bütünü - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bütünü



"bütünü" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bütünü the whole shoot i.
bütünü fullest extent i.
bütünü schmear i.
bütünü a whole of s.
Colloquial
bütünü whole enchilada i.
Idioms
bütünü the whole shebang i.
bütünü the whole enchilada i.
bütünü the a to z of i.
bütünü whole ball of wax expr.
bütünü whole shooting match expr.
bütünü the whole ball of wax expr.
bütünü whole schmear expr.
Slang
bütünü schmeer i.

"bütünü" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 176 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kurallar bütünü body of rules i.
bir ülkede yaşayan bireylerin bütünü home town i.
bir toplum veya topluluğa özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü culture i.
organizmanın doğumdan ölüme kadar geçirdiği evrelerin bütünü life cycle i.
-in bütünü the whole of i.
faaliyetler bütünü a complement of activities i.
faaliyetler bütünü overall activities i.
programın bütünü whole program i.
değerler bütünü an alliance of values i.
bir canlıyı dondurup ileride yeniden dünyaya getirmek amacıyla yapılan işlemler bütünü cryonics i.
işlemin bütünü entire operation i.
vücudun bütünü entire body i.
vücudun bütünü whole body i.
gezegenin tamamı/bütünü whole planet i.
belirli bir konuda amaca ulaşmak için yapılması gereken işler bütünü course of action i.
ülkenin bütünü the whole country i.
ülkenin bütünü the country as a whole i.
sürecin bütünü entire process i.
sürecin bütünü whole process i.
bir kişinin çalışmalarının bütünü body of work i.
bir kişinin eserlerinin bütünü oeurve i.
bir kişinin çalışmalarının bütünü oeurve i.
bir kişinin eserlerinin bütünü body of work i.
konular bütünü the catalogue of issues i.
kararsızlıklar bütünü checkerwork i.
evrensel kuvvetler bütünü nature i.
1970'lerde ortaya çıkan manevi ve bilinç arttırıcı akımlar bütünü new age i.
bir bütünü renklendiren ve tamamlayan unsur thread i.
bütünü temsil eden şey emblem i.
bütünü meydana getiren unsur entity i.
bir bütünü oluşturan her bir parça member i.
malzeme bütünü body i.
bilgi bütünü body i.
beceriler bütünü method i.
teknikler bütünü method i.
bazı alanlarda çalışan kimselerce kullanılan yöntemler, uygulamalar, prosedürler ve kurallar bütünü methodology i.
mitler bütünü mythoi i.
bir faaliyet veya tarihi bir olay gibi belirli bir durumdan doğan mitler bütünü mythoi i.
bir grup tarafından üretilip propagandası yapılan mitler bütünü mythoi i.
tasarruf veya birlikte üretim için bir araya getirilen benzer araçlar bütünü gang i.
doğaüstü etkenler ve olaylar bütünü occult i.
iç içe geçmiş karmaşık parçalar bütünü complexus i.
otorite kabul edilen temel kurallar bütünü decalogue i.
bir dönemi niteleyen karakteristik özellikler bütünü decor i.
bütünü oluşturan eş bölüm part i.
fotoğraflar bütünü photography i.
doğa hakkındaki bilgiler bütünü physiosophy i.
ilkeler bütünü principle i.
delillerin bütünü the totality of the evidence i.
socinus önderliğinde polonya'da ortaya çıkan akılcı öğretiler bütünü socinianism i.
dikdörtgen biçimli parseller bütünü square i.
üst tabakayı yansıtan düşünceler bütünü superstructure i.
aynı anda görülen şeyler bütünü syndrome i.
(sempatik büyüde bütünü temsilen) nesnenin bir bölümünü kullanma synecdochism i.
kompleks kurallar bütünü system of rules i.
bütünü oluşturmak form a whole f.
(bütünü) temsil etmek imbody f.
bütünü oluşturan constituent s.
bütünü oluşturan integral s.
bütünü kapsayan umbrella s.
neredeyse bütünü almost whole s.
bir kavramın çağrıştırdığı kapsama giren niteliklerin veya taşıdığı özelliklerin bütünü intensional s.
'-in bütünü whatever s.
parçadan çok bütünü vurgulayan global s.
bütünü örnekleyen sample s.
parçaları birbirine bağlı bir bütünü oluşturan organic s.
bütünü etkileyen systemic s.
bütünü ile in its entirety zf.
bütünü ile solidly zf.
bir önceki kelimeyle belirtilen kısmı veya miktarı içeren toplam veya bütünü belirten bir edat of ed.
