hurry! - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

hurry!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "hurry!" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Colloquial
hurry! expr. çabuk ol!
hurry! expr. haydi!
hurry! exclam. acele et!

Bedeutungen, die der Begriff "hurry!" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 221 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
hurry n. telaş
hurry n. acele
hurry up v. acele etmek
hurry v. acele etmek
General
hurry n. acele
hurry n. ivedi
hurry n. evmek
hurry-scurry n. gümrükten mal kaçırır gibi
hurry-scurry n. yangından mal kaçırır gibi
hurry n. acelecilik
hurry n. acele etme ihtiyacı
hurry [dialect] [uk] n. tartışma
hurry [dialect] [uk] n. kargaşa
hurry [dialect] [uk] n. hengame
hurry [obsolete] n. kafa karışıklığı
hurry [dialect] n. ufak rahatsızlık
hurry n. tekrarlayan rahatsız edici ses
hurry-scurry n. telaş
hurry-skurry n. gerginlik
hurry-skurry n. kargaşa
be in a hurry to v. bir an evvel (yapmak) istemek
hurry v. çabuk olmak
hurry v. hızlandırmak
hurry up v. çabuk olmak
be in a hurry v. acelesi olmak
hurry v. ivmek
hurry up v. aceleye getirmek
hurry v. aceleleştirmek
hurry v. çabuklaştırmak
hurry v. ivedilenmek
hurry v. koşmak
hurry v. aceleyle getirmek
hurry v. ivdirmek
hurry v. aceleye getirmek
hurry up v. elini çabuk tutmak
hurry needlessly v. atlı kovalamak
hurry something up v. hızlandırmak
be in no hurry to v. bir şey yapmaya can atmamak
hurry v. aceleyle götürmek
hurry v. acele ettirmek
do something in a hurry v. aceleye getirmek
be in a hurry to v. çabuk (yapmak) istemek
be in a hurry v. acele etmek
hurry v. sıkıştırmak
be done in a hurry v. aceleye gelmek
hurry up v. acele ettirmek
hurry (up) v. acele etmek
hurry (up) v. aceleci davranmak
be in no hurry v. acelesi olmamak
hurry something up v. sürat vermek
hurry something up v. süratlendirmek
hurry something up v. süratini artırmak
hurry v. hız vermek
hurry up v. hızlanmak
hurry up and do something v. hemen/çabuk olup bir şeyler yapmak
be in a hurry to grow up v. büyümek için can atmak
be in a hurry to grow up v. büyümek için acele etmek
hurry up v. telesmek
be in a hurry v. aşıkmak
hurry up v. aşıkmak
hurry v. hızlı şekilde iletmek
hurry [dialect] [uk] v. taciz etmek
hurry [dialect] [uk] v. rahatsız etmek
hurry-scurry v. gereksiz acele ve karmaşa ile hareket etmek
hurry-skurry v. acele etmek
hurry-scurry adj. gergin
hurry-scurry adj. kargaşalı
hurry-scurry adj. bodoslama uçan
hurry-skurry adj. telaşlı
hurry-skurry adj. bodoslama uçan
hurry-up adj. acil
hurry-up adj. acil müdahaleye uygun
hurry-up adj. hızlandırılmış
hurry-up adj. acele
hurry-up adj. ivedi
in a hurry adv. acele ile
in a hurry adv. alelacele
in a great hurry adv. yel yeperek
in a hurry adv. aceleyle
in a hurry adv. acele acele
in a hurry adv. acele
in a hurry adv. çabuk çabuk
in a hurry adv. telaş içinde
in a great hurry adv. aceleyle
in a great hurry adv. acele bir şekilde
hurry-scurry adv. acele ile
hurry-scurry adv. kafası karışık bir şekilde
hurry-skurry adv. telaşla
hurry-skurry adv. kafası karışık bir şekilde
hurry-skurry adv. acele içinde
hurry up! interj. çabuk ol!
hurry up! interj. hadi bakalım!
Phrasals
hurry over v. acele etmek
hurry someone along v. acele ettirmek
hurry away v. aceleyle ayrılmak
hurry off v. aceleyle ayrılmak
hurry out v. aceleyle çıkmak
hurry off v. aceleyle çıkmak
hurry away v. aceleyle çıkmak
hurry away v. aceleyle uzaklaşmak
hurry down to somewhere v. aceleyle/hızla aşağıya inmek/gitmek
hurry back v. çabuk dönmek
hurry away v. hızla sıvışmak
hurry someone in to something v. hızla birilerini bir yere sokmak
hurry back v. hemen dönmek
hurry on v. acele etmek
hurry on v. çabuk olmak
hurry on v. hızlı olmak
hurry on v. elini çabuk tutmak
hurry on v. acele ettirmek
hurry on v. hızlandırmak
hurry on v. hızlı hareket ettirmek
hurry (someone or something) along v. (birini/bir şeyi) acele ettirmek
hurry (someone or something) along v. (birini/bir şeyi) hızlı/acele hareket ettirmek
hurry (someone or something) along v. (birini/bir şeyi) çabuklaştırmak/hızlandırmak
hurry (someone or something) in(to some place) v. (birini/bir şeyi) aceleyle/hızlıca (bir yere) sokmak/yetiştirmek
hurry (someone or something) in(to some place) v. (birini/bir şeyi) çabucak (bir yere) yetiştirmek/sokmak
hurry along v. acele ettirmek
hurry along v. hızlı/acele hareket ettirmek
hurry along v. çabuklaştırmak/hızlandırmak
hurry back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) hemen/çabucak dönmek
hurry back to (someone or something) v. (birinin/bir şeyin yanına/bir yere) hızlıca dönmek
hurry down v. aceleyle/hızla aşağıya inmek/gitmek
hurry down (to some place) v. hızlıca/hemen (bir yere) inmek
hurry in v. aceleyle/hızlıca (bir yere) sokmak/yetiştirmek
hurry in v. çabucak (bir yere) yetiştirmek/sokmak
Colloquial
be in a hurry to do something v. acele içinde bir şey yapmak
be in a hurry to do something v. telaş içinde bir şey yapmak
be in a hurry to do something v. aceleyle/çabucak bir şey yapmaya çalışmak
be in a hurry to do something v. bir şey yapmaya can atmak
be in a hurry to do something v. bir şey yapmak için sabırsızlanmak
get a hurry on expr. acele et
hurry back expr. çabuk dön
get a hurry on expr. çabuk ol
get a hurry on expr. elini çabuk tut
hurry back expr. hemen dön
in one hell of a hurry expr. çok acele içerisinde
not in a hurry expr. acelesi yok
not in a hurry expr. vakit var
not in a hurry expr. yeterli/bol vakit var
not in a hurry expr. aceleye/telaşa lüzum yok
not in any hurry expr. acelesi yok
not in any hurry expr. vakit var
not in any hurry expr. yeterli/bol vakit var
not in any hurry expr. aceleye/telaşa lüzum yok
not in a hurry expr. pek istekli değil
not in a hurry expr. ille de gerekli değil
not in a hurry expr. şart değil
not in a hurry expr. can atmıyor
not in any hurry expr. pek istekli değil
not in any hurry expr. ille de gerekli değil
not in any hurry expr. şart değil
not in any hurry expr. can atmıyor
I won't do something again in a hurry expr. bir şeyi bir daha hayatta yapmam
I won't do something again in a hurry expr. bir şeyi bir daha ölsem yapmam
I won't do something again in a hurry expr. bir şeyi bir daha asla yapmam
Idioms
a tearing hurry n. aşırı acele
a tearing hurry n. koştur koştur
a tearing hurry n. büyük bir hız
a tearing hurry n. büyük bir acele
a tearing hurry/rush n. aşırı acele
a tearing hurry/rush n. koştur koştur
a tearing hurry/rush n. büyük bir hız
a tearing hurry/rush n. büyük bir acele
(be in) a tearing hurry/rush [uk] n. aşırı bir acele (içerisinde olmak)
(be in) a tearing hurry/rush [uk] n. aşırı bir koşturma (içerisinde olmak)
(be in) a tearing hurry/rush [uk] n. büyük bir hız (içerisinde olmak)
(be in) a tearing hurry/rush [uk] n. büyük bir acele (içerisinde olmak)
be in a tearing hurry [uk] v. aşırı acelesi olmak
be in a tearing hurry [uk] v. koştur koştur koşturmak
get a hurry on v. acele etmek
hurry one on one's way v. birinin bir yere yetişmesine yardımcı olmak
hurry one on one's way v. birini acele ettirmek
hurry up and wait v. çabuk/erken yapıp beklemek
get a hurry on v. elini çabuk tutmak
get a hurry on v. paçası tutuşmak
hurry one on way v. birinin bir yere yetişmesine yardımcı olmak
hurry one on way v. birini acele ettirmek
in a tearing hurry adv. bir hışımla
in a tearing hurry adv. büyük bir hızla/aceleyle
in a hurry adv. aceleyle
(one) won't be (doing something) again in a hurry expr. bir daha hayatta gitmem/yapmam anlamına gelen bir deyim
(one) won't (do something) again in a hurry expr. bir daha hayatta gitmem/yapmam anlamına gelen bir deyim
in a hurry expr. çabucak
in a hurry expr. hemen
here's your hat, what's your hurry? expr. gitme vaktin geldi
in a hurry expr. ivedilikle
in a hurry expr. telaşla
(one) won't (do something) again in a hurry expr. (biri bir şeyi) bir daha ölse yapmaz
(one) won't (do something) again in a hurry expr. (biri bir şeyi) bir daha asla yapmaz
(one) won't be (doing something) again in a hurry expr. (biri bir şeyi) bir daha ölse yapmaz
(one) won't be (doing something) again in a hurry expr. (biri bir şeyi) bir daha asla yapmaz
(one) wouldn't (do something) again in a hurry expr. (biri bir şeyi) bir daha ölse yapmaz
(one) wouldn't (do something) again in a hurry expr. (biri bir şeyi) bir daha asla yapmaz
(one) wouldn't (do something) again in a hurry expr. (biri bir şeyi) bir daha hayatta yapmaz
Speaking
hurry up interj. acele et
no wonder you're in a hurry expr. acele etmene şaşmamalı
don't hurry! expr. acele etme!
you must hurry otherwise you will be late expr. acele etmelisin aksi halde gecikeceksin
you must hurry or you will be late expr. acele etmelisin aksi halde gecikeceksin
we must hurry expr. acele etmeliyiz
you'd better hurry up expr. acele etsen iyi olur
where are you going in such a hurry? expr. acele ile nereye böyle?
I'm in a hurry expr. acelem var
I am in a hurry expr. acelem var
we're in a hurry expr. acelemiz var
there is no hurry expr. acelesi yok
what's the hurry expr. arkandan atlı mı kovalıyor
what's the hurry expr. atlı mı kovalıyor
we're in a bit of a hurry expr. biraz acelemiz var
hurry up expr. çabuk ol!
hurry up! expr. elini çabuk tut!
where are you going in such a hurry? expr. nereye gidiyorsun böyle aceleyle?
what's your hurry? expr. ne bu acelen?
why are you in such a hurry? expr. nedir bu acelen?
where are you going in such a hurry? expr. nereye gidiyorsun böyle acele acele?
hurry up! exclam. acele et!
Football
hurry n. (amerikan futbolunda) savunma oyuncusunun oyun kurucuyu acele ettirmesi
hurry-up adj. (futbol maçlarının son dakikalarında) mümkün olduğunca hızlı yapılan
Music
hurry n. dramatik müzikte heyecanlı bölümlerde yapılan titretme
Archaic
hurry v. acele etmeye zorlamak