available - Türkçe İngilizce Sözlük

available

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"available" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 42 sonuç

İngilizce Türkçe
Yaygın Kullanım
available s. boş
Miss, are there any available rooms for tonight?
Hanımefendi, bu gece için boş oda var mı?

More Sentences
available s. mevcut
In relation to building policy, we must carefully examine all available options.
Bina politikası ile ilgili olarak, mevcut tüm seçenekleri dikkatle incelemeliyiz.

More Sentences
available s. müsait
A Microsoft spokesperson was not immediately available for comment.
Bir Microsoft sözcüsü yorum yapmak için hemen müsait değildi.

More Sentences
available s. eldeki
We must use the instruments available to us too.
Biz de elimizdeki araçları kullanmalıyız.

More Sentences
available s. elde hazır bulunan
available s. boşta
Genel
available s. elde edilebilir
It has been estimated that around EUR 45 million in earnings per annum will be available for these purposes.
Bu amaçlar için yılda yaklaşık 45 milyon Euro gelir elde edileceği tahmin edilmektedir.

More Sentences
available s. uygun
Are there still available rooms in your hotel?
Otelinizde hala uygun odalarınız var mı?

More Sentences
available s. var
We need to have more information available so we do not at present have a position on the matter.
Daha fazla bilgiye ihtiyacımız var, bu nedenle şu anda konuyla ilgili bir pozisyonumuz yok.

More Sentences
available s. eldeki
Here again, however, the instruments available to us have their limits.
Ancak burada da elimizdeki araçların sınırları vardır.

More Sentences
available s. geçerli
This offer is available for GeForce® GTX 950 and GTX 960 only.
Bu teklif yalnızca GeForce® GTX 950 ve GTX 960 için geçerlidir.

More Sentences
available s. mevcut
Adjusting the Community fleet to the resources available is a fundamental objective of the CFP.
Topluluk filosunun mevcut kaynaklara göre ayarlanması CFP'nin temel hedeflerinden biridir.

More Sentences
available s. kullanılabilir
We are prepared to transfer the advances as early as 16 October, the first day on which the money is available.
Avansları, paranın kullanılabilir olduğu ilk gün olan 16 Ekim gibi erken bir tarihte transfer etmeye hazırız.

More Sentences
available s. bulunan
No alternative remedy is available legally in the EU, either as a feed additive or as a veterinary medicine.
AB'de yasal olarak yem katkı maddesi ya da veteriner ilacı olarak alternatif bir ilaç bulunmamaktadır.

More Sentences
available s. (kullanıma) elverişli
Global crop production cannot be increased by making the amount of land available for cultivation greater.
Küresel bitkisel üretim, ekime elverişli arazi miktarını arttırarak arttırılamaz.

More Sentences
available s. müsait
A Microsoft spokesman was not immediately available for comment.
Bir Microsoft sözcüsü yorum yapmak için hemen müsait değildi.

More Sentences
available s. hazır
If our help is required, then it is available.
Eğer yardımımıza ihtiyaç duyulursa, yardımımız hazırdır.

More Sentences
available s. satışa sunulma
The tickets will be available on the internet site after tomorrow.
Biletler yarından sonra internet sitesinde satışa sunulacaktır.

More Sentences
Ticaret/Ekonomi
available s. elde bulunan
The little statistical data that is available is alarming.
Elde bulunan az sayıdaki istatistiki veri endişe vericidir.

More Sentences
available s. hazır
What is also required, of course, is for the budgetary authority to make the necessary financial resources available.
Elbette bütçe otoritesinin gerekli mali kaynakları hazır bulundurması da gereklidir.

More Sentences
available s. mevcut
It has managed to commit all the available funds in thirteen Member States.
On üç Üye Devlette mevcut tüm fonları taahhüt etmeyi başarmıştır.

More Sentences
available s. müsait
There is no sense in standing when there are seats available.
Koltuklar müsaitken ayakta durmanın anlamı yok.

More Sentences
available s. mevcut olan
Although data is available it is often context-specific, anecdotal or piecemeal.
Veriler mevcut olsa da genellikle bağlama özgü, anı niteliğinde veya parça parçadır.

More Sentences
Teknik
available s. hazır
Hospitals are being prepared to ensure that they have quarantine rooms and breathing equipment available.
Hastaneler, karantina odaları ve solunum ekipmanlarının hazır bulundurulmasını sağlamak üzere hazırlanıyor.

More Sentences
available s. mevcut
The fact that the funds available within the Framework Programme are limited means that we must set priorities.
Çerçeve Programı kapsamında mevcut fonların sınırlı olması, öncelikleri belirlememiz gerektiği anlamına gelmektedir.

More Sentences
available s. müsait
Is Tom available?
Tom müsait mi?

More Sentences
Genel
available s. işe yarar
available s. kullanışlı
available s. elde
available s. yararlanılır
available s. kullanılır
available s. bulunabilir
available s. halihazırda bulunan
available s. ilişkisi yok
available s. (romantik) ilişkiye açık
Ticaret/Ekonomi
available s. kullanıma hazır
available s. münhal
Hukuk
available s. emre amade
Siyasal
available s. seçilmek için gerekli koşullara sahip olan
available s. seçim adayı olmayı kabul eden
Teknik
available s. elde mevcut
available s. el altında

"available" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 338 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
available data i. mevcut veri
Instead, the machine determines the correlations and relationships by analysing available data.
Bunun yerine, makine mevcut verileri analiz ederek korelasyonları ve ilişkileri belirler.

More Sentences
be available f. müsait olmak
I don't think Tom is available.
Tom'un müsait olduğunu sanmıyorum.

More Sentences
make available to f. sağlamak
State aid must be made available to carry out fleet modernisation.
Filo modernizasyonunun gerçekleştirilmesi için devlet yardımı sağlanmalıdır.

More Sentences
make available f. hazır bulundurmak
To this end, the Commission must make available financial resources that are appropriate to this fight.
Bu amaçla, Komisyon bu mücadeleye uygun mali kaynakları hazır bulundurmalıdır.

More Sentences
become available f. kullanılabilir hale gelmek
The technology exists and is becoming available, and this is why the sector is given time to adjust.
Teknoloji var ve kullanılabilir hale geliyor ve bu nedenle sektöre uyum sağlaması için zaman tanınıyor.

More Sentences
make available f. kullanımına sunmak
This additional information must, moreover, be made available at marginal cost.
Ayrıca bu ek bilginin marjinal bir maliyetle kullanıma sunulması gerekmektedir.

More Sentences
not available s. müsait değil
What if the room is not available?
Oda müsait değilse ne olur?

More Sentences
not available s. mevcut değil
The statistics will cover 14 Member States, because figures for Greece are still not available.
İstatistikler 14 Üye Devleti kapsayacaktır, zira Yunanistan'a ilişkin rakamlar henüz mevcut değildir.

More Sentences
available for use s. kullanılabilir
Stronger, more capable drones are also available for use in commercial settings.
Ticari ortamlarda kullanım için daha güçlü, daha yetenekli dronlar da mevcuttur.

More Sentences
currently available s. şu anda mevcut
This information is based on the most credible scientific evidence currently available.
Bu bilgiler şu anda mevcut olan en güvenilir bilimsel kanıtlara dayanmaktadır.

More Sentences
if available zf. varsa
If available, you can find the addresses of the service centers on this website.
Varsa servis merkezlerinin adreslerini bu web sitesinde bulabilirsiniz.

More Sentences
Öbek Fiiller
make available f. sağlamak
For this to be effective sufficient resources have to be made available.
Bunun etkili olabilmesi için yeterli kaynak sağlanmalıdır.

More Sentences
Konuşma
are you available? ünl. müsait misin?
Are you available next week for a meeting?
Gelecek hafta bir toplantı için müsait misiniz?

More Sentences
Bilgisayar
available memory i. kullanılabilir bellek
The workbook size is limited only by available memory and system resources.
Çalışma kitabı boyutu yalnızca kullanılabilir bellek ve sistem kaynakları ile sınırlıdır.

More Sentences
not available s. kullanılamaz
The global health fund, of course, is not available for research.
Küresel sağlık fonu elbette araştırma için kullanılamaz.

More Sentences
not available expr. kullanılamıyor
This channel is not available in your country.
Bu kanal ülkenizde kullanılamıyor.

More Sentences
not available expr. yok
This opportunity is not available anywhere else in the world.
Bu fırsat dünyanın hiçbir yerinde yok.

More Sentences
Genel
next available position counter i. ilk boş yer sayacı
next available record counter i. ilk boş tutanak
available raw materials i. eldeki hammadde
available capacity i. kullanılabilir kapasite
total balance available i. kullanılabilir toplam bakiye
available cash i. kullanılabilir nakit kredi
available cash credit line i. kullanılabilir nakit kredi
first train available i. bulduğum ilk tren
first plane available i. müsait/kalkacak olan ilk uçak
first plane available i. bulduğum ilk uçak
first train available i. müsait/kalkacak olan ilk tren
last seat available i. son boş koltuk
total available space i. toplam kullanılabilir alan
best available techniques (bat) i. mevcut en iyi teknikler (met)
keep something readily available f. el altında bulundurmak
have something available f. el altında bulundurmak
make available f. bulunur hale getirmek
keep available f. hazır bulundurmak
keep something available f. el altında bulundurmak
be available on the black market f. kara borsaya düşmek
have sufficient amount available f. yeterli miktarda bulunmak
be available in sufficient amount f. yeterli miktarda bulunmak
(the product) become available f. hizmete sunulmak (ürün vb)
become available f. mevcut olmak
become available f. kullanıma girmek
become available f. mevcut hale gelmek
be available f. elverişli olmak
keep something available f. hazır bulundurmak
be available in f. -de mevcut olmak
make something available for f. emrine hazır bulundurmak
make available f. eksik etmemek
have no room available f. yer kalmamak
no room available f. tüm odalar dolu olmak
no room available f. yer kalmamak
have no room available f. tüm odalar dolu olmak
become available f. müsait duruma gelmek
use every means available to help someone f. birine yardım etmek için tüm imkanlarıyla seferber olmak
wait for a parking space to become available f. boş bir park yeri için beklemek
wait for a parking space to become available f. park yerinin boşalmasını beklemek
make available f. erişilir kılmak
use every means available f. tüm olanakları seferber etmek
use every means available f. tüm imkanları seferber etmek
be available f. yararlanılabilir olmak
have all facilities available f. her türlü imkana sahip olmak
make available to f. istifadesine sunmak
none available s. yok
available upon request from the author s. istek üzerine yazardan temin edilebilir
available upon request from the author s. istediğiniz takdirde yazarı tarafından sağlanır
available in stock s. stokta mevcut
currently available s. mevcut
available for use s. görüşmeye açık (telefon)
available for use s. kullanıma uygun
available for use s. kullanıma hazır
available for use s. kullanıma açık
on space-available basis zf. yer kalırsa
on space-available basis zf. boş kontenjan dahilinde
the next available train, please expr. bir sonraki tren lütfen
Öbek Fiiller
make available f. mevcut hale getirmek
İfadeler
available in three colors expr. üç renkte mevcuttur
on space available basis expr. kalmasına bağlı olarak
on space available basis expr. mevcut alan bazında
on space available basis expr. elverişli alan bazında
on space available basis expr. elverişli alan (mekan) temel alınarak
on space available basis expr. yer olmasına bağlı olarak
available upon request expr. istenildiğinde sunulacaktır
available upon request expr. istenildiğinde verilecektir
available upon request expr. talep edilmesi halinde verilecektir
where available expr. mevcut olduğu durumlarda
where available expr. bulunduğu/hazır olduğu yerde
available soon expr. yakında uygulanacak
available soon expr. yakında gelecek
available by prescription only expr. sadece reçeteyle satılır
Konuşma Dili
by all available means f. mevcut olan bütün imkanları kullanarak
by all available means expr. eldeki tüm imkanları kullanarak
by all available means expr. her türlü yola başvurarak
(on) somewhere available please expr. durakta inecek var
(on) somewhere available please expr. müsait bir yerde inecek var
Deyim
make someone or something available to someone f. biri için birini/bir şeyi tahsis etmek
make someone or something available to someone f. biri için birini/bir şeyi mevcut hale getirmek
make someone or something available to someone f. birini/bir şeyi birinin kullanımına sunmak
make someone or something available to someone f. birini/bir şeyi birinin kullanımına vermek
make someone or something available to someone f. birini/bir şeyi birinin kullanması için vermek
make someone or something available to someone f. birini/bir şeyi biri için hazır bulundurmak
make someone or something available to someone f. birine birini/bir şeyi sağlamak
make someone or something available to someone f. biri için birini/bir şeyi erişilir kılmak
make (someone or something) available to (one) f. (birini/bir şeyi birine) tahsis etmek
make (someone or something) available to (one) f. (birini/bir şeyi birinin) kullanımına vermek
make (someone or something) available to (one) f. (biri) için (birini/bir şeyi) erişilir kılmak
make (someone or something) available to (one) f. (birine birini/bir şeyi) sağlamak
make (someone or something) available to (one) f. (birini/bir şeyi birinin) kullanması için vermek
Konuşma
I am not available ünl. müsait değilim
are you available? ünl. müsait misiniz?
when you are available expr. müsait olduğun zaman
when you are available expr. müsait olduğunda
it's available now expr. artık var
no seats available expr. boş yer yok
no seats available expr. yer yok
he/she is not available right now expr. şu an yerinde yoklar
the number you are calling is not available expr. aradığınız numaraya ulaşılamıyor
we are available expr. biz müsait durumdayız
I am available expr. müsaitim
it's available now expr. artık uygun
Ticaret/Ekonomi
profit available for distribution i. dağıtılabilir kar
available balance i. mevcut bakiye
available original tranche b commitment i. kullanılabilir orijinal b dilimi taahhüdü
best available technology i. elde edilebilen en iyi teknoloji
credit available i. kullanılabilir limit
available asset i. kullanılabilir varlık
available balances i. kullanılabilir bakiye
securities available for sale i. satılmaya hazır menkul değerler
available surplus i. dağıtılmamış kar
available surplus i. dağıtılmamış karlar
available for sale financial assets i. satılmaya hazır finansal varlıklar
publicly available specification i. halka açık şartnameler
publicly available standards i. genel kullanıma açık standartlar
available cash i. eldeki nakit
available-to-promise i. ATP
available-for sale financial assets i. satışa hazır finansal varlıklar
available-for sale financial assets i. satılmaya hazır finansal varlıklar
interest from securities available-for-sale i. satılmaya hazır menkul değerlerden alınan faizler
net unrealized gains on available for-sale securities i. pazarlanabilir menkul kıymetlerin tahsil edilmemiş net kazançları
available fund i. hazır fon
available cash i. mevcut aktif
available assets i. emre hazır aktif
available means i. her an paraya dönüştürülebilecek şeyler
available assets i. emre hazır aktifler
available assets i. kullanıma hazır aktifler
available cash i. nakit para
available balance i. kalan bakiye
available cash i. kullanıma hazır para
available balance i. kullanılır bakiye
cost of goods available for sale i. satışa hazır mallar maliyeti
available assets i. mevcut mallar
immediately available assets i. hemen geçerli varlıklar
reserves available for distribution i. dağıtıma hazır yedekler
available- for-sale financial assets i. satılmaya hazır finansal varlıklar
other reserves not available for distribution i. dağıtılmayacak diğer yedekler
reserves not available for distribution i. dağıtılmayacak yedek akçeler
available to promise i. karşılanabilen miktar
cash flow available for debt service (cfads) i. borç yönetimine uygun nakit akışı
immediately available funds i. hemen kullanılabilir olan fonlar
available capital i. mevcut sermaye
cash credit line available i. kullanılabilir nakit avans limiti
date available for work i. işe başlayabileceğiniz tarih
make loan available f. kredi kullandırmak
make credit facilities available f. kredi kullandırmak
make loan credit facilities available f. kredi kullandırmak
available-to-promise s. sevkiyata hazır
not available s. uygun değil
Hukuk
available evidence i. eldeki delil
available evidence i. eldeki kanıt
available evidence i. mevcut kanıt
available evidence i. mevcut delil
available evidence i. eldeki kanıtlar
available for use s. oturmaya müsait
Siyasal
available vacancy i. boş yer
publicly available information i. halka açık bilgi
make benefits available to his supporters f. yandaşlarına peşkeş çekmek
make benefits available to his supporters f. yandaşlarına peşkeş çekmek
make benefits available f. peşkeş çekmek
Turizm
revenue per available room i. oda başına gelir
best available rate (bar) i. en uygun fiyat
revenue per available room (revpar) i. oda başı elde edilen gelir
highly available s. yüksek erişimli
Teknik
available soil moisture i. elverişli toprak nemi
available working head i. kullanılabilir yararlı yük
available water supply i. sağlanmış su
available power i. alınabilir güç
available time i. kullanılabilen süre
available time i. kullanılır süre
available working head i. kullanılabilir faydalı yük
available cohesion i. kabul edilen kohezyon
available heat i. kullanılabilir ısı
average available discharge i. ortalama faydalı deşarj
available time i. kullanılabilir süre
available water supply i. kullanılabilir su kaynağı
available storage capacity i. faydalı biriktirme hacmi
available water supply i. faydalanılan su
available power i. kullanılır güç
available energy i. mevcut enerji
available machine time i. kullanılabilir makine zamanı
average available discharge i. ortalama faydalı akım
available power i. kullanılabilir güç
available time i. hazır süre
maximum available gain i. elde edilebilir en büyük kazanç
available capacity i. kullanılabilir kapasite
available energy i. kullanılabilir enerji
available water supply i. yararlanılan su
available head i. faydalı yükseklik
available storage capacity i. yararlı biriktirme hacmi
available heat i. etkili ısı
available head i. yararlı yükseklik
available in the region i. bölgede mevcut
available heat i. işe yarar ısı
review of available methods of chemical analysis i. mevcut kimyasal analiz metotlarının incelenmesi
available car area i. (asansör) kullanılabilir kabin alanı
commercially available s. piyasada satılan
Bilgisayar
viewing options available i. kullanılabilir gösterme seçenekleri
data available line i. veri hazır hattı
any available document i. kullanılabilen her belge
any available i. hazır bağlantı
available buttons i. kullanılabilen düğmeler
available context i. kullanılabilir içerik
available printer memory i. kullanılabilir yazıcı belleği
available bytes i. kullanılabilir bayt
available references i. uygun başvurular
available fonts i. kullanılabilir yazı tipleri
available headings i. kullanılabilen üstbilgiler
available users i. kullanılabilen kullanıcılar
available styles i. kullanılabilecek biçemler
available queues i. kullanılabilen kuyruklar
available fax modems i. kullanılabilen faks modemler
available groups i. kullanılabilir gruplar
available controls i. kullanılabilir denetimler
best available i. kullanılabilen en iyisi
available files i. kullanılabilir dosyalar
available choice i. kullanılabilir seçenek
available allocation units i. kullanılabilir yerleşim birimi
available buttons i. kullanılabilir düğmeler
available ports i. kullanılabilen bağlantı noktaları
available from i. kullanılma aralığı başlangıç
available print servers i. kullanılabilen yazdırma sunucuları
available tracks i. kullanılabilen izler
available drivers i. kullanılabilen sürücüler
available formats i. kullanılabilir biçimler
available references i. kullanılabilir başvurular
available types i. kullanılabilen türler
available printers i. kullanılabilen yazıcılar
available groups i. kullanılabilen gruplar
macro is available with i. makro kullanılabilen yerler
macros available in i. makroların kullanılabileceği yer
paper available i. kullanılabilir kağıt
pets available i. satılık evcil hayvanlar
available machine time i. kullanılabilir makine zamanı
available time i. hazır süre
available time i. kullanılabilen süre
add-ins available i. kullanılabilir içine-ekleler
built-in toolbars available i. kullanılabilir yerleşik araç çubukları
status not available expr. durum kullanılamıyor
space for tools is not available expr. araçlar için yer yok
active code page not available from con device expr. etkin kod sayfası con aygıtından kullanılamıyor
command is not available expr. komut kullanılamıyor
edition manager is not available expr. yayım yöneticisi kullanılamaz
k available expr. k boş
k available expr. k kullanılabilir
k bytes available expr. k byte boş
line available expr. hat kullanılabilir
make toolbar available to expr. araç çubuğunu kullanılabilir yap
make autotext entry available to expr. otomatik metin girdisi kullanılabilecek yer
make macro available to expr. makronun kullanılabileceği yer
multiple features available expr. birden çok özellik kullanılabilir
not available expr. kullanılabilir değil
multiple maps available expr. birden çok harita kullanılabilir
not available expr. hazır değil
no preview available expr. baskı önizleme kullanılamaz
no translations available expr. mevcut çeviri yok
no data available expr. mevcut veri bulunmamaktadır
no connections are available expr. hiçbir bağlantı yok
update available expr. güncelleme hazır
Telekom
available time i. müsait zaman
longest available agent i. en uzun süredir müsait temsilci
next available agent i. bir sonraki uygun temsilci
publicly available telephone service i. kamuya açık telefon hizmeti
available memory    i. kullanılabilir bellek
available time i. hattın boş olduğu süre
available line i. mevcut hat
available bit rate i. mevcut bit hızı
auto available expr. oto uygun
Elektrik
maximum available temp i. azami uygunluktaki ısı
maximum available gain i. elde edilebilir en büyük kazanç
Televizyon
available battery capacity i. geçerli pil kapasitesi
Ulaştırma
available-to-load date i. uygun yükleme tarihi
available-to-load date i. yüklemeye uygun tarih
ald (available-to-load date) i. uygun yükleme tarihi
ald (available-to-load date) i. yüklemeye uygun tarih
Havacılık
emergency distance available i. acil durum pist mesafesi
landing distance available i. mevcut iniş mesafesi
accelerated stop distance available i. mevcut hızlanma durma mesafesi
accelerate-stop distance available i. yardımcı pist uzunluğu
take-off run available i. kalkış koşusu için mevcut mesafe
take-off run available i. mevcut kalkış yüzeyi
take-off distance available i. mevcut kalkış mesafesi
available seat kilometers i. arz edilen koltuk kilometre
take-off run available i. mevcut kalkış koşu mesafesi
cost per available seat-mile i. arz edilen koltuk mil başına maliyet
Denizcilik
available workable hatch i. mevcut çalışabilir ambar ağzı
Medikal
available noninvasive options i. mevcut invaziv olmayan seçenekler
available means in the hospital i. hastanenin olanakları
available means in the hospital i. hastanedeki mevcut olanaklar
readily available s. kolayca bulunabilen
Fizik
available power i. kullanılabilir güç
Kimya
free available residual chlorine i. serbest kalıntı clorin
available chlorine i. serbest klor
Tarım
available field capacity i. faydalı tarla kapasitesi
available soil moisture i. faydalı nem
available soil moisture i. elverişli toprak nemi
Tütün
available with i. kimin tarafından yetki verileceği
Çevre
best available tecnology i. en iyi kullanılabilir teknoloji
available groundwater resource (agr) i. mevcut yeraltı suyu kaynağı
plant available nitrogen i. bitkiye yarayışlı azot
Coğrafya
best available technology i. en iyi kullanılabilir teknoloji
available nurient i. kullanılabilir besin
Meteoroloji
convective available potential energy i. konvektif yeterlikli potansiyel enerji
Jeoloji
available nutrient i. elde edilebilir besin
best available technology i. en iyi mevcut teknoloji
available nutrient i. kullanılabilir besin
Askeri
available payload i. yük kapasitesi
mission enemy terrain troops and time available i. vazife düşman arazi ve mevcut kuvvetler ve zaman
combat available aircraft i. muharebeye hazır uçak
commercially available equipment i. piyasadan elde edilebilir teçhizat
gross space available for storage i. safi depolama sahası
commercially available equipment i. piyasada mevcut teçhizat
available supply rate i. günlük cephane ikmal oranı
ammunition available supply rate i. günlük cephane ikmal oranı
operating beds available i. açık hasta yatağı mevcudu
space available mail i. denizaşırı bir askeri kargo gönderim kategorisi
available for reassignment s. yeniden atanmaya hazır
available for reassignment s. yeniden tahsise hazır
all available zf. tam mevcutla
Matbaa
annual available hours i. yıllık mevcut zaman
Argo
mba (married but available) expr. evliyim ancak müsaitim