davet

Bedeutungen von dem Begriff "davet" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	davet	invitation n.
We couldn't turn down their invitation to the wedding. Yaptıkları düğün davetini geri çeviremezdik. More Sentences
2	Common Usage	davet	summons n.
I do not know whether an official summons or invitation was issued, or whether it was declined. Resmi bir çağrı ya da davet yapılıp yapılmadığını ya da bunun reddedilip reddedilmediğini bilmiyorum. More Sentences
General
3	General	davet	challenge n.
Tom accepted Mary's challenge to a tennis match. Tom Mary'nin bir tenis maçına davetini kabul etti. More Sentences
4	General	davet	call n.
A few months ago I received a call from Mr Lemond. Birkaç ay önce Bay Lemond'dan bir davet aldım. More Sentences
5	General	davet	invitation n.
They came to our backyard without an invitation. Arka bahçemize davetsiz geldiler. More Sentences
6	General	davet	entertainment n.
This hall is used for entertainment purposes for the company. Bu salon şirket tarafından davet amaçlı kullanılmaktadır. More Sentences
7	General	davet	function n.
This ballroom is reserved for another function. Bu balo salonu başka bir davet için ayrılmıştır. More Sentences
Law
8	Law	davet	invitation n.
Of those 60, 28.5% were implemented in contravention of EU rules governing invitations for tenders. Bu 60 ihalenin %28.5'i AB'nin ihale davetlerini düzenleyen kurallarına aykırı olarak gerçekleştirilmiştir. More Sentences
Ottoman Turkish
9	Ottoman Turkish	davet	dawah n.
He's doing dawah. Davet ve tebliğde bulunuyor. More Sentences
General
10	General	davet	citation n.
11	General	davet	calling n.
12	General	davet	bid n.
13	General	davet	monition n.
14	General	davet	party n.
15	General	davet	convocation n.
16	General	davet	call on n.
17	General	davet	feast n.
18	General	davet	vocation n.
19	General	davet	summons n.
20	General	davet	evocation n.
21	General	davet	entreatment [obsolete] n.
22	General	davet	rout n.
23	General	davet	invitational n.
24	General	davet	somonaunce n.

Bedeutungen, die der Begriff "davet" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 331 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	düelloya davet etmek	challenge v.
The baron challenges him to a duel. Baron onu düelloya davet eder. More Sentences
2	Common Usage	davet etmek	invite v.
I should like to invite them to Belgium. Onları Belçika'ya davet etmek istiyorum. More Sentences
3	Common Usage	davet etmek	summon v.
Even though I summoned my courage and invited Mary to a movie, she gave me the slip. Cesaretimi toplayıp Mary'yi sinemaya davet etmeme rağmen beni ekti. More Sentences
4	Common Usage	dövüşe davet etmek	challenge v.
General
5	General	öğle yemeği (davet olarak verilen)	luncheon n.
The luncheon was attended by prominent guests. Öğle yemeğine önde gelen konuklar katıldı. More Sentences
6	General	yemekli davet	dinner party n.
We invited him to the dinner party. Onu akşam yemeğine davet ettik. More Sentences
7	General	ihaleye davet	invitation to tender n.
First that, when applications are made, the invitation to tender should be clear, unequivocal and straightforward. İlk olarak, başvurular yapıldığında, ihaleye davet açık, net ve anlaşılır olmalıdır. More Sentences
8	General	davet mektubu	invitation letter n.
What is the difference between a Tourist Invitation Letter and a Russian Visa? Turist Davet Mektubu ile Rusya Vizesi arasındaki fark nedir? More Sentences
9	General	davet mektubu	letter of invitation n.
Where to Submit the Letter of Invitation? Davet Mektubu Nereye Gönderilir? More Sentences
10	General	nazik davet	kind invitation n.
I thank you for this kind invitation. Bu nazik davetiniz için teşekkür ederim. More Sentences
11	General	davet sahibi	host n.
I could tell that our host was very experienced at dinner parties. Anlıyordum ki davetimizin sahibi akşam yemeği partileri konusunda çok deneyimliydi. More Sentences
12	General	davet etmek	ask to v.
Tom was asked to the party. Tom partiye davet edildi. More Sentences
13	General	davet etmek	ask v.
You should ask her to the movies sometime. Bir ara onu sinemaya davet etmelisin. More Sentences
14	General	davet etmek	call v.
We in the PPE-DE Group would like to expressly call upon the Commission not to let up in the area of its own reform. PPE-DE Grubu olarak Komisyon'u kendi reformu konusunda gevşememeye açıkça davet ediyoruz. More Sentences
15	General	yemeğe davet etmek	dine v.
The Tanakas invited me to dine with them. Tanaka'lar beni yemeğe davet ettiler. More Sentences
16	General	davet edilmek	be invited v.
I was invited to leave for abroad, but I didn't want to go. Ben yurt dışına gitmek için davet edildim ama gitmek istemedim. More Sentences
17	General	davet etmek	summon v.
I've been summoned. Davet edildim. More Sentences
18	General	davet etmek	challenge v.
This House should challenge other Member States to match Britain's example. Bu Meclis diğer Üye Devletleri de İngiltere'nin örneğine uymaya davet etmelidir. More Sentences
19	General	davet etmek	invite v.
I should like to invite them to Belgium. Kendilerini Belçika'ya davet etmek isterim. More Sentences
20	General	birini davet etmek	invite someone v.
You can only invite someone with a Google Account. Yalnızca Google Hesabı olan birini davet edebilirsiniz. More Sentences
21	General	davet etmek	call on v.
We urge the Commission to call on the Member States to conduct a serious assessment, as the rapporteur suggests. Komisyonu, raportörün önerdiği gibi Üye Devletleri ciddi bir değerlendirme yapmaya çağırmaya davet ediyoruz. More Sentences
22	General	(düello vb.) davet etmek	challenge v.
I challenge you to a duel! Seni düelloya davet ediyorum! More Sentences
Speaking
23	Speaking	davet edildin mi?	are you invited expr.
Were you invited? Davet edildin mi? More Sentences
Law
24	Law	davet etmek	invite v.
And I invite them to search their consciences. Ve onları vicdanlarını yoklamaya davet ediyorum. More Sentences
Technical
25	Technical	davet mektubu	letter of invitation n.
We had already sent the letters of invitation to the party. Zaten davet mektuplarını partiye gönderdik. More Sentences
26	Technical	ihaleye davet	invitation to tender n.
It is also a real step forward that invitations to tender can be collated. Ayrıca ihale davetlerinin derlenebilmesi de ileriye doğru atılmış gerçek bir adımdır. More Sentences
Computer
27	Computer	davet et	invite expr.
Invite your friend for dinner. Arkadaşını yemeğe davet et. More Sentences
General
28	General	düelloya davet için yere atılan eldiven	gage n.
29	General	matem çanı ile ilan veya davet etme	knelling n.
30	General	ilave olunan juri üyelerinin davet listesi	tales n.
31	General	düelloya davet için yere atılan eldiven	gauntlet n.
32	General	sosyeteye ilk kez davet edilen kız	deb n.
33	General	davet veren kimse	host n.
34	General	düelloya davet için yere atılan eldiven	gantlet n.
35	General	yatıya kalmalı davet	pajama party n.
36	General	yatıya kalmalı davet	sleepover n.
37	General	yatıya kalmalı davet	slumber party n.
38	General	davet edilen	invitee n.
39	General	davet sahibi	invitor n.
40	General	kapısı herkese açık davet	open house n.
41	General	ihaleye davet	call for tenders n.
42	General	teklife davet	invitation to tender n.
43	General	düelloya davet etme	challenge to fight n.
44	General	davet edilen kimse	invitee n.
45	General	davet eden	inviter n.
46	General	davet sahibi	inviter n.
47	General	misafirlere kanape gibi ordövr türü ikramların yapıldığı davet	canape reception n.
48	General	davet eden kimse	invitor n.
49	General	resmi olmayan davet	informal invitation n.
50	General	özel davet	special invitation n.
51	General	düğüne davet etmek amacıyla gönderilen ön davetiye	save the date n.
52	General	ispata davet	challenge n.
53	General	(resmi) davet	call n.
54	General	toplantıya davet	calling together n.
55	General	düelloya davet etme	champion [obsolete] n.
56	General	insanları kadeh kaldırmaya davet eden kimse	wassailer n.
57	General	yemek sonrası konuşma yapıp insanları kadeh kaldırmaya davet eden kadın	toast mistress n.
58	General	insanları kadeh kaldırmaya davet eden kimse	toaster n.
59	General	kadeh kaldırıp konuşmacıları davet eden kimse	symposiarch n.
60	General	belirli bir dini törene resmi davet	vocation n.
61	General	fakirlere yardım için arkadaşlarını fakir birinin evinde içkiye davet etmek	bidale n.
62	General	müzakereye davet etmek için çalınan çan	mote bell n.
63	General	dövüşe davet	glove n.
64	General	cazip davet	comether [dialect] n.
65	General	davet etme	invitement [obsolete] n.
66	General	önemli birinin evinde verdiği sosyetik davet	saloon n.
67	General	tek seferlik davet	shot n.
68	General	büyük davet	crush n.
69	General	(litürjide) cemaati şükran ibadetine davet eden dua	sursum corda n.
70	General	davet vermek	host v.
71	General	davet etmek	invoke v.
72	General	davet etmek	call in v.
73	General	davet etmek	court v.
74	General	davet etmek	bid v.
75	General	davet etmek	evoke v.
76	General	toplantıya davet etmek	convoke v.
77	General	birini içeriye davet etmek	invite someone in v.
78	General	düşmanı teslim olmaya davet etmek	evocate v.
79	General	davet etmek (tehlike/hastalık vb'ni)	court v.
80	General	içeri davet etmek	ask in v.
81	General	dansa davet etmek	ask somebody to dance v.
82	General	karşılaşmaya davet etmek	defy v.
83	General	davet etmek	ask out v.
84	General	emirle davet etmek	evocate v.
85	General	davet etmek	bade v.
86	General	davet etmek	invite on a date v.
87	General	davet etmek	convoke v.
88	General	eve davet etmek	ask over v.
89	General	davet çıkarmak	send invitation v.
90	General	davet yapmak	have a party v.
91	General	davet edilmek	be asked to be present v.
92	General	ihaleye davet etmek	call for tender v.
93	General	istifaya davet etmek	call on someone to resign v.
94	General	istifaya davet etmek	urge resignation of v.
95	General	istifaya davet etmek	urge someone to resign v.
96	General	kapısı herkese açık davet vermek	keep open house v.
97	General	davet etmek	have round v.
98	General	eve davet etmek	invite to one's home v.
99	General	tanıklığa davet etmek	call the witness to testify v.
100	General	emirle davet etmek	summon v.
101	General	ödemeye davet etmek	call for payment v.
102	General	saygı duruşuna davet etmek	call for a moment of silence v.
103	General	yeniden davet etmek	ask someone back v.
104	General	birisini (daha aşağıda bir bölgede olan) evine davet etmek/çağırmak	ask someone down v.
105	General	birini sahneye davet etmek	invite to the stage v.
106	General	birini sahneye davet etmek	invite someone to the stage v.
107	General	birini eve/yemeğe vb. davet etmek	invite someone over (for something) v.
108	General	akşam yemeğine davet etmek	invite to have dinner v.
109	General	akşam yemeğine davet etmek	invite to dinner v.
110	General	birini partiye davet etmek	invite someone to the party v.
111	General	yemeğe davet etmek	ask someone to dinner v.
112	General	içeriye davet etmek	ask someone in v.
113	General	bir baloya davet edilmek	be invited to a ball v.
114	General	davet kartı almak	receive an invitation card v.
115	General	partiye davet edilmeden gitmek	crash a party v.
116	General	soruyu davet etmek	beg the question v.
117	General	(mahkemeye/davaya) davet etmek	call v.
118	General	göreve davet etmek	admonish v.
119	General	davet etmek	advoke v.
120	General	başıyla davet etmek	nod v.
121	General	yeniden davet etmek	reinvite v.
122	General	davet etmek	kae v.
123	General	birini kendi isteğiyle davet etmek	woo v.
124	General	davet etmek	woo v.
125	General	davet etmek	hold v.
126	General	kadeh kaldırmaya davet etmek	give v.
127	General	tanıklığa davet etmek	obtest v.
128	General	davet etmek	desire [obsolete] v.
129	General	vicdana davet etmek	conscientise v.
130	General	vicdana davet etmek	conscientize v.
131	General	davet etmek	convene v.
132	General	(selamet ordusundan kimse) insanları hristiyanlığa davet etmek	fish v.
133	General	davet etmek	pray [obsolete] v.
134	General	davet etmek	preconizate v.
135	General	önceden davet etmek	preinvite v.
136	General	davet etmek	siren v.
137	General	davet etmek	sirenize v.
138	General	davet etmek	sirenise v.
139	General	davet etmek	cry [scotland] v.
140	General	davet etmek	becall v.
141	General	davet etmek	sompne v.
142	General	davet etmek	indite [obsolete] v.
143	General	tekrar davet etmek	resummon v.
144	General	davet üzerine kalmak	stay v.
145	General	davet üzerine kalmak	stay v.
146	General	davet edilmemiş	uninvited adj.
147	General	davet edici	invitatory adj.
148	General	davet edilmiş	invited adj.
149	General	davet edilmeyen	unsolicited adj.
150	General	davet edilmemiş	unsummoned adj.
151	General	emirle davet edilmemiş	unsummoned adj.
152	General	davet edilen katılımcılarla sınırlı	invitational adj.
153	General	davet üzerine yapılan	invitational adj.
Phrasals
154	Phrasals	davet etmek	call forward v.
155	Phrasals	kendi kendini davet etmek	intrude oneself into v.
156	Phrasals	bir yere davet etmek	ask out v.
157	Phrasals	dışarıya davet etmek	invite out v.
158	Phrasals	bir yere davet etmek	invite out v.
159	Phrasals	içeri davet etmek	invite in v.
160	Phrasals	birisini içeriye davet etmek	ask someone in v.
161	Phrasals	birisini içeriye davet etmek	ask someone in (some place) v.
162	Phrasals	(komşuyu/yakında oturan birisini) eve davet etmek	ask over v.
163	Phrasals	birisini (kuzeydeki/yukarı bölgedeki) evine davet etmek	ask someone up v.
164	Phrasals	Birini dışarıya bir şey (yemek vb.) için davet etmek	ask someone out to something v.
165	Phrasals	birisini dışarıya yemeğe vb. davet etmek	ask out v.
166	Phrasals	birisini içeriye davet etmek	ask in v.
167	Phrasals	birisini içeriye davet etmek	ask someone into (some place) v.
168	Phrasals	(komşuyu/yakında oturan birisini) eve davet etmek	ask someone over v.
169	Phrasals	(davet/parti) için giyinmek	dress for something v.
170	Phrasals	birini içeri davet etmek	invite someone into some place v.
171	Phrasals	birini içeri davet etmek	invite someone in v.
172	Phrasals	el sallayarak birini içeri davet etmek	wave someone in v.
173	Phrasals	kavga/düelloya davet etmek	call out [slang] v.
174	Phrasals	bir araya gelmek için davet etmek	call in v.
175	Phrasals	davet etmek	knock up v.
176	Phrasals	evine davet etmek	have (someone) around for (something) v.
177	Phrasals	eve davet etmek	call around v.
178	Phrasals	davet etmek	trump up v.
179	Phrasals	(telefonla) evine davet etmek	call around v.
180	Phrasals	(birini) kavgaya, yarışmaya vs. davet etmek	challenge (someone) to (something) v.
181	Phrasals	(birini) kavgaya, yarışmaya vs. davet etmek	challenge someone to something v.
182	Phrasals	yukarıya davet etmek	ask up v.
183	Phrasals	(birini bir şey) için evine davet etmek/çağırmak	have (someone) over (for something) v.
184	Phrasals	(birini) evinde (bir şeye) davet etmek/çağırmak	have (someone) over (for something) v.
185	Phrasals	birini evine davet etmek	have someone over v.
186	Phrasals	(birini) bir etkinlik (yemek, parti, ziyaret) için evine davet etmek/çağırmak	have (someone) over (for something) v.
187	Phrasals	(bir şeye) davet edilmeden/kendi kendine dahil olmak	invite (someone or oneself) to (something) v.
188	Phrasals	(bir şeye) kendi kendini davet ettirmek	invite (someone or oneself) to (something) v.
189	Phrasals	(bir şeye) davet edilmeden katılmak	invite (someone or oneself) to (something) v.
190	Phrasals	daha önce kendisini ağırlayan birini evine davet etmek	ask someone back v.
191	Phrasals	birini iadeiziyarete çağırmak/davet etmek	ask someone back v.
192	Phrasals	(birini bir yere) davet etmek	ask (one) in v.
193	Phrasals	yeniden davet etmek	ask back v.
194	Phrasals	(birini) bir etkinliğe davet etmek	ask (one) out v.
195	Phrasals	bir daha davet etmek	ask back v.
196	Phrasals	(birini) bir etkinlik için dışarı davet etmek	ask (one) out v.
197	Phrasals	birini bir şeye davet etmek	ask someone to something v.
198	Phrasals	tekrar davet etmek	ask back v.
199	Phrasals	(birini) içeriye davet etmek	ask (one) in v.
200	Phrasals	(birini bir yere) davet etmek	ask (one) into v.
201	Phrasals	(birini) yaşadığı yere/evine davet etmek	ask (one) over v.
202	Phrasals	(birini) uzak bir yere davet etmek	ask (one) out v.
203	Phrasals	(birini) içeriye davet etmek	ask (one) into v.
204	Phrasals	yukarı bölgedeki evine davet etmek	ask up v.
205	Phrasals	bulunduğu yere göre kuzeyde kalan bir yere/evine davet etmek	ask up v.
206	Phrasals	daha aşağıda/güneyde olan evine çağırmak/davet etmek	ask down v.
207	Phrasals	birini bir şeye davet etmek	ask someone for something v.
208	Phrasals	evine davet etmek	have in v.
209	Phrasals	(birini bir şey yapmaya) davet etmek	call upon someone (to do something) v.
210	Phrasals	(birini bir şey yapmaya) davet etmek	call on someone (to do something) v.
211	Phrasals	(birini bir şeye/bir şey yapmaya) çağırmak/davet etmek	call (one) on (something) v.
212	Phrasals	(birini bir konuda) karşılaşmaya davet etmek/çağırmak	call (one) on (something) v.
213	Phrasals	(birini bir konuda) düelloya davet etmek/çağırmak	call (one) on (something) v.
214	Phrasals	(birini) bir şey yapmaya çağırmak/davet etmek	call on (someone) v.
215	Phrasals	birini/bir şeyi göreve çağırmak/davet etmek	call someone or something out v.
216	Phrasals	(birini bir şey yapmaya) çağırmak/davet etmek	call upon (someone) v.
217	Phrasals	birini kapışmaya çağırmak/davet etmek	call someone out v.
218	Phrasals	birini düelloya davet etmek	call someone out v.
219	Phrasals	kavgaya, yarışmaya davet etmek	challenge to v.
220	Phrasals	eğlenceli hikayeleri sayesinde bir yemeğe/buluşmaya davet edilmek	dine out on something v.
221	Phrasals	(birini bir şey için) evine/yaşadığı yere davet etmek	invite (one) over (for something) v.
222	Phrasals	içeri davet etmek	invite into some place v.
223	Phrasals	(birinin evindeki/yaşadığı yerdeki bir şeye) davet edilmeden katılmak	invite (oneself) over (for something) v.
224	Phrasals	evine/yaşadığı yere davet etmek	invite over v.
225	Phrasals	-e davet etmek	invite to v.
226	Phrasals	(bir şeyi) davet eden durumda	ripe for (something) v.
227	Phrasals	-e davet etmek	summon to v.
228	Phrasals	(birini bir yere) davet etmek	summon (one) to v.
229	Phrasals	(bir şey yapmaya) davet etmek	welcome to (do something) v.
Colloquial
230	Colloquial	son anda yapılan davet	fiddler's bidding n.
231	Colloquial	beklenmedik davet	fiddler's bidding n.
232	Colloquial	kavgaya davet etmek	fling down a challenge v.
233	Colloquial	kapısı herkese açık davet vermek	have open house v.
234	Colloquial	bir yemeğe davet edilmek	dine out on v.
235	Colloquial	birini evine davet etmek	have someone in v.
236	Colloquial	(birini bir şey, yemek, parti için) bulunduğu yerin daha yukarısında veya kuzeyinde bir yere davet etmek	have (someone) up (for something) v.
237	Colloquial	önceden misafir olduğu birini kendi yerine davet etmek	have someone back v.
238	Colloquial	birini iade-i ziyarete davet etmek	have someone back v.
239	Colloquial	(birini) evine çağırmak/davet etmek	ask (one) around v.
240	Colloquial	rakibi dövüşe davet etmek	get it on v.
241	Colloquial	davet üzerine maça giden (futbol seyircisi)	prawn-sandwich adj.
242	Colloquial	beni davet ettiğiniz/ettiğin için teşekkür ederim	thank you for having me expr.
243	Colloquial	resmi bir yere birlikte gidilebilecek/davet edilebilecek kadar iyi görünümlü biri	pfd (potential formal date) abrev.
Idioms
244	Idioms	meydan okumaya davet etme	a call to arms n.
245	Idioms	beklenmedik şekilde ya da son dakikada gelen davet	fiddler's bidding n.
246	Idioms	son dakikada gelen davet	fiddler's bidding n.
247	Idioms	sürpriz davet	fiddler's bidding n.
248	Idioms	umulmadık şekilde ya da son dakikada gelen davet	fiddler's bidding n.
249	Idioms	davet yemeği	rubber chicken dinner n.
250	Idioms	davet çıkarma	welcoming mat n.
251	Idioms	(birine) ne zaman isterse gelip gitmesi için davet	an open invitation (to somebody) n.
252	Idioms	davet vermek	throw a party v.
253	Idioms	sükunete davet etmek	call to order v.
254	Idioms	savaşmaya ya da düelloya davet etmek	throw down the gauntlet v.
255	Idioms	sessizliğe davet etmek	call to order v.
256	Idioms	kadeh kaldırmaya davet etmek	propose a toast v.
257	Idioms	(özellikle bir davet için) çok şık giyinmek	be dressed up to the nines v.
258	Idioms	nezaketen/nezaket icabı davet etmek	invite someone out of courtesy v.
259	Idioms	afeti davet etmek	court disaster v.
260	Idioms	felaketi davet etmek	court disaster v.
261	Idioms	davet etmek	have (someone) up (for something) v.
262	Idioms	evine çağırmak/davet etmek	ask (someone) round v.
263	Idioms	birini bulunduğu yerin daha güneyindeki bir yere davet etmek	have someone down v.
264	Idioms	birini açık oynamaya davet etmek	call someone's bluff v.
265	Idioms	(birini bir şey için) eve çağırmak/davet etmek	have (one) in (for something) v.
Speaking
266	Speaking	onları ben davet etmedim	I didn't invite them expr.
267	Speaking	beni davet ettiğin için teşekkür ederim	thank you for inviting me expr.
268	Speaking	beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim	thank you so much for inviting me expr.
269	Speaking	beni davet ettiğin için çok teşekkür ederim	thank you so much for inviting me expr.
270	Speaking	neden beni davet ettin?	why did you invite me? expr.
271	Speaking	beni davet ettiğiniz için teşekkür ederim	thank you for inviting me expr.
Trade/Economic
272	Trade/Economic	davet listesi	bidders list n.
273	Trade/Economic	açık artırmaya davet etme	invite bids for n.
274	Trade/Economic	paylarını tamamen ödememiş hisse senedi sahiplerini ödemeye davet	call n.
275	Trade/Economic	toplantıya davet ilanı	notice of meeting n.
276	Trade/Economic	ihaleye davet	invitation for bid (ding) n.
277	Trade/Economic	ihale davet mektubu	invitation to tender n.
278	Trade/Economic	ihale davet mektubu	tender invitation letter n.
279	Trade/Economic	ihale davet mektubu	letter of invitation to tender n.
280	Trade/Economic	sözleşmeye davet yazısı/mektubu	letter of award n.
281	Trade/Economic	müşterek davet bütçesi	joint call budget n.
282	Trade/Economic	izaha davet	invitation to explain n.
283	Trade/Economic	hisse ortaklığına davet etmek	syndicate v.
Law
284	Law	karşılığını ödemediği hissesini ödemeye davet	call n.
285	Law	alacaklının ilan ile davet edilmesi	citation of creditor n.
286	Law	tescile davet	invitation to register n.
287	Law	müdafii davet	invitation of defense counsel n.
288	Law	infaza davet	invitation of execution n.
289	Law	davet etme	citation n.
290	Law	davet müzekkeresi	breve n.
291	Law	icaba davet	invitation to treat n.
292	Law	ilan yoluyla mahkemeye davet	summons by publication n.
293	Law	resmi emirle davet	summons n.
294	Law	icaba davet	invitation to deal n.
295	Law	icaba davet	invitatio ad offerendum n.
296	Law	toplantıya davet	convocation n.
297	Law	tanıklığa davet etmek	call to witness v.
298	Law	tanıklık için davet etmek	call witness v.
299	Law	mahkemeye davet etmek	cite v.
300	Law	tanıklığa davet etmek	obtest v.
301	Law	ikrara davet ihbarına cevap vermemek	failure to respond to a notice to admit v.
302	Law	mahkemeye davet etmek	summonsuite v.
303	Law	düelloya davet etmek	wage battle v.
Politics
304	Politics	resmi davet	official invitation n.
305	Politics	davet yazısı	invitation letter n.
306	Politics	davet yazısı	letter of invitation n.
307	Politics	davet edilen ülke	invited country n.
308	Politics	davet etmek	extend an invitation v.
309	Politics	toplantıya davet etmek	convocate a meeting v.
Technical
310	Technical	ihaleye davet	call for tenders n.
Computer
311	Computer	yalnızca davet et	invite only expr.
312	Computer	diğerlerini davet et	invite others expr.
Gastronomy
313	Gastronomy	haşlanmış deniz ürünü yemeğinin servis edildiği davet	boil n.
Social Sciences
314	Social Sciences	uzakta ikamet edip toplumla bir araya gelmek üzere davet edilmiş kimse	corresponding member of a society n.
History
315	History	düelloya davet etmek	throw down the gauntlet v.
Religious
316	Religious	dine davet eden ve kuran ile sünnetleri öğreten islami hareket	evangelicalism n.
317	Religious	duaya davet için söylenen ilahi	invitatory n.
318	Religious	(kilise ayinlerinde) duaya davet	invitatory n.
319	Religious	tanrının davet etmediği	uncalled adj.
Military
320	Military	davul ya da trampet çalarak düşmanı barış görüşmesine davet etme	chamade n.
Football
321	Football	sağlık görevlilerini oyun alanına davet etmek	allow the first aiders to enter the field of play v.
Music
322	Music	kızların erkekleri davet ettiği dans veya parti	turnabout n.
Theatre
323	Theatre	sanatçıları gösteriyi başlatmaya davet eden çağrı	places n.
324	Theatre	sanatçıları gösteriyi başlatmaya davet eden çağrı	places n.
Abbreviation
325	Abbreviation	ulusal davet turnuvası	nit (national invitational tournament) n.
Archaic
326	Archaic	bir yere davet etmek	lathe v.
327	Archaic	düğüne davet etmek	lathe v.
328	Archaic	cenazeye davet etmek	lathe v.
Slang
329	Slang	sahneye davet etmek	give it up for (someone) v.
330	Slang	düelloya davet etmek	demand satisfaction v.
Modern Slang
331	Modern Slang	misafirlerin sıradan bir etkinliğe davet edilir gibi davet edildiği ve gelin ve damadın sürpriz bir şekilde evlendiği düğün	ambush wedding n.