boldest - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

boldest



Bedeutungen von dem Begriff "boldest" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 52 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
bold adj. cüretkar
bold adj. cesur
bold adj. gözü pek
General
bold adj. yürekli
bold adj. kabak
bold adj. utanmaz
bold adj. levent
bold adj. arsız
bold adj. koyu renk yazılmış
bold adj. çarpıcı
bold adj. cesaret isteyen
bold adj. atılgan
bold adj. gözü pek
bold adj. göze çarpan
bold adj. acar
bold adj. cüretli
bold adj. cesaretli
bold adj. dik
bold adj. küstah
bold adj. cesur
bold adj. (harf) siyah
bold adj. kaim
bold adj. koyu
bold adj. kalın
bold adj. kubat
bold adj. sıra dışı
bold adj. dikkat çekici
bold adj. kışkırtıcı
bold adj. (düşünce, ifade) yaratıcı
bold adj. kaba saba
bold adj. çok güçlü
bold adj. çok şiddetli
bold adj. hiddetli
bold adj. olgun
bold adj. dolgun
bold adj. ifadesi güçlü
bold adj. yüzsüz
bold adj. cüretkâr
bold adj. belirgin
bold adj. kalın yazılmış
Colloquial
bold adj. mükemmel
bold adj. müthiş
bold adj. harika
bold adj. çok iyi
bold adj. olağanüstü
Computer
bold adj. kalın
bold adj. siyah (harf)
Marine
bold adj. kıyıya yaklaşılabilecek derecede derin
Gastronomy
bold adj. (tat) güçlü
bold adj. (tat) belirgin
Printery
bold v. (yazı tipi, metin) kalınlaştırmak
Slang
bold adj. taşaklı

Bedeutungen, die der Begriff "boldest" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 179 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
bold face n. koyu renk ile yazılmış
bold face n. koyu yazı tonu
bold-face n. kabalık
bold hero n. cesur kahraman
bold action n. cüretkar hareket
bold letter n. kalın harf
bold move n. cesur hareket
bold decision n. cüretkar karar
bold decision n. cesur karar
bold [obsolete] n. mesken
bold [obsolete] n. bina
bold [obsolete] n. ikamet yeri
put a bold face on v. zor bir durum karşısında cesaret göstermek
make bold v. cesaret etmek
put a bold face on it v. erkekliğe toz kondurmamak
present a bold front v. cesaret göstermek
make bold to v. cesaret etmek
make bold to v. cüret etmek
present a bold front v. yürekli gözükmek
make bold v. cüret göstermek
make so bold as to do something v. (bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
make so bold as to do something v. (bir şeyi yapmaya) cesareti olmak
be so bold as to do something v. (bir şeyi yapmaya) cesareti olmak
be so bold as to do something v. (bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak
be bold-faced v. yüzsüz olmak
bold [obsolete] v. cesur olmak
bold [obsolete] v. cesaret gelmek
as bold as brass adj. küstah
bold faced adj. küstah
as bold as brass adj. saygısız
as bold as brass adj. son derece yüzsüz
as bold as adj. kadar cesur
bold-faced adj. yüzsüz
bold-faced adj. koyu renk yazılmış
bold-faced adj. küstah
bold-faced adj. arsız
bold [obsolete] adj. güvenli
bold [obsolete] adj. emin
bold [obsolete] adj. inançlı
bold [obsolete] adj. emin
bold [obsolete] adj. inançlı
bold [obsolete] adj. güvenli
bold type adj. (yazı tipi) kalın
bold-faced adj. küstah
in bold outline adv. kabaca
big and bold adv. kalın ve koyu puntoyla
Phrases
if I may be so bold expr. haddimi aşmak istemiyorum ama
if I may be so bold expr. haddimi aşmak istemem ama
phrases in bold expr. koyu karakterli ifadeler
phrases in bold expr. koyu yazılmış ifadeler
bold of you to assume expr. nereden çıkardın
phrases in bold expr. koyu işaretlenmiş ifadeler
Proverb
fortune favors the bold şans cesur olandan yanadır
fortune favors the bold şans cesurdan yanadır
Colloquial
a bold statement n. cesur bir ifade
bold-faced liar n. bariz yalancı
bold-faced liar n. göz göre göre yalan söyleyen
bold-faced liar n. dümdüz yalan söyleyen
bold-faced liar n. arsız yalancı
bold-faced liar n. yüzsüz yalancı
bold-faced liar n. utanmaz yalancı
bold-faced liar n. apaçık yalan söyleyen
bold-faced liar n. utanmadan yalan söyleyen
bold-faced liar n. güpegündüz yalan söyleyen
bold-faced lie n. bariz yalan
bold-faced lie n. apaçık bir şekilde yalan
bold-faced lie n. güpegündüz yalan
bold-faced lie n. su katılmamış yalan
bold-faced lie n. kuyruklu yalan
bold-faced lie n. katıksız yalan
make so bold as to v. bir şeyi yapmak için cesaretli olmak
make bold v. cüret etmek
Idioms
bold-faced lie n. düpedüz yalan
bold-faced lie n. aşikar yalan
bold-faced lie n. cüretkarca yalan
bold-faced lie n. apaçık yalan
bold-faced liar n. cüretkar yalancı
bold-faced liar n. küstah yalancı
bold-faced liar n. göz göre göre yalan konuşan kişi
bold-faced liar n. yüzsüz yalancı
bold-faced liar n. arsız yalancı
as bold as brass n. gözü kara
put a bold face on v. bozuntuya vermemek
put a bold face on v. korktuğu halde bozuntuya vermemek
be so bold v. cesur olmak
be so bold v. cesareti olmak
be so bold v. cüret etmek
be so bold v. haddini aşmak
make so bold (as to do something) v. haddini aşmayacaksa (bir şey yapmak)
make so bold (as to do something) v. haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak)
make so bold (as to do something) v. haddi olmadan (bir şey yapmak)
be so bold (as to do something) v. haddini aşmayacaksa (bir şey yapmak)
be so bold (as to do something) v. haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak)
be so bold (as to do something) v. haddi olmadan (bir şey yapmak)
be so bold as to (do something) v. (bir şey yapacak kadar) cesur olmak
be so bold as to (do something) v. (bir şey yapacak) cesareti olmak
be so bold as to (do something) v. (bir şey yapmaya) cüret etmek
be so bold as to (do something) v. haddini aşarak (bir şey yapmak)
be so bold as to (do something) v. haddini aşıp (bir şey yapmak)
be so bold as to (do something) v. haddi olmadan (bir şey yapmak)
be so bold as to do v. yapacak kadar cesur olmak
be so bold as to do v. yapacak cesareti olmak
be so bold as to do v. yapmaya cüret etmek
be so bold as to do v. haddini aşarak yapmak
be so bold as to do v. haddini aşıp yapmak
be so bold as to do v. haddi olmadan yapmak
be so bold v. cesur olmak/cesaret göstermek
be so bold v. cüret etmek/göstermek
make so bold v. cesur olmak/cesaret göstermek
make so bold v. cüret etmek/göstermek
put a bold face on (something) v. (bir şeyi) çok da kötü değilmiş gibi göstermek
put a bold face on (something) v. (bir şey) o kadar da umutsuz değilmiş gibi göstermek
put a bold face on (something) v. (bir şeyi) daha iyimser göstermek
put a bold face on (something) v. (bir şey) yolundaymış gibi göstermek/davranmak
put a bold face on (something) v. (bir şeyle ilgili) pembe/iyimser bir tablo çizmek
as bold as beauchamp adj. aslan yürekli
as bold as beauchamp adj. aslan gibi
as bold as beauchamp adj. cesur
as bold as beauchamp adj. çok cesur
as bold as beauchamp adj. yiğit
as bold as beauchamp adj. babayiğit
as bold as beauchamp adj. gözü kara
big and bold adj. büyük ve göze çarpan
big and bold adj. çarpıcı
big and bold adj. vurucu
big and bold adj. göz alıcı
bold as brass adj. küstah
bold as brass adj. saygısız
bold as brass adj. yüzsüz
don't be afraid to go bold expr. cesur ol
don't be afraid to go bold expr. cesaretli ol
as bold as brass expr. çok cesur
big and bold expr. dikkat çekici
bold as brass expr. çok cesur
as bold as brass expr. küstah
big and bold expr. kocaman
don't be afraid to go bold expr. korkma
as bold as brass expr. saygısız
as bold as brass expr. yüzsüz
Speaking
if I may be so bold expr. benim haddime değil ama
Technical
chock bold n. kaba saplama civatası
bold cutter n. sürgü çilingiri
Computer
arial bold n. arial kalın
hidden bold n. gizli kalın
bold italic n. kalın italik
bold text n. kalın metin
bold lining n. kalın kenar
bold fonts n. kalın yazı tipleri
complex bold n. karmaşık kalın
bold oblique n. kalın oblik
bold stripes n. kalın şeritler
bold red lettering n. kırmızı renkli kalın yazı tipi
bold italic n. koyu italik
bold tags n. koyulaştırma imleri
latin bold n. latince kalın
verdana bold n. verdana kalın
semi-bold n. yarı koyu
font bold n. yazı tipi kalın
bold double adj. çift koyu
extra bold adj. çok koyu
extra bold adj. çok kalın
bold underline adj. kalın altı çizili
bold-italic adj. kalın-italik
semi-bold adj. yarı kalın
bidi bold expr. bidi kalın
bold on expr. kalın olsun
bold off expr. kalın olmasın
not bold expr. kalın değil
bold run expr. kalın çalıştır
bold on expr. kalın
bold off expr. kalın değil
tahoma bold expr. tahoma kalın
Construction
concrete anchor bold n. beton ankraj civatası
Marine
bold coast n. denizden dik olarak yükselen kara parçası
Medical
bold fmri n. kan oksijen seviyesine bağlı görüntüleme
Biochemistry
bold (blood oxygen level-dependent) abrev. kan oksijenlenme düzeyine bağlı
bold (blood oxygen level-dependent) abrev. kan oksijen düzeyine bağlı
Printery
bold type n. kalın yazı tipi
Ornithology
bold eagle (aquila audax) n. kama kuyruklu kartal