luck - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

luck

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"luck" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 21 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
luck i. şans
luck i. talih
General
luck i. akyazı
luck i. akyıldız
luck i. yom
luck i. uğur
luck i. kısmet
luck i. nasip
luck i. tecelli
luck i. ikbal
luck i. kader
luck i. baht
luck i. şans
luck i. talih
luck i. başarı
luck f. şansı yaver gitmek
luck f. şans eseri kazanmak
luck f. talihi gülmek
Technical
luck i. şans
luck i. talih
Geography
luck i. wisconsin eyaletinde yerleşim yeri

"luck" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
bad luck i. şanssızlık
good luck i. uğur
ill luck i. talihsizlik
ill luck i. şanssızlık
bad luck i. talihsizlik
bad luck i. uğursuzluk
General
good luck i. akyazı
ill luck i. terslik
good luck i. talih kuşu
best of luck i. çok iyi şans
a run of luck i. şans zinciri
good luck i. kadem
bad luck i. kör talih
bad luck i. uğursuzluk
bad luck i. karayazı
good luck i. bol şans
bad luck i. şeamet
good luck i. iyi şans
good luck i. baht
ill luck i. uğursuzluk
his bad luck i. alnının karayazısı
ill luck i. aksilik
luck into something i. şans eseri
hard luck i. şanssızlık
a stroke of luck i. şans eseri
good luck charm i. iyi şans duası
good luck i. şans
sheer dumb luck i. keriz şansı
sheer dumb luck i. acemi şansı
sheer dumb luck i. enayi şansı
dumb luck i. keriz şansı
dumb luck i. enayi şansı
dumb luck i. acemi şansı
unexpected good luck i. devlet kuşu (konmak)
bad luck i. kör şeytan
bad luck i. kör şans
beginner's luck i. eşek şansı
just my luck i. şansıma
stroke of luck i. talih kuşu
bad luck i. aksilik
tough luck i. kötü talih
bad luck i. kötü talih
ill luck i. kötü talih
good-luck charm i. muska
ill luck i. makus talih
kiss for luck i. şans öpücüğü
good luck kiss i. şans öpücüğü
good luck angel i. şans meleği
good luck charm i. uğurlu eşya
bad luck i. kötü şans
ill luck i. kör talih
tough luck i. kör talih
chuck-a-luck i. üç zarla oynanan bir şans oyunu
chuck–luck i. üç zarla oynanan bir şans oyunu
luck penny i. şans parası
luck penny i. şans için müşteriye verilen para üstü
try one's luck f. şansını denemek
have the devil's own luck f. ballı olmak
bring luck f. kademli gelmek
bring good luck f. şanslı gelmek
have a run of bad luck f. şansı ters gitmek
press one's luck f. şansını zorlamak
wish someone luck f. başarılar dilemek
be out of luck f. şansı yaver gitmemek
be out of luck f. şansı olmamak
be in luck f. kısmeti açılmak
come (luck day) f. gün doğmak (şans vb)
be in luck f. şanslı olmak
press one's luck f. şansına fazla güvenmek
have unexpected luck f. kısmeti ayağına gelmek
push one's luck f. şansını zorlamak
be out of luck f. şanssız olmak
wish somebody good luck f. başarı dilemek
be cross with one's luck f. bahtına küsmek
bring good luck f. uğur getirmek
not leave it to luck f. işi şansa bırakmamak
take pot luck f. razı olmak
bring bad luck f. kötü şans getirmek
have the luck of the devil f. çok şanslı olmak
have the luck of the devil f. ballı olmak
bring good luck f. ayağı uğurlu gelmek
bring luck f. şans getirmek
(one's luck) to hold f. şansı devam etmek
one's luck turn f. şansı dönmek
luck out f. şans eseri yapmak
depend on luck f. şansa bağlı olmak
be dependent on luck f. şansa bağlı olmak
be depending on luck f. şansa bağlı olmak
be down on one's luck f. talihi yüz çevirmek
be in luck f. talihli olmak
(one's luck) to turn f. şeytanın bacağını kırmak
bring bad luck f. uğursuz gelmek
give for good luck f. şans getirmesi için vermek
wish good luck f. iyi şans dilemek
luck (out) f. şansına güvenerek hareket etmek
luck (out) f. şans ile hareket etmek
luck (out) f. risk almak
luck (out) f. (mecazen) kumar oynamak
luck (out) f. işini şansa bırakmak
luck (through) f. şansına güvenerek hareket etmek
luck (through) f. şans ile hareket etmek
luck (through) f. risk almak
luck (through) f. (mecazen) kumar oynamak
luck (through) f. işini şansa bırakmak
luck (it) f. (bir faaliyeti) şansına güvenerek gerçekleştirmek
luck (it) f. şans ile hareket etmek
luck (it) f. risk almak
luck (it) f. (mecazen) kumar oynamak
luck (it) f. işini şansa bırakmak
down on his luck s. talihsiz
in luck s. talihli
in luck s. şansı açık
out of luck s. talihsiz
down on one's luck s. talihsiz
down on one's luck s. kör talih
out of luck s. şanssız
down on one's luck s. bahtsız
as luck would have it zf. şansa göre
as luck would have it zf. şansıma
by luck zf. şans eseri
as bad luck zf. aksi gibi
for luck zf. uğur getirsin diye
as luck would have it zf. şans işi
good luck ünl. başarılar
good luck! ünl. rasgele
good luck ünl. bol şanslar!
good luck ünl. hayırlı ola!
good luck on your new endeavor! ünl. hayırlı işler!
good luck! ünl. bol şanslar!
Phrasals
luck into something f. şans eseri bulmak
luck out f. şanslı olmak
luck out of something f. şans eseri çıkmak/yapmak
find something by luck f. şans eseri bulmak
luck out f. şansı açılmak
luck out f. turnayı gözünden vurmak
luck in f. çok şanslı olmak
luck in f. çok talihli olmak
luck into f. (bir şeye) sahip olmak
luck into f. (bir şeyi) ele geçirmek
luck it f. şansına güvenerek hareket etmek
luck it f. şans ile hareket etmek
luck it f. işini şansa bırakmak
luck through f. şansına güvenerek hareket etmek
luck through f. şans ile hareket etmek
luck through f. işini şansa bırakmak
luck out of f. şans eseri çıkmak/yapmak
Phrases
good luck with it i. hayırlısı
as chance/luck would have it expr. şansı varmış
as luck may have it expr. şansı varsa
as chance/luck would have it expr. şansı yaver giderse
as luck may have it expr. şansı yaver giderse
as chance/luck would have it expr. şansına
as luck may have it expr. şansına
as chance/luck would have it expr. tesadüfen
as luck may have it expr. tesadüfen
as chance/luck would have it expr. şans/rastlantı eseri/bu ya
as luck may have it expr. şans/rastlantı eseri
as luck may have it expr. inşallah
good luck with it expr. hayırlı olsun
good luck with it expr. hayırlısı olsun
as luck would have it expr. gel gör ki
good luck with it expr. iyi günlerde kullan
as luck would have it expr. ne şans ki
diligence is the mother of good luck expr. kader gayrete aşıktır
as luck would have it expr. ne talihsizliktir ki
as luck would have it expr. şansa bak ki
as luck would have it expr. şans bu ya
as luck would have it expr. şu işe bak (ki)
if luck permits expr. şans yaver giderse
if luck allows expr. şans yaver giderse
as luck would have it expr. rastlantı eseri
as luck would have it expr. şans eseri
good luck expr. kolay gelsin
by sheer luck expr. tamamen şans eseri
as luck would have it expr. tesadüfen
Proverb
devil's children have the devil's luck şans kötüden yanadır
diligence is the mother of good luck sen gayret et şans yüzüne gülecektir
Colloquial
blind dumb luck i. kör şans
worse luck i. kötü şans
a world of bad luck i. kötü talihin hüküm sürdüğü bir dünya
worse luck i. kötü kader
good luck kiss i. şans öpücüğü
kiss for luck i. şans öpücüğü
luck of the draw i. şanssızlık
a world of bad luck i. şanssızlıklar dünyası
pure luck i. yalnızca şans
pure luck i. sadece şans
pure luck i. sırf şans
be down on one’s luck f. bahtı kara olmak
be down on one’s luck f. kör talihi olmak
be down on one’s luck f. şansı kötü gitmek
be down on one’s luck f. şansı kötü olmak
be down on one’s luck f. şanssız olmak
do something for luck f. şans getirsin diye (bir şey) yapmak
do something for luck f. uğur getirmesi için (bir şey) yapmak
do something for luck f. bu da benden deyip yapmak
do something for luck f. bu da hediyesi deyip yapmak
and one for luck expr. bu da benden/bizden
and one more for luck expr. bu da benden/bizden
and one more for luck expr. bir tane de benden/bizden
and one for luck expr. bir tane de benden/bizden
with a bit of luck expr. biraz şansın yardımıyla
lots of luck! expr. bol şanslar!
good luck with it expr. hayırlı uğurlu olsun
gl hf (good luck have fun) expr. iyi şanslar iyi eğlenceler
lots of luck! expr. iyi şanslar!
good luck! expr. iyi şanslar!
best of luck (to someone) expr. iyi şanslar
worse luck expr. maalesef
walking under a ladder brings bad luck expr. merdivenin altından geçmek uğursuzluk getirir
just my luck expr. kötü talih
worse luck expr. kötü talih
worse luck expr. ne yazık ki
by blind luck expr. şans eseri
luck is on my side expr. şans benden yana
by pure luck expr. şans eseri
luck of the draw expr. şans olmadığından
luck of the draw expr. şanssızlıkla
best of luck (to someone) expr. şans seninle olsun
admit what a big part luck plays expr. şansın ne kadar önemli bir rol oynadığını kabul et
lady luck smiled on me expr. talih yüzüme güldü
just my luck expr. vay benim kara bahtım
good luck for the exam tomorrow expr. yarınki sınavınızda başarılar dilerim
good luck for the exam tomorrow expr. yarınki sınavında başarılar dilerim
some people have all the luck expr. bazı insanlar çok şanslı
some people have all the luck expr. bazıları çok şanslı
some people have all the luck expr. bazı insanlar ne kadar şanslı
your luck is in expr. şanslısın
your luck is in expr. şansın varmış
your luck is out expr. şanssızsın
your luck is out expr. şansın yokmuş
any luck expr. başarı
any luck expr. hiçbir başarı
any luck expr. hiç başarı
any luck expr. şans
any luck expr. hiç şans
any luck? expr. başardın mı?
any luck? expr. başarılı oldu mu?
any luck? expr. yapabildin mi?
what's worse than ill luck? expr. kötü şanstan daha kötü ne var?
best of luck expr. bol şans
best of luck expr. iyi şanslar
best of luck expr. şansın bol olsun
the best of luck (to somebody) [old-fashioned] expr. (birine) iyi şanslar
the best of luck (to somebody) [old-fashioned] expr. (birine) bol şans
the best of luck (to somebody) [old-fashioned] expr. (birine) başarılar
good luck to (someone) expr. (birine) iyi şanslar
good luck to (someone) expr. (birine) bol şans
good luck to (someone) expr. (birine) başarılar
good luck with (something) expr. (bir şeyde) iyi şanslar
good luck with (something) expr. (bir şeyde) bol şans
good luck with (something) expr. (bir şeyde) başarılar
hard luck [uk] expr. ne şanssızlık
hard luck [uk] expr. ne talihsizlik
hard luck [uk] expr. kötü şans
the best of luck expr. iyi şanslar
the best of luck expr. bol şans
it's for good luck expr. bu iyi şans için
it's for good luck expr. bu şans olsun diye
Idioms
lady luck i. şans meleği
lady luck i. talih kavramına yapılan kişileştirme ifadesi
a run of (good) luck i. şansın/talihin yaver gittiği dönem/süreç
a run of (good) luck i. kısmetin açıldığı dönem/süreç
a run of (good) luck i. şansın yüzüne güldüğü dönem/süreç
beginner's luck i. acemi şansı
rotten luck i. aksilik
the luck of the draw i. bahtına ne çıkarsa
string of good luck i. bir dizi şanslı olay
streak of bad luck i. bir dizi talihsizlik
string of bad luck i. bir dizi şanssızlık
string of bad luck i. bir dizi talihsizlik
streak of bad luck i. bir dizi şanssızlık
streak of good luck i. bir dizi şanslı olay
hard-luck story i. insanların sempatisini kazanmak ya da yardımı almak için kişinin başından geçen bir hikayeyi anlatması
luck of the irish i. irlandalı şansı
blind luck i. kör talih
rotten luck i. kötü şans
rotten luck i. şanssızlık
a stroke of luck i. şans eseri
streak of bad luck i. talihsizlik zinciri
string of bad luck i. talihsizlik zinciri
rotten luck i. uğursuzluk
a hard-luck story i. insanların sempatisini kazanmak ya da yardımını almak için anlatılan kendini acındıran talihsizlik hikayesi
a hard-luck story i. birinin kötü talihini anlatan hikaye
a hard-luck story i. bahtsızlık/şanssızlık hikayesi
a hard-luck story i. kendini acındırma hikayesi
run of luck i. şanslı bir dönem
run of luck i. talihli bir dönem
run of luck i. şansın/talihin yaver gittiği dönem
run of luck i. kısmetin açıldığı dönem/süreç
run of luck i. şansın yüzüne güldüğü dönem/süreç
run of bad luck i. şanslı bir dönem
run of bad luck i. talihli bir dönem
run of bad luck i. şansın/talihin yaver gittiği dönem
run of bad luck i. kısmetin açıldığı dönem/süreç
run of bad luck i. şansın yüzüne güldüğü dönem/süreç
a run of bad luck i. şanssız bir dönem
a run of bad luck i. üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem
a run of bad luck i. şanssızlıklar silsilesi
a run of bad luck i. bir dizi talihsizliğin yaşandığı bir dönem
a run of bad luck i. başına gelmeyenin kalmadığı bir dönem
a streak of (good) luck i. şansın yaver gittiği dönem
a streak of (good) luck i. şanslı dönem
a streak of (good) luck i. üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem
a streak of (good) luck i. talihin yüze güldüğü dönem
a streak of (good) luck i. bir dizi şanslı olay
a streak of bad luck i. şanssızlıklar silsilesi
a streak of bad luck i. üst üste gelen talihsizlikler
a streak of bad luck i. talihsiz/şanssız bir dönem
a streak of bad luck i. üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem
a streak of bad luck i. şanssızlıklar/talihsizlikler serisi
a streak of bad luck i. bir dizi şanssızlık/talihsizlik
a streak of bad luck i. talihsizlik zinciri
a string of (good) luck i. şansın yaver gittiği dönem
a string of (good) luck i. şanslı dönem
a string of (good) luck i. üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem
a string of (good) luck i. talihin yüze güldüğü dönem
a string of (good) luck i. bir dizi şanslı olay
a string of bad luck i. şanssızlıklar silsilesi
a string of bad luck i. üst üste gelen talihsizlikler
a string of bad luck i. talihsiz/şanssız bir dönem
a string of bad luck i. üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem
a string of bad luck i. şanssızlıklar/talihsizlikler serisi
a string of bad luck i. bir dizi şanssızlık/talihsizlik
a string of bad luck i. talihsizlik zinciri
a stroke of luck i. biraz şans
a stroke of luck i. bir parça şans
a stroke of luck i. şanslı/talihli bir olay
a stroke of luck i. biraz talih
blind luck i. sadece kadar
blind luck i. sırf şans
luck of the devil i. eşek şansı
luck of the devil i. şeytan tüyü
luck of the devil i. ballı olma
luck of the devil i. çok şanslı olma
pot luck [us] i. herkesin yiyecekler hazırlayıp getirdiği toplu yemek
pot luck [us] i. topluca yenen bir yemeğe katılanların hazırlayıp yanında getirdiği yiyecekler
pot luck [us] i. davetlilerin kendi yiyeceklerini getirdikleri yemek
pot luck [us] i. grup yemeği
pot luck [us] i. davetlilerin kendi yemeklerini hazırladıkları grup yemeği
pot luck [us] i. yardımlaşmalı yemek
strike one luck f. biriyle el sıkışıp şans dilemek
leave (something) to luck f. şansa bırakmak
leave (something) to luck f. oluruna bırakmak
leave (something) to luck f. akışına bırakmak
take pot luck f. allah ne verdiyse yemek
have one's luck run out f. artık şansı olmamak
have one's luck run out f. artık şans yüzüne gülmemek
wish for luck for someone f. birine şans dilemek
have a run of bad luck f. bir dizi şanssızlık yaşamak
have the luck of the irish f. bahtı açık olmak
have luck of the irish f. bahtı açık olmak
have a stroke of great luck f. başına devlet kuşu konmak
have a run of bad luck f. bir dizi talihsizlik yaşamak
be out of luck f. bahtı kara olmak
have luck of the irish f. dört ayak üstüne düşmek
have the luck of the devil f. çok şanslı olmak
have the devil’s own luck f. çok şanslı olmak
have all the luck f. çok şanslı olmak
have the luck of the irish f. dört ayak üstüne düşmek
have luck of the irish f. çok ballı/talihli olmak
have the luck of the irish f. çok ballı/talihli olmak
have the devil’s own luck f. eşek şansı olmak
have the luck of the devil f. eşek şansı olmak
be down on one's luck f. kötü gününde olmak
take pot luck f. olanla/verilenle yetinmek
have the luck of the devil f. şeytan tüyü olmak
be down on one's luck f. şanssız olmak
be down on one's luck f. şansı kötü gitmek
press one's luck f. şansını zorlamak
be out of luck f. şansı olmamak
run out of luck f. şansını tüketmek
push one’s luck f. şansını zorlamak
be out of luck f. şansı yaver gitmemek
be in luck f. şansı yaver gitmek
push one's luck f. şansını zorlamak
be out of luck f. şans yüzüne gülmemek
be down on one's luck f. şanssız bir dönem yaşamak
be out of luck f. şanssız olmak
have one's luck run out f. talihi/şansı açılmamak
bring bad luck f. uğursuzluk getirmek
have more luck than sense f. zekadan çok şansı olmak
be down on one's luck f. (belirli bir dönem) talihi yaver gitmemek
be pot luck f. allah ne verdiyse beraberce yemek
be pot luck f. evde ne varsa beraberce yemek
be pot luck f. davetlilerin getirdiği yemeklerden bir sofra hazırlamak
ride (one's) luck [uk] f. şansla yürümek
ride (one's) luck [uk] f. şansla ilerlemek
ride (one's) luck [uk] f. şansına/şansla başarmak
ride (one's) luck [uk] f. şans eseri başarmak/ilerlemek
ride (one's) luck [uk] f. şansı yaver gitmek
ride (one's) luck [uk] f. şansına güvenerek ilerlemek
ride (one's) luck [uk] f. şans üzerinden yürümek
be down on your luck f. parasal yönden şanssız bir dönemde olmak
be down on your luck f. maddi durumu kötüleşmiş olmak
chance your luck f. kazanma şansı az da olsa şansını denemek
chance your luck f. riski kabul etmek
chance your luck f. riske girmek
chance your luck f. tehlikeyi göze almak
make (one's) own luck f. kendi şansını kendi yaratmak
make (one's) own luck f. kendi şansını yaratmak
make your own luck f. kendi şansını/fırsatını yaratmak
make your own luck f. kendi çabasıyla başarmak
push your luck f. şansına fazla güvenmek
push your luck f. şansını zorlamak
ride your luck f. şansla yürümek
ride your luck f. şansla ilerlemek
ride your luck f. şansına/şansla başarmak
ride your luck f. şans eseri başarmak/ilerlemek
ride your luck f. şansı yaver gitmek
ride your luck f. riske girmeden şansına güvenerek ilerlemek
ride your luck f. gereksiz risk almadan şans üzerinden yürümek
try luck f. şansını denemek
try your luck f. şansını denemek
as luck would have it expr. şansına
as luck would have it expr. şansa bak ki
as luck would have it expr. rastlantı eseri
as luck would have it expr. şans eseri
as luck would have it expr. tesadüfen
as luck would have it expr. ne tesadüftür ki
as luck would have it expr. şans bu ya
as luck would have it expr. tesadüf bu ya
as luck would have it expr. rastlantı bu ya
have had a run of bad luck expr. başına gelmeyen kalmadı
more by luck than judgement expr. bilgiden/beceriden ziyade/daha çok şansla
just my luck! expr. bendeki de şans işte
better luck next time expr. bir dahaki sefere (artık)
all the luck expr. çok şanslı
with any luck expr. dilerim
the best of british luck! expr. iyi şanslar!
no such luck expr. nerede (bende o şans)
luck of the draw expr. şans işi
luck of the draw expr. şans eseri
luck of the draw expr. şansa bağlı
down on its luck expr. şanssız
more by luck than judgement expr. şans eseri
down on its luck expr. şansı yaver gitmeyen
the luck of the draw expr. şansına ne çıkarsa
with any luck expr. umut ederim
with any luck expr. umarım
(good) old-fashioned luck expr. şans
(good) old-fashioned luck expr. sadece şans
better luck next time expr. başka bahara
better luck next time expr. avucunu yalarsın
better luck next time expr. rüyanda görürsün
down on your luck expr. şanssız döneminde
down on your luck expr. şansının yaver gitmediği bir dönemde
down on your luck expr. şansının kötü gittiği bir dönemde
glwt (good luck with that) expr. sana kolay gelsin
just (one's) luck expr. (birinin) şansına
just (one's) luck expr. (birinin) kötü şansı/talihi
just (one's) luck expr. (birinin) kara bahtı
just (one's) luck expr. (birindeki) de şans işte
just (one's) luck expr. tam (birinin) talihi/talihsizliği
more by luck than judgment expr. bilgiden/beceriden ziyade/daha çok şansla
more by luck than judgment expr. şans eseri
Speaking
it's just my bad luck expr. aksi gibi
who brings good luck expr. ayağı uğurlu
it's not about luck expr. bunun şansla bir alakası yok
wish me luck expr. bana şans dile
I don't believe in luck expr. ben şansa inanmam
knowing my luck expr. ben bu şansla
knowing my luck expr. bende bu şans varken
wish me luck expr. bana şans dileyin
you don't have any luck expr. hiç şansın yok
good luck expr. göreyim seni
you're in luck expr. hadi yine iyisin (şanslısın)
good luck then expr. iyi şanslar öyleyse
the best of luck to you expr. iyi şanslar
good luck expr. iyi şanslar
I make my own luck expr. kendi şansımı kendim yaratırım
what a stroke of luck! expr. ne şans!
what ill luck! expr. ne kötü şans!
what luck! expr. ne şans!
what a bit of luck! expr. ne şans!
what ill luck! expr. ne şanssızlık!
I make my own luck expr. kendi şansımı yaratırım
good luck expr. kolay gelsi̇n
don't push your luck expr. şansına fazla güvenme
what a bit of luck! expr. şansa bak!
the best of luck to you expr. şans seninle olsun
you don't need luck expr. şansa ihtiyacın yok
what luck! expr. şansa bak!
don't push your luck expr. şansını zorlama
what luck! expr. şansa bak ya!
what a stroke of luck! expr. şansa bak ya!
before your luck runs out expr. şansın tersine dönmeden
what a bit of luck! expr. şansa bak ya!
what a stroke of luck! expr. şansa bak!
don't press your luck expr. şansını fazla zorlama
you're in luck expr. şanslı günündesin
I don't believe in luck expr. şansa inanmam
good luck with that expr. sana kolay gelsin
my luck changed expr. şansım döndü
you're in luck expr. şanslısın
just my luck expr. tam benim şansıma
just my luck expr. tam benim talihim veya talihsizliğim
good luck on your new endeavor! expr. yeni işin hayırlı olsun!
Chat Usage
good luck to you expr. sana iyi şanslar
lol (lots of luck) kısalt. bol şans