Geçmiş

bariz

"bariz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 51 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	bariz	obvious s.
2	Yaygın Kullanım	bariz	apparent s.
General
3	Genel	bariz	apparentness i.
4	Genel	bariz	to the fore s.
5	Genel	bariz	avowed s.
6	Genel	bariz	conspicuous s.
7	Genel	bariz	sharp s.
8	Genel	bariz	marked s.
9	Genel	bariz	gross s.
10	Genel	bariz	blatant s.
11	Genel	bariz	pronounced s.
12	Genel	bariz	distinct s.
13	Genel	bariz	clear s.
14	Genel	bariz	as plain as a pikestaff s.
15	Genel	bariz	blazing s.
16	Genel	bariz	as plain as the nose on your face s.
17	Genel	bariz	evident s.
18	Genel	bariz	apodeictic s.
19	Genel	bariz	apodictic s.
20	Genel	bariz	apodeictical s.
21	Genel	bariz	apodictical s.
22	Genel	bariz	glaring s.
23	Genel	bariz	clean s.
24	Genel	bariz	ill-concealed s.
25	Genel	bariz	acute s.
26	Genel	bariz	noticeable s.
27	Genel	bariz	thick s.
28	Genel	bariz	transparent s.
29	Genel	bariz	eminent s.
30	Genel	bariz	unabashed s.
31	Genel	bariz	undisguisable s.
32	Genel	bariz	undoubtful s.
33	Genel	bariz	baldfaced s.
34	Genel	bariz	bald-faced s.
35	Genel	bariz	unsubtle s.
36	Genel	bariz	bodacious s.
37	Genel	bariz	obvious s.
38	Genel	bariz	openhanded s.
39	Genel	bariz	immediate s.
40	Genel	bariz	insistent s.
41	Genel	bariz	blatantly zf.
42	Genel	bariz	conspicuously zf.
Colloquial
43	Konuşma Dili	bariz	outright zf.
Idioms
44	Deyim	bariz	(as) clear as day s.
45	Deyim	bariz	plain as day s.
46	Deyim	bariz	plain as the nose on your face s.
47	Deyim	bariz	writ large expr.
Law
48	Hukuk	bariz	overt s.
Geology
49	Jeoloji	bariz	phanerite s.
Archaic
50	Eski Kullanım	bariz	bright s.
British Slang
51	İngiliz Argosu	bariz	bait i.

"bariz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 127 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	(bir yazılı eseri vb) bariz aşırma	blatant plagiarism i.
2	Genel	bariz aşırmacılık	blatant plagiarism i.
3	Genel	bariz/belirgin hata	obvious error i.
4	Genel	bariz intihal	blatant plagiarism i.
5	Genel	bariz neden/sebep	obvious reason i.
6	Genel	bariz seçim	obvious pick i.
7	Genel	bariz kusurlar	glaring defects i.
8	Genel	bariz olan şey	truth i.
9	Genel	bariz şey	blatancy i.
10	Genel	benzerlerine göre bariz küçük olan şey	mini i.
11	Genel	bariz hata	gaffe i.
12	Genel	bariz korkak	craven i.
13	Genel	bariz yalan	blatant lie i.
14	Genel	bariz başarı şansı	prospect i.
15	Genel	ezici/bariz üstünlüğe sahip olmak	have a commanding lead over f.
16	Genel	bariz etkilemek	drive f.
17	Genel	bariz şekilde göstermek	pinpoint f.
18	Genel	bariz olmak	seem f.
19	Genel	daha bariz	distincter s.
20	Genel	bariz özelliklerle ayırt edilebilen	contradistinguished s.
21	Genel	bariz özelliklerle ayırt edilmiş	contradistinguished s.
22	Genel	en bariz	sharpest s.
23	Genel	bariz olmayan	anapodeictic [rare] s.
24	Genel	bariz olmayan	unconspicuous s.
25	Genel	bariz olmayan	understated s.
26	Genel	bariz olmayan	undistinct s.
27	Genel	bariz olmayan	unobvious s.
28	Genel	yüksek bir ses gibi son derece dikkat çekici ve bariz	blaring s.
29	Genel	bariz işaretler veya izler taşıyan	manifest (of) s.
30	Genel	son derece ve bariz suç olan	heinous s.
31	Genel	bariz olmayan	hidden s.
32	Genel	bariz titreşimli	heavy s.
33	Genel	bariz seçime ait	open-and-shut s.
34	Genel	kullanılamayacağı bariz olan	condemned s.
35	Genel	bariz bir biçimde	explicitly zf.
36	Genel	bariz bir biçimde	saliently zf.
37	Genel	bariz bir biçimde	demonstrably zf.
38	Genel	bariz bir şekilde	blazingly zf.
39	Genel	bariz bir şekilde	materially zf.
40	Genel	bariz bir şekilde	flagrantly zf.
41	Genel	bariz biçimde	pointedly zf.
42	Genel	bariz olmayan bir şekilde	understatedly zf.
43	Genel	bariz bir şekilde garip olan bu yerde	in this galley zf.
44	Genel	bariz bir şekilde uyumsuz olan bu grupta	in this galley zf.
45	Genel	bariz şekilde	obtrusively zf.
46	Genel	bariz bir şekilde	grossly zf.
47	Genel	aşırı bariz şekilde	flamingly zf.
Phrasals
48	Öbek Fiiller	(biri/bir şey) için bariz bir hale gelmek	grow upon (someone or something) f.
49	Öbek Fiiller	(biri/bir şey) için bariz bir hale gelmek	grow on (someone or something) f.
50	Öbek Fiiller	(biri) için bariz bir hale gelmek	grow upon (one) f.
51	Öbek Fiiller	(biri) için bariz bir hale gelmek	grow on (one) f.
52	Öbek Fiiller	bariz bir hale gelmek	grow on f.
53	Öbek Fiiller	bariz bir hale gelmek	grow upon f.
54	Öbek Fiiller	(özellikle karşı cinse) bariz ilgi göstermek	shine up f.
Phrases
55	İfadeler	şu bariz gerçeği bir ele alalım	let's address the elephant in the room expr.
56	İfadeler	şu bariz gerçeği bir aradan çıkaralım	let's address the elephant in the room expr.
57	İfadeler	-in bariz göstergesi	telltale sign of expr.
