|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
romantik bir çekicilik |
glamor i.
|
|
2 |
Genel |
romantik melodi |
nocturne i.
|
|
3 |
Genel |
romantik nesir |
gest i.
|
|
4 |
Genel |
romantik şiir |
romance poetry i.
|
|
5 |
Genel |
romantik ilişki |
romantic relationship i.
|
|
6 |
Genel |
romantik-komedi |
romantic comedy i.
|
|
7 |
Genel |
romantik kaçamak |
a romantic escape i.
|
|
8 |
Genel |
romantik kimse |
romantic i.
|
|
9 |
Genel |
romantik evlenme teklifi |
romantic proposal i.
|
|
10 |
Genel |
romantik evlenme teklifi |
romantic marriage proposal i.
|
|
11 |
Genel |
romantik bir çekicilik |
glamour i.
|
|
12 |
Genel |
romantik gemi turu |
romantic cruise i.
|
|
13 |
Genel |
romantik ilişkide bulunulan genç kadın |
lady friend i.
|
|
14 |
Genel |
romantik ilgi duyulan genç kadın |
lady friend i.
|
|
15 |
Genel |
edebiyat, film, mimarlık, müzik gibi alanlarda romantik stile dönüşü yansıtan bir akım |
neoromanticism i.
|
|
16 |
Genel |
zekaya aşık kimse. zeki insanı romantik veya cinsel yönden çekici bulan kişi |
sapiophile i.
|
|
17 |
Genel |
romantik ve mantıksız davranış |
knight errantry i.
|
|
18 |
Genel |
içinde potansiyel romantik partnerlerin telefon numaralarının olduğu fihrist |
black book i.
|
|
19 |
Genel |
romantik ve çekici bir hava verme |
glamourization i.
|
|
|
20 |
Genel |
romantik ve çekici bir hava verme |
glamourisation i.
|
|
21 |
Genel |
kısa süren romantik ilişki |
idyl i.
|
|
22 |
Genel |
bir sonuca bağlanmayan romantik ilişki |
idyl i.
|
|
23 |
Genel |
kısa süren romantik ilişki |
idyll i.
|
|
24 |
Genel |
romantik bakış |
goo-goo eyes i.
|
|
25 |
Genel |
romantik şiir |
romant i.
|
|
26 |
Genel |
romantik hikaye |
romant i.
|
|
27 |
Genel |
romantik eserlere özgü özellik |
romantic i.
|
|
28 |
Genel |
romantik mizacı olan kimse |
romantic i.
|
|
29 |
Genel |
romantik olma |
romanticness i.
|
|
30 |
Genel |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamorize f.
|
|
31 |
Genel |
romantik bir şekilde yazmak |
romanticize f.
|
|
32 |
Genel |
romantik bir şekle sokmak |
romanticize f.
|
|
33 |
Genel |
romantik ve çekici bir hava vermek |
glamorize f.
|
|
34 |
Genel |
romantik yalanlar söylemek |
tell romantic lies f.
|
|
35 |
Genel |
romantik bir şekilde yazmak |
romanticise f.
|
|
36 |
Genel |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamourize f.
|
|
37 |
Genel |
romantik ve çekici bir hava vermek |
glamorise f.
|
|
38 |
Genel |
romantik ve çekici bir hava vermek |
glamourise f.
|
|
39 |
Genel |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamourise f.
|
|
40 |
Genel |
romantik ve çekici bir hava vermek |
glamourize f.
|
|
41 |
Genel |
romantik ve çekici bir şekilde tarif etmek |
glamorise f.
|
|
42 |
Genel |
romantik bir şekle sokmak |
romanticise f.
|
|
43 |
Genel |
romantik ilişki aramak |
woo f.
|
|
44 |
Genel |
romantik ve çekici bir hava vermek |
glamour f.
|
|
45 |
Genel |
aşırı romantik ve çekici bir hava vermek |
overglamorize f.
|
|
46 |
Genel |
aşırı romantik ve çekici bir hava vermek |
overglamorise f.
|
|
47 |
Genel |
şık giyinip romantik davranmak |
dash f.
|
|
48 |
Genel |
daha romantik olmak |
outromance f.
|
|
49 |
Genel |
romantik ilişki içinde olmak |
romance f.
|
|
50 |
Genel |
romantik fikirlere kapılmak |
romanticize f.
|
|
51 |
Genel |
romantik fikirlere sahip olmak |
romanticize f.
|
|
52 |
Genel |
romantik hayallere dalmak |
romanticize f.
|
|
53 |
Genel |
romantik fikirlere kapılmak |
romanticise f.
|
|
54 |
Genel |
romantik fikirlere sahip olmak |
romanticise f.
|
|
55 |
Genel |
romantik hayallere dalmak |
romanticise f.
|
|
56 |
Genel |
romantik bir çekiciliği olan |
glamorous s.
|
|
57 |
Genel |
romantik olmayan |
unromantic s.
|
|
58 |
Genel |
en romantik olanı |
dreamiest s.
|
|
59 |
Genel |
daha romantik |
dreamier s.
|
|
|
60 |
Genel |
aşırı romantik |
intensely romantic s.
|
|
61 |
Genel |
aşırı romantik |
extremely romantic s.
|
|
62 |
Genel |
aşırı romantik |
ultraromantic s.
|
|
63 |
Genel |
(romantik) ilişkiye açık |
available s.
|
|
64 |
Genel |
romantik ve çekici bir hava verilmemiş |
unglamorized s.
|
|
65 |
Genel |
romantik hale getirilmemiş |
unromanticized s.
|
|
66 |
Genel |
romantik olmayan |
unromanticized s.
|
|
67 |
Genel |
romantik hale getirilmemiş |
unromanticised s.
|
|
68 |
Genel |
romantik olmayan |
unromanticised s.
|
|
69 |
Genel |
tipik bir şekilde romantik |
boy-meets-girl s.
|
|
70 |
Genel |
aşırı derecede romantik |
hyperromantic s.
|
|
71 |
Genel |
çok romantik |
hyperromantic s.
|
|
72 |
Genel |
romantik duygularla sersemlemiş |
moonstricken s.
|
|
73 |
Genel |
romantik duygularla şaşkına dönmüş |
moonstricken s.
|
|
74 |
Genel |
romantik duygularla dolu |
moonstruck s.
|
|
75 |
Genel |
hülyalı şekilde romantik |
moonstruck s.
|
|
76 |
Genel |
romantik bir çekiciliği olan |
glammy s.
|
|
77 |
Genel |
yalnızca tek bir erkekle romantik ilişki yaşayan |
one-man s.
|
|
78 |
Genel |
yalnızca tek bir kadınla romantik ilişki yaşayan |
one-woman s.
|
|
79 |
Genel |
romantik kimseye ait |
romance s.
|
|
80 |
Genel |
romantik romantik kimseye özgü |
romance s.
|
|
81 |
Genel |
romantik komedi kahramanına ait veya ilgili |
romantic s.
|
|
82 |
Genel |
romantik özelliklere göre yorumlanan |
romanticized s.
|
|
83 |
Genel |
romantik özelliklere göre yorumlanan |
romanticised s.
|
|
84 |
Genel |
aşırı romantik |
superromantic s.
|
|
85 |
Genel |
fazla romantik |
superromantic s.
|
|
86 |
Genel |
aşırı romantik |
super-romantic s.
|
|
87 |
Genel |
fazla romantik |
super-romantic s.
|
|
88 |
Genel |
romantik bir şekilde |
dreamfully zf.
|
|
89 |
Genel |
romantik bir biçimde |
romantically zf.
|
|
90 |
Genel |
romantik olmayan bir şekilde |
unromantically zf.
|
|
91 |
Genel |
romantik olmayan bir şekilde |
platonically zf.
|
|
92 |
Genel |
romantik bir şekilde |
romanticaly zf.
|
|
93 |
Genel |
romantik bir şekilde |
romanticly zf.
|
|
Phrasals |
|
94 |
Öbek Fiiller |
(romantik olarak) peşine takılmak |
call on f.
|
|
95 |
Öbek Fiiller |
(romantik olarak) peşinden gitmek |
call on f.
|
|
96 |
Öbek Fiiller |
istikrarlı/sabit romantik bir ilişki içerisinde olmak |
go out f.
|
|
97 |
Öbek Fiiller |
(birine) romantik hisler beslemek |
interest in (someone) f.
|
|
98 |
Öbek Fiiller |
romantik/heyecanlı bir seyahate çıkarmak |
whisk away f.
|
|
99 |
Öbek Fiiller |
(birinin romantik/seksüel açıdan) ilgisini kazanmaya çalışmak |
toss at (someone) f.
|
|
100 |
Öbek Fiiller |
(romantik/seksüel olarak biri) tarafından fark edilmeye çalışmak |
toss at (someone) f.
|
|
101 |
Öbek Fiiller |
(romantik/seksüel olarak birini) etkilemeye çalışmak |
toss at (someone) f.
|
|
102 |
Öbek Fiiller |
(birini) romantik bir amaçla biriyle tanıştırmak |
suggest for (someone) f.
|
|
103 |
Öbek Fiiller |
birini romantik bir seyahate götürmek/çıkarmak |
sweep off f.
|
|
104 |
Öbek Fiiller |
birini romantik bir seyahate çıkarmak |
whisk off f.
|
|
105 |
Öbek Fiiller |
biriyle romantik bir kaçamak yapmak |
whisk off f.
|
|
106 |
Öbek Fiiller |
(birini) sürpriz bir romantik geziye çıkarmak |
whisk off f.
|
|
107 |
Öbek Fiiller |
(sosyal veya romantik olarak) ilişki kurmak |
mix up (with) f.
|
|
Colloquial |
|
108 |
Konuşma Dili |
(romantik anlamda) birlikte olan |
a thing i.
|
|
109 |
Konuşma Dili |
romantik çift |
hot item i.
|
|
110 |
Konuşma Dili |
aynı cinsiyetten kurgusal karakterler arasındaki romantik veya cinsel ilişkilere dayalı hayran kurgusu türü |
slash i.
|
|
111 |
Konuşma Dili |
çekim gücü (romantik anlamda) |
rizz i.
|
|
112 |
Konuşma Dili |
romantik çekim |
squish i.
|
|
113 |
Konuşma Dili |
romantik çekim |
squoosh i.
|
|
114 |
Konuşma Dili |
biriyle romantik bir ilişkiye girmek |
hook up f.
|
|
115 |
Konuşma Dili |
arasında/aralarında (romantik) bir şeyler olmaya başlamak |
get something going f.
|
|
116 |
Konuşma Dili |
cinsel/romantik açıdan tutkulu |
hot and heavy s.
|
|
117 |
Konuşma Dili |
buraya sık gelir misin? (cinsel/romantik anlamda hoşlanılan kimseyle muhabbete girmek için sorulan soru) |
(do) (you) come here often? [cliché] expr.
|
|
118 |
Konuşma Dili |
iki kişi arasında romantik bir ilişkinin kurulup kurulmayacağı sorusunu bildiren ifade |
will-they-won't-they expr.
|
|
Idioms |
|
119 |
Deyim |
birbirini tanımayan iki kişinin aralarında romantik bir ilişki başlaması ihtimaliyle ilk buluşması |
a blind date i.
|
|
120 |
Deyim |
iki kişinin birlikte vakit geçirip romantik bağlamda birbirini tanımak için ilk buluşması |
a blind date i.
|
|
121 |
Deyim |
iki karakter arasındaki cinsel veya romantik bir ilişki arayan bir hayran kurgusu |
slash fic i.
|
|
122 |
Deyim |
(romantik ilişki) aralarında bir şeyler olmak |
(have) got a thing going (with someone) f.
|
|
123 |
Deyim |
(romantik ilişki) aralarında bir şeyler olmak |
(have) got something going (with someone) f.
|
|
124 |
Deyim |
kendini romantik hayallere kaptırmak |
have stars in one's eyes f.
|
|
125 |
Deyim |
romantik hayaller kurmak |
have stars in one's eyes f.
|
|
126 |
Deyim |
(birine) duygusal, romantik, cinsel açıdan bağlanmak |
get involved (in or with someone) f.
|
|
127 |
Deyim |
utançtan, sinirden, romantik etkileşimden dolayı yüzü kızarmak |
go red f.
|
|
128 |
Deyim |
romantik ilişki içinde olmak |
hang together f.
|
|
129 |
Deyim |
aktif olarak romantik ilişki arayan |
on the make s.
|
|
130 |
Deyim |
(birine) karşı yoğun cinsel/romantik arzu besleyen |
thirsty for (someone) s.
|
|
Speaking |
|
131 |
Konuşma |
kulağa çok romantik geliyor |
it sounds so romantic expr.
|
|
Computer |
|
132 |
Bilgisayar |
romantik kartlar |
romance cards i.
|
|
133 |
Bilgisayar |
romantik çift |
romantic couple i.
|
|
134 |
Bilgisayar |
romantik büyük başlıklar |
romance banners i.
|
|
Television |
|
135 |
Televizyon |
romantik film |
romancer i.
|
|
136 |
Televizyon |
romantik dizi |
romancer i.
|
|
Psychology |
|
137 |
Psikoloji |
romantik aşk |
romantic love i.
|
|
138 |
Psikoloji |
çift cinsiyetli/üçüncü cinsiyetten kimselere karşı romantik bir çekim duyan kimse |
androgynoromantic i.
|
|
139 |
Psikoloji |
erkeklere karşı romantik çekim hisseden kimse |
androromantic i.
|
|
Social Sciences |
|
140 |
Sosyal Bilimler |
birden fazla insanla aynı anda romantik bir ilişki sürdürme |
polyamory i.
|
|
141 |
Sosyal Bilimler |
cinsel ve romantik azınlıklar |
gender, sexual, and romantic minorities i.
|
|
Literature |
|
142 |
Edebiyat |
idealleştirilmiş veya romantik yorum yerine gerçek hayata ait olanı temsil etmeyi amaçlayan yazar |
realist i.
|
|
143 |
Edebiyat |
amerika'da başlayan bir antirealist, antinatüralist ve anti-romantik edebi ve eleştirel hareket |
new humanism i.
|
|
144 |
Edebiyat |
romantik yazarların bir araya geldiği ortam |
cenacle i.
|
|
145 |
Edebiyat |
romantik roman |
romantic novel i.
|
|
146 |
Edebiyat |
romantik bir talip |
lochinvar i.
|
|
147 |
Edebiyat |
romantik interlüd |
idyll i.
|
|
148 |
Edebiyat |
romantik ara müziği |
idyll i.
|
|
149 |
Edebiyat |
romantik müzik yapıtı |
idyll i.
|
|
150 |
Edebiyat |
(romantik edebi eleştiride) pasif ve aktif unsurları birleştiren yaratıcı bir algı eylemi |
imagination i.
|
|
151 |
Edebiyat |
romantik niteliklere veya özellikleri olan düzyazı |
romance i.
|
|
152 |
Edebiyat |
romantik roman |
romantic fiction [uk] i.
|
|
153 |
Edebiyat |
abartılı veya romantik hikayeler kurgulamak |
romance f.
|
|
154 |
Edebiyat |
edebiyatta idealleştirilmiş veya romantik yorum yerine gerçek hayata ait olanı temsil eden |
realistic s.
|
|
155 |
Edebiyat |
romantik tarzda |
gothic s.
|
|
156 |
Edebiyat |
romantik içeriğe sahip |
gothic s.
|
|
157 |
Edebiyat |
romantik tarzda |
novelistically zf.
|
|
Art |
|
158 |
Sanat |
idealleştirilmiş veya romantik yorum yerine gerçek hayata ait olanı temsil etmeyi amaçlayan sanatçı |
realist i.
|
|
159 |
Sanat |
gotik ortaçağ sanatını canlandırmaya yönelik tarihsel, romantik ve dini üslûptaki girişimler |
neo-gothic style i.
|
|
160 |
Sanat |
romantik interlüd |
idyl i.
|
|
161 |
Sanat |
romantik ara müziği |
idyl i.
|
|
162 |
Sanat |
romantik müzik yapıtı |
idyl i.
|
|
163 |
Sanat |
post-romantik |
postromantic i.
|
|
164 |
Sanat |
romantik dönem öncesine ait sanatçı |
preromantic i.
|
|
165 |
Sanat |
romantik doktrin veya varsayımlara bağlılık |
romanticism i.
|
|
166 |
Sanat |
romantik doktrin veya varsayımları uygulama |
romanticism i.
|
|
167 |
Sanat |
sanatta idealleştirilmiş veya romantik yorum yerine gerçek hayata ait olanı temsil eden |
realistic s.
|
|
168 |
Sanat |
romantik dönem öncesine ait |
preromantic s.
|
|
169 |
Sanat |
romantik dönem öncesi ile ilişkili |
preromantic s.
|
|
Music |
|
170 |
Müzik |
romantik veya dramatik piyano bestesi |
ballade i.
|
|
171 |
Müzik |
aralarda şarkı ve orkestra müziği bulunan romantik ve duygusal piyesler yazma |
melodramaticism i.
|
|
172 |
Müzik |
özellikle romantik bestecilerce kullanılan bir alman şarkı stili |
lieder i.
|
|
173 |
Müzik |
genellikle romantik bestecilerin yazdığı alman şarkı stilindeki şarkıları seslendiren kimse |
lieder singer i.
|
|
Theatre |
|
174 |
Tiyatro |
romantik dram |
romantic drama i.
|
|
175 |
Tiyatro |
romantik tiyatro |
romantic theater i.
|
|
176 |
Tiyatro |
konusu romantik olup dans sahneleri ve diyalog içeren müzikli eser |
operetta i.
|
|
Cinema |
|
177 |
Sinema |
romantik komedi |
romcom i.
|
|
178 |
Sinema |
romantik komedi |
romantic comedy i.
|
|
179 |
Sinema |
romantik film |
romance film i.
|
|
180 |
Sinema |
romantik film |
romance movie i.
|
|
181 |
Sinema |
(romantik komedide) iki kahramanın beklenmedik şekilde absürt ve talihsiz şartlarda tanışması motifi |
meet-cute i.
|
|
182 |
Sinema |
romantik komedi |
rom-com i.
|
|
Archaic |
|
183 |
Eski Kullanım |
romantik bir dize |
romaunt i.
|
|
184 |
Eski Kullanım |
romantik bir şiir |
romaunt i.
|
|
Slang |
|
185 |
Argo |
homoseksüel bir erkeğin cinsel tercihini saklamak amacıyla topluma romantik bir ilişki yaşıyormuş gibi gösterdiği kız |
beard i.
|
|
186 |
Argo |
tv programlarında ya da filmlerde romantik ilişkisi olan veya olması istenen çiftlerin isimlerinin birleşiminden oluşan takma ad |
ship name i.
|
|
187 |
Argo |
bir cinsel/romantik ilişkiyi unutmak için yeni bir ilişkiye girmek |
rebound from (someone or something) f.
|
|
188 |
Argo |
bir romantik/cinsel ilişkiyi başka bir ilişki yaşayarak unutmaya çalışmak |
rebound from (someone or something) f.
|
|
189 |
Argo |
(birinin) biriyle romantik ya da cinsel ilişki içerisine girmesine engel olmak |
throw salt on (one's) game f.
|
|
190 |
Argo |
(biriyle) romantik bir ilişki içerisine girmek |
get with (someone) f.
|
|
191 |
Argo |
bir hayranın bir tv programında/dizide desteklediği veya olmasını istediği romantik ilişki |
otp (one true pairing) f.
|
|
192 |
Argo |
(birinin) biriyle romantik ya da cinsel ilişki içerisine girmesine engel olmak |
salt (one's) game f.
|
|
193 |
Argo |
aşırı romantik |
sappy s.
|
|
194 |
Argo |
(romantik anlamda) son durak |
(someone) is endgame expr.
|
|
195 |
Argo |
asla iş arkadaşınla cinsel ya da romantik ilişkiye girme |
never dip your pen into the company's ink expr.
|
|
196 |
Argo |
bir hayranın bir tv programında/dizide desteklediği veya olmasını istediği romantik ilişki |
one true pairing expr.
|
|
Modern Slang |
|
197 |
Modern Argo |
bir kadına romantik/duygusal olarak çekim hisseden ama cinsel çekim hissetmeyen lezbiyen |
ace lesbian i.
|
|
198 |
Modern Argo |
romantizm fikrinden hoşlanan fakat romantik aktiviteler yapmak istemeyen kimse |
aegoromantic i.
|
|
199 |
Modern Argo |
biriyle arkadaşlıkla romantik bir ilişki arasında yakın olma isteği uyandıran bir duygu |
alterous attraction i.
|
|
200 |
Modern Argo |
tiktok'ta amerikalılar'ın asya kültürünü fetişleştirerek estetik bir içerik olarak yorumlaması gibi amerikan marketlerine gidip amerikan atıştırmalıklarıyla romantik bir müzikle yapılan hicivli bir video akımı |
americacore i.
|
|