etken - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

etken



"etken" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
etken factor i.
General
etken consideration i.
etken determinant i.
etken agent i.
etken agency i.
etken incident i.
etken parameter i.
etken effective s.
etken dominant s.
Trade/Economic
etken motivation i.
Construction
etken parameter i.
Automotive
etken factor i.
Food Engineering
etken parameter i.
Linguistics
etken active s.

"etken" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 185 sonuç

Türkçe İngilizce
General
erozyona neden olan etken erosivity i.
belirleyici etken determinant i.
baş etken mainspring i.
aşındırıcı etken erosivity i.
yoğunluğa bağlı olmayan etken density-independent factor i.
dış etken external factor i.
bozucu etken canker i.
dış etken external factor i.
etken olmayan şey nonfactor i.
ikincil etken underactor i.
ikincil etken underagent i.
yozlaştırıcı etken wolf i.
yıkıcı etken wolf i.
bir şeyi ortaya çıkarmaya yardımcı olan etken midwife i.
gizli etken hidden hand i.
dünyayı yaratan etken demiurge i.
tahrip edici etken destruction i.
normu yıkan etken destructive i.
yönlendirici etken rudder i.
(şişesini sallayarak) ilacın içindeki etken güçleri serbest bırakma dynamization i.
(şişesini sallayarak) ilacın içindeki etken güçleri serbest bırakma dynamisation i.
(özellikle nahoş bir şeyi) ortaya çıkaran etken incendiary [obsolete] i.
bozucu etken corrupter i.
bozucu etken corruptor i.
moral bozucu etken down i.
(prensip, fikir, etken) zıt kutup pole i.
iletişimi kısıtlayan etken curtain i.
fermante edici etken madde ferment i.
hayat veren etken invigorator i.
cesaret kırıcı etken discouragement i.
etken güç firepower i.
temeli sağlam etken fixed fact i.
nihai etken crusher i.
etken olmak be a cause for f.
etken olmak cause f.
etken olmak be active f.
etken olmak be a factor f.
etken olmak be a reason for f.
etken olmak lead to f.
(bir kimseye veya şeye) karşı güçlü bir etken olmak mitigate against f.
yardımcı bir etken olmak go f.
rahatsız edici bir etken olmak rumble f.
rahatsız edici bir etken teşkil etmek rumble f.
önceden kestirilemeyen etken imponderable s.
dikkati başka yöne çeken etken picayune s.
(alkol, ilaç) fazla miktarda etken madde içeren stiff s.
... etken maddeli anlamına gelen bir ön ek super- ök.
Phrasals
(bir şeyi) körükleyen/teşvik eden etken olmak serve as the driving force (behind someone or something) f.
(birini/bir şeyi) harekete geçiren/teşvik eden etken/güç olmak serve as the driving force (behind someone or something) f.
(bir şeyi) körükleyen/teşvik eden etken olmak serve as the driving force f.
(birini/bir şeyi) harekete geçiren/teşvik eden etken/güç olmak serve as the driving force f.
olumsuz bir etken yüzünden sıçramak jump for (something) f.
etken faktör olmak enter into f.
(bir şeyde) önemli bir etken olmak figure into (something) f.
(bir şeyde) önemli bir etken olmak figure in (something) f.
Idioms
(bir şeyin ardındaki) körükleyici/teşvik edici etken the driving force (behind something) i.
(bir şeyin) ardındaki körükleyici/teşvik edici etken driving force behind (something) i.
belli etken ve durumları hesaba katmamak reckon without one's host f.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir etken no ax to grind expr.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir etken no axe to grind expr.
Trade/Economic
duygusal etken affective component i.
etken koruma oranı effective rate of protection i.
etken dış koruma effective external protection i.
etken koruma oranı rate of effective protection i.
etken katkısı contribution of factor i.
negatif etken koruma negative effective protection i.
negatif etken oran negative effective rate i.
ekonomideki olumsuz gelişmeleri azaltarak piyasalardaki fiyat düşüşünü sınırlayan etken cushion i.
Law
siyasi etken political factor i.
Politics
caydırıcı etken deterrent factor i.
itici etken push factor i.
Technical
en büyük ortak faktör ya da etken greatest common factor i.
etken olmayan karakter inactive character i.
etken güç effective power i.
etken gözeneklilik effective porosity i.
etken olmayan dosya inactive file i.
etken çamur yöntemi activated sludge process i.
etken olmayan kütük inactive file i.
iyonosferik bozan etken ionospheric disturbance i.
özel etken oranı özgüllük specificity i.
temel etken veya etkenler analizi key driver analysis i.
asitli bazlı etken amphoteric s.
Computer
etken olmayan karakter inactive character i.
etken olmayan dosya inactive file i.
etken olmayan kütük inactive file i.
özel etken oranı specificity i.
Informatics
bilişsel etken cognitive agent i.
Automotive
dış etken çatlakları wear cracking i.
Marine
etken kabarma effective fetch i.
etken eylemsizlik kuvveti effective inertia force i.
etken süre effective duration i.
etken eylemsizlik katsayısı effective inertia coefficient i.
taşınan malzeme hareketinin etken yönüne ters yön updrift i.
Medical
