gruptan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

gruptan



"gruptan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
gruptan of ed.

"gruptan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 128 sonuç

Türkçe İngilizce
General
gruptan ayrılarak kendi başına kalmış kimse straggler i.
hindistan'daki dört sosyal gruptan biri kshatriya i.
gruptan ayrılan kimse straggler i.
gruptan dışlanan tip odd-one-out i.
aynı kabileden/gruptan birisiyle yapılan evlilik intermarriage i.
aynı kabileden/gruptan birisiyle yapılan evlilik inmarriage i.
düşünce farklılığı nedeniyle ana gruptan ayrılan grup splinter group i.
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip the odd one out i.
(bir gruptan) ikincisine benzeme thatness i.
on beşli gruptan her biri quindecaplet i.
yarışta ana gruptan ayrılan bisikletçi grubu gruppetto i.
gruptan farklı şey odd bod i.
gruptan dışlanma disfellowship i.
birini bir gruptan saymak lump someone together with f.
gruptan biri sayılmak rank f.
ayrılmak (bir yerden/gruptan) cut loose from f.
bir grubu ayırmak (başka bir gruptan) sift out (from) f.
(gruptan vb) atılmak get kicked out f.
gruptan ayrılmak quit the band f.
gruptan dışlamak disfellowship f.
(belirli bir gruptan, bölgeden) bir araya getirmek draw f.
mensup olduğu gruptan biriyle evlenmek inmarry f.
farklı sosyokültürel gruptan biriyle evlenmek intermarry f.
(gruptan, oluşumdan) ayrılmak peel (off) f.
(seçilen gruptan) numune almak subsample f.
gruptan, ülkeden kopmuş olan breakaway s.
sekizli gruptan oluşan octonary s.
bir ırk veya etnik gruptan çok fazla üye içeren imbalanced s.
prostetik gruptan olan prosthetic s.
ardı ardına bir gruptan diğerine gitme anlamı veren son ek -hop snk.
Phrasals
birisini bir gruptan/üyelikten çıkarmak drum someone out of something f.
(bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek pick someone out of something f.
(bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek pick someone out f.
(takımdan, gruptan) çıkarmak/atmak drop from (something) f.
(takımdan, gruptan) çıkarmak/atmak drop someone or something from something f.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak force (someone or something) off (of) (something) f.
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak force (someone or something) off (of) (something) f.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya razı etmek force (someone or something) off (of) (something) f.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak force off f.
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak force off f.
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya razı etmek force off f.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak force someone or something off (of) something f.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak force someone or something off (of) something f.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya razı etmek force someone or something off (of) something f.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak and force someone or something off f.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak and force someone or something off f.
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya razı etmek and force someone or something off f.
gruptan ayrılmak peel off f.
gruptan kopmak peel off f.
gruptan ayrılmak peel off f.
gruptan kopmak peel off f.
gruptan ayrılıp başka bir yöne doğru gitmek peel off f.
bir gruptan, yerden, şeyden bir şey yükselmek/yayılmak rise from (something) f.
bir gruptan, yerden, şeyden bir şey saçılmak/çıkmak rise from (something) f.
birini, bir şeyi veya bir sayıyı bir gruptan veya daha büyük bir şeyden çıkarmak subtract from (something) f.
gruptan çıkarmak segregate into (something or some place) f.
golfte önünde bulunan yavaş ilerleyen bir gruptan izin alarak oynamaya devam etmek play through f.
(birisinden, bir gruptan ya da bir şeyden) daha değerli ya da önemli kabul edilmek rank above (someone or something) f.
(takımdan, gruptan) çıkarmak/atmak drop from f.
(bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) seçmek pick out of f.
(gruptan) çıkarmak segregate into f.
kişiden kişiye, gruptan gruba değişmek/farklılık göstermek vary between (someone or something) f.
kişiden kişiye, gruptan gruba değişmek/farklılık göstermek vary between (someone or something) and (someone or something else) f.
(birini bir gruptan, kuruluştan) seçimle göndermek vote (one) out of (something) f.
gruptan ayırmak close off f.
ana gruptan ayrılmak peel away f.
Phrases
kalabalık bir gruptan/komiteden düzgün bir karar çıkmaz a camel is a horse designed by a committee expr.
kalabalık bir gruptan/komiteden çıkan karar bir şeye benzemez a camel is a horse designed by a committee expr.
kalabalık bir gruptan/bir komiteden düzgün bir karar çıkması çok zordur a camel is a horse designed by a committee expr.
Proverb
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz two is company (but) three's a crowd
Colloquial
(gruptan, faaliyetten) uzaklaştırma hook i.
(gruptan, faaliyetten) çıkarma hook i.
Idioms
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz two's company three's a crowd i.
kendi iç ilişkileri bozulduğu için karşıt gruptan daha fazla zarar gören müttefikler circular firing squad i.
bir gruptan/türden/ırktan en son hayatta/ayakta kalan the last of the mohicans i.
bir gruptan/türden/ırktan hayatta/geriye kalan son kişi/şey the last of the mohicans i.
(yaşından veya olgunluğundan ötürü) bir gruptan veya sınıflandırmadan çıkmak age out (of something) f.
birisi bir gruptan/üyelikten çıkarmak drum someone out f.
(bir gruptan vb.) para toplamak pass the hat around f.
(bir gruptan vb.) para toplamak pass the hat round f.
gruptan çıkarılmak be given the hook f.
gruptan biri olmak be one of the girls f.
gruptan olmak be one of the girls f.
gruptan biri olmak be one of the boys [us] f.
gruptan biri olmak be one of the lads f.
gruptan biri olmak be one of the girls f.
(bir gruptan) para toplamak pass the hat (around) f.
(birinden/bir gruptan) desteğini çekmemek/esirgememek throw (in) (one's) lot with (someone or something) f.
aynı gruptan in the same camp expr.
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz two's company (three's a crowd) expr.
Trade/Economic
ayrı toplantı yapmak için büyük gruptan ayrılan küçük grup break-out group i.
Law
nesnenin mülkiyet hakkını bir kişi veya gruptan diğerine devretmek conveyance f.
Politics
bir gruptan uzaklaştırma black-balling i.
çok sayıda üyesi ayrılan veya ihraç edilen meclis, komite gibi bir gruptan geri kalanlar rump i.
1969'da irlanda cumhuriyet ordusu ve sinn fein'in bölünmesiyle oluşan iki gruptan birine ait veya ilgili official s.
Computer
listeden, gruptan, hattan çekilme sign off i.
Statistics
beş gruptan biri pentile i.
Chemistry
toluenden türetilen üç adet tek değerlikli gruptan herhangi biri tolyl i.
üç izomerik gruptan oluşan toluyl s.
üç izomerik gruptan herhangi birini içeren toluyl s.
Biology
farklı gruptan olan organizma heterospecific i.
parçası olduğu büyük gruptan farklı nitelikleri sürdüren izole grup içinde yeniden üreme homogamy i.
Breeding
(besi koyunu) büyük bir gruptan ayırmak draw f.
Social Sciences
gruptan ayrılma hiving-off i.
gruptan farklı davranış gösteren üyeyi dışlama durumu black sheep effect i.
tarihsel olarak baskın bir cinsiyet veya etnik gruptan olduğu için önemi ve yetenekleri abartılmış olabilecek bir erkek dead white european male i.
(birini) gruptan ayırmak cleave f.
History
kuzey amerika'da eskiden yaşamış olan siyu kabilesinin yedi gruptan oluşan en büyük üyesi lakota i.
19. yüzyılın ortalarında özellikle teksas'ta aktif olan çok sayıda yasadışı gruptan birinin üyesi moderator i.
Military
iki veya daha fazla gruptan oluşup iki veya daha fazla filoyu yöneten büyük bir düzen wing [us] i.
(abd hava kuvvetlerinde) iki veya daha fazla gruptan, bir kumanda merkezinden ve çeşitli destek birliklerinden oluşan bir idari ve taktik birliği wing i.
Sport
gruptan kopma breakaway i.
Football
gruptan çıkmak qualify out of the group f.
Music
josef hauer'in müziğine temel olarak geliştirdiği 44 gruptan her biri trope i.
Latin
belirli iki gruptan birinde sınıflandırılamayan farklı özellikteki şey tertium quid i.
Archaic
topluluktan/gruptan atmak discommune f.
topluluktan/gruptan uzaklaştırmak discommune f.
topluluktan/gruptan ilişiğini kesmek discommune f.
Slang
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip kook i.
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip queer duck i.
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip odd man out i.
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip odd fellow i.
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip queer bird i.
çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip odd fish i.
gruptan ayrılan kişi odd-ball i.
Modern Slang
gruptan birinin çıkmasının/eksilmesinin gruba iyi gelmesi addition by subtraction i.
gruptan birinin çıkmasıyla/eksilmesiyle grubun daha iyi bir hal alması addition by subtraction i.
gruptan birinin eksilmesinin/çıkmasının gruba katkı sağlaması addition by subtraction i.