belirlenmiş - Turkish English Dictionary
History

belirlenmiş



Meanings of "belirlenmiş" in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

Turkish English
Common Usage
belirlenmiş determined adj.
belirlenmiş specified adj.
belirlenmiş set adj.
belirlenmiş designated adj.
General
belirlenmiş given adj.
belirlenmiş limited adj.
belirlenmiş scheduled adj.
belirlenmiş appointed adj.
belirlenmiş established adj.
belirlenmiş certain adj.
belirlenmiş stated adj.
belirlenmiş termed adj.
belirlenmiş fixed adj.
belirlenmiş posited adj.
belirlenmiş particularized adj.
belirlenmiş particularised adj.
belirlenmiş predilect adj.
belirlenmiş predilected adj.
belirlenmiş signate adj.
Technical
belirlenmiş fixed adj.
Abbreviation
belirlenmiş appt adj.

Meanings of "belirlenmiş" with other terms in English Turkish Dictionary : 246 result(s)

Turkish English
General
bir yeminin belirlenmiş biçimi set form of an oath n.
bir dağın zirvesi vb gibi harita üzerinde belirlenmiş bir yükseklik spot height n.
belirlenmiş görev mission n.
şekil ve kullanılış tarzı belirlenmiş ilahi cantus firmus n.
önceden belirlenmiş sonuç fix n.
daha önceden belirlenmiş olan standartları karşılama living up to n.
bir taşıtın izlediği belirlenmiş rota path n.
belirlenmiş süre set period n.
önceden belirlenmiş tarih predetermined time n.
önceden programlanmış/belirlenmiş randevu sistemi pre-scheduled appointment system n.
belirlenmiş/belirlenen alan designated area n.
bir devlet kurumu tarafından belirlenmiş, nesli tükenmekte olan bitki ya da hayvan türü candidate species n.
bir eylem için belirlenmiş dönem, saat veya tarih termtime [scottish] n.
bir makamda çalışmaya müsaade edilen, önceden belirlenmiş hizmet süresi term limit n.
işvereni tarafından önemli bir pozisyon için yedek olarak belirlenmiş çalışan key employee n.
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulduğu ve sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer mail drop n.
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulup sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer maildrop n.
bir oyuncunun sahnedeki veya setteki önceden belirlenmiş konumunu gösteren bant parçası veya tebeşir çizgisi mark n.
oyunda taşın oynanabileceği belirlenmiş hamle move n.
bir grup kişinin sırayla ziyaret ettiği belirlenmiş güzergah circuit n.
bir etkinlik için özel belirlenmiş gün diet [scotland] n.
her şeyin kaderle önceden belirlenmiş olduğunu savunan doktrin fatalism n.
kilise takviminde belirlenmiş özel günler feast n.
belirlenmiş olma fixedness n.
belirlenmiş koşul ordinance n.
belirlenmiş zaman dilimi particular date n.
önceden belirlenmiş amaç predetermination n.
özel harekat kuvvetlerinin sahile ilerleyip operasyon düzenlemek üzere intikal edeceği kıyı açıklarında belirlenmiş konum seaward launch point n.
özel harekat kuvvetlerinin hücum sonrası müdafaa yerine geri dönmek üzere kullanacağı kıyı açıklarında belirlenmiş konum seaward recovery point n.
önceden belirlenmiş predetermined adj.
fiyatı belirlenmiş valorised adj.
fiyatı belirlenmiş valorized adj.
önceden belirlenmiş prespecified adj.
önceden belirlenmiş foregone adj.
önceden belirlenmiş cut-and-dried adj.
belirlenmiş bir şekilde sahip olan shapen adj.
kanunlarla belirlenmiş laid down by the laws adj.
yasalarla belirlenmiş laid down by the laws adj.
önceden belirlenmiş preestablished adj.
sınırları belirlenmiş bordered adj.
önceden yazılmış/belirlenmiş (kader) preordained adj.
sabit üst limit belirlenmiş capitated adj.
kurallarla belirlenmiş ve nominal basic adj.
net bir şekilde belirlenmiş black-and-white adj.
soruşturmayla belirlenmiş determined adj.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine ait veya ilgili instalment adj.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine dayanan instalment adj.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesini içeren instalment adj.
kesin olarak belirlenmiş pinpoint adj.
önceden belirlenmiş fateful adj.
sözleşmeyle belirlenmiş contract adj.
geleneğin aksine sözleşmeyle belirlenmiş (kadro türü) conventionary adj.
(kader) önceden belirlenmiş preordinate [obsolete] adj.
geri dönülemez şekilde belirlenmiş, son sözü söylenmiş sealed adj.
önceden belirlenmiş preordained adj.
önceden belirlenmiş/belirli bir süre sonrasında beyond a predetermined period adv.
gazın mevcut olduğu belirlenmiş anlamını veren bir ön ek phys- pref.
özel harekat kuvvetlerinin sahile ilerleyip operasyon düzenlemek üzere intikal edeceği kıyı açıklarında belirlenmiş konum slp (seaward launch point) abrev.
özel harekat kuvvetlerinin hücum sonrası müdafaa yerine geri dönmek üzere kullanacağı kıyı açıklarında belirlenmiş konum srp (seaward recovery point) abrev.
Colloquial
bazı avustralya eyaletleri arasında tel örgüyle belirlenmiş sınır rabbit-proof fence n.
belirlenmiş yerler designated places n.
zamanı belirlenmiş bir şeyi olmak have something doing v.
zamanı belirlenmiş bir şeyi olmak have something on v.
kimliği doğru bir şekilde tespit edilmiş/belirlenmiş nailed adj.
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre uymayan off message expr.
belirlenmiş olan plandan, görüşten, fikirden sapmış off message expr.
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre uygun on message expr.
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre sadık on message expr.
Idioms
belirli/önceden belirlenmiş bir düzen alınarak yapılan savaş a pitched battle n.
önceden belirlenmiş bir fiyat a set price n.
belirlenmiş kurallara göre hareket etmek ve düşünmek color inside the lines v.
belirlenmiş kurallara göre hareket etmek ve düşünmek colour inside the lines v.
belirlenmiş bir ölçeğe göre to scale adv.
Trade/Economic
piyasa fiyatı önceden belirlenmiş bir düzeye ulaştığında piyasaya yavaş yavaş sunulan devlet tahvili tap n.
belirlenmiş yükleme limanı named port of shipment n.
belirlenmiş emeklilik planı defined benefit pension plan n.
belirlenmiş katkı planı defined contribution plan n.
belirlenmiş senaryolar ile mağazaları müşteriymiş gibi ziyaret edip genel anlamda sergilenen tutumu raporlayan kişi secret shopper n.
belirlenmiş senaryolar ile mağazaları müşteriymiş gibi ziyaret edip genel anlamda sergilenen tutumu raporlayan kişi mystery shopper n.
belirlenmiş senaryolar ile mağazaların müşteriymiş gibi ziyaret edilerek sergilenen tutumun raporlanması secret shopping n.
belirlenmiş senaryolar ile mağazaların müşteriymiş gibi ziyaret edilerek sergilenen tutumun raporlanması mystery shopping n.
belirlenmiş şartlar specified requirement n.
belirlenmiş tazminat yükümlülüğünün bugünkü değeri defined benefit obligation based on present value n.
belirlenmiş tarih designated date n.
belirlenmiş müdahale fiyatı derived intervention price n.
belirlenmiş sermaye declared capital n.
belirlenmiş fayda modeli defined benefit model n.
belirlenmiş tazminat yükümlülüğünün bugünkü değeri present value of defined benefit obligation n.
belirlenmiş konut elected domicile n.
belirlenmiş olan taban fiyat floor price n.
belirlenmiş tazminat yükümlülüğü defined benefit obligation n.
belirlenmiş fayda esaslı planlar defined benefit plans n.
belirlenmiş varış limanı named port of destination n.
belirlenmiş karışma bedeli derived intervention price n.
belirlenmiş katkı modeli defined contribution model n.
belirlenmiş tazminat borcu defined benefit liability n.
borsada belirlenmiş bulunan en düşük fiyat limit down n.
borçlu tarafın hesabından alacaklı tarafın hesabına belirlenmiş bir tarihte yapılan otomatik ödeme preauthorized debit n.
devlet ya da piyasaya hakim firmaca belirlenmiş fiyat administered price n.
değeri belirlenmiş sigorta valued insurance n.
değeri belirlenmiş hisse appraisal share n.
değişken oranlı borç senetlerinde faiz oranı için belirlenmiş üst sınır cap n.
mahkeme tarafından belirlenmiş borç judgement debt n.
önceden belirlenmiş asgari fiyat reserved price n.
önceden belirlenmiş masraf predetermined cost n.
önceden belirlenmiş fiyattan hisse alma hakkı share call options n.
önceden belirlenmiş fiyattan satınalma hakkı call options n.
önceden belirlenmiş maliyet predetermined cost n.
sözleşmede herhangi bir yenileme yapmadan önce belirlenmiş olan asıl sözleşme süresi initial contract duration n.
sözleşmede herhangi bir yenileme yapmadan önce belirlenmiş olan asıl sözleşme süresi initial term of the contract n.
vadesinden önce bir varlığın önceden belirlenmiş bir fiyattan satılması put option n.
önceden belirlenmiş satış hedefini geçen satış temsilcisine verilen prim sales incentive n.
fiyatına göre belirlenmiş ticari ürün kategorisi price bracket n.
fazla/aşırı belirlenmiş overdetermined adj.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine ait veya ilgili installment adj.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine dayanan installment adj.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesini içeren installment adj.
Law
meşru bir vasiyete ve geçerli kanunlara uygun olarak belirlenmiş halefiyet testamentary succession n.
fahişelerin tutuklanmadan çalışabilecekleri belirlenmiş alan tolerance zone n.
belirlenmiş şartların gerçekleşmesinde sigortalının gemiyi sigortacıya terkine dair şart abandonment clause n.
kanun veya anlaşma hükmüyle önceden belirlenmiş olmayıp olaya göre ikamesi mümkün olan her türlü yasal delil casual evidence n.
konusu belirlenmiş olan borç determinate obligation n.
terk şartı. belirlenmiş şartların gerçekleşmesinde sigortalının gemiyi sigortacıya terkine dair şart abandonment clause n.
yasada belirlenmiş süre period fixed by code n.
yasada belirlenmiş süre period stated by law n.
yasada belirlenmiş süre period fixed by law n.
yasada belirlenmiş süre period fixed by judge n.
(yerleşim, maden işletme hakkı) sınırları resmen belirlenmiş arazi parçası location n.
yasal olarak belirlenmiş yargı bölgesi circuit n.
Politics
politik amaçlarla belirlenmiş alan division n.
kurallarla belirlenmiş prescribed adj.
belirlenmiş süre zarfında during the considered period expr.
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre uygun/uymayan on/off message expr.
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre sadık/belirlenmiş olan plandan, görüşten, fikirden sapan on/off message expr.
Insurance
belirlenmiş katkı modeli defined contribution model n.
belirlenmiş fayda modeli defined benefit model n.
Technical
dünya yüzeyinde önceden belirlenmiş bir nokta checkpoint n.
önceden belirlenmiş bir değere ayarlanabilen tork sınırlama mekanizmasına sahip somun anahtarı torque spanner n.
belirlenmiş madde designated substance n.
belirlenmiş zaman röleleri specified time relays n.
belirlenmiş düşük sıcaklık özellikleri specified low temperatures properties n.
deney yükü değerleri belirlenmiş somunlar nuts with specified proof load values n.
kenarı belirlenmiş film beslemeli büyüme edge-defined film-fed growth n.
önceden belirlenmiş yük proofload n.
lazerle işaretlenmiş veya belirlenmiş bir hedeften yansıyan enerjiye kilitlenen ve hedefin yönünü tanımlayan bir cihaz laser spot tracker (lst) n.
sıkı belirlenmiş koşullar altında ölçülebilir cihaz özelliği device characteristic n.
belirlenmiş şartlar altında çalışan operating under defined conditions adj.
yanabilirliği belirlenmiş of defined flammability adj.
yanlış belirlenmiş misspecified adj.
genetik olarak belirlenmiş wired adj.
belirlenmiş koşullar altında under specified conditions expr.
Computer
belirlenmiş ölçme erimi specified measuring range n.
belirlenmiş ölçme erimi specified working range n.
belirlenmiş renkler preset colors n.
önceden belirlenmiş parametre preset parameter n.
önceden belirlenmiş gradyan preset gradient n.
önceden belirlenmiş doku preset texture n.
belirlenmiş sabitler grubu enumeration n.
önceden belirlenmiş kenar boşluklarına uygun olması için satır sonundaki kelimenin otomatik bölünmesi word wrapping n.
belirlenmiş amacı bulunmayan oyun yazılımı ile ilgili nongame adj.
önceden belirlenmiş preset adj.
zamanı belirlenmiş scheduled adj.
iana tarafından japonya için belirlenmiş kod jp abrev.
Informatics
belirlenmiş ölçme erimi specified measuring range n.
önceden belirlenmiş parametre preset parameter n.
önceden belirlenmiş özelliklere göre bilgiyi düzenleme data formatting n.
önceden belirlenmiş preset adj.
Telecom
belirlenmiş müdahale fiyatı derived intervention price n.
önceden belirlenmiş kanal default channel n.
Electric
sadece önceden belirlenmiş yükseklikteki gerilimin geçmesine izin veren bir elektrik devresinden oluşan bir cihaz kicksorter n.
Construction
belirlenmiş beton designated concrete n.
(britanya'da) ev inşaatı, tasarımı ve tesisleri konusunda belirlenmiş bir dizi standart parker morris standard n.
Automotive
belirlenmiş artık değer stated residual value n.
belirlenmiş oturma kapasitesi designated seating capacity n.
belirlenmiş oturma pozisyonu designated seating position n.
Railway
yüksekliği birbirinden farklı olan önceden belirlenmiş iki nokta arasındaki hattın uzunluğunu artırarak demiryolundaki eğimi düşürme development n.
Aeronautic
önceden belirlenmiş bir eksen üzerinde uçan bir uçağın açısal hızını ölçen alet turn meter n.
belirlenmiş rnav rotası designated rnav route n.
dme cihazı ile belirlenmiş pozisyon dme fix n.
uçakların havalanına yaklaşırken veya ayrılırken izlemeleri gereken belirlenmiş uçuş yolu traffic pattern n.
uçakların havaalanına yaklaşırken veya ayrılırken izlemeleri gereken belirlenmiş uçuş yolu approach pattern n.
uçakların havaalanına yaklaşırken veya ayrılırken izlemeleri gereken belirlenmiş uçuş yolu pattern n.
(askeri) birlik ve/veya kargo yükleyip indiren uçaklar için belirlenmiş iniş bölgesi vertical landing zone n.
belirlenmiş tedarikçi kalite temsilcisi designated supplier quality representative (dsqr) n.
uçak pilotuna iniş sırasında kılavuzluk etmesi için ışıklarla belirlenmiş uçuş pisti hatları flare path n.
Marine
belirlenmiş hareket noktası named departure point n.
bir kasırganın belirlenmiş özelliğiyle gösterilmesi transposed hurricane n.
bir kasırganın belirlenmiş özelliğiyle gösterimi hypothetical hurricane n.
bir kasırganın belirlenmiş özelliğiyle gösterimi standard project hurricane n.
bir kasırganın belirlenmiş özelliğiyle gösterimi hypohurricane n.
yan rüzgarlar ve akıntı sebebiyle belirlenmiş rotadan sapma drift n.
yükünü belirlenmiş zamanda alamaması veya indirememesinden dolayı yük gemisi işleticisinin ödemekle demurrage n.
müttefiklerin saldırmasını önlemek üzere, denizaltı ve diğer gemilerin geçmesi için belirlenmiş deniz yolu safety lane n.
Mining
ödemesi sabit olarak belirlenmiş iş tutwork [dialect] n.
götürü işi için sabit olarak belirlenmiş ödeme tut money [dialect] n.
Medical
hastalığı taşımadığı test sonucuyla belirlenmiş tested adj.
Statistics
belirlenmiş değişken predetermined variable n.
Biology
grup kurulduktan sonra veya takson yazarı dışında biri tarafından belirlenmiş tür veya alt takson holotype n.
önceden belirlenmiş eksenlere sahip olmayan isotropic adj.
Astronomy
bir gezegenin veya kuyruklu yıldızın gökyüzündeki çok sayıda gözlemle ve hata payı en aza indirilerek belirlenmiş olan yeri normal place n.
Astrology
güneşin hareketlerine göre belirlenmiş (burç sistemi) tropical adj.
Forestry
birincil belirlenmiş fonksiyon primary designated function n.
Social Sciences
kültürün dış etkileşim yerine önceden belirlenmiş iç etkenlere göre belirli bir yönde çeşitlenmesi orthogenesis n.
Religious
şekil ve kullanılış tarzı belirlenmiş ilahi canto fermo n.
dini törenlerin önceden kurallarla belirlenmiş olan düzeni ceremonial n.
kurallarla belirlenmiş bayram ritüellerini içeren bir yahudi dua kitabı machzor n.
kurallarla belirlenmiş bayram ritüellerini içeren bir yahudi dua kitabı mahzor n.
ayinsel olarak belirlenmiş dini tören order n.
kurallarla belirlenmiş dini tören ordinary n.
levi kabilesinden olduğu belirlenmiş levitical adj.
levi kabilesinden olduğu belirlenmiş levitic adj.
Environment
uluslararası düzeyde öneme sahip olduğunu belirlenmiş doğal ve kültürel alanlar world heritage sites n.
Meteorology
azami irtifası en fazla 16 metre (52 feet) olarak belirlenmiş zero adj.
Military
ölü ve yaralılarla ilgilenilmesi için belirlenmiş yüzer gezer gemi casualty receiving and treatment ship n.
belirlenmiş komutanlık ilgi sahası named area of interest n.
tabur veya benzeri iniş takımının saldırı inişi yapması için belirlenmiş kıyı numbered beach n.
belirlenmiş bir coğrafi bölgede deniz kıyı harbi için görevlendirilen subay naval coastal warfare commander n.
belirlenmiş daimi depolama mevkii designated permanent storage site n.
belirlenmiş hız scheduled speed n.
belirlenmiş yol signed route n.
belirlenmiş alan denetimi specified area inspection n.
belirlenmiş bölge specified area n.
yakıt alan uçağın belirlenmiş bir bekleme sahasında komuta kontrol veya hava sahası devriye görevi icra ettiği durumlarda opsiyonel olarak kullanılabilecek bir randevu usulü modified point parallel rendezvous n.
yalnızca iki veya daha fazla farklı etkinin aynı anda veya önceden belirlenmiş bir sırayla gerçekleşmesiyle patlamak üzere tasarlanmış bir mayın combined influence mine n.
özel harekat kuvvetleri için belirlenmiş bir hedefin gerçekleştirilebilirliğini saptayan basit hedef analizi feasibility assessment n.
abd birliklerinin vietnam'da geliştirdikleri, belirlenmiş bir alandaki düşman birlikleri bulup imha etme şeklinde yürütülen harekat search and destroy mission n.
üzerinde önceden belirlenmiş slot time adj.
Hunting
önceden belirlenmiş hedeflere nişan almak engage pre-selected v.
Sport
maç için belirlenmiş, yaralanma benzeri durumlar için verilen kayıp zamanın dahil edilmediği standart süre normal time n.
yarış atları için önceden belirlenmiş fikstür race meeting n.
galibi önceden belirlenmiş spor müsabakası hippodrome n.
(golf) belirlenmiş bir parkurda bulunup maça karar verildikten sonra oynanmadan bırakılan delik bye n.
(boks) sonucu önceden belirlenmiş maçta yalandan nakavt olma dive n.
buz pateninde önceden belirlenmiş bir düzende yürütülen ve şampiyona yarışmasına ait aşamalı bir dizi temel artistik patinaj hareketlerinden her biri school figure n.
belirlenmiş kuralları olmayan dağ bisikleti, kar kayağı veya kayak sporu stili freeride n.
akışı önceden belirlenmiş profesyonel güreş yarışması gösterisi smackdown n.
kazananı önceden belirlenmiş bir spor müsabakası düzenlemek hippodrome v.
belirlenmiş hedef veya kurallar olmaksızın kar kayağı sporu yapmak freeride v.
kazananı önceden belirlenmiş rigged adj.
Baseball
vurucunun bulunduğu kale ile birinci ve üçüncü kaleler arasındaki dik açı ile belirlenmiş bölge fair territory n.
Card
krupiye olarak belirlenmiş kimse button n.
Art
kuralları dini adetlerle belirlenmiş sanat tarzlarıyla ilgili hieratic adj.
Music
başta belirlenmiş tempoda a tempo adv.
Printery
optik karakter tanımada belge yüzeyinin bozulmamış kısmı ile basılı bir karakterdeki belirlenmiş bir nokta arasındaki mesafe embossment n.
Archaic
belirlenmiş olma destination n.
önceden belirlenmiş predevote adj.