’s life v. birinin hayatını kontrol altına almaya çalışmak
try to make some money v. biraz para kazanmaya çalışmak
try to poison someone v. birini zehirlemeye çalışmak
try something for the first time v. bir şeyi ilk kez denemek
try to be funny v. komik olmaya çalışmak
try much v. çok denemek
try to solve a problem v. bir problemi çözmeye çalışmak
try to solve a problem v. bir sorunu çözmeye çalışmak
try something on for size v. (üzerine olup olmadığını görmek için) giysi denemek
try something v. bir şeyi denemek
try to do something v. bir şeyler yapmaya çalışmak
try to think of ways to v. ...manın yollarını aramak
try to sell v. (hikaye vb) yutturmaya çalışmak
try to sell v. satmaya çalışmak
try hard v. çalışıp çabalamak
try to sound v. gibi görünmeye çalışmak
try to get a deal on something v. ucuza kapatmaya çalışmak
try to find v. bulmaya çalışmak
have (someone) try (something) v. denetmek
try to convince v. ikna etmeye çalışmak
try to persuade v. ikna etmeye çalışmak
try to find out v. bulmaya/anlamaya çalışmak
try to abduct someone v. birini kaçırmaya çalışmak
try a case v. davayı görmek
try to adapt v. adapte olmaya çalışmak
try it on v. üstünde denemek
try it on v. üzerinde denemek
try to commit suicide v. intihara teşebbüs etmek
give it a try v. denemek
try to work a few things out v. birkaç şeyi halletmeye çalışmak
try conclusions v. deney yapmak
try conclusions v. deneme yapmak
try [obsolete] v. rafine etmek
try [obsolete] v. arındırmak
try the cuisine v. mutfağı denemek
worth a try adj. denemeye değer
free to try adj. denemesi bedava
Phrasals
try on v. kalkışmak
try on v. teşebbüs etmek
try out [us] v. (spor takımı, müsabaka için) seçmelere katılmak
try back v. tekrar denemek
try someone back again v. telefonda yeniden geri aramak
try something on with someone v. yeni bir şey ile ilgili birinin görüşlerine başvurmak
try out for v. (spor/müzik vb) seçmelere katılmak
try (something) out on (one) v. (bir şeyi birinin) üstünde denemek
try (something) out on (one) v. (bir şeyi birinin) üstünde test etmek
try (something) out on (one) v. (birinin) bir şey hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak
try something out on someone v. bir şeyi birinin üstünde denemek
try something out on someone v. bir şeyi birinin üstünde test etmek
try something out on someone v. birinin bir şey hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak
try something out on someone v. birinin bir şey karşısındaki tepkisini görmek/ölçmek
try on [uk] v. (birine bir şeyi) dayatmaya çalışmak
try on [uk] v. birini zekasıyla alt etmek için (bir şeyi) kullanmak
try for (something) v. (bir şeyi) elde etmeye çalışmak
try for (something) v. (bir şeyi) kazanmayı denemek
try for (something) v. (bir şey) için mahkemeye vermek
try for (something) v. (bir şeyi) birinden istemeyi denemek
try for (something) v. (bir şey) için birine gidip sormayı denemek
try on with v. ile ilgili birinin görüşlerine başvurmak
try out on v. üstünde denemek
try out on v. üstünde test etmek
try out on v. hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak
try out on v. karşısındaki tepkisini görmek/ölçmek
try someone back v. telefonda yeniden geri aramak
Phrases
the person you have called can not be reached at the moment please try again later expr. aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz
try as he may expr. çok uğraşmasına rağmen
if you never try, you will never know expr. denemeden bilemezsin
on the first try expr. ilk denemede
on the first try expr. ilk denemede
on the first try expr. ilk seferde
on the second try expr. ikinci denemede
on the second try expr. ikinci seferde
Proverb
you never know till you try expr. denemeden karar verme
you never know till you try expr. denemeden bilemezsin
you'll never know till you try expr. denemeden karar verme
you'll never know till you try expr. denemeden bilemezsin
If at first you don't succeed try try and try again (ilkinde başaramazsan) denemekten vazgeçme
If at first you don't succeed try try and try again pes etme
you never know till you try denemedikçe bilemezsin
you never know what you can do till you try denemeden bilemezsin
you never know what you can do till you try denemedikçe bilemezsin
you never know till you try denemeden bilemezsin
if at first you don't succeed, try, try again pes etme
if at first you don't succeed, try, try again (ilkinde başaramazsan) denemekten vazgeçme
if at first you don't succeed, try, try again (ilkinde başaramazsan) tekrar, tekrar/bir daha, bir daha dene
if at first you don't succeed, try, try again tekrar tekrar denemeye devam et
Colloquial
a try at (something) n. (bir şeyi) yapma denemesi/girişimi
a try at (someone) n. (birini) yenme/alt etme girişimi
a try at (someone) n. (birini) yenme/alt etme denemesi
