half- - Türkçe İngilizce Sözlük

half-

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"half-" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
General
half- ök. üvey-
half- ök. yarı-
half- ök. yarım-

"half-" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
half s. yarım
Globally, more than half a billion small arms are in circulation.
Dünya genelinde yarım milyardan fazla hafif silah dolaşımdadır.

More Sentences
General
half brother i. üvey erkek kardeş
Tom is my half brother.
Tom benim üvey erkek kardeşim.

More Sentences
half brother i. üvey kardeş
I'm Tom's half brother.
Ben Tom'un üvey kardeşiyim.

More Sentences
better half i.
Where's your better half?
Eşin nerede?

More Sentences
half hour i. yarım saat
It's a half hour till lunch.
Öğle yemeğine yarım saat var.

More Sentences
first half i. birinci yarı
Tourist revenues rose by about 5% in the first half of 2000, after a poor result in 1999.
Turizm gelirleri, 1999 yılındaki kötü bir sonuçtan sonra, 2000 yılının birinci yarısında %5 kadar yükselmiştir.

More Sentences
half life i. yarı ömür
The half life of actinium-225 is approximately 10 days.
Aktinyum-225'in yarı ömrü yaklaşık 10 gündür.

More Sentences
half the battle i. işin yarısı
Making a good start is half the battle.
İyi bir başlangıç yapmak işin yarısıdır.

More Sentences
half an hour i. yarım saat
Why, yet again, has the time allotted to questions to the Council been reduced by half an hour?
Konsey'e yöneltilen sorulara ayrılan süre neden yine yarım saat azaltıldı?

More Sentences
one half i. yarısı
One half of Europe has become the adversary of the other.
Avrupa'nın bir yarısı diğerinin düşmanı haline gelmiştir.

More Sentences
second half i. ikinci yarı
There are three major interlocking processes among the items on our agenda for the second half of this year.
Bu yılın ikinci yarısında gündemimizde yer alan konular arasında birbiriyle bağlantılı üç önemli süreç bulunmaktadır.

More Sentences
first half i. ilk yarı
These issues were examined at the IGC meetings which took place in the first half of October.
Bu konular Ekim ayının ilk yarısında gerçekleşen IGC toplantılarında incelenmiştir.

More Sentences
other half i. diğer yarısı
What we are discussing here is not going to find its way over to the other half of the budgetary authority.
Burada tartıştığımız konu, bütçe yetkisinin diğer yarısına yansımayacak.

More Sentences
better half i. hayat arkadaşı
Where's your better half?
Senin hayat arkadaşın nerede?

More Sentences
half-sister i. üvey kız kardeş
Tom has a half-sister.
Tom'un bir tane üvey kız kardeşi vardır.

More Sentences
half-truth i. yarı gerçek
Instead, we have seen half-truths, prevarication and evasion.
Bunun yerine yarı gerçekler, yalanlar ve kaçamak cevaplar gördük.

More Sentences
half sister i. üvey kız kardeş
No, Mary isn't my stepsister, she's my half sister.
Hayır, Mary benim üvey kız kardeşim değil, yarı kardeşim.

More Sentences
half an inch i. yarım inç
I'm half an inch taller than Tom.
Tom'dan yarım inç daha uzunum.

More Sentences
half measure i. yarım yamalak
Fire cannot be prevented by half measures.
Yangına yarım yamalak önlemlerle engel olunamaz.

More Sentences
half century i. yarım yüzyıl
I'm over a half century old.
Yarım yüzyılı geçtim.

More Sentences
half century i. yarım asır
I'm over a half century old.
Yarım asırdan fazla yaştayım.

More Sentences
half [obsolete] i. yarım yıl
He has coached us for half a year.
O, yarım yıl boyunca bize eğitmenlik yaptı.

More Sentences
half-bottle i. yarım şişe
Please bring me a half-bottle of wine.
Lütfen bana yarım şişe şarap getirin.

More Sentences
half-mile i. yarım mil
The school is a half-mile walk from my house.
Okul, evimden yarım mil yürüme mesafesinde.

More Sentences
half-life i. (radyoaktivite) yarı ömür
The half-life of the radioactive isotope is ten days.
Radyoaktif izotopun yarı ömrü on gündür.

More Sentences
reduce by half f. yarıya indirmek
The price of this book has been reduced by half.
Bu kitabın fiyatı yarıya indirildi.

More Sentences
more than half s. yarıdan fazla
More than half of the languages spoken in our world today are endangered.
Bugün dünyamızda konuşulan dillerin yarıdan fazlası tehlike altındadır..

More Sentences
first half of s. ilk yarısı
The first half of the last century was the worst in the history of the world with two world wars.
Geçen yüzyılın ilk yarısı, iki dünya savaşı ile dünya tarihinin en kötü dönemiydi.

More Sentences
not half bad s. fena değil
The stew was not half bad.
Güveç fena değildi.

More Sentences
half s. yarım
Tanzania for as long as people can remember, has been host to more than half a million refugees in camps.
Tanzanya, insanların hatırlayabildiği kadarıyla, kamplarda yarım milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapmaktadır.

More Sentences
half-done s. yarım
Control without referring back to errors detected previously is a job half-done.
Daha önce tespit edilen hatalara geri dönmeden yapılan kontrol, yarım kalmış bir iştir.

More Sentences
half-open s. yarı açık
Tom looked at the half-open door and wondered what was on the other side.
Tom yarı açık kapıya baktı ve diğer tarafta ne olduğunu merak etti.

More Sentences
half-hearted s. gönülsüz
This is not just a half-hearted compromise, but a really good package.
Bu sadece gönülsüz bir uzlaşma değil, gerçekten iyi bir pakettir.

More Sentences
half-dozen s. yarım düzine
We have a half-dozen eggs.
Yarım düzine yumurtamız var.

More Sentences
half s. buçuk
The UN estimates that seven and a half million people are at risk of famine in this devastated country.
BM, bu harap olmuş ülkede yedi buçuk milyon insanın kıtlık riski altında olduğunu tahmin ediyor.

More Sentences
one-half s. yarısı
At present, then, only about one-half in export refund is paid for livestock in comparison with meat.
Halihazırda ete kıyasla canlı hayvan için ihracat iadesinin sadece yaklaşık yarısı ödenmektedir.

More Sentences
half empty s. yarı boş
Whether the glass is half full or half empty.
Bardağın yarısı dolu mu yoksa yarısı boş mu?

More Sentences
half-naked s. yarı çıplak
So one would be justified in asking whether he was half-naked or half-dressed.
Dolayısıyla yarı çıplak mı yoksa yarı giyinik mi olduğunu sormakta haklı olabilirsiniz.

More Sentences
half-awake s. yarı uyanık
I'm often only half-awake.
Ben genellikle sadece yarı uyanığım.

More Sentences
half-dressed s. yarı giyinik
So one would be justified in asking whether he was half-naked or half-dressed.
Dolayısıyla yarı çıplak mı yoksa yarı giyinik mi olduğunu sormakta haklı olabilirsiniz.

More Sentences
half-eaten s. yarısı yenmiş
There was a half-eaten pizza on the table.
Masanın üstünde yarısı yenmiş bir pizza vardı.

More Sentences
Common Usage
half-way line i. orta saha çizgisi
half-way line i. santra çizgisi
half s. yarı
General
half sole i. yarım pençe
half plane i. yarıdüzlem
half truth i. yarı gerçek
half fare i. yarım bilet
half moon i. yarımay
half volley i. yarım vole
half time i. yarım gün
half sister i. üvey kızkardeş
half space i. yarıuzay
half light i. yarı ışık
more than half of turks i. türklerin yarısından fazlası
half a decade i. beş yıl
half face i. profil
half i. ara
half wit i. idiot
half binding i. cilt
one's better half i. kaşık düşmanı
half time i. devre
second half of my life i. hayatımın ikinci yarısı
half caste i. melez
half reaction i. yarıtepkime
half the battle i. işin çoğu
half the battle i. işin en zor tarafı
half i. devre
half length i. yarı uzunluk
half note i. yarım nota
half portion i. yarım porsiyon
half measures i. yeterli olmayan tedbirler
half hitch i. dülger bağı
half a dozen i. yarım düzine
half measure i. uzlaşma
half glasses i. yarım gözlük
half sole i. gizli pençe
half pay i. açık maaşı
half line i. yarıdoğru
half intensity i. yarı yoğunluk
half wit i. moron
left half i. solhaf
half year i. yarıyıl
half year i. sömestr
half orphan i. öksüz
half gold coin i. yarım altın
a glass of half empty i. yarım bardak
half of people i. insanların yarısı
half ray i. yarı ışın
pane of glass in the movable half of the window i. müteharrik pencere camı
half load i. yarı yük
half span i. yarı açıklık
half principal i. yarım mertek
half hitch i. sade ilmik
half cone i. yarım koni
half timber i. yarım azman
half time i. haftaym
half time i. ara
half section i. yarım kesit
half adder i. yarı toplayıcı
half shield i. yarı koruyucu
half round i. yarım yuvarlak
half round i. yarımyuvarlak
half empty seed i. yarı dolu tohum
brick-and-half wall i. bir buçuk tuğla duvar
a two-and-a-half lira coin i. iki buçukluk
half-wit i. budala
half-wit i. aptal
half-timbered house i. hımış ev
half-orphan i. yetim
half-value thickness i. yarı değer kalınlığı
half-bread i. melez
half-a-crown i. eski ingiliz parası
half-finished products i. yarımamül ürünler
half-wit i. denyo
half-value layer i. yarı değer kalınlığı
half-wit i. ahmak
half-term week i. yarım gün çalışmalı hafta
half-glass door i. yarım camlı kapı
half-mast i. bir bayrağın matem işareti olarak yarıya indirilmesi
half-hitch i. yarım düğüm
half-year holiday i. yarıyıl tatili
half-track i. askeri araç
half-moon i. yarımay
half-span i. yarı açıklık
half-wit i. kaşalot
half-slip i. kısa külot
half-breed i. melezleme
half-mast i. mezestre edilmiş bayrak veya sancak
half-title i. iç kapak
half-burnt piece of wood i. öksü
half-board i. yarım pansiyon
half-way house i. uzlaşma
half-mast i. yarıya indirilmiş bayrak
half-mast i. mezestre
half-cock i. horoz emniyeti
half-boot i. kısa çizme
half-way house i. aşama
centre-half i. santrhaf
half-pint i. yerden bitme
half-hunter i. cep saati
half-a-dollar i. yarım dolar
half-length i. vücudun yukarı kısmını gösteren resim
half-term i. yarı yıl tatili
half-man i. yarım adam
half-a-dollar i. yarım dolarlık madeni para
half-mast i. bayrağın yarıya indirilmesi
half-shadow i. yarıgölge
half-blood i. ebeveynlerinden biri üvey olan çocuk
half-width i. yarı genişlik
half fare ticket i. yarım bilet
half holiday i. yarım günlük tatil
half pension i. yarım pansiyon
return half i. biletin dönüş yarısı
half-slip i. iç eteklik
half-slip i. jüpon
first half of the year i. yılın ilk yarısı
second half of the year i. yılın ikinci yarısı
nearly half of society i. toplumun neredeyse yarısı
one and a half i. bir buçuk
two and a half i. iki buçuk
one and half hour i. bir buçuk saat
half glass of wine i. yarım kadeh şarap
nearly half of the students i. öğrencilerin yarıya yakını
nearly half of the students i. öğrencilerin neredeyse yarısı
one-half cash i. yarısı peşin
first-half cash i. yarısı peşin
the first half of the year i. senenin ilk yarısı
the first half of the year i. yılın ilk yarısı
half-mast i. yarıya indirme (bayrak)
half-blood i. yarımkan
half-blood i. melez
half-hose i. kısa çorap
the final half of the year i. yılın son yarısı
three-and-a-half-hour meeting i. üç buçuk saatlik toplantı
half of national income i. ulusal gelirin yarısı
half awake half asleep state i. uyku ile uyanıklık arasındaki durum
half awake half asleep state i. yarı uyur yarı uyanıklık durumu
a mile and a half i. bir buçuk mil
half-siblings i. üvey kardeşler
half bath i. (bir klozet ve bir lavabodan oluşan) küçük tuvalet
half-staff i. bayrağı yarıya indirme
half-drop-match i. yarım (soter) raport
four and a half i. dört buçuk
half up half down i. saçın bir kısmını arkadan birleştirerek, bir kısmını ise açık bırakacak şekilde toplama biçimi
center-half i. santrhaf
half-frame glasses i. yarım çerçeve gözlük
paternal half-brother i. baba bir ana ayrı erkek kardeş
the 1st half i. 1. yarı
half a cup of water i. yarım bardak su
half teaspoon i. yarım çay kaşığı
half shirt i. yarım tişört
brick-and-half wall i. kalın bir tuğla duvar
half socks i. yarım çorap
half smile i. yarım ağız gülme
half eternity ring i. yarımtur yüzük
half eternity ring i. yarım tur yüzük
one and a half year i. bir buçuk yıl
half sovereign i. 10 şilin değerinde eski bir ingiliz altın parası
half aunt i. annenin veya babanın üvey kız kardeşi
half wit i. geri zekâlı
half [obsolete] i. altı aylık dönem
half [obsolete] i. kenar
half [obsolete] i. yan
half [scotland] i. ufak kadeh içki
half i. ortak
half i. önemli bölüm
half i. yarım pint
half i. önemli kısım
half i. yarım kron
half i. yarım dolar
half bathroom i. (klozet ve lavabodan oluşan) küçük tuvalet
half boarder i. yarı yatılı öğrenci
half boarder i. yarım pansiyoner
half cap i. şapkayla hafifçe verilen selam
half cock i. hazırlıksızlık
half cock i. fevrilik
half cock i. zihin bulanıklığı
half door i. hollanda kapısı
half door i. yarım kapı
half heck i. kapının alt yarısı
half life i. düşüş veya eskimeden önceki popülerlik veya kullanışlılık dönemi
half mile i. yarım millik yarış
half pay i. fiili hizmette olmayan veya emeklilik dönemindeki ingiliz ordu subayına ödenen indirilmiş maaş
half pint i. yarım pint
half pound i. yarım libre
half time i. devre arası
half-a-crown i. iki buçuk şilin
half-a-dollar i. elli sent
half-and-half [uk] i. iki çeşit bira karışımı
half-and-half i. melez
half-and-half i. çifte vatandaş
half-and-half i. iki şeyin eşit oranda karışımı
half-birthday i. yarı doğum günü
half-birthday i. birisinin gerçek doğum gününden yaklaşık 6 ay önceki gün
half-blood i. orta incelikte yün
half-bred i. kırma hayvan
half-century i. ellili grup
half-circle i. yarım daire şeklindeki şey
half-cock i. hazırlıksızlık
half-cock i. fevrilik
half-cock i. zihin bulanıklığı
half-gallon i. yarım galon
half-inch i. yarım inç
half-lie i. yalan yanlış şey
half-lie i. tam olarak doğru olmayan şey
half-mile i. 800 metre
half-mile i. yarım millik yarış
half-minute i. kısa süre
half-minute i. yarım dakika
half-minute i. lahza
half-minute i. an
half-mourning i. yarım matem dönemi kıyafetleri
half-mourning i. yarı matem dönemi
half-second i. yarım saniye
half-second i. dakikanın 120'de 1'i
half-second i. an
half-sword i. yarım kılıç
half-sword i. yakın dövüş
half-sword [obsolete] i. küçük kılıç
half-turn i. yarım dönüş
half-way house i. yarıyol hanı
half-way house i. orta nokta
half-way house i. uyum evi
one-half i. bütünün eşit iki parçasından her biri
half-sibling i. yarı kardeş
half-brother i. sadece bir ebeveynin ortak olduğu erkek kardeş
half-sister i. sadece bir ebeveynin ortak olduğu kız kardeş
paternal half-sister i. baba tarafından yarı-öz kardeş
be left half finished f. yarım kalmak
be left half open f. aralık kalmak
half close f. aralık bırakmak
meet half way f. uzlaşmak
be too clever by half f. zekasına çok güvenmek
cut in half f. yarıya bölmek
half finish f. yarılamak
go off at half cocked f. hazırlıksız iş görmek
be left half finished f. yarıda kalmak
finish the half f. devreyi kapatmak
fold in half f. ikiye katlamak
fold in half f. ikiye kıvırmak
break in half f. ikiye bölmek (ekmeği vb)
put half the money in the bank f. paranın yarısını bankaya yatırmak
split the work half and half f. yapılacak işi yarı yarıya bölmek
go off at half cocked f. yolunu şaşırmak
draw a half moon f. yarımay çizmek
fly the flag at half-mast f. bayrağı yarıya indirmek
fly the flag at half-mast f. bayrakları yarıya indirmek
go off at half-cocked f. yolunu şaşırmak
half-open f. biraz açmak
lower the flag to half-mast f. bayrağı yarıya indirmek
half-fall f. neredeyse düşmek
half-sole f. ayakkabıya yarım pençe vurmak
half-sole f. yarım pençe vurmak
half-open f. aralamak
half-sole f. yarım pençe vurmak (ayakkabıya)
lower a flag to half-staff f. bayrağı yarıya indirmek
lower the flag to half-staff f. bayrağı yarıya indirmek
go off at half-cocked f. sinirlenmek
have half a mind to f. -eceği gelmek
have half a mind to f. -esi gelmek
be scared half to death f. çok korkmak
cut the expenses in half f. masrafları yarıya indirmek
complete half of f. yolu yarılamak
turn back half-way f. yarı yoldan dönmek
last a day and a half f. bir buçuk gün sürmek
take half f. (ilacı) yarım almak
spend half of his/her life in the music business f. hayatının yarısını müzik piyasasında harcamak
spend half of one's life in something f. hayatının yarısını bir şeye/bir yerde harcamak
spend half of one's life in something f. hayatının yarısını bir şeyle geçirmek
fold into half f. (kağıdı vb) ikiye katlamak
take a half day off from work f. işten yarım gün izin almak
take a half day off f. yarım gün izin almak
take a half day off f. yarım gün izin kullanmak
be half dead with a bullet hole in one's shoulder f. omzunda bir kurşun deliğiyle yarı ölü bir halde olmak
fly the flag at half-staff f. bayrakları yarıya indirmek
take half measures f. yarım yamalak yapmak
split in half f. ikiye ayrılmak
cut in half f. yarıya indirgemek
cut in half f. yarıya düşürmek
fall by half f. yarı yarıya düşmek
half believe f. şüphelenmek
pay half for something f. bir şeyin yarısını ödemek
half cock f. (silahın horozunu) yarı tetik haline getirmek
half-cock f. hazırlıksızlık nedeniyle başarısız olmak
half-fill f. yarısını doldurmak
half-mast f. (bayrağı) yarıya indirmek
half-staff f. bayrağı yarıya indirmek
half baked s. yarı pişmiş
half-witted s. ebleh
half-witted s. salak
half breed s. melez
half blooded s. melez
not half bad s. hiç de fena olmayan
half cocked s. düşüncesiz
half way s. yetersiz
half hearted s. isteksiz
half breed s. kırma
half s. yarı
half s. nısıf
more than half of s. yarısından çoğu
half oval s. yarımyuvarlak
half size s. yarım boy
half trained s. yarı eğitilmiş
half size s. yarı ölçekli
half trained s. yarı yetişmiş
half duplex s. yarı çift yönlü
one more than half s. yarısından bir fazlası
too clever by half s. anasının gözü
too clever by half s. kaçın kurası
half-hearted s. isteksiz
half-assed s. işe yaramaz
half-timbered s. yarı ahşap
half-breed s. kırma
half-baked s. deneyimsiz
half-length s. yarım boy
half-read s. yarım okunmuş
half-open s. aralık
half-witted s. ahmak
half-way s. yetersiz
half-baked s. yarı pişmiş
half-witted s. dangalak
half-baked s. acemi
half-witted s. budala
half-caste s. melez
half-time s. yarım günlük (iş/çalışma)
half-read s. yüzeysel
half-blooded s. melez
half-baked s. düşüncesiz
half-baked s. aptalca
half-baked s. iyi düşünülmemiş
half-size s. yarı boyut
half-hour s. yarım saatlik
half-time s. yarım günlük
half-witted s. gebeş
half-witted s. açık ağızlı
half-way s. yarım yamalak
half-breed s. azma
half-bred s. melez
half-light s. loş
half-witted s. aptal
half-assed s. beceriksiz
half-breed s. melez
half-cock s. tetiklemeye hazır
half duplex s. yarı dubleks
less than half s. yarıdan daha az
half-bred s. yarımkan
half-breed s. yarımkan
half-witted s. kalın kafalı
half full s. yarı dolu
one and a half s. bir buçuk katı
half blind s. yarı kör
half sunk s. yarıya kadar gömülmüş
half-buried s. yarıya kadar gömülü
half-buried s. yarı gömülü
half-buried s. (toprağa) yarısına kadar gömülü
at half-mast s. yarıya indirilmiş (bayrak)
at half-staff s. yarıya indirilmiş (bayrak)
a half-carat s. bir buçuk karatlık
half-clothed s. yarı giyinik
half-stunned s. yarı baygın
half-dark s. yarı karanlık
half empty s. yarıya kadar boş
half empty s. yarı yarıya boş
half-blind s. yarı kör
half hidden s. belli belirsiz
split half s. ikiye bölünmüş
split half s. yarıya bölünmüş
half s. mesafenin yarısına ulaşan
half s. sadece yarısını kapsayan
half s. omurgayı ve panoların dörtte birini kaplayan
half [dialect] [uk] s. küçük
half s. kısmi zamanlı
half s. yarı zamanlı
half s. kısmen
half s. yarım yamalak
half s. tam olmayan
half s. kısmi
half s. tek ebeveyni ortak olan
half mile s. yarım millik
half-time s. yarım zamanlı
half-time s. kısmi zamanlı
half-time s. yarı hızlı
half-and-half s. iki şeyi eşit olarak birleştiren
half-and-half s. eşit katılım gerektiren
half-arsed s. düşüncesiz
half-arsed s. sağduyu göstermeyen
half-arsed s. iyi planlanmamış
half-asleep s. uyuruyanık
half-blooded s. üvey
half-blooded s. ebeveynlerinden biri ortak olan
half-bred s. üvey
half-bred s. ebeveynlerinden biri ortak olan
half-bred s. iyi eğitilmemiş
half-bred s. iyi terbiye edilmemiş
half-clad s. kısmen giyinmiş
half-clad s. yarı giyinik
half-clammed s. yarı dolu
half-closed s. kısmen kapalı
half-closed s. yarı kapalı
half-completed s. kısmen tamamlanmış
half-concealed s. kısmen gizlenmiş
half-conscious s. yarı bilinçli
half-conscious s. kısmen uyanık
half-convinced s. tam ikna olmamış
half-convinced s. yarı emin
half-cooked s. tam pişmemiş
half-cooked s. yarı pişmiş
half-covered s. kısmen örtülü
half-covered s. yarı kapalı
half-cracked s. yarı bunak
half-cracked s. ahmak
half-cracked s. salak
half-crazed s. çileden çıkarılmış
half-crazed s. yarı kaçık
half-crazy s. delimsirek
half-crazy s. delice
half-crazy s. kafası gidik
half-cut s. yarıya bölünmüş
half-cut s. kısmen ayrılmış
half-dazed s. biraz şaşkın
half-dazed s. biraz kafası karışık
half-deaf s. iyi duyamayan
half-deserted s. yarı ıssız
half-deserted s. yarı tenha
half-digested s. tam olarak asimile edilmemiş
half-drowned s. neredeyse ölmüş
half-drowned s. neredeyse boğulmuş
half-eaten s. kısmen tüketilmiş
half-english s. yarı ingiliz
half-faced s. yarım yüz
half-faced s. profil gösteren
half-filled s. yarı dolu
half-forgotten s. neredeyse unutulmuş
half-formed s. tam şekilli olmayan
half-frozen s. çok soğuk
half-frozen s. kısmen donmuş
half-gallon s. yarım galonluk
half-grown s. tam olgunlaşmamış
half-heard s. kısmen duyulmuş
half-heard s. yarı işitilmiş
half-heard s. yarısı duyulmuş
half-hoping s. biraz umutlu
half-human s. yarı insan
half-joking s. şakayla karışık
half-joking s. yarı şaka yarı ciddi
half-learned s. yanlış öğrenilmiş
half-learned s. yarım yamalak öğrenilmiş
half-mad s. tam olarak akla yatmayan
half-mad s. akıllıca olmayan
half-mile s. yarım millik
half-price s. yarı fiyatlı
half-remembered s. kısmen hatırlanan
half-remembered s. yarım yamalak anımsanan
half-right s. yarı doğru
half-right s. tam doğru olmayan
half-ruined s. çürümüş
half-ruined s. harap olmuş
half-ruined s. ağır hasarlı
half-serious s. yarı ciddi