|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
öteki dünya işlerine dalma |
otherworldliness i.
|
|
2 |
Genel |
genelleştirilmiş öteki |
generalized other i.
|
|
3 |
Genel |
öteki ad |
alias i.
|
|
4 |
Genel |
öteki dünya |
the hereafter i.
|
|
5 |
Genel |
madalyonun öteki yüzü |
the other side of the medallion i.
|
|
6 |
Genel |
öteki dünya |
kingdom come i.
|
|
7 |
Genel |
öteki dünya |
the next world i.
|
|
|
8 |
Genel |
telefonun öteki ucundaki ses |
the voice on the other side of the line i.
|
|
9 |
Genel |
telefonun öteki ucundaki ses |
the voice on the end of the line i.
|
|
10 |
Genel |
dünyanın öteki ucu |
other corner of the world i.
|
|
11 |
Genel |
dünyanın öteki ucu |
far end of the world i.
|
|
12 |
Genel |
öteki olma durumu |
alterity i.
|
|
13 |
Genel |
öteki dünya |
afterworld i.
|
|
14 |
Genel |
öteki dünya |
by and by i.
|
|
15 |
Genel |
(dünya öteki uç |
corner i.
|
|
16 |
Genel |
öteki yanağını uzatmak |
turn the other cheek f.
|
|
17 |
Genel |
bir taraftan öteki tarafa geçerek ulaşmak |
make f.
|
|
18 |
Genel |
bir yandan öteki yana geçmek |
make f.
|
|
19 |
Genel |
öteki tarafına geçmek |
go round f.
|
|
20 |
Genel |
öteki dünyaya ait |
otherworldly s.
|
|
21 |
Genel |
dağların öteki tarafında olan |
tramontane s.
|
|
22 |
Genel |
dağların öteki tarafından gelen |
tramontane s.
|
|
23 |
Genel |
dağların öteki tarafında olan |
transmontane s.
|
|
24 |
Genel |
dağların öteki tarafından gelen |
transmontane s.
|
|
25 |
Genel |
dünyanın öteki ucunda |
at the back of zf.
|
|
26 |
Genel |
biri _ öteki _ |
respectively zf.
|
|
27 |
Genel |
öteki dünyada |
by and by zf.
|
|
|
28 |
Genel |
bir yanından öteki yanına |
across ed.
|
|
29 |
Genel |
ne bu ne öteki |
neither zm.
|
|
30 |
Genel |
ne bu, ne öteki |
nither [dialect] zm.
|
|
Phrasals |
|
31 |
Öbek Fiiller |
katlanarak öteki parçanın içine girmek |
telescope into something f.
|
|
32 |
Öbek Fiiller |
öteki dünyaya göçmek |
be no more f.
|
|
Phrases |
|
33 |
İfadeler |
madalyonun öteki yüzü |
the flip side of the coin i.
|
|
34 |
İfadeler |
madalyonun öteki yüzü |
the opposite side of the coin i.
|
|
35 |
İfadeler |
(bir şey), öteki adıyla (biri/bir şey) |
(something), thy name is (someone or something) expr.
|
|
Colloquial |
|
36 |
Konuşma Dili |
öteki dünya |
one's long home i.
|
|
37 |
Konuşma Dili |
öteki dünyayı boylamak |
go bung [australia/new zealand] f.
|
|
38 |
Konuşma Dili |
öteki dünyaya yollamak |
chill f.
|
|
39 |
Konuşma Dili |
bir kulağından girip öteki kulağından çıkmak |
go in one ear and out the other f.
|
|
40 |
Konuşma Dili |
işin aslının öteki türlü olduğunu bilmek |
know otherwise f.
|
|
41 |
Konuşma Dili |
işin aslının öteki türlü olduğunu bilmek |
know different f.
|
|
42 |
Konuşma Dili |
bir sıkıntı biter öteki başlar |
(it's) one damn thing after another expr.
|
|
Idioms |
|
43 |
Deyim |
atlas okyanusu'nun öteki kıyısı |
across the pond i.
|
|
44 |
Deyim |
madalyonun öteki yüzü |
the other side of the coin i.
|
|
45 |
Deyim |
öteki dünya |
the eternal checkout i.
|
|
46 |
Deyim |
öteki dünya |
long home i.
|
|
47 |
Deyim |
(bir şeyin) öbür/öteki yüzü |
the flip side (of something) i.
|
|
48 |
Deyim |
öteki dünya |
the sweet hereafter i.
|
|
49 |
Deyim |
(öteki tarafa) göçmek |
bite the biscuit f.
|
|
50 |
Deyim |
öteki tarafı boylamak |
bite the biscuit f.
|
|
51 |
Deyim |
diğer/öteki insanları iterek/itekleyerek yürümek/ilerlemek |
push past someone or something f.
|
|
52 |
Deyim |
öteki yanağını çevirmek |
turn the other cheek f.
|
|
53 |
Deyim |
öteki dünyaya gitmek |
go west f.
|
|
54 |
Deyim |
birinden borç alıp öteki alacaklıya vermek |
manoeuvre the apostles [obsolete] [uk] f.
|
|
55 |
Deyim |
öteki desen öteki değil |
be neither one thing nor the other f.
|
|
56 |
Deyim |
dünyanın öteki ucundan geliyormuş gibi |
on a slow boat to china zf.
|
|
57 |
Deyim |
dünyanın öteki ucundan geliyormuş gibi |
on a slow boat to china expr.
|
|
58 |
Deyim |
dünyanın öteki ucundan geliyormuş gibi |
slow boat to china expr.
|
|
59 |
Deyim |
biri hapşırsa öteki nezle olur |
if (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
|
|
60 |
Deyim |
biri aksırsa öteki öksürmeye başlar |
if (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
|
|
61 |
Deyim |
biri hapşırsa öteki nezle olur |
if (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
|
|
62 |
Deyim |
biri aksırsa öteki öksürmeye başlar |
if (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
|
|
63 |
Deyim |
biri hapşırdığında öteki nezle olur |
when (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
|
|
64 |
Deyim |
biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar |
when (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
|
|
65 |
Deyim |
biri hapşırdığında öteki nezle olur |
when (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
|
|
66 |
Deyim |
biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar |
when (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
|
|
67 |
Deyim |
biri hapşırdığında öteki nezle olur |
when the US/UK/China, etc. sneezes, Japan/Germany, etc. catches cold expr.
|
|
|
68 |
Deyim |
biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar |
when the US/UK/China, etc. sneezes, Japan/Germany, etc. catches cold expr.
|
|
69 |
Deyim |
biri hapşırdığında öteki nezle olur |
when a sneezes, b catches a cold expr.
|
|
70 |
Deyim |
biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar |
when a sneezes, b catches a cold expr.
|
|
71 |
Deyim |
bir ucundan öteki ucuna |
from sea to shining sea expr.
|
|
Trade/Economic |
|
72 |
Ticaret/Ekonomi |
bir firmanın piyasadaki öteki firmaları belli bir yönde hareket edecek biçimde etkileme gücüne sahip olması |
leadership i.
|
|
73 |
Ticaret/Ekonomi |
bir alım satım sözleşmesinde fiyat ve öteki koşullar |
terms of exchange i.
|
|
74 |
Ticaret/Ekonomi |
gayrimenkul dışında öteki varlıkların geliri |
quasi rent i.
|
|
75 |
Ticaret/Ekonomi |
kredileri ve öteki faiz getiren varlıkları çıktı ölçüsü olarak kabul ederek bankacılık çıktısını ölçmeye yönelik yaklaşım |
asset approach i.
|
|
76 |
Ticaret/Ekonomi |
maaş ve ücretlerin mamullere ve öteki masraf yerlerine dağıtılması |
payroll distribution i.
|
|
77 |
Ticaret/Ekonomi |
mali gelirleri destekleyen öteki kaynaklar |
parafiscality i.
|
|
78 |
Ticaret/Ekonomi |
maaşlar ve öteki sosyal haklar ve ödemeler |
compensation to employees i.
|
|
Politics |
|
79 |
Siyasal |
diğer/öteki gerçekler |
alternative facts i.
|
|
Technical |
|
80 |
Teknik |
öteki karakter kümesi |
alternate character set i.
|
|
81 |
Teknik |
öteki kod sayfası |
alternate code page i.
|
|
82 |
Teknik |
öteki karakter seti |
alternate character set i.
|
|
83 |
Teknik |
öteki birleştirme sırası |
alternate collating sequence i.
|
|
84 |
Teknik |
bir yanından öteki yanına |
across zf.
|
|
Computer |
|
85 |
Bilgisayar |
ne o ne de öteki işlemi |
neither-nor operation i.
|
|
86 |
Bilgisayar |
öteki metin |
alternate text i.
|
|
87 |
Bilgisayar |
öteki karakter kümesi |
alternate character set i.
|
|
88 |
Bilgisayar |
öteki kod sayfası |
alternate code page i.
|
|
89 |
Bilgisayar |
öteki pencereye geç |
switch window expr.
|
|
Informatics |
|
90 |
Bilişim |
öteki birleştirme sırası |
alternate collating sequence i.
|
|
91 |
Bilişim |
öteki karakter seti |
alternate character set i.
|
|
92 |
Bilişim |
öteki kod sayfası |
alternate code page i.
|
|
93 |
Bilişim |
öteki ağ adresi |
alias network address i.
|
|
Telecom |
|
94 |
Telekom |
öteki ağ adresi |
alias network address i.
|
|
Chemistry |
|
95 |
Kimya |
bazı koloitlerin ortamdaki öteki parçacıklara oranla gözenekli membranlardan daha kolay geçmesi özelliğine dayanan kimyasal arıtma işlemi |
electrodialysis i.
|
|
Social Sciences |
|
96 |
Sosyal Bilimler |
dominant bir kültürün diğer bir kültürü kullanarak kendisini öteki üstünden yüceltip, pekiştirmesi |
acculturation i.
|
|
Education |
|
97 |
Eğitim |
harçlar, ön ödeme ve öteki ödemeler |
fees, deposits and other costs i.
|
|
98 |
Eğitim |
ön ödeme ve öteki ödemeler |
fees i.
|
|
99 |
Eğitim |
ön ödeme ve öteki ödemeler |
deposits and other costs i.
|
|
Archaeology |
|
100 |
Arkeoloji |
eski mısırlılar tarafından mumyalama işlemi sırasında öteki dünyaya gideceğine inanılan ölünün iç organlarının konulduğu kap |
canopic jar i.
|
|
Religious |
|
101 |
Dini |
anglikan kiliseler topluluğu’nun öteki hristiyan gruplarla birleşmesine yönelik tartışmalara temel olan dört ilke |
lambeth quadrilateral i.
|
|
Philosophy |
|
102 |
Felsefe |
öteki-ben |
alter-ego i.
|
|
103 |
Felsefe |
öteki dünyada |
transmundane s.
|
|
Abbreviation |
|
104 |
Kısaltma |
biri birine öteki öbürüne ait olmak üzere |
resp. (respectively) kısalt.
|
|
Slang |
|
105 |
Argo |
karşınızdaki kişinin kolunu bir yana, bileğini öteki yana bükerek yapılan küçük işkence |
chinese burn i.
|
|
106 |
Argo |
öteki tarafa yollamak |
blot someone out f.
|
|
107 |
Argo |
öteki dünyaya yollamak |
send to kingdom come f.
|
|
108 |
Argo |
neyse vazgeçtim/geri alıyorum/yok yok (vazgeçtim öteki olsun anlamında) |
scratch that expr.
|
|
109 |
Argo |
bir sıkıntı biter öteki başlar |
odtaa (one damn thing after another) expr.
|
|
Modern Slang |
|
110 |
Modern Argo |
diğer/öteki gerçekler |
alt-facts (alternative facts) i.
|
|