Historia

bent

Significados de "bent" en diccionario turco inglés : 60 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	bent adj.	bükülmüş
2	Common Usage	bent adj.	bükük
General
3	General	bent n.	eğim
4	General	bent n.	kır
5	General	bent n.	yetenek
6	General	bent n.	çimenlik
7	General	bent n.	çimen
8	General	bent n.	temayül
9	General	bent n.	yatkınlık
10	General	bent n.	eğilim
11	General	bent n.	meyil
12	General	bent n.	dayanma gücü
13	General	bent n.	gerginlik
14	General	bent n.	hareket gücü
15	General	bent n.	enerji
16	General	bent n.	itici güç
17	General	bent v.	çok istemek
18	General	bent v.	azmetmek
19	General	bent adj.	kararlı
20	General	bent adj.	yamuk
21	General	bent adj.	çarpık
22	General	bent adj.	eğik
23	General	bent adj.	aklına koymuş
24	General	bent adj.	katlanmış
25	General	bent adj.	eğrilmiş
26	General	bent adj.	eğilmiş
27	General	bent adj.	eğri
28	General	bent adj.	üşütük
29	General	bent adj.	namussuz
30	General	bent adj.	rüşvetçi
31	General	bent adj.	çatlak
32	General	bent adj.	suçlu hayatı yaşayan
Colloquial
33	Colloquial	bent adj.	kafası iyi
34	Colloquial	bent adj.	kızgın
35	Colloquial	bent adj.	kafası güzel
36	Colloquial	bent adj.	sarhoş
37	Colloquial	bent adj.	dekompresyon hastalığı çeken
38	Colloquial	bent adj.	yalancı
39	Colloquial	bent adj.	şerefsiz
40	Colloquial	bent adj.	sahtekar
41	Colloquial	bent adj.	sinirli
42	Colloquial	bent adj.	küplere binmiş
Technical
43	Technical	bent n.	eğiklik (cam)
44	Technical	bent n.	eğilim
45	Technical	bent n.	meyil
46	Technical	bent adj.	bükük
47	Technical	bent adj.	eğri
48	Technical	bent adj.	kavisli
49	Technical	bent adj.	kıvrık
50	Technical	bent adj.	çerçeveli bir yapının çapraz çerçevesi
Textile
51	Textile	bent adj.	bükülü
Construction
52	Construction	bent n.	dikey veya yatay yükleri desteklemek üzere tasarlanmış köprü veya su kemeri çapraz çerçevesi
53	Construction	bent adj.	avrık
Slang
54	Slang	bent adj.	(futbol) isabetsiz atılmış
British Slang
55	British Slang	bent n.	ibne
56	British Slang	bent n.	nonoş
57	British Slang	bent n.	rüşvetçi
58	British Slang	bent adj.	çalıntı
59	British Slang	bent adj.	homo
60	British Slang	bent adj.	illegal

Significados de "bent" en diccionario inglés turco : 34 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	bent	article n.
General
2	General	bent	dike n.
3	General	bent	versicle n.
4	General	bent	embankment n.
5	General	bent	weir n.
6	General	bent	strophe n.
7	General	bent	dam n.
8	General	bent	subparagraph n.
9	General	bent	item n.
10	General	bent	barrage n.
11	General	bent	paragraph n.
12	General	bent	clause n.
13	General	bent	limb n.
14	General	bent	reservoir n.
15	General	bent	passage n.
16	General	bent	dyke n.
17	General	bent	bund n.
18	General	bent	wier n.
19	General	bent	digue n.
20	General	bent	spreader n.
21	General	bent	spreader dam n.
22	General	bent	stank [uk] n.
Trade/Economic
23	Trade/Economic	bent	sub-paragraph n.
24	Trade/Economic	bent	item n.
25	Trade/Economic	bent	subparagraph n.
Law
26	Law	bent	subclause n.
27	Law	bent	article n.
28	Law	bent	clause n.
Technical
29	Technical	bent	training wall n.
30	Technical	bent	training bank n.
31	Technical	bent	barrage n.
Marine Biology
32	Marine Biology	bent	garth n.
33	Marine Biology	bent	retarding reservoir n.
Literature
34	Literature	bent	canto n.

Significados de "bent" con otros términos en diccionario inglés turco: 226 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	bent grass n.	çimen
2	General	bent [uk] [dialect] n.	çalılık
3	General	bent [uk] [dialect] n.	otlak
4	General	bent [uk] [dialect] n.	çayır
5	General	be bent on v.	kafasına koymak
6	General	be bent on doing something v.	bir şeyi yapmaya azmetmek
7	General	become bent v.	eğrilmek
8	General	be bent v.	bükülmek
9	General	be bent on v.	kararlı olmak
10	General	be bent double v.	iki kat olmak
11	General	be bent on doing something v.	bir şey yapmayı kafaya takmak
12	General	bent double adj.	iki büklüm
13	General	bent on adj.	-e meyilli
14	General	bent on adj.	peşinde koşan
15	General	hell bent adj.	kararlı
16	General	bent double adj.	iki kat
17	General	bent down adj.	eğilmiş
18	General	bent down adj.	öne eğilmiş
19	General	bent over adj.	diğer tarafa yaslanmış
20	General	bent to one side adj.	yampiri
21	General	bent (on/upon) adj.	bir şeyle meşgul
22	General	hell-bent adj.	kafasına koymuş
23	General	hell-bent adj.	tam hız giden
24	General	hell-bent adj.	yıkıma doğru tam gaz giden
25	General	with the head bent adv.	başı öne eğik
26	General	hell-bent adv.	kararlı bir şekilde
27	General	hell-bent adv.	son süratle
28	General	hell-bent adv.	tam hızla
Phrasals
29	Phrasals	bent on v.	kararlılık içerisinde olmak
30	Phrasals	bent upon v.	kararlılık içerisinde olmak
31	Phrasals	bent on v.	kararlı olmak
32	Phrasals	bent upon v.	kararlı olmak
Proverb
33	Proverb	as the twig is bent, so grows the tree	ağaç yaşken eğilir
34	Proverb	as the twig is bent so is the tree inclined	ağaç yaş iken eğilir
35	Proverb	as the twig is bent so is the tree inclined	ağaç yaşken eğilir
Colloquial
36	Colloquial	bent cop n.	görevini kötüye kullanan polis memuru
37	Colloquial	bent cop n.	rüşvetçi polis memuru
38	Colloquial	bent cop n.	rüşvet yiyen polis
39	Colloquial	bent cop n.	yetkisini kötüye kullanan polis memuru
40	Colloquial	bent cop n.	yolsuz polis memuru
41	Colloquial	bent out of shape adj.	küplere binmiş
42	Colloquial	bent out of shape adj.	sarhoş
43	Colloquial	bent (rap slang) adj.	sarhoş
44	Colloquial	bent as a nine bob note adj.	sahtekar
45	Colloquial	bent out of shape adj.	üzüntülü
46	Colloquial	bent on (doing something) adj.	(bir şeyi yapmaya) azmetmiş
47	Colloquial	bent on (doing something) adj.	(bir şeyi yapmayı) kafaya koymuş
48	Colloquial	bent on (doing something) adj.	(bir şeyi yapmayı) kafaya takmış
49	Colloquial	bent on (doing something) adj.	(bir şeyi yapmak) için ölen
50	Colloquial	bent on (doing something) adj.	(bir şeyi yapmak) için yanıp tutuşan
51	Colloquial	bent on doing adj.	yapmaya azmetmiş
52	Colloquial	bent on doing adj.	yapmayı kafaya koymuş
53	Colloquial	bent on doing adj.	yapmayı kafaya takmış
54	Colloquial	bent on doing adj.	yapmak için ölen
55	Colloquial	bent on doing adj.	yapmak için yanıp tutuşan
56	Colloquial	bent on something/on doing something adj.	bir şeye/bir şeyi yapmaya azmetmiş
57	Colloquial	bent on something/on doing something adj.	bir şeyi/bir şeyi yapmayı kafaya koymuş
58	Colloquial	bent on something/on doing something adj.	bir şeyi/bir şeyi yapmayı kafaya takmış
59	Colloquial	bent on something/on doing something adj.	bir şey/bir şeyi yapmak için ölen
60	Colloquial	bent on something/on doing something adj.	bir şey/bir şeyi yapmak için yanıp tutuşan
61	Colloquial	bent out of shape expr.	çileden çıkmış
62	Colloquial	bent as a nine bob note expr.	güvenilmez
63	Colloquial	hell-bent for expr.	jet gibi (sürmek)
64	Colloquial	hell-bent for leather expr.	jet gibi (sürmek)
65	Colloquial	bent as a nine bob note expr.	kaypak
66	Colloquial	hell-bent for leather expr.	son sürat (sürmek)
67	Colloquial	bent out of shape expr.	sinirli
68	Colloquial	hell-bent for expr.	son sürat (sürmek)
69	Colloquial	hell-bent for leather expr.	(bir yere) hızla/son sürat (gitmek)
70	Colloquial	hell-bent for expr.	(bir yere) hızla/sün sürat (gitmek)
71	Colloquial	hell-bent for (something) expr.	(bir yere) jet gibi (sürmek)
72	Colloquial	hell-bent for (something) expr.	(bir yere) son sürat (sürmek)
73	Colloquial	hell-bent for (something) expr.	(bir yere) hızla/sün sürat (gitmek)
74	Colloquial	get bent exclam.	defol git
75	Colloquial	get bent exclam.	yok ya
76	Colloquial	get bent exclam.	bas git
Idioms
77	Idioms	get bent out of shape v.	çok sinirlenmek
78	Idioms	be bent out of shape v.	çok sinirlenmek
79	Idioms	get bent out of shape v.	çileden çıkmak
80	Idioms	be bent out of shape v.	çok endişelenmek
81	Idioms	be hell-bent on v.	can atmak
82	Idioms	have a bent for v.	eğilimi/yatkınlığı olmak
83	Idioms	be hell bent v.	gözünü karartmak
84	Idioms	get bent out of shape v.	küplere binmek
85	Idioms	get bent out of shape v.	öfkelenmek
86	Idioms	hell-bent on causing trouble v.	sorun çıkarmak istemek
87	Idioms	get bent out of shape v.	sinirden deliye dönmek
88	Idioms	hell-bent on causing trouble v.	sorun çıkarmaya eğilimli olmak
89	Idioms	get bent out of shape v.	yamulmak
90	Idioms	get bent out of shape v.	şekli bozulmak
91	Idioms	get bent out of shape v.	eğrilmek
92	Idioms	get bent out of shape v.	deforme olmak
93	Idioms	get bent out of shape v.	bozulmak
94	Idioms	get bent out of shape v.	surat asmak
95	Idioms	get bent out of shape v.	üzülmek
96	Idioms	get bent out of shape v.	sinirlenmek
97	Idioms	get bent out of shape v.	çileden çıkmak
98	Idioms	be hell-bent on (something) v.	(bir şey) için can atmak
99	Idioms	be hell-bent on (something) v.	(bir şey) için ölmek
100	Idioms	be hell-bent on (something) v.	(bir şey) için yanıp tutuşmak
101	Idioms	be hell-bent on (something) v.	(bir şeyi) kafasına koymak
102	Idioms	be hell-bent on something/on doing something v.	aptalca, tehlikeli bir şey/bir şey yapmak için can atmak
103	Idioms	be hell-bent on something/on doing something v.	aptalca, tehlikeli bir şey/bir şey yapmak için ölmek
104	Idioms	be hell-bent on something/on doing something v.	aptalca, tehlikeli bir şey/bir şey yapmak için yanıp tutuşmak
105	Idioms	be hell-bent on something/on doing something v.	aptalca, tehlikeli bir şeyi/bir şey yapmayı kafasına koymak
106	Idioms	get bent out of shape (over something) [us] v.	(biri/bir şey) yüzünden çileden çıkmak
107	Idioms	get bent out of shape (over something) [us] v.	(biriyle/bir şeyle ilgili) çok sinirlenmek
108	Idioms	get bent out of shape (over something) [us] v.	(biri/bir şey) yüzünden öfkelenmek
109	Idioms	get bent out of shape (over something) [us] v.	(biri/bir şey) yüzünden küplere binmek
110	Idioms	get bent out of shape (over something) [us] v.	(biri/bir şey) yüzünden canı sıkılmak
111	Idioms	get bent out of shape (about something) [us] v.	(biri/bir şey) yüzünden çileden çıkmak
112	Idioms	get bent out of shape (about something) [us] v.	(biriyle/bir şeyle ilgili) çok sinirlenmek
113	Idioms	get bent out of shape (about something) [us] v.	(biri/bir şey) yüzünden öfkelenmek
114	Idioms	get bent out of shape (about something) [us] v.	(biri/bir şey) yüzünden küplere binmek
115	Idioms	get bent out of shape (about something) [us] v.	(biri/bir şey) yüzünden canı sıkılmak
116	Idioms	ride hell-bent for leather v.	(atı) dört nala sürmek
117	Idioms	ride hell-bent for leather v.	(atı) yıldırım gibi sürmek
118	Idioms	ride hell-bent for leather v.	(atı) son sürat sürmek
119	Idioms	bent on a splice adj.	evlenmeye/yüzük takmaya niyetli/istekli
120	Idioms	bent on a splice adj.	yuva kurmaya/düğün yapmaya niyetli/istekli
121	Idioms	bent out of shape adj.	küplere binmiş
122	Idioms	bent out of shape adj.	tepesi atımış
123	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	sahte
124	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	düzmece
125	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	taklit
126	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	yasadışı
127	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	yolsuz
128	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	yapmacık
129	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	aleni bir şekilde heteroseksüel olmayan
130	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	heteroseksüel olmadığı çok belli olan
131	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	düpedüz eşcinsel/trans
132	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	apaçık eşcinsel/trans
133	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	aleni bir şekilde eşcinsel/trans
134	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	heteroseksüel olmadığı her halinden belli olan
135	Idioms	(as) bent as a nine-bob note [uk] adj.	homoseksüel
136	Idioms	bent out of shape adj.	sinirlenmiş
137	Idioms	bent out of shape adj.	bozulmuş
138	Idioms	bent out of shape adj.	şekli bozulmuş
139	Idioms	bent out of shape adj.	yamulmuş
140	Idioms	bent out of shape adj.	deforme olmuş
141	Idioms	bent out of shape adj.	şaftı kaymış
142	Idioms	bent out of shape expr.	sinirden deliye dönmüş
143	Idioms	to (or at) the top of one's bent expr.	var gücüyle
Technical
144	Technical	bent hook n.	aşırı yük sonucu eğilmiş kanca
145	Technical	bent glass n.	bombeli cam
146	Technical	bent wood n.	bükülmüş ağaç
147	Technical	bent pipe n.	dirsekli boru
148	Technical	bent finish n.	eğik kafa (cam)
149	Technical	bent neck n.	eğri boyun
150	Technical	bent wood n.	eğri ağaç
151	Technical	bent glass n.	eğik cam
152	Technical	bent-up bar n.	eğik etriye
153	Technical	bent-beam specimens n.	eğilmiş kiriş numuneleri
154	Technical	pile bent n.	kazık grubu
155	Technical	welding bent n.	kaynak ağzı
156	Technical	pile bent n.	kazık ayak
157	Technical	pile bent n.	kazık öbeği
158	Technical	bent tube boiler n.	kıvrık borulu kazan
159	Technical	bent-tube n.	kıvrık boru
160	Technical	bent bar n.	pilye
161	Technical	bent-up bar n.	pliye demiri
162	Technical	bent up bar n.	pliye demiri
163	Technical	u-bent tube n.	u-boru
164	Technical	bent stem n.	yamuk ayak
165	Technical	half bent n.	yarım kurma kertiği
166	Technical	be bent to a specified radius v.	belirli bir yarıçapa bükülmek
Computer
167	Computer	bent arrow n.	bükülü ok
168	Computer	bent-up arrow n.	yukarı bükülü ok
Textile
169	Textile	bent-handled shears n.	kumaş kesme makası
Construction
170	Construction	trestle bent n.	viyadükte kirişlerin uçlarını destekleyen yapı iskeleti
171	Construction	be bent v.	avrılmak
Automotive
172	Automotive	bent stovebolt n.	chevrolet v8 motor
173	Automotive	bent-axis pump n.	eğik eksenli pistonlu pompa
174	Automotive	bent needle-nose pliers n.	sivri uçlu eğri kargaburun
Traffic
175	Traffic	bent cap n.	başlık kirişi
Botanic
176	Botanic	brown bent n.	kadife tavusotu
177	Botanic	velvet bent n.	kadife tavusotu
178	Botanic	creeping bent n.	bataklık tavusotu
179	Botanic	rough bent n.	kuru buketlerde kullanılan, kılcal salkımlı ince bir çim
180	Botanic	rough bent grass n.	kuru buketlerde kullanılan, kılcal salkımlı ince bir çim
181	Botanic	bent (ammophila arenaria) n.	sahilotu
182	Botanic	bent (cynosurus cristatus) n.	tarakotu
183	Botanic	bent grass (agrostis tenuis) n.	tavus otu
184	Botanic	bent (agrostis tenuis) n.	tavus otu
185	Botanic	bent-grass n.	özellikle bovling ve golf sahalarında kullanılan bir çim
186	Botanic	velvet bent grass (agrostis canina) n.	ince saplı ve dar yapraklı bir ot
187	Botanic	dog bent n.	ince saplı ve dar yapraklı bir ot
188	Botanic	rhode island bent n.	ince saplı ve dar yapraklı bir ot
189	Botanic	dog bent n.	kadife tavusotu
190	Botanic	rhode island bent n.	kadife tavusotu
191	Botanic	velvet bent grass n.	kadife tavusotu
192	Botanic	brown bent grass n.	kadife tavusotu
193	Botanic	dog's bent n.	kadife tavusotu
194	Botanic	flying bent n.	avrupa'da yetişen ve hayvan otlatmaya elverişli çok yıllık bir dağ çimeni
Sport
195	Sport	bent front support n.	büyük cephe duruşu
196	Sport	bent hang n.	dirsekler bükülü halde çekilen barfiks
Slang
197	Slang	get bent out of shape v.	sinirlenmek
198	Slang	get bent out of shape v.	üzülmek
199	Slang	bent out of shape adj.	kafası çok iyi
200	Slang	bent out of shape adj.	ağzı yüzü bir tarafa kaymış
201	Slang	bent out of shape adj.	şaşırmış
202	Slang	bent out of shape adj.	afallamış
203	Slang	bent out of shape adj.	şaşırıp kalmış
204	Slang	bent out of shape adj.	apışıp kalmış
205	Slang	bent out of shape adj.	şok olmuş
206	Slang	bent out of shape adj.	hayrete düşmüş
207	Slang	bent out of shape adj.	şaşkın
208	Slang	bent out of shape adj.	beyninden vurulmuşa dönmüş
209	Slang	bent out of shape adj.	ne olduğunu şaşırmış
British Slang
210	British Slang	bent as a bottle of chips n.	dolandırıcı
211	British Slang	stoke on trent (rhyming slang for bent) n.	erkek homoseksüel
212	British Slang	bent as a bottle of chips n.	homo
213	British Slang	bent as a nine bob note n.	ibne
214	British Slang	bent as a bottle of chips n.	ibne
215	British Slang	bent as a nine pound note n.	ibne
216	British Slang	stoke on trent (rhyming slang for bent) adj.	suçlu
217	British Slang	bent as a bottle of chips expr.	hilekar
218	British Slang	bent as a nine bob note expr.	homo
219	British Slang	bent as a nine pound note expr.	homo
220	British Slang	bent as a nine bob note expr.	kırık
221	British Slang	bent as a bottle of chips expr.	nonoş
222	British Slang	bent as a nine bob note expr.	nonoş
223	British Slang	bent as a nine pound note expr.	nonoş
224	British Slang	bent as a nine pound note expr.	kırık
225	British Slang	bent as a bottle of chips expr.	sahtekar
226	British Slang	bent as a bottle of chips expr.	üçkağıtçı