İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | material i. | materyal | ||
That is why it is important to maintain current safeguards, in particular the removal of specified risk material. Bu nedenle özellikle belirli risk materyallerinin kaldırılması olmak üzere mevcut önlemlerin sürdürülmesi önemlidir. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | material i. | madde | ||
The human body must not be degraded to biological material. İnsan vücudu biyolojik maddeye dönüştürülmemelidir. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | material i. | malzeme | ||
Perhaps minimum targets for each material is not a bad idea. Belki de her malzeme için minimum hedefler kötü bir fikir değildir. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | material s. | maddi | ||
The Commission services even lack the necessary human, budgetary and material resources. Komisyon servisleri gerekli insan, bütçe ve maddi kaynaklardan bile yoksundur. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | material i. | malzeme | ||
Are some still saying that they will put this material into a landfill? Bazıları hala bu malzemeyi çöpe atacaklarını mı söylüyor? More Sentences |
||||
Genel | material i. | kumaş | ||
I'm going to make this material into a skirt. Bu kumaştan etek yapacağım. More Sentences |
||||
Genel | material i. | madde | ||
Clearly this is not sufficient to ensure traceability of all feed materials. Bu durumun tüm yem maddelerinin izlenebilirliğini sağlamak için yeterli olmadığı açıktır. More Sentences |
||||
Genel | material s. | önemli | ||
I do of course endorse the material need for dialogue between the European Union and Iran. Elbette Avrupa Birliği ile İran arasındaki diyaloğa duyulan önemli ihtiyacı destekliyorum. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | material | madde | ||
In the former case, however, it is material external to themselves that their bodies are having to incorporate. Ancak ilk durumda, bedenlerinin bünyesine katmak zorunda olduğu şey kendi dışlarındaki maddedir. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | material | kumaş | ||
I want a suit made of this material. Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telekom | material | malzeme | ||
This of course applies equally to the tracking down of stolen nuclear material and its safe storage. Bu durum elbette çalınan nükleer malzemenin izinin sürülmesi ve güvenli bir şekilde saklanması için de geçerlidir. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Otomotiv | material | materyal | ||
Secondly, what should be our approach to this kind of material arriving from outside the Community? İkinci olarak, Topluluk dışından gelen bu tür materyallere yaklaşımımız ne olmalıdır? More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | material i. | özdek | ||
Genel | material i. | bez | ||
Genel | material i. | maddeci | ||
Genel | material i. | dokuma | ||
Genel | material i. | gereç | ||
Genel | material i. | bulgu | ||
Genel | material i. | unsur | ||
Genel | material i. | üzerine kafa yorarak fikirlerin sentezlenebileceği ve orijinal yorumlar ve sonuçlar için bir temel oluşturabilecek veri, gözlem ve fikirler | ||
Genel | material i. | (komedyen, müzisyen gibi sanatçılara ait) repertuar | ||
Genel | material i. | bir amaca veya role uygun olma potansiyeli taşıyan kimse | ||
Genel | material i. | eylemde bulunmak veya bir şey üretmek için gerekli teçhizat | ||
Genel | material i. | belirli bir amaca yönelik yazılmış metin | ||
Genel | material i. | geliştirilebilir veya detaylandırılabilir olan fikirler, notlar veya çizimler | ||
Genel | material i. | bilgiler | ||
Genel | material i. | veriler | ||
Genel | material s. | bedensel | ||
Genel | material s. | etkili | ||
Genel | material s. | gerekli | ||
Genel | material s. | zaruri | ||
Genel | material s. | cismani | ||
Genel | material s. | maddesel | ||
Genel | material s. | özdeksel | ||
Genel | material s. | mühim | ||
Genel | material s. | esaslı | ||
Genel | material s. | esasa etkisi olan | ||
Genel | material s. | sonuca etkisi olan | ||
Genel | material s. | fiziki | ||
Genel | material s. | ilişkili | ||
Genel | material s. | geçerli | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | material | fiziksel | ||
Law | ||||
Hukuk | material i. | belge | ||
Hukuk | material i. | vesika | ||
Hukuk | material i. | delil | ||
Hukuk | material i. | kanıt | ||
Hukuk | material s. | hukuksal etkisi sebebiyle ciddiye alınması gereken | ||
Industry | ||||
Sanayi | material s. | finansal ve politik kurumlardan ziyade ürünlerin üretim ve dağıtımı ile işverenler ve çalışan ilişkilerine ait veya ilgili | ||
Technical | ||||
Teknik | material | gereç | ||
Telecom | ||||
Telekom | material | gereç | ||
Philosophy | ||||
Felsefe | material | özdeksel | ||
Military | ||||
Askeri | material i. | askeri teşkilat veya kuruluşa ait ekipman, teçhizat ve erzak | ||
Chess | ||||
Satranç | material i. | rakibe saldırmak için istediği zaman kullanabilecek şah haricindeki taşlar |