kıvrımlı - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kıvrımlı



Bedeutungen von dem Begriff "kıvrımlı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 62 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kıvrımlı meandering adj.
General
kıvrımlı curled adj.
kıvrımlı plicated adj.
kıvrımlı turbinated adj.
kıvrımlı wreathy adj.
kıvrımlı sinuate adj.
kıvrımlı crinkly adj.
kıvrımlı crispate adj.
kıvrımlı twisted adj.
kıvrımlı wiggly adj.
kıvrımlı plaited adj.
kıvrımlı plicate adj.
kıvrımlı turbinate adj.
kıvrımlı pleated adj.
kıvrımlı sinuous adj.
kıvrımlı peacemaking adj.
kıvrımlı corrugated adj.
kıvrımlı tortuous adj.
kıvrımlı curly adj.
kıvrımlı gyrose adj.
kıvrımlı serpentine adj.
kıvrımlı folded adj.
kıvrımlı wriggly adj.
kıvrımlı circuitous adj.
kıvrımlı squiggly adj.
kıvrımlı tortive adj.
kıvrımlı crimpy adj.
kıvrımlı encrisped [obsolete] adj.
kıvrımlı meandrian [obsolete] adj.
kıvrımlı wrapround adj.
kıvrımlı loopy adj.
kıvrımlı ruffly adj.
kıvrımlı contortionate adj.
kıvrımlı curvesome adj.
kıvrımlı curvey adj.
kıvrımlı plaited [obsolete] adj.
kıvrımlı pleat adj.
kıvrımlı flexuous adj.
kıvrımlı scroggy adj.
kıvrımlı serpentiform adj.
kıvrımlı sickle adj.
kıvrımlı sickle-shaped adj.
kıvrımlı sigmoid adj.
kıvrımlı sigmoidal adj.
kıvrımlı sinuated adj.
kıvrımlı sinuose adj.
kıvrımlı curvaceous adj.
Technical
kıvrımlı torsive adj.
kıvrımlı tortuose adj.
kıvrımlı volute adj.
kıvrımlı rugose adj.
kıvrımlı sinuous adj.
kıvrımlı corrugated adj.
kıvrımlı obvolute adj.
Computer
kıvrımlı creased adj.
Furniture
kıvrımlı bombe adj.
Medical
kıvrımlı cerebriform adj.
kıvrımlı gyrose adj.
Anatomy
kıvrımlı rugal adj.
Botanic
kıvrımlı gyrous adj.
kıvrımlı fanlike adj.
Archaic
kıvrımlı corrugate adj.

Bedeutungen, die der Begriff "kıvrımlı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 196 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kıvrımlı iplik kılavuzu loop thread guide n.
kıvrımlı çizgi curlycue n.
kıvrımlı pist serpentine n.
kıvrımlı tırmık sapı snath n.
eski yunan ve roma'da hamamda kullanılan, ciltten ter ve kiri kazımaya yarayan kıvrımlı ve keskin olmayan bir bıçak türü strigil n.
kıvrımlı olma wiggliness n.
kıvrımlı tasarım oluşturma wriggle n.
eğimli veya kıvrımlı nesne bool [dialect] [uk] n.
kıvrımlı sap boul n.
kıvrımlı şey bow n.
hilalin kıvrımlı kenarları horn n.
tonozun kıvrımlı yüzeyi groin n.
kıvrımlı bölüm round n.
kıvrımlı yüzeyin bir diğer yüzey ile birleşimi runout n.
armanın en üst bölümü ile en alt bölümünden başlayan iki ayrı kıvrımlı çizginin orta kısımda birleştiği hanedan arması gore n.
kıvrımlı nesne circumvolution n.
içe kıvrımlı olma incurvity [obsolete] n.
çok kıvrımlı nesne curliewurlie n.
kıvrımlı vücuda sahip olma curvaceousness n.
kıvrımlı vücuda sahip olma voluptuousness n.
kıvrımlı harfler içeren tuhaf el yazısı pothook n.
kıvrımlı bölümü olan çatı kiremidi flap tile n.
partilerde kullanılan kıvrımlı kurdele serpentine n.
partilerde kullanılan kıvrımlı kurdele serpentin n.
tüfsü tortuların keskin kıvrımlı cam parçaları shard n.
tüfsü tortuların keskin kıvrımlı cam parçaları sheard [obsolete] n.
kıvrımlı hareket sinuosity n.
(kıvrımlı bir şeyi) düzleştirmek unpleat v.
kıvrımlı yol izlemek boomerang v.
kıvrımlı görünecek şekilde ince ince kesmek curl v.
kıvrımlı süs oluşturmak curlicue v.
kıvrımlı hatlara sahip curvaceous adj.
en kıvrımlı wiggliest adj.
daha kıvrımlı wigglier adj.
daha kıvrımlı wrinklier adj.
daha kıvrımlı wrigglier adj.
en kıvrımlı wriggliest adj.
en kıvrımlı wrinkliest adj.
çok kıvrımlı multifold adj.
iki kıvrımlı bilamellated adj.
kıvrımlı hatlara sahip curvy adj.
tek kıvrımlı uniplicate adj.
dışa doğru kıvrımlı bellying adj.
kıvrımlı yüzeyi olan mat adj.
kaba, kıvrımlı veya pürüzlü bir yüzeyi olan matte adj.
küçük ve yuvarlak kıvrımlı (kumaş) quilled adj.
hafif kıvrımlı fair adj.
kendi içerisinde kıvrımlı revolute adj.
içe kıvrımlı incurved adj.
çok kıvrımlı (yol) winding adj.
(ahşap yapısı) kıvrımlı lifli curly adj.
kıvrımlı lifli ahşap yapısına sahip curly adj.
kıvrımlı hatları olan curvey adj.
kıvrımlı hatlara sahip curvilineal adj.
sol kıvrımlı sinistrodextral adj.
(ortak bir düzlemde sıralanan) kıvrımlı kayaç yapısına sahip synclinical adj.
kıvrımlı bir şekilde torsionally adv.
kıvrımlı bir şekilde curlingly adv.
kıvrımlı vücut hatlarıyla curvaceously adv.
Phrasals
kıvrımlı bir şeylerle dolu olmak writhe with something v.
Idioms
kıvrımlı hatlara sahip olmak have curves in all the right places v.
Technical
yayla enerjilendirilmiş conta veya kıvrımlı conta spring energized seal n.
çift kıvrımlı ek double-lock seam n.
kıvrımlı hortum corrugated hose n.
kıvrımlı iplik looped yarn n.
kıvrımlı demir corrugated iron n.
kıvrımlı tabakalar contorted strata n.
kıvrımlı kanal sinuous canal n.
kıvrımlı pelüş looping plush n.
kıvrımlı lifler crimped fibres n.
kıvrımlı katmanlar contorted strata n.
kıvrımlı biçim revolution [obsolete] n.
kıvrımlı yol revolution [obsolete] n.
kaz boynu gibi kıvrımlı olan şey goose neck n.
dinamo kutuplarının genellikle kıvrımlı olan ucu shoe n.
kıvrılmış metalde kıvrımlı yüzey hattı snake n.
katlı kıvrımlı plicated adj.
(çıkıntı) ince, uzun ve genellikle kıvrımlı cirriform adj.
Computer
kıvrımlı taş carved stone n.
Telecom
kıvrımlı kod convolutional code n.
Textile
karagül koyununun yeni doğmuş kuzularından elde edilen siyah kıvrımlı kürk caracul n.
kıvrımlı iplik kılavuzu loop thread-guide n.
kıvrımlı iplik looped yarn n.
kıvrımlı pelüş looping plush n.
iki kıvrımlı kenarı ortaya doğru birleştirerek oluşturulan pli box pleat n.
(kadın elbisesi) kıvrımlı grecian adj.
yumuşak, kıvrımlı ve işlemeli (kadın elbisesi) dressmaker adj.
Architecture
kıvrımlı kemer süslemesi accolade n.
ufak ve kıvrımlı süs helix n.
dekor amaçlı veya rötuş olarak uygulanan düz veya kıvrımlı pervaz moulding n.
Construction
çatı kaplamasındaki yalıtım veya döşeme bağlantılarıyla ilişkili olmayan kıvrımlı sırt mole run n.
dirençlerini dengelemek için (rayın kıvrımlı bölümlerini) değiştirmek compensate v.
çift kıvrımlı sigmoidal adj.
Lighting
çift kıvrımlı tel coiled-coil filament n.
içi gaz dolu kıvrımlı telli lamba coiled filament gas-filled lamp n.
tek kıvrımlı tel single-coil filament n.
Furniture
yüksek ve kıvrımlı kolçakları olan kısa bacaklı sırtsız kanepe recamier n.
antik yunan'da kullanılan, kıvrımlı dışa doğru yayvan bacakları ve çukur bir arkalığı olan iskemle klismos n.
Automotive
kıvrımlı bölge hollow n.
kıvrımlı yol wiggly road n.
Marine
geminin pruvasına yanlamasına yerleştirilmiş kıvrımlı borda kaplaması snying n.
Medical
iki taraflı kıvrımlı internal karotis arter bilateral tortuous internal carotid artery n.
proksimal kıvrımlı tübül proximal convoluted tubule n.
beyinde yer alan kıvrımlı bir yapı gyrus cinguli n.
basit kıvrımlı tübüler bez simple coiled tubular gland n.
(proksimal veya distal) kıvrımlı tübül convoluted tubule n.
Anatomy
kadın cinsel organının dıştaki dört kıvrımlı dokusundan biri labium n.
ayakta bulunan kıvrımlı bir arter arcuate artery n.
ayakta bulunan kıvrımlı bir arter arteria arcuata n.
böbrekteki kıvrımlı arterler arcuate artery of the kidney n.
hipokampusun kıvrımlı ön ucu uncus n.
dişin enine kesitinde diş kemiğinin kıvrımlı çizgiler şeklinde görülmesi plicidentine n.
Optics
ışığın büyük nesneler boyunca kıvrımlı yol izlemesi curved space n.
Gastronomy
kıvrımlı kısa boru makarna maccaroni n.
Geometry
kıvrımlı bir yüzeyi her noktası düzleme değecek şekilde yuvarlamak develop a curved surface on a plane v.
Biology
canlı üzerindeki kıvrımlı veya dikenli çıkıntı hook n.
çok kıvrımlı polycyclic adj.
çok kıvrımlı dokunaçları olan polycyclic adj.
Marine Biology
süngerlerin her iki uçta da kıvrımlı olan dikenleri chela n.
beyin mercanı gibi kıvrımlı olukları ve çıkıntıları bulunan bir mercan cinsi meandrina n.
(deniz kabuğu) sola kıvrımlı sinistrorsal adj.
(deniz kabuğu) sola kıvrımlı sinistrorse adj.
(tatlısu yumuşakçası) kabuğu kıvrımlı sinupallial adj.
(tatlısu yumuşakçası) kabuğu kıvrımlı sinupalliate adj.
Zoology
yukarı kıvrımlı boynuzları olan büyük ve vahşi güney afrika mandası cape buffalo (synercus caffer) n.
simit şeklinde kıvrımlı kuyruk trundletail n.
kıvrımlı beyin yüzeyleri olan memeli hayvan grubu gyrencephalate n.
oryx cinsine ait, yüzünde siyah veya kahverengi lekeler olan, düz veya hafif kıvrımlı boynuzlu çeşitli afrika ve arap antiloplarına verilen ad bisa antelope n.
sardinya ve korsika dağlarına özgü, büyük kıvrımlı boynuzları olan bir yaban koyunu muflon n.
sardinya ve korsika dağlarına özgü, büyük kıvrımlı boynuzları olan bir yaban koyunu mufflon n.
beyin yüzeyleri kıvrımlı olan bir yüksek memeli takımı gyrencephala n.
kıvrımlı beyin yüzeyleri olan gyrencephalous adj.
(böcek) kıvrımlı çıkıntısı olan policate adj.
(deniz kabuğu) sola kıvrımlı sinistrous adj.
Botanic
abd'nin güneyinden meksika'ya kadar olan bölgede yetişen, mor ve uzun kıvrımlı ağzı ve büyük sarımsı çiçekleri olan yıllık bitki ram's horn n.
üçgen ya da kalp şeklinde turuncu-sarı çiçekleri ve kıvrımlı yassı tohum zarfları olan, yaprak dökmeyen bir çalı native holly (playlobium obtusangulum) n.
üçgen ya da kalp şeklinde turuncu-sarı çiçekleri ve kıvrımlı yassı tohum zarfları olan, yaprak dökmeyen bir çalı common flat pea n.
mor veya mavi çiçekleri olan kıvrımlı bir kaliforniya bitkisi turpentine (silphium laciniatum) n.
mor veya mavi çiçekleri olan kıvrımlı bir kaliforniya bitkisi turpentine weed n.
yüksük benzeri ve kıvrımlı tepesi olan bir mantar early morel (verpa bohemica) n.
yüksük benzeri ve kıvrımlı tepesi olan bir mantar early false morel n.
yüksük benzeri ve kıvrımlı tepesi olan bir mantar wrinkled thimble-cap n.
meksika'da yetişen kıvrımlı bir bitki jalap (ipomoea purga) n.
tüm bölgelerde yetişen, çoğunlukla tek veya birkaç kıvrımlı yaprakları, uzun dikenleri ve yeşil çiçekleri olan kara orkidelerinden oluşan büyük bir bitki cinsi malaxis n.
tüm bölgelerde yetişen, çoğunlukla tek veya birkaç kıvrımlı yaprakları, uzun dikenleri ve yeşil çiçekleri olan kara orkidelerinden oluşan büyük bir bitki cinsi genus malaxis n.
kıvrımlı gövdelere sahip hoş kokulu büyük bir tırmanıcı bitki chinese wistaria (wisteria chinensis) n.
akdeniz bölgesine özgü, kıvrımlı veya tırmanıcı dalları ve misk kokulu çiçekleri bulunan bir gül musk rose n.
akdeniz bölgesine özgü, kıvrımlı veya tırmanıcı dalları ve misk kokulu çiçekleri bulunan bir gül rosa moschata n.
iki kıvrımlı bilamellate adj.
kıvrımlı çizgileri olan gyrose adj.
(bitki) sola kıvrımlı sinistrorsal adj.
(bitki) sola kıvrımlı sinistrorse adj.
Literature
(nehir) kıvrımlı hale getirmek serpentize v.
(nehir) kıvrımlı hale getirmek serpentise v.
History
kıvrımlı kurdele motifi bulunan hanedan arması ribbon n.
Environment
geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgarın etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket wave n.
kıvrımlı dağ dizisi folded mountain chain n.
Geography
kıvrımlı yapı folded structure n.
dağ sırtları arasındaki kıvrımlı ova hope n.
Meteorology
okyanustan gelen uzun ve kıvrımlı dalga beach comber n.
Geology
az kıvrımlı nehir low-sinuosity river n.
birçok taşın yüzeyinde solucan izleri olarak bilinen kıvrımlı izler helminthite n.
izoklinik kıvrımlı kaya tabakaları sırası isocline n.
(ortak bir düzlemde sıralanan) kıvrımlı kayaç yapısına sahip synclinal adj.
(ortak bir düzlemde sıralanan) kıvrımlı kayaç yapısı ile ilgili synclinal adj.
Hunting
çift kıvrımlı bıçağı ve kulaklı kulpu olan türk kılıcı attaghan n.
Sport
topu atan elin ters yönünde giden topun kıvrımlı seyri hook n.
topu kıvrımlı şekilde elin ters yönünde atma hook n.
topu atan elin ters yönünde kıvrımlı giden bir top hook n.
(kıvrımlı kulvarda gerçekleşen koşularda) tüm koşucuların aynı mesafede koşması için gerçekleştirilen düzenleme staggered start n.
(kıvrımlı kulvarda gerçekleşen koşularda) eşit koşu mesafesi düzenlemesi staggered start n.
Basketball
kıvrımlı atış hook n.
Baseball
kıvrımlı top hook n.
topa kıvrımlı şekilde vurmak hook v.
Art
özellikle oymacılıkta kullanılan kıvrımlı bir stilize motif koru [new zealand] n.
Music
altı tuşlu kıvrımlı bir boru kent bugle n.
altı tuşlu kıvrımlı bir boru keyed bugle n.
altı tuşlu kıvrımlı bir boru key bugle n.
altı tuşlu kıvrımlı bir boru key-bugle n.
kıvrımlı bir tür trompet lituus n.
yaylı çalgıların kıvrımlı başı scroll n.
(orkestra şefinin batonunu) kıvrımlı figürlerle süslemek twirl v.
Printery
bazı harflerin kıvrımlı bölümü bowl n.
bazı harflerin kıvrımlı bölümlerinin içinde kalan kısım bowl n.
Archaic
kıvrımlı halat kayışı dolphin n.
kıvrımlı halat takımı dolphin n.
Entomology
kelebek ve güvede uzun ve spiral gibi kıvrımlı dil glossa n.
böceğin sürtünerek ses çıkaran kısmındaki kıvrımlı bölüm file n.
(böcek) kıvrımlı çıkıntısı olan pollicate adj.
kıvrımlı: paralel çizgili yüzeyi olan plicate adj.
Slang
seksi ve kıvrımlı kızlara atılan laf bow hello n.
kıvrımlı hatlara sahip vücut curves in all the right places n.
kıvrımlı hatlara sahip juicy adj.
Modern Slang
geniş ve kıvrımlı kadın kalçalarının kutsal sayıldığı bir din adonitology n.
geniş ve kıvrımlı kadın kalçalarına tapan kimse adonitologist n.
geniş ve kıvrımlı kadın kalçalarına tapılan bir din adonitology n.