guard! - Turco Inglés Diccionario

guard!

Significados de "guard!" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
guard n. nöbetçi
How did you kill the guards?
Nöbetçileri nasıl öldürdün?

More Sentences
guard n. muhafız
The National Guards entered the city to overthrow the dictator.
Ulusal Muhafızlar diktatörü devirmek için şehre girdi.

More Sentences
guard n. koruma
The victim was taken under the police guard.
Kurban polis koruması altına alındı.

More Sentences
guard v. korumak
Two soldiers are guarding the vehicle.
İki asker aracı koruyor.

More Sentences
General
guard n. gard
The guard's job is to protect the quarterback from the incoming linemen.
Gardın görevi oyun kurucuyu gelen yan oyunculardan korumaktır.

More Sentences
guard dog n. bekçi köpeği
What kind of dog makes the best guard dog?
Ne tür bir köpek en iyi bekçi köpeği olur?

More Sentences
security guard n. güvenlik görevlisi
Their bags were checked by security guards at the gate.
Çantaları kapıdaki güvenlik görevlileri tarafından kontrol edildi.

More Sentences
arm guard n. silahlı koruma
Those escaping from war and torture do not need to be welcomed by barbed wire and armed guards.
Savaştan ve işkenceden kaçanların dikenli teller ve silahlı korumalar tarafından karşılanmasına gerek yoktur.

More Sentences
guard n. gardiyan
Three guards died because of the revolt in prison.
Hapishanedeki isyan nedeniyle üç gardiyan öldü.

More Sentences
guard duty n. nöbet
He was accused of falling asleep on guard duty.
Nöbet sırasında uyumakla suçlanıyordu.

More Sentences
guard n. biletçi (trende)
John works as a train guard in England.
John İngiltere'de tren biletçisi olarak çalışıyor.

More Sentences
coast guard n. sahil koruma
Coast guards, Land forces, Gendarmerie and Police are responsible for the prevention of illegal immigration.
Sahil koruma, kara kuvvetleri, jandarma ve polis yasa-dışı göçün önlenmesinden sorumludurlar.

More Sentences
prison guard n. hapishane gardiyanı
Tom has been a prison guard for ten years.
Tom on yıldır hapishane gardiyanlığı yapıyor.

More Sentences
guard n. muhafızlar
The guards are in position.
Muhafızlar mevzideler.

More Sentences
guard n. bekçi
The guard grabbed her.
Bekçi onu yakaladı.

More Sentences
guard n. koruma
The president's guard was taken under custody for the assassination attempt.
Başkanın koruması suikast girişimi nedeniyle gözaltına alındı.

More Sentences
guard n. koruyucu
Face guard prices increased due to the demand caused by the pandemic.
Pandeminin neden olduğu talep nedeniyle yüz koruyucu fiyatları artmıştı.

More Sentences
border guard n. sınır muhafızı/polisi
I was asked whether or not the single border guard had been decided or discussed.
Bana tek sınır muhafızlığı konusunda karar verilip verilmediği ya da bu konunun tartışılıp tartışılmadığı soruldu.

More Sentences
shin guard n. dizlik
Where are my shin guards?
Dizliklerim nerede?

More Sentences
keep guard v. nöbet tutmak
Two soldiers kept guard at the gate.
İki asker kapıda nöbet tutuyordu.

More Sentences
guard v. korunmak
In Greece, I am guarded by the anti-terrorist squad because I am considered to be a target for Greek terrorists.
Yunanistan'da terörle mücadele ekibi tarafından korunuyorum çünkü Yunan teröristlerin hedefi olarak görülüyorum.

More Sentences
guard v. himaye etmek
Subsequently, the range of natural resources that any one protected area may guard is vast.
Daha sonra, herhangi bir korunan alanın himaye edebileceği doğal kaynak aralığı çok geniştir.

More Sentences
stand guard v. nöbet tutmak
I'll stand guard now.
Şimdi nöbet tutacağım.

More Sentences
guard v. nöbet tutmak
I'm on guard here.
Burada nöbet tutuyorum.

More Sentences
guard v. önlem almak
Unfortunately this is all too true, but we must guard this stable door effectively now.
Ne yazık ki bu çok doğru, ancak bizler söz konusu önlemleri alarak artık etkili bir şekilde korunmalıyız.

More Sentences
guard v. gözetim altında tutmak
They are recruiting women to guard the female prisoners.
Kadın mahkumları gözetim altında tutmaları için kadınları işe alıyorlar.

More Sentences
guard v. sır gibi saklamak
The old is still guarding the secret ingredient of his recipe.
Yaşlı adam hala tarifindeki gizli malzemeyi sır gibi saklyor.

More Sentences
guard v. savunma
Player 7 prevented five scores by guarding.
7 numaralı oyuncu savunmasıyla beş sayıyı engelledi.

More Sentences
off-guard adj. hazırlıksız
Tom's question caught Mary completely off-guard.
Tom'un sorusu Mary'yi tamamen hazırlıksız yakalamıştı.

More Sentences
off-guard adj. hazırlıksız
She caught me off-guard.
Beni hazırlıksız yakaladı.

More Sentences
Phrasals
guard against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı önlem almak
The European Union must guard against it.
Avrupa Birliği buna karşı önlem almalıdır.

More Sentences
Idioms
catch off guard v. gafil avlamak
Tom was caught off guard by Mary's question.
Tom Mary'nin sorusu ile gafil avlandı.

More Sentences
catch off-guard v. hazırlıksız yakalamak
Tom was caught off-guard.
Tom hazırlıksız yakalandı.

More Sentences
catch (one) off guard v. (birini) hazırlıksız yakalamak
Tom was caught off guard by the question.
Tom soruya hazırlıksız yakalandı.

More Sentences
on your guard expr. tetikte
Be on your guard.
Tetikte olun.

More Sentences
Trade/Economic
guard n. bekçi
The children trampled on the grass and the guard scolded them.
Çocuklar çimleri çiğnediler ve bekçi onları azarladı.

More Sentences
security guard n. güvenlik görevlisi
The thieves stole the giant gold coin without being noticed by security guards or activating the alarm system.
Hırsızlar dev altın sikkeyi güvenlik görevlilerince fark edilmeden ya da alarm sistemini çalıştırmadan çalmışlardır.

More Sentences
guard n. muhafız
My grandfather was the guard of the queen.
Büyükbabam kraliçenin muhafızıydı.

More Sentences
coast guard n. sahil koruma
A coast guard helicopter approached the ship.
Bir sahil koruma helikopteri gemiye yaklaştı.

More Sentences
Law
guard n. koruma
We still, of course, call on the Commission to perform its role as a guard against aid that distorts competition.
Elbette Komisyon'u rekabeti bozan yardımlara karşı koruma görevini yerine getirmeye çağırıyoruz.

More Sentences
guard v. korumak
But we can hardly expect the fox to guard the chickens.
Ancak tilkinin tavukları korumasını bekleyemeyiz.

More Sentences
Technical
guard n. koruma
It is all very well to speak of stringent controls, but you cannot guard against human failure.
Sıkı kontrollerden bahsetmek çok güzel, ancak insan hatalarına karşı koruma sağlayamazsınız.

More Sentences
General
guard n. gözetici
advance guard n. öncü
face guard n. yüz koruyucu
guard n. nöbetçilik
honour guard n. merasim kıtası
head guard n. başgardiyan
guard rail n. vardavela
guard n. çavuş
guard n. derbent
guard n. muhafızlık
military guard post n. askeri karakol
guard n. bakıcı
guard n. gözetim
village guard n. korucu
forest guard n. ormancı
guard n. savunma duruşu
guard n. koruma görevlisi
guard n. müdafaa
guard duty n. nöbet hizmeti
guard n. kolcu
guard n. kondüktör
national guard n. milis
guard n. himaye
guard n. boks gard
guard n. nöbet
magneto guard n. manyeto muhafazası
guard hair n. post
body guard n. koruma
provost guard n. askeri polis karakolu
guard n. uyanıklık
village guard n. köy korucusu
guard post n. korumanın durduğu yer
guard post n. sancak
road guard n. yol bekçisi
a guard of honour n. namus bekçisi
cemetery guard n. mezar bekçisi
cemetery guard n. mezarlık bekçisi
fire guard n. şömine siperi
knee-guard n. dizlik
face-guard n. miğfer
guard plate n. siper
guard plate n. kalkan
guard band n. koruma bandı
guard n. korkuluk
guard rail n. korkuluk
guard stone n. yol kenarı taşı
guard net n. koruyucu ağ
guard board n. iskele korkuluğu
guard rail n. parmaklık
guard valve n. kapatma vanası
guard rail n. otokorkuluk
guard plate n. koruma levhası
guard rail n. siper demiri
guard band n. güvenlik bandı
guard net n. koruma ağı
guard n. siper
guard wall n. koruma duvarı
guard band n. koruyucu bant
guard rail n. vardamana
praetorian guard n. eski roma'da imparatorun muhafız kıtası
guard n. nöbetçi asker
guard n. korucu
door guard n. kapı görevlisi
guard n. karakol
guard tower n. nöbetçi kulesi
life-guard n. cankurtaran
security guard n. güvenlik elemanı
watch guard n. saat kaytanı
head guard n. kask
head guard n. koruyucu başlık
private security guard n. özel güvenlik elemanı
toe guard n. ayak burun koruyucusu
sneeze guard n. camekan
door guard n. kapı kelepçesi
guard box n. bekçi/nöbetçi kulübesi
rat guard n. farelik
coast guard n. sahil koruma görevlisi
cross-guard n. balçak
security guard n. güvenlikçi
guard detail n. koruma ekibi
change of guard n. nöbet değişimi
guard building n. bekçi kulübesi
guard booth n. bekçi kulübesi
guard shack n. bekçi kulübesi
personal security guard n. özel koruma görevlisi
death guard n. ölüm bekçisi
guard post n. bekçi kulübesi
arm-guard n. okçuların ok atarken yaralanmamak için kollarına sardıkları koruma
castle-guard n. kale muhafızı
avant-guard n. yenilikçi grup
avant-guard n. ilerici grup
bank guard n. banka güvenlik görevlisi
mail guard n. kamu postalarını korumakla yükümlü memur
royal guard n. kraliyet gardiyanı
grand guard n. 15 ve 16. yüzyılda turnuvalarda kullanılan bir plaka zırh
grand guard n. eskiden kullanılan bir tür askeri kamp karakolu
grand-guard n. turnuvalarda sol omuz ve göğüs için ek koruma sağlayan zırhlı levha parçası
guard n. müdafaa eden kimse
guard n. müdafi
guard n. (körling veya çim topunda) bir diğerini hücumdan koruyacak şekilde hareket ettirilen kuka veya taş
guard n. (futbolda) merkezin her iki yanında bulunan iki oyuncudan biri
guard n. mağlup bir kimseye sadık olan grup
guard n. zamanı geçmiş bir ilkeye sıkı sıkıya bağlı grup
guard [obsolete] n. kumaşın kenarındaki dantel veya nakıştan süs
guard n. (krikette) oyuncunun kaleye ulaşacağı belli olan bir topu durdururken sopasının durdurma noktasında aldığı dik pozisyon
guard n. bir başka yüzüğün kaymasını önleyici yüzük
guard n. tetik mahfazası
guard n. çamurluk
guard n. kaybolmaması için saat veya bileziğe takılan küçük kayış
guard n. değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük
guard n. şeref kıtası
guard n. merasim kıtası
guard n. yaklaşan tehlikeleri, zararları veya yaralanmaları önlemek için alınan tedbir
guard chamber n. muhafız koğuşu
