curl - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

curl

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"curl" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 52 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
curl i. bukle
General
curl i. kahkül
curl i. kakül
curl i. lüle
curl i. pürçek
curl i. saç lülesi
curl i. büklüm
curl i. bukle
curl i. kıvırma
curl i. dolam
curl i. kıvrım
curl i. dönerge
curl i. yaprak büzülmesi
curl i. asimetrik yaprak gelişimi
curl i. ahşap yapısındaki kavisli veya spiral şeklinde iz
curl i. asma bıyığı
curl f. kıvrılmak
curl f. dalgalandırmak
curl f. bukle yapmak
curl f. ondüle yapmak
curl f. bükülmek
curl f. kıvır kıvır yapmak
curl f. kıvırmak
curl f. bükmek
curl f. dönerek/kıvrılarak hareket etmek
curl f. yüzünü buruşturmak
curl f. kıvrımlı görünecek şekilde ince ince kesmek
curl f. körling oynamak
curl f. kolunu bükerek ağırlık kaldırmak
curl f. (şapka yapımında) şapkanın siperini bükmek
curl f. dalgalanmak
curl f. dalgalar halinde yükselmek
Technical
curl i. atmosferde serbest bırakılan kağıdın düzlemden ayrılma derecesi
curl f. bükmek
curl f. kıvırmak
Computer
curl i. bir programlama ortamı
Math
curl i. rotasyonel işlemi
Physics
curl i. rotasyonel
Botanic
curl i. yaprakların anormal şekilde dönmesi veya kıvrılması
curl i. yaprak bitleri veya diğer emici böceklerden kaynaklı büyüme kusuru
Geography
curl i. kırılan bir dalganın tepesi öne doğru döküldüğünde oluşan içi boş su kemeri
curl i. girdap
curl i. anafor
Sport
curl i. ok yayında ani kıvrılma
curl i. ağırlığın göğüs veya omuz seviyesine kaldırıldığı bir tür vücut geliştirme egzersizi
curl i. hareketli curling taşının düz çizgiden uzaklaşma hareketi
Music
curl i. yaylı çalgı gövdesindeki ahşabın açık ve koyu renkli zıt desenleri
curl i. enstrümanda yalaz görünümlü ahşap deseni
Printery
curl i. büklüm
curl i. kıvrım
curl s. damarlı
curl s. dalgalı