Colloquial
58	Konuşma Dili	bariz olan şey	the obvious i.
59	Konuşma Dili	bariz yalancı	bald-faced liar i.
60	Konuşma Dili	bariz yalancı	bold-faced liar i.
61	Konuşma Dili	bariz yalan	bold-faced lie i.
62	Konuşma Dili	bariz bir hataya neden olan öngörülemeyen şey	banana skin i.
63	Konuşma Dili	bariz yalan	a crock i.
64	Konuşma Dili	çok bariz	all-too-obvious s.
65	Konuşma Dili	bariz çirkin/suratsız	esthetically challenged s.
66	Konuşma Dili	bariz/belirgin şekilde	high-key s.
67	Konuşma Dili	çok bariz	painfully obvious s.
68	Konuşma Dili	aşırı derecede bariz	painfully obvious s.
Idioms
69	Deyim	görmezden gelinen bariz gerçek	the elephant in the corner i.
70	Deyim	oralı olunmayan bariz konu	the elephant in the corner i.
71	Deyim	bariz bir şekilde üstün olma	a turkey shoot i.
72	Deyim	konuşulmayan bariz durum	pink elephant i.
73	Deyim	bariz yalancı	barefaced liar i.
74	Deyim	bariz yalan	barefaced lie i.
75	Deyim	bariz yalancı	barefaced liar i.
76	Deyim	oralı olunmayan bariz konu	elephant in the corner i.
77	Deyim	bariz/belirgin olmak	stick out like a sore thumb f.
78	Deyim	bariz yalan söylemek	lie through one's teeth f.
79	Deyim	bariz bir yalan söylemek	tell an outright lie f.
80	Deyim	bir şeyi net/bariz bir biçimde ortaya koymak	throw something into sharp relief f.
81	Deyim	(bir şeyi) net/bariz bir biçimde ortaya koymak	bring (something) into sharp relief f.
82	Deyim	bariz olmak	be as plain as the nose on (one's) face f.
83	Deyim	bariz olmak	be staring (one) in the face f.
84	Deyim	bariz olmak	be staring someone in the face f.
85	Deyim	bariz olmak	be staring someone in the face f.
86	Deyim	bariz yalan söylemek	lie through teeth f.
87	Deyim	bariz yalan söylemek	lie through your teeth f.
88	Deyim	'-i bariz şekilde yapmak	make a great show of f.
89	Deyim	(bir şeyi) bariz şekilde yapmak	make a great show of (doing something) f.
90	Deyim	net/bariz bir biçimde ortaya koymak	throw into sharp relief f.
91	Deyim	bariz şekilde kayıran	in the tank s.
92	Deyim	bariz olmayan	in a minor key expr.
93	Deyim	bariz bir şekilde ortada	(as) clear as the sky is blue expr.
Trade/Economic
94	Ticaret/Ekonomi	bariz fark	a marked difference i.
95	Ticaret/Ekonomi	talebin yükselmesi ve arzın düşmesinden kaynaklı bariz enflasyonla nitelenen	overheated s.
Law
96	Hukuk	bariz kötülük	malice in fact i.
97	Hukuk	bariz yetki aşımı	manifest excess of power i.
98	Hukuk	bariz yetki tecavüzü	manifest excess of power i.
99	Hukuk	bariz kötülük niyeti	express malice i.
100	Hukuk	bariz şart	apparent condition i.
101	Hukuk	kolay ve bariz bir mahkumiyet kararı verilmesine imkan tanıyan	open-and-shut s.
Medical
102	Medikal	bariz kanama	frank bleeding i.
Psychology
103	Psikoloji	bariz bilgi	ostensive knowledge i.
104	Psikoloji	bariz öğrenme	explicit learning i.
105	Psikoloji	bariz tanım	ostensive definition i.
106	Psikoloji	bariz bir tetikleyici nedene bağlı olmayan depresyon hali	endogenous depression i.
107	Psikoloji	(bariz zihinsel veya fiziksel eksiklikler nedeniyle) taleplere yanıt veremeyen	inadequate s.
Optics
108	Optik	tek gözle görülen bir cismin bariz şekilde yer değiştirmesi	optical parallax i.
Physics
109	Fizik	düşman tarafından kullanılabilecek bariz elektromanyetik göstergelerin açığa çıkmasını engelleme veya yanıltıcı şekilde aktarma faaliyetleri	manipulative electromagnetic deception i.
Linguistics
110	Dilbilim	bariz/açık durum imleme	overt case marking i.
111	Dilbilim	nesneler, özellikler ve bağlantılar üzerine bariz bir şekilde açıklamalar yapan dil	material mode i.
112	Dilbilim	orijinal ifadeye yapılan gönderme bariz olacak şekilde birkaç kelimesi değiştirilerek yeniden kullanılan söz	snowclone i.
History
113	Tarih	yabancı olduğu bariz şekilde anlaşılan kimse	guinea [dated] i.
Football
114	Futbol	bariz gol şansı	a great/clear chance to score goal i.
115	Futbol	bariz gol şansı	an obvious/great/clear chance to score i.
116	Futbol	bariz gol şansı	an obvious goal scoring chance i.
117	Futbol	bariz gol şansından yararlanamamak	miss an obvious goal-scoring chance f.
118	Futbol	bariz gol şansını değerlendirememek	miss an obvious goal-scoring chance f.
119	Futbol	bariz gol şansını kaçırmak	miss an obvious goal-scoring chance f.
120	Futbol	bariz gol şansından yararlanamamak	miss a great/clear chance to score goal f.
121	Futbol	bariz gol şansını kaçırmak	miss a great/clear chance to score goal f.
122	Futbol	bariz gol şansını değerlendirememek	miss a great/clear chance to score goal f.
Latin
123	Latince	bariz lider	facile princeps i.
Slang
124	Argo	bariz yalan	a crock of shit i.
125	Argo	bariz yalan olmak	be a crock of shit f.
126	Argo	bariz bir şekilde fark edilir	kicky s.
Modern Slang
127	Modern Argo	bariz yalan	alternative truth i.