guard chamber n. nöbetçi odası
guard chamber n. nöbetçi kulübesi
guard ring n. değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük
guard [australia] n. arabanın özellikle ön tekerleklerini kapatan panel
old guard n. tutucu üye
old guard n. köklü bir amaç veya ilke uğruna çalışan grup
old guard n. demode bir amaç veya ilke uğruna çalışan grup
corporal's guard n. küçük grup
corporal's guard n. grupçuk
corporal's guard n. öbek
corporal's guard n. küme
stack-guard n. branda
stack-guard n. koruma brandası
stand guard v. nöbet beklemek
be on guard v. nöbet tutmak
be off guard v. tetikte olmamak
keep guard v. korumak
guard one's tongue v. dilini tutmak
relieve guard v. nöbeti devralmak
mount guard v. nöbet tutmak
guard one's tongue v. ağzını sıkı tutmak
have one's guard down v. tetikte olmamak
mount guard v. nöbet beklemek
be under guard v. koruma altında olmak
guard v. gözetmek
guard v. muhafaza altına almak
stand guard v. bekçilik etmek
have one's guard up v. tetikte olmak
be on guard duty v. nöbet tutmak
guard a secret v. sır tutmak
relieve guard v. nöbet değiştirmek
be caught off one's guard v. hazırlıksız yakalanmak
be on one's guard v. dümen kullanmak
lower one's guard v. gardını indirmek
catch someone off guard v. birini gafil avlamak
be on guard v. tetikte olmak
guard v. beklemek
keep up one's guard v. gardını almak
keep one's guard up v. gardını almak
guard v. bekçi kalmak
guard the border v. sınırı korumak
guard the border v. sınır korumak
mount one's guard v. gardını almak
keep one's guard v. gardını almak
guard against v. -e karşı önlem almak
guard v. kontrol etmek
guard v. tedbirli olmak
guard v. denetlemek
keep guard v. nöbet beklemek
guard oneself v. sakınmak
guard v. vikaye etmek
guard one's honour v. şerefini korumak
guard someone from someone v. birini birinden korumak
guard v. kenarına süslü bordür veya dantel geçirmek
guard v. oyunlarda kart veya taşı korumak
guard v. korkuluk takmak
guard v. siper takmak (kitap, makine, pencere)
guard v. bağlayarak tutturmak
guard v. sarmak
guard v. kuşatmak
guard v. (cihaz veya objeyi) insanlara zarar vermemesi için belirli bir parça ile teçhiz etmek
off guard adj. korunaksız
off-guard adj. korunaksız
rear-guard adj. ekonomik, siyasi, sosyal direniş ile ilgili
off-guard adj. ihtiyatsız
off her guard adj. hazırlıksız
off her guard adj. dikkatsiz
off her guard adj. tedbirsiz
off his guard adj. hazırlıksız
off his guard adj. dikkatsiz
off his guard adj. tedbirsiz
off your guard adj. hazırlıksız
off your guard adj. tetikte
off your guard adj. ihtiyatlı
off your guard adj. dikkatli
off-guard adj. önceden hazırlanmamış
on guard adv. nöbette
on guard adv. tetikte
off guard adv. beklenmedik şekilde
off guard adv. umulmadık şekilde
off guard adv. ansızın
off guard adv. aniden
off guard adv. habersizce
off-guard adv. beklenmedik şekilde
off-guard adv. umulmadık şekilde
off-guard adv. ansızın
off-guard adv. aniden
off-guard adv. habersizce
Phrasals
guard someone against something v. birini bir şeye karşı korumak
guard someone from something v. birini bir şeyden korumak
guard (someone or something) from (someone or something) v. (birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) korumak
guard (someone or something) from (someone or something) v. (birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı korumak
guard against (someone or something) v. (birini/bir şeyi) engellemek/önlemek
guard against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı koruma sağlamak
guard from v. -'den korumak
Proverb
don't let the fox guard the henhouse. kuzuyu kurda emanet etme
Colloquial
be on one's guard against v. gardını almak
be on one's guard against v. gözünü dört açmak
stand guard v. gözcülük yapmak
be on one's guard against v. tetikte olmak
be on one's guard against v. -e karşı önlemler almak
be on your guard expr. dikkat et
be on your guard expr. gardını al
Idioms
the old guard n. eski kafalı kimse
a guard of honour n. namus bekçisi
a guard of honor n. namus bekçisi
the old guard n. örümcek kafalı
the old guard n. tutucu kimse
the old guard n. yeniliklerden hoşlanmayan kimse
run the guard v. nöbetçiyi atlatmak
put one on one's guard v. alarma geçirmek
drop/lower/let down your guard v. artık kendini riskte hissetmemek
catch one off one's guard v. boş bir anında yakalamak
stay on one's guard against someone v. birine karşı tetikte olmak
remain on guard against someone v. birine karşı gözünü dört açmak
keep on one's guard against someone v. birine karşı tetikte olmak
keep on guard against someone v. birine karşı gardını almak
catch off one's guard v. birinin şaşkınlığından yararlanmak
stay on one's guard against someone v. birine karşı gözünü dört açmak
remain on guard against someone v. birine karşı gardını almak
be on guard against someone v. birine karşı gözünü dört açmak
be on guard against someone v. birine karşı tetikte olmak
stay on guard against someone v. birine karşı gözünü dört açmak
be on guard against someone v. birine karşı gardını almak
remain on one's guard against someone v. birine karşı gardını almak
catch off one's guard v. birinin dalgınlığından yararlanmak
keep on one's guard against someone v. birine karşı gardını almak
catch off guard v. birini hazırlıksız yakalamak
stay on one's guard against someone v. birine karşı gardını almak
catch someone off guard v. boş bir anında yakalamak
stay on guard against someone v. birine karşı gardını almak
remain on one's guard against someone v. birine karşı tetikte olmak
be on one's guard against someone v. birine karşı tetikte olmak
keep on one's guard against someone v. birine karşı gözünü dört açmak
be on one's guard against someone v. birine karşı gözünü dört açmak
remain on guard against someone v. birine karşı tetikte olmak
put one on one's guard v. birini tedirgin etmek
keep on guard against someone v. birine karşı gözünü dört açmak
stay on guard against someone v. birine karşı tetikte olmak
catch one off one's guard v. birini hazırlıksız yakalamak
catch someone off guard v. birini hazırlıksız yakalamak
be on one's guard against someone v. birine karşı gardını almak
keep on guard against someone v. birine karşı tetikte olmak
remain on one's guard against someone v. birine karşı gözünü dört açmak
put one on one's guard v. diken üstünde olmasına neden olmak
let one's guard down v. gardını düşürmek
put their guard up against v. gardını almak
take somebody off guard v. hazırlıksız yakalamak
catch someone off guard v. hazırlıksız yakalamak
catch one off one's guard v. hazırlıksız yakalamak
lower one's guard v. gardını indirmek
catch somebody off guard v. hazırlıksız yakalamak
drop one's guard v. gardını indirmek
lower one's guard v. gardı düşmek
drop one's guard v. gardı düşmek
drop one's guard v. gardını düşürmek
catch one off one's guard v. gafil avlamak
off one's guard v. hazırlıksız yakalanmak
catch someone off guard v. gafil avlamak
lower one's guard v. gardını düşürmek
drop/lower/let down your guard v. gardını düşürmek
let the fox guard the henhouse v. kuzuyu kurda emanet etmek
let one's guard down v. kendini sakınmayı/korumayı bırakmak
take somebody off guard v. şaşırtmak
lower one's guard v. süngüsü düşmek
catch somebody off guard v. şaşırtmak
take somebody off guard v. şok etmek
catch someone off guard v. savunmasız haldeyken şaşırtmak
drop one's guard v. süngüsünü düşürmek
catch somebody off guard v. şok etmek
lower one's guard v. süngüsünü düşürmek
drop one's guard v. süngüsü düşmek
let one's guard down v. tedbiri elden bırakmak
be on one's guard v. tetikte olmak
put one on one's guard v. teyakkuza geçirmek
put their guard up against v. tetikte olmak
be off one's guard v. hazırlıksız olmak
be off one's guard v. gardını indirmek
be off one's guard v. gafil bir durumda olmak
be off one's guard v. boş bulunmak
be on one's guard v. hazırlıklı olmak
be on one's guard v. gardını almak
be on one's guard v. tetikte beklemek
leave (one's) guard down v. gardını düşürmek
leave (one's) guard down v. kendini sakınmayı/korumayı bırakmak
leave (one's) guard down v. tedbiri elden bırakmak
leave (one's) guard down v. tetikte olmamak
leave (one's) guard down v. dikkati elden bırakmak
leave (one's) guard down v. savunmasını düşürmek
leave (one's) guard down v. olası tehlikelere karşı ihtiyatlı olmamak
leave (one's) guard down v. olası tehlikelere karşı tedbirli olmamak
leave (one's) guard down v. olası tehlikelere karşı dikkatli olmamak
be caught off guard v. gafil avlanmak
remain on (one's) guard (against someone or something) v. tetikte olmak
remain on (one's) guard (against someone or something) v. gözünü dört açmak
remain on (one's) guard (against someone or something) v. gardını almak
remain on (one's) guard (against someone or something) v. savunmada kalmak
remain on (one's) guard (against someone or something) v. gardını indirmemek
always be on (one's) guard v. daima dikkatli olmak
always be on (one's) guard v. daima tetikte olmak
always be on (one's) guard v. daima uyanık olmak
always be on (one's) guard v. daima tedbirli olmak
always be on (one's) guard v. daima ihtiyatlı olmak
always be on (one's) guard v. tedbiri elden bırakmamak
always be on (one's) guard v. tehlikelere/sürprizlere hazırlıklı olmak
always be on (one's) guard v. daima dikkatli olmak
always be on (one's) guard v. daima tetikte olmak
always be on (one's) guard v. daima uyanık olmak
always be on (one's) guard v. daima tedbirli olmak
always be on (one's) guard v. daima ihtiyatlı olmak
always be on (one's) guard v. tedbiri elden bırakmamak
always be on (one's) guard v. tehlikelere/sürprizlere hazırlıklı olmak
be caught off (one's) guard v. savunmasız yakalanmak
be caught off (one's) guard v. gafil avlanmak
be caught off (one's) guard v. boşluğuna/dikkatsizliğine gelmek
be caught off (one's) guard v. dikkatsiz/savunmasız bir anında yakalanmak
be caught off (one's) guard v. beklenmedik bir anda yakalanmak
be on guard v. uyanık olmak
be on guard v. dikkatli olmak
be on guard v. gözünü dört açmak
be on guard v. gardını almak
be on guard v. ihtiyatlı/tedbirli olmak
be on guard v. hazırlıklı olmak
be on your guard v. dikkatli olmak
be on your guard v. gardını almak
be on your guard v. tetikte olmak
be on your guard v. hazırlıklı olmak
be on your guard v. hazırlıklı olmak
be on your guard v. gözünü dört açmak
be off your guard v. dalgınlığına gelmek
be off your guard v. gardını düşürmek
be off your guard v. savunmasız olmak
be off your guard v. gafil avlanmak
be off your guard v. hazırlıksız yakalanmak
be off your guard v. boş bulunmak
catch (one) off guard v. (birini) gafil avlamak
catch (one) off guard v. (birini) boş bir anında yakalamak
catch (one) off guard v. (birini) savunmasız yakalamak
catch somebody off (their) guard v. (birini) gafil avlamak
catch somebody off (their) guard v. (birini) hazırlıksız yakalamak
catch somebody off (their) guard v. (birini) boş bir anında yakalamak
catch somebody off (their) guard v. (birini) savunmasız yakalamak
take someone off guard v. birini gafil avlamak
take someone off guard v. birini hazırlıksız yakalamak
take someone off guard v. birini boş bir anında yakalamak
take someone off guard v. birini savunmasız haldeyken şaşırtmak
take someone off guard v. birini savunmasız yakalamak
let down (one's) guard v. gardını düşürmek
let down (one's) guard v. kendini sakınmayı/korumayı bırakmak
let down (one's) guard v. tedbiri elden bırakmak
let guard down v. gardını düşürmek
let guard down v. kendini sakınmayı/korumayı bırakmak
let guard down v. tedbiri elden bırakmak
lower your guard v. gardını indirmek/düşürmek
lower your guard v. artık kendini riskte hissetmemek
drop your guard v. gardını indirmek/düşürmek
drop your guard v. artık kendini riskte hissetmemek
put (one) on guard v. (birini) alarma geçirmek
put (one) on guard v. (birini) birini tedirgin etmek
put (one) on guard v. (birinin) diken üstünde olmasına neden olmak
put (one) on guard v. (birini) teyakkuza geçirmek
remain on guard v. gözünü dört açmak
remain on guard v. tetikte olmak
remain on guard v. gardını almak
remain on guard v. savunmada kalmak
on (one's) guard adj. tetikte
on (one's) guard adj. hazırlıklı
on (one's) guard adj. gardını almış
on (one's) guard adj. gözünü dört açmış
on (one's) guard adj. tedbirli
on (one's) guard adj. dikkatli
on (one's) guard adj. ihtiyatlı
off one's guard expr. hazırlıksız
on guard expr. hazır
on your guard expr. hazır
upon one's guard expr. hazır
on one's guard expr. hazır
on one's guard expr. tetikte
upon one's guard expr. tetikte
on guard expr. tetikte
Speaking
guard the door expr. kapıyı gözetlemek
Trade/Economic
customshouse guard n. gümrük muhafaza memuru
Law
castle-guard n. (eski ingiltere'de) kaleye belli bir mesafedeki konutu korumanın bedeli olarak alınan vergi
guard n. himaye
armed private security guard n. silahlı özel güvenlik görevlisi
cattle guard n. sığır engeli
unarmed private security guard n. silahsız özel güvenlik görevlisi
guard v. himaye etmek
Politics
republican guard n. cumhuriyet muhafızları
chief village guard n. korucubaşı
coast guard command n. sahil güvenlik komutanlığı
serbian volunteer guard n. sırp gönüllü muhafızları
national guard n. ulusal muhafızlar
old guard n. siyasi partinin baskın ve muhafazakar üyesi
iron guard n. romanya'da eski bir faşist parti
guard the frontier v. sınırı beklemek
guard the frontier v. sınırı korumak
Institutes
european border and coast guard agency n. avrupa sınır ve sahil güvenlik teşkilatı
european border and coast guard agency n. avrupa sınır ve sahil güvenlik ajansı
united states coast guard (uscg) n. birleşik devletler sahil güvenliği (bdsg)
coast guard command n. sahil güvenlik komutanlığı
command of coast guard n. sahil güvenlik komutanlığı
Technical
switch guard n. akım koruması
foot guard n. ayak koruması
switch guard n. anahtar koruyucu
intermediate guard n. ara koruma
memory guard n. bellek koruyucusu
memory guard n. bellek muhafızı
guard fence n. bariyer
belt guard n. bant koruyucusu
ball guard n. bilye muhafazası
axle guard integral with bogie frame n. boji dingil çatalı
sprocket guard n. cer muhafazası
mud guard fender n. çamurluk
wheel guard n. disk muhafazası
axle guard check-plate n. dingil çatalı pateni
axle guard n. dingil çatalı
flat guard n. düz muhafaza
guard-chain n. emniyet zinciri
toe guard n. etek (ayak koruyucu)
guard lock n. emniyet kapağı
safety guard n. emniyet muhafazası
door handle guard n. emniyet tutamağı
guard gate n. emniyet kapağı
angle-iron guard n. emniyet kornişi
brush guard n. fırça muhafazası
fan guard n. fan muhafazası
brush guard n. fırça siperi
fan guard plate n. fan mahfaza sacı
guard bit n. güvenlik biti
idler guard n. istikamet tekeri muhafazası
guard stake n. işaret kazığı
interference guard bands n. karışımönler bantlar
camshaft guard n. kam mili muhafazası
crankcase guard n. karter muhafazası
cab guard n. kabin muhafazası
guard wire n. kılavuz teli
belt guard n. kayış siperi
fire-guard n. kıvılcım siperi
scuff guard n. kazıma koruması
guard cell n. koruyucu hücre
corner guard n. köşe korkuluğu
guard wall n. korkuluk duvarı
guard n. korkuluk