onur - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

onur



"onur" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 23 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
onur honor i.
onur honour i.
General
onur self esteem i.
onur pride i.
onur face i.
onur honor i.
onur self respect i.
onur honour i.
onur credit i.
onur amour-propre i.
onur self-worth i.
onur self-respect i.
onur self-esteem i.
onur dignity i.
onur redoubting i.
onur laurel i.
onur horn i.
onur pride of place i.
onur izzat i.
onur honorary s.
Formal
onur hon (honor) kısalt.
onur hon. (honor) kısalt.
Philosophy
onur dignity i.

"onur" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 226 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
onur kırıcı derogatory s.
General
onur meselesi matter of honour i.
onur kırıcı durum indignity i.
onur listesi honor list i.
onur meselesi point of honour i.
onur kurulu discipline committee i.
onur listesi hall of fame i.
onur madalyası medal of honor i.
onur kırıcı yayın libel i.
onur kırma insult i.
onur kırıcı davranış indignity i.
onur sözü word of honour i.
onur ödülü honor award i.
onur konuğu honoured guest i.
onur konuğu honored guest i.
onur intiharı honor suicide i.
onur intiharı honour suicide i.
onur yürüyüşü pride march i.
onur mücadelesi struggle of honor i.
onur mücadelesi struggle of honour i.
onur kırıcı kovulma dishonorable discharge i.
onur sahibi honoree i.
onur sahibi honouree i.
onur ödülü alan kimse honorand i.
yaşam boyu onur ödülü lifetime honorary award i.
onur nişanesi badge of honor i.
onur kırıcı suçlama attaintment i.
onur listesindeki kimse hall of famer i.
onur kaynağı mense [dialect] [uk] i.
onur nişanı honor i.
onur kırıcı olma derogatoriness i.
oxford üniversitesi'nin klasik bilimler lisans programından özellikle onur derecesiyle mezun olmak için geçilmesi gereken son sınav great i.
oxford üniversitesi'nin klasik bilimler lisans programından özellikle onur derecesiyle mezun olmak için geçilmesi gereken son sınava hazırlanmak için alınan ders great i.
onur yemeği roast i.
(sağlık, servet, onur, umut) tam hasara veya ciddi bozulmaya sebep olan şey ruination i.
onur kırma dishonour [uk] i.
onur kırma dishonor [us] i.
onur kırma disobligation i.
onur kırma disobligement i.
onur yürüyüşü pride parade i.
onur nişanı rozeti plaque i.
onur nişanı rozeti placque i.
onur veya şövalye nişanı olarak takılan kurdele cordon i.
onur kırıcı davranışlar flagitiousness i.
britanya'nın kültür ve eğitimini dünyaya yayma amaçlı kurulmuş bir konsey tarafından verilen modern bir onur ödülü freedom of the city i.
onur duymak feel honored f.
onur nişanı vermek honour f.
onur vermek grace f.
onur vermek honour f.
onur kırıcı yayın yapmak libel f.
(onur/ödül) vermek confer f.
onur madalyası ile ödüllendirilmek be awarded the medal of honour f.
onur madalyası ile ödüllendirilmek be awarded the medal of honor f.
onur madalyasıyla ödüllendirilmek be awarded the medal of honour f.
onur madalyasıyla ödüllendirilmek be awarded the medal of honor f.
birini onur konuğu olarak kabul etmek receive someone as an honored guest f.
onur duymak be honoured f.
onur vermek honor f.
onur listesine girmek make an honor roll f.
onur listesine eklemek inshrine [us/canada] f.
(onur konuğu olarak) kokteylde ağırlanmak cocktail f.
onur kırıcı caustic s.
onur kırıcı degrading s.
onur kırıcı insulting s.
onur kırıcı infradig s.
onur kırıcı humiliating s.
onur kırıcı dishonourable s.
onur kırıcı discreditable s.
onur duymuş honoured s.
onur kırıcı infra dig s.
onur kırıcı injurious s.
onur verici honourary s.
onur kırıcı degradant s.
onur verici honorary s.
onur verici flattering s.
onur duymuş honored s.
onur kırıcı olmayan offenseless s.
onur kırıcı olmayan offenceless s.
onur kırıcı dishonorable s.
çok onur duyan top-proud s.
onur duymayan unhonoured s.
onur duymamış unhonoured s.
onur kırıcı vitriolous s.
onur nişanıyla katılınan honorable s.
onur verici honorific s.
onur kırıcı humiliant s.
onur kırıcı derogant s.
onur kırıcı offensive s.
onur kırıcı disreputable s.
onur kırıcı salty s.
onur kırıcı disadvantageous s.
onur verici flatterous [obsolete] s.
onur kırıcı bir şekilde discreditably zf.
onur kırıcı bir şekilde caustically zf.
onur ile reputably zf.
onur vermeden unflatteringly zf.
onur kırıcı şekilde derogately zf.
Phrasals
ile onur vermek grace with f.
biri/bir şey için onur kaynağı olmak credit to someone or something f.
Colloquial
onur meselesi a point of honour i.
onur meselesi yaparak in honour bound expr.
Idioms
onur konuğu (the) man/woman of the hour i.
onur konuğu (the) woman of the moment i.
onur lekeleyici davranış a blot on escutcheon i.
onur konuğu man of the hour i.
onur lekeleyici davranış a blot on one's escutcheon i.
onur listesi roll of honor i.
onur listesi roll of honour i.
onur lekeleyici davranış a blot on the escutcheon [uk] i.
onur lekeleyici davranış a blot on one's escutcheon [uk] i.
bir onur a feather in your cap i.
onur meselesi a point of honor [us] i.
(bir şeyin) onur kırıcı tarafı the seamier side (of something) i.
onur sözü his, her word of honour [uk] i.
onur sözü his, her word of honor [us] i.
birisine onur vermek do someone credit f.
onur göstermek hold in high honour f.
onur göstermek hold in high esteem f.
(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek feel honour-bound to do something f.
(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek be honour-bound to do something f.
(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek feel honor-bound to do something f.
(birşeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek feel honor bound to do something f.
(birşeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek be honour bound to do something f.
(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek be honor-bound to do something f.
onur kırıcı bir durumda/şekilde ölmek die like a dog f.
onur meselesi olmak be honor-bound f.
(bir şeyi yapmaktan) onur duymak be/feel honoured (to do something) f.
bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek be/feel duty/honour bound to do something [uk] f.
bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek be/feel duty/honor bound to do something [us] f.
(olumsuz) bir şeyi onur nişanesi olarak/gururla taşımak wear (something) as a badge of honor f.
(olumsuz) bir şeyi onur nişanesi olarak kabul etmek/saymak wear (something) as a badge of honor f.
şeref/onur/namus meselesi yapmış honor bound s.
şeref/onur/namus meselesi yapmış honour bound s.
onur kırıcı beneath one's dignity expr.
(bir şeyi yapmak) onur meselesi olmuş (in) honor bound (to do something) expr.
(bir şeyi yapmak) onur/namus meselesi olarak zorunlu hale gelmiş (in) honor bound (to do something) expr.
onur kırıcı beneath dignity expr.
onur kırıcı beneath somebody's dignity expr.
onur kırıcı beneath your dignity expr.
Formal
onur duymuş hon.(honored) kısalt.
Speaking
onur duydum I'm honored expr.
onur duyarım I would be honored expr.
onur duydum I am honored expr.
onur duydum I am humbled expr.
onur duyarım I feel honored expr.
onur duydum it's an honor expr.
onur duyarım I'd be honored expr.
Trade/Economic
onur kurulu üyesi honorary board member i.
Law
nypd'de özellikle silahlı bir çatışmada başarılı olmuş polislere verilen ikinci en yüksek onur madalyası combat cross i.
gözler önünde onur kırma publication of a libel i.
onur kırıcı defamatory s.
Politics
ingiltere'de ortaçağdan bu yana devam eden garter şövalyelik onur nişanı sisteminin başında yer alan kişi chancellor of the order of the Garter i.
bm işkence ve başka zalimce insanlık dışı ve onur kırıcı davranış ya da cezaya karşı sözleşme un convention against torture and other cruel inhuman degrading treatment punishment i.
ingiliz kraliyeti onur nişanı order of the british empire i.
kongre onur madalyası congressional medal of honour i.
onur konuğu guest of honor i.
onur konuğu guest of honour i.
onur belgesi certificate of honour i.
onur belgesi certificate of honor i.
(ingiliz) kraliyet onur nişanı order of the british empire i.
kraliçe'nin doğum gününde verilen onur ödülleri birthday honours [uk] i.
Social Sciences
büyük şirketlerin, lgbtq+ topluluğunu gerçek anlamda desteklemeden onur ayı'ndan faydalanmaya çalışması rainbow capitalism i.
onur ayı pride month i.
Education
üçüncü sınıf onur derecesi third [brit] i.
amerikan ulusal onur topluluğu american national honor society i.
dekanlık onur ödülü dean's honor award i.
onur listesi honor roll i.
onur öğrencisi honors student i.
onur belgesi certificate of honor i.
onur belgesi certificate of honour i.
onur öğrencisi honor student i.
seçkin onur öğrencisi distinguished honor student i.
yüksek onur öğrencisi high honor student i.
yüksek onur belgesi certificate of high honor i.
yüksek onur öğrencisi high honour student i.
onur derecesi olmayan üniversite diploması unclassified degree i.
(üniversite, okul) onur derecesi honor i.
(oxford üniversitesi'nde) onur derecesi veren bir ders honour school i.
onur derecesi honours i.
onur derecesi honours degree i.
(oxford üniversitesi'nde) felsefe, siyaset ve ekonomi onur okulu modern greats i.
(oxford üniversitesi'nde) felsefe, siyaset ve ekonomi onur programı modern greats i.
oxford üniversitesi'nde giren adayların üç onur sınıfına göre yerleştirildiği ilk genel sınav mods i.
üniversite onur derecesi alanlar grubu class [uk] i.
(üniversitede klasik onur derecesi için gerçekleştirilen) final sınavı classical tripos examination i.
(onur derecesi alan) oxford üniversitesi mezunu classman i.
(cambridge üniversitesi ve benzerinde onur derecesi yerine) geçer not alan öğrenci grubu poll i.
onur derecesi olmayan cambridge üniversitesi mezunu pollman i.
birinci sınıf onur derecesi first-class honours degree i.
ikincilik (onur derecesi) second [uk] i.
(cambridge üniversitesi'nde onur derecesi için girilen sınava) girişi ertelemek degrade f.
onur derecesine ait honours s.
(kısaca) onur derecesine ait hons s.
(kısaca) onur derecesi hons (honours) kısalt.
Linguistics
onur verici bir kelime honorific i.
History
herhangi bir müslüman yöneticiye verilen onur unvanı cherif i.
herhangi bir müslüman yöneticiye verilen onur unvanı sherif i.
herhangi bir müslüman yöneticiye verilen onur unvanı shereef i.
herhangi bir müslüman yöneticiye verilen onur unvanı sharif i.
(hindistan ve orta doğu'da) üst rütbeli kimsenin astına onur nişanesi olarak verdiği cüppe veya hediye khilat i.
müslüman yöneticiye verilen onur unvanı scherif i.
Religious
tevrat okumaya çağrılmaktan duyulan onur aliyah i.
tevrat okumaya çağrılmaktan duyulan onur aliya i.
papadan onur nişanı alan kimse count i.
Military
onur nişanı legion of honour i.
yenilen orduya tanınan onur hakkı honors of war i.
yenilen orduya tanınan onur hakkı honours of war i.
(ingiliz kraliyet onur nişanı'nda) komutanın altındaki rütbeden olan kimse officer i.
abd onur madalyası congressional medal of honor i.
askeri onur nişanesi salute i.
ingiliz kraliyeti onur nişanına sahip kimse mbe (member of the order of the british empire) kısalt.
Sport
onur üyesi honorary member i.
oxford üniversitesi'nden en yüksek onur derecesini alan kimse oxford blue i.
(oxford üniversitesi) en yüksek onur dereceli kimse oxford blue i.
Basketball
onur listesi'ne alınmış kimse enshrinee i.
onur listesi'ne almak enshrine [us/canada] f.
Baseball
ulusal beysbol onur listesi national baseball hall of fame i.
Latin
en yüksek onur ile summa cum laude i.
onur derecesi honoris causa i.
saygı veya onur simgesi olarak honoris causa zf.
Archaic
onur vermek aggrace f.
Slang
onur duyulacak başarı a feather in someone's cap i.
onur verici açıklama wrap-up [australia] i.
Sociology
onur bayrağı pride flag i.
Star Wars
ft-5a onur muhafızı ft-5a honor guard i.
lasan yüksek onur muhafızı lasan high honor guard i.