try at someone n. (biriyle) iletişim kurma denemesi/girişimi
try at someone n. (birini) ikna etme denemesi/girişimi
try at someone n. (birinin) ağzından laf/bilgi alma denemesi
try at someone n. (birini) eğitme girişimi/denemesi
try at something n. bir şeyi yapma denemesi/girişimi
try at n. -i deneme
try at n. iletişim kurma denemesi/girişimi
try at n. ikna etme denemesi/girişimi
try at n. ağzından laf/bilgi alma denemesi
try at n. eğitme girişimi/denemesi
try at n. yapma denemesi/girişimi
try at n. yenme/alt etme girişimi
try at n. yenme/alt etme denemesi
try to work a few things out v. birkaç şeyi çözmeye çalışmak
try very hard to have a baby v. bebek sahibi olmak için çok çabalamak
try to hurt oneself v. kendine zarar vermeye çalışmak
try as (one) may v. çok uğraşmasına rağmen
try as (one) may v. ne kadar uğraşırsa uğraşsın
try as (one) may v. ne kadar uğraşsa da
try as (one) may v. ne kadar denerse denesin/çabalarsa çabalasın
try as (one) may v. ne kadar yapmaya çalışırsa çalışsın
try as (one) may v. ne kadar zorlarsa zorlasın
just try to relax expr. biraz rahatlamaya çalış
try not to get caught next time expr. bir dahaki sefere enselenmemeye çalış
try harder expr. daha fazla uğraş
try and see expr. dene ve gör
whenever I try expr. her deneyişimde
every time I try expr. her deneyişimde
try and get some sleep expr. gidip biraz uyumaya çalış
try as he might expr. ne kadar çabalarsa çabalasın
then let's give it a try expr. o zaman bir deneyelim
try as he might expr. ne kadar uğraşırsa uğraşsın
try as she might expr. ne kadar çabalarsa çabalasın
try as she might expr. ne kadar uğraşırsa uğraşsın
just try it expr. sadece dene
just try to relax expr. sadece rahatlamaya çalış
try and act surprised expr. şaşırmış gibi davran
nice try though expr. yine de iyi denemeydi
I'll try (one) later expr. sonra görüşürüz/konuşuruz
I'll try (one) later expr. sonra tekrar uğrarım
I'll try (one) later expr. başka zaman görüşürüz/konuşuruz
do not try this at home [cliché] expr. bunu evde denemeyin
do not try this at home [cliché] expr. bunu evde denemeyiniz
do not try this at home [cliché] expr. bunu kendiniz denemeyiniz
don't knock it till you try it expr. denemeden yargılama/karar verme
don't knock it till you try it expr. bilmeden yargılama/karar verme
don't knock it till you try it expr. denemeden hüküm verme
don't knock it till you try it expr. denemeden önyargılı davranma
don't knock it till you try it expr. önce dene, sonra karar ver/yargıla/eleştir
don't knock it till you try it expr. bilmediğin/denemediğin şey hakkında hüküm verme
don't knock it till you've try it expr. denemeden yargılama/karar verme
don't knock it till you've try it expr. bilmeden yargılama/karar verme
don't knock it till you've try it expr. denemeden hüküm verme
don't knock it till you've try it expr. denemeden önyargılı davranma
don't knock it till you've try it expr. önce dene, sonra karar ver/yargıla/eleştir
don't knock it till you've try it expr. bilmediğin/denemediğin şey hakkında hüküm verme
we'll try again another time expr. başka zamana öyleyse
we'll try again another time expr. başka zaman yaparız
we'll try again another time expr. bir dahaki sefere öyleyse
we'll try again some other time expr. başka zamana öyleyse
we'll try again some other time expr. başka zaman yaparız
we'll try again some other time expr. bir dahaki sefere öyleyse
you'll never know until you try expr. denemeden karar verme
you'll never know until you try expr. denemeden bilemezsin
you never know until you try expr. denemeden karar verme
you never know until you try expr. denemeden bilemezsin
don’t try to gull me exclam. beni kandırmaya çalışma
Idioms
old college try n. cesur/yürekli/ cüretkar/gözüpek bir deneme
the (old) college try n. girişimde bulunma
the (old) college try n. deneme
try a fall v. güreş maçına çıkmak
try for a baby v. hamile kalmaya çalışmak
try every trick in the book v. her yola başvurmak
give (something) the (old) college try v. asılmak
give (something) the (old) college try v. kendini vermek
give (something) the (old) college try v. elinden geleni yapmak
give (something) the (old) college try v. çok çaba harcamak
give (something) the (old) college try v. canın dişine takarak çalışmak
give (something) the (old) college try v. başarmak için büyük gayret göstermek
give (something) the (old) college try v. sonuç hüsran olsa bile çaba göstermek
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. asılmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. kendini vermek
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. elinden geleni yapmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. çok çaba harcamak
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. canın dişine takarak çalışmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. başarmak için büyük gayret göstermek
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. sonuç hüsran olsa bile çaba göstermek
give it the old college try v. asılmak
give it the old college try v. kendini vermek
give it the old college try v. elinden geleni yapmak
give it the old college try v. çok çaba harcamak
give it the old college try v. canın dişine takarak çalışmak
give it the old college try v. başarmak için büyük gayret göstermek
give it the old college try v. sonuç hüsran olsa bile çaba göstermek
try conclusions with (someone) v. (biriyle) hesaplaşmak
try conclusions with (someone) v. meseleleri halletmek
try conclusions with (someone) v. (birisi) ile savaşa girmek
try conclusions with (someone) v. kozlarını paylaşmak
give something a try v. bir denemek
take a try at something v. bir denemek
try somebody's patience v. birinin sabrını zorlamak
give something a try v. bir şeyi denemek
try the patience of somebody v. birinin sabrını zorlamak
try someone's patience v. birinin sabrını sınamak/denemek
try the patience of somebody v. birinin sabrını sınamak
try the patience of somebody v. birinin sabrının sınırılarını zorlamak
try somebody's patience v. birinin sabrını sınamak
try somebody's patience v. birinin sabrının sınırılarını zorlamak
take a try at something v. bir şeyi denemek
try one's hand at something v. elini alıştırmak
try one's hardest v. elinden geleni yapmak
try a different tack v. farklı bir yöntem uygulamak
try a different tack v. farklı bir hareket tarzını benimsemek
try to fit a square peg into a round hole v. olmayacak bir işi yapmaya çalışmak
try one's wings out v. öğrendiklerini denemek
try to find a black cat in a coal mine v. samanlıkta iğne aramak
try one's hardest v. tüm yolları denemek
try a different tack v. yön/istikamet değiştirmek
try something for size v. (olup olmadığını görmek için) giysiyi üzerinde denemek
try something on for size v. (olup olmadığını görmek için) giysiyi üzerinde denemek
try on v. üzerinde denemek
try a fall with (someone) v. (biriyle) tartışmak
try a fall with (someone) v. (biriyle) atışmak
try a fall with (someone) v. (biriyle) horoz dövüşüne girmek
try a fall with (someone) v. (biriyle) dalaşmak
try a fall with (someone) v. (biriyle) rekabet etmek
try a fall with (someone) v. (biriyle) kapışmak
try a fall with (someone) v. (biriyle) müsabakaya girmek
try a fall with (someone) v. (biriyle) aşık atmak
try a fall with (someone) v. (biriyle) mücadele etmek
try a fall with (someone) v. (biriyle) çekişmek
try a fall with (someone) v. (biriyle) karşı karşıya gelmek
(take/have a) try at someone v. (birini) konuşturmaya çalışmak
(take/have a) try at someone v. (birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak
(take/have a) try at someone v. (birine bir şey) yaptırmayı bir denemek
(take/have a) try at someone v. (birine bir şey) yaptırmada şansını denemek
(take/have a) try at something v. (bir şey) yapmayı denemek
(take/have a) try at something v. (bir şey) yapmayı bir denemek
(take/have a) try at something v. (bir şeyde) şansını denemek
try (one's) level best v. elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak
try (one's) level best v. yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışmak
try (one's) level best v. elinden gelen her şeyi yapmaya çalışmak
do/try your level best (to do something) v. elinden gelenin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your level best (to do something) v. yapabileceğinin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your level best (to do something) v. elinden gelen her şeyi yapmak/yapmaya çalışmak
try (one's) utmost v. elinden gelen her şeyi yapmaya çalışmak
try (one's) utmost v. mümkün olan her şeyi yapmaya çalışmak
try (one's) utmost v. olanca gayretiyle çabalamak
try (one's) utmost v. tüm imkanları zorlamak
try (one's) utmost v. azami çaba göstermek
do/try your utmost (to do something) v. elinden gelen her şeyi yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your utmost (to do something) v. mümkün olan her şeyi yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your utmost (to do something) v. olanca gayretiyle çabalamak
do/try your utmost (to do something) v. tüm imkanları zorlamak
do/try your utmost (to do something) v. azami çaba göstermek
try every trick in the book v. her yolu denemek
try every trick in the book v. her şeyi denemek
try every trick in the book v. her türlü dalavereyi/üçkağıdı denemek
try every trick in the book v. her türlü kurnazlığa başvurmak
try every trick in the book v. bildiği tüm yolları denemek
try every trick in the book v. her yöntemi denemek
try your damnedest v. elinden geleni yapmaya çalışmak
try your damnedest v. dişini tırnağına takmak
try your damnedest v. çok çabalamak
try your damnedest v. tüm yolları denemek
