|
Categoría |
Inglés |
Turco |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
guard n.
|
nöbetçi |
|
How did you kill the guards?
Nöbetçileri nasıl öldürdün?
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
guard n.
|
muhafız |
|
The National Guards entered the city to overthrow the dictator.
Ulusal Muhafızlar diktatörü devirmek için şehre girdi.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
guard n.
|
koruma |
|
The victim was taken under the police guard.
Kurban polis koruması altına alındı.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
guard v.
|
korumak |
|
Two soldiers are guarding the vehicle.
İki asker aracı koruyor.
More Sentences
|
General |
|
5 |
General |
guard n.
|
gard |
|
The guard's job is to protect the quarterback from the incoming linemen.
Gardın görevi oyun kurucuyu gelen yan oyunculardan korumaktır.
More Sentences
|
6 |
General |
guard dog n.
|
bekçi köpeği |
|
What kind of dog makes the best guard dog?
Ne tür bir köpek en iyi bekçi köpeği olur?
More Sentences
|
7 |
General |
security guard n.
|
güvenlik görevlisi |
|
Their bags were checked by security guards at the gate.
Çantaları kapıdaki güvenlik görevlileri tarafından kontrol edildi.
More Sentences
|
8 |
General |
arm guard n.
|
silahlı koruma |
|
Those escaping from war and torture do not need to be welcomed by barbed wire and armed guards.
Savaştan ve işkenceden kaçanların dikenli teller ve silahlı korumalar tarafından karşılanmasına gerek yoktur.
More Sentences
|
9 |
General |
guard n.
|
gardiyan |
|
Three guards died because of the revolt in prison.
Hapishanedeki isyan nedeniyle üç gardiyan öldü.
More Sentences
|
10 |
General |
guard duty n.
|
nöbet |
|
He was accused of falling asleep on guard duty.
Nöbet sırasında uyumakla suçlanıyordu.
More Sentences
|
11 |
General |
guard n.
|
biletçi (trende) |
|
John works as a train guard in England.
John İngiltere'de tren biletçisi olarak çalışıyor.
More Sentences
|
12 |
General |
coast guard n.
|
sahil koruma |
|
Coast guards, Land forces, Gendarmerie and Police are responsible for the prevention of illegal immigration.
Sahil koruma, kara kuvvetleri, jandarma ve polis yasa-dışı göçün önlenmesinden sorumludurlar.
More Sentences
|
13 |
General |
prison guard n.
|
hapishane gardiyanı |
|
Tom has been a prison guard for ten years.
Tom on yıldır hapishane gardiyanlığı yapıyor.
More Sentences
|
14 |
General |
guard n.
|
muhafızlar |
|
The guards are in position.
Muhafızlar mevzideler.
More Sentences
|
15 |
General |
guard n.
|
bekçi |
|
The guard grabbed her.
Bekçi onu yakaladı.
More Sentences
|
16 |
General |
guard n.
|
koruma |
|
The president's guard was taken under custody for the assassination attempt.
Başkanın koruması suikast girişimi nedeniyle gözaltına alındı.
More Sentences
|
17 |
General |
guard n.
|
koruyucu |
|
Face guard prices increased due to the demand caused by the pandemic.
Pandeminin neden olduğu talep nedeniyle yüz koruyucu fiyatları artmıştı.
More Sentences
|
18 |
General |
border guard n.
|
sınır muhafızı/polisi |
|
I was asked whether or not the single border guard had been decided or discussed.
Bana tek sınır muhafızlığı konusunda karar verilip verilmediği ya da bu konunun tartışılıp tartışılmadığı soruldu.
More Sentences
|
19 |
General |
shin guard n.
|
dizlik |
|
Where are my shin guards?
Dizliklerim nerede?
More Sentences
|
20 |
General |
keep guard v.
|
nöbet tutmak |
|
Two soldiers kept guard at the gate.
İki asker kapıda nöbet tutuyordu.
More Sentences
|
|
21 |
General |
guard v.
|
korunmak |
|
In Greece, I am guarded by the anti-terrorist squad because I am considered to be a target for Greek terrorists.
Yunanistan'da terörle mücadele ekibi tarafından korunuyorum çünkü Yunan teröristlerin hedefi olarak görülüyorum.
More Sentences
|
22 |
General |
guard v.
|
himaye etmek |
|
Subsequently, the range of natural resources that any one protected area may guard is vast.
Daha sonra, herhangi bir korunan alanın himaye edebileceği doğal kaynak aralığı çok geniştir.
More Sentences
|
23 |
General |
stand guard v.
|
nöbet tutmak |
|
I'll stand guard now.
Şimdi nöbet tutacağım.
More Sentences
|
24 |
General |
guard v.
|
nöbet tutmak |
|
I'm on guard here.
Burada nöbet tutuyorum.
More Sentences
|
25 |
General |
guard v.
|
önlem almak |
|
Unfortunately this is all too true, but we must guard this stable door effectively now.
Ne yazık ki bu çok doğru, ancak bizler söz konusu önlemleri alarak artık etkili bir şekilde korunmalıyız.
More Sentences
|
26 |
General |
guard v.
|
gözetim altında tutmak |
|
They are recruiting women to guard the female prisoners.
Kadın mahkumları gözetim altında tutmaları için kadınları işe alıyorlar.
More Sentences
|
27 |
General |
guard v.
|
sır gibi saklamak |
|
The old is still guarding the secret ingredient of his recipe.
Yaşlı adam hala tarifindeki gizli malzemeyi sır gibi saklyor.
More Sentences
|
28 |
General |
guard v.
|
savunma |
|
Player 7 prevented five scores by guarding.
7 numaralı oyuncu savunmasıyla beş sayıyı engelledi.
More Sentences
|
29 |
General |
off-guard adj.
|
hazırlıksız |
|
Tom's question caught Mary completely off-guard.
Tom'un sorusu Mary'yi tamamen hazırlıksız yakalamıştı.
More Sentences
|
30 |
General |
off-guard adj.
|
hazırlıksız |
|
She caught me off-guard.
Beni hazırlıksız yakaladı.
More Sentences
|
Phrasals |
|
31 |
Phrasals |
guard against (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı önlem almak |
|
The European Union must guard against it.
Avrupa Birliği buna karşı önlem almalıdır.
More Sentences
|
Idioms |
|
32 |
Idioms |
catch off guard v.
|
gafil avlamak |
|
Tom was caught off guard by Mary's question.
Tom Mary'nin sorusu ile gafil avlandı.
More Sentences
|
33 |
Idioms |
catch off-guard v.
|
hazırlıksız yakalamak |
|
Tom was caught off-guard.
Tom hazırlıksız yakalandı.
More Sentences
|
34 |
Idioms |
catch (one) off guard v.
|
(birini) hazırlıksız yakalamak |
|
Tom was caught off guard by the question.
Tom soruya hazırlıksız yakalandı.
More Sentences
|
35 |
Idioms |
on your guard expr.
|
tetikte |
|
Be on your guard.
Tetikte olun.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
36 |
Trade/Economic |
guard n.
|
bekçi |
|
The children trampled on the grass and the guard scolded them.
Çocuklar çimleri çiğnediler ve bekçi onları azarladı.
More Sentences
|
37 |
Trade/Economic |
security guard n.
|
güvenlik görevlisi |
|
The thieves stole the giant gold coin without being noticed by security guards or activating the alarm system.
Hırsızlar dev altın sikkeyi güvenlik görevlilerince fark edilmeden ya da alarm sistemini çalıştırmadan çalmışlardır.
More Sentences
|
38 |
Trade/Economic |
guard n.
|
muhafız |
|
My grandfather was the guard of the queen.
Büyükbabam kraliçenin muhafızıydı.
More Sentences
|
39 |
Trade/Economic |
coast guard n.
|
sahil koruma |
|
A coast guard helicopter approached the ship.
Bir sahil koruma helikopteri gemiye yaklaştı.
More Sentences
|
Law |
|
40 |
Law |
guard n.
|
koruma |
|
We still, of course, call on the Commission to perform its role as a guard against aid that distorts competition.
Elbette Komisyon'u rekabeti bozan yardımlara karşı koruma görevini yerine getirmeye çağırıyoruz.
More Sentences
|
|
41 |
Law |
guard v.
|
korumak |
|
But we can hardly expect the fox to guard the chickens.
Ancak tilkinin tavukları korumasını bekleyemeyiz.
More Sentences
|
Technical |
|
42 |
Technical |
guard n.
|
koruma |
|
It is all very well to speak of stringent controls, but you cannot guard against human failure.
Sıkı kontrollerden bahsetmek çok güzel, ancak insan hatalarına karşı koruma sağlayamazsınız.