simetidin etken maddesini içeren tescilli ilaç markası tagamet i.
prostat rahatsızlıklarına endike ilaç etken maddesi tamsulosin i.
belli bir ilaca veya etken maddeye duyarlılığı olan kimse reactor i.
tıbbi nedenlerle dokuyu dağlayan/yakan araç veya kimyasal etken cauterant i.
(emzirmeyi bırakan kadınlarda vb.) süt salgısını azaltmaya yarayan etken madde lactifuge i.
enfeksiyöz etken infectious agent i.
etken madde active ingredient i.
kansere neden olan etken carcinogen i.
mutasyona yol açabilen kimyasal veya fiziksel etken mutagen i.
yatkınlaştırıcı etken predisposing factor i.
(sıvıyı içinde tutarak) dışkı kitlesi oluşturma özelliğindeki etken madde/ajan bulk-forming agent i.
yeterli etken sufficient cause i.
kan basıncını yükselten bir etken madde midodrine i.
adrenal korteksin salgıladığı etken maddeler cortin i.
hastalığa sebep olabilen infektif etken contagion i.
Psychology
kabul edilemez düşünceleri bilinç seviyesine ulaşmadan bastıran psikolojik etken censor i.
organizmayı bir hedefe yönelmeye iten psikolojik etken need i.
kirletici etken confounding factor i.
psikojen etken psychogenic factor i.
Physiology
süt üretimini artıran etken madde lactogen i.
duyu organının normal uyaranı olup ilişkili organ tarafından algılandığında etki eden etken homologous stimulus i.
(organ veya etken madde) fonksiyonunun azalması inhibition i.
(organ veya etken madde) işlevin engellenmesi inhibition i.
Pathology
sivilce yapan etken madde pustulant i.
Pharmaceutics
naproksen sodyum etken maddeli ticari bir ilaç markası naprosyn® i.
özellikle genitoüriner enfeksiyonların tedavisinde kullanılan bir antibakteriyel etken madde neggram i.
viagra'nın etken maddesi sildenafil i.
zayıflama amacıyla kullanılan çok etken maddeli preparatlar slimming preparations with several ingredients i.
adet kanamasına neden olan ilaç veya etken madde emenagogue i.
idrar enfeksiyonu tedavisinde kullanılan ürünlerde bulunan antibakteriyel etken madde urex® i.
idrar enfeksiyonu tedavisinde kullanılan ürünlerde bulunan antibakteriyel etken madde mandelamine® i.
etken madde api i.
etken madde active pharmaceutical ingredient i.
etken madde active pharmaceutical ingredient (api) i.
ereksiyon bozukluğu tedavisinde kullanılan bir etken madde sildenafil citrate i.
antasit ilaçların içinde bulunabilen bir etken madde simethicone i.
sempatomimetik etken madde sympathomimetic i.
Parasitology
insan ve diğer sıcak kanlı hayvanlarda hastalığa yol açan ve frengiye neden olan etken maddeleri taşıyan bir spiroket treponema i.
insan ve diğer sıcak kanlı hayvanlarda hastalığa yol açan ve frengiye neden olan etken maddeleri taşıyan bir spiroket treponemata i.
Food Engineering
iç etken intrinsic parameter i.
Math
belirleyici etken determinant i.
Statistics
boolean etken çözümlemesi boolean factor analysis i.
çoklu etken çözümlemesi multiple factor analysis i.
doğrulayıcı etken çözümlemesi confirmatory factor analysis i.
eğik etken oblique factor i.
genel etken general factor i.
iki-etken teorisi two-factor theory i.
iki kutuplu etken bipolar factor i.
oransal ortak etken varyans communality i.
ortak etken uzayı common factor space i.
ortak etken varyansı common factor variance i.
ortak etken common factor i.
özel etken specific factor i.
spearman iki etken teoremi spearman two-factor theorem i.
tek etken unique factor i.
tek etken teorisi single factor theory i.
yalancı-etken pseudo-factor i.
zaman karşılaştırmalı etken time comparability factor i.
yükselten etken raising factor i.
Chemistry
kabarcıklı böceklerde bulunan ve ispanyol sineğinin etken maddesi olan toksik bileşik cantharidin i.
kanabise narkotik ve psikoaktif etkilerini veren etken madde tetrahydrocannabidinol i.
kanabise narkotik ve psikoaktif etkilerini veren etken madde tetrahydrocannabinol i.
kanabise narkotik ve psikoaktif etkilerini veren etken madde thc (tetrahydrocannabidinol) i.
etken madde active substance i.
Biology
etken faktör contributing factor i.
zıt/karşıt etkili etken madde counteragent i.
bireylerin veya toplulukların hareket veya etkileşimini engelleyen etken barrier i.
sitostatik etken madde cytostatic i.
Linguistics
etken çatı active voice i.
etken sözvarlığı active vocabulary i.
etken özne actor i.
etken çatı active i.
etken eylem active verb i.
etken cümle active sentence i.
etken dil bilgisi active language knowledge i.
etken çatı active case i.
etken fiil active verb i.
etken çatı common voice i.
etken anlamlı edilgen yapılı fiil deponent i.
etken çözümlemesi factor analysis i.
etken fiil v.a. (verb active) i.
etken eylem v.a. (verb active) i.
etken anlamlı edilgen yapılı deponent s.
Environment
dış etken exogenous factor i.
etken analizi causal analysis i.
iç etken endogenous factor i.
yoğunluğa bağlı etken density-dependent factor i.
belirleyici etken influent i.
Abbreviation
kanabise narkotik ve psikoaktif etkilerini veren etken madde thc i.
Archaic
bozucu etken corruption i.
koruyucu etken conservative i.
karşıt etken madde ile bozmak distemper f.