hasat - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hasat



"hasat" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
hasat reaping i.
hasat harvest i.
General
hasat pick i.
hasat take i.
hasat ingathering i.
hasat crop i.
Trade/Economic
hasat harvest i.
hasat crop i.
Food Engineering
hasat harvest i.
Marine Biology
hasat yield i.
Agriculture
hasat harvest i.

"hasat" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 195 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
hasat zamanı harvest i.
General
hasat mevsimi harvest i.
hasat zamanı harvest i.
hasat sigortası insurance of crop i.
hasat dolunayı harvest moon i.
hasat bayramı harvest festival i.
hasat festivali lammas-day i.
hasat festivali harvest festival i.
hasat zamanı harvest season i.
hasat mevsimi harvest season i.
(iskoçya ve kuzey ingiltere'de) çiftçiler arasındaki hasat yarışması kemp i.
hasat sonunda yapılan şölen mell [dialect] i.
hasat bayramında orakçıların söylediği şarkı harvest-home i.
hasat bayramı harvest-home i.
domuzların hasat edilmiş tahıl yerine doğrudan sapındaki ekinden beslenmesi anlamında kullanılan bir terim hogging down i.
keltlere özgü antik bir hasat festivali lughnasa i.
ilk hasat firstling i.
(hasat zamanı) toplanan miktar gather i.
hasat kaldırmak harvest f.
hasat etmek reap f.
hasat sonrası kalan başakları toplamak glean f.
hasat etmek harvest f.
hasat yarışmasında mücadele etmek kemp f.
elle hasat yapmak grabble [dialect] f.
hasat etmek in [dialect] [uk] f.
hasat etmek gather f.
hasat eder gibi toplamak gather f.
(tütün) hasat etmek prime f.
hasat edilmeyen unharvested s.
hasat edilmemiş unharvested s.
Phrasals
(ekin) olgunlaşıp hasat vermek come in f.
-den hasat elde etmek/almak reap something from something f.
hasat döküntülerini toplamak glean from (something) f.
hasat döküntülerini toplamak glean something from something f.
hasat edip depolamak garner in f.
hasat edip depolamak garner up f.
hasat edip depolamak/stoklamak garner something in f.
hasat edip ambara koymak garner something in f.
hasat edip depolamak/stoklamak garner something up f.
hasat edip ambara koymak garner something up f.
bir şeyi hasat etmek gather something f.
-den hasat elde etmek/almak reap from f.
Trade/Economic
üyelerin büyüme mevsimi boyunca düzenli hasat payı almak için işletmeciye üyelik harcı ödediği çiftlik sistemi csa (csar-capable assets) i.
hasat payı için işletmecisine üyelik harcı ödenen tarla csa (csar-capable assets) i.
Law
hasat vergisi hidage [uk] [obsolete] i.
hasat vergisi için biçilen değer hidage [uk] [obsolete] i.
kiracının ödeme kaynağı olan ekinleri hasat edilmeden önce ödeyebildiği kira forehand rent [scotland] i.
Technical
hasat makinesi harvesting machine i.
patates hasat makinesi potato harvester i.
patates hasat makinesi potato harvesting machine i.
şeker pancarı hasat makinesi sugar beet harvester i.
yem pancarı hasat ekipmanı fodder beet harvesting equipment i.
maden çıkarırken veya hasat kaldırırken elde tutulmak istenen malzemeyi atıklardan ayıran parça concave i.
hasat toplama makinesi operatörü picker i.
keten hasat makinesi flax puller i.
pamuk hasat makinesi sled i.
Automotive
çok işlevli hasat makinesi combined harvester i.
hasat makinası harvester i.
Food Engineering
hasat sonrası postharvest i.
Marine Biology
hasat kapasitesi harvesting capacity i.
hasat kontrolü harvest control i.
sürdürülen hasat sustained harvest i.
sürdürlebilir hasat sustainable yield i.
hasat edilemez non-harvestable s.
Astronomy
hasat dolunayını takip eden ilk dolunay hunter's moon i.
hasat dolunayı sonrasındaki kameri ay hunter's room i.
keltlere özgü dans ve festival ateşi ile kutlanan antik bir hasat festivali lúnasa i.
(genellikle bir ağustos) hasat festivalinin ilk günü lúnasa i.
Botanic
hasat sonrası toprakta kalan artıklardan büyüyerek filizlenen ürün ratoon crop i.
kana bitkisinin her ay hasat edilebilen yumru kökü queensland arrowroot i.
kana bitkisinin her ay hasat edilebilen yumru kökü tous-les-mois i.
her ay hasat edilebilen bir kako çeşidi tous-les-mois i.
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki arugula (eruca vesicaria sativa) i.
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki rocket i.
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki roquette i.
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki rocket salad i.
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki garden rocket i.
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki eruca sativa i.
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki arugola i.
abd'nin doğusunda yetişen ve morumsu çiçekleri olan hasat zamanı çiçek açan bir bitki snow–in–summer (clematis viorna) i.
abd'nin doğusunda yetişen ve morumsu çiçekleri olan hasat zamanı çiçek açan bir bitki snow–in–harvest (clematis viorna) i.
(biçim veya hasat sonrasında) ekili alanda yetişen çimen rowett i.
avrupa'da yetişen, genellikle tazeyken hasat edilen ve salata yapımında kullanılan tek yıllık bir bitki rugola i.
yabani pirinç hasat etmek rice f.
Agriculture
aynı yıldaki ikinci hasat aftercrop i.
tahılın hasat zamanında geleneksel törenlerle kesilerek saklanan son demeti neck [dialect] i.
bitkinin üstteki genç kısmından yapılan hasat top crop i.
bol hasat bountiful harvest i.
hasat çemberi crop circle i.
hasat sonrası postharvest i.
hasat alma harvesting i.
hasat ve taşıma harvesting and transport i.
hasat sonrası arta kalanları toplama gleaning i.
hasat öncesi preharvest i.
hasat sonrası dane post-harvest grain i.
hasat ve harman makineleri harvesting machinery i.
hasat makinesi harvester i.
hasat sonrası post-harvest i.
hasat vakti harvest-time i.
hasat öncesi pre-harvest i.
hasat kaldırma harvesting i.
ürünlerden erken hasat alma earliness i.
kaba yem hasat makinesi forage harvester i.
kombine patates hasat makinesi combined potato harvester i.
kombine pancar hasat makinesi complete beet harvester i.
mekanik hasat mechanical harvesting i.
mısır hasat makinesi maize harvester i.
mısır hasat makinesi corn harvester i.
patates hasat makinesi potato harvester i.
pancar hasat makinesi sugar beet harvester i.
sulu hasat wet harvesting i.
şeker pancarı hasat makinesi sugar beet harvester i.
traktöre asılı patates hasat makinesi tractor mounted potato harvester i.
üzüm hasat makinesi grape harvesting machine i.
yem hasat makinesi silage harvester i.
yem hasat makinesi forage harvester i.
(pakistan, hindistan'da) kış sonunda hasat edilen ürün rabi i.
erken veya geç dönem hasadı olmayıp yaygın olan hasat döneminde toplanan meyve veya sebze mahsulü maincrop i.
üzümleri hasat etme süreci vindemiation i.
mekanik bezelye hasat makinesi viner i.
hasat edilmiş ekin math [uk] i.
sonbaharda ekilip takip eden ilkbaharda veya yaz başında hasat edilen buğday winter wheat i.
geç hasat latter harvest i.
aynı yıldaki ikinci hasat lattermath i.
hasat sonu harvest home i.
hasat festivali harvest home i.
hasat festivalinde söylenen şarkı harvest home i.
hasat alma harvestry i.
hasat kaldırma harvestry i.
hasat zamanı horkey [dialect] i.
hasat ziyafeti horkey [dialect] i.
kar getirmediği için hasat sırasında toplanmayan ürünler gleanings i.
hasat festivali hockey [dialect] i.
hasat yemeği hockey [dialect] i.
hasat süresi rotation i.
biçerdöver için hasat başlığı pickup i.
pamuk hasat aleti cotton stripper i.
hasat çemberi corn circle i.
mısır hasat makinesi corn-picker [us/canada] i.
mısır hasat makinesi corn picker i.
hasat edilmiş ekin shear i.
hasat etme shearing [scotland] i.
(pamuk hasat makinesi ile) pamuk hasat etme sledding i.
(yaklaşık on iki demetlik) hasat yığını stitch [dialect] [uk] i.
(bir ülkeye ait) hasat fazlası surplus i.
hasat etmek harvest f.
hasat döküntülerini toplamak glean f.
hasat yapmak harvest f.
üzümleri hasat etmek vindemiate f.
mekanik batörz ile hasat etmek vine f.
şarap yapımı için (üzüm) toplamak veya hasat etmek vintage f.
şarap yapımı için üzüm hasat etmek vintage f.
(hasat edilmemiş ekinleri) domuz yemine dönüştürerek kullanmak hog f.
(hasat edilen kök ürünü) toprak yığını ile çevrelemek clamp f.
(hasat edilen kök ürünü) toprak ile kümelemek clamp f.
gereğinden fazla hasat etmek overharvest f.
sürdürülemez şekilde hasat etmek overharvest f.
hasat kaldırmak pick f.
(mısır, pamuk) saplarını kırarak hasat etmek snap f.
gereğinden fazla hasat edilmiş over-harvested s.
hasat edilmiş harvested s.
hasat edilebilir harvestable s.
hasat edilen harvested s.
toplanmamış (hasat, ürün) unreaped s.
en iyi durumda satışa çıkmaları için tam olgunlaşmamışken hasat edilmiş market-ripe s.
baharda veya yaz başında hasat edilmek için sonbaharda ekilen (ekin) winter s.
gelişiminin erken bir aşamasında hasat edilen (ekin) young s.
tamamen olgunlaşmadan hasat edilen (ekin) young s.
(mahsul) geç hasat edilmiş old s.
hasat sonrası dönem ile ilgili postharvest s.
hasat sonrası dönemde meydana gelen postharvest s.
hasat öncesi gelişen preharvest s.
hasat öncesi kullanılan preharvest s.
hasat öncesi meydana gelen preharvest s.
hasat edilir durumda in zf.
Breeding
balık hasat sistemleri fish harvesting systems i.
balık hasat sistemi fish harvesting system i.
Apiculture
petekleri ısıtmayla hasat edilmiş bal extracted by heating combs honey i.
Social Sciences
hasat kraliçesi kern baby i.
hasat kraliçesi harvest queen i.
bazı amerikan yerlilerinin sağlık ve hasat gibi meselelerde doğaüstü güçlerin yardımını istemek için yaptıkları dinsel bir tören dansı medicine dance i.
hasat yemeği harvest home [uk] i.
History
bir arazinin kiracısı öldüğünde derebeyine verilen üçte birlik hasat payı thirdings i.
hasat ayı messidor i.
Religious
ingilizlerin eskiden kutladığı hasat festivali lammas i.
ingilizlerin eskiden kutladığı hasat festivali lammas day i.
hasat ayini harvest-home i.
ilk hasat festivali lughnasadh i.
batı hristiyanlığında iyi bir hasat için dua ve oruç günü rogation day i.
hristiyanların hasat için yakarma günleri rogation days i.
Environment
kötü hasat bad harvest i.
Archaic
ingiltere'de eskiden 1 ağustos'ta kutlanan hasat festivalinin yapıldığı sezon lammastide i.
hasat kaldırmak ingather f.
hasat etmek ingather f.
Star Wars
hasat projesi project harvester i.