|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Yaygın Kullanım |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
available s.
|
boş |
|
Miss, are there any available rooms for tonight?
Hanımefendi, bu gece için boş oda var mı?
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
available s.
|
mevcut |
|
In relation to building policy, we must carefully examine all available options.
Bina politikası ile ilgili olarak, mevcut tüm seçenekleri dikkatle incelemeliyiz.
More Sentences
|
3 |
Yaygın Kullanım |
available s.
|
müsait |
|
A Microsoft spokesperson was not immediately available for comment.
Bir Microsoft sözcüsü yorum yapmak için hemen müsait değildi.
More Sentences
|
4 |
Yaygın Kullanım |
available s.
|
eldeki |
|
We must use the instruments available to us too.
Biz de elimizdeki araçları kullanmalıyız.
More Sentences
|
5 |
Yaygın Kullanım |
available s.
|
elde hazır bulunan |
|
6 |
Yaygın Kullanım |
available s.
|
boşta |
|
Genel |
|
7 |
Genel |
available s.
|
elde edilebilir |
|
It has been estimated that around EUR 45 million in earnings per annum will be available for these purposes.
Bu amaçlar için yılda yaklaşık 45 milyon Euro gelir elde edileceği tahmin edilmektedir.
More Sentences
|
8 |
Genel |
available s.
|
uygun |
|
Are there still available rooms in your hotel?
Otelinizde hala uygun odalarınız var mı?
More Sentences
|
9 |
Genel |
available s.
|
var |
|
We need to have more information available so we do not at present have a position on the matter.
Daha fazla bilgiye ihtiyacımız var, bu nedenle şu anda konuyla ilgili bir pozisyonumuz yok.
More Sentences
|
10 |
Genel |
available s.
|
eldeki |
|
Here again, however, the instruments available to us have their limits.
Ancak burada da elimizdeki araçların sınırları vardır.
More Sentences
|
11 |
Genel |
available s.
|
geçerli |
|
This offer is available for GeForce® GTX 950 and GTX 960 only.
Bu teklif yalnızca GeForce® GTX 950 ve GTX 960 için geçerlidir.
More Sentences
|
12 |
Genel |
available s.
|
mevcut |
|
Adjusting the Community fleet to the resources available is a fundamental objective of the CFP.
Topluluk filosunun mevcut kaynaklara göre ayarlanması CFP'nin temel hedeflerinden biridir.
More Sentences
|
13 |
Genel |
available s.
|
kullanılabilir |
|
We are prepared to transfer the advances as early as 16 October, the first day on which the money is available.
Avansları, paranın kullanılabilir olduğu ilk gün olan 16 Ekim gibi erken bir tarihte transfer etmeye hazırız.
More Sentences
|
14 |
Genel |
available s.
|
bulunan |
|
No alternative remedy is available legally in the EU, either as a feed additive or as a veterinary medicine.
AB'de yasal olarak yem katkı maddesi ya da veteriner ilacı olarak alternatif bir ilaç bulunmamaktadır.
More Sentences
|
15 |
Genel |
available s.
|
(kullanıma) elverişli |
|
Global crop production cannot be increased by making the amount of land available for cultivation greater.
Küresel bitkisel üretim, ekime elverişli arazi miktarını arttırarak arttırılamaz.
More Sentences
|
16 |
Genel |
available s.
|
müsait |
|
A Microsoft spokesman was not immediately available for comment.
Bir Microsoft sözcüsü yorum yapmak için hemen müsait değildi.
More Sentences
|
17 |
Genel |
available s.
|
hazır |
|
If our help is required, then it is available.
Eğer yardımımıza ihtiyaç duyulursa, yardımımız hazırdır.
More Sentences
|
18 |
Genel |
available s.
|
satışa sunulma |
|
The tickets will be available on the internet site after tomorrow.
Biletler yarından sonra internet sitesinde satışa sunulacaktır.
More Sentences
|
Ticaret/Ekonomi |
|
19 |
Ticaret/Ekonomi |
available s.
|
elde bulunan |
|
The little statistical data that is available is alarming.
Elde bulunan az sayıdaki istatistiki veri endişe vericidir.
More Sentences
|
20 |
Ticaret/Ekonomi |
available s.
|
hazır |
|
What is also required, of course, is for the budgetary authority to make the necessary financial resources available.
Elbette bütçe otoritesinin gerekli mali kaynakları hazır bulundurması da gereklidir.
More Sentences
|
|
21 |
Ticaret/Ekonomi |
available s.
|
mevcut |
|
It has managed to commit all the available funds in thirteen Member States.
On üç Üye Devlette mevcut tüm fonları taahhüt etmeyi başarmıştır.
More Sentences
|
22 |
Ticaret/Ekonomi |
available s.
|
müsait |
|
There is no sense in standing when there are seats available.
Koltuklar müsaitken ayakta durmanın anlamı yok.
More Sentences
|
23 |
Ticaret/Ekonomi |
available s.
|
mevcut olan |
|
Although data is available it is often context-specific, anecdotal or piecemeal.
Veriler mevcut olsa da genellikle bağlama özgü, anı niteliğinde veya parça parçadır.
More Sentences
|
Teknik |
|
24 |
Teknik |
available s.
|
hazır |
|
Hospitals are being prepared to ensure that they have quarantine rooms and breathing equipment available.
Hastaneler, karantina odaları ve solunum ekipmanlarının hazır bulundurulmasını sağlamak üzere hazırlanıyor.
More Sentences
|
25 |
Teknik |
available s.
|
mevcut |
|
The fact that the funds available within the Framework Programme are limited means that we must set priorities.
Çerçeve Programı kapsamında mevcut fonların sınırlı olması, öncelikleri belirlememiz gerektiği anlamına gelmektedir.
More Sentences
|
26 |
Teknik |
available s.
|
müsait |
|
Is Tom available?
Tom müsait mi?
More Sentences
|
Genel |
|
27 |
Genel |
available s.
|
işe yarar |
|
28 |
Genel |
available s.
|
kullanışlı |
|
29 |
Genel |
available s.
|
elde |
|
30 |
Genel |
available s.
|
yararlanılır |
|
31 |
Genel |
available s.
|
kullanılır |
|
32 |
Genel |
available s.
|
bulunabilir |
|
33 |
Genel |
available s.
|
halihazırda bulunan |
|
34 |
Genel |
available s.
|
ilişkisi yok |
|
35 |
Genel |
available s.
|
(romantik) ilişkiye açık |
|
Ticaret/Ekonomi |
|
36 |
Ticaret/Ekonomi |
available s.
|
kullanıma hazır |
|
37 |
Ticaret/Ekonomi |
available s.
|
münhal |
|
Hukuk |
|
38 |
Hukuk |
available s.
|
emre amade |
|
Siyasal |
|
39 |
Siyasal |
available s.
|
seçilmek için gerekli koşullara sahip olan |
|
40 |
Siyasal |
available s.
|
seçim adayı olmayı kabul eden |
|
|
Teknik |
|
41 |
Teknik |
available s.
|
elde mevcut |
|
42 |
Teknik |
available s.
|
el altında |
|
|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Genel |
|
1 |
Genel |
available data i.
|
mevcut veri |
|
Instead, the machine determines the correlations and relationships by analysing available data.
Bunun yerine, makine mevcut verileri analiz ederek korelasyonları ve ilişkileri belirler.
More Sentences
|
2 |
Genel |
be available f.
|
müsait olmak |
|
I don't think Tom is available.
Tom'un müsait olduğunu sanmıyorum.
More Sentences
|
3 |
Genel |
make available to f.
|
sağlamak |
|
State aid must be made available to carry out fleet modernisation.
Filo modernizasyonunun gerçekleştirilmesi için devlet yardımı sağlanmalıdır.
More Sentences
|
4 |
Genel |
make available f.
|
hazır bulundurmak |
|
To this end, the Commission must make available financial resources that are appropriate to this fight.
Bu amaçla, Komisyon bu mücadeleye uygun mali kaynakları hazır bulundurmalıdır.
More Sentences
|
5 |
Genel |
become available f.
|
kullanılabilir hale gelmek |
|
The technology exists and is becoming available, and this is why the sector is given time to adjust.
Teknoloji var ve kullanılabilir hale geliyor ve bu nedenle sektöre uyum sağlaması için zaman tanınıyor.
More Sentences
|
6 |
Genel |
make available f.
|
kullanımına sunmak |
|
This additional information must, moreover, be made available at marginal cost.
Ayrıca bu ek bilginin marjinal bir maliyetle kullanıma sunulması gerekmektedir.
More Sentences
|
7 |
Genel |
not available s.
|
müsait değil |
|
What if the room is not available?
Oda müsait değilse ne olur?
More Sentences
|
8 |
Genel |
not available s.
|
mevcut değil |
|
The statistics will cover 14 Member States, because figures for Greece are still not available.
İstatistikler 14 Üye Devleti kapsayacaktır, zira Yunanistan'a ilişkin rakamlar henüz mevcut değildir.
More Sentences
|
9 |
Genel |
available for use s.
|
kullanılabilir |
|
Stronger, more capable drones are also available for use in commercial settings.
Ticari ortamlarda kullanım için daha güçlü, daha yetenekli dronlar da mevcuttur.
More Sentences
|
10 |
Genel |
currently available s.
|
şu anda mevcut |
|
This information is based on the most credible scientific evidence currently available.
Bu bilgiler şu anda mevcut olan en güvenilir bilimsel kanıtlara dayanmaktadır.
More Sentences
|
11 |
Genel |
if available zf.
|
varsa |
|
If available, you can find the addresses of the service centers on this website.
Varsa servis merkezlerinin adreslerini bu web sitesinde bulabilirsiniz.
More Sentences
|
Öbek Fiiller |
|
12 |
Öbek Fiiller |
make available f.
|
sağlamak |
|
For this to be effective sufficient resources have to be made available.
Bunun etkili olabilmesi için yeterli kaynak sağlanmalıdır.
More Sentences
|
Konuşma |
|
13 |
Konuşma |
are you available? ünl.
|
müsait misin? |
|
Are you available next week for a meeting?
Gelecek hafta bir toplantı için müsait misiniz?
More Sentences
|
Bilgisayar |
|
14 |
Bilgisayar |
available memory i.
|
kullanılabilir bellek |
|
The workbook size is limited only by available memory and system resources.
Çalışma kitabı boyutu yalnızca kullanılabilir bellek ve sistem kaynakları ile sınırlıdır.
More Sentences
|
15 |
Bilgisayar |
not available s.
|
kullanılamaz |
|
The global health fund, of course, is not available for research.
Küresel sağlık fonu elbette araştırma için kullanılamaz.
More Sentences
|
16 |
Bilgisayar |
not available expr.
|
kullanılamıyor |
|
This channel is not available in your country.
Bu kanal ülkenizde kullanılamıyor.
More Sentences
|
17 |
Bilgisayar |
not available expr.
|
yok |
|
This opportunity is not available anywhere else in the world.
Bu fırsat dünyanın hiçbir yerinde yok.
More Sentences
|
Genel |
|
18 |
Genel |
next available position counter i.
|
ilk boş yer sayacı |
|
19 |
Genel |
next available record counter i.
|
ilk boş tutanak |
|
20 |
Genel |
available raw materials i.
|
eldeki hammadde |
|
21 |
Genel |
available capacity i.
|
kullanılabilir kapasite |
|
22 |
Genel |
total balance available i.
|
kullanılabilir toplam bakiye |
|
23 |
Genel |
available cash i.
|
kullanılabilir nakit kredi |
|
24 |
Genel |
available cash credit line i.
|
kullanılabilir nakit kredi |
|
25 |
Genel |
first train available i.
|
bulduğum ilk tren |
|
26 |
Genel |
first plane available i.
|
müsait/kalkacak olan ilk uçak |
|
27 |
Genel |
first plane available i.
|
bulduğum ilk uçak |
|
28 |
Genel |
first train available i.
|
müsait/kalkacak olan ilk tren |
|
29 |
Genel |
last seat available i.
|
son boş koltuk |
|
30 |
Genel |
total available space i.
|
toplam kullanılabilir alan |
|
31 |
Genel |
best available techniques (bat) i.
|
mevcut en iyi teknikler (met) |
|
32 |
Genel |
keep something readily available f.
|
el altında bulundurmak |
|
33 |
Genel |
have something available f.
|
el altında bulundurmak |
|
34 |
Genel |
make available f.
|
bulunur hale getirmek |
|
35 |
Genel |
keep available f.
|
hazır bulundurmak |
|
36 |
Genel |
keep something available f.
|
el altında bulundurmak |
|
37 |
Genel |
be available on the black market f.
|
kara borsaya düşmek |
|
38 |
Genel |
have sufficient amount available f.
|
yeterli miktarda bulunmak |
|
|
39 |
Genel |
be available in sufficient amount f.
|
yeterli miktarda bulunmak |
|
40 |
Genel |
(the product) become available f.
|
hizmete sunulmak (ürün vb) |
|
41 |
Genel |
become available f.
|
mevcut olmak |
|
42 |
Genel |
become available f.
|
kullanıma girmek |
|
43 |
Genel |
become available f.
|
mevcut hale gelmek |
|
44 |
Genel |
be available f.
|
elverişli olmak |
|
45 |
Genel |
keep something available f.
|
hazır bulundurmak |
|
46 |
Genel |
be available in f.
|
-de mevcut olmak |
|
47 |
Genel |
make something available for f.
|
emrine hazır bulundurmak |
|
48 |
Genel |
make available f.
|
eksik etmemek |
|
49 |
Genel |
have no room available f.
|
yer kalmamak |
|
50 |
Genel |
no room available f.
|
tüm odalar dolu olmak |
|
51 |
Genel |
no room available f.
|
yer kalmamak |
|
52 |
Genel |
have no room available f.
|
tüm odalar dolu olmak |
|
53 |
Genel |
become available f.
|
müsait duruma gelmek |
|
54 |
Genel |
use every means available to help someone f.
|
birine yardım etmek için tüm imkanlarıyla seferber olmak |
|
55 |
Genel |
wait for a parking space to become available f.
|
boş bir park yeri için beklemek |
|
56 |
Genel |
wait for a parking space to become available f.
|
park yerinin boşalmasını beklemek |
|
57 |
Genel |
make available f.
|
erişilir kılmak |
|
58 |
Genel |
use every means available f.
|
tüm olanakları seferber etmek |
|
59 |
Genel |
use every means available f.
|
tüm imkanları seferber etmek |
|
60 |
Genel |
be available f.
|
yararlanılabilir olmak |
|
61 |
Genel |
have all facilities available f.
|
her türlü imkana sahip olmak |
|
62 |
Genel |
make available to f.
|
istifadesine sunmak |
|
63 |
Genel |
none available s.
|
yok |
|
64 |
Genel |
available upon request from the author s.
|
istek üzerine yazardan temin edilebilir |
|
65 |
Genel |
available upon request from the author s.
|
istediğiniz takdirde yazarı tarafından sağlanır |
|
66 |
Genel |
available in stock s.
|
stokta mevcut |
|
67 |
Genel |
currently available s.
|
mevcut |
|
68 |
Genel |
available for use s.
|
görüşmeye açık (telefon) |
|
69 |
Genel |
available for use s.
|
kullanıma uygun |
|
70 |
Genel |
available for use s.
|
kullanıma hazır |
|
71 |
Genel |
available for use s.
|
kullanıma açık |
|
72 |
Genel |
on space-available basis zf.
|
yer kalırsa |
|
73 |
Genel |
on space-available basis zf.
|
boş kontenjan dahilinde |
|
74 |
Genel |
the next available train, please expr.
|
bir sonraki tren lütfen |
|
Öbek Fiiller |
|
75 |
Öbek Fiiller |
make available f.
|
mevcut hale getirmek |
|
İfadeler |
|
76 |
İfadeler |
available in three colors expr.
|
üç renkte mevcuttur |
|
77 |
İfadeler |
on space available basis expr.
|
kalmasına bağlı olarak |
|
78 |
İfadeler |
on space available basis expr.
|
mevcut alan bazında |
|
79 |
İfadeler |
on space available basis expr.
|
elverişli alan bazında |
|
80 |
İfadeler |
on space available basis expr.
|
elverişli alan (mekan) temel alınarak |
|
81 |
İfadeler |
on space available basis expr.
|
yer olmasına bağlı olarak |
|
82 |
İfadeler |
available upon request expr.
|
istenildiğinde sunulacaktır |
|
83 |
İfadeler |
available upon request expr.
|
istenildiğinde verilecektir |
|
84 |
İfadeler |
available upon request expr.
|
talep edilmesi halinde verilecektir |
|
85 |
İfadeler |
where available expr.
|
mevcut olduğu durumlarda |
|
86 |
İfadeler |
where available expr.
|
bulunduğu/hazır olduğu yerde |
|
87 |
İfadeler |
available soon expr.
|
yakında uygulanacak |
|
88 |
İfadeler |
available soon expr.
|
yakında gelecek |
|
89 |
İfadeler |
available by prescription only expr.
|
sadece reçeteyle satılır |
|
Konuşma Dili |
|
90 |
Konuşma Dili |
by all available means f.
|
mevcut olan bütün imkanları kullanarak |
|
91 |
Konuşma Dili |
by all available means expr.
|
eldeki tüm imkanları kullanarak |
|
92 |
Konuşma Dili |
by all available means expr.
|
her türlü yola başvurarak |
|
93 |
Konuşma Dili |
(on) somewhere available please expr.
|
durakta inecek var |
|
94 |
Konuşma Dili |
(on) somewhere available please expr.
|
müsait bir yerde inecek var |
|
Deyim |
|
95 |
Deyim |
make someone or something available to someone f.
|
biri için birini/bir şeyi tahsis etmek |
|
96 |
Deyim |
make someone or something available to someone f.
|
biri için birini/bir şeyi mevcut hale getirmek |
|
97 |
Deyim |
make someone or something available to someone f.
|
birini/bir şeyi birinin kullanımına sunmak |
|
98 |
Deyim |
make someone or something available to someone f.
|
birini/bir şeyi birinin kullanımına vermek |
|
99 |
Deyim |
make someone or something available to someone f.
|
birini/bir şeyi birinin kullanması için vermek |
|
100 |
Deyim |
make someone or something available to someone f.
|
birini/bir şeyi biri için hazır bulundurmak |
|
101 |
Deyim |
make someone or something available to someone f.
|
birine birini/bir şeyi sağlamak |
|
102 |
Deyim |
make someone or something available to someone f.
|
biri için birini/bir şeyi erişilir kılmak |
|
103 |
Deyim |
make (someone or something) available to (one) f.
|
(birini/bir şeyi birine) tahsis etmek |
|
104 |
Deyim |
make (someone or something) available to (one) f.
|
(birini/bir şeyi birinin) kullanımına vermek |
|
105 |
Deyim |
make (someone or something) available to (one) f.
|
(biri) için (birini/bir şeyi) erişilir kılmak |
|
106 |
Deyim |
make (someone or something) available to (one) f.
|
(birine birini/bir şeyi) sağlamak |
|
107 |
Deyim |
make (someone or something) available to (one) f.
|
(birini/bir şeyi birinin) kullanması için vermek |
|
Konuşma |
|
108 |
Konuşma |
I am not available ünl.
|
müsait değilim |
|
109 |
Konuşma |
are you available? ünl.
|
müsait misiniz? |
|
110 |
Konuşma |
when you are available expr.
|
müsait olduğun zaman |
|
111 |
Konuşma |
when you are available expr.
|
müsait olduğunda |
|
112 |
Konuşma |
it's available now expr.
|
artık var |
|
113 |
Konuşma |
no seats available expr.
|
boş yer yok |
|
114 |
Konuşma |
no seats available expr.
|
yer yok |
|
115 |
Konuşma |
he/she is not available right now expr.
|
şu an yerinde yoklar |
|
116 |
Konuşma |
the number you are calling is not available expr.
|
aradığınız numaraya ulaşılamıyor |
|
117 |
Konuşma |
we are available expr.
|
biz müsait durumdayız |
|
118 |
Konuşma |
I am available expr.
|
müsaitim |
|
119 |
Konuşma |
it's available now expr.
|
artık uygun |
|
Ticaret/Ekonomi |
|
120 |
Ticaret/Ekonomi |
profit available for distribution i.
|
dağıtılabilir kar |
|
121 |
Ticaret/Ekonomi |
available balance i.
|
mevcut bakiye |
|
122 |
Ticaret/Ekonomi |
available original tranche b commitment i.
|
kullanılabilir orijinal b dilimi taahhüdü |
|
123 |
Ticaret/Ekonomi |
best available technology i.
|
elde edilebilen en iyi teknoloji |
|
124 |
Ticaret/Ekonomi |
credit available i.
|
kullanılabilir limit |
|
125 |
Ticaret/Ekonomi |
available asset i.
|
kullanılabilir varlık |
|
126 |
Ticaret/Ekonomi |
available balances i.
|
kullanılabilir bakiye |
|
127 |
Ticaret/Ekonomi |
securities available for sale i.
|
satılmaya hazır menkul değerler |
|
128 |
Ticaret/Ekonomi |
available surplus i.
|
dağıtılmamış kar |
|
129 |
Ticaret/Ekonomi |
available surplus i.
|
dağıtılmamış karlar |
|
130 |
Ticaret/Ekonomi |
available for sale financial assets i.
|
satılmaya hazır finansal varlıklar |
|
131 |
Ticaret/Ekonomi |
publicly available specification i.
|
halka açık şartnameler |
|
132 |
Ticaret/Ekonomi |
publicly available standards i.
|
genel kullanıma açık standartlar |
|
133 |
Ticaret/Ekonomi |
available cash i.
|
eldeki nakit |
|
134 |
Ticaret/Ekonomi |
available-to-promise i.
|
ATP |
|
135 |
Ticaret/Ekonomi |
available-for sale financial assets i.
|
satışa hazır finansal varlıklar |
|
136 |
Ticaret/Ekonomi |
available-for sale financial assets i.
|
satılmaya hazır finansal varlıklar |
|
137 |
Ticaret/Ekonomi |
interest from securities available-for-sale i.
|
satılmaya hazır menkul değerlerden alınan faizler |
|
138 |
Ticaret/Ekonomi |
net unrealized gains on available for-sale securities i.
|
pazarlanabilir menkul kıymetlerin tahsil edilmemiş net kazançları |
|
139 |
Ticaret/Ekonomi |
available fund i.
|
hazır fon |
|
140 |
Ticaret/Ekonomi |
available cash i.
|
mevcut aktif |
|
141 |
Ticaret/Ekonomi |
available assets i.
|
emre hazır aktif |
|
142 |
Ticaret/Ekonomi |
available means i.
|
her an paraya dönüştürülebilecek şeyler |
|
143 |
Ticaret/Ekonomi |
available assets i.
|
emre hazır aktifler |
|
144 |
Ticaret/Ekonomi |
available assets i.
|
kullanıma hazır aktifler |
|
145 |
Ticaret/Ekonomi |
available cash i.
|
nakit para |
|
146 |
Ticaret/Ekonomi |
available balance i.
|
kalan bakiye |
|
147 |
Ticaret/Ekonomi |
available cash i.
|
kullanıma hazır para |
|
148 |
Ticaret/Ekonomi |
available balance i.
|
kullanılır bakiye |
|
149 |
Ticaret/Ekonomi |
cost of goods available for sale i.
|
satışa hazır mallar maliyeti |
|
150 |
Ticaret/Ekonomi |
available assets i.
|
mevcut mallar |
|
151 |
Ticaret/Ekonomi |
immediately available assets i.
|
hemen geçerli varlıklar |
|
152 |
Ticaret/Ekonomi |
reserves available for distribution i.
|
dağıtıma hazır yedekler |
|
153 |
Ticaret/Ekonomi |
available- for-sale financial assets i.
|
satılmaya hazır finansal varlıklar |
|
154 |
Ticaret/Ekonomi |
other reserves not available for distribution i.
|
dağıtılmayacak diğer yedekler |
|
155 |
Ticaret/Ekonomi |
reserves not available for distribution i.
|
dağıtılmayacak yedek akçeler |
|
156 |
Ticaret/Ekonomi |
available to promise i.
|
karşılanabilen miktar |
|
157 |
Ticaret/Ekonomi |
cash flow available for debt service (cfads) i.
|
borç yönetimine uygun nakit akışı |
|
158 |
Ticaret/Ekonomi |
immediately available funds i.
|
hemen kullanılabilir olan fonlar |
|
159 |
Ticaret/Ekonomi |
available capital i.
|
mevcut sermaye |
|
160 |
Ticaret/Ekonomi |
cash credit line available i.
|
kullanılabilir nakit avans limiti |
|
161 |
Ticaret/Ekonomi |
date available for work i.
|
işe başlayabileceğiniz tarih |
|
162 |
Ticaret/Ekonomi |
make loan available f.
|
kredi kullandırmak |
|
163 |
Ticaret/Ekonomi |
make credit facilities available f.
|
kredi kullandırmak |
|
164 |
Ticaret/Ekonomi |
make loan credit facilities available f.
|
kredi kullandırmak |
|
165 |
Ticaret/Ekonomi |
available-to-promise s.
|
sevkiyata hazır |
|
166 |
Ticaret/Ekonomi |
not available s.
|
uygun değil |
|
Hukuk |
|
167 |
Hukuk |
available evidence i.
|
eldeki delil |
|
168 |
Hukuk |
available evidence i.
|
eldeki kanıt |
|
169 |
Hukuk |
available evidence i.
|
mevcut kanıt |
|
170 |
Hukuk |
available evidence i.
|
mevcut delil |
|
171 |
Hukuk |
available evidence i.
|
eldeki kanıtlar |
|
172 |
Hukuk |
available for use s.
|
oturmaya müsait |
|
Siyasal |
|
173 |
Siyasal |
available vacancy i.
|
boş yer |
|
174 |
Siyasal |
publicly available information i.
|
halka açık bilgi |
|
175 |
Siyasal |
make benefits available to his supporters f.
|
yandaşlarına peşkeş çekmek |
|
176 |
Siyasal |
make benefits available to his supporters f.
|
yandaşlarına peşkeş çekmek |
|
177 |
Siyasal |
make benefits available f.
|
peşkeş çekmek |
|
Turizm |
|
178 |
Turizm |
revenue per available room i.
|
oda başına gelir |
|
179 |
Turizm |
best available rate (bar) i.
|
en uygun fiyat |
|
180 |
Turizm |
revenue per available room (revpar) i.
|
oda başı elde edilen gelir |
|
181 |
Turizm |
highly available s.
|
yüksek erişimli |
|
Teknik |
|
182 |
Teknik |
available soil moisture i.
|
elverişli toprak nemi |
|
183 |
Teknik |
available working head i.
|
kullanılabilir yararlı yük |
|
184 |
Teknik |
available water supply i.
|
sağlanmış su |
|
185 |
Teknik |
available power i.
|
alınabilir güç |
|
186 |
Teknik |
available time i.
|
kullanılabilen süre |
|
187 |
Teknik |
available time i.
|
kullanılır süre |
|
188 |
Teknik |
available working head i.
|
kullanılabilir faydalı yük |
|
189 |
Teknik |
available cohesion i.
|
kabul edilen kohezyon |
|
190 |
Teknik |
available heat i.
|
kullanılabilir ısı |
|
191 |
Teknik |
average available discharge i.
|
ortalama faydalı deşarj |
|
192 |
Teknik |
available time i.
|
kullanılabilir süre |
|
193 |
Teknik |
available water supply i.
|
kullanılabilir su kaynağı |
|
194 |
Teknik |
available storage capacity i.
|
faydalı biriktirme hacmi |
|
195 |
Teknik |
available water supply i.
|
faydalanılan su |
|
196 |
Teknik |
available power i.
|
kullanılır güç |
|
197 |
Teknik |
available energy i.
|
mevcut enerji |
|
198 |
Teknik |
available machine time i.
|
kullanılabilir makine zamanı |
|
199 |
Teknik |
average available discharge i.
|
ortalama faydalı akım |
|
200 |
Teknik |
available power i.
|
kullanılabilir güç |
|
201 |
Teknik |
available time i.
|
hazır süre |
|
202 |
Teknik |
maximum available gain i.
|
elde edilebilir en büyük kazanç |
|
203 |
Teknik |
available capacity i.
|
kullanılabilir kapasite |
|
204 |
Teknik |
available energy i.
|
kullanılabilir enerji |
|
205 |
Teknik |
available water supply i.
|
yararlanılan su |
|
206 |
Teknik |
available head i.
|
faydalı yükseklik |
|
207 |
Teknik |
available storage capacity i.
|
yararlı biriktirme hacmi |
|
208 |
Teknik |
available heat i.
|
etkili ısı |
|
209 |
Teknik |
available head i.
|
yararlı yükseklik |
|
210 |
Teknik |
available in the region i.
|
bölgede mevcut |
|
211 |
Teknik |
available heat i.
|
işe yarar ısı |
|
212 |
Teknik |
review of available methods of chemical analysis i.
|
mevcut kimyasal analiz metotlarının incelenmesi |
|
213 |
Teknik |
available car area i.
|
(asansör) kullanılabilir kabin alanı |
|
214 |
Teknik |
commercially available s.
|
piyasada satılan |
|
Bilgisayar |
|
215 |
Bilgisayar |
viewing options available i.
|
kullanılabilir gösterme seçenekleri |
|
216 |
Bilgisayar |
data available line i.
|
veri hazır hattı |
|
217 |
Bilgisayar |
any available document i.
|
kullanılabilen her belge |
|
218 |
Bilgisayar |
any available i.
|
hazır bağlantı |
|
219 |
Bilgisayar |
available buttons i.
|
kullanılabilen düğmeler |
|
220 |
Bilgisayar |
available context i.
|
kullanılabilir içerik |
|
221 |
Bilgisayar |
available printer memory i.
|
kullanılabilir yazıcı belleği |
|
222 |
Bilgisayar |
available bytes i.
|
kullanılabilir bayt |
|
223 |
Bilgisayar |
available references i.
|
uygun başvurular |
|
224 |
Bilgisayar |
available fonts i.
|
kullanılabilir yazı tipleri |
|
225 |
Bilgisayar |
available headings i.
|
kullanılabilen üstbilgiler |
|
226 |
Bilgisayar |
available users i.
|
kullanılabilen kullanıcılar |
|
227 |
Bilgisayar |
available styles i.
|
kullanılabilecek biçemler |
|
228 |
Bilgisayar |
available queues i.
|
kullanılabilen kuyruklar |
|
229 |
Bilgisayar |
available fax modems i.
|
kullanılabilen faks modemler |
|
230 |
Bilgisayar |
available groups i.
|
kullanılabilir gruplar |
|
231 |
Bilgisayar |
available controls i.
|
kullanılabilir denetimler |
|
232 |
Bilgisayar |
best available i.
|
kullanılabilen en iyisi |
|
233 |
Bilgisayar |
available files i.
|
kullanılabilir dosyalar |
|
234 |
Bilgisayar |
available choice i.
|
kullanılabilir seçenek |
|
235 |
Bilgisayar |
available allocation units i.
|
kullanılabilir yerleşim birimi |
|
236 |
Bilgisayar |
available buttons i.
|
kullanılabilir düğmeler |
|
237 |
Bilgisayar |
available ports i.
|
kullanılabilen bağlantı noktaları |
|
238 |
Bilgisayar |
available from i.
|
kullanılma aralığı başlangıç |
|
239 |
Bilgisayar |
available print servers i.
|
kullanılabilen yazdırma sunucuları |
|
240 |
Bilgisayar |
available tracks i.
|
kullanılabilen izler |
|
241 |
Bilgisayar |
available drivers i.
|
kullanılabilen sürücüler |
|
242 |
Bilgisayar |
available formats i.
|
kullanılabilir biçimler |
|
243 |
Bilgisayar |
available references i.
|
kullanılabilir başvurular |
|
244 |
Bilgisayar |
available types i.
|
kullanılabilen türler |
|
245 |
Bilgisayar |
available printers i.
|
kullanılabilen yazıcılar |
|
246 |
Bilgisayar |
available groups i.
|
kullanılabilen gruplar |
|
247 |
Bilgisayar |
macro is available with i.
|
makro kullanılabilen yerler |
|
248 |
Bilgisayar |
macros available in i.
|
makroların kullanılabileceği yer |
|
249 |
Bilgisayar |
paper available i.
|
kullanılabilir kağıt |
|
250 |
Bilgisayar |
pets available i.
|
satılık evcil hayvanlar |
|
251 |
Bilgisayar |
available machine time i.
|
kullanılabilir makine zamanı |
|
252 |
Bilgisayar |
available time i.
|
hazır süre |
|
253 |
Bilgisayar |
available time i.
|
kullanılabilen süre |
|
254 |
Bilgisayar |
add-ins available i.
|
kullanılabilir içine-ekleler |
|
255 |
Bilgisayar |
built-in toolbars available i.
|
kullanılabilir yerleşik araç çubukları |
|
256 |
Bilgisayar |
status not available expr.
|
durum kullanılamıyor |
|
257 |
Bilgisayar |
space for tools is not available expr.
|
araçlar için yer yok |
|
258 |
Bilgisayar |
active code page not available from con device expr.
|
etkin kod sayfası con aygıtından kullanılamıyor |
|
259 |
Bilgisayar |
command is not available expr.
|
komut kullanılamıyor |
|
260 |
Bilgisayar |
edition manager is not available expr.
|
yayım yöneticisi kullanılamaz |
|
261 |
Bilgisayar |
k available expr.
|
k boş |
|
262 |
Bilgisayar |
k available expr.
|
k kullanılabilir |
|
263 |
Bilgisayar |
k bytes available expr.
|
k byte boş |
|
264 |
Bilgisayar |
line available expr.
|
hat kullanılabilir |
|
265 |
Bilgisayar |
make toolbar available to expr.
|
araç çubuğunu kullanılabilir yap |
|
266 |
Bilgisayar |
make autotext entry available to expr.
|
otomatik metin girdisi kullanılabilecek yer |
|
267 |
Bilgisayar |
make macro available to expr.
|
makronun kullanılabileceği yer |
|
268 |
Bilgisayar |
multiple features available expr.
|
birden çok özellik kullanılabilir |
|
269 |
Bilgisayar |
not available expr.
|
kullanılabilir değil |
|
270 |
Bilgisayar |
multiple maps available expr.
|
birden çok harita kullanılabilir |
|
271 |
Bilgisayar |
not available expr.
|
hazır değil |
|
272 |
Bilgisayar |
no preview available expr.
|
baskı önizleme kullanılamaz |
|
273 |
Bilgisayar |
no translations available expr.
|
mevcut çeviri yok |
|
274 |
Bilgisayar |
no data available expr.
|
mevcut veri bulunmamaktadır |
|
275 |
Bilgisayar |
no connections are available expr.
|
hiçbir bağlantı yok |
|
276 |
Bilgisayar |
update available expr.
|
güncelleme hazır |
|
Telekom |
|
277 |
Telekom |
available time i.
|
müsait zaman |
|
278 |
Telekom |
longest available agent i.
|
en uzun süredir müsait temsilci |
|
279 |
Telekom |
next available agent i.
|
bir sonraki uygun temsilci |
|
280 |
Telekom |
publicly available telephone service i.
|
kamuya açık telefon hizmeti |
|
281 |
Telekom |
available memory i.
|
kullanılabilir bellek |
|
282 |
Telekom |
available time i.
|
hattın boş olduğu süre |
|
283 |
Telekom |
available line i.
|
mevcut hat |
|
284 |
Telekom |
available bit rate i.
|
mevcut bit hızı |
|
285 |
Telekom |
auto available expr.
|
oto uygun |
|
Elektrik |
|
286 |
Elektrik |
maximum available temp i.
|
azami uygunluktaki ısı |
|
287 |
Elektrik |
maximum available gain i.
|
elde edilebilir en büyük kazanç |
|
Televizyon |
|
288 |
Televizyon |
available battery capacity i.
|
geçerli pil kapasitesi |
|
Ulaştırma |
|
289 |
Ulaştırma |
available-to-load date i.
|
uygun yükleme tarihi |
|
290 |
Ulaştırma |
available-to-load date i.
|
yüklemeye uygun tarih |
|
291 |
Ulaştırma |
ald (available-to-load date) i.
|
uygun yükleme tarihi |
|
292 |
Ulaştırma |
ald (available-to-load date) i.
|
yüklemeye uygun tarih |
|
Havacılık |
|
293 |
Havacılık |
emergency distance available i.
|
acil durum pist mesafesi |
|
294 |
Havacılık |
landing distance available i.
|
mevcut iniş mesafesi |
|
295 |
Havacılık |
accelerated stop distance available i.
|
mevcut hızlanma durma mesafesi |
|
296 |
Havacılık |
accelerate-stop distance available i.
|
yardımcı pist uzunluğu |
|
297 |
Havacılık |
take-off run available i.
|
kalkış koşusu için mevcut mesafe |
|
298 |
Havacılık |
take-off run available i.
|
mevcut kalkış yüzeyi |
|
299 |
Havacılık |
take-off distance available i.
|
mevcut kalkış mesafesi |
|
300 |
Havacılık |
available seat kilometers i.
|
arz edilen koltuk kilometre |
|
301 |
Havacılık |
take-off run available i.
|
mevcut kalkış koşu mesafesi |
|
302 |
Havacılık |
cost per available seat-mile i.
|
arz edilen koltuk mil başına maliyet |
|
Denizcilik |
|
303 |
Denizcilik |
available workable hatch i.
|
mevcut çalışabilir ambar ağzı |
|
Medikal |
|
304 |
Medikal |
available noninvasive options i.
|
mevcut invaziv olmayan seçenekler |
|
305 |
Medikal |
available means in the hospital i.
|
hastanenin olanakları |
|
306 |
Medikal |
available means in the hospital i.
|
hastanedeki mevcut olanaklar |
|
307 |
Medikal |
readily available s.
|
kolayca bulunabilen |
|
Fizik |
|
308 |
Fizik |
available power i.
|
kullanılabilir güç |
|
Kimya |
|
309 |
Kimya |
free available residual chlorine i.
|
serbest kalıntı clorin |
|
310 |
Kimya |
available chlorine i.
|
serbest klor |
|
Tarım |
|
311 |
Tarım |
available field capacity i.
|
faydalı tarla kapasitesi |
|
312 |
Tarım |
available soil moisture i.
|
faydalı nem |
|
313 |
Tarım |
available soil moisture i.
|
elverişli toprak nemi |
|
Tütün |
|
314 |
Tütün |
available with i.
|
kimin tarafından yetki verileceği |
|
Çevre |
|
315 |
Çevre |
best available tecnology i.
|
en iyi kullanılabilir teknoloji |
|
316 |
Çevre |
available groundwater resource (agr) i.
|
mevcut yeraltı suyu kaynağı |
|
317 |
Çevre |
plant available nitrogen i.
|
bitkiye yarayışlı azot |
|
Coğrafya |
|
318 |
Coğrafya |
best available technology i.
|
en iyi kullanılabilir teknoloji |
|
319 |
Coğrafya |
available nurient i.
|
kullanılabilir besin |
|
Meteoroloji |
|
320 |
Meteoroloji |
convective available potential energy i.
|
konvektif yeterlikli potansiyel enerji |
|
Jeoloji |
|
321 |
Jeoloji |
available nutrient i.
|
elde edilebilir besin |
|
322 |
Jeoloji |
best available technology i.
|
en iyi mevcut teknoloji |
|
323 |
Jeoloji |
available nutrient i.
|
kullanılabilir besin |
|
Askeri |
|
324 |
Askeri |
available payload i.
|
yük kapasitesi |
|
325 |
Askeri |
mission enemy terrain troops and time available i.
|
vazife düşman arazi ve mevcut kuvvetler ve zaman |
|
326 |
Askeri |
combat available aircraft i.
|
muharebeye hazır uçak |
|
327 |
Askeri |
commercially available equipment i.
|
piyasadan elde edilebilir teçhizat |
|
328 |
Askeri |
gross space available for storage i.
|
safi depolama sahası |
|
329 |
Askeri |
commercially available equipment i.
|
piyasada mevcut teçhizat |
|
330 |
Askeri |
available supply rate i.
|
günlük cephane ikmal oranı |
|
331 |
Askeri |
ammunition available supply rate i.
|
günlük cephane ikmal oranı |
|
332 |
Askeri |
operating beds available i.
|
açık hasta yatağı mevcudu |
|
333 |
Askeri |
space available mail i.
|
denizaşırı bir askeri kargo gönderim kategorisi |
|
334 |
Askeri |
available for reassignment s.
|
yeniden atanmaya hazır |
|
335 |
Askeri |
available for reassignment s.
|
yeniden tahsise hazır |
|
336 |
Askeri |
all available zf.
|
tam mevcutla |
|
Matbaa |
|
337 |
Matbaa |
annual available hours i.
|
yıllık mevcut zaman |
|
Argo |
|
338 |
Argo |
mba (married but available) expr.
|
evliyim ancak müsaitim |
|