More Sentences
|
General |
|
43 |
General |
guard n.
|
gözetici |
|
44 |
General |
advance guard n.
|
öncü |
|
45 |
General |
face guard n.
|
yüz koruyucu |
|
46 |
General |
guard n.
|
nöbetçilik |
|
47 |
General |
honour guard n.
|
merasim kıtası |
|
48 |
General |
head guard n.
|
başgardiyan |
|
49 |
General |
guard rail n.
|
vardavela |
|
50 |
General |
guard n.
|
çavuş |
|
51 |
General |
guard n.
|
derbent |
|
52 |
General |
guard n.
|
muhafızlık |
|
53 |
General |
military guard post n.
|
askeri karakol |
|
54 |
General |
guard n.
|
bakıcı |
|
55 |
General |
guard n.
|
gözetim |
|
56 |
General |
village guard n.
|
korucu |
|
57 |
General |
forest guard n.
|
ormancı |
|
58 |
General |
guard n.
|
savunma duruşu |
|
59 |
General |
guard n.
|
koruma görevlisi |
|
60 |
General |
guard n.
|
müdafaa |
|
61 |
General |
guard duty n.
|
nöbet hizmeti |
|
62 |
General |
guard n.
|
kolcu |
|
63 |
General |
guard n.
|
kondüktör |
|
64 |
General |
national guard n.
|
milis |
|
65 |
General |
guard n.
|
himaye |
|
66 |
General |
guard n.
|
boks gard |
|
67 |
General |
guard n.
|
nöbet |
|
68 |
General |
magneto guard n.
|
manyeto muhafazası |
|
69 |
General |
guard hair n.
|
post |
|
70 |
General |
body guard n.
|
koruma |
|
71 |
General |
provost guard n.
|
askeri polis karakolu |
|
72 |
General |
guard n.
|
uyanıklık |
|
73 |
General |
village guard n.
|
köy korucusu |
|
74 |
General |
guard post n.
|
korumanın durduğu yer |
|
75 |
General |
guard post n.
|
sancak |
|
76 |
General |
road guard n.
|
yol bekçisi |
|
77 |
General |
a guard of honour n.
|
namus bekçisi |
|
78 |
General |
cemetery guard n.
|
mezar bekçisi |
|
79 |
General |
cemetery guard n.
|
mezarlık bekçisi |
|
80 |
General |
fire guard n.
|
şömine siperi |
|
|
81 |
General |
knee-guard n.
|
dizlik |
|
82 |
General |
face-guard n.
|
miğfer |
|
83 |
General |
guard plate n.
|
siper |
|
84 |
General |
guard plate n.
|
kalkan |
|
85 |
General |
guard band n.
|
koruma bandı |
|
86 |
General |
guard n.
|
korkuluk |
|
87 |
General |
guard rail n.
|
korkuluk |
|
88 |
General |
guard stone n.
|
yol kenarı taşı |
|
89 |
General |
guard net n.
|
koruyucu ağ |
|
90 |
General |
guard board n.
|
iskele korkuluğu |
|
91 |
General |
guard rail n.
|
parmaklık |
|
92 |
General |
guard valve n.
|
kapatma vanası |
|
93 |
General |
guard rail n.
|
otokorkuluk |
|
94 |
General |
guard plate n.
|
koruma levhası |
|
95 |
General |
guard rail n.
|
siper demiri |
|
96 |
General |
guard band n.
|
güvenlik bandı |
|
97 |
General |
guard net n.
|
koruma ağı |
|
98 |
General |
guard n.
|
siper |
|
99 |
General |
guard wall n.
|
koruma duvarı |
|
100 |
General |
guard band n.
|
koruyucu bant |
|
101 |
General |
guard rail n.
|
vardamana |
|
102 |
General |
praetorian guard n.
|
eski roma'da imparatorun muhafız kıtası |
|
103 |
General |
guard n.
|
nöbetçi asker |
|
104 |
General |
guard n.
|
korucu |
|
105 |
General |
door guard n.
|
kapı görevlisi |
|
106 |
General |
guard n.
|
karakol |
|
107 |
General |
guard tower n.
|
nöbetçi kulesi |
|
108 |
General |
life-guard n.
|
cankurtaran |
|
109 |
General |
security guard n.
|
güvenlik elemanı |
|
110 |
General |
watch guard n.
|
saat kaytanı |
|
111 |
General |
head guard n.
|
kask |
|
112 |
General |
head guard n.
|
koruyucu başlık |
|
113 |
General |
private security guard n.
|
özel güvenlik elemanı |
|
114 |
General |
toe guard n.
|
ayak burun koruyucusu |
|
115 |
General |
sneeze guard n.
|
camekan |
|
116 |
General |
door guard n.
|
kapı kelepçesi |
|
117 |
General |
guard box n.
|
bekçi/nöbetçi kulübesi |
|
118 |
General |
rat guard n.
|
farelik |
|
119 |
General |
coast guard n.
