|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
mate i.
|
mat |
|
Tom sacrificed his rook to avoid mate.
Tom mat olmamak için kalesini feda etti.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
mate i.
|
eş |
|
The medicine man lived alone, even without a mate, on the edge of the village.
Büyücü doktor, köyün kenarında eşi olmadan bile tek başına yaşardı.
More Sentences
|
General |
|
3 |
Genel |
mate i.
|
arkadaş |
|
If I ax my mates back home where they come from, they would say Devon.
Eğer arkadaşlarıma nereden geldiklerini sorsaydım, Devon derlerdi.
More Sentences
|
4 |
Genel |
mate i.
|
dost |
|
What's a Luxembourger?' says my mate.
"Lüksemburglu nedir?" diye soruyor dostum.
More Sentences
|
5 |
Genel |
mate i.
|
arkadaş |
|
Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk.
Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.
More Sentences
|
6 |
Genel |
mate f.
|
çiftleşmek |
|
The noise makes it difficult for the whales to orient themselves, form herds, mate and find food.
Gürültü, balinaların yönlerini bulmalarını, sürü oluşturmalarını, çiftleşmelerini ve yiyecek bulmalarını zorlaştırır.
More Sentences
|
Medical |
|
7 |
Medikal |
mate i.
|
mate |
|
Tom won the game with Scholar's Mate.
Tom, Scholar's Mate ile oyunu kazandı.
More Sentences
|
Slang |
|
8 |
Argo |
mate i.
|
dost |
|
Mate, I had this whole massive bedroom to myself.
Dostum, kendime ait kocaman bir yatak odam vardı.
More Sentences
|
Common Usage |
|
9 |
Yaygın Kullanım |
mate i.
|
ahbap |
|
General |
|
10 |
Genel |
mate i.
|
misil |
|
11 |
Genel |
mate i.
|
yardak |
|
12 |
Genel |
mate i.
|
lan |
|
13 |
Genel |
mate i.
|
muavin |
|
14 |
Genel |
mate i.
|
karı |
|
15 |
Genel |
mate i.
|
birader |
|
16 |
Genel |
mate i.
|
ortak |
|
17 |
Genel |
mate i.
|
koca |
|
18 |
Genel |
mate i.
|
akran |
|
19 |
Genel |
mate i.
|
emsal |
|
20 |
Genel |
mate i.
|
(denizcilik) subay yardımcısı |
|
|
21 |
Genel |
mate i.
|
yamak |
|
22 |
Genel |
mate i.
|
yardımcı |
|
23 |
Genel |
mate i.
|
kendisinden daha becerikli bir işçiye yardım eden kimse |
|
24 |
Genel |
mate i.
|
usta yardımcısı |
|
25 |
Genel |
mate i.
|
kalfa |
|
26 |
Genel |
mate i.
|
mate çayının konulduğu su kabağından yapılmış küçük kap |
|
27 |
Genel |
mate i.
|
yaşam alanlarının paylaşıldığı kimse |
|
28 |
Genel |
mate f.
|
uymak |
|
29 |
Genel |
mate f.
|
evlenmek |
|
30 |
Genel |
mate f.
|
eş olmak |
|
31 |
Genel |
mate f.
|
mat etmek |
|
32 |
Genel |
mate f.
|
eşlemek |
|
33 |
Genel |
mate f.
|
dengini bulmak |
|
34 |
Genel |
mate f.
|
evlendirmek |
|
35 |
Genel |
mate f.
|
eşleştirmek |
|
36 |
Genel |
mate f.
|
çiftleştirmek |
|
37 |
Genel |
mate f.
|
(birbirine) uymak |
|
38 |
Genel |
mate f.
|
uygun gelmek |
|
39 |
Genel |
mate f.
|
(vites/vida) iyi geçmek |
|
40 |
Genel |
mate f.
|
eşlik etmek |
|
|
41 |
Genel |
mate f.
|
arkadaşlık etmek |
|
42 |
Genel |
mate f.
|
şaşkına çevirmek |
|
43 |
Genel |
mate f.
|
çift olarak katılmak |
|
Colloquial |
|
44 |
Konuşma Dili |
mate ünl.
|
abicim |
|
45 |
Konuşma Dili |
mate ünl.
|
kanzi |
|
46 |
Konuşma Dili |
mate exclam.
|
reis |
|
Technical |
|
47 |
Teknik |
mate f.
|
birbirine geçirmek |
|
48 |
Teknik |
mate f.
|
bağlamak |
|
49 |
Teknik |
mate f.
|
birleştirmek |
|
Railway |
|
50 |
Demiryolu |
mate i.
|
bazı demiryolu makaslarında bulunan yönlendirme ve istinat cihazı |
|
Aeronautic |
|
51 |
Havacılık |
mate f.
|
(uzay mekiği yörünge aracını) taşıması için bir hava taşıtının arkasına nakletmek |
|
Marine |
|
52 |
Denizcilik |
mate i.
|
güverte zabiti |
|
53 |
Denizcilik |
mate i.
|
ikinci kaptan |
|
54 |
Denizcilik |
mate i.
|
kaptan muavini |
|
55 |
Denizcilik |
mate i.
|
muavin |
|
56 |
Denizcilik |
mate i.
|
ticaret gemisinin ikinci kaptanı |
|
Gastronomy |
|
57 |
Mutfak |
mate i.
|
mate çayı |
|
58 |
Mutfak |
mate i.
|
mate bitkisinin kurumuş yapraklarından ve filizlerinden yapılan aromatik bir içecek |
|
59 |
Mutfak |
mate i.
|
mate çayı yapımında kullanılan yaprak ve filizler |
|
Botanic |
|
60 |
Botanik |
mate i.
|
paraguay çayı |
|
61 |
Botanik |
mate i.
|
güney amerika'da yetişen, yaprak ve filizlerinden mate çayı yapılan bir çoban püskülü |
|
Breeding |
|
62 |
Hayvancılık |
mate i.
|
üremeleri için bir araya getirilmiş hayvan çiftlerinden her biri |
|
Military |
|
63 |
Askeri |
mate i.
|
ikinci süvari |
|
64 |
Askeri |
mate i.
|
(abd donanmasında) kıdemli subayın yardımcılığını yapan erbaş |
|
Archaic |
|
65 |
Eski Kullanım |
mate i.
|
itibar ve makam olarak (bir başkasına) denk olan kimse |
|
66 |
Eski Kullanım |
mate i.
|
denk |
|
67 |
Eski Kullanım |
mate f.
|
özellikle güç, cesaret ve zeka bakımından denk olmak |
|
68 |
Eski Kullanım |
mate f.
|
başkası ile eşitlik talep etmek |
|
69 |
Eski Kullanım |
mate f.
|
biri ile yakın ilişki kurmak |
|
Slang |
|
70 |
Argo |
mate i.
|
kanka |
|
71 |
Argo |
mate i.
|
kanki |
|
|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
soul mate i.
|
ruh eşi |
|
Two soul mates torn apart by the social climate of their time.
Zamanlarının sosyal iklimi nedeniyle birbirinden ayrılan iki ruh eşi.
More Sentences
|
2 |
Genel |
soul mate i.
|
ruh ikizi |
|
Two soul mates torn apart by the social climate of their time.
Yaşadıkları dönemin sosyal iklimi tarafından birbirinden koparılan iki ruh ikizi.
More Sentences
|
Chess |
|
3 |
Satranç |
scholar's mate i.
|
çoban matı |
|
Tom won the game with Scholar's Mate.
Tom oyunu çoban matı yaparak kazandı.
More Sentences
|
General |
|
4 |
Genel |
running mate i.
|
koşu arkadaşı |
|
5 |
Genel |
yoke mate i.
|
meslektaş |
|
|
6 |
Genel |
running mate i.
|
aynı partiden seçime katılan aday |
|
7 |
Genel |
room mate i.
|
oda arkadaşı |
|
8 |
Genel |
running mate i.
|
aynı takımda yarışan at |
|
9 |
Genel |
team mate i.
|
takım arkadaşı |
|
10 |
Genel |
flat-mate i.
|
ev arkadaşı |
|
11 |
Genel |
team-mate i.
|
takımdaş |
|
12 |
Genel |
team-mate i.
|
ekip arkadaşı |
|
13 |
Genel |
team-mate i.
|
takım arkadaşı |
|
14 |
Genel |
class mate i.
|
sınıf arkadaşı |
|
15 |
Genel |
desk mate i.
|
sıra arkadaşı |
|
16 |
Genel |
project mate i.
|
proje arkadaşı |
|
17 |
Genel |
mate selection i.
|
eş seçimi |
|
18 |
Genel |
yoke mate i.
|
hayat arkadaşı |
|
19 |
Genel |
bed-mate i.
|
yatak arkadaşı |
|
20 |
Genel |
mate leaf i.
|
mate yaprağı |
|
21 |
Genel |
office mate i.
|
iş arkadaşı |
|
22 |
Genel |
dormitory mate i.
|
yurt arkadaşı |
|
23 |
Genel |
cell-mate i.
|
(hapiste) hücre arkadaşı |
|
24 |
Genel |
trencher mate i.
|
asalak |
|
25 |
Genel |
trencher mate i.
|
beleşçi |
|
26 |
Genel |
mate [india] i.
|
yerli hizmetçi |
|
27 |
Genel |
mate [india] i.
|
hizmetçi çırağı |
|
28 |
Genel |
running mate i.
|
(açığı ile bir diğer çalışanın terfi edileceği) silahlı kuvvetler çalışanı |
|
29 |
Genel |
running mate i.
|
arkadaş |
|
30 |
Genel |
running mate i.
|
dost |
|
31 |
Genel |
running mate i.
|
ekip arkadaşı |
|
32 |
Genel |
running mate i.
|
yakın kimse |
|
33 |
Genel |
running-mate i.
|
arkadaş |
|
34 |
Genel |
running-mate i.
|
dost |
|
35 |
Genel |
running-mate i.
|
ekip arkadaşı |
|
36 |
Genel |
running-mate i.
|
yakın kimse |
|
37 |
Genel |
co-mate i.
|
arkadaş |
|
38 |
Genel |
co-mate i.
|
refakatçi |
|
39 |
Genel |
co-mate i.
|
ortak |
|
40 |
Genel |
co-mate i.
|
yoldaş |
|
41 |
Genel |
cause to mate f.
|
çiftleştirmek |
|
42 |
Genel |
mate with f.
|
çiftleşmek |
|
43 |
Genel |
find one’s soul mate f.
|
ruh eşini bulmak |
|
44 |
Genel |
find one’s soul mate f.
|
ruh ikizini bulmak |
|
45 |
Genel |
choose a team mate f.
|
eş tutmak |
|
46 |
Genel |
mate [obsolete] f.
|
üstesinden gelmek |
|
47 |
Genel |
mate [obsolete] f.
|
yenmek |
|
48 |
Genel |
mate [obsolete] f.
|
sersemleterek yıldırmak |
|
49 |
Genel |
mate [obsolete] f.
|
kafasını karıştırmak |
|
50 |
Genel |
mate [obsolete] f.
|
etkili bir şekilde engellemek |
|
51 |
Genel |
mate [obsolete] f.
|
tamamen bitirmek |
|
52 |
Genel |
mate [obsolete] f.
|
moralini bozmak |
|
53 |
Genel |
mate [obsolete] f.
|
bozum etmek |
|
54 |
Genel |
mate [obsolete] f.
|
gözünü korkutmak |
|
55 |
Genel |
without a mate s.
|
eşsiz |
|
Phrasals |
|
56 |
Öbek Fiiller |
mate with f.
|
çiftleştirmek |
|
Colloquial |
|
57 |
Konuşma Dili |
she'll be right, mate [australia] expr.
|
merak etme |
|
58 |
Konuşma Dili |
she'll be right, mate [australia] expr.
|
hiç endişelenme |
|
59 |
Konuşma Dili |
she'll be right, mate [australia] expr.
|
her şey çok güzel olacak |
|
60 |
Konuşma Dili |
she'll be right, mate [australia] expr.
|
her şey düzelecek |
|
61 |
Konuşma Dili |
she'll be right, mate [australia] expr.
|
her şey yoluna girecek |
|
62 |
Konuşma Dili |
she'll be right, mate [australia] expr.
|
iyi geçecek/gidecek |
|
63 |
Konuşma Dili |
she'll be right, mate [australia] expr.
|
endişelenmene hiç gerek yok |
|
64 |
Konuşma Dili |
g'day mate [australia] expr.
|
selam dostum! |
|
65 |
Konuşma Dili |
she's right, mate [australia] expr.
|
her şey yoluna girecek |
|
66 |
Konuşma Dili |
she's right, mate [australia] expr.
|
her şey yolunda gidecek |
|
67 |
Konuşma Dili |
she's right, mate [australia] expr.
|
her şey düzelecek |
|
68 |
Konuşma Dili |
she's right, mate [australia] expr.
|
endişelenme her şey yolunda |
|
69 |
Konuşma Dili |
she's sweet, mate [australia] expr.
|
her şey yoluna girecek |
|
70 |
Konuşma Dili |
she's sweet, mate [australia] expr.
|
her şey yolunda gidecek |
|
71 |
Konuşma Dili |
she's sweet, mate [australia] expr.
|
her şey düzelecek |
|
72 |
Konuşma Dili |
she's sweet, mate [australia] expr.
|
endişelenme her şey yolunda |
|
73 |
Konuşma Dili |
smidsy (sorry, mate, I didn't see you) [uk] expr.
|
(kaza veya kaza tehlikesi durumunda bir araç sürücüsü tarafından bir bisikletliye ya da motor sürücüsüne bahane olarak söylenen) pardon görmedim/seni fark etmedim |
|
74 |
Konuşma Dili |
alright mate exclam.
|
tamam kanka |
|
75 |
Konuşma Dili |
alright mate exclam.
|
tamam arkadaşım |
|
76 |
Konuşma Dili |
alright mate exclam.
|
tamam ahbap |
|
Idioms |
|
77 |
Deyim |
mate with an animal f.
|
(bir hayvan) bir hayvanla çiftleşmek |
|
Speaking |
|
78 |
Konuşma |
no singles mate expr.
|
damsız alamıyoruz birader |
|
79 |
Konuşma |
no singles mate expr.
|
damsız almıyoruz birader |
|
Politics |
|
80 |
Siyasal |
running-mate i.
|
eş aday |
|
81 |
Siyasal |
running-mate i.
|
seçimde ikinci derece göreve aday olan kimse |
|
Technical |
|
82 |
Teknik |
fuselage mate i.
|
gövde birleştirme |
|
83 |
Teknik |
second mate i.
|
ikinci zabit |
|
84 |
Teknik |
machinist's mate i.
|
makine zabiti |
|
Automotive |
|
85 |
Otomotiv |
mate contact i.
|
devresinde kontak bulunan röle |
|
Marine |
|
86 |
Denizcilik |
first mate i.
|
birinci güverte zabiti |
|
87 |
Denizcilik |
first mate i.
|
disiplin zabiti |
|
88 |
Denizcilik |
ship’s mate i.
|
gemi yoldaşı |
|
89 |
Denizcilik |
first mate i.
|
ikinci zabit |
|
90 |
Denizcilik |
chief mate (c/m) i.
|
ikinci kaptan |
|
91 |
Denizcilik |
first mate i.
|
ikinci kaptan |
|
92 |
Denizcilik |
third mate i.
|
iki numaralı güverte zabiti |
|
93 |
Denizcilik |
first mate i.
|
kaptandan küçük güverte zabitlerinden büyük rütbeye sahip olan gemi görevlisi |
|
94 |
Denizcilik |
third mate i.
|
üçüncü kaptan |
|
95 |
Denizcilik |
second mate i.
|
üçüncü kaptan |
|
96 |
Denizcilik |
running-mate i.
|
aynı seyir planına sahip koordine gemi grubu |
|
Gastronomy |
|
97 |
Mutfak |
yerba mate i.
|
mate çayı |
|
Biology |
|
98 |
Biyoloji |
cross-mate f.
|
melezlemek |
|
Zoology |
|
99 |
Zooloji |
mate for life f.
|
(flamingo vb. hayvanlar için) yaşamları boyunca aynı eşle birlikte olmak |
|
100 |
Zooloji |
mate for life f.
|
(flamingo vb. hayvanlar için) tek eşli olmak |
|
101 |
Zooloji |
mate for life f.
|
(flamingo vb gibi hayvanlar için) yaşamı boyunca aynı eşle çiftleşmek |
|
102 |
Zooloji |
mate for life f.
|
(flamingo vb hayvanlar için) tek eşli olmak |
|
Breeding |
|
103 |
Hayvancılık |
mate (up) f.
|
(hayvanları) eşleştirmek |
|
Military |
|
104 |
Askeri |
first mate i.
|
ikinci süvari |
|
105 |
Askeri |
gunner's mate i.
|
top bir numarası |
|
106 |
Askeri |
boatswain's mate i.
|
lostromo yardımcısı |
|
107 |
Askeri |
boatswain's mate i.
|
abd donanmasında donanım ve bakımdan sorumlu subay yardımcısı |
|
Sport |
|
108 |
Spor |
running mate i.
|
koşu arkadaşı |
|
109 |
Spor |
team mate i.
|
takım arkadaşı |
|
110 |
Spor |
running-mate i.
|
yarışta bir başka at için hızın belirlenmesi için kullanılan at |
|
111 |
Spor |
running-mate i.
|
yarışta birlikte yer alan at |
|
Chess |
|
112 |
Satranç |
smothered mate i.
|
boğmaca matı |
|
113 |
Satranç |
check mate ünl.
|
şah mat |
|
Music |
|
114 |
Müzik |
label mate i.
|
(bir diğeri ile) aynı plak şirketine bağlı şarkıcı ya da müzisyen |
|
Cinema |
|
115 |
Sinema |
cast mate i.
|
rol arkadaşı |
|
Ornithology |
|
116 |
Kuşbilim |
cuckoo mate i.
|
boyunburan |
|
Slang |
|
117 |
Argo |
home mate i.
|
ev arkadaşı |
|
118 |
Argo |
old mate [australia] ünl.
|
ahbap |
|
119 |
Argo |
old mate [australia] ünl.
|
dostum |
|
120 |
Argo |
old mate [australia] ünl.
|
birader |
|
121 |
Argo |
old mate [australia] ünl.
|
abicim |
|
122 |
Argo |
cheers mate expr.
|
eyvallah birader |
|
123 |
Argo |
cheers mate expr.
|
eyvallah kardeş |
|
124 |
Argo |
it's your shout mate (aus slang) expr.
|
içkileri alma sırası sende |
|
125 |
Argo |
cheers mate expr.
|
sağolasın birader |
|
Star Wars |
|
126 |
Star Wars |
probe-mate hyperspace pod i.
|
araştırma-dostu hiperuzay kapsülü |
|