so and so

"so and so" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 8 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	so and so i.	falan
2	Genel	so and so i.	keza
3	Genel	so and so i.	keza falan
4	Genel	so and so i.	nitekim
5	Genel	so and so i.	vesaire
6	Genel	so and so i.	filan filan adam veya şey
7	Genel	so and so i.	filan adam veya şey
8	Genel	so and so i.	filan

"so and so" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 97 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	and so on zf.	vb
Does it have the infrastructures for putting a ship in dry dock, and so on? Bir geminin kuru havuza alınması vb. için gerekli altyapıya sahip mi? More Sentences
2	Genel	and so on zf.	vs
They can be inhaled, enter the water supply and so on. Solunabilir, su kaynaklarına karışabilir vs. More Sentences
3	Genel	and so on zf.	vesaire
She brought apples, oranges, and so on. Elma, portakal vesaire getirmiş. More Sentences
4	Genel	and so on zf.	ve benzerleri
Strengthening of border controls, the position of Kaliningrad, attention to nuclear safety and so on and so forth. Sınır kontrollerinin güçlendirilmesi, Kaliningrad'ın konumu, nükleer güvenliğe dikkat edilmesi ve benzeri konular. More Sentences
5	Genel	and so forth zf.	falan
He asked me my age, my name, my address, and so forth. Yaşımı, adımı, adresimi falan sordu. More Sentences
6	Genel	and so on zf.	ve benzeri şeyler
They want not just to eat and drink, they also want to go on holiday, to travel, and so on and so forth. Sadece yemek ve içmek değil, aynı zamanda tatile çıkmak, seyahat etmek ve benzeri şeyleri de istiyorlar. More Sentences
7	Genel	and so forth zf.	ve benzeri
A general agreement has been adopted on the board, the executive structure and so forth. Yönetim kurulu, icra yapısı ve benzeri konularda genel bir anlaşma kabul edilmiştir. More Sentences
8	Genel	and so bağ.	ve böylece
Turkey is encouraged to pursue its reform process and so advance its candidacy for European Union membership. Türkiye reform sürecini sürdürmeye ve böylece Avrupa Birliği üyeliğine adaylığını ilerletmeye teşvik edilmektedir. More Sentences
9	Genel	and so bağ.	bu nedenle
And so, let me conclude by reiterating my appeal to the Commission and the Council. Bu nedenle, Komisyon ve Konsey'e yaptığım çağrıyı yineleyerek sözlerime son vermek istiyorum. More Sentences
10	Genel	and so bağ.	ve bu nedenle
That then benefits the workers, and so it is right to put small and medium-sized enterprises centre stage. Bu da çalışanlara fayda sağlayacaktır ve bu nedenle küçük ve orta ölçekli işletmeleri ön plana çıkarmak doğru olacaktır. More Sentences
11	Genel	so-and-so i.	bilmem kim
12	Genel	so-and-so i.	filanca
13	Genel	so-and-so i.	falan
14	Genel	so-and-so i.	falanca
15	Genel	so-and-so i.	filan kişi
16	Genel	so-and-so i.	filan
17	Genel	jammy so-and-so s.	şanslı
18	Genel	so-and-so s.	lanet olası
19	Genel	so-and-so s.	kahrolasıca
20	Genel	so-and-so s.	sefil
21	Genel	so-and-so s.	aptal
22	Genel	thus and so zf.	şu şekilde
23	Genel	and so forth zf.	vesaire vesaire
24	Genel	thus and so zf.	öyle
25	Genel	thus and so zf.	böylece
26	Genel	and so forth zf.	ve başkaları
27	Genel	thus and so zf.	şöyle
28	Genel	thus and so zf.	bu şekilde
29	Genel	thus and so zf.	öylece
30	Genel	and so forth zf.	ve benzerleri
31	Genel	thus and so zf.	şöylece
32	Genel	and so on zf.	filan
33	Genel	thus and so zf.	böyle
34	Genel	and so forth zf.	vesaire
35	Genel	thus and so zf.	o şekilde
36	Genel	and so on zf.	falan filan
37	Genel	and so on zf.	filan falan
38	Genel	and so on zf.	ve saire
39	Genel	and so forth zf.	filan
40	Genel	and so forth zf.	bu tarzda vesaire
41	Genel	thus and so zf.	böyle böyle
42	Genel	and so on zf.	ve benzeri
43	Genel	and so on zf.	ve benzeri gibi
44	Genel	and so forth zf.	ve benzeri gibi
45	Genel	and so on zf.	ve diğerleri
46	Genel	and so forth zf.	ve saire
47	Genel	and so on zf.	buna benzer
48	Genel	and so zf.	ve bunun gibi
49	Genel	and so zf.	vesaire
50	Genel	so-and-so zf.	belirsiz şekilde
51	Genel	so-and-so zf.	belirtilmemiş şekilde
52	Genel	and so bağ.	ve de
53	Genel	and so bağ.	o halde
54	Genel	and so bağ.	ve dahası
55	Genel	and so bağ.	ve dahası o halde
Phrases
56	İfadeler	thus and so expr.	filan filan
57	İfadeler	so on and so forth expr.	vesaire (vs.)
Colloquial
58	Konuşma Dili	and so it shall be expr.	bu şimdiye kadar hep böyle oldu
59	Konuşma Dili	and so it shall be expr.	bundan sonra da böyle olacak
60	Konuşma Dili	and so on expr.	bu ve bunun gibi
61	Konuşma Dili	so-and-so expr.	elalem
62	Konuşma Dili	so-and-so expr.	şu bu
63	Konuşma Dili	and so on and so forth expr.	vesaire
64	Konuşma Dili	and so on and so forth expr.	ve benzeri şeyler
65	Konuşma Dili	and so on and so forth expr.	filan
66	Konuşma Dili	and so on and so forth expr.	falan feşmekan
67	Konuşma Dili	and so on and so forth expr.	falan
68	Konuşma Dili	and so on and so forth expr.	falan filan
69	Konuşma Dili	and so on and so forth expr.	falan
70	Konuşma Dili	you so-and-so exclam.	sen var ya sen
71	Konuşma Dili	you so-and-so exclam.	hay ben senin
Idioms
72	Deyim	and so forth expr.	benzeri
73	Deyim	so near and yet so far expr.	dokunacak kadar yakın ama bir o kadar uzak
74	Deyim	and so forth expr.	işte bunun gibi
75	Deyim	and so forth expr.	vesaire
76	Deyim	so near and yet so far expr.	bir şeyi başarmaya çok yaklaşıp sonunda başarısız olma
77	Deyim	so close (and) yet so far expr.	çok yaklaşıp ucundan/kıyısından dönme
78	Deyim	so close (and) yet so far expr.	bir şeyi başarmaya çok yaklaşıp sonunda başarısız olma
79	Deyim	so close (and) yet so far expr.	dokunacak kadar yakın ama bir o kadar uzak
80	Deyim	so close (and) yet so far expr.	hem çok yakın/yaklaşmış, hem çok uzak/zorluklarla dolu
81	Deyim	so long, and thanks for all the fish expr.	elveda
82	Deyim	so long, and thanks for all the fish expr.	hoşça kal
83	Deyim	so long, and thanks for all the fish expr.	hoşça kalın
84	Deyim	so long, and thanks for all the fish expr.	hoşça kalın ve her şey için teşekkürler
85	Deyim	so long after sunset and so far from dawn expr.	gecenin ilerleyen saatlerinde
86	Deyim	so long after sunset and so far from dawn expr.	gecenin bu saatinde
87	Deyim	so long after sunset and so far from dawn expr.	gün batımından çok sonra ve şafaktan çok uzakta
Speaking
88	Konuşma	and so I pronounce you man and wife expr.	ben de sizleri karı koca ilan ediyorum
89	Konuşma	and so on expr.	falan feşmekan
90	Konuşma	and rightly so expr.	ve haklıydı da
91	Konuşma	and rightly so expr.	ve iyi de etti
Trade/Economic
92	Ticaret/Ekonomi	failure or failures to be so true and correct i.	bu doğruluk şartına bir veya birden fazla noktada uyulmamış olması
Linguistics
93	Dilbilim	and so bağ.	ve sonra
British Slang
94	İngiliz Argosu	so-and-so i.	adi kişi
95	İngiliz Argosu	so-and-so i.	alçak kimse
Modern Slang
96	Modern Argo	and so it begins expr.	ve işte böyle başladı/başlar
97	Modern Argo	and so yeah exclam.	öyle işte