|
sahil koruma görevlisi |
|
120 |
General |
cross-guard n.
|
balçak |
|
121 |
General |
security guard n.
|
güvenlikçi |
|
122 |
General |
guard detail n.
|
koruma ekibi |
|
123 |
General |
change of guard n.
|
nöbet değişimi |
|
124 |
General |
guard building n.
|
bekçi kulübesi |
|
125 |
General |
guard booth n.
|
bekçi kulübesi |
|
126 |
General |
guard shack n.
|
bekçi kulübesi |
|
127 |
General |
personal security guard n.
|
özel koruma görevlisi |
|
128 |
General |
death guard n.
|
ölüm bekçisi |
|
129 |
General |
guard post n.
|
bekçi kulübesi |
|
130 |
General |
arm-guard n.
|
okçuların ok atarken yaralanmamak için kollarına sardıkları koruma |
|
131 |
General |
castle-guard n.
|
kale muhafızı |
|
132 |
General |
avant-guard n.
|
yenilikçi grup |
|
133 |
General |
avant-guard n.
|
ilerici grup |
|
134 |
General |
bank guard n.
|
banka güvenlik görevlisi |
|
135 |
General |
mail guard n.
|
kamu postalarını korumakla yükümlü memur |
|
136 |
General |
royal guard n.
|
kraliyet gardiyanı |
|
137 |
General |
grand guard n.
|
15 ve 16. yüzyılda turnuvalarda kullanılan bir plaka zırh |
|
138 |
General |
grand guard n.
|
eskiden kullanılan bir tür askeri kamp karakolu |
|
139 |
General |
grand-guard n.
|
turnuvalarda sol omuz ve göğüs için ek koruma sağlayan zırhlı levha parçası |
|
140 |
General |
guard n.
|
müdafaa eden kimse |
|
141 |
General |
guard n.
|
müdafi |
|
142 |
General |
guard n.
|
(körling veya çim topunda) bir diğerini hücumdan koruyacak şekilde hareket ettirilen kuka veya taş |
|
143 |
General |
guard n.
|
(futbolda) merkezin her iki yanında bulunan iki oyuncudan biri |
|
144 |
General |
guard n.
|
mağlup bir kimseye sadık olan grup |
|
145 |
General |
guard n.
|
zamanı geçmiş bir ilkeye sıkı sıkıya bağlı grup |
|
146 |
General |
guard [obsolete] n.
|
kumaşın kenarındaki dantel veya nakıştan süs |
|
147 |
General |
guard n.
|
(krikette) oyuncunun kaleye ulaşacağı belli olan bir topu durdururken sopasının durdurma noktasında aldığı dik pozisyon |
|
148 |
General |
guard n.
|
bir başka yüzüğün kaymasını önleyici yüzük |
|
149 |
General |
guard n.
|
tetik mahfazası |
|
150 |
General |
guard n.
|
çamurluk |
|
151 |
General |
guard n.
|
kaybolmaması için saat veya bileziğe takılan küçük kayış |
|
152 |
General |
guard n.
|
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük |
|
153 |
General |
guard n.
|
şeref kıtası |
|
154 |
General |
guard n.
|
merasim kıtası |
|
155 |
General |
guard n.
|
yaklaşan tehlikeleri, zararları veya yaralanmaları önlemek için alınan tedbir |
|
156 |
General |
guard chamber n.
|
muhafız koğuşu |
|
157 |
General |
guard chamber n.
|
nöbetçi odası |
|
158 |
General |
guard chamber n.
|
nöbetçi kulübesi |
|
159 |
General |
guard ring n.
|
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük |
|
160 |
General |
guard [australia] n.
|
arabanın özellikle ön tekerleklerini kapatan panel |
|
161 |
General |
old guard n.
|
tutucu üye |
|
162 |
General |
old guard n.
|
köklü bir amaç veya ilke uğruna çalışan grup |
|
163 |
General |
old guard n.
|
demode bir amaç veya ilke uğruna çalışan grup |
|
164 |
General |
corporal's guard n.
|
küçük grup |
|
165 |
General |
corporal's guard n.
|
grupçuk |
|
166 |
General |
corporal's guard n.
|
öbek |
|
167 |
General |
corporal's guard n.
|
küme |
|
168 |
General |
stack-guard n.
|
branda |
|
169 |
General |
stack-guard n.
|
koruma brandası |
|
170 |
General |
stand guard v.
|
nöbet beklemek |
|
171 |
General |
be on guard v.
|
nöbet tutmak |
|
172 |
General |
be off guard v.
|
tetikte olmamak |
|
173 |
General |
keep guard v.
|
korumak |
|
174 |
General |
guard one's tongue v.
|
dilini tutmak |
|
175 |
General |
relieve guard v.
|
nöbeti devralmak |
|
176 |
General |
mount guard v.
|
nöbet tutmak |
|
177 |
General |
guard one's tongue v.
|
ağzını sıkı tutmak |
|
178 |
General |
have one's guard down v.
|
tetikte olmamak |
|
179 |
General |
mount guard v.
|
nöbet beklemek |
|
180 |
General |
be under guard v.
|
koruma altında olmak |
|
181 |
General |
guard v.
|
gözetmek |
|
182 |
General |
guard v.
|
muhafaza altına almak |
|
183 |
General |
stand guard v.
|
bekçilik etmek |
|
184 |
General |
have one's guard up v.
|
tetikte olmak |
|
185 |
General |
be on guard duty v.
|
nöbet tutmak |
|
186 |
General |
guard a secret v.
|
sır tutmak |
|
187 |
General |
relieve guard v.
|
nöbet değiştirmek |
|
188 |
General |
be caught off one's guard v.
|
hazırlıksız yakalanmak |
|
189 |
General |
be on one's guard v.
|
dümen kullanmak |
|
190 |
General |
lower one's guard v.
|
gardını indirmek |
|
191 |
General |
catch someone off guard v.
|
birini gafil avlamak |
|
192 |
General |
be on guard v.
|
tetikte olmak |
|
193 |
General |
guard v.
|
beklemek |
|
194 |
General |
keep up one's guard v.
|
gardını almak |
|
195 |
General |
keep one's guard up v.
|
gardını almak |
|
196 |
General |
guard v.
|
bekçi kalmak |
|
197 |
General |
guard the border v.
|
sınırı korumak |
|
198 |
General |
guard the border v.
|
sınır korumak |
|
199 |
General |
mount one's guard v.
|
gardını almak |
|
200 |
General |
keep one's guard v.
|
gardını almak |
|
201 |
General |
guard against v.
|
-e karşı önlem almak |
|
202 |
General |
guard v.
|
kontrol etmek |
|
203 |
General |
guard v.
|
tedbirli olmak |
|
204 |
General |
guard v.
|
denetlemek |
|
205 |
General |
keep guard v.
|
nöbet beklemek |
|
206 |
General |
guard oneself v.
|
sakınmak |
|
207 |
General |
guard v.
|
vikaye etmek |
|
208 |
General |
guard one's honour v.
|
şerefini korumak |
|
209 |
General |
guard someone from someone v.
|
birini birinden korumak |
|
210 |
General |
guard v.
|
kenarına süslü bordür veya dantel geçirmek |
|
211 |
General |
guard v.
|
oyunlarda kart veya taşı korumak |
|
212 |
General |
guard v.
|
korkuluk takmak |
|
213 |
General |
guard v.
|
siper takmak (kitap, makine, pencere) |
|
214 |
General |
guard v.
|
bağlayarak tutturmak |
|
215 |
General |
guard v.
|
sarmak |
|
216 |
General |
guard v.
|
kuşatmak |
|
217 |
General |
guard v.
|
(cihaz veya objeyi) insanlara zarar vermemesi için belirli bir parça ile teçhiz etmek |
|
218 |
General |
off guard adj.
|
korunaksız |
|
219 |
General |
off-guard adj.
|
korunaksız |
|
220 |
General |
rear-guard adj.
|
ekonomik, siyasi, sosyal direniş ile ilgili |
|
221 |
General |
off-guard adj.
|
ihtiyatsız |
|
222 |
General |
off her guard adj.
|
hazırlıksız |
|
223 |
General |
off her guard adj.
|
dikkatsiz |
|
224 |
General |
off her guard adj.
|
tedbirsiz |
|
225 |
General |
off his guard adj.
|
hazırlıksız |
|
226 |
General |
off his guard adj.
|
dikkatsiz |
|
227 |
General |
off his guard adj.
|
tedbirsiz |
|
228 |
General |
off your guard adj.
|
hazırlıksız |
|
229 |
General |
off your guard adj.
|
tetikte |
|
230 |
General |
off your guard adj.
|
ihtiyatlı |
|
231 |
General |
off your guard adj.
|
dikkatli |
|
232 |
General |
off-guard adj.
|
önceden hazırlanmamış |
|
233 |
General |
on guard adv.
|
nöbette |
|
234 |
General |
on guard adv.
|
tetikte |
|
235 |
General |
off guard adv.
|
beklenmedik şekilde |
|
236 |
General |
off guard adv.
|
umulmadık şekilde |
|
237 |
General |
off guard adv.
|
ansızın |
|
238 |
General |
off guard adv.
|
aniden |
|
239 |
General |
off guard adv.
|
habersizce |
|
240 |
General |
off-guard adv.
|
beklenmedik şekilde |
|
241 |
General |
off-guard adv.
|
umulmadık şekilde |
|
242 |
General |
off-guard adv.
|
ansızın |
|
243 |
General |
off-guard adv.
|
aniden |
|
244 |
General |
off-guard adv.
|
habersizce |
|
Phrasals |
|
245 |
Phrasals |
guard someone against something v.
|
birini bir şeye karşı korumak |
|
246 |
Phrasals |
guard someone from something v.
|
birini bir şeyden korumak |
|
247 |
Phrasals |
guard (someone or something) from (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) korumak |
|
248 |
Phrasals |
guard (someone or something) from (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı korumak |
|
249 |
Phrasals |
guard against (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) engellemek/önlemek |
|
250 |
Phrasals |
guard against (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı koruma sağlamak |
|
251 |
Phrasals |
guard from v.
|
-'den korumak |
|
Proverb |
|
252 |
Proverb |
don't let the fox guard the henhouse.
|
kuzuyu kurda emanet etme |
|
Colloquial |
|
253 |
Colloquial |
be on one's guard against v.
|
gardını almak |
|
254 |
Colloquial |
be on one's guard against v.
|
gözünü dört açmak |
|
255 |
Colloquial |
stand guard v.
|
gözcülük yapmak |
|
256 |
Colloquial |
be on one's guard against v.
|
tetikte olmak |
|
257 |
Colloquial |
be on one's guard against v.
|
-e karşı önlemler almak |
|
258 |
Colloquial |
be on your guard expr.
|
dikkat et |
|
259 |
Colloquial |
be on your guard expr.
|
gardını al |
|
Idioms |
|
260 |
Idioms |
the old guard n.
|
eski kafalı kimse |
|
261 |
Idioms |
a guard of honour n.
|
namus bekçisi |
|
262 |
Idioms |
a guard of honor n.
|
namus bekçisi |
|
263 |
Idioms |
the old guard n.
|
örümcek kafalı |
|
264 |
Idioms |
the old guard n.
|
tutucu kimse |
|
265 |
Idioms |
the old guard n.
|
yeniliklerden hoşlanmayan kimse |
|
266 |
Idioms |
run the guard v.
|
nöbetçiyi atlatmak |
|
267 |
Idioms |
put one on one's guard v.
|
alarma geçirmek |
|
268 |
Idioms |
drop/lower/let down your guard v.
|
artık kendini riskte hissetmemek |
|
269 |
Idioms |
catch one off one's guard v.
|
boş bir anında yakalamak |
|
270 |
Idioms |
stay on one's guard against someone v.
|
birine karşı tetikte olmak |
|
271 |
Idioms |
remain on guard against someone v.
|
birine karşı gözünü dört açmak |
|
272 |
Idioms |
keep on one's guard against someone v.
|
birine karşı tetikte olmak |
|
273 |
Idioms |
keep on guard against someone v.
|
birine karşı gardını almak |
|
274 |
Idioms |
catch off one's guard v.
|
birinin şaşkınlığından yararlanmak |
|
275 |
Idioms |
stay on one's guard against someone v.
|
birine karşı gözünü dört açmak |
|
276 |
Idioms |
remain on guard against someone v.
|
birine karşı gardını almak |
|
277 |
Idioms |
be on guard against someone v.
|
birine karşı gözünü dört açmak |
|
278 |
Idioms |
be on guard against someone v.
|
birine karşı tetikte olmak |
|
279 |
Idioms |
stay on guard against someone v.
|
birine karşı gözünü dört açmak |
|
280 |
Idioms |
be on guard against someone v.
|
birine karşı gardını almak |
|
281 |
Idioms |
remain on one's guard against someone v.
|
birine karşı gardını almak |
|
282 |
Idioms |
catch off one's guard v.
|
birinin dalgınlığından yararlanmak |
|
283 |
Idioms |
keep on one's guard against someone v.
|
birine karşı gardını almak |
|
284 |
Idioms |
catch off guard v.
|
birini hazırlıksız yakalamak |
|
285 |
Idioms |
stay on one's guard against someone v.
|
birine karşı gardını almak |
|
286 |
Idioms |
catch someone off guard v.
|
boş bir anında yakalamak |
|
287 |
Idioms |
stay on guard against someone v.
|
birine karşı gardını almak |
|
288 |
Idioms |
remain on one's guard against someone v.
|
birine karşı tetikte olmak |
|
289 |
Idioms |
be on one's guard against someone v.
|
birine karşı tetikte olmak |
|
290 |
Idioms |
keep on one's guard against someone v.
|
birine karşı gözünü dört açmak |
|
291 |
Idioms |
be on one's guard against someone v.
|
birine karşı gözünü dört açmak |
|
292 |
Idioms |
remain on guard against someone v.
|
birine karşı tetikte olmak |
|
293 |
Idioms |
put one on one's guard v.
|
birini tedirgin etmek |
|
294 |
Idioms |
keep on guard against someone v.
|
birine karşı gözünü dört açmak |
|
295 |
Idioms |
stay on guard against someone v.
|
birine karşı tetikte olmak |
|
296 |
Idioms |
catch one off one's guard v.
|
birini hazırlıksız yakalamak |
|
297 |
Idioms |
catch someone off guard v.
|
birini hazırlıksız yakalamak |
|
298 |
Idioms |
be on one's guard against someone v.
|
birine karşı gardını almak |
|
299 |
Idioms |
keep on guard against someone v.
|
birine karşı tetikte olmak |
|
300 |
Idioms |
remain on one's guard against someone v.
|
birine karşı gözünü dört açmak |
|
301 |
Idioms |
put one on one's guard v.
|
diken üstünde olmasına neden olmak |
|
302 |
Idioms |
let one's guard down v.
|
gardını düşürmek |
|
303 |
Idioms |
put their guard up against v.
|
gardını almak |
|
304 |
Idioms |
take somebody off guard v.
|
hazırlıksız yakalamak |
|
305 |
Idioms |
catch someone off guard v.
|
hazırlıksız yakalamak |
|
306 |
Idioms |
catch one off one's guard v.
|
hazırlıksız yakalamak |
|
307 |
Idioms |
lower one's guard v.
|
gardını indirmek |
|
308 |
Idioms |
catch somebody off guard v.
|
hazırlıksız yakalamak |
|
309 |
Idioms |
drop one's guard v.
|
gardını indirmek |
|
310 |
Idioms |
lower one's guard v.
|
gardı düşmek |
|
311 |
Idioms |
drop one's guard v.
|
gardı düşmek |
|
312 |
Idioms |
drop one's guard v.
|
gardını düşürmek |
|
313 |
Idioms |
catch one off one's guard v.
|
gafil avlamak |
|
314 |
Idioms |
off one's guard v.
|
hazırlıksız yakalanmak |
|
315 |
Idioms |
catch someone off guard v.
|
gafil avlamak |
|
316 |
Idioms |
lower one's guard v.
|
gardını düşürmek |
|
317 |
Idioms |
drop/lower/let down your guard v.
|
gardını düşürmek |
|
318 |
Idioms |
let the fox guard the henhouse v.
|
kuzuyu kurda emanet etmek |
|
319 |
Idioms |
let one's guard down v.
|
kendini sakınmayı/korumayı bırakmak |
|
320 |
Idioms |
take somebody off guard v.
|
şaşırtmak |
|
321 |
Idioms |
lower one's guard v.
|
süngüsü düşmek |
|
322 |
Idioms |
catch somebody off guard v.
|
şaşırtmak |
|
323 |
Idioms |
take somebody off guard v.
|
şok etmek |
|
324 |
Idioms |
catch someone off guard v.
|
savunmasız haldeyken şaşırtmak |
|
325 |
Idioms |
drop one's guard v.
|
süngüsünü düşürmek |
|
326 |
Idioms |
catch somebody off guard v.
|
şok etmek |
|
327 |
Idioms |
lower one's guard v.
|
süngüsünü düşürmek |
|
328 |
Idioms |
drop one's guard v.
|
süngüsü düşmek |
|
329 |
Idioms |
let one's guard down v.
|
tedbiri elden bırakmak |
|
330 |
Idioms |
be on one's guard v.
|
tetikte olmak |
|
331 |
Idioms |
put one on one's guard v.
|
teyakkuza geçirmek |
|
332 |
Idioms |
put their guard up against v.
|
tetikte olmak |
|
333 |
Idioms |
be off one's guard v.
|
hazırlıksız olmak |
|
334 |
Idioms |
be off one's guard v.
|
gardını indirmek |
|
335 |
Idioms |
be off one's guard v.
|
gafil bir durumda olmak |
|
336 |
Idioms |
be off one's guard v.
|
boş bulunmak |
|
337 |
Idioms |
be on one's guard v.
|
hazırlıklı olmak |
|
338 |
Idioms |
be on one's guard v.
|
gardını almak |
|
339 |
Idioms |
be on one's guard v.
|
tetikte beklemek |
|
340 |
Idioms |
leave (one's) guard down v.
|
gardını düşürmek |
|
341 |
Idioms |
leave (one's) guard down v.
|
kendini sakınmayı/korumayı bırakmak |
|
342 |
Idioms |
leave (one's) guard down v.
|
tedbiri elden bırakmak |
|
343 |
Idioms |
leave (one's) guard down v.
|
tetikte olmamak |
|
344 |
Idioms |
leave (one's) guard down v.
|
dikkati elden bırakmak |
|
345 |
Idioms |
leave (one's) guard down v.
|
savunmasını düşürmek |
|
346 |
Idioms |
leave (one's) guard down v.
|
olası tehlikelere karşı ihtiyatlı olmamak |
|
347 |
Idioms |
leave (one's) guard down v.
|
olası tehlikelere karşı tedbirli olmamak |
|
348 |
Idioms |
leave (one's) guard down v.
|
olası tehlikelere karşı dikkatli olmamak |
|
349 |
Idioms |
be caught off guard v.
|
gafil avlanmak |
|
350 |
Idioms |
remain on (one's) guard (against someone or something) v.
|
tetikte olmak |
|
351 |
Idioms |
remain on (one's) guard (against someone or something) v.
|
gözünü dört açmak |
|
352 |
Idioms |
remain on (one's) guard (against someone or something) v.
|
gardını almak |
|
353 |
Idioms |
remain on (one's) guard (against someone or something) v.
|
savunmada kalmak |
|
354 |
Idioms |
remain on (one's) guard (against someone or something) v.
|
gardını indirmemek |
|
355 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
daima dikkatli olmak |
|
356 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
daima tetikte olmak |
|
357 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
daima uyanık olmak |
|
358 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
daima tedbirli olmak |
|
359 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
daima ihtiyatlı olmak |
|
360 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
tedbiri elden bırakmamak |
|
361 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
tehlikelere/sürprizlere hazırlıklı olmak |
|
362 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
daima dikkatli olmak |
|
363 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
daima tetikte olmak |
|
364 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
daima uyanık olmak |
|
365 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
daima tedbirli olmak |
|
366 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
daima ihtiyatlı olmak |
|
367 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
tedbiri elden bırakmamak |
|
368 |
Idioms |
always be on (one's) guard v.
|
tehlikelere/sürprizlere hazırlıklı olmak |
|
369 |
Idioms |
be caught off (one's) guard v.
|
savunmasız yakalanmak |
|
370 |
Idioms |
be caught off (one's) guard v.
|
gafil avlanmak |
|
371 |
Idioms |
be caught off (one's) guard v.
|
boşluğuna/dikkatsizliğine gelmek |
|
372 |
Idioms |
be caught off (one's) guard v.
|
dikkatsiz/savunmasız bir anında yakalanmak |
|
373 |
Idioms |
be caught off (one's) guard v.
|
beklenmedik bir anda yakalanmak |
|
374 |
Idioms |
be on guard v.
|
uyanık olmak |
|
375 |
Idioms |
be on guard v.
|
dikkatli olmak |
|
376 |
Idioms |
be on guard v.
|
gözünü dört açmak |
|
377 |
Idioms |
be on guard v.
|
gardını almak |
|
378 |
Idioms |
be on guard v.
|
ihtiyatlı/tedbirli olmak |
|
379 |
Idioms |
be on guard v.
|
hazırlıklı olmak |
|
380 |
Idioms |
be on your guard v.
|
dikkatli olmak |
|
381 |
Idioms |
be on your guard v.
|
gardını almak |
|
382 |
Idioms |
be on your guard v.
|
tetikte olmak |
|
383 |
Idioms |
be on your guard v.
|
hazırlıklı olmak |
|
384 |
Idioms |
be on your guard v.
|
hazırlıklı olmak |
|
385 |
Idioms |
be on your guard v.
|
gözünü dört açmak |
|
386 |
Idioms |
be off your guard v.
|
dalgınlığına gelmek |
|
387 |
Idioms |
be off your guard v.
|
gardını düşürmek |
|
388 |
Idioms |
be off your guard v.
|
savunmasız olmak |
|
389 |
Idioms |
be off your guard v.
|
gafil avlanmak |
|
390 |
Idioms |
be off your guard v.
|
hazırlıksız yakalanmak |
|
391 |
Idioms |
be off your guard v.
|
boş bