boot - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

boot

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "boot" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 124 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
boot n. bot
boot n. çizme
boot n. bagaj
General
boot n. bot (ayakkabı)
boot n. açış
boot n. tekme
boot n. çizme
boot n. önyükleme
boot n. papuç
boot n. koruyucu kapak
boot n. pabuç
boot n. çarık
boot n. kar
boot n. at dizliği
boot n. bazı kümes hayvanlarının bacak ve ayak parmaklarındaki tüyler
boot n. külotlu çorabın üstü ile ayağı arasındaki bölüm
boot n. köpek ayakkabısı
boot n. deriden yapılmış içecek kabı
boot n. çaylak
boot n. stajyer
boot n. çırak
boot n. korsan kayıt
boot n. galoş
boot v. tepmek
boot v. ayak ile vurmak
boot v. çizme giydirmek
boot v. tekmelemek
boot v. tekme atmak
boot v. kovmak
boot v. sepetlemek
boot v. işe yaramak
boot v. (futbol) tekme atmak
boot adv. hem de
boot adv. ayrıca
boot adv. fazla olarak
boot adv. bir de
boot adv. üstüne bir de
boot adv. üstelik
boot adv. ilaveten
Colloquial
boot n. ret
boot n. reddedilme
boot n. yol verme
boot n. sohbet odasından çıkarma
boot v. bilgisayarı açmak
boot v. bilgisayarı başlatmak
boot v. sistemi açmak
boot v. işten kovmak
boot v. kıçına tekmeyi basmak
Trade/Economic
boot n. (vergi hukukunda) fazladan para, ilişkisiz veya ayni olmayan mülk veya vergilendirilemeyen ayni mülk alışverişiyle ilgili diğer yükümlülüklerin üstlenilmesi
Technical
boot n. açılış
boot n. bot
boot n. çizme
boot n. dingil kılıfı
boot n. fren lastiği
boot n. kılıf
boot n. koruyucu kapak
boot n. pabuç
boot n. potin
boot n. toz körüğü
boot n. tozluk
boot n. toz lastiği
boot n. borunun çatıdan geçtiği yere takılan metal kasa ve flanş
boot n. silo kutusu
boot n. kovalı elevatörün tabanındaki oda ve kutu
boot n. (cam üretimi) pisliğin içeri girmemesi ve camın ısı ve gazla doğrudan temas etmemesini sağlayan kil kap
boot n. yağ tankeri tahliye musluğu
Computer
boot n. (bilgisayar) sistemi yeniden başlatma
boot n. önyükleme
boot n. önyükleme
boot v. bilgisayarın belleğine komutlar okutarak sistemi çalıştırmak
boot v. bilgisayara işletim sistemi yüklemek
boot v. işletim sistemini yeniden yüklemek
boot v. önyüklemek
Automotive
boot n. bagaj
boot n. buji başlığı
boot n. bot
boot n. çizme
boot n. körük
boot n. kovan
boot n. lastik
boot n. potin
boot n. tavan örtüsü
boot n. toz kapağı
boot n. toz körüğü
boot n. vites körüğü
boot n. koruyucu kaplama
boot n. zemine monte vites kolunun tabanını kaplamak için kullanılan kısım
boot n. tekerlek kilidi
boot n. tekerlek yaması
boot n. açılır kapanır araç tavanı bölmesi
boot n. açılır kapanır araç tavanı bölmesi kılıfı
boot n. lastik muhafazasının içindeki geniş ve kalın yama
boot n. üstü açık aracın sürücü koltuğuna geçirilen koruyucu kılıf
boot v. (aracı) tekerlek kilidiyle bağlamak
Aeronautic
boot n. (uçaklarda don çözmek için kullanılan) bot
Botanic
boot n. tahıl ve çeşitli palmiyelerin üst yapraklarının yakınındaki çiçeklerin üstünü kapatan zarf
Military
boot n. bot (ayakkabı)
Hunting
boot n. deriden yapılmış tüfek taşıma kılıfı
Sport
boot n. vuruş
boot v. (yerden zıplayan top) yere doğru düşürmek
Baseball
boot n. yerden zıplayan topu özellikle iç sahaya doğru düşürme
boot v. (yerden zıplayan top) yanlış oynamak
Music
boot n. orgda kamış borularının olduğu kutu
Archaic
boot n. avantaj
boot n. fayda
boot n. yarar
boot n. fazladan verilen şey
boot n. yağma
boot n. çapul
boot n. vurgun
boot v. el ve ayak sıkıştıran aletle işkence etmek
Slang
boot n. heyecan
boot n. zevk alma
boot n. haz alma
boot n. keyif alma
boot n. işten kovulma
boot n. kıçına tekmeyi yeme
boot n. tatlı heyecan
boot v. kıçına tekme vurmak/yemek
boot v. kusmak
boot v. midesini boşaltmak
boot v. yarış atı sürmek
British Slang
boot n. çekici tip
boot n. tipsiz kimse

Bedeutungen, die der Begriff "boot" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 382 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
boot maker n. çizmeci
leg of a boot n. konç
thigh boot n. uzun çizme
gym boot n. kes
ski boot n. kayak ayakkabısı
a high boot n. sokman
riding boot n. binici çizmesi
top boot n. çizme
casual boot n. gündelik bot
boot camp n. acemi birliği
snow boot n. kar botu
boot stretcher n. ayakkabı açma makinası
top boot n. uzun konçlu çizme
top boot n. uzun çizme
hessian boot n. uzun çizme
knee boot n. dize kadar gelen çizme
ankle boot n. yarım çizme
snow boot n. kar çizmesi
cowboy boot n. kovboy çizmesi
low boot n. kısa çizme
ankle boot n. yarım bot
work boot n. iş botu
boot failure n. başlatma hatası
ankle boot n. bot
rain boot n. yağmur çizmesi
half-boot n. kısa çizme
hessian boot n. (19. yüzyılda kullanılan) uzun çizme
wellington boot n. (19. yüzyılda kullanılan) uzun çizme
summer boot n. yazlık bot
winter boot n. kışlık çizme
high-heeled boot n. yüksek topuklu çizme/bot
winter boot n. kışlık bot
boot polisher n. ayakkabı boyacısı
boot print n. bot izi
wellington boot n. lastik çizme
can-can-boot n. pop pop tekne
can-can-boot n. bir tür oyuncak tekne
chelsea boot n. yan kısımları lastikli, ayak bileği yüksekliğinde bot
the boot n. bir kimsenin ayağını/bacağını yakmak veya ezmekte kullanılan işkence aleti
car boot sale n. araba bagajında yapılan satış
car boot sale n. bit pazarı
jodhpur boot n. yanı tokalı kısa binicilik botu
boot [dialect] n. hediye ürün
boot [dialect] n. eşantiyon
boot [dialect] n. ödemeyi denkleştirmek için fazladan verilen şey
boot [obsolete] n. çare
boot [obsolete] n. yardım
boot [obsolete] n. rahatlama
boot [obsolete] n. bacak zırhı
boot [obsolete] n. at arabası sürücü kompartımanı
boot boy n. hizmetçi
boot boy n. (otelde) ayakkabı parlatıcısı
boot camp n. yoğun egzersiz programı
boot camp n. yetenek geliştirme programı
boot catcher n. bot parlatıcısı
boot closer n. bot dikicisi
boot crimp n. bot gövdesini çizmek için kullanılan araç
boot crimp n. bot gövdesini şekillendirmek için kullanılan çerçeve
boot hook n. çizme giyme kancası
boot top n. botun üst kısmı
boot top n. eskiden botun üst kısmını gizlemek için giyilen dantel
boot tree n. bot kalıbı
boot-scraper n. eskiden botların altının temizlenmesi için ev önüne konan metal mekanizma
riding boot n. çizme
desert boot n. baldırın yarısına gelen bot
gum boot n. lastik çizme
gum boot n. yüksek konçlu lastik bot
rock boot n. kaya tırmanışı botu
chukka boot n. bir tür bot
congress boot n. bilekte bot
congress boot n. bilek hizasında kenarı lastikli bot
duck boot n. sağlam ve suya dayanıklı bir bot çeşidi
iron boot n. bacağı kaynatan veya ezen bir işkence aleti
scalping boot n. atın arka ayağına takılan hafif deri veya kauçuk parça
snow-boot n. kar botu
snow-boot n. kar çizmesi
snow-boot n. karda yürümek için tasarlanmış su geçirmez bot
boot boot out v. kıçına tekmeyi vurmak
boot somebody out of something v. pabucunu eline vermek
boot somebody out v. pasaportunu eline vermek
boot out v. işten atmak
boot somebody out v. pabucunu eline vermek
boot somebody out of something v. pasaportunu eline vermek
boot someone out v. birisini bir yerden kovmak
boot someone out v. birisini tekmeleyerek atmak/çıkarmak/kovmak
boot-shaped adj. bot şeklinde
to boot adv. ek olarak
to boot adv. da cabası
Phrasals
boot out v. defetmek
boot out v. kovmak
boot up v. (bilgisayarı) başlatmak/çalıştırmak
boot or an animal out v. kapıya koymak
boot or an animal out v. dışarı atmak
boot or an animal out v. defetmek
boot or an animal out v. kapı dışarı etmek
boot someone or an animal out v. birini/bir hayvanı dışarı atmak
boot someone or an animal out v. birini/bir hayvanı kapı dışarı etmek
boot someone or an animal out v. birini/bir hayvanı tekmeleyerek atmak/kovmak
boot someone or an animal out v. birini/bir hayvanı kovmak
boot someone or an animal out v. birini/bir hayvanı defetmek
boot someone or an animal out v. birini/bir hayvanı kapıya koymak
boot up v. (bilgisayar) açılmak/başlamak/çalışmak
Phrases
toot it and boot it expr. becer ve terk et
the boot is on the other foot expr. durum tam tersine döndü
the boot is on the other foot expr. eski çamlar bardak oldu
the boot is on the other leg expr. eski çamlar bardak oldu
the boot is on the other foot expr. şartlar tam tersine döndü
the boot is on the other foot expr. rüzgar tersine döndü
to boot expr. üstüne bir de
Colloquial
boot money n. profesyonel spor kulüplerinin oyunculara el altından ödediği prim
get the boot v. defedilmek
give the boot v. defetmek
give the boot v. kapıyı göstermek
give the boot v. kovmak
give the boot v. kapı dışarı etmek
get the boot v. kapı dışarı edilmek
get the boot v. kovulmak
get the boot v. sepetlenmek
give the boot v. sepetlemek
get the boot v. pabucu eline verilmek
give the boot v. pabucunu eline vermek
give the boot v. yol vermek
get the boot v. yol verilmek
boot-faced adj. çatık kaşlı
Idioms
couldn't pour water out of a boot (if there was instructions on the heel) (rur.) n. ahmak
boot camp n. eğitim kampı
boot camp n. ıslah evi
give someone the boot v. başından defetmek
give someone the boot v. birini işten kovmak
give someone the boot v. birini işten atmak
give somebody the boot v. birini işten çıkarmak
give the boot v. bohçasını koltuğuna vermek
give someone the boot v. defetmek
boot out v. görevden almak
put the boot in v. haksız muamele etmek
boot out v. görevine son vermek
get the boot v. istifaya zorlanmak
give somebody the boot v. işten kovmak
the boot is on the other foot v. ibre tersine dönmek
give somebody the boot v. kapıyı göstermek
boot out v. kapı dışarı etmek
give somebody the boot v. kapı dışarı etmek
give someone the boot v. pabucunu eline vermek
give somebody the boot v. pabucunu eline vermek
put the boot in v. tuz biber olmak/ekmek
put the boot in v. tekmeyi patlatmak
be as full as a boot v. zil zurna sarhoş olmak
get the boot v. zorla işten çıkarılmak
put the boot in v. yerdeki bir kimseyi tekmelemek
put the boot in v. üstüne varmak
put the boot to (one) v. (birine) tekmeyi basmak
put the boot to (one) v. düşmüş/yere serilmiş (birine) bir tekme daha vurmak
put the boot to (one) v. düşmüş/yere serilmiş (birini) yerde tekmelemek
put the boot to (one) v. (birini) yerde tekmelemek
put the boot to (one) v. (birini) yenmek
put the boot to (one) v. (birini) yenilgiye uğratmak
put the boot to (one) v. (birinin) üzerinde hakimiyet kurmak
put the boot to (one) v. (birine) baskın gelmek
couldn't pour water out of a boot v. kendine hayrı dokunmamak
couldn't pour water out of a boot v. kendine bile hayrı olmamak
couldn't pour water out of a boot v. en kolay işi bile becerememek
couldn't pour water out of a boot v. beceriksiz olmak
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel v. kendine hayrı dokunmamak
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel v. kendine bile hayrı olmamak
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel v. en kolay işi bile becerememek
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel v. beceriksiz olmak
give (one) the boot v. (birini) işten atmak
give (one) the boot v. (birini) birini işten kovmak
give (one) the boot v. (birine) tekmeyi vurmak
give (one) the boot v. (birinden) ayrılmak
give (one) the boot v. (biriyle) ilişkisine son vermek
give (one) the boot v. (birini) terk etmek
give (one) the boot v. (birini) bırakmak
give (one) the boot v. (birini) şutlamak
give somebody the boot v. birini işten kovmak
give somebody the boot v. birini işten atmak
give somebody the boot v. birini işten çıkarmak
give somebody the boot v. birini kapı dışarı etmek
give somebody the boot v. kıçına tekmeyi vurmak
get the boot v. işten kovulmak
get the boot v. işten atılmak
get the boot v. işten çıkarılmak
get the boot v. /kapı dışarı edilmek
get the boot v. kıçına tekmeyi yemek
put/stick the boot in [uk] v. yerdeki birine tekme atmak
put/stick the boot in [uk] v. tekmeyi vurmak/çakmak
put/stick the boot in [uk] v. tekmelemek
put/stick the boot in [uk] v. tekmeyi patlatmak
put/stick the boot in [uk] v. düşene bir tekme daha vurmak
put/stick the boot in [uk] v. üstüne varmak
put/stick the boot in [uk] v. tuz biber olmak/ekmek
(as) tough as an old boot adj. dayanıklı
(as) tough as an old boot adj. turp gibi
(as) tough as an old boot adj. metanetli
(as) tough as an old boot adj. soğukkanlı
(as) tough as an old boot adj. duygularını belli etmeyen/göstermeyen
(as) tough as an old boot adj. duygularını gizleyebilen
(as) tough as an old boot adj. inatçı
(as) tough as an old boot adj. kararından dönmeyen
(as) tough as an old boot adj. esneklik göstermeyen
(as) tough as an old boot adj. katı
tough as an old boot adj. kayış gibi
tough as an old boot adj. çok sert
tough as an old boot adj. tahta gibi
tough as an old boot adj. dayanıklı
tough as an old boot adj. çok güçlü
tough as an old boot adj. turp gibi
tough as an old boot adj. çivi gibi sağlam
tough as an old boot adj. duygularını gizleyebilen
tough as an old boot adj. soğukkanlı
tough as an old boot adj. metanetli
tough as an old boot adj. esneklik göstermeyen
tough as an old boot adj. duygularını belli etmeyen/göstermeyen
tough as an old boot adj. duvar gibi
couldn't pour water out of a boot (if there was instructions on the heel) (rur.) expr. aptal
to boot expr. ayrıca
to boot expr. bir de
as tough as an old boot expr. çok sert
as tough as an old boot expr. çok güçlü
the boot is on the other leg expr. durum değişti
the boot is on the other foot/leg expr. her şey tepetaklak oldu
the boot is on the other foot expr. eski çamlar bardak oldu
to boot expr. hem de
the boot is on the other foot expr. ibre tam tersine döndü
the boot is on the other foot expr. ibre tersine döndü
the boot is on the other foot (brit) expr. işler tersine döndü
the boot is on the other foot/leg expr. olay tersine döndü
the boot is on the other foot/leg expr. olay tersyüz oldu
as tough as an old boot expr. kayış gibi (et)
the boot is on the other foot expr. olaylar tam tersine döndü
the boot is on the other foot expr. roller değişti
as full as a boot/tick expr. zil zurna sarhoş
to boot expr. üstüne üstlük
to boot expr. üstelik
to boot expr. üstüne de
Trade/Economic
boot making n. çizmecilik
boot money n. çamur zeminde çalışma zammı
boot making n. çizme imalatı
car boot sale n. ikinci el pazarında satış
boot sale n. ikinci el pazarında satış
Technical
boot record n. açılış kaydı
boot sector n. açılış kesimi
boot manager n. açılış yöneticisi
boot loader n. açılış yükleyicisi
master boot record. n. ana önyükleme kaydı
feeder boot n. besleyici çanağı
seconds-since-boot threshold n. başlama noktasından geçen süre
seconds-since-boot threshold n. başladıktan sonra geçen süre eşiği
boot lid shell n. bagaj kapağı dış sacı
shift lever boot n. dişli kolu toz lastiği
ski boot n. kayak botu
rubber boot n. lastik çizme
cold boot n. soğuk açış
shift lever boot n. toz körüğü
denver boot n. tekerlek kilidi
wheel boot n. tekerlek kilidi
cd boot disk n. yd önyükleme disketi
cd boot disk n. yd açılış disketi
sealing boot n. yalıtım körüğü
seal boot n. yalıtım körüğü
half boot n. yarım çizme
Computer
boot diskette n. açılış disketi
boot diskette n. açılış/çalıştırma disketi
boot floppy n. açılış disketi
boot disk n. açılış disketi
fail-safe boot n. başarısız-güvenli önyükleme
boot file size n. başlatma dosyası boyutu
bad extended boot record n. bozuk ek önyükleme kaydı
cd boot disk n. cd ön yükleme diski
cd boot disk n. cd önyükleme disketi
audit boot n. denetim önyüklemesi
fast boot n. hızlı başlatma
setup boot disk n. kurulum önyükleme disketi
normal boot n. normal önyükleme
boot entries n. önyükleme girdileri
boot-sector infector n. önyükleme virüsü
boot sector n. önyükleme sektörü
boot loader n. önyükleyici
boot order n. önyükleme sıralaması
boot rom n. önyükleme rom'u
boot virus n. önyükleme virüsü
boot partition n. önyükleme bölümü
boot files n. önyükleme dosyaları
boot configuration data (bcd) n. önyükleme yapılandırma verileri
boot device n. ön yükleme aygıtı
boot image n. ön yükleme görüntüsü
boot process n. önyükleme işlemi
boot options n. önyükleme seçenekleri
boot order n. önyükleme sırası
boot disk n. önyükleme diski sistem yükleme diski
boot disk n. önyükleme disketi
boot disk or cd-rom n. önyükleme disketi veya cd-rom
boot sector n. önyükleme kesimi
boot manager n. önyükleme yöneticisi
boot record n. önyükleme kaydı
boot drive n. önyükleme sürücüsü
boot diskette n. önyükleme disketi
boot entry id n. önyükleme girdi kimliği
boot device n. önyükleme aygıtı
rom boot n. rom önyükleme
cold boot n. soğuk önyükleme
system boot n. sistem önyükleme
image boot n. yansıma önyüklemesi
boot block n. diskte bilgisayarın başlatılması için gerekli bilgileri içeren bir bölge
secure boot n. güvenli önyükleme
audit boot expr. denetimi ön yükle
fast boot expr. hızlı başlat
boot start expr. önyükleme başlat
Informatics
boot floppy n. açılış disketi
soft boot n. yazılımsal başlatma
multi-boot adj. çok önyüklemeli
Telecom
master boot record n. ana önyükleme kaydı
Textile
lace-up boot n. bağcıklı bot
boot-cut jeans n. çizme kot pantolon
boot-cut jeans n. çizme kesim kot pantolon
boot cut n. çizme paça
lug boot n. tabanı tırtıklı çizme ya da ayakkabı
field boot n. dizde biten dar çizme
boot-cut adj. (pantolon) bot kesim
Automotive
boot/trunk mounted bike rack n. bagaj bisiklet taşıma aparatı
boot net [uk] n. araba bagaj filesi
axle boot n. aks körüğü
boot lid n. bagaj kapağı
boot lock n. bagaj kilidi
luggage boot n. bagajlık
disc brake cylinder boot n. disk fren silindir körüğü
steering boot n. direksiyon körüğü
steering intermediate shaft dash boot n. direksiyon ara mili pabucu
steering column shift lever and shift lever boot transmission shift mechanism n. direksiyon mili vites kolu ve toz körüğü transmisyon vites mekanizması
trunk/boot net n. eşya sabitleme filesi
inboard boot n. iç körük
keystone boot clamp n. kılavuz kanallı tırnaklı körük kelepçesi
cv joint boot n. mafsal toz lastiği
ball joint boot clip guide n. rot körük klipsi kılavuzu
ball joint boot n. rot başı körüğü
ball joint boot n. rotil körüğü
dust boot n. toz lastiği
rubber boot n. toz kapağı
denver boot n. tekerlek kilidi
drive shaft boot n. tahrik şaftı toz lastiği
shifter boot n. vites körüğü
Aeronautic
de-icer boot n. hücum kenarı buz kırıcısı
Marine
boot topping n. gemi façası
boot topping n. gemi façasını yosun ve kurt oluşuma karşı korumak için yapılan özel kaplama
boot top n. gemi façasına sürülen özel bir boya
ruffle of a boot n. (botun) gabyası aşağı kıvrılıp kırılma
Mining
miner boot n. madenci çizmesi
Medical
unna boot n. unna botu
surgical boot n. ayak stabilizasyon botu
surgical boot n. aşil botu
Fishery
thigh boot n. balıkçı çizmesi
thigh boot n. özellikle balıkçılıkta kullanılan yüksek çizme
hip boot n. balıkçı çizmesi
hip boot n. özellikle balıkçılıkta kullanılan yüksek çizme
Social Sciences
boot boy n. genellikle ağır botlar giyen çete üyesi
boot camp n. yüksek disiplin, fiziksel egzersiz ve çalışmanın olduğu çocuk suçlu merkezi
Environment
protective boot n. koruyucu ayakkabı
Military
military protective boot n. askeri koruyucu bot
boot camp n. acemi eğitim programı/kampı
boot brush n. bot fırçası
combat boot n. kısa konçlu bot
half boot n. potin
combat boot n. postal
combat boot n. savaş botu
vapour barrier boot n. soğuğa karşı tecritli bot
Slang
boot camp n. eğitim imkanları
new boot n. yeni cezaevi memuru
boot [us] n. (özellikle eğitimde olan) denizci
the boot n. işten kovulma
the boot n. kıçına tekmeyi yeme
pour piss out of a boot v. aklı çalışmamak
pour piss out of a boot v. bardaktan boşanırcasına yağmak
get the boot v. terk edilmek
get the boot v. tekmeyi yemek
get the boot v. sepetlenmek
get the boot v. kıçına tekmeyi yemek
put the boot in v. sopalamak
put the boot in v. tekmelemek
put the boot in v. tepelemek
he's got the wobbly boot on expr. sarhoş
British Slang
old boot n. yaşlı huysuz kadın
give the order of the boot v. işten kovmak