ertelemek

"ertelemek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 85 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Yaygın Kullanım
1	Yaygın Kullanım	ertelemek	adjourn f.
The committee is thinking of adjourning the case until reports are organised. Komisyon, raporlar düzenleninceye kadar davanın ertelenmesi üzerinde düşünüyor. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	ertelemek	delay f.
She had to delay her vacation until she got well. İyileşene kadar tatilini ertelemek zorunda kaldı. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	ertelemek	postpone f.
The meeting is postponed until further notice. Toplantı bir sonraki duyuruya kadar ertelenmiştir. More Sentences
4	Yaygın Kullanım	ertelemek	put off f.
We are extremely worried by the fact that the European Commission keeps putting off a decision. Avrupa Komisyonu'nun karar vermeyi sürekli ertelemesi bizi son derece endişelendiriyor. More Sentences
Genel
5	Genel	ertelemek	procrastinate f.
Procrastinating your homework isn't a solution. Ödevini ertelemek çözüm değil. More Sentences
6	Genel	ertelemek	hold off f.
I suggest that we hold off on making a decision until all bids are in. Tüm teklifler gelene kadar kararı ertelemeyi öneriyorum. More Sentences
7	Genel	ertelemek	put off f.
We are not putting off dealing with this problem; we want to change it straight away. Bu sorunla uğraşmayı ertelemiyoruz; bunu hemen değiştirmek istiyoruz. More Sentences
8	Genel	ertelemek	defer f.
Yet, we can no longer defer the enforcement of these rights. Yine de, bu hakların uygulanmasını daha fazla erteleyemeyiz. More Sentences
9	Genel	ertelemek	suspend f.
A further four defendants were also sentenced to prison and the remaining 24 have suspended sentences. Dört sanık da hapis cezasına çarptırıldı ve kalan 24 sanığın cezaları ertelendi. More Sentences
10	Genel	ertelemek	postpone f.
But we have not solved the problem; we have simply postponed it. Ancak sorunu çözmüş değiliz; sadece erteledik. More Sentences
11	Genel	ertelemek	dally f.
Don't dally too long; we need to make a decision soon. Çok fazla da ertelemeyin; bizim yakında bir karar vermemiz gerek. More Sentences
12	Genel	ertelemek	snooze f.
You snooze, you lose. Ertelersen kaybedersin. More Sentences
13	Genel	ertelemek	advance f.
I'm sorry to say your appointment has been advanced to 8 am. Üzgünüm ama sizin randevunuz sabah 8'e ertelendi. More Sentences
Öbek Fiiller
14	Öbek Fiiller	ertelemek	put off f.
At the same time, this tells the candidates that their efforts are worthwhile and that nothing is being put off. Aynı zamanda bu, adaylara çabalarının değerli olduğunu ve hiçbir şeyin ertelenmediğini söyler. More Sentences
Ticaret/Ekonomi
15	Ticaret/Ekonomi	ertelemek	adjourn f.
The trials were adjourned to September and November. Duruşmalar Eylül ve Kasım aylarına ertelendi. More Sentences
16	Ticaret/Ekonomi	ertelemek	defer f.
Yet, we can no longer defer the enforcement of these rights. Ancak, artık bu hakların uygulanmasını erteleyemeyiz. More Sentences
Hukuk
17	Hukuk	ertelemek	adjourn f.
We adjourned the meeting until the following Friday. Toplantıyı bir sonraki Cuma gününe erteledik. More Sentences
Teknik
18	Teknik	ertelemek	suspend f.
Tom's prison sentence was suspended. Tom'un hapis cezası ertelendi. More Sentences
19	Teknik	ertelemek	delay f.
In 1997, the Commission gave itself the power to delay its entry into force. 1997'de Komisyon kendisine yürürlüğe girmesini erteleme yetkisi vermiştir. More Sentences
Spor
20	Spor	ertelemek	postpone f.
We postponed it, deciding that we would do it later. Daha sonra yapacağımıza karar vererek erteledik. More Sentences