"curl" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 169 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
curl up f. kıvırmak
General
leaf curl i. kıvırcık baş hastalığı
kiss-curl i. küçük saç lülesi
dust curl i. toz topağı
jheri curl i. ıslak permalı saç stili
pin curl i. bigudi
curl paper i. bigudi kağıdı
curl-paper i. bigudi kağıdı
sausage curl i. sosis biçimli saç buklesi
curl up f. kıvrılmak
curl one's hair f. saçını kıvırmak
curl up f. bükmek
curl oneself up f. dertop olmak
curl up f. bükülmek
curl one's lip f. dudak bükmek
curl one's hair f. saç kıvırmak
curl up in bed f. yatağa kıvrılmak
curl up f. bırakmak
curl up f. vazgeçmek
curl up f. çökmek
curl up f. düşmek
curl up f. rahat bir köşeye çekilmek
in curl s. kıvrık
Phrasals
curl up f. birini öldürmek
curl up f. işini bitirmek
curl up f. icabına bakmak
curl up f. defterini dürmek
curl something up f. bir şeyi kıvırmak
curl something up f. bir şeyi bükmek
curl up into something f. kıvrılmak
curl up into something f. bükülmek
curl up into something f. dolanmak
curl up into something f. kıvrılıp yatmak
curl up to something f. kıvrılmak
curl up to something f. bükülmek
curl up to something f. dolanmak
curl up to something f. kıvrılıp yatmak
curl up with f. ile koltuğa, yatağa kurulmak
curl up with f. ile koltuğa, yatağa kırışmak
curl up with f. ile koltuğa, yatağa kıvrılmak
curl up with (someone or an animal) f. (birine/bir hayvana) sokulmak
curl up with (someone or an animal) f. (birinin/bir hayvanın) yanına kıvrılıp yatmak
curl up with (someone or an animal) f. (biriyle/bir hayvanla) kıvrılıp yatmak
curl up with (someone or an animal) f. (biriyle/bir hayvanla) sarılıp yatmak
curl up with (someone or something) f. (birine/bir şeye) sokulmak
curl up with (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanına kıvrılıp yatmak
curl up with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) kıvrılıp yatmak
curl up with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) sarılıp yatmak
curl up with (something) f. (bir şeyle) kıvrılıp yatmak
curl up with (something) f. (bir şeyle) rahatça uzanmak
curl up with (something) f. (kitapla, telefonla) koltuğa, yatağa kurulmak
Colloquial
curl (one's) hair f. (birini) şoke etmek
curl (one's) hair f. tüylerini diken diken etmek
curl (one's) hair f. sarsmak
curl (one's) hair f. şaşırtmak
curl (one's) hair f. korkutmak
curl (one's) hair f. ödünü patlatmak
curl someone's hair f. (birini) şoke etmek
curl someone's hair f. tüylerini diken diken etmek
curl someone's hair f. sarsmak
curl someone's hair f. şaşırtmak
curl someone's hair f. korkutmak
curl someone's hair f. ödünü patlatmak
curl up [uk] f. yerin dibine sokmak
curl up [uk] f. yerin dibine geçmek
out of curl [obsolete] s. düz (saç)
out of curl [obsolete] s. kıvırcıklığını yitirmiş (saç)
out of curl [obsolete] s. kıvırcıklığı kaybolan (saç)
out of curl [uk] s. enerjisi bitik
out of curl [uk] s. halsiz
out of curl [uk] s. uyuşuk
out of curl [uk] s. kuvvetten düşmüş
Idioms
make somebody's toes curl f. birisini korkutmak
curl somebody's toes f. birisini ürkütmek
curl somebody's toes f. birisini dehşete düşürmek
curl somebody's toes f. birisini korkutmak
make somebody's toes curl f. birisini ürkütmek
make somebody's toes curl f. birisini dehşete düşürmek
curl one's lip f. dudak bükmek
curl one's lips f. dudak buruşturmak
curl one's lips f. dudak bükmek
curl up with a book f. eline güzel bir kitap alıp koltuğa vb kurulmak
curl up and die f. ölmek
make somebody's toes curl f. rezil etmek
want to curl up and die f. utancından yerin dibine geçmek
want to curl up and die f. utançtan yerin dibine geçmek
want to curl up and die f. utancından yerin dibine girmek
want to curl up and die f. (utançtan) yerin dibine girmek
curl up and die f. yerin dibine girmek
curl up into a ball f. (utançtan/korkudan) tortop olmak
want to curl up and die f. (utançtan) yer yarılıp içine girmek
curl up in a ball f. (utançtan/korkudan) tortop olmak
curl someone's hair f. (birinin) tüylerini diken diken etmek
make somebody's toes curl f. (birisinin) tüylerini diken diken etmek
make somebody's toes curl f. yerin dibine sokmak
make somebody's hair curl f. (birinin) tüylerini diken diken etmek
curl somebody's toes f. (birisinin) tüylerini diken diken etmek
want to curl up and die f. utancından ölmek istemek
want to curl up and die f. (utançtan) yerin dibine girmek istemek (yer yarılsaydı da içine girseydim)
curl the mo [australia] f. olağanüstü başarı kazanmak
curl the mo [australia] f. üstün gelmek
curl the mo [australia] f. üstün başarı kazanmak
make (one's) hair curl f. (birini) utandırmak
make (one's) hair curl f. (birini) rahatsız etmek
make (one's) hair curl f. (birinin) keyfini kaçırmak
make (one's) hair curl f. (birinin) yüzünün kızarmasına neden olmak
make (one's) hair curl f. (birini) huzursuz etmek
(just) curl up and die f. utancından ölmek
(just) curl up and die f. utançtan yerin dibine girmek
(just) curl up and die f. geri çekilmek
(just) curl up and die f. köşeye çekilmek
(just) curl up and die f. kabuğuna çekilmek
curl hair f. saçını kıvırmak
curl hair f. saç kıvırmak
curl hair f. şoke etmek
curl hair f. tüylerini diken diken etmek
curl hair f. sarsmak
curl hair f. korkutmak
curl hair f. ödünü patlatmak
curl up with a (good) book f. eline güzel bir kitap alıp koltuğa vb kurulmak
curl up with a (good) book f. elinde güzel bir kitapla rahatça uzanmak
curl your lip f. dudağını bükmek
curl your lip f. alayla gülümsemek
curl your lip f. küçümseyerek gülmek
make (one's) toes curl f. (birinin) tüylerini diken diken etmek
make (one's) toes curl f. (birini) dehşete düşürmek
make (one's) toes curl f. (birini) korkutmak
make (one's) toes curl f. (birini) yerin dibine sokmak
make (one's) toes curl f. (birini) hoşnut etmek
make (one's) toes curl f. (birini) keyiflendirmek
make (one's) toes curl f. (birini) memnun etmek
make (one's) toes curl f. (birini) mutlu etmek
make (one's) toes curl f. (birini) ürpertmek
make your hair curl [uk] f. tüylerini ürpertmek
make your hair curl [uk] f. tüylerini diken diken etmek
make your hair curl [uk] f. korkutmak
make your hair curl [uk] f. dehşete düşürmek
curl your hair [us] f. tüylerini ürpertmek
curl your hair [us] f. tüylerini diken diken etmek
curl your hair [us] f. korkutmak
curl your hair [us] f. dehşete düşürmek
make your toes curl f. yerin dibine sokmak
make your toes curl f. utandırmak
make your toes curl f. tüylerini ürpertmek
make your toes curl f. tüylerini diken diken etmek
make your toes curl f. şoka sokmak
make your toes curl f. dehşete düşürmek
curl the hair f. korkutmak
curl the hair f. şaşırtmak
curl the hair f. şoke etmek
curl the hair f. hayrete düşürmek
curl the hair f. afallatmak
shoot the curl f. dalga üzerinde sörf yapmak
want to curl up and die expr. yer yarılsa da içine girsem (demek)
Technical
curl field i. dolam alanı
fibre curl i. fiber bükümü
fibre curl i. fiber kıvrılması
Textile
curl length i. tutam uzunluğu
Gastronomy
lambkebab in curl paper i. kağıt kebabı
Agriculture
leaf curl i. kıvırcık baş hastalığı
Breeding
american curl i. kulakları arkaya kıvrık ve uzun tüylü bir kuyruğu olan ince bir kedi ırkı
Geography
curl [dialect] i. akarsu kıvrımı
Meteorology
curl cloud i. sirüs bulutu
Sport
trunk curl i. mekik
leg curl i. bacaktaki fleksör kasları güçlendirmek için yapılan bir egzersiz
straight curl i. bir çeşit trivela vuruşu tekniği
preacher curl i. kolun dirseklerden kırılması ile ağırlık kaldırılan bir egzersiz türü
British Slang
curl one off/down f. kaka yapmak
curl one off/down f. sıçmak