(belirli bir grubun) bütünü anlamına gelen ön ek pan- ök.
Phrasals
bütünü etkilemek count towards something f.
Idioms
kişinin doğru bildiği ilkeler bütünü dictates of conscience i.
bir şeyin bütünü the whole bit i.
bir yerin bütünü the length and breadth of somewhere i.
resmin bütünü the whole picture i.
resmin bütünü the big picture i.
bütünü etkileyen küçük kusur a rift in the lute i.
bir şeyin bütünü big picture i.
resmin bütünü big picture i.
olayın bütünü big picture i.
kişinin doğru bildiği ilkeler bütünü the dictates of conscience [cliché] i.
(bir yerin) bütünü the length and breadth of (something) i.
ayrıntılara takılıp bütünü görememek strain at gnats and swallow camels f.
bütünü oluşturmak make up f.
birşeyin bütünü the whole shooting match expr.
(bir yerin) bütünü the length and breadth of expr.
Trade/Economic
bütünü parçalarına ayırarak inceleme breakdown method i.
devlet tarafından kurumlara sağlanan vergi indirimi, düşük faizli destek kredisi gibi yardımlar bütünü corporate welfare i.
kitlenin bütünü audience composition i.
müşterilerin bütünü customers collectively i.
parçaları bir araya getirerek bütünü inceleme yöntemi build-up method i.
poliçeler bütünü book of contracts i.
satış elemanının müşteriyle temasa geçmeden önce hazırladığı bilgilerin bütünü pre-approach i.
taşınabilir malların bütünü goods and chattels i.
yatırımın tamamı/bütünü the entire investment i.
ortalamaları parasal standart olarak kullanılan değerler bütünü basket i.
Law
bir projenin sonunda ya da safha sonunda tamamlanıp teslim edilmesi taahhüt edilen, genelde basılı dökümandan oluşan çalışmalar bütünü deliverables i.
geminin bütünü ile zarar görmesi durumu absolute total loss i.
herhangi bir biçimde tutulan veya hapsedilen kişilerin korunması için prensipler bütünü body of principles for the protection of all persons under any form of detention or imprisonment i.
kanunlar bütünü body of laws i.
roma hukuku'na dayanan yasalar bütünü jura i.
roma hukuku'na dayanan yasalar bütünü jus civile i.
meclisin uyması gereken kurallar bütünü rules of order i.
kanunlar bütünü pandects i.
Politics
daha büyük bir oluşumun içinde yer alıp bütünden kopan ve bütünü temsil ettiğini iddia eden küçük grup rump i.
bütünü ile uygulamak apply in its entirety f.
Industry
işe alım için gerekli beceriler bütünü soft skills i.
Technical
sistemin bütünü overall system i.
sistemin tamamı/bütünü entire system i.
sistemin tamamı/bütünü whole system i.
bir bilim, sanat veya disiplin tarafından kullanılan yöntemler, prosedürler, çalışma kavramları, kurallar ve varsayımlar bütünü methodology i.
bütünü oluşturan bitişik parçaların temas yüzeylerinde gerilim oluşturan baskı shear i.
bütünü kısımlara ayırmak disintegrate f.
Radio
özel radyo iletişimi sağlayan sistemin bütünü cb radio i.
Automotive
bütünü oluşturan parça component i.
Marine
bütünü veya bir örneği homojen olmama ihtimali olan non-ergodic s.
Medical
istatistik bir bütünü temsil edecek şekilde seçilmiş örnek grup random sample i.
bir maddenin bütünü pool i.
belirli bir hastalığa özgü belirtiler bütünü semeiology i.
belirli bir hastalığa özgü belirtiler bütünü symptomatology i.
belirtiler bütünü symptomology i.
Psychology
canlının davranışlarını etkileyebilen çevresel faktörler bütünü umwelt i.
uyarıcılara verilen tepki bütünü behavior i.
uyarıcılara verilen tepki bütünü behaviour i.
herhangi bir durumda organizmanın verdiği tepkiler bütünü behavior i.
herhangi bir durumda organizmanın verdiği tepkiler bütünü behaviour i.
Math
bir bütünü oluşturan integral s.
Logic
mantık sistemini belirleyen sistematik kurallar bütünü syntax i.
Biology
popülasyonun genomlarında taşınan ve torunlara aktarılan zararlı genler bütünü genetic load i.
lifli bağ dokunun bir arada tuttuğu doku bütünü fascia i.
(germ hücreleri hariç) bir organizmanın bütünü soma i.
Biochemistry
bütünü ile metilleme exhaustive methylation i.
bir organizmanın metabolize ettiği karbonhidratlar bütünü glycome i.
Marine Biology
bütünü ile metilleşme exhaustive methylation i.
deniz dibinde yaşayan organizmalar bütünü benthon i.
Agriculture
belirli bir yerden toplanan tohumların bütünü verilen ad seed lot i.
Social Sciences
değerler bütünü set of values i.
birbirleri ile etkileşim içerisinde olan bir grubun temelde daha sonraki etkileşimlerinde referans alabileceği bilgi, inançlar, değerler ve geleneklerden oluşan sistemin bütünü idioculture i.
ezoterik topluluğun kültürünü oluşturan eylem ve bilgi bütünü secrets i.
temel dini ilkeler bütünü symbol i.
Education
yazılı kaynaklar bütünü body of literature i.
Literature
belirli bir kurgusal dünyada geçen ve birçok hayran tarafından resmi kabul edilen eserler ve olaylar bütünü canon i.
Linguistics
belirli bir kelimenin parçası olduğu bütünü adlandıran kelime holonym i.
Religious
ikinci ve üçüncü yüzyıllarda hristiyanların görevleri ve kilise disiplinine ilişkin kural ve ilkeler bütünü apostolic canons i.
ikinci ve üçüncü yüzyıllarda hristiyanların görevleri ve kilise disiplinine ilişkin kural ve ilkeler bütünü apostolic constitutions i.
ikinci ve üçüncü yüzyıllarda hristiyanların görevleri ve kilise disiplinine ilişkin kural ve ilkeler bütünü apostolical canons i.
ibrani metinlerin doğru yorumlanmasına dair oluşturulan yahudi gelenekleri bütünü masora i.
ibrani metinlerin doğru yorumlanmasına dair oluşturulan yahudi gelenekleri bütünü masorah i.
ibrani metinlerin doğru yorumlanmasına dair oluşturulan yahudi gelenekleri bütünü massora i.
ibrani metinlerin doğru yorumlanmasına dair oluşturulan yahudi gelenekleri bütünü massorah i.
dini kurallar bütünü decree i.
(hinduizm) var olan her şeyi kapsayan kozmik ilkeler bütünü dharma i.
reform öncesi ingiltere'de kullanılan dini kurallar bütünü pie i.
reform öncesi ingiltere'de kullanılan dini kurallar bütünü pye i.
Philosophy
farabi'nin felsefesinde insanın istem dışı çalışan sistemler bütünü vegetative faculty i.
hindistan'a özgü olup bir kast sistemine dayanan dini ve felsefi inanç ve kültürel uygulamalar bütünü hindooism i.
hindistan'a özgü olup bir kast sistemine dayanan dini ve felsefi inanç ve kültürel uygulamalar bütünü hinduism i.
Environment
belirli bir bölgede ya da çevrede bulunan bitki ve hayvan yaşamının bütünü biota i.
Geography
yeryüzündeki kar ve buz çökeltilerinin bütünü cryosphere i.
Geology
karmaşık yapısal ilişkilere sahip farklı kayaçlar bütünü complex i.
Military
uzay kontrolünde kullanılan sistem ve personel bütünü space forces i.
savunma bakanlığına ikmal talimatı bildiren faaliyetler bütünü ssa i.
savunma bakanlığına ikmal talimatı bildiren faaliyetler bütünü supply support activity i.
savaş birimlerini destekleyen sistemler bütünü systems architecture i.
Art
resmin veya heykelin bütünü whole-length i.
Music
müzik biterken armonik zincirlemeler bütünü caesura i.
belli bir çalgı veya takımı için yazılmış parçaların bütünü literature i.
(beraber bir bütünü oluşturan) müzikal besteler grubu set i.
Archaic
tek patent veya araştırmada yer alan arazi bütünü dividend i.
Slang
şüpheli bireylerin yakalanarak cezaya çarptırılmasına izin veren bir kanunlar bütünü sus laws [uk] i.
şüpheli bireylerin yakalanarak cezaya çarptırılmasına izin veren bir kanunlar bütünü suss laws [uk] i.
tamamı/bütünü whole nine yards expr.
Anthropology
kültür birimine ilişkin kültüre özgü davranışlar bütünü complex i.
kültür birimine ilişkin kültüre özgü davranışlar bütünü culture complex i.
kültür birimine ilişkin kültüre özgü davranışlar bütünü trait-complex i.