one's feet

"one's feet" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 471 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	rush somebody off one's feet f.	sıkboğaz etmek
2	Genel	spring to one's feet f.	ayağa fırlamak
3	Genel	sweep someone off one's feet f.	tamamen ikna etmek
4	Genel	land on one's feet f.	dört ayak üzerine düşmek
5	Genel	jump to one's feet f.	ayağa fırlamak
6	Genel	shuffle one's feet f.	ayak diremek
7	Genel	fall on one's feet f.	dört ayağının üstüne düşmek
8	Genel	stand on one's own feet f.	kendi yağıyla kavrulmak
9	Genel	sweep someone off one's feet f.	kalbini çalmak
10	Genel	have both one's feet on the ground f.	gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek
11	Genel	stand on one's own two feet f.	kendi yağıyla kavrulmak
12	Genel	drag one's feet f.	ağırdan almak
13	Genel	fall on one's feet f.	atlatmak
14	Genel	be dead on one's feet f.	ayakta uyumak
15	Genel	start to one's feet f.	birdenbire ayağa sıçramak
16	Genel	have both one's feet on the ground f.	aklı başında olmak
17	Genel	be on one's feet f.	ayakta olmak
18	Genel	fall on one's feet f.	sıyrılmak
19	Genel	rush somebody off one's feet f.	acele ettirmek
20	Genel	sweep someone off one's feet f.	ayaklarını yerden kesmek
21	Genel	sweep someone off one's feet f.	kendine aşık etmek
22	Genel	land on one's feet f.	şansı yaver gitmek
23	Genel	alight on one's feet f.	ayağa kalkmak
24	Genel	cut the ground out from under one's feet f.	birinin dayanak noktalarını çürütmek
25	Genel	fall on one's feet f.	başarmak
26	Genel	put one's feet up f.	dinlenmek
27	Genel	wipe one's feet f.	ayaklarını silmek
28	Genel	wipe one's feet f.	ayağının altını silmek
29	Genel	wipe one's feet f.	ayağını silmek
30	Genel	swing one's feet f.	ayaklarını sallamak
31	Genel	(one's shoes) pinch one's feet f.	ayağını sıkmak
32	Genel	(one's shoes) press against one's feet f.	ayakkabı ayağını vurmak
33	Genel	(one's shoes) pinch one's feet f.	ayakkabı ayağını vurmak
34	Genel	(one's shoes) press against one's feet f.	ayağını sıkmak
35	Genel	feel dead on one's feet f.	kolunu kaldıracak hali olmamak
36	Genel	feel dead on one's feet f.	hali olmamak
37	Genel	stand on one's own feet f.	kendi ayakları üzerinde durmak
38	Genel	keep someone on one's feet f.	ayakta durmasına neden olmak
39	Genel	land on one's feet f.	dört ayak üstüne düşmek
40	Genel	keep someone on one's feet f.	ayakta tutmak
41	Genel	rise to one's feet f.	ayağa kalkmak
42	Genel	drag one's feet f.	işi ağırdan almak
43	Genel	get to one's feet f.	ayağa kalkmak
44	Genel	push someone’s feet up with one’s hands f.	elleriyle birini ayaklarından kaldırarak yukarıya doğru itmek
45	Genel	get back on one's feet financially f.	finansal olarak (yeniden) kendi ayaklarının üzerinde durmak
46	Genel	on one's feet zf.	ayakta
47	Genel	at one's feet zf.	ayağının dibinde
Colloquial
48	Konuşma Dili	balls of one's feet i.	ayak parmak ucu
49	Konuşma Dili	drag one's feet f.	ayak sürümek
50	Konuşma Dili	drag one's feet f.	oyalanmak
51	Konuşma Dili	dead on one's feet s.	yorgun
52	Konuşma Dili	dead on one's feet expr.	ayakta duracak mecali kalmamış
53	Konuşma Dili	dead on one's feet expr.	bitap düşmüş
54	Konuşma Dili	dead on one's feet expr.	bitip tükenmiş
55	Konuşma Dili	in one's stocking feet expr.	çoraplı ayaklarıyla
56	Konuşma Dili	in one's stockinged feet expr.	çoraplarıyla
57	Konuşma Dili	in one's stockinged feet expr.	çoraplı ayaklarıyla
58	Konuşma Dili	in one's stocking feet expr.	çoraplarıyla
59	Konuşma Dili	dead on one's feet expr.	mecali kalmamış
60	Konuşma Dili	dead on one's feet expr.	yıpranmış
61	Konuşma Dili	world at (one's) feet expr.	çok başarılı
62	Konuşma Dili	world at (one's) feet expr.	popülerlik kazanmış
63	Konuşma Dili	world at (one's) feet expr.	(bütün dünya) ayaklarına kapanmış
64	Konuşma Dili	world at (one's) feet expr.	(herkes) ayaklarına kapanmış
Idioms
65	Deyim	a load off (one's) feet i.	dinlenme arası
66	Deyim	a load off (one's) feet i.	oturup dinlenme
67	Deyim	a load off (one's) feet i.	dinlenme molası
68	Deyim	a load off (one's) feet i.	ayaklarını dinlendirme
69	Deyim	a load off (one's) feet i.	ayaklarındaki yükü alma
70	Deyim	balls of one's feet i.	ayak parmak ucu
71	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	hiçbir şey yapmadan vakit geçirmek
72	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	boşuna zaman harcamak
73	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	oyalanmak
74	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	eğlenmek
75	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	atıl kalmak/davranmak
76	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	pasif kalmak
77	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	bir türlü harekete geçmemek
78	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	tembel/üşengeç olmak/davranmak
79	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	tembellik yapmak
80	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	minder çürütmek
81	Deyim	not let the grass grow beneath (one's) feet f.	boş/yerinde duramamak/oturamamak
82	Deyim	not let the grass grow beneath (one's) feet f.	dur durak bilmemek
83	Deyim	not let the grass grow beneath (one's) feet f.	her yere/işe yetişmek
84	Deyim	not let the grass grow beneath (one's) feet f.	kıçı yer/minder görmemek
85	Deyim	not let the grass grow beneath (one's) feet f.	bir dakika durmamak/oturmamak
86	Deyim	not let the grass grow beneath (one's) feet f.	çok/sürekli aktif olmak
87	Deyim	pull the carpet (out) from under (one's) feet f.	desteğini çekmek
88	Deyim	pull the carpet (out) from under (one's) feet f.	elini çekmek
89	Deyim	pull the carpet (out) from under (one's) feet f.	desteğini kesmek
90	Deyim	pull the carpet (out) from under (one's) feet f.	zor duruma düşürmek
91	Deyim	drag one's feet f.	ağırdan almak
92	Deyim	have one's feet on the ground f.	aklı başında davranmak
93	Deyim	keep one's feet on the ground f.	aklı başında davranmak
94	Deyim	set on one's feet f.	ayağa kalkmak
95	Deyim	alight on one's feet f.	ayağa kalkmak
96	Deyim	spring to one's feet f.	ayağa kalkmak
97	Deyim	set one back on one's feet f.	ayağa kalkmasını sağlamak
98	Deyim	set one on one's feet again f.	ayağa kalkmasını sağlamak
99	Deyim	come to one's feet f.	ayağa kalmak
100	Deyim	get back on one's feet f.	ayağı düze basmak
101	Deyim	come to one's feet f.	ayağına varmak
102	Deyim	get one's feet on the ground f.	ayağını sağlam basmak
103	Deyim	be under one's feet f.	ayağının altında dolanmak
104	Deyim	be under one's feet f.	ayağının altında dolaşıp durmak
105	Deyim	be under one's feet f.	ayağının altında dolaşmak
106	Deyim	be under one's feet f.	ayak bağı olmak
107	Deyim	find one's feet f.	ayak uydurmak
108	Deyim	drag one's feet f.	ayakları geri geri gitmek
109	Deyim	land upon one's feet f.	ayakları üstüne düşmek
110	Deyim	land on one's feet f.	ayakları üstüne düşmek
111	Deyim	put one on one's feet f.	ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
112	Deyim	get one on one's feet f.	ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
113	Deyim	have/keep one's feet on the ground f.	ayakları yere basar olmak
114	Deyim	have/keep one's feet on the ground f.	ayakları yere basmak
115	Deyim	keep one's both feet on the ground f.	ayakları yere basmak
116	Deyim	keep one's feet on the ground f.	ayakları yere basmak
117	Deyim	have one's feet on the ground f.	ayakları yere basmak
118	Deyim	get a load off one's feet f.	ayaklarını dinlendirmek
119	Deyim	take a load off one's feet f.	ayaklarını dinlendirmek
120	Deyim	sweep one off one's feet f.	ayaklarını yerden kesmek
121	Deyim	knock one off one's feet f.	ayaklarını yerden kesmek
122	Deyim	be on one's feet f.	ayakta olmak
123	Deyim	come to one's feet f.	ayakta selamlamak
124	Deyim	sweep someone off of one’s feet f.	birinin aklını başından almak
125	Deyim	stand on one's own feet f.	bağımsız olmak
126	Deyim	sweep one off one's feet f.	birini yere sermek
127	Deyim	sweep someone off of one’s feet f.	birinin ayaklarını yerden kesmek
128	Deyim	knock one off one's feet f.	birini alt etmek
129	Deyim	think on one's feet f.	beklemeden cevap vermek
130	Deyim	set one on one's feet again f.	birisini (yeniden) yeterli/etkin hale getirmek
131	Deyim	sweep one off one's feet f.	birini alt etmek
132	Deyim	shake the dust off one's feet f.	başını alıp gitmek
133	Deyim	set one back on one's feet f.	birisini (yeniden) yeterli/etkin hale getirmek
134	Deyim	knock one off one's feet f.	birini yere sermek
135	Deyim	get one's feet under the table f.	bir yere (iş vb) ayağını alıştırmak
136	Deyim	land on one's feet f.	dört ayağı üstüne düşmek
137	Deyim	let grass grow under one's feet f.	çalışmadan vakit geçirmek
138	Deyim	land upon one's feet f.	dört ayağı üstüne düşmek
139	Deyim	not let grass grow under one's feet f.	durduğu yerde duramamak
140	Deyim	get back on one's feet f.	deveyi düze çıkarmak
141	Deyim	not let the grass grow under one's feet f.	durduğu yerde duramamak
142	Deyim	have the world at one’s feet f.	çok başarılı olmak
143	Deyim	land on one's feet f.	dört ayak üstüne düşmek
144	Deyim	fall on one's feet f.	dört ayak üstüne düşmek
145	Deyim	fall on one's feet f.	dört ayak üzerine düşmek
146	Deyim	land upon one's feet f.	dört ayak üstüne düşmek
147	Deyim	spring to one's feet f.	düzelmek
148	Deyim	put one's feet up f.	dinlenmek
149	Deyim	set on one's feet f.	düzelmek
150	Deyim	think on one's feet f.	çabuk reaksiyon vermek
151	Deyim	run one's feet off f.	çok hızlı koşmak
152	Deyim	spring to one's feet f.	hızla ayağa kalkmak
153	Deyim	have one's feet on the ground f.	gerçekçi olmak
154	Deyim	stand on one's own feet f.	ekonomik özgürlüğünü kazanmış olmak
155	Deyim	keep one's feet on the ground f.	gerçekçi olmak
156	Deyim	vote with one's feet f.	gitmeyi bırakmak
157	Deyim	spring to one's feet f.	hızla doğrulmak
158	Deyim	think on one's feet f.	fevri davranmak
159	Deyim	let the grass grow under one's feet f.	havyar kesmek
160	Deyim	run off one's feet f.	iflahını kesmek
161	Deyim	get one's feet on the ground f.	işini sağlama almak
162	Deyim	keep one's both feet on the ground f.	iki ayağı da yere basmak
163	Deyim	back on one's feet f.	iyileşmek
164	Deyim	land upon one's feet f.	iki ayağı üzerine düşmek
165	Deyim	get one's feet wet f.	ilk kez deneyimlemek
166	Deyim	land on one's feet f.	iki ayağı üzerine düşmek
167	Deyim	spring to one's feet f.	iyileşmek
168	Deyim	get one's feet wet f.	ilk kez denemek
169	Deyim	set on one's feet f.	iyileşmek
170	Deyim	drag one's feet f.	işi yavaşlatmak
171	Deyim	put one's feet up f.	istirahat etmek
172	Deyim	shake the dust off one's feet f.	öfkeyle çekip gitmek
173	Deyim	get some weight off one's feet f.	oturmak
174	Deyim	stand on one's own feet f.	kimseye bağımlı olmamak
175	Deyim	stand on one's own two feet f.	kendi ayakları üzerinde durmak
176	Deyim	shake the dust from one's feet f.	öfkeyle terk etmek
177	Deyim	shake the dust off one's feet f.	öfkeyle terk etmek
178	Deyim	stand on one's own feet f.	kendi ayakları üzerinde durmak
179	Deyim	stand on one's own feet f.	kimseye muhtaç olmamak
180	Deyim	shake the dust from one's feet f.	öfkeyle çekip gitmek
181	Deyim	stand on one's own (two) feet f.	kendi işini kendi görmek
182	Deyim	put one's feet up f.	oturup dinlenmek
183	Deyim	stand on one's two feet f.	kendi ayakları üzerinde durmak
184	Deyim	stand on one's own two feet f.	kendi yağı ile kavrulmak
185	Deyim	stand on one's own feet f.	kendi yağı ile kavrulmak
186	Deyim	spring to one's feet f.	sağlığına kavuşmak
187	Deyim	land on one's feet f.	paçayı kurtarmak
188	Deyim	have the world at one’s feet f.	popülerlik kazanmak
189	Deyim	set on one's feet f.	sağlığına kavuşmak
190	Deyim	fall on one's feet f.	paçayı kurtarmak
191	Deyim	vote with one's feet f.	tepkisini bir yerden ayrılarak koymak
192	Deyim	regain one's feet f.	tekrar ayakları üzerinde durmaya başlamak
193	Deyim	regain one's feet f.	tam düşecekken dengesini bulmak
194	Deyim	bring one to one's feet f.	(seyircileri) ayağa kaldırmak
195	Deyim	land upon one's feet f.	(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak
196	Deyim	let the grass grow under one's feet f.	zaman harcamak
197	Deyim	set one on one's feet again f.	(yeniden) ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
198	Deyim	think on one's feet f.	(olumlu anlamda) hızlı düşünüp anında tepki vermek
199	Deyim	let grass grow under one's feet f.	vakti boşa harcamak
200	Deyim	get one's feet under the table f.	yeni bir işe uyum sağlamak/alışmak
201	Deyim	be back on one's feet f.	(yeniden) ayakları üzerinde durmak
202	Deyim	the world fall at one’s feet f.	(herkes) ayaklarına kapanmak
203	Deyim	find one's feet f.	uyum sağlamak
204	Deyim	put one on one's feet f.	yardım etmek
205	Deyim	get back on one's feet f.	(yeniden) ayakları üzerinde durmak
206	Deyim	get one on one's feet f.	yardım etmek
207	Deyim	find one's feet f.	yeni bir duruma alışmak
208	Deyim	set one back on one's feet f.	(yeniden) ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
209	Deyim	land on one's feet f.	(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak
210	Deyim	the world fall at one’s feet f.	(bütün dünya) ayaklarına kapanmak
211	Deyim	come to one's feet f.	(saygıdan) ayağa kalkmak
212	Deyim	cover (one's) feet f.	çiş veya kaka yapmak yerine kullanılan bir tabir
213	Deyim	cover (one's) feet f.	hacet gidermek
214	Deyim	cover (one's) feet f.	dışkılamak
215	Deyim	cover (one's) feet f.	kaka yapmak
216	Deyim	get run off (one's) feet f.	(birinin) iliğini kurutmak
217	Deyim	get run off (one's) feet f.	(birini) canından bezdirmek
218	Deyim	get run off (one's) feet f.	(birine) göz açtırmamak
219	Deyim	get run off (one's) feet f.	(birini) durmadan çalıştırmak
220	Deyim	get run off (one's) feet f.	(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek
221	Deyim	get run off (one's) feet f.	(birini) bir saniye bile dinlendirmemek
222	Deyim	get run off (one's) feet f.	(birini) aralıksız çalıştırmak
223	Deyim	get run off (one's) feet f.	(birinin) canına okumak
224	Deyim	get run off (one's) feet f.	(birine) nefes aldırmamak
225	Deyim	get run off (one's) feet f.	(birini) çok çalıştırmak
226	Deyim	get rushed off (one's) feet f.	(birinin) iliğini kurutmak
227	Deyim	get rushed off (one's) feet f.	(birini) canından bezdirmek
228	Deyim	get rushed off (one's) feet f.	(birine) göz açtırmamak
229	Deyim	get rushed off (one's) feet f.	(birini) durmadan çalıştırmak
230	Deyim	get rushed off (one's) feet f.	(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek
231	Deyim	get rushed off (one's) feet f.	(birini) bir saniye bile dinlendirmemek
232	Deyim	get rushed off (one's) feet f.	(birini) aralıksız çalıştırmak
233	Deyim	get rushed off (one's) feet f.	(birinin) canına okumak
234	Deyim	get rushed off (one's) feet f.	(birine) nefes aldırmamak
235	Deyim	get rushed off (one's) feet f.	(birini) çok çalıştırmak
236	Deyim	get the lead out of (one's) feet f.	bir şeyi daha hızlı yapmak
237	Deyim	get the lead out of (one's) feet f.	kıpırdamak
238	Deyim	get the lead out of (one's) feet f.	hareketlenmek
239	Deyim	get the lead out of (one's) feet f.	çalışma hızını artırmak
240	Deyim	get the lead out of (one's) feet f.	daha hızlı çalışmak
241	Deyim	get the lead out of (one's) feet f.	sallanmadan/oyalanmadan çalışmak
242	Deyim	get the lead out of one's feet f.	işe koyulmak
243	Deyim	get the lead out of one's feet f.	oyalanmayı bırakmak
244	Deyim	get the lead out of one's feet f.	sallanmayı bırakmak
245	Deyim	kick (one's) feet up f.	ayaklarını havaya kaldırıp dinlendirmek
246	Deyim	kick (one's) feet up f.	ayaklarını yüksek bir yere uzatıp dinlenmek
247	Deyim	kick (one's) feet up f.	ayaklarını uzatıp dinlenmek
248	Deyim	kick up (one's) feet f.	ayaklarını havaya kaldırıp dinlendirmek
249	Deyim	kick up (one's) feet f.	ayaklarını yüksek bir yere uzatıp dinlenmek
250	Deyim	kick up (one's) feet f.	ayaklarını uzatıp dinlenmek
251	Deyim	kiss (one's) feet f.	(birinin) elini ayağını öpmek
252	Deyim	kiss (one's) feet f.	(birinin) dizlerine kapanmak
253	Deyim	kiss (one's) feet f.	(birine) yaltaklanmak
254	Deyim	kiss (one's) feet f.	(birine) yalakalık yapmak
255	Deyim	kiss (one's) feet f.	(birinin) ayaklarına kapanmak
256	Deyim	kiss (one's) feet f.	(birinin) ayağının altını öpmek
257	Deyim	leap to (one's) feet f.	bir anda ayağa kalkmak
258	Deyim	leap to (one's) feet f.	ayaklarının üstüne fırlamak
259	Deyim	leap to (one's) feet f.	ayağa fırlamak
260	Deyim	leap to (one's) feet f.	ayağa zıplamak
261	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	aktif olmamak
262	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	hareketsiz olmak
263	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	durgun olmak
264	Deyim	let the grass grow beneath (one's) feet f.	boş boş durmak/dikilmek
265	Deyim	pull the carpet (out) from under (one's) feet f.	yardımını kesmek
266	Deyim	pull the carpet (out) from under (one's) feet f.	yolda bırakmak
267	Deyim	pull the carpet (out) from under (one's) feet f.	yarı yolda bırakmak
268	Deyim	pull the carpet (out) from under (one's) feet f.	zor durumda bırakmak
269	Deyim	stay out from under (one's) feet f.	ayağının altından çekilmek
270	Deyim	stay out from under (one's) feet f.	ayak altından çekilmek
271	Deyim	stay out from under (one's) feet f.	yolundan çekilmek
272	Deyim	stay out from under (one's) feet f.	ayağına dolanmamak
273	Deyim	stay out from under (one's) feet f.	ayak bağı olmamak
274	Deyim	walk (one) off (one's) feet f.	(birine) hızlı yürüyüş yaptırma
275	Deyim	walk (one) off (one's) feet f.	uzun yürüyüşle (birine) enerjisini attırma
276	Deyim	walk (one) off (one's) feet f.	(birini) uzun mesafe yürüterek yorma
277	Deyim	get on (one's) feet f.	ayağa kalkmak
278	Deyim	get on (one's) feet f.	kalkmak
279	Deyim	get (one) on one's feet f.	(birinin) ayağa kalkmasına yardım etmek
280	Deyim	get (one) on one's feet f.	(birinin) yerinden kalkmasına yardım etmek
281	Deyim	get (one) on one's feet f.	(birinin) ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
282	Deyim	get (one) on one's feet f.	(birinin finansal, sağlık açısından, zihnen) kendini toparlamasına yardım etmek
283	Deyim	get (one) on one's feet f.	(birinin) normale dönmesine yardım etmek
284	Deyim	get (one) on one's feet f.	(birini) normale döndürmek
285	Deyim	get (one) on one's feet f.	(birinin) normal hayatına dönmesine yardım etmek
286	Deyim	get (one) on one's feet f.	(birini) normal hayatına döndürmek
287	Deyim	get (one) on one's feet f.	(birinin) iyileşmesine yardım etmek
288	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) ayağa kalkmasına yardım etmek
289	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) yerinden kalkmasına yardım etmek
290	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
291	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin finansal, sağlık açısından, zihnen) kendini toparlamasına yardım etmek
292	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) normale dönmesine yardım etmek
293	Deyim	put one on one's feet f.	(birini) normale döndürmek
294	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) normal hayatına dönmesine yardım etmek
295	Deyim	put one on one's feet f.	(birini) normal hayatına döndürmek
296	Deyim	put one on one's feet f.	(birinin) iyileşmesine yardım etmek
297	Deyim	fall down at (one's) feet f.	(birinin) ayağına/ayaklarına/dizlerine kapanmak
298	Deyim	fall down at (one's) feet f.	(birinin veya bir şeyin) önünde diz çökmek
299	Deyim	fall down at (one's) feet f.	(birinin veya bir şeyin) önünde dize gelmek
300	Deyim	fall down at (one's) feet f.	(birinin veya bir şeyin) önünde eğilmek
301	Deyim	have the ball at (one's) feet f.	top ayağına gelmek
302	Deyim	have the ball at (one's) feet f.	top (birinde) olmak
303	Deyim	have the ball at (one's) feet f.	kontrol (birinde) olmak
304	Deyim	have the ball at (one's) feet f.	bir işi yapmak için en uygun konumda olmak
305	Deyim	have the ball at (one's) feet f.	(birinin) başarı şansı yüksek olmak
306	Deyim	have the ball at (one's) feet f.	top ayağına gelmek
307	Deyim	have the ball at (one's) feet f.	top (birinde) olmak
308	Deyim	have the ball at (one's) feet f.	kontrol (birinde) olmak
309	Deyim	have the ball at (one's) feet f.	bir işi yapmak için en uygun konumda olmak
310	Deyim	have the ball at (one's) feet f.	(birinin) başarı şansı yüksek olmak
311	Deyim	have the ball at one's feet f.	bir şeyi yapma fırsatına sahip olmak
312	Deyim	keep (one's) feet f.	dengesini korumak
313	Deyim	keep (one's) feet f.	dengede durmak
314	Deyim	keep (one's) feet f.	düşmemek
315	Deyim	take the load off (one's feet) f.	ayaklarını dinlendirmek
316	Deyim	take the load off (one's feet) f.	dinlenmek
317	Deyim	take the load off (one's feet) f.	oturup dinlenmek
318	Deyim	take the load off (one's feet) f.	oturup ayaklarını dinlendirmek
319	Deyim	be dead on (one's) feet f.	neredeyse yenilmiş olmak
320	Deyim	be dead on (one's) feet f.	hala ayakta fakat işe yaramaz olmak
321	Deyim	be out on (one's) feet f.	ayakta zor durmak
322	Deyim	be out on (one's) feet f.	uykusuzluktan/yorgunluktan bayılmak üzere olmak
323	Deyim	be out on (one's) feet f.	uykusuz/yorgun olmasına rağmen ayakta durmaya çalışmak
324	Deyim	be out on (one's) feet f.	bitik halde olmak
325	Deyim	be out on (one's) feet f.	sonu gelmek üzere olmak
326	Deyim	be out on (one's) feet f.	son demlerinde olmak
327	Deyim	be out on (one's) feet f.	zar zor ayakta durmak
328	Deyim	be out on (one's) feet f.	ahı gitmiş vahı kalmış olmak
329	Deyim	be run off (one's) feet f.	çok meşgul olmak
330	Deyim	be run off (one's) feet f.	canından bezmek
331	Deyim	be run off (one's) feet f.	çalışmaktan canı çıkmak
332	Deyim	be run off (one's) feet f.	durmadan/çok fazla çalıştırılmak
333	Deyim	be run off (one's) feet f.	bir saniye bile kıçının üstüne oturamamak/oturmasına izin verilmemek
334	Deyim	be run off (one's) feet f.	canına okunmak
335	Deyim	be run off (one's) feet f.	nefes almadan çalıştırılmak
336	Deyim	be dragging (one's) feet f.	ağırdan almak
337	Deyim	be dragging (one's) feet f.	ayağını sürümek
338	Deyim	be dragging (one's) feet f.	oyalanmak
339	Deyim	be dragging (one's) feet f.	işi yavaşlatmak
340	Deyim	be light on (one's) feet f.	çevik olmak
341	Deyim	be light on (one's) feet f.	kıvrak olmak
342	Deyim	be light on (one's) feet f.	atik olmak
343	Deyim	be rushed off (one's) feet f.	çok işi olmak
344	Deyim	be rushed off (one's) feet f.	çok meşgul/yoğun olmak
345	Deyim	be rushed off (one's) feet f.	işi başından aşkın olmak
346	Deyim	be rushed off (one's) feet f.	arı gibi çalışmak
347	Deyim	be rushed off (one's) feet f.	bir saniye bile kıçının üstüne oturamamak
348	Deyim	be rushed off (one's) feet f.	durmadan çalışmak
349	Deyim	be rushed off (one's) feet f.	bir oraya bir buraya koşturmak
350	Deyim	be rushed off (one's) feet f.	nefes almadan çalışmak
351	Deyim	be rushed off (one's) feet f.	başını kaşıyacak vakti olmamak
352	Deyim	be swept off (one's) feet f.	ayakları yerden kesilmek
353	Deyim	be swept off (one's) feet f.	anında abayı yakmak
354	Deyim	be swept off (one's) feet f.	anında vurulmak
355	Deyim	bring (one) to one's feet f.	ayakta alkışlatmak
356	Deyim	cut the ground from underneath (one's) feet f.	(birinin) ayağını kaydırmak
357	Deyim	cut the ground from underneath (one's) feet f.	önce davranarak (birinin) işini bozmak
358	Deyim	cut the ground from underneath (one's) feet f.	(birinin) planlarını bozmak
359	Deyim	cut the ground from underneath (one's) feet f.	(birinin) tekerine çomak sokmak
360	Deyim	cut the ground from underneath (one's) feet f.	(birinin) işine taş koymak
361	Deyim	cut the ground from under (one's) feet f.	(birinin) ayağını kaydırmak
362	Deyim	cut the ground from under (one's) feet f.	önce davranarak (birinin) işini bozmak
363	Deyim	cut the ground from under (one's) feet f.	(birinin) planlarını bozmak
364	Deyim	cut the ground from under (one's) feet f.	(birinin) tekerine çomak sokmak
365	Deyim	cut the ground from under (one's) feet f.	(birinin) işine taş koymak
366	Deyim	fall at (one's) feet f.	(birinin) ayağına/ayaklarına/dizlerine kapanmak
367	Deyim	fall at (one's) feet f.	(birinin) önünde eğilmek
368	Deyim	fall at (one's) feet f.	(birinin) önünde diz çökmek
369	Deyim	hold (one's) feet to the fire f.	(birini) baskı altına almak/altında tutmak
370	Deyim	hold (one's) feet to the fire f.	(biri) üzerinde baskı kurmak
371	Deyim	keep out from under (one's) feet f.	(birinin) ayağının altından çekilmek
372	Deyim	keep out from under (one's) feet f.	(birinin) ayağına dolanmamak
373	Deyim	lay (something) at (one's) feet f.	(birini bir şey) için sorumlu tutmak
374	Deyim	lay (something) at (one's) feet f.	(bir şeyden birini) sorumlu tutmak
375	Deyim	lay (something) at (one's) feet f.	(bir şeyi birinin) üstüne atmak
376	Deyim	put (something) at (one's) feet f.	(birini bir şey için/bir şeyden) sorumlu tutmak
377	Deyim	run (one) off (one's) feet f.	(birine) göz açtırmamak
378	Deyim	run (one) off (one's) feet f.	(birini) durmadan çalıştırmak
379	Deyim	run (one) off (one's) feet f.	(birini) aralıksız çalıştırmak
380	Deyim	run (one) off (one's) feet f.	(birinin) canına okumak
381	Deyim	run (one) off (one's) feet f.	(birine) nefes aldırmamak
382	Deyim	run (one) off (one's) feet f.	(birini) çok çalıştırmak
383	Deyim	run (one) off (one's) feet f.	(birinin) canını çıkarmak
384	Deyim	run (one) off (one's) feet f.	(birini) bir saniye bile dinlendirmemek
385	Deyim	run (one) off (one's) feet f.	(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek
386	Deyim	run (one) off (one's) feet f.	(birinin) iliğini kurutmak
387	Deyim	run (one) off (one's) feet f.	(birinin) iflahını kesmek
388	Deyim	run (one's) feet off f.	çok hızlı koşmak
389	Deyim	run (one's) feet off f.	deli gibi koşmak
390	Deyim	run (one's) feet off f.	iflahı kesilene kadar koşmak
391	Deyim	run (one's) feet off f.	çok meşgul olmak
392	Deyim	run (one's) feet off f.	canı çıkmak
393	Deyim	run (one's) feet off f.	koşuşturmak
394	Deyim	run (one's) feet off f.	koşturup durmak
395	Deyim	run (one's) feet off f.	nefes almadan çalışmak/koşturmak
396	Deyim	run (one's) feet off f.	kıçını yırtmak
397	Deyim	run (one's) feet off f.	kendini paralamak
398	Deyim	run (one's) feet off f.	(birine) göz açtırmamak
399	Deyim	run (one's) feet off f.	(birini) durmadan çalıştırmak
400	Deyim	run (one's) feet off f.	(birini) aralıksız çalıştırmak
401	Deyim	run (one's) feet off f.	(birinin) canına okumak
402	Deyim	run (one's) feet off f.	(birine) nefes aldırmamak
403	Deyim	run (one's) feet off f.	(birini) çok çalıştırmak
404	Deyim	run (one's) feet off f.	(birinin) canını çıkarmak
405	Deyim	run (one's) feet off f.	(birini) bir saniye bile dinlendirmemek
406	Deyim	run (one's) feet off f.	(birinin) bir saniye bile kıçının üstüne oturmasına izin vermemek
407	Deyim	run (one's) feet off f.	(birinin) iliğini kurutmak
408	Deyim	run (one's) feet off f.	(birinin) iflahını kesmek
409	Deyim	shake the dust of (something or some place) from (one's) feet f.	(bir şeyden/bir yerden) çekip gitmek
410	Deyim	shake the dust of (something or some place) from (one's) feet f.	(bir şeyi/bir yeri) gerisinde bırakmak
411	Deyim	shake the dust of (something or some place) from (one's) feet f.	(bir şeyin/bir yerin) etkisini üzerinden atmak
412	Deyim	take the weight off (one's) feet f.	uzanmak
413	Deyim	take the weight off (one's) feet f.	oturmak
414	Deyim	take the weight off (one's) feet f.	oturup/uzanıp dinlenmek
415	Deyim	walk (one's) feet off f.	yürümekten ayaklarına kara sular inmek
416	Deyim	walk (one's) feet off f.	ayakları ağrıyana kadar yürümek
417	Deyim	walk (one's) feet off f.	(birini) çok fazla yürütmek
418	Deyim	walk (one's) feet off f.	(birini) yürütüp yormak
419	Deyim	sit at one's feet f.	dizinin dibinde oturmak
420	Deyim	sit at one's feet f.	adeta gözünün içine bakmak
421	Deyim	sit at one's feet f.	izinden gitmek
422	Deyim	sit at one's feet f.	(birinin) her dediğini yapmak
423	Deyim	scramble to one's feet f.	ayağa fırlamak
424	Deyim	on one's feet expr.	ayağa kalkmış
425	Deyim	not let the grass grow under one's feet expr.	ayağının altında ot bitirmez
426	Deyim	on one's feet expr.	ayaklanmış
427	Deyim	on one's feet expr.	ayaklarının üzerinde
428	Deyim	on one's feet expr.	ayakta
429	Deyim	not let the grass grow under one's feet expr.	boşa zaman harcamaz
430	Deyim	at one's father's feet expr.	babasının dizi dibinde
431	Deyim	light on one's feet expr.	çevik
432	Deyim	on one's feet expr.	iyileşmiş
433	Deyim	on one's feet expr.	(hastalıktan sonra) iyi
434	Deyim	at (one's) feet expr.	(birinin) hayranı
435	Deyim	at (one's) feet expr.	(birine) saygı/hürmet gösteren
436	Deyim	at (one's) feet expr.	(birinin) ayağının türabı olan
437	Deyim	at (one's) feet expr.	(birinin) müridi/öğrencisi olan
438	Deyim	at (one's) feet expr.	ayağına gelmiş
439	Deyim	at (one's) feet expr.	kapısına gelmiş
440	Deyim	at (one's) feet expr.	sorumlu
441	Deyim	at (one's) feet expr.	mesul
442	Deyim	back on (one's) feet expr.	tekrar ayağa kalkmış
443	Deyim	back on (one's) feet expr.	(iyileşip) tekrar ayaklanmış
444	Deyim	back on (one's) feet expr.	tekrar sağlığına kavuşmuş
445	Deyim	back on (one's) feet expr.	ayakları üzerinde duran
446	Deyim	back on (one's) feet expr.	deveyi düze çıkarmış
447	Deyim	back on (one's) feet expr.	iki yakası bir araya gelmiş
448	Deyim	back on (one's) feet expr.	ayağı düze basmış
449	Deyim	back on (one's) feet expr.	finansal olarak ayağa kalkmış
450	Deyim	back on (one's) feet expr.	finansal durumunu düzeltmiş
451	Deyim	don't let the grass grow under one's feet expr.	ayağının altında ot bitirme
452	Deyim	don't let the grass grow under one's feet expr.	boşa zaman harcama
453	Deyim	don't let the grass grow under one's feet expr.	durduğun yerde durma
454	Deyim	don't let the grass grow under one's feet expr.	oyalanma
455	Deyim	on (one's) feet expr.	ayakta
456	Deyim	on (one's) feet expr.	(hastalıktan, zor durumdan) ayağa kalkmış
457	Deyim	on (one's) feet expr.	(hastalıktan, zor durumdan) ayaklanmış
458	Deyim	on (one's) feet expr.	hızlıca
459	Deyim	on (one's) feet expr.	ayaküstü
460	Deyim	on (one's) feet expr.	o anda
461	Deyim	on (one's) feet expr.	anlık olarak
462	Deyim	out on (one's) feet expr.	ayakta zor duran
463	Deyim	out on (one's) feet expr.	uykusuzluktan/yorgunluktan bayılmak üzere olan
464	Deyim	out on (one's) feet expr.	uykusuz/yorgun olmasına rağmen ayakta durmaya çalışan
465	Deyim	out on (one's) feet expr.	bitik halde olan
466	Deyim	out on (one's) feet expr.	zar zor ayakta duran
467	Deyim	out on (one's) feet expr.	son demlerinde
468	Deyim	out on (one's) feet expr.	ahı gitmiş vahı kalmış
469	Deyim	under (one's) feet expr.	(birine) ayak bağı olan
470	Deyim	under (one's) feet expr.	(birinin) ayağının altında dolanan
471	Deyim	under (one's) feet expr.	(birinin) ayağına takılan/dolanan