do/try your level best v. elinden gelenin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your level best v. yapabileceğinin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your level best v. elinden gelen her şeyi yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your level best v. azami çaba göstermek
do/try your utmost v. elinden gelenin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your utmost v. yapabileceğinin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your utmost v. elinden gelen her şeyi yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your utmost v. azami çaba göstermek
give a try v. denemek
give a try v. bir denemek
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. bir şeye asılmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. bir şeye kendini vermek
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. bir şey için elinden geleni yapmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. bir şeye çok çaba harcamak
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. bir şeye canın dişine takarak çalışmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] v. bir şeyi başarmak için büyük gayret göstermek
try it on [uk] v. (birinin) sabrını zorlamak
try it on [uk] v. (birini) çileden çıkarmaya çalışmak
try it on [uk] v. (biriyle) cinsel ilişki kurmaya çalışmak
try (one's) damnedest v. elinden geleni yapmak
try (one's) damnedest v. dişini tırnağına takmak
try (one's) damnedest v. tüm yolları denemek
try (one's) damnedest v. yapabileceği her şeyi yapmak
try (one's) damndest v. elinden geleni yapmak
try (one's) damndest v. dişini tırnağına takmak
try (one's) damndest v. tüm yolları denemek
try (one's) damndest v. yapabileceği her şeyi yapmak
try a fall with v. ile uğraşmak
try a fall with v. ile mücadele etmek
try a fall with v. ile başa çıkmak
try a fall with v. ile aşık atmak
try a fall with v. ile rekabet etmek
try a fall with v. ile çekişmek
try a fall with v. ile kapışmak
try conclusions with v. ile hesaplaşmak
try conclusions with v. ile kozlarını paylaşmak
try conclusions with v. ile savaşa girmek
try fortune v. şansını denemek
try hand v. yapmayı denemek
try hand v. el atmak
try hand v. denemek
try hand v. şansını denemek
try luck v. şansını denemek
try patience v. sabrını tüketmek
try patience v. sabrını denemek
try patience v. sabrını taşırmak
try patience v. sabrını zorlamak
try patience v. sabrının sınırlarını zorlamak
try patience v. sabrını sınamak
try wings v. öğrendiklerini denemek
try your hand v. şansını denemek
try your hand v. yapmayı denemek
try your hand v. el atmak
try your hand v. denemek
try your hand at something v. bir şeyde şansını denemek
try your hand at something v. bir şeyi yapmayı denemek
try your hand at something v. bir şeye el atmak
try your hand at something v. bir şeyi denemek
try your luck v. şansını denemek
try your wings v. öğrendiklerini denemek
try your wings v. yeni şeyler denemek
try as one might adv. ne kadar zorlarsa zorlasın
try as one might adv. ne kadar uğraşsa da
these things are sent to try us expr. dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar
these things are sent to try us expr. allah/tanrı dağına göre kar verir
two cunning men will not try to make a dupe of each other expr. iki cambaz aynı ipte oynamaz
enough to try the patience of a saint expr. insanı çileden çıkarır
try as I might expr. ne kadar denersem/çabalarsam deneyeyim/çabalayayım
try as I might expr. ne kadar yapmaya çalışırsam çalışayım
try as I may expr. ne kadar yapmaya çalışırsam çalışayım
try as I may expr. ne kadar denersem/çabalarsam deneyeyim/çabalayayım
nice try but no cigar expr. neredeyse olacaktı
nice try but no cigar expr. çok yaklaşmıştın
nice try but no cigar expr. iyi deneme ama olmadı
nice try but no cigar expr. olmadı, belki bir dahaki sefere
nice try but no cigar expr. yaklaştın ama yapamadın
try it on with (one) [uk] (biriyle) yatmaya çalışmak
try it on with (one) [uk] (biriyle) cinsel ilişkiye girmeye çalışmak
try it on with (one) [uk] (birine) asılmak
Speaking
what I try to tell expr. anlatmak istediğim
what I try to explain expr. anlatmak istediğim
try before you buy expr. almadan önce deneyin
try to understand expr. anlamaya çalış
try to make do with this expr. bununla idare ediver işte
try to see it my way expr. bir de benim açımdan bakmayı dene
I thought I would give it a try expr. bir şansımı deneyeyim dedim
try to keep your mind off it expr. bunu düşünmemeye çalış
try to get some sleep expr. biraz uyumaya çalış
you should try again expr. bir daha denemelisin
I think you should try it expr. bence bunu bir denemelisin
I need to try something expr. bir şey denemem gerekiyor
don't try to figure out who i am expr. benim kim olduğumu bulmaya çalışma
can I try it on? expr. bunu üzerimde deneyebilir miyim?
can ı try it on? expr. bunu üzerimde deneyebilir miyim?
try me expr. bana bir şans/fırsat ver
try to get some sleep expr. biraz uyumaya çalışın
you're welcome to try expr. buyrun deneyin
the next time you make a promise try to keep it expr. bir daha söz verdiğinde tutmaya çalış
try to make do with this for now expr. bununla idare ediver şimdilik
I have to try harder to do better than that expr. bundan daha iyisini yapmak için daha fazla uğraşmalıyım
you're welcome to try expr. bir deneyin isterseniz
I think you should give it a try expr. bence bunu bir denemelisin
try to see it my way expr. bir de benim gözümden bakmayı dene
you are welcome to try expr. bir deneyin isterseniz
try me expr. bana söyleyebilirsin/anlatabilirsin
you should try expr. denemelisin
we may try expr. deneyebiliriz
I didn't try expr. denemedim
you try too hard expr. çok zorluyorsun
would you like to try? expr. denemek ister misin?
you are free to try expr. denemesi bedava
we can try expr. deneyebiliriz
you'd give it a try expr. deneyecektin
the harder you try to pull yourself out the deeper you sink expr. çıkmaya çalıştıkça daha derine batarsın
you are welcome to try expr. denemesi bedava
we can try expr. denenebilir
let's try it once more expr. hadi bir kez daha deneyelim
don't try to walk before you crawl expr. emeklemeden koşmaya çalışma
can you at least try? expr. en azından deneyemez misin?
don't try at home expr. evde denemeyin
I will try my hardest expr. elimden gelenin en iyisini yapacağım
I will try my hardest expr. elimden gelen çabayı göstereceğim
I will try my hardest expr. elimden geleni yapacağım
let's try it once more expr. hadi bir kere daha deneyelim
let's try it once more expr. hadi bir defa daha deneyelim
I will try to come expr. gelmeye çalışacağım
I'm going to try my best to get permission expr. izin alabilmek için elimden geleni yapmaya çalışacağım
it was a nice try expr. iyi denemeydi
try to make do expr. idare ediver
try to make do expr. idare et (işte)
nice try expr. iyi denemeydi
no matter how i try expr. ne kadar uğraşırsam uğraşayım
please try again later expr. lütfen daha sonra tekrar deneyin
I can't get my wife pregnant no matter how hard I try expr. ne kadar çabalasam da bir türlü karım hamile kalmıyor
no matter how hard you try expr. ne kadar çabalarsan çabala
please try again expr. lütfen tekrar deneyiniz
try not to get lost expr. kaybolmamaya çalış
if you try to get them away from me i'll eat you alive expr. onları benden almaya çalışırsan çiğ çiğ yerim seni
I can't get my wife pregnant no matter how hard I try expr. ne kadar çabalasam da bir türlü karımı hamile bırakamıyorum
no matter how hard you try expr. ne kadar uğraşırsan uğraş
try not to get her excited expr. onu heyecanlandırmamaya çalış
I'll try to catch you later expr. sonra görüşürüz/konuşuruz
I'll try to see you later expr. sonra görüşürüz/konuşuruz
I can't promise but I'll try to be there expr. söz veremiyorum ama gelmeye çalışırım
I'll try to catch you some other time expr. sonra görüşürüz/konuşuruz
you try it expr. sen dene
I can't promise but I'll try to be there expr. söz veremiyorum ama orada olmaya çalışırım
try again expr. tekrar dene
try to guess expr. tahmin etmeye çalışın
we can try again expr. tekrar deneyebiliriz
you should try again expr. tekrar denemelisin