blow! - Turkish English Dictionary
History

blow!



Meanings of "blow!" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
blow n. darbe
blow up v. patlatmak
blow up v. şişirmek
blow v. esmek
blow v. üflemek
General
blow n. alev lambası
nasty blow n. ağır darbe
blow n. üfleme
blow n. saldırı
blow n. şanssızlık
blow n. çarpma
blow n. hamle
blow n. şok
blow-dryer n. fön makinesi
blow n. vuruş
sword blow n. kılıç darbesi
blow n. darp
blow n. övünme
blow n. baltalama
blow n. yumruk
death blow n. öldürücü darbe
blow n. tokat
blow off n. sorumluluktan kaçmak
nasty blow n. tehlikeli vuruş
blow n. yüksekten atma
blow n. esinti
violent blow n. sadme
blow n. çalma
blow fly n. sinek
blow it! n. kahretsin!
blow n. esme
body-blow n. ciddi yenilgi
blow-up n. agrandisman
blow-out n. patlama
blow-up n. patlama
blow-up n. infilak
blow-out n. alem
body-blow n. vücuda vurulan sert yumruk
blow-out n. cümbüş
blow-up n. büyültme
blow-out n. eğlence
by-blow n. gayrimeşru çocuk
fatal blow n. öldürücü darbe
fatal blow n. ölümcül darbe
blow-up bed n. şişme yatak
blow-dryer n. saç kurutucu
blow-dryer n. saç kurutma makinesi
crushing blow n. ezici darbe
blow n. felaket
blow n. rüzgar
death blow n. ağır darbe
blow-out n. inceleme
blow-out n. araştırma
blow-out n. kolay zafer
blow-out n. soruşturma
blow-out n. lastik patlağı
blow-out n. kolay galibiyet
blow-out n. elektrik sigortasının erimesi
blow-up n. kavga
blow-out n. kuyudan petrol/gaz fışkırması
blow-out n. delik
blow-out n. lastik patlaması
blow-out n. rahat zafer
blow drier n. fön makinesi
blow drier n. saç kurutma makinesi
blow drier n. saç kurutucu
large blow n. büyük darbe
hammer blow n. büyük şok
hammer blow n. büyük aksaklık
blow n. beklenmedik şok
blow n. beklenmedik felaket
blow n. şiddetli fırtına
blow n. şok
blow n. tatsız sürpriz
blow n. sümkürme
blow n. balinanın su fışkırtması
blow n. kısa dinlenme
blow n. mola
blow n. (at) dinlenme molası
blow n. kabarcık
blow n. altın çağ
blow n. eksiksiz gelişim
blow n. en yüksek düzeyde gelişim
blow n. mükemmellik
blow n. zirve
blow n. en yüksek nokta
blow n. güzel ve genç olunan dönem
blow n. sert vuruş
blow n. üzücü haber
blow n. üzücü haber alma
blow n. parlak görüntü
blow n. patlama sesi
blow dryer n. saç kurutma makinesi
blow-in [uk] n. göçmen
blow-in [uk] n. muhacir
blow tube n. ağız tüfeği
blow-up n. azarlama
blow-by-blow n. tek tek anlatma
blow-hard n. böbürlenen ve palavracı kimse
low blow n. ahlaka aykırı saldırı
low blow n. etik dışı saldırı
low blow n. hakaret
low blow n. aşağılama
by-blow n. dolaylı darbe
by-blow n. tesadüfi darbe
blow [dialect] [northern england] n. mavi
blow n. üfürme
final blow n. son darbe
blow v. unutulmak
blow the whistle on v. itiraz etmek
blow out liquid from one's mouth v. püskürmek
blow out v. püskürmek
blow one's own horn v. böbürlenmek
blow the fuse v. sigortayı attırmak
blow v. fışkırmak
blow v. uçurmak
blow somebody's brains out v. beynini dağıtmak
blow up v. patlamak
blow a raspberry v. yuhalamak
deal somebody a blow v. oturtmak
blow away v. kuvvetle soluk vermek
blow up v. infilak etmek
(a bugle) to blow v. boru çalmak
blow horn v. boru çalmak
blow one's stack v. tepesi atmak
begin to blow from the northeast v. poyrazlamak
give a blow with a whip v. kamçı vurmak
blow over v. dinmek (fırtına)
blow v. altından girip üstünden çıkmak
blow v. sigorta atmak
blow gently v. püfür püfür esmek
blow up v. havaya uçurmak
blow out v. sönmek
blow v. çarçur etmek
blow somebody up v. fırça çekmek
blow out v. patlamak (lastik)
blow in v. damlamak
blow v. sigorta vb atmak
blow v. körüklemek
make blow up v. patlatmak
blow v. parlamak
blow out v. üfleyip söndürmek
(wind) blow v. rüzgar esmek
blow in v. ansızın gelmek
blow up v. azarlamak
blow up v. patlak vermek
blow v. üfürmek
blow out v. söndürmek
deal a blow to v. darbe indirmek
blow v. defolmak
blow v. atmak
blow one's mind v. deli etmek
blow upon v. püflemek
blow one's top v. öfkelenmek
blow in v. çıkıp gelmek
blow something up v. şişirmek
blow one's nose v. sümkürmek
blow v. esmek
blow over v. geçmek
blow out v. püflemek
blow v. balina vb su fışkırtmak
blow v. yelpazelemek
blow v. fırsat vb kaçırmak
blow off v. görevden kaçmak
blow a whistle v. düdük çalmak
blow v. çalınmak
blow hard v. övünmek
blow v. çiçeklenmek
blow v. çalmak
blow v. küfretmek
blow something up v. havaya uçurmak
blow v. kaçmak
blow a fuse v. sigortayı attırmak
blow v. patlatmak
blow over v. sona ermek
blow up v. tahrip etmek
blow about v. savurmak
blow the whistle on v. ele vermek
blow one's top v. tepesi atmak
blow hot and cold v. bir dediği bir dediğine uymamak
blow v. patlamak
blow up v. agrandisman yapmak
blow away v. uçurmak
blow up v. öfkelenmek
blow away the cobwebs v. zindeleşmek
blow over v. unutulmak
blow v. esmek (rüzgar)
deal a blow v. geçirmek
strike someone a blow v. birine bir yumruk indirmek
blow one's stack v. heyheyleri tutmak
blow up v. büyütmek
blow v. sigorta atmak (elektrik)
blow gently v. efil efil esmek
blow down v. yıkmak
blow v. çiçek açmak
blow a horn v. korna çalmak
blow out v. üflemek
blow v. solumak
blow v. harcamak
blow v. soluk soluğa kalmak
blow over v. sorunsuz atlatmak
blow one's nose v. burnunu silmek
blow a trumpet v. borazan çalmak
blow in v. çıkagelmek
blow up v. havaya uçmak
blow one's breath upon v. nefeslemek
blow hot and cold about v. bir dediği bir dediğine uymamak
blow v. düşmek
blow v. uçmak
blow with bellows v. körüklemek
blow out v. üfleyerek söndürmek
blow the whistle on v. ilan etmek
blow up v. bombalamak
blow upon v. üflemek
blow v. yanmak
blow down v. istim boşaltmak
blow off v. uçurmak
blow v. üflemek
blow v. (rüzgar) esmek
deal somebody a blow v. yumruk atmak
deal a blow at somebody v. yumruk atmak
blow the opposite way v. tersten esmek
blow in opposite direction v. tersten esmek
blow into v. ansızın içeri girmek
blow one's stack v. zıvanadan çıkmak
blow smoke v. duman üflemek
have a blow dry v. fön çektirmek
blow out the candle v. mum söndürmek
blow out the candle v. mum üflemek
blow a kiss v. öpücük yollamak
blow a kiss v. öpücük atmak
blow off steam v. stres atmak
deal major blow v. büyük darbe vurmak
deal death blow v. büyük darbe vurmak
deal big blow v. büyük darbe vurmak
strike big blow v. ağır darbe indirmek
deal major blow v. ağır darbe indirmek
deliver major blow v. ağır darbe indirmek
deal big blow v. ağır darbe indirmek
strike great blow v. ağır darbe indirmek
deliver big blow v. ağır darbe indirmek
strike major blow v. ağır darbe indirmek
deal great blow v. ağır darbe indirmek
deliver great blow v. ağır darbe indirmek
get a severe blow v. acı bir darbe yemek
receive a nasty blow v. acı bir darbe yemek
receive a nasty blow v. ağır bir darbe yemek
get a severe blow v. ağır bir darbe yemek
blow down v. yere yatırmak
blow v. (sigorta) atmak
blow over v. dinmek
blow v. havaya uçurmak
blow down v. devirmek
blow v. hava vermek
blow one's own horn v. yüksekten atmak
blow-down v. yıkmak (rakibi vb)
blow-dry v. fön çekmek
blow v. vuruşmak
blow the final whistle v. maçın bitiş düdüğünü çalmak
blow one's stack v. çılgına dönmek
blow a fuse v. çılgına dönmek
blow up v. çılgına dönmek
blow up a balloon v. balon şişirmek
blow away the roofs v. çatıları uçurmak
take a major blow v. büyük darbe almak
blow-dry v. saç kurutma makinesi ile kurutmak
blow-dry v. saç kurutma makinesiyle saça şekil vermek
blow-dry v. kurutma makinesiyle saçı kurutmak
blow the horn v. kornaya basmak
blow up v. (fotoğraf) büyütmek
receive a blow v. darbe almak
blow dry v. fön yapmak
blow dry v. saçını fönlemek
blow the tyre v. lastiği patlatmak
blow the tire v. lastiği patlatmak
blow dry v. saç fönlemek
blow smoke in one's face v. dumanı suratına üflemek
blow the ash off with one's mouth v. ağzıyla külleri üflemek
blow from north v. kuzeyden esmek
blow from east v. doğudan esmek
reel back from the blow v. aldığı darbeyle sendelemek/dengesini kaybetmek
blow something up v. patlatmak
blow-up v. fotoğraf büyütme
blow off v. kaytarmak
blow up v. kopmak (fırtına vb)
blow v. kahretmek
blow up a bomb v. bomba patlatmak
blow up v. kabarmak
blow from west v. batıdan esmek
blow from south v. güneyden esmek
blow v. hava akımı ile hareket ettirmek
blow v. uçurmak
blow v. içinden hava geçirerek temizlemek
blow v. nefessiz bırakmak
blow v. (at) nefesini toplamasına izin vermek
blow v. gizli bir istihbarat operasyonunu ortaya çıkarıp tehlikeye atmak
blow v. gizli bir istihbarat operasyonunu ortaya çıkaran gazete haberi
blow v. muhalefet tarafından ortaya çıkarılan ajan
blow v. (rüzgar, fırtına) uğultu sesi çıkarmak
blow v. (ıslık, siren ) üfleyerek çalmak
blow v. sümkürmek
blow v. atı çok fazla koşturarak nefessiz bırakmak
blow v. (bilgi, haber) yaymak
blow v. (birine bir şey) ısmarlamak
blow v. tıslamak
blow v. ıslık çalmak
blow v. ötmek
blow v. (hayvan) homurdanmak
blow v. (av köpeklerini) düdük sesiyle yönlendirmek
blow [obsolete] v. (duygularını) dile getirmek
blow v. göz ardı etmek
blow v. dikkate almamak
blow v. kağıt hamuru öğütücüsünün içindekileri basınçla dışarı atmak
blow v. gazla şişmek
blow v. şişmek
blow (out) v. (binek atı) eyerlenirken nefesini tutarak göğsünü şişirmek
blow v. fırtınalı olmak
blow v. doğaçlama yapmak
blow v. (düşük kalite nedeniyle) kötü olmak
blow v. üfürerek ısıtmak
blow v. repliğini unutmak
blow v. repliğini şaşırmak
blow v. (ödünleşmek için) ifşa etmek
blow v. patlama sesi çıkarmak
blow v. sineklendirmek
blow v. beyazlamak
blow off v. (tozlu bir yeri) basınçlı hava ile temizlemek
blow off v. (yarışmada) geçmek
blow a gasket v. contası atmak
blow a gasket v. contadan sızdırmak
blow v. savrulmak
blow v. (fırsatı) tepmek
blow v. (teker) patlamak
blow v. şişirmek
blow v. açık etmek
blow-up adj. şişirilebilen
blow adj. tamamen gelişmiş
blow adj. olgunlaşmış
blow-by-blow adv. harfi harfine
at a blow adv. aniden
blow-by-blow adv. ayrıntılarıyla
at one blow adv. bir vuruşta
at a blow adv. birden
blow-by-blow adv. ayrıntılı
blow-by-blow adv. en ince ayrıntısına kadar
blow-by-blow adv. (bir olayı anlatırken) tüm detayları oluş sırasıyla vererek
blow-by-blow adv. ayrıntılı bir şekilde
a blow was struck expr. ilerleme kaydedildi
Irregular Verb
blow v. blew - blown
Phrasals
blow off v. buhar kazanından (buhar, su, tortu, vb.) püskürtmek
blow out v. bağırarak konuşmak
blow up v. şişmek
blow off v. buhar çıkarmak
blow up v. göğsünü kabartmak
blow out v. küfürlü konuşmak
blow out v. (mumu) söndürmek
blow up v. heyecanlandırmak
blow up v. fırlamak
blow out v. püskürtmek
blow up v. infilak etmek
blow up v. şiddetle azarlamak
blow up v. hava basmak
blow up v. imha etmek
blow in v. uçuşturmak
blow in v. içeriye doğru esmek
blow in v. rüzgarla taşınmak
blow in v. bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek
blow in v. ansızın içeriye girmek
blow in v. içeriye dalmak
blow in v. pat diye girmek
blow in v. selamsız sabahsız gelmek
blow in v. damlamak
blow in v. çıkagelmek
blow in v. (çalgı/enstrüman) üflemek
blow into v. uçuşturmak
blow into v. içeriye doğru esmek
blow into v. rüzgarla taşınmak
blow into v. bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek
blow into v. ansızın içeriye girmek
blow into v. içeriye dalmak
blow into v. pat diye girmek
blow into v. selamsız sabahsız gelmek
blow into v. damlamak
blow into v. çıkagelmek
blow into v. (çalgı/enstrüman) üflemek
blow into v. uçuşturmak
blow into v. içeriye doğru esmek
blow in v. (kapı/pencere) çarpmak
blow in v. içeriye taşınmak
blow in v. içeri doldurmak
blow in v. içeriye doluşmak
blow in v. çökertmek
blow in v. göçertmek
blow in v. göçmek
blow in v. çökmek
blow in v. ansızın içeriye girmek
blow in v. içeriye dalmak
blow in v. pat diye girmek
blow in v. selamsız sabahsız gelmek
blow in v. damlamak
blow in v. çıkagelmek
blow off v. uçurmak
blow off v. uçuşturmak
blow off v. alıp götürmek
blow off v. havaya uçurmak
blow off v. patlatmak
blow off v. havayla taşınmak
blow off v. uçuşmak
blow off v. uçurmak
blow off v. havaya savurmak
blow off v. havaya uçmak
blow off v. patlamak
blow up v. patlatmak
blow up v. havaya uçurmak
blow up v. gümletmek
blow up v. infilak etmek
blow up v. patlatmak
blow up v. söndürmek
blow up v. havasını almak
blow up v. şişirmek
blow up v. (birisine) patlamak
blow up v. (birisine) çıkışmak
blow up v. veryansın etmek
blow up v. bir anda popüler olmak
blow up v. popülerleşmek
blow up v. önemsemek
blow up v. abartmak
blow up v. olduğundan daha fazla ciddiye almak
blow up v. büyütmek
blow up v. uzatmak
blow up v. (fırtına ve rüzgarlı hava için) aniden bastırmak
blow up v. (planları) suya düşmek
blow up v. kısa zaman çok sayıda telefon araması ve/veya mesaj almak
blow up v. atışmak
blow up v. tartışmak
blow up v. didişmek
blow up v. kavga etmek
blow up v. birbirine girmek
blow on something v. bir şeyi üflemek (çorba vb)
blow up v. çok kızmak
blow through v. çabucak bitirmek
blow in v. haber vermeden gelmek
blow through v. hızla harcamak
blow somebody out v. hezimete uğratmak
blow out somebody v. hezimete uğratmak
blow in v. habersiz gelmek
blow in v. gelivermek
blow in v. içeri dalmak
blow somebody out v. mağlup etmek
blow up v. küplere binmek
blow out somebody v. mağlup etmek
blow up v. sinirlenmek
blow in v. paldır küldür gelivermek
blow in v. selamsız sabahsız damlamak
blow up v. (gizli bir şeyin) ortaya çıkması
blow someone out v. (tabancayla) öldürmek
blow into something v. (balon vb) şişirmek
blow something out v. üfleyerek söndürmek
blow off v. oyalanıp durmak
blow someone or something over v. birini/bir şeyi alabora etmek
blow someone or something over v. birini/bir şeyi altüst etmek
blow someone or something over v. birini/bir şeyi devirmek
blow someone over v. birini yere yıkmak
blow someone over v. birini yere devirmek
blow someone over v. şaşırtmak
blow someone over v. hayrete düşürmek
blow someone over v. hayret ettirmek
blow someone over v. çok şaşırtmak
blow someone over v. hayretler içinde bırakmak
blow someone over v. şoke etmek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ününe gölge düşürmek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) itibarını zedelemek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) itibarsızlaştırmak
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ününe leke sürmek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birine/bir şeye) kara çalmak
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ismini lekelemek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) namına leke sürmek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) gözden düşürmek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) açığa çıkarmak
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) ele vermek
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) gammazlamak
blow upon (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) aleyhinde konuşmak
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ününe gölge düşürmek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) itibarını zedelemek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) itibarsızlaştırmak
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ününe leke sürmek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birine/bir şeye) kara çalmak
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) ismini lekelemek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) namına leke sürmek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) gözden düşürmek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) açığa çıkarmak
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) ele vermek
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birini/bir şeyi) gammazlamak
blow on (someone or something) [obsolete] v. (birinin/bir şeyin) aleyhinde konuşmak
blow out v. (gaz kuyusu, petrol kuyusu) kontrolsüz bir şekilde patlamak
blow in v. (metalurji) yüksek fırında çalışma başlatmak
blow out v. (metalurji) yüksek fırında çalışma başlatmak
blow up v. (fonksiyon) sonsuz hale gelmek
blow on v. (bir kimsenin) adını lekelemek
blow on v. (bir kimseyi) itibarsızlaştırmak

Meanings of "blow!" with other terms in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

Turkish English
General
blow off steam kurdunu dökmek v.
Irregular Verb
blow - blown blown v.