Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
jojoba
bait
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"bait"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 64 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
bait
i.
olta yemi
I
baited
the hook.
Oltaya yem
attım.
More Sentences
2
Yaygın Kullanım
bait
i.
yem
If your dog eats poisoned
bait,
you have to act fast.
Köpeğiniz zehirli
yem
yerse hemen müdahale etmeniz gerek.
More Sentences
3
Yaygın Kullanım
bait
i.
tuzak
She didn't take the
bait.
O
tuzağa
düşmedi.
More Sentences
General
4
Genel
bait
f.
yemlemek
I
baited
the hook for you.
Oltayı senin için
yemledim.
More Sentences
Marine Biology
5
Deniz Biyolojisi
bait
i.
yem
If your dog eats poisoned
bait,
you have to act fast.
Köpeğiniz zehirli
yemden
yerse, hızlı hareket etmeniz gerekir.
More Sentences
General
6
Genel
bait
i.
cezbetme
7
Genel
bait
i.
konak
8
Genel
bait
i.
kapan yemi
9
Genel
bait
i.
mola
10
Genel
bait
i.
kandırma
11
Genel
bait
i.
aldatma
12
Genel
bait
i.
cezbeden şey
13
Genel
bait
i.
büyük miktar
14
Genel
bait
i.
çok fazla
15
Genel
bait
i.
acele yapılan öğle yemeği
16
Genel
bait
i.
(bir yolculuğa çıkarken alınan) yiyecek veya azık
17
Genel
bait
i.
belirsiz ancak yeterli miktar
18
Genel
bait
f.
yem koymak
19
Genel
bait
f.
sözlerle eziyet etmek
20
Genel
bait
f.
canını sıkmak
21
Genel
bait
f.
taciz etmek
22
Genel
bait
f.
köpek saldırtmak
23
Genel
bait
f.
eziyet etmek
24
Genel
bait
f.
yem takmak
25
Genel
bait
f.
rahatsız etmek
26
Genel
bait
f.
kızdırmak
27
Genel
bait
f.
kandırmak
28
Genel
bait
f.
cezbetmek
29
Genel
bait
f.
oltaya ya da tuzağa yem koymak
30
Genel
bait
f.
kışkırtmak
31
Genel
bait
f.
oltaya yem takmak
32
Genel
bait
f.
kapana yem yerleştirmek
33
Genel
bait
f.
kapana kıstırmak
34
Genel
bait
f.
faka bastırmak
35
Genel
bait
f.
tongaya düşürmek
36
Genel
bait
f.
tuzağa düşürmek
37
Genel
bait
f.
ağlarına düşürmek
38
Genel
bait
f.
aldatmak
39
Genel
bait
f.
olta yemi ile kendine çekmek
40
Genel
bait
f.
köpekleri (bir avın) üstüne salmak
41
Genel
bait
f.
sürekli azarlamalar veya tehditlerle kasıtlı olarak kızdırmak
42
Genel
bait
f.
işkence etmek
43
Genel
bait
f.
tehdit etmek
44
Genel
bait
f.
taciz etmek
45
Genel
bait
f.
eziyet etmek
46
Genel
bait
f.
hayatı zindan etmek
47
Genel
bait
f.
(yolculuk sırasında) (ata/ineğe/köpeğe) su vermek
48
Genel
bait
f.
(yolculuk sırasında) konaklamak
49
Genel
bait
f.
(yolculuk esnasında) yemek ve su molası vermek
50
Genel
bait
f.
seyahat sırasında verilen ihtiyaç ve dinlenme molası
51
Genel
bait
f.
(şahin) kanatlarını çılgınca çırpmak
Trade/Economic
52
Ticaret/Ekonomi
bait
i.
müşteri tuzağı
Law
53
Hukuk
bait
i.
müşteri tuzağı
Technical
54
Teknik
bait
i.
çekme çubuğu
55
Teknik
bait
i.
tuzak yemi
56
Teknik
bait
i.
eritilmiş camın ucunu tutturmak için kullanılan önceden ısıtılmış demir
57
Teknik
bait
i.
levha çizim işlemini başlatmak için erimiş cama indirilen cihaz
58
Teknik
bait
f.
fırını harlamak
Agriculture
59
Tarım
bait
i.
zararlıları yok etmede kullanılan zehirli yem
60
Tarım
bait
f.
zararlıları öldürmek için zehirli yemi etrafa koymak
British Slang
61
İngiliz Argosu
bait
i.
bariz
62
İngiliz Argosu
bait
i.
sinir nöbeti
63
İngiliz Argosu
bait
i.
öfke
64
İngiliz Argosu
bait
expr.
apaçık
"bait"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 122 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
live bait
i.
canlı yem
He put
live bait
on a hook.
Kancaya
canlı yem
taktı.
More Sentences
2
Genel
take the bait
f.
oltaya gelmek
He didn't
take the bait.
O
oltaya gelmedi.
More Sentences
3
Genel
take the bait
f.
zokayı yutmak
She didn't
take the bait.
O
zokayı yutmadı.
More Sentences
4
Genel
take the bait
f.
yemi yutmak
She didn't
take the bait.
Kadın
yemi yutmadı.
More Sentences
Idioms
5
Deyim
take the bait
f.
zokayı yutmak
Fadil
took the bait.
Fadıl
zokayı yuttu.
More Sentences
6
Deyim
take the bait
f.
yemi yutmak
I won't
take the bait.
Yemi yutmayacağım.
More Sentences
Marine Biology
7
Deniz Biyolojisi
live bait
i.
canlı yem
He put
live bait
on a hook.
O, oltaya
canlı yem
taktı.
More Sentences
General
8
Genel
artificial bait
i.
zoka
9
Genel
fresh bait
i.
canlı yem
10
Genel
a fishing pole and bait
i.
bir olta ve yem
11
Genel
bait money
i.
tuzak para
12
Genel
ground bait
i.
balıkları çekmek için suyun dibine atılan yem
13
Genel
ground bait
i.
oltasız yem
14
Genel
bait [dialect]
i.
paket öğle yemeği
15
Genel
sucker bait
i.
bir kimseyi dolandırmak için kullanılan para gibi bir tuzak
16
Genel
crow-bait
i.
(yakında ölüp kargalara leş olacak) bir deri bir kemik at
17
Genel
flame bait
i.
ağız dalaşına sebep olabilecek söz
18
Genel
nostalgia bait
i.
orijinal içeriğin hayranlarını çekmek amacıyla klasik yapımlardan eski karakterleri, konseptleri ve fikirleri yeni yapıma dahil etme eylemi
19
Genel
take the bait
f.
zokaya gelmek
20
Genel
take the bait
f.
zokayı yutturmak
21
Genel
put out the bait
f.
yem takmak
22
Genel
set out the bait
f.
yem takmak
23
Genel
bite the bait
f.
oltaya takılmak
24
Genel
use something as bait
f.
yem olarak kullanmak
25
Genel
take the bait
f.
oltaya takılmak
26
Genel
be bait for
f.
yem olmak
27
Genel
race-bait
f.
ırkçı gerekçelerle saldırı yapmak
28
Genel
race-bait
f.
ırksal nedenleri bahane ederek saldırı yapmak
29
Genel
race-bait
f.
bir ırka karşı başka bir ırkta önyargı ya da korku uyandırmak
30
Genel
red-bait
f.
bir kimseyi anarşist olmakla suçlamak
31
Genel
red-bait
f.
anarşist olmakla suçlanmak
Phrases
32
İfadeler
fish or cut bait
expr.
lafı bırak icraata bak
Proverb
33
Atasözü
you need to bait the hook to catch the fish
bir şeyi yapabilmek/bir işi yürütebilmek için önce gereken hazırlıkları yapmalısın
Colloquial
34
Konuşma Dili
raise to the bait
f.
dolduruşa gelmek
35
Konuşma Dili
raise to the bait
f.
gaza gelmek
36
Konuşma Dili
rise to the bait
f.
oyuna gelmek
37
Konuşma Dili
raise to the bait
f.
kanmak
38
Konuşma Dili
raise to the bait
f.
oltaya gelmek
39
Konuşma Dili
rise to the bait
f.
taklaya gelmek
Idioms
40
Deyim
crow bait
i.
kısa zaman içinde ölecek durumda olan sıska at ya da inek
41
Deyim
crow bait
i.
ölmek üzere olan hayvan
42
Deyim
rise to the bait
f.
dolduruşa gelmek
43
Deyim
swallow the bait
f.
oltaya gelmek
44
Deyim
rise the bait
f.
oyuna gelmek
45
Deyim
rise to the bait
f.
sazanlık etmek
46
Deyim
bait and switch
f.
sağ gösterip sol vurmak
47
Deyim
rise to the bait
f.
tuzağa düşmek
48
Deyim
rise to the bait
f.
zokayı yutmak
49
Deyim
swallow the bait
f.
zokayı yutmak
50
Deyim
swallow the bait
f.
yemi yutmak
51
Deyim
cut bait
f.
vazgeçmek
52
Deyim
cut bait
f.
caymak
53
Deyim
cut bait
f.
geri çekilmek
54
Deyim
cut bait
f.
ayrılmak
55
Deyim
cut bait
f.
terk etmek
56
Deyim
cut bait
f.
ipi koparmak
57
Deyim
cut bait
f.
yem hazırlamak
58
Deyim
cut bait
f.
balığı ince parçalara ayırarak yem hazırlamak
59
Deyim
get (one's) bait back [us]
f.
(biri) yatırdığını geri almak
60
Deyim
get (one's) bait back [us]
f.
(biri) bir uğraş için harcadığı parayı geri kazanmak
61
Deyim
get your bait back
f.
yatırdığını geri almak
62
Deyim
get your bait back
f.
masrafını telafi etmek
63
Deyim
get your bait back
f.
harcamasını tazmin etmek
64
Deyim
fall for the bait
f.
tuzağa düşmek
65
Deyim
fall for the bait
f.
tufaya düşmek
66
Deyim
fall for the bait
f.
tufaya gelmek
67
Deyim
fall for the bait
f.
oyuna gelmek
68
Deyim
fall for the bait
f.
faka basmak
69
Deyim
fall for the bait
f.
tongaya basmak
70
Deyim
fall for the bait
f.
tongaya düşmek
71
Deyim
crow bait
expr.
bir ayağı çukurda
72
Deyim
fish or cut bait
expr.
bir işe yara
73
Deyim
fish or cut bait
expr.
onu yapamıyorsan bari şunu yap
74
Deyim
fish or cut bait
expr.
ya yap ya çekil ayak altından
Speaking
75
Konuşma
he didn't take the bait
expr.
adam yemi yutmadı
Trade/Economic
76
Ticaret/Ekonomi
bait pricing
i.
yem olarak kullanılan fiyatlandırma taktiği
77
Ticaret/Ekonomi
bait-and-switch advertising
i.
yem ve değnek reklamcılığı
Computer
78
Bilgisayar
click bait
i.
tık tuzağı
79
Bilgisayar
rage bait
i.
öfke tuzağı
80
Bilgisayar
rage bait
i.
sosyal medyada olabildiğince çok kişiyi sinirlendirerek tıklanma kazanmayı hedefleme
Marine
81
Denizcilik
bait stocking area
i.
yem depolama alanı
Marine Biology
82
Deniz Biyolojisi
organic bait
i.
organik yem
83
Deniz Biyolojisi
artificial bait
i.
yapay yem
84
Deniz Biyolojisi
bait fish
i.
yem balığı
85
Deniz Biyolojisi
poisoned bread-paste-bait
i.
zehirli ekmek hamuru avcılığı
86
Deniz Biyolojisi
bait bug
i.
hippa cinsine ait kabuklulara verilen ad
87
Deniz Biyolojisi
bait bug
i.
emerita cinsine ait, olta yemi olarak kullanılan küçük kabuklu
88
Deniz Biyolojisi
hairy-bait
i.
arenicola cinsine ait çeşitli büyük deniz solucanlarına verilen ad
89
Deniz Biyolojisi
bait ball
i.
yem yumağı
90
Deniz Biyolojisi
bait ball
i.
balık sürülerinin yırtıcılar tarafından tehdit edildiklerinde oluşturdukları küresel oluşum
Botanic
91
Botanik
bait [dialect] [uk]
i.
keten bitkisi demeti
Agriculture
92
Tarım
bait plant
i.
tuzak bitki
Fishery
93
Balıkçılık
toll bait
i.
balık çekmek için atılan kıyılmış yem
94
Balıkçılık
bait casting
i.
olta çıkrığı
95
Balıkçılık
bait set
i.
yem tuzağı
96
Balıkçılık
mackerel bait
i.
uskumru zokası
97
Balıkçılık
ledger bait
i.
su dibinde duran olta yemi
98
Balıkçılık
ledger bait
i.
kıyıya sabitlenmiş olta
99
Balıkçılık
stink bait
i.
kokulu yem
100
Balıkçılık
ledger bait
i.
olta kurşununun altına sabitlenen balık yemi
101
Balıkçılık
crank bait
i.
sarılırken yaptığı hareketle balıkları çeken tuzak
102
Balıkçılık
spoon bait
i.
zoka
103
Balıkçılık
spoon bait
i.
olta yemi
Cinema
104
Sinema
fan-bait
i.
yapım hakkındaki eleştirileri saptırmak amacıyla yapımcıların veya aktörlerin, hayranları provoke edici söylemlerde bulunması
Slang
105
Argo
catfish bait
i.
enayi
106
Argo
queer bait
i.
geylerin ilgisini çeken erkek
107
Argo
crow bait
i.
işe yaramaz tip
108
Argo
troll bait
i.
sazan.avi
109
Argo
troll bait
i.
troll sazanı
110
Argo
bait and switch
i.
vitrinde mağazada bulunmayan malların ve bunlara ait gerçek dışı fiyatların lanse edilip müşterinin kandırılması
111
Argo
troll bait
i.
(troll mesajlarıyla kendini dolduruşa getiren) sazan
112
Argo
troll bait
i.
(trollerin gazına gelen) sazan
113
Argo
shark bait
i.
köpekbalığı yemi
114
Argo
shark bait
i.
okyanusta yalnız başına yüzen veya sörf yapan kimse
115
Argo
shark bait [hawaii]
i.
plajdaki süt beyaz kişi
116
Argo
shark bait
i.
sazan
117
Argo
pogey bait
i.
şeker
118
Argo
pogie bait
i.
şeker
119
Argo
pogey bait
i.
atıştırmalık
120
Argo
rise the bait
f.
tufaya gelmek
British Slang
121
İngiliz Argosu
jail bait
i.
çıtır
122
İngiliz Argosu
jail bait
i.
reşit olmayan çekici kız
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bait
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy