Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
face
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"face"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 148 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
face
i.
yüz
2
Yaygın Kullanım
face
i.
hal
3
Yaygın Kullanım
face
i.
sima
4
Yaygın Kullanım
face
i.
ön
5
Yaygın Kullanım
face
i.
tavır
6
Yaygın Kullanım
face
i.
yüz ifadesi
7
Yaygın Kullanım
face
i.
çehre
8
Yaygın Kullanım
face
i.
surat
9
Yaygın Kullanım
face
f.
yüzleşmek
10
Yaygın Kullanım
face
f.
göğüs germek
11
Yaygın Kullanım
face
f.
bakmak
12
Yaygın Kullanım
face
f.
yüzünü dönmek
13
Yaygın Kullanım
face
f.
yönelmek
14
Yaygın Kullanım
face
f.
karşı olmak
15
Yaygın Kullanım
face
f.
yüz yüze gelmek
General
16
Genel
face
i.
üst taraf
17
Genel
face
i.
görünüş
18
Genel
face
i.
satıh
19
Genel
face
i.
şekil
20
Genel
face
i.
sima
21
Genel
face
i.
faça
22
Genel
face
i.
ayna
23
Genel
face
i.
onur
24
Genel
face
i.
mine (saatte)
25
Genel
face
i.
hal
26
Genel
face
i.
düzey
27
Genel
face
i.
küstahlık
28
Genel
face
i.
cephe
29
Genel
face
i.
surat
30
Genel
face
i.
resimli taraf
31
Genel
face
i.
tavır
32
Genel
face
i.
kadran
33
Genel
face
i.
çehre
34
Genel
face
i.
biçim
35
Genel
face
i.
arın
36
Genel
face
i.
itibar
37
Genel
face
i.
eda
38
Genel
face
i.
üst
39
Genel
face
i.
bet
40
Genel
face
i.
yüz ifadesi
41
Genel
face
i.
ön
42
Genel
face
i.
yüz
43
Genel
face
i.
ön taraf
44
Genel
face
i.
esas yüz
45
Genel
face
i.
dış görünüş
46
Genel
face
i.
yüzey
47
Genel
face
i.
ön yüz
48
Genel
face
i.
ekşi yüz
49
Genel
face
i.
yüzünü buruşturma
50
Genel
face
i.
yüzünü ekşitme
51
Genel
face
i.
makyaj
52
Genel
face
i.
taklit amaçlı yapılan yüz makyajı
53
Genel
face
i.
prestij
54
Genel
face
i.
başkalarının gözündeki değer
55
Genel
face
i.
özgüven
56
Genel
face
i.
yüzsüzlük
57
Genel
face
i.
küstahlık
58
Genel
face
i.
arsızlık
59
Genel
face
i.
utanmazlık
60
Genel
face
i.
bir nesnenin en önemli veya belirgin yüzü
61
Genel
face
i.
ön yüz
62
Genel
face
i.
(kumaş) doğru yüz
63
Genel
face
i.
madeni paranın yüzü
64
Genel
face
i.
madeni paranın ön yüzü
65
Genel
face
i.
yüz buruşturma
66
Genel
face
i.
dudak bükme
67
Genel
face
i.
hoşnutsuzluk ifadesi
68
Genel
face
i.
maske
69
Genel
face
i.
saat kadranı
70
Genel
face
i.
(belge) baskılı yüz
71
Genel
face
i.
hedefin farklı renklere boyanmış skor yüzeyi
72
Genel
face
i.
teşhir edilen meyve veya sebzelerin üst veya alt katmanı
73
Genel
face
i.
kesici bir aletin kenarı
74
Genel
face
i.
(golf sopası, çekiç) vurma yüzeyi
75
Genel
face
i.
yüzleşme
76
Genel
face
i.
kişi
77
Genel
face
i.
birey
78
Genel
face
f.
karşı koymak
79
Genel
face
f.
yüzünü yontup düzeltmek (taşın)
80
Genel
face
f.
karşılamak
81
Genel
face
f.
bakmak
82
Genel
face
f.
karşı olmak
83
Genel
face
f.
görmek
84
Genel
face
f.
dayanmak (bir duruma)
85
Genel
face
f.
göze almak
86
Genel
face
f.
karşı karşıya olmak
87
Genel
face
f.
karşı karşıya gelmek
88
Genel
face
f.
tahammül etmek
89
Genel
face
f.
yüzünü dönmek
90
Genel
face
f.
karşısında olmak
91
Genel
face
f.
katlanmak
92
Genel
face
f.
yüz yüze gelmek
93
Genel
face
f.
göğüs germek
94
Genel
face
f.
yüzyüze gelmek
95
Genel
face
f.
kaplamak
96
Genel
face
f.
astarlamak
97
Genel
face
f.
nazır olmak
98
Genel
face
f.
yönelmek
99
Genel
face
f.
karşı çıkmak
100
Genel
face
f.
-e dönmek
101
Genel
face
f.
yüzünü -e doğru döndürmek
102
Genel
face
f.
dönmek
103
Genel
face
f.
ön yüzü belirli bir yöne çevrilmek
Colloquial
104
Konuşma Dili
face
i.
sol anahtarındaki notaları hatırlamak için kullanılan bir ipucu (f, a, c ve e)
Trade/Economic
105
Ticaret/Ekonomi
face
f.
karşısında durmak
Technical
106
Teknik
face
i.
yüzey
107
Teknik
face
i.
yüz
108
Teknik
face
i.
sıcak veya soğuk hava kütüğü ızgarası
109
Teknik
face
f.
örtmek
110
Teknik
face
f.
yüzeyini farklı bir malzemeyle kaplamak
111
Teknik
face
f.
kenarlarını farklı bir malzemeyle kaplamak
112
Teknik
face
f.
pürüzsüz hale getirmek için yüzeyini işlemek
Mechanic
113
Mekanik
face
i.
alın
114
Mekanik
face
i.
çark dişlisinin eğim yüzeyi dışına taşan hareketli yüzey bölümü
115
Mekanik
face
i.
kasnağın veya dişlinin uçtan uca genişliği veya uzunluğu
Textile
116
Tekstil
face
i.
(kumaş, deri) doğru yüz
Woodworking
117
Ağaç İşleri
face
i.
küstere tabanı
Automotive
118
Otomotiv
face
i.
yüz
Marine
119
Denizcilik
face
i.
pervane kanadının kıç veya kıça yakın tarafı
Mining
120
Maden
face
i.
madenin sonu
121
Maden
face
i.
tünelin sonu
122
Maden
face
i.
madenin cevher çıkarılan bölümü
Dentistry
123
Diş Hekimliği
face
i.
azı dişinin öğütme yüzeyi
Math
124
Matematik
face
i.
yüz
Geometry
125
Geometri
face
i.
geometrik bir katı cismin düzlemsel yüzeyi
Physics
126
Fizik
face
i.
bir kristalin veya başka bir katı cismin düz yüzeylerinden biri
Astrology
127
Astroloji
face
i.
burcun üçte birlik bölümü
128
Astroloji
face
i.
burcun on derecelik boylamı
Forestry
129
Ormancılık
face
i.
(ağaçta) reçine kesiği
Geology
130
Jeoloji
face
i.
ayak
131
Jeoloji
face
i.
(kaya) açıkta kalan yüz
132
Jeoloji
face
i.
kaya yüzeyi
133
Jeoloji
face
i.
kristal yüzeyi
134
Jeoloji
face
i.
topografya
Military
135
Askeri
face
f.
emir vererek birliklerin yönünü değiştirmek
Sport
136
Spor
face
f.
(buz hokeyinde hakem) oyunu başlatmak için pakı rakip takımlar arasına bırakmak
137
Spor
face
f.
(buz hokeyinde hakem) pakı rakip takımlar arasına bırakarak oyunu başlatmak
Card
138
İskambil
face
i.
oyun kartının resimli yüzü
139
İskambil
face
i.
resimli iskambil kartı
140
İskambil
face
f.
(kart oyunu) kartın ön yüzünü çevirmek
Bookbindery
141
Ciltçilik
face
i.
kitabın ön yüzü
142
Ciltçilik
face
i.
kitap kapağının ön yüzü
Printery
143
Matbaa
face
i.
yazı karakterinin baskı yüzeyi
144
Matbaa
face
i.
yazı tipi tarzı, tasarımı ve boyutu
145
Matbaa
face
i.
tipten yapılan baskı
Archaic
146
Eski Kullanım
face
i.
görüş
147
Eski Kullanım
face
i.
mevcudiyet
Mountaineering
148
Mountaineering
face
i.
dağın dik yamacı
"face"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
face-to-face
s.
yüz yüze
2
Yaygın Kullanım
face to face
zf.
yüz yüze
3
Yaygın Kullanım
face-to-face
zf.
yüz yüze
General
4
Genel
false face
i.
maske
5
Genel
about face
i.
geriye dön emri
6
Genel
face amnesia
i.
yüz körlüğü
7
Genel
pulley face
i.
kasnak yüzü
8
Genel
face off
i.
yüzleşme
9
Genel
face mask
i.
yüz maskesi
10
Genel
making face
i.
surat etme
11
Genel
window face
i.
pencere yüzü
12
Genel
three levels of the face
i.
yüzün üç basamağı
13
Genel
color of the face
i.
bet beniz
14
Genel
face perception
i.
yüz algısı
15
Genel
face amnesia
i.
gördüğü yüzleri hatırlayamama
16
Genel
upstream face
i.
memba yüzü
17
Genel
open face sandwich
i.
tek dilim sandviç
18
Genel
face towel
i.
yüz havlusu
19
Genel
human face
i.
insan yüzü
20
Genel
slap in the face
i.
şamar
21
Genel
volte face
i.
cephe değiştirme
22
Genel
heading face
i.
ilerleme alnı
23
Genel
face pack
i.
yüz temizleme kremi
24
Genel
colour of the face
i.
beniz
25
Genel
face down
i.
ters
26
Genel
smiling face
i.
güler yüz
27
Genel
half face
i.
profil
28
Genel
face off
i.
çarpışma
29
Genel
face down
i.
yüzükoyun
30
Genel
face soap
i.
sabun
31
Genel
cleavage face
i.
yarılma yüzü
32
Genel
face powder
i.
pudra
33
Genel
a face as long as a fiddle
i.
suratı iki karış
34
Genel
face fungus
i.
yüz mantarı
35
Genel
lateral face
i.
yanal yüz
36
Genel
three levels of the face
i.
çehrenin
37
Genel
the face of a asthenic person
i.
astenik yüz
38
Genel
face validity
i.
görünüş geçerliliği
39
Genel
clock face
i.
kadran
40
Genel
price for seeing the bride’s face
i.
yüz görümlüğü
41
Genel
door face
i.
kapı yüzü
42
Genel
sullen face
i.
asık surat
43
Genel
face value
i.
ön değer
44
Genel
face stone
i.
kesme taş
45
Genel
making face
i.
surat asma
46
Genel
a long face
i.
ekşi yüz
47
Genel
slap in the face
i.
tokat
48
Genel
face cream
i.
yüz kremi
49
Genel
side face
i.
profil
50
Genel
picnic face
i.
piknik yüz
51
Genel
face guard
i.
yüz koruyucu
52
Genel
athletic face
i.
atletik yüz
53
Genel
face down
i.
yüzüstü
54
Genel
face to face meeting
i.
yüzyüze görüşme
55
Genel
face to face talk
i.
yüzyüze konuşma
56
Genel
baby face
i.
bebekyüz
57
Genel
face down
i.
arka yüz
58
Genel
face plate
i.
önyüz
59
Genel
poker face
i.
duygularını belli etmeyen yüz
60
Genel
poker face
i.
ifadesiz yüz
61
Genel
bold face
i.
koyu renk ile yazılmış
62
Genel
bold face
i.
koyu yazı tonu
63
Genel
line in one's face
i.
yüzündeki çizgi
64
Genel
angelic face
i.
melek yüz
65
Genel
line in the face
i.
yüzdeki çizgi
66
Genel
real face
i.
gerçek yüzü
67
Genel
a face like thunder
i.
sinirli bir yüz ifadesi
68
Genel
familiar face
i.
tanıdık yüz
69
Genel
a familiar face
i.
tanıdık bir yüz
70
Genel
straight face
i.
ifadesiz surat
71
Genel
straight face
i.
gülmeyen surat
72
Genel
face value
i.
görünür değer
73
Genel
face value
i.
dış görünüşe göre değer
74
Genel
face value
i.
üzerinde yazılı değer
75
Genel
working face
i.
esas yüz
76
Genel
exposed face
i.
görünen yüz
77
Genel
exposed face
i.
çıplak yüz
78
Genel
front face
i.
ön yüz
79
Genel
bold-face
i.
kabalık
80
Genel
about-face
i.
eskiden savunduğunun tersini savunmaya başlama
81
Genel
face-pack
i.
yüz maskesi
82
Genel
face-lift
i.
estetik ameliyat
83
Genel
face-off
i.
yüzleşme
84
Genel
face-guard
i.
miğfer
85
Genel
face-lifting
i.
estetik ameliyat
86
Genel
face-lifting
i.
yenileme
87
Genel
face-value
i.
itibari kıymet
88
Genel
face-to-face talk
i.
yüzyüze konuşma
89
Genel
face-pack
i.
güzellik maskesi
90
Genel
door-in-the-face technique
i.
yüzdeki kapı tekniği adı verilen bir tür ikna etme yöntemi
91
Genel
face-to-face meeting
i.
yüzyüze görüşme
92
Genel
face area
i.
ön yüz
93
Genel
face side
i.
işlenmiş yüz
94
Genel
face side
i.
görünür yüz
95
Genel
face side
i.
yüz
96
Genel
inner face
i.
iç yüz
97
Genel
market face
i.
kerestenin esas yüzü
98
Genel
washing hands and face
i.
el yüz yıkama
99
Genel
face lotion
i.
yüz losyonu
100
Genel
face-to-face contact
i.
birebir temas
101
Genel
face-to-face communication
i.
yüz yüze iletişim
102
Genel
face to face contact
i.
yüz yüze temas
103
Genel
face to face contact
i.
bire bir temas
104
Genel
meat face
i.
surat şeklinde hazırlanmış domuz jambonu
105
Genel
angry face
i.
kızgın yüz
106
Genel
angry face
i.
kızgın surat
107
Genel
smile on the face
i.
yüzde gülümse
108
Genel
smile on the face
i.
yüzdeki gülümseme
109
Genel
ugly face
i.
çirkin surat
110
Genel
dark face
i.
karanlık yüz
111
Genel
the dark face of something
i.
bir şeyin karanlık yüzü
112
Genel
face-to-face interview method
i.
yüzyüze görüşme yöntemi
113
Genel
ski face mask
i.
kar maskesi
114
Genel
face veil
i.
peçe
115
Genel
very ugly face
i.
tipi kayık
116
Genel
a stony face
i.
taş gibi ifadesiz yüz
117
Genel
face time
i.
birlikte/beraber geçirilen zaman
118
Genel
face time
i.
fazla mesai ile harcanan zaman
119
Genel
face time
i.
(yüz yüze/bire bir) görüşme zamanı
120
Genel
face time
i.
ekranda görünme zamanı
121
Genel
criminal's face
i.
suçlunun yüzü
122
Genel
science of face reading
i.
yüz okuma bilimi
123
Genel
art of face reading
i.
yüz okuma sanatı
124
Genel
face reading
i.
yüz okuma
125
Genel
mysterious face
i.
gizemli yüz
126
Genel
mysterious face
i.
esrarengiz yüz
127
Genel
volte face
i.
yüz seksen derecelik dönüş
128
Genel
face soap
i.
yüz sabunu
129
Genel
face soap
i.
tuvalet sabunu
130
Genel
face soap
i.
banyo sabunu
131
Genel
clock face
i.
saat kadranı
132
Genel
face modeling
i.
yüz modelleme
133
Genel
face painting
i.
yüz boyama
134
Genel
open face sandwich
i.
tek dilim/açık sandviç
135
Genel
blank face
i.
ifadesiz surat/yüz
136
Genel
smiling face
i.
gülümseyen yüz
137
Genel
face firming cream
i.
yüz sıkılaştırıcı krem
138
Genel
rock face
i.
sarp kayalık
139
Genel
cliff face
i.
bir kayalığın/uçurumun dik yüzü
140
Genel
cliff-face
i.
bir kayalığın/uçurumun dik yüzü
141
Genel
round face
i.
yuvarlak yüz
142
Genel
back face
i.
arka yüz
143
Genel
pimply face
i.
sivilceli surat
144
Genel
pimply face
i.
sivilceli yüz
145
Genel
spotty face
i.
sivilceli surat
146
Genel
spotty face
i.
sivilceli yüz
147
Genel
small face
i.
küçük yüz
148
Genel
acceptable face
i.
bir şeyin olumlu veya mantıklı yanı
149
Genel
acceptable face
i.
kabul edilebilir yan
150
Genel
acceptable face
i.
kabul edilebilir özellik
151
Genel
acceptable face
i.
makul özellik
152
Genel
face flannel
i.
yüz havlusu
153
Genel
face of a
i.
kadran
154
Genel
face of a chart
i.
tablonun basılı yüzeyi
155
Genel
face of a map
i.
haritanın basılı yüzeyi
156
Genel
face saver
i.
bir kimsenin itibarını koruyan hareket
157
Genel
face saving
i.
bir kimsenin itibarını koruyan hareket
158
Genel
face time
i.
televizyonda kısa süre görünme
159
Genel
face time
i.
kısa görüşme
160
Genel
face time
i.
önemli biriyle yapılan kısa görüşme
161
Genel
face-plant
i.
yüzüstü yere düşme
162
Genel
face-plant
i.
yüzüstü düşme
163
Genel
face-saver
i.
kimsenin itibarını koruyan şey
164
Genel
whey-face
i.
benzi atmış kimse
165
Genel
whey-face
i.
soluk benizli kimse
166
Genel
wry face
i.
hafifçe dudak bükme
167
Genel
wry face
i.
küçümseyerek yüz buruşturma
168
Genel
hatchet face
i.
ince ve sivri suratlı kimse
169
Genel
hatchet-face
i.
ince ve sivri suratlı kimse
170
Genel
moon face
i.
dolgun ve yuvarlak surat
171
Genel
face-lift
i.
yenileme işlemi
172
Genel
face-lift
i.
onarım işlemi
173
Genel
face-lift
i.
yeni hale getirme
174
Genel
face-lift
i.
renovasyon
175
Genel
game face
i.
oyun öncesi bir sporcunun kararlılık ve konsantrasyon gösteren yüz ifadesi
176
Genel
game face
i.
sahte yüz ifadesi
177
Genel
game face
i.
gerçek duyguları gizleyen yüz ifadesi
178
Genel
long face
i.
üzgün surat
179
Genel
long face
i.
asık yüz
180
Genel
long face
i.
umutsuz yüz ifadesi
181
Genel
long face
i.
ciddi yüz ifadesi
182
Genel
volte-face
i.
politika değişikliği
183
Genel
volte-face
i.
tutum değişikliği
184
Genel
volte-face
i.
prensip değişikliği
185
Genel
volte-face
i.
bakış açısında değişiklik
186
Genel
volte-face
i.
siyaset değişikliği
187
Genel
volte-face
i.
çark etme
188
Genel
fleeten face
i.
korkudan sararmış yüz
189
Genel
fleeten face
i.
korkak kimse
190
Genel
fleeten face
i.
ödlek kimse
191
Genel
pudding face
i.
bazlama surat
192
Genel
pudding face
i.
ablak surat
193
Genel
pudding face
i.
geniş ve dolgun yüz
194
Genel
face reveal
i.
bir internet fenomeninin ilk kez yüzünü göstermesi
195
Genel
poker face
i.
donuk yüzlü kimse
196
Genel
poker face
i.
duyarsız tavır
197
Genel
poker face
i.
vurdumduymaz ifade
198
Genel
put a bold face on it
f.
erkekliğe toz kondurmamak
199
Genel
lie face downwards
f.
yüzükoyun yatmak
200
Genel
have a poker face
f.
belli etmemek
201
Genel
fly in the face of
f.
hiçe saymak
202
Genel
face up to difficulties
f.
güçlüklere göğüs germek
203
Genel
show one's face
f.
gözükmek
204
Genel
come face to face
f.
yüz yüze gelmek
205
Genel
lose face
f.
itibarını kaybetmek
206
Genel
cut off one's nose to spite one's face
f.
pire için yorgan yakmak
207
Genel
look someone in the face
f.
birinin yüzüne bakmak
208
Genel
have the face to
f.
cüret etmek
209
Genel
lose face
f.
bozulmak
210
Genel
be wiped off the face of the earth
f.
yeryüzünden silinmek
211
Genel
have the face to do something
f.
yüzü tutmak
212
Genel
put a bold face on
f.
zor bir durum karşısında cesaret göstermek
213
Genel
pull a long face
f.
yüzünden düşen bin parça olmak
214
Genel
come face to face
f.
burun buruna gelmek
215
Genel
make face
f.
surat etmek
216
Genel
face the issue
f.
bir durumu olduğu gibi kabul edip ona göre davranmak
217
Genel
save face
f.
görünüşü kurtarmak
218
Genel
make a face
f.
suratını buruşturmak
219
Genel
be black in the face
f.
çok kızmak
220
Genel
not to have the face to
f.
yüzü olmamak
221
Genel
lose face
f.
küçük düşmek
222
Genel
make a face
f.
surat etmek
223
Genel
pull a long face
f.
suratından düşen bin parça olmak
224
Genel
make a sour face
f.
yüzünü buruşturmak
225
Genel
face court
f.
mahkemeye çıkmak
226
Genel
show one's face
f.
görünmek
227
Genel
turn red in the face
f.
mosmor kesilmek
228
Genel
face with
f.
yüzyüze gelmek
229
Genel
make a sour face
f.
surat asmak
230
Genel
make face
f.
surat asmak
231
Genel
face down
f.
karşısındakini sindirmek
232
Genel
face off
f.
yüz yüze gelmek
233
Genel
cut off one's nose to spite one's face
f.
papaza kızıp oruç bozmak
234
Genel
save one's face
f.
itibarını zedeleyebilecek bir durumdan yüzünün akıyla çıkmak
235
Genel
show one's face
f.
kendini göstermek
236
Genel
fall flat on one's face
f.
kapaklanmak
237
Genel
pull a long face
f.
surat asmak
238
Genel
have the face
f.
yüzü tutmak
239
Genel
tell his fault to his face
f.
ayıbını yüzüne vurmak
240
Genel
face up to difficulties
f.
zorluklara göğüs germek
241
Genel
wash one's hands and face
f.
elini yüzünü yıkamak
242
Genel
lose face
f.
saygınlığını yitirmek
243
Genel
show one's face
f.
insan içine çıkmak
244
Genel
pull a face
f.
surat asmak
245
Genel
slap in the face
f.
tokat atmak
246
Genel
meet face to face
f.
yüzleşmek
247
Genel
pull a face
f.
surat etmek
248
Genel
save face
f.
başını dik tutmak
249
Genel
tell one to one's face
f.
birinin yüzüne karşı söylemek
250
Genel
dash water on one's face
f.
yüzüne su çarpmak
251
Genel
make face
f.
somurtmak
252
Genel
go black in the face
f.
çok kızmak
253
Genel
make a face
f.
somurtmak
254
Genel
save one's face
f.
yiğitliğe leke sürmemek
255
Genel
face the music
f.
bir problemle karşı karşıya olduğunu kabullenmek
256
Genel
pull a face at
f.
surat asmak
257
Genel
make a face
f.
yüzünü gözünü buruşturmak
258
Genel
pull a long face
f.
suratını asmak
259
Genel
come face to face
f.
karşı karşıya gelmek
260
Genel
face charges in court
f.
mahkemede yargılanacak olmak
261
Genel
make a wry face
f.
yüzünü buruşturmak
262
Genel
make a wry face
f.
yüzünü ekşitmek
263
Genel
talk face to face
f.
yüz yüze görüşmek
264
Genel
talk face to face
f.
yüzyüze görüşmek
265
Genel
talk face to face
f.
yüzyüze konuşmak
266
Genel
speak face to face
f.
yüzyüze konuşmak
267
Genel
meet face to face
f.
yüzyüze görüşmek
268
Genel
make a face
f.
burun kıvırmak
269
Genel
make a face
f.
burun bükmek
270
Genel
make a face
f.
dudak bükmek
271
Genel
stuff one's face with food
f.
ziftlenmek
272
Genel
make a face
f.
memnuniyetsizlik göstermek
273
Genel
face a problem
f.
bir sorunla karşılaşmak
274
Genel
face a problem
f.
sorunla karşılaşmak
275
Genel
face the difficulties
f.
güçlüklerle karşılaşmak
276
Genel
face the difficulties
f.
zorluklarla karşılaşmak
277
Genel
have an expression on one's face
f.
yüzünde ifade olmak
278
Genel
face a problem
f.
problemle karşılaşmak
279
Genel
face oppression
f.
baskı yaşamak
280
Genel
face a difficulty
f.
güçlükle karşılaşmak
281
Genel
face difficulty
f.
zorda kalmak
282
Genel
bury one's face in the pillow
f.
yüzünü yastığa gömmek
283
Genel
face a problem
f.
bir problemle karşılaşmak
284
Genel
stand face to face
f.
yüzleşmek
285
Genel
say it to one's face
f.
yüzüne söylemek
286
Genel
set one's face against
f.
muhalefet etmek
287
Genel
talk face to face with
f.
yüz yüze konuşmak
288
Genel
set one's face against
f.
ısrarlı biçimde karşı çıkmak
289
Genel
talk face to face
f.
yüz yüze konuşmak
290
Genel
talk someone face to face
f.
yüz yüze konuşmak
291
Genel
look around for a familiar face
f.
tanıdık bir yüz aramak
292
Genel
make a face
f.
yüzünü buruşturmak
293
Genel
make a face
f.
surat yapmak
294
Genel
(one's face) flame
f.
yüzü kızarmak
295
Genel
(one's face) to glow
f.
yüzüne renk gelmek
296
Genel
(one's face) go red
f.
yüzü kızarmak
297
Genel
(one's face) flush
f.
yüzü kızarmak
298
Genel
(one's face) redden
f.
yüzü kızarmak
299
Genel
talk face to face
f.
karşılıklı konuşmak
300
Genel
face a danger
f.
tehlike yaşamak
301
Genel
turn one's face away
f.
yüzünü çevirmek
302
Genel
wash face
f.
yüz yıkamak
303
Genel
keep a straight face
f.
duyguları yüzüne yansımamak
304
Genel
keep a straight face
f.
duygularını açığa vurmamak
305
Genel
keep a straight face
f.
ciddi kalmak
306
Genel
keep a straight face
f.
ciddi durmak
307
Genel
face dilemma
f.
çelişki yaşamak
308
Genel
wash one's face
f.
yüzünü yıkamak
309
Genel
look at one's face
f.
yüzüne bakmak
310
Genel
discuss face to face
f.
karşılıklı görüşmek
311
Genel
stare at one's face
f.
yüzüne bakmak
312
Genel
talk face to face
f.
karşılıklı görüşmek
313
Genel
face crisis
f.
kriz yaşamak
314
Genel
face joint
f.
düşmek
315
Genel
make a face
f.
suratını ekşitmek
316
Genel
face problems
f.
sorunlarla karşılaşmak
317
Genel
face problems
f.
problemlerle karşılaşmak
318
Genel
face-lift
f.
düzeltmek
319
Genel
face-lift
f.
güzelleştirmek
320
Genel
pull a face
f.
yüzünü buruşturmak
321
Genel
lose face
f.
karizmayı çizdirmek
322
Genel
laugh in someone's face
f.
birinin burnuna gülmek
323
Genel
face the music
f.
bedel ödemek
324
Genel
be helpless in the face of death
f.
ölüm karşısında çaresiz olmak
325
Genel
face the music
f.
diyet ödemek
326
Genel
laugh in someone's face
f.
suratına gülüp geçmek
327
Genel
laugh in someone's face
f.
birinin suratına gülmek
328
Genel
one's face cloud over
f.
(yüz vb) parlaklığını yitirmek
329
Genel
one's face cloud over
f.
bozulmak
330
Genel
one's face cloud over
f.
(yüz vb) buruşmak
331
Genel
wear a face of
f.
yüz ifadesi takınmak
332
Genel
wear a face of
f.
surat ifadesi takınmak
333
Genel
face the same problem
f.
aynı problemle karşılaşmak
334
Genel
face the same problem
f.
aynı problem ile karşılaşmak
335
Genel
face with the same situation
f.
aynı durum ile karşılaşmak
336
Genel
rub the cream into one's face
f.
kremi yüzüne sürmek
337
Genel
(one's face) to wrinkle
f.
yüzü kırışmak
338
Genel
(one's face) get wrinkled
f.
yüzü kırışmak
339
Genel
spit in one's face
f.
yüzüne tükürmek
340
Genel
face a team
f.
bir takımla karşılaşmak
341
Genel
spit in one's face
f.
suratına tükürmek
342
Genel
face with
f.
karşı karşıya kalmak
343
Genel
face with
f.
karşı karşıya bulunmak
344
Genel
face the facts
f.
gerçeklerle yüzleşmek
345
Genel
face the fact
f.
gerçekle yüzleşmek
346
Genel
face up to the past
f.
geçmişle yüzleşmek
347
Genel
sit face to face
f.
karşılıklı oturmak
348
Genel
sleep face up
f.
sırtüstü uyumak
349
Genel
face the reality
f.
gerçekle yüzleşmek
350
Genel
face the fact
f.
hakikatle yüzleşmek
351
Genel
face the reality
f.
hakikatle yüzleşmek
352
Genel
face the past
f.
geçmişle yüzleşmek
353
Genel
face his/her past
f.
geçmişiyle yüzleşmek
354
Genel
wry face
f.
hafifçe dudak bükmek
355
Genel
face the risk of
f.
riskiyle burun buruna gelmek
356
Genel
face the risk of
f.
tehlikesiyle karşılaşmak
357
Genel
face the risk of
f.
riskiyle karşı karşıya kalmak
358
Genel
shut the door in his face
f.
kapıyı yüzüne kapatmak
359
Genel
shut the door in his face
f.
kapıyı suratına kapatmak
360
Genel
shut the door in someone's face
f.
kapıyı yüzüne kapatmak
361
Genel
shut the door in someone's face
f.
kapıyı suratına kapatmak
362
Genel
face the truth
f.
gerçekle yüzleşmek
363
Genel
sleep face down
f.
yüzükoyun uyumak
364
Genel
face oneself
f.
kendiyle yüzleşmek
365
Genel
face oneself
f.
kendisiyle yüzleşmek
366
Genel
face heavy criticism
f.
ağır eleştirilere maruz kalmak
367
Genel
tell something to one's face
f.
yüzüne söylemek
368
Genel
a ... look to come over someone's face
f.
(yüzü/suratı) ifadesine bürünmek
369
Genel
face death
f.
ölümle yüzleşmek
370
Genel
shoot someone in the face
f.
birisini suratından vurmak
371
Genel
scratch one’s face
f.
yüzünü tırmalamak
372
Genel
remember one's face
f.
yüzünü hatırlamak
373
Genel
see the expression on one’s face
f.
yüzündeki ifadeyi görmek
374
Genel
shoot in the face
f.
suratından vurmak
375
Genel
shoot in the face
f.
yüzünden vurmak
376
Genel
blow smoke in one's face
f.
dumanı suratına üflemek
377
Genel
wipe from the face of the earth
f.
yeryüzünden silinmek
378
Genel
take matters at face value
f.
konuyu olduğu gibi değil göründüğü gibi ele almak
379
Genel
cup one's face in his/her hands
f.
ellerinin arasına yüzünü/başını koymak/gömmek
380
Genel
make a face
f.
surat asmak
381
Genel
punch someone directly in the face
f.
yüzünün ortasına yumruğu patlatmak
382
Genel
face-plant
f.
Motosiklet, bisiklet, kayak gibi faaliyetler esnasında şiddetle düşerek kafayı yere çarpmak
383
Genel
pull a long face
f.
yüzünü asmak
384
Genel
face an obstacle
f.
engele takılmak
385
Genel
face a problem
f.
bir sorun ile karşılaşmak
386
Genel
face an audience
f.
topluluk karşısına çıkmak
387
Genel
stroke someone's face
f.
birinin yüzünü okşamak
388
Genel
face a trouble
f.
bir sorunla karşılaşmak
389
Genel
face trial
f.
yargılanmak
390
Genel
face the problem squarely
f.
sorunla doğrudan yüzleşmek
391
Genel
face famine
f.
kıtlıkla karşılaşmak
392
Genel
face famine
f.
kıtlıkla yüz yüze olmak
393
Genel
face famine
f.
kıtlık çekmek
394
Genel
face (a thing) out
f.
cesurca yüzleşmek
395
Genel
hide the face from
f.
gözden kaçırmak
396
Genel
make the face to shine upon
f.
şükretmek
397
Genel
face (a thing) out
f.
(bir konuyu) açık yüreklilikle ortaya koymak
398
Genel
hide the face from
f.
bağışlamak
399
Genel
make the face to shine upon
f.
merhametli olmak
400
Genel
hide the face from
f.
memnun olmamak
401
Genel
hide the face from
f.
verilen lütfu geri almak
402
Genel
face-plant
f.
yüzüstü yere kapaklanmak
403
Genel
gain face
f.
etki kurmak
404
Genel
gain face
f.
itibar oluşturmak
405
Genel
face saving
s.
itibarını kurtarmaya yarayan
406
Genel
purple in the face
s.
alı al moru mor
407
Genel
as plain as the nose on your face
s.
apaçık
408
Genel
as plain as the nose on your face
s.
besbelli
409
Genel
purple in the face
s.
öfkeli
410
Genel
baby face
s.
bebek yüzlü
411
Genel
as plain as the nose on your face
s.
açık seçik
412
Genel
as plain as the nose on your face
s.
gün gibi ortada
413
Genel
as plain as the nose on your face
s.
bariz
414
Genel
face-saving
s.
vaziyeti kurtaran
415
Genel
face-to-face
s.
dolaysız
416
Genel
face-to-face
s.
şahsen
417
Genel
en face
s.
doğrudan
418
Genel
en face
s.
karşıdan
419
Genel
wrinkled-face
s.
yüzü kırışık
420
Genel
wrinkled-face
s.
suratı kırışık
421
Genel
wrinkled-face
s.
kırışık yüzlü
422
Genel
wrinkled-face
s.
kırışık suratlı
423
Genel
same-face
s.
benzer yüzlü
424
Genel
same-face
s.
yüzü benzeyen
425
Genel
face-tuned
s.
yüz ayarlı
426
Genel
tallow-face
s.
soluk benizli kimse
427
Genel
tallow-face
s.
soluk cildi olan kimse
428
Genel
in-your-face
s.
sert
429
Genel
in-your-face
s.
agresif
430
Genel
face-saving
s.
bir kimsenin itibarını koruyan
431
Genel
face-saving
s.
bir kimsenin itibarını korumayı amaçlayan
432
Genel
to somebody's face
zf.
yüzüne karşı
433
Genel
at face value
zf.
göründüğü gibi
434
Genel
on the face of it
zf.
görünüşe göre
435
Genel
in the face of all men
zf.
çevreye karşı
436
Genel
his face
zf.
yüzüne karşı
437
Genel
face to face
zf.
karşı karşıya
438
Genel
bang in the face
zf.
tam yüzüne
439
Genel
on the face of it
zf.
dış görünüşe bakılırsa
440
Genel
in the face of day
zf.
açıkça
441
Genel
face downwards
zf.
yüzüstü
442
Genel
to my face
zf.
yüzüme karşı
443
Genel
in the face of danger
zf.
tehlike karşısında
444
Genel
on the face of it
zf.
görünüşte
445
Genel
on the face of it
zf.
görünüşe bakılırsa
446
Genel
face downwards
zf.
yüzükoyun
447
Genel
to one's face
zf.
yüzüne
448
Genel
face-down
zf.
yüzükoyun
449
Genel
in the face of such a situation
zf.
böyle bir durum karşısında
450
Genel
bang in the face
zf.
suratının ortasına
451
Genel
face-up
zf.
yüzü yukarıya bakacak şekilde
452
Genel
face up
zf.
yüzü yukarıya bakacak şekilde
453
Genel
in face of
ed.
karşısında
454
Genel
in the face of
ed.
huzurunda
455
Genel
in the face of
ed.
karşısında
456
Genel
in the face of
ed.
rağmen
457
Genel
in the face of
ed.
karşında
458
Genel
in the face of
ed.
yüzüne karşı
459
Genel
in the face of
ed.
dikkate alarak
460
Genel
on the face of
ed.
karşısında
461
Genel
on the face of
ed.
görünüşüne göre
462
Genel
on the face of
ed.
görünüşe göre
463
Genel
in face of
ed.
rağmen
464
Genel
your face, my canvas
expr.
senin yüzün, benim tuvalim
Phrasals
465
Öbek Fiiller
face up to
f.
kabullenmek
466
Öbek Fiiller
dab something on one's face
f.
yüzüne (krem vb) sürmek
467
Öbek Fiiller
dab something onto one's face
f.
yüzüne (krem vb) sürmek
468
Öbek Fiiller
face forward
f.
yüzünü dönmek
469
Öbek Fiiller
face forward
f.
önüne bakmak
470
Öbek Fiiller
face forward
f.
yüzü öne bakacak şekilde konumlandırmak
471
Öbek Fiiller
face forward
f.
düz konumlandırmak
472
Öbek Fiiller
face forward
f.
öne doğru konumlandırmak
473
Öbek Fiiller
face someone or something forward
f.
birini/bir şeyi öne (arkaya, sağa, sola) çevirmek
474
Öbek Fiiller
face someone or something forward
f.
birinin/bir şeyin ön yüzünü (arka yüzünü, yan yüzünü) çevirmek
475
Öbek Fiiller
face someone or something forward
f.
birini/bir şeyi düz (ters, yan) çevirmek
476
Öbek Fiiller
face someone or something forward
f.
birinin/bir şeyin düzünü (tersini, yanını) çevirmek
477
Öbek Fiiller
face into (something)
f.
(bir şeye) doğru dönmek
478
Öbek Fiiller
face into (something)
f.
yüzünü (bir şeye) doğru çevirmek
479
Öbek Fiiller
face into (something)
f.
yüzünü (bir şeye) dönmek/vermek
480
Öbek Fiiller
face into (something)
f.
önünü (bir şeye) dönmek/vermek
481
Öbek Fiiller
face into (something)
f.
birini/bir şeyi (bir şeye) bakacak şekilde döndürmek
482
Öbek Fiiller
face into (something)
f.
birinin/bir şeyin yüzünü (bir şeye) doğru çevirmek
483
Öbek Fiiller
face (someone or something) into something
f.
(birini/bir şeyi) bir şeye bakacak şekilde döndürmek
484
Öbek Fiiller
face (someone or something) into something
f.
(birinin/bir şeyin) yüzünü bir şeye doğru çevirmek
485
Öbek Fiiller
face off
f.
karşılaşmaya başlamak
486
Öbek Fiiller
face off
f.
karşılaşmak
487
Öbek Fiiller
face off
f.
karşı karşıya gelmek
488
Öbek Fiiller
face off
f.
yüzleşmek
489
Öbek Fiiller
face off
f.
'-e karşı yarışmak
490
Öbek Fiiller
face off
f.
'-e karşı mücadele etmek
491
Öbek Fiiller
face off
f.
karşılaşma başlatmak
492
Öbek Fiiller
face off
f.
iki kişi arasında karşılaşma düzenlemek
493
Öbek Fiiller
face off
f.
iki kişiyi karşı karşıya getirmek
494
Öbek Fiiller
face off
f.
ikili mücadele başlatmak
495
Öbek Fiiller
face off
f.
bazı spor dallarında (buz hokeyi) iki rakip oyuncu arasında top atarak karşılaşmayı/mücadeleyi başlatmak
496
Öbek Fiiller
face off
f.
başlama vuruşu yapmak
497
Öbek Fiiller
face off
f.
başlama vuruşuyla başlamak (hokey)
498
Öbek Fiiller
face off
f.
birbirine meydan okumak
499
Öbek Fiiller
face off
f.
zıtlaşmak
500
Öbek Fiiller
face off
f.
cepheleşmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of face
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy