anlama - Türkisch Englisch Wörterbuch

anlama

Bedeutungen von dem Begriff "anlama" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
anlama comprehension n.
You can enhance your reading comprehension by working on your vocabulary.
Kelime bilginiz üzerinde çalışarak okuduğunuzu anlama becerinizi geliştirebilirsiniz.

More Sentences
anlama understanding n.
It utterly passes my understanding how the Commission is unwilling to support this amendment.
Komisyonun bu değişikliği desteklemekte nasıl isteksiz olduğunu anlamakta güçlük çekiyorum.

More Sentences
General
anlama comprehension n.
Why he did it is beyond my comprehension.
Bunu neden yaptığını anlayamıyorum.

More Sentences
anlama grip n.
He stood still, trying to get a grip on what was happening.
Kıpırdamadan durdu, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

More Sentences
anlama realisation n.
Added to this is the realisation that many champions of the new economy are turning out to be manipulative conmen.
Buna bir de yeni ekonomi şampiyonlarının çoğunun manipülatif dolandırıcılar olduğunun anlaşılması ekleniyor.

More Sentences
Philosophy
anlama understanding n.
My understanding was that there was an intention to run one.
Anladığım kadarıyla bir tane çalıştırma niyeti vardı.

More Sentences
General
anlama intellection n.
anlama drift n.
anlama perception n.
anlama grasp n.
anlama insight n.
anlama appreciation n.
anlama prehension n.
anlama finding out n.
anlama composition n.
anlama apprehension n.
anlama knowledge n.
anlama realization n.
anlama sense n.
anlama intelligence n.
anlama uptake n.
anlama fathom n.
anlama reason n.
anlama embracement n.
anlama understatement n.
anlama handle n.
anlama comprehending n.
anlama rumblegumption [scotland] n.
anlama rumelgumption [scotland] n.
anlama gorm n.
anlama gaum [dialect] [uk] n.

Bedeutungen, die der Begriff "anlama" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 231 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yanlış anlama misunderstanding n.
There appear to be a number of misunderstandings or perhaps misinterpretations here.
Burada bir takım yanlış anlamalar ya da belki de yanlış yorumlamalar var gibi görünüyor.

More Sentences
içyüzünü anlama insight n.
General
önemini sonradan anlama hindsight n.
These remarks were largely the product of hindsight and of their experiences.
Bu açıklamalar büyük ölçüde önemini sonradan anladıklarının ve deneyimlerinin ürünüdür.

More Sentences
anlama (bir şeyin değerini/önemini/gerekliliğini) appreciation n.
They have no appreciation of the problems we're facing.
Karşı karşıya olduğumuz sorunları hiç anlamıyorlar.

More Sentences
halden anlama sympathy n.
They finally achieved mutual sympathy.
Nihayet birbirlerinin halinden anlamayı başardılar.

More Sentences
yanlış anlama misapprehension n.
We must not be amenable to compromise on this, and the Council must not be left under any misapprehension about this.
Bu konuda taviz vermemeliyiz ve Konsey de bu konuda herhangi bir yanlış anlamaya mahal vermemelidir.

More Sentences
yanlış anlama misconception n.
There are many misconceptions about this technique.
Bu teknik hakkında pek çok yanlış anlama var.

More Sentences
yanlış anlama mistaking n.
We are mistaking, and losing sight of, all our reference points.
Tüm referans noktalarımızı yanlış anlıyor ve gözden kaçırıyoruz.

More Sentences
Idioms
(bir şeyi) iyi anlama the feel of (something) n.
We understand well the feelings of the Turkish government and the Turkish people.
Türk hükümetinin ve Türk halkının duygularını çok iyi anlıyoruz.

More Sentences
bitki yetiştirmekten anlama green thumb n.
It looks like you've got a green thumb.
Sen bitki yetiştirmekten anlıyorsun gibi görünüyor.

More Sentences
Technical
yanlış anlama misapprehension n.
In my view, this would be a complete misapprehension, but it can be rectified.
Benim görüşüme göre bu tam bir yanlış anlama olacaktır ancak düzeltilebilir.

More Sentences
General
yanlış anlama miscommunication n.
halden anlama fellowship n.
yanlış anlama misperception n.
iki anlama gelecek şekilde konuşan equivocator n.
içyüzünü anlama insight n.
anlama yetisi understanding n.
iyice anlama penetration n.
iki anlama gelebilirlik equivocacy n.
şakadan anlama yeteneği sense of humor n.
benzer sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri karıştırma malapropism n.
halden anlama understanding n.
birden fazla anlama gelme ambiguity n.
geç anlama hindsight n.
çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi subitizing n.
iki anlama gelecek söz söyleme equivocating n.
iyi yemek yeme ve yemekten anlama sanatı gastronomy n.
önceden anlama foretaste n.
birbirini anlama understanding n.
yanlış anlama misconstruction n.
anlama süreci noesis n.
okuduğunu anlama reading comprehension n.
tam olarak anlama clear understanding n.
yanlış anlama miscomprehension n.
yanlış anlama cross-purposes n.
geç anlama double-take n.
kendini anlama self-understanding n.
anlama yeteneği scope n.
aslını anlama ascertaining n.
doğrusunu anlama ascertaining n.
artık gerçekleri anlama disillusionment n.
anlama (dinleme-okuma) ve anlatma (konuşma-yazma) becerileri word attack skills n.
doğal/şüphe uyandırmayan yanlış anlama genuine misunderstanding n.
aslını anlama ascertainment n.
basit bir yanlış anlama a simple misunderstanding n.
çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi subitising n.
anlama becerisi reading comprehension skill n.
tersten okununca başka anlama gelen kelime semordnilap n.
iki zıt anlamdaki sözcüğün bir araya gelerek farklı anlama gelen bir sözcük oluşturması a conflict in terms n.
üstünkörü anlama superficial understanding n.
iş işten geçtikten sonra anlama after-wit n.
geçmiş dönemin ya da devrin birliğini ve önemini anlama ve temsil etme yeteneği the historic sense n.
bir konuşmayı anlama auding n.
çabuk anlama quick-wittedness n.
ciddi yanlış anlama embroglio n.
utanç verici yanlış anlama embroglio n.
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri sıklıkla karıştıran kimse malapropist n.
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri karıştırma malaprop n.
yanlış anlama malentendu n.
ne anlama geldiği anlaşılmayan mesaj, işaret mixed message n.
birçok anlama gelebilecek bir mesaj, işaret mixed message n.
dudak okuyarak anlama lip-reading n.
dudak okuyarak anlama lipreading n.
yazılmış eserleri anlama becerisi literature n.
tamamen anlama hold n.
tam anlama hold n.
yanlış anlama misconceit n.
yanlış anlama misintelligence n.
yanlış anlama misknowledge n.
yanlış anlama missense n.
anlama, hafıza gibi faaliyetleri zayıflatan şey mist n.
kelime ve ifadeleri motamot anlama literal-mindedness n.
anlama konusu objectivity n.
yerine getirilebilir anlama maddesi deliverable n.
bitkilerden anlama green hand [dialect] n.
önceden anlama gust [obsolete] n.
yanlış anlama idolum n.
yanlış anlama idolism n.
yanlış anlama idol n.
espriden anlama risibility n.
şakadan anlama risibility n.
yanlış anlama cloud n.
geniş bir konu yelpazesini anlama kapasitesi comprehensiveness n.
gerçek niteliği anlama becerisi intuitiveness n.
asıl söylenmek isteneni anlama penetration n.
halden anlama coherence [obsolete] n.
net şekilde anlama fix n.
önceden anlama preview n.
anlama emaresi speculation n.
şakadan anlama funny bone n.
iki anlama gelecek söz söylemek equivocate v.
aynı anlama gelmek have the same meaning v.
birden çok anlama gelmek have more than one meaning v.
birden çok anlama sahip olmak have more than one meaning v.
iyi anlama almak take in good part v.
birden çok anlama gelmek have many meanings v.
birden çok anlama sahip olmak have many meanings v.
ne anlama geldiği belli olmayan inscrutable adj.
iki anlama gelecek şekilde söylenmiş equivocated adj.
anlama katkısı olmayan redundant adj.
iki anlama gelebilen equivocal adj.
bir kişinin homoseksüel olduğunu anlama yeteneğinden yoksun kimse homoblivious adj.
birden fazla anlama gelebilen ambiguous adj.
anlama kabiliyeti olan perceptive adj.
anlama ile ilgili noetic adj.
anlama ile ilgili noematic adj.
anlama yeteneği olan comprehensive adj.
tanımlanamaz anlama sahip of undefinable meaning adj.
gizli veya saklı anlama sahip cabalistic adj.
ne anlama geldiği belli olmayan unscrutable adj.
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri karıştırma içeren malaprop adj.
aynı sesletime sahip farklı anlama gelen kelimeleri karıştırma içeren malapropian adj.
büyük anlama sahip loaded adj.
iki anlama gelebilen multivocal adj.
aynı anlama gelen consignificant adj.
aynı anlama gelen consignificative adj.
kötü anlama gelmeyen inoffensive adj.
sınırsız anlama yeteneği ile omnisciently adv.
bileşik fiil oluşumunda kullanılan anlama yoğunluk katan ön ek to- [obsolete] prep.
bir yanlış anlama olmuş there's been a misunderstanding expr.
Phrasals
aynı anlama gelmek amount to v.
(bir şeyi) anlama mücadelesi vermek struggle with (something) v.
Phrases
anlama kapasitesinin üzerinde olma out of one's depth expr.
ya da bu anlama gelecek olan benzer sözler or words to that effect expr.
bu şu anlama geliyor this means that expr.
Colloquial
bir şeyin değerini anlama everglow n.
somut kanıt olmadığı durumlarda akıl yürüterek anlama duck test n.
birçok anlama gelebilecek işaret/mesaj mixed signal n.
ne anlama geldiği anlaşılmayan işaret/mesaj mixed signal n.
(bir şeyi) anlama fix on (something) n.
bulma/anlama/çözme sürecinde olmak be onto v.
tüm bunlar ne anlama geliyor? what's all this expr.
ne anlama geliyor? what's all this expr.
Idioms
halden anlama fellow feeling n.
kavrama ve anlama yeteneği little grey cells n.
anlama gücü little grey cells n.
bir konuyu iyice öğrenme/anlama a grip on something n.
(bir konuyu/kavramı) iyi öğrenme/anlama grip on (something) n.
kendi amacına göre anlama humpty dumptyism n.
işine geldiği gibi değiştirme/anlama humpty dumptyism n.
(bir şeyi) iyi anlama a feel of (something) n.
anlama kabiliyeti yüksek kimse acute observer n.
bir şeyi anlama fix on something n.
bitkilerden iyi anlama green thumb n.
bu anlama gelecek olan benzer sözler words to that effect n.
arkasındaki anlama inmek go behind v.
bir anlama gelmek mean something v.
bir çok anlama gelen işaretler almak get mixed signals v.
bir çok anlama gelen bir işaret almak get a mixed signal v.
birçok anlama gelebilecek mesajlar vermek send mixed messages v.
ne anlama geldiği anlaşılmayan mesaj/mesajlar vermek send mixed messages v.
birçok anlama gelebilecek bir mesaj vermek send a mixed message v.
ne anlama geldiği anlaşılmayan mesaj vermek send a mixed message v.
ne anlama geldiği anlaşılmayan işaretler vermek send mixed signals v.
birçok anlama gelebilecek bir işaret vermek send a mixed signal v.
birçok anlama gelebilecek işaretler vermek send mixed signals v.
ne anlama geldiği anlaşılmayan bir işaret vermek send a mixed signal v.
bir çok anlama gelen bir işaret almak get a mixed signal v.
bir çok anlama gelen işaretler almak get mixed signals v.
birçok anlama gelebilecek mesajlar vermek send mixed messages v.
birçok anlama gelebilecek bir mesaj vermek send a mixed message v.
(birinin) anlama kapasitesinin üstünde above (one's) head adj.
anlama kapasitesinin üstünde above/over somebody’s head adj.
anlama kapasitesinin üstünde above (someone's) head adj.
anlama yeteneğinden yoksun dead from the neck up expr.
masumane bir cümlenin cinsel içerikli anlama gelen durumlarına vurgu yapmak için şaka yollu kullanılan bir deyim said the actress to the bishop expr.
(bir şey birinin) anlama kapasitesini aşıyor (something) is over (one's) head expr.
anlama kapasitesinin üzerinde out of your depth expr.
anlama kapasitesinin üstünde over your head expr.
ya da bu anlama gelecek olan benzer sözler owtte (or words to that effect) expr.
masumane bir cümlenin cinsel içerikli anlama gelen durumlarına vurgu yapmak için şaka yollu kullanılan bir deyim as the actress said to the bishop expr.
Speaking
adın/ismin ne anlama geliyor what does your name mean? n.
beni yanlış anlama! don´t get me wrong! expr.
sakın beni yanlış anlama don't get me wrong expr.
sakın beni yanlış anlama don't misunderstand me expr.
beni yanlış anlama don't get me wrong expr.
niye öyle bir anlama gelsin ki? why does it mean that? expr.
tüm bunlar ne anlama geliyor? what's all that mean? expr.
bu ne anlama geliyor biliyor musun? you know what that means? expr.
yanlış anlama ama don't take this the wrong way but expr.
bana bunun ne anlama geldiğini söyleyebilir misin? can you tell me what it means? expr.
bu ne anlama geliyor bilmiyorum I don't know what that means expr.
ne anlama geliyor dersin? what do you think it means? expr.
sence ne anlama geliyor? what do you think it means? expr.
bu tam olarak ne anlama geliyor? what does that mean exactly? expr.
bu kelime/sözcük ne demek/ne anlama geliyor? what does this word mean? expr.
bunun ne anlama geldiğini merak ediyorum I wonder what that means expr.
isminiz ne anlama geliyor? what does your name mean? expr.
ismin ne anlama geliyor? what does your name mean? expr.
adınız ne anlama geliyor? what does your name mean? expr.
adın ne anlama geliyor? what does your name mean? expr.
ne anlama geliyor? what does it stand for? expr.
ne anlama geliyorsa artık for whatever that means expr.
başarı senin için ne anlama geliyor? what does success mean to you? expr.
senin için başarı ne anlama geliyor? what does success mean to you? expr.
Informatics
doğal dilde anlama natural language understanding n.
Medical
yazılı metinleri anlama yeteneğinin bütünüyle yitirilmesi pure alexia n.
yazılı metinleri anlama yeteneğinin kısmen yitirilmesi partial alexia n.
koklama testi (bakteriyel vajinozis olup olmadığını kokudan anlama) sniff test n.
Psychology
kendine ve başkalarına ait duyguları anlama, yönetme ve yönlendirme yetisi emotional intelligence n.
duyguları ele alma ve nedenlerini anlama becerisi emotional literacy n.
Agriculture
topraktan anlama farmership n.
Social Sciences
halden anlama ubuntu [south african] n.
Education
anlama eğitimi Understanding Training n.
anlama yeteneği comprehension ability n.
anlama yönelik sorular concept checking questions n.
anlama egzersizleri comprehension exercises n.
sözel anlama verbal comprehension n.
okuduğunu anlama alıştırması comprehension n.
Literature
başka bir anlama da gelebilecek bir kelimenin istenilen anlamı verecek şekilde kullanılması imitative harmony n.
Linguistics
anlama yaklaşımı comprehension approach n.
okuduğunu anlama reading comprehension n.
okuma anlama sınavı reading comprehension test n.
diller/lehçeler arasında aynı yazılıma sahip olup farklı anlama gelen yanıltıcı kelimeler false equivalents n.
çıkarımsal anlama inferential comprehension n.
runik yazıları anlama ve çalışma becerisi runecraft n.
(ses bilgisinde) telaffuzun tümünde veya bir kısmında görülen ve anlama katkıda bulunan perde, vurgu ve tondaki belirgin değişim contour n.
dilbilgisel yapıdan ziyade anlama dayalı notional adj.
yan anlama ait extended adj.
birden fazla farklı anlama sahip homonymous adj.
bağlama göre değişen birden fazla anlama sahip (sözcük) overloaded adj.
dilbilgisel yapıdan ziyade anlama dayalı olarak notionally adv.
History
sanığı sıcak suya sokarak suçlu olup olmadığını anlama yöntemi hot-water ordeal n.
farklı bir sözcük ile aynı anlama sahip sözcük polyonym [rare] n.
Religious
monad'ın kozmik aklı veya anlama kabiliyeti manas n.
Philosophy
anlama, bilim ve bilgeliğin entelektüel erdemlerinden biri theoretic virtue n.
kişinin bakış açısına göre farklı bir anlama gelen egocentric adj.
Slang
bir kişinin homoseksüel olduğunu anlama yeteneği gaydar n.
bir kişinin eşcinsel olduğunu anlama yeteneği gaydar n.
beni yanlış anlama don't get it twisted expr.
Modern Slang
anlama kapasitesi olduğu halde anlamak istememe amathia n.