Genel
21	Genel	ertelemek	sidetrack f.
22	Genel	ertelemek	table f.
23	Genel	ertelemek	leave over f.
24	Genel	ertelemek	hold over f.
25	Genel	ertelemek	shelve f.
26	Genel	ertelemek	stay f.
27	Genel	ertelemek	put something forward to f.
28	Genel	ertelemek	hang f.
29	Genel	ertelemek	reserve f.
30	Genel	ertelemek	respite f.
31	Genel	ertelemek	lay off f.
32	Genel	ertelemek	hang up f.
33	Genel	ertelemek	reprieve f.
34	Genel	ertelemek	hold in abeyance f.
35	Genel	ertelemek	prorogue f.
36	Genel	ertelemek	rejourn f.
37	Genel	ertelemek	remorate [obsolete] f.
38	Genel	ertelemek	remit f.
39	Genel	ertelemek	put off something until later f.
40	Genel	ertelemek	extend f.
41	Genel	ertelemek	vamp f.
42	Genel	ertelemek	linger f.
43	Genel	ertelemek	demur [obsolete] f.
44	Genel	ertelemek	rise f.
45	Genel	ertelemek	comperendinate f.
46	Genel	ertelemek	drive f.
47	Genel	ertelemek	drecche f.
48	Genel	ertelemek	outstand f.
49	Genel	ertelemek	praetermit f.
50	Genel	ertelemek	prevaricate f.
51	Genel	ertelemek	skulk f.
52	Genel	ertelemek	slug [obsolete] f.
53	Genel	ertelemek	push off f.
54	Genel	ertelemek	stand off f.
55	Genel	ertelemek	supersede f.
56	Genel	ertelemek	future [obsolete] f.
57	Genel	ertelemek	prolongate f.
Öbek Fiiller
58	Öbek Fiiller	ertelemek	stand over f.
59	Öbek Fiiller	ertelemek	call off f.
60	Öbek Fiiller	ertelemek	post off f.
61	Öbek Fiiller	ertelemek	put back f.
62	Öbek Fiiller	ertelemek	put over f.
63	Öbek Fiiller	ertelemek	shift off f.
64	Öbek Fiiller	ertelemek	hold over f.
65	Öbek Fiiller	ertelemek	adjourn for (something) f.
66	Öbek Fiiller	ertelemek	adjourn for f.
67	Öbek Fiiller	ertelemek	push back f.
68	Öbek Fiiller	ertelemek	put back f.
69	Öbek Fiiller	ertelemek	slough off f.
70	Öbek Fiiller	ertelemek	sluff off f.
71	Öbek Fiiller	ertelemek	carry over f.
Deyim
72	Deyim	ertelemek	hang on f.
73	Deyim	ertelemek	hang/hold fire f.
74	Deyim	ertelemek	put something on ice f.
75	Deyim	ertelemek	mark time f.
76	Deyim	ertelemek	lay on the table f.
Ticaret/Ekonomi
77	Ticaret/Ekonomi	ertelemek	waive f.
Hukuk
78	Hukuk	ertelemek	reprieve f.
Siyasal
79	Siyasal	ertelemek	cancel f.
Havacılık
80	Havacılık	ertelemek	delay to f.
Spor
81	Spor	ertelemek	adjourn f.
Eski Kullanım
82	Eski Kullanım	ertelemek	protract f.
83	Eski Kullanım	ertelemek	prolong f.
Argo
84	Argo	ertelemek	ice f.
Modern Argo
85	Modern Argo	ertelemek	abey f.

"ertelemek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 113 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Genel
1	Genel	ertelemek (borç vb)	defer f.
He decided to defer the hearing to June 2022. Duruşmanın Haziran 2022'ye ertelenmesine karar verdi. More Sentences
2	Genel	ertelemek (kötü bir şeyi)	reprieve f.
The old hospital could be reprieved. Eski hastaneyle ilgili cezanın ertelenmesi olasıdır. More Sentences
3	Genel	cezasını ertelemek	reprieve f.
The supreme court reprieved the woman's execution. Yüksek mahkeme kadının idam cezasını erteledi. More Sentences
Öbek Fiiller
4	Öbek Fiiller	(ileriki bir tarihe/güne/zamana) ertelemek	postpone until (some later date or time) f.
The game was postponed until next year. Oyun gelecek yıla ertelendi. More Sentences
Ticaret/Ekonomi
5	Ticaret/Ekonomi	ödemeyi ertelemek	reschedule f.
The bank agreed to reschedule our dept. Banka borcumuzun ödemesini ertelemeyi kabul etti. More Sentences
Genel
6	Genel	ertelemek (cezayı)	suspend f.
7	Genel	ertelemek (kötü bir şey)	reprieve f.
8	Genel	sonra çalışmak üzere şimdilik ertelemek	keep something on the back burner f.
9	Genel	meclis oturumu ertelemek	prorogate f.
10	Genel	kararı ertelemek	adjourn a decision f.
11	Genel	bir şeyi ertelemek	put something off f.
12	Genel	bir randevuyu ertelemek	put off an appointment f.
13	Genel	cezayı ertelemek	reprieve f.
14	Genel	başka bir tarihe ertelemek	put something over to f.
15	Genel	cezayı ertelemek	suspend f.
16	Genel	duruşmasını ertelemek (tutuklu)	remand f.
17	Genel	bir şeyi başka bir tarihe ertelemek	put something over to f.
18	Genel	(cezayı) ertelemek	suspend f.
19	Genel	tarih ertelemek	postpone the date f.
20	Genel	tarihi ertelemek	postpone the date f.
21	Genel	maçı ertelemek	postpone the match f.
22	Genel	bir sonraki güne veya süresiz olarak ertelemek	perendinate f.
23	Genel	süresiz olarak ertelemek	delay indefinitely f.
24	Genel	süresiz ertelemek	delay indefinitely f.
25	Genel	belirsiz bir süreliğine ertelemek	postpone for an indefinite time f.
26	Genel	bir şeyi yapmayı ertelemek	hold off from doing something f.
27	Genel	hükmü ertelemek	suspend judgement f.
28	Genel	rezervasyonu ileri bir tarihe ertelemek	push the reservation f.
29	Genel	engellemek ya da ertelemek	taigle f.
30	Genel	yeniden ertelemek	readjourn f.
31	Genel	(bir şeye) aniden el konulmasını ertelemek	hold f.
32	Genel	ertelemek (kötü bir şeyi)	reprive f.
33	Genel	tatili ertelemek	loiter f.
34	Genel	bir faaliyeti ertelemek	loiter f.
35	Genel	kararı ertelemek	sit on f.
36	Genel	inanmayışı bir süre ertelemek	suspend one's disbelief f.
Öbek Fiiller
37	Öbek Fiiller	ileri bir tarihe ertelemek	push (something) back f.
38	Öbek Fiiller	bir şeyi 'e kadar ertelemek	postpone something until something f.
39	Öbek Fiiller	-e/kadar ertelemek	postpone something until something f.
40	Öbek Fiiller	bir şeyi ertelemek	put something off f.
41	Öbek Fiiller	bir şeyi yapmayı ertelemek	put off doing something f.
42	Öbek Fiiller	yağmur nedeniyle ertelemek veya iptal etmek (maç, oyun, açık hava etkinliği vb. gibi)	rain off f.
43	Öbek Fiiller	yağmur nedeniyle ertelemek veya iptal etmek (maç, oyun, açık hava etkinliği vb. gibi)	rain out f.
44	Öbek Fiiller	ileri bir tarihe ertelemek	push back f.
45	Öbek Fiiller	ileri bir tarihe ertelemek	put back f.
46	Öbek Fiiller	için ertelemek	adjourn to f.
47	Öbek Fiiller	bir şeyi (bir zamana/güne kadar) ertelemek	carry over to/until (some day or time) f.
48	Öbek Fiiller	bir şeyi (bir zamana) ertelemek	carry something over (to some time) f.
49	Öbek Fiiller	bir şeyi (bir zamana kadar) ertelemek	carry something over (to some time) f.
50	Öbek Fiiller	bir şeyi (bir zamana) ertelemek	carry something over (until some time) f.
51	Öbek Fiiller	bir şeyi (bir zamana/güne) ertelemek	carry over to/until (some day or time) f.
52	Öbek Fiiller	başka bir zamana ertelemek/kaydırmak	carry over f.
53	Öbek Fiiller	bir şeyi (bir zamana kadar) ertelemek	carry something over (until some time) f.
54	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şeye) kadar ertelemek	extend something to something f.
55	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) ertelemek	hold off (on someone or something) f.
56	Öbek Fiiller	yapmayı ertelemek	hold off doing f.
57	Öbek Fiiller	-e ertelemek	postpone until f.
58	Öbek Fiiller	(sonraki bir tarihe/güne/zamana) ertelemek	postpone until (some later date or time) f.
59	Öbek Fiiller	-e kadar ertelemek	postpone until f.
İfadeler
60	İfadeler	ertelemek arzuyu besler/artırır	desires are nourished by delays expr.
Konuşma Dili
61	Konuşma Dili	bir saat ertelemek	push it an hour f.
62	Konuşma Dili	iki saat ertelemek	push it two hours f.
63	Konuşma Dili	(bir şeyi) ertelemek	table (something) f.
Deyim
64	Deyim	bir şeyi ertelemek	hold something in abeyance f.
65	Deyim	önergeyi ertelemek	table a motion f.
66	Deyim	(işi, görevi başka bir şey için) ertelemek	clear the deck f.
67	Deyim	(işi, görevi başka bir şey için) ertelemek	clear the decks f.
68	Deyim	bir sorunu kökten çözmeyi ertelemek	kick the can down the road f.
69	Deyim	erteledikçe ertelemek	put off the evil hour f.
70	Deyim	erteledikçe ertelemek	put off the evil day f.
71	Deyim	olabildiğince ertelemek	put off the evil day f.
72	Deyim	zor/istenmeyen bir işi sürekli ertelemek	put off the evil day f.
73	Deyim	erteleyebildiği kadar ertelemek	put off the evil day f.
74	Deyim	bir şeyi ertelemek	put something on the long finger f.
75	Deyim	bir şeyi uzun süre ertelemek/geciktirmek	put something on the long finger f.
76	Deyim	(bir işi, projeyi) ertelemek	kick (something) into touch [uk] f.
77	Deyim	kararı bir gün ertelemek	sleep on something f.
78	Deyim	biriyle/bir şeyle olan etkileşimi ertelemek	put someone or something on ice f.
79	Deyim	başka bir sefere ertelemek	get a rain check f.
80	Deyim	(bir şeyi) ileri bir tarihe ertelemek/saklamak	keep (something) for another time/day/week f.
81	Deyim	bir şeyi süresiz olarak ertelemek	lay something on the table f.
82	Deyim	bir şeyi süresiz ertelemek	lay something on the table f.
83	Deyim	(bir şeyi) ertelemek	let (something) lie f.
84	Deyim	süresiz/uzun süreliğine ertelemek	put in mothballs f.
85	Deyim	(bir şeyi) ertelemek	put (something) on hold f.
86	Deyim	geçen saatlerin sayımını durdurarak vade sonu tarihini ertelemek	stop the clock f.
87	Deyim	bir problemi hemen çözmek yerine ertelemek	kick the problem down the road f.
88	Deyim	bir problemi hemen çözmek yerine ertelemek	kick the can down the road f.
Ticaret/Ekonomi
89	Ticaret/Ekonomi	bir sonraki mahsup gününe kadar ertelemek için ödenen ücret	carry over i.
90	Ticaret/Ekonomi	eski borcu ertelemek	retire old debt f.
91	Ticaret/Ekonomi	ödemeyi ertelemek	suspend payment f.
92	Ticaret/Ekonomi	(maaş/ödeme) ileri bir tarihe ertelemek	back-load f.
93	Ticaret/Ekonomi	bir sonraki mahsup gününe kadar ertelemek	carry over f.
94	Ticaret/Ekonomi	(borcun ödemesini) ileri bir tarihe ertelemek	extend f.
95	Ticaret/Ekonomi	(maksimum kar elde edilinceye dek) işlemi ertelemek	overstay f.
Hukuk
96	Hukuk	ceza ertelemek	reprieve the sentence f.
97	Hukuk	kararı ertelemek	arrest judgement f.
98	Hukuk	yargılamayı ertelemek	suspend a proceeding f.
99	Hukuk	infazı ertelemek	halt the execution f.
100	Hukuk	infazı ertelemek	suspend the execution f.
101	Hukuk	(davayı veya suçlamayı) ertelemek	desert [scotland] f.
102	Hukuk	(dava işlemlerini) gelecekteki bir güne ertelemek	continue f.
103	Hukuk	(ceza hükmü) ertelemek	respite f.
Siyasal
104	Siyasal	oturumu ertelemek	adjourn a sitting f.
105	Siyasal	belirsiz bir tarihe ertelemek	adjurn sine die f.
106	Siyasal	meclisin çalışmalarını ertelemek	prorogue f.
107	Siyasal	randevu ertelemek	reschedule appointment f.
108	Siyasal	(parlamentoyu) kraliyet yetkisiyle ertelemek	prorogue f.
Eğitim
109	Eğitim	(cambridge üniversitesi'nde onur derecesi için girilen sınava) girişi ertelemek	degrade f.
Eski Kullanım
110	Eski Kullanım	(birini) ertelemek	delay f.
111	Eski Kullanım	meseleyi sonuca bağlamayı ertelemek	demur f.
112	Eski Kullanım	bir meseleyle ilgili karar vermeyi ertelemek	demur f.
Argo
113	Argo	(biriyle) görüşmesini ertelemek/sonraya bırakmak	put (someone) on ice f.