peep - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

peep

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "peep" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 47 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
peep n. gözetleme
peep n. delikten bakma
peep n. röntgencilik
peep n. cik
peep n. cırtlak ses
peep n. bakış
peep n. korna sesi
peep n. gizlice bakma
peep n. kaçamak bakış
peep n. civciv sesi
peep n. röntgen
peep n. dikiz
peep n. gizlice bakış
peep n. söylenme
peep n. ilk bakış
peep n. belirme
peep n. anlık bakış
peep n. görüverme
peep n. delikli tüfek gezi
peep n. ce-eee oyunu
peep n. jip
peep n. cip
peep v. röntgenlemek
peep v. kaçamak bakmak
peep v. gizlice bakmak
peep v. röntgencilik etmek
peep v. gözetlemek
peep v. röntgencilik yapmak
peep v. cik cik diye ses çıkarmak
peep v. dikiz etmek
peep v. çıkmak
peep v. görünüvermek
peep v. dikizlemek
peep v. göz atmak
peep v. kısık sesle konuşmak
peep v. mırıldanarak konuşmak
peep v. öne çıkarmak
peep v. dışarı itmek
Ornithology
peep n. küçük bir çulluk türü
peep n. küçük kum kuşu
peep n. perdeli kum kuşu
Slang
peep n. yakın arkadaş
peep v. bakmak
peep v. göz atmak
peep v. izlemek
peep v. görmek
peep v. göz gezdirmek

Bedeutungen, die der Begriff "peep" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 105 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
peep of day n. gün ağarması
peep toe n. burnu açık ayakkabı
peep toe n. burnu açık
peep-hole n. gözetleme deliği
peep hole n. kontrol deliği
peep hole n. gözetleme deliği
bo-peep n. (bebekler için) yüzünü elleriyle kapatıp geri açma oyunu
peep [obsolete] n. adım
peep [obsolete] n. kademe
peep-bo n. ce-eee oyunu
day-peep n. şafak
day-peep n. tan vakti
peep out v. görünüvermek
peep out v. çıkmak
Phrasals
peep in(to something) v. bakmak
peep over v. bir şeyin üzerinden (duvar/pencere vb) bir şeyi dikizlemek
peep under something v. bir şeyin altına bakmak
peep at v. göz gezdirmek
peep at v. göz atmak
peep through something v. -den bakmak
peep at (someone or something) v. (birine/bir şeye) göz ucuyla bakmak
peep at (someone or something) v. (birine/bir şeye) gizlice göz gezdirmek
peep at (someone or something) v. (birine/bir şeye) şöyle bir bakmak
peep at (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir göz atmak
peep at (someone or something) v. (birine/bir şeye) hızlıca bir bakmak
peep in v. bakmak
peep in v. göz ucuyla bakmak
peep in v. hızlıca bir bakmak
peep in v. içeri bakmak
peep over (something) v. (bir şeyin) üzerinden bakmak/gözetlemek
peep over (something) v. (bir şeyin) üzerinden şöyle bir/göz ucuyla bakmak
peep over (something) v. (bir şeyin) üzerinden görünmek/çıkmak
peep over (something) v. (bir şeyin) tepesinden görünmek/belli olmak
peep over (something) v. (bir şeyin) içinden çıkmak/görünmek
peep through v. (bir şeyden) bakmak/gözetlemek
peep through v. (bir şeyden) şöyle bir/göz ucuyla bakmak
peep through v. (bir şeyden) görünmek/çıkmak
peep through v. (bir şeyden) belli olmak
peep through v. (bir şeyin) içinden çıkmak/görünmek
peep under v. altına bakmak
peep under v. altına bir göz atmak
peep under v. altına hızla/şöyle bir bakmak
peep under v. altından belli olmak/görünmek
peep under v. altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak
peep under (something) v. (bir şeyin) altına hızla/şöyle bir bakmak
peep under (something) v. (bir şeyin) altına bir göz atmak
peep under (something) v. (bir şeyin) altından belli olmak/görünmek
peep under (something) v. (bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak
peep underneath (something) v. (bir şeyin) altına hızla/şöyle bir bakmak
peep underneath (something) v. (bir şeyin) altına bir göz atmak
peep underneath (something) v. (bir şeyin) altından belli olmak/görünmek
peep underneath (something) v. (bir şeyin) altından bir kısmı çıkmak/açıkta kalmak
Colloquial
bo-peep [australia/new zealand] n. hızlı bakış
Idioms
hear a peep out of someone v. birinden laf/söz işitmek
not to make a peep v. gık dememek
not to make a peep v. gıkı çıkmamak
have a peep v. (şöyle bir) bakmak
take a peep v. (şöyle bir) bakmak
hear a peep from (someone) v. (birinden) çıt çıkmak
hear a peep from (someone) v. (birinin) ağzından bir kelime çıkmak
hear a peep from (someone) v. (birinden) bir ses çıkmak
hear a peep out of (someone) v. (birinden) çıt çıkmak
hear a peep out of (someone) v. (birinin) ağzından bir kelime çıkmak
hear a peep out of (someone) v. (birinden) bir ses çıkmak
hear a peep out of v. -den bir ses duymak
hear a peep out of v. '-den çıt bile duymak
hear a peep out of v. ağzından bir kelime duymak
not a peep from/out of (someone) expr. çıtı çıkmama
not a peep from/out of (someone) expr. çıt çıkarmama
not a peep from/out of (someone) expr. hiç ses çıkarmama
not a peep from/out of (someone) expr. sesi çıkmama
not a peep from/out of (someone) expr. tek kelime etmeme
another peep out of (one) expr. (birinden) bir kelime
another peep out of (one) expr. (birinden) herhangi bir ses
another peep out of (one) expr. (birinden) bir çıt
another peep out of (one) expr. (birinden) başka bir laf/ses
another peep (out of you) expr. (senden) bir kelime daha
another peep (out of you) expr. (senden) tek bir söz daha
another peep (out of you) expr. (senden) bir şikayet daha
another peep (out of you) expr. (senden) başka bir ses/laf
another peep (out of you) expr. (senden) bir çıt dahi
another peep (out of you) expr. (senden) başka bir şikayet
another peep expr. bir kelime
another peep expr. bir çıt
another peep expr. bir ses
another peep expr. başka bir laf/ses
another peep expr. tek bir söz/kelime
Politics
peep-o'-day boys n. (1784 yılı) irlandalı isyancılar
Technical
peep hole n. gözetleme deliği
peep hole n. kontrol deliği
Medical
peep (positive end expiratory pressure) n. ekspirasyon sonu pozitif basınç
Gastronomy
peep [us] n. (paskalya'da) hayvan şekilli marşmelov
Military
peep sight n. delikli gez
Hunting
peep sight n. diopter gez
flip-up peep n. fiske vurularak ayarlanması yapılan bir tür gaz
peep sight n. u-gez modeli
Ornithology
peep [uk] n. çayır inci kuşu
Slang
peep hole n. (özellikle tuvalet/banyo vb) dikiz deliği
peep hole n. (özellikle tuvalet/banyo vb) dikizleme deliği
pixel peep v. dijital bir görüntüyü piksellerine kadar incelemek
pixel peep v. dijital bir görüntüyü piksellerine kadar inceleyip düzeltmek
pixel peep v. dijital bir görüntüyü en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzeltmek
pixel peep v. dijital bir görüntüyü piksel piksel/en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzeltmek
pixel peep v. dijital bir görüntünün çözünürlüğünü, netliğini ve kalitesini en ince ayrıntısına kadar işlemek
peep this out expr. dinle beni bak sana ne diyeceğim