düşürme - Türkisch Englisch Wörterbuch

düşürme

Bedeutungen von dem Begriff "düşürme" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 17 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
düşürme reduction n.
You have provided for a reduction from 2 to 1.8 livestock units.
Hayvan sayısının 2'den 1.8'e düşürülmesini öngördünüz.

More Sentences
General
düşürme spill n.
düşürme rollback n.
düşürme dropping n.
düşürme causing to fall n.
düşürme degradation n.
düşürme fall n.
düşürme throw n.
düşürme overthrow n.
düşürme gradation n.
düşürme abort n.
düşürme drop n.
düşürme letting down n.
düşürme overture n.
düşürme confusion n.
düşürme fell n.
Archaic
düşürme demission n.

Bedeutungen, die der Begriff "düşürme" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 233 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
maliyet düşürme cost reduction n.
It's not about cost reduction.
Bu maliyet düşürmekle ilgili değil.

More Sentences
gölge düşürme damage n.
The rumors caused considerable damage to his reputation.
Söylentiler itibarına önemli ölçüde gölge düşürdü.

More Sentences
Trade/Economic
maliyet düşürme cost-cutting n.
It will not be a cost-cutting exercise by any means.
Hiçbir şekilde maliyet düşürücü bir uygulama olmayacaktır.

More Sentences
General
küçük düşürme abasement n.
tuzağa düşürme circumvention n.
küçük düşürme humiliation n.
pusuya düşürme ambush n.
zayıf düşürme enfeebling n.
tuzağa düşürme ensnarement n.
değerini düşürme depression n.
gözden düşürme discredit n.
çocuk düşürme miscarriage n.
ağa düşürme enmeshment n.
çocuk düşürme abortion n.
hayrete düşürme wowing n.
personel sayısını düşürme staff reductions n.
değerini düşürme depreciation n.
topu düşürme fumble n.
küçük düşürme abasing n.
kuvvetten düşürme emasculation n.
tuzağa düşürme entoiling n.
kendini küçük düşürme self mortification n.
küçük düşürme disparagement n.
takattan düşürme enervating n.
düşürme (çocuk) abortion n.
tuzağa düşürme entrapping n.
zayıf düşürme enfeeblement n.
personel sayısını düşürme reduction of staff n.
tuzağa düşürme ensnaring n.
tuzağa düşürme entrammelling n.
ağa düşürme enmeshing n.
personel sayısını düşürme retrenchment n.
küçük düşürme belittlement n.
dara düşürme straitening n.
tereddüte düşürme causing hesitance n.
ışık düşürme exposure n.
kuvvetten düşürme enervation n.
tuzağa düşürme trapping n.
itibardan düşürme disparagement n.
rütbe düşürme degradation n.
pusuya düşürme ambushment n.
maskesini düşürme unmasking n.
küçük düşürme debasedness n.
güçten düşürme debilitation n.
paranın değerini düşürme devaluation n.
tuzağa düşürme entrammeling n.
derecesini düşürme declassification n.
tarih düşürme chronogram n.
küçük düşürme takedown n.
değerini düşürme reduction n.
iftirayla küçük düşürme back-stabbing n.
konumunu düşürme relegating n.
konumunu düşürme relegation n.
şerefe leke düşürme attaintment n.
aptal durumuna düşürme stultification n.
küçük düşürme embasement [obsolete] n.
tongaya düşürme knavery n.
küçük düşürme humble pie n.
değerini düşürme misprize n.
değerini düşürme misprise n.
(neşeye, coşkuya) gölge düşürme chill n.
kalitesini düşürme decline in quality n.
düzeyini düşürme decline in quality n.
alt pozisyona düşürme degradation n.
(ceza olarak) kıdem listesinde alt sıraya düşürme degradation [obsolete] n.
(rütbe, statü) düşürme dejection [obsolete] n.
küçük düşürme dejection [obsolete] n.
motivasyonunu düşürme demotivation n.
küçük düşürme depreciation n.
(hanedan armalarında) seviye düşürme veya itibarsızlaştırma işareti gusset n.
küçük düşürme hissing n.
küçük düşürme offence n.
küçük düşürme offense n.
içinden çıkılmaz duruma düşürme impalement n.
şüpheye düşürme impeachment n.
güçten düşürme impoverishment n.
zayıf düşürme dissolution [obsolete] n.
aptal durumuna düşürme constipation n.
elden ayaktan düşürme özelliği insalubriousness n.
küçük düşürme contumely n.
karşılıklı utandırma, aşağılama veya küçük düşürme içeren kamuya açık anlaşmazlık roman holiday n.
kendini küçük düşürme self-abasement n.
küçük düşürme slight n.
piyasayı düşürme eğilimi olan bearish adj.
düşürme ile ilgili reductional adj.
Phrases
müzakereye açık ol ama gardını düşürme walk softly and carry a big stick expr.
Colloquial
personel sayısını düşürme bloodletting n.
küçük düşürme putdown n.
(animasyonda) hızını azaltma/düşürme slow-in n.
Idioms
sürekli elindekileri düşürme durumu case of the dropsy n.
elindekileri düşürme hastalığı (farazi) case of the dropsy n.
Trade/Economic
düşürme etkisi yapma depressing n.
satış fiyatını düşürme markdown n.
değerini düşürme debasement n.
faiz oranını düşürme conversion n.
fiyat düşürme price cutting n.
değer düşürme devalorization n.
maliyeti düşürme cost reduction n.
defter değerini düşürme write-down n.
birikmiş amortismanı maliyetten düşürme esası cost recovery basis n.
maliyet düşürme programı cost reduction program n.
maliyeti asgariye düşürme minimising cost n.
adi bir madde karıştırarak madeni paranın değerini düşürme imbasing of money n.
spekülatörlerin hisse senedi fiyatlarını koordine satış yoluyla düşürme girişimi raid n.
borcun bir kısmını ödeyerek faizi düşürme buydown n.
(paranın) değerini düşürme demonetization [us] n.
(paranın) değerini düşürme demonetisation [uk] n.
(alıcı) anlaştıktan sonra teklif edilen fiyatı düşürme gazunder n.
sürekli satış yoluyla fiyat düşürme girişimi bear raid n.
paranın yazılı değerini arttırma/düşürme redenomination n.
Law
davayı düşürme dismiss the case n.
çocuk düşürme ilacı abortion-inducing drug n.
çocuk düşürme ilacı abortifacient n.
çocuk düşürme suçu faili abortionist n.
çocuk düşürme ilacı aborticide n.
tuzağa düşürme entrapment n.
hakkı düşürme süresi statutory limitation n.
(birini) suç işlemesi için tuzağa düşürme entrapment n.
kayıttan düşürme strike out of the list (of the court) v.
Politics
gerilimi düşürme bölgesi de-escalation zone n.
Media
rakip derginin satışlarını düşürme odaklı çıkarılan dergi spoiler n.
Technical
basınç düşürme vanası pressure reducing valve n.
basınç düşürme istasyonu pressure reducing station n.
devir düşürme kasnağı reduction pulley n.
basınç düşürme pressure reduction n.
basınç düşürme ünitesi relief unit n.
basınç düşürme valfi relief valve n.
basınç düşürme noktası pressure reducing point n.
devir düşürme donanımı reduction gear n.
karter basınç düşürme düzenleme valfi crankcase depression regulator valve n.
basınç düşürme vanası pressure regulating valve n.
basınç düşürme pressure relief n.
basınç düşürme ventili pressure reduction valve n.
su düzeyi düşürme kuyusu drawdown well n.
basınç düşürme valfi pressure-reducing valve n.
buhar basıncı düşürme vanası steam-pressure reducing valve n.
tek kademeli devir düşürme donanımı single reduction gear n.
hız düşürme düzeni tumbler gear n.
düşürme deneyi drop test n.
basınç düşürme vanası relief valve n.
bilye düşürme yöntemi ball-drop method n.
su basıncı düşürme vanası water pressure reducing valve n.
birleşik su basınç düşürme vanası combination water pressure reducing valve n.
yoğunluk düşürme rarefication n.
yoğunluk düşürme rarefaction n.
basınç düşürme decompression n.
düşürme bilyası drop ball n.
düşürme denemesi drop testing n.
düşürme ağırlıklı çarpma deneyi drop weight impact test n.
düşürme ağırlıklı yırtma deneyi drop weight tear test n.
ağırlık düşürme deneyi drop weight test n.
nitelik düşürme downgrade n.
basınç düşürme faktörleri pressure reduction factors n.
kütle düşürme metodu falling mass method n.
ağırlık düşürme deneyi falling weight test n.
ağırlık düşürme ile yırtılma deneyi drop weight tear test n.
kombine sıcaklık ve basınç düşürme vanası combined temperature and pressure relief valve n.
basınç düşürme istasyonu pressure-reducing station n.
buhar basıncını düşürme ünitesi steam pressure reducing unit n.
yük düşürme rölesi load drop anticipator n.
yük düşürme rölesi load drop relay n.
hız düşürme dişlisi speed reducer n.
membranlı basınç düşürme valfi diaphragm pressure reducing valve n.
kontrollü emniyet basınç düşürme sistemi controlled safety pressure relief system n.
kombine su basıncı düşürme vanası combination water pressure reducing valve n.
basınç düşürme valfi pressure regulator n.
sıcak havalarda seranın zeminini ıslatıp suyla derecelendirerek nemini artırıp sıcaklığını düşürme yöntemi damping down n.
devir düşürme donanımı rg (reduction gear) abrev.
Computer
artırıp düşürme scale n.
Informatics
sürüm düşürme downgrade n.
Telecom
değerini düşürme ve amortizasyon depreciation and amortisation n.
Textile
konik düşürme deneyi cone drop test n.
Construction
hanedan armalarında seviye düşürme işareti gusset n.
Automotive
basınç düşürme pistonu pressure reduction piston n.
vites düşürme down shifting n.
vites düşürme downshifting n.
otomatik viteslerde vites küçülterek ivme sağlamada kullanılan düşürme anahtarı kickdown switch n.
basınç düşürme valfi pressure conscious reducing valve n.
kartel basınç düşürme düzenleme valfi crankcase depression regulator valve n.
vites değişiminde basınç düşürme valfi shift pressure reducing valve n.
selektif katalizör düşürme indirgeyici hava yardımı selective catalyst reduction reluctant air assist n.
selektif katalizör düşürme indirgeyici depolama ve ikmal selective catalyst reduction reluctant storage & supply n.
selektif katalizör düşürme indirgeyici kontrolleri selective catalyst reduction reluctant controls n.
selektif katalizör düşürme indirgeyici çözülmesi selective catalyst reduction reluctant thawing n.
çift düşürme mekanizması double reduction mechanism n.
topuk düşürme aparatı bead breaker n.
vites düşürme anahtarı kickdown switch n.
vites düşürme basıncı kickdown pressure n.
vites düşürme valfı kickdown valve n.
düşürme çevrimi reduction cycle n.
basınç düşürme valfi pressure reduction valve n.
karbüratör hız düşürme carburetor kickdown n.
tempoyu düşürme off the pace n.
vitesi yükseltme veya düşürme gearchange [uk] n.
Railway
yüksekliği birbirinden farklı olan önceden belirlenmiş iki nokta arasındaki hattın uzunluğunu artırarak demiryolundaki eğimi düşürme development n.
Aeronautic
düşürme odası decompression chamber n.
basınç düşürme decompression n.
Medical
çocuk düşürme spontaneous abortion n.
çocuk düşürme stillbirth n.
vücut dışından böbrek taşı düşürme extracorporeally induced lithotripsy n.
ateş düşürme antipyresis n.
kolesterolü düşürme cholesterol lowering n.
(tümör/kanser) evresini düşürme downstaging n.
çocuk düşürme abortment n.
kandaki kolesterol düzeyini düşürme decholesterolization n.
çocuk düşürme özelliğine sahip abortional adj.
Psychology
değerden düşürme devaluation n.
Chemistry
kurşun torbası düşürme deneyi shot bag test n.
elektron ekleyerek değerliğini düşürme reduction n.
Linguistics
kelimede son sesi düşürme apocopation n.
Military
tetik düşürme trigger squeeze n.
tuzağa düşürme entrapment n.
darbe ile düşürme esası stroke reduction principle n.
gizlilik derecesini düşürme downgrade n.
askeriyede rütbe düşürme bust n.
rütbe düşürme demotion n.
Sport
düşürme vuruş dropkick n.
rakip güreşçiyi kollarından sarıp düşürme drag n.
oyuncuyu düşürme (amerikan futbolu) fumble n.
güreşçiyi sırt üstü düşürme backfall n.
düşürme vuruş drop n.
(güreşte) rakibin üzerine atlayıp ilk darbeyi ayaklarla yaparak yere düşürme girişimi drop kick n.
(güreşte) rakibin üzerine atlayıp ilk darbeyi ayaklarla yaparak yere düşürme girişimi dropkick n.
(bilardo) beyaz topu cebe düşürme scratch n.
Football
başlama vuruşu, degaj, pas arası veya topun düşürme ardından (top ile) koşmak return v.
Baseball
yerden zıplayan topu özellikle iç sahaya doğru düşürme boot n.
Ottoman Turkish
ıskat-ı cenin (çocuk düşürme) abortion n.
ıskat-ı cenin (çocuk düşürme) miscarriage n.
Archaic
küçük düşürme demission n.
küçük düşürme depression n.
değerini düşürme diminution n.
Slang
dolandırıcılıkta tuzağa düşürme işini yapan kimse capper n.
hamamda sabunu düşürme don't drop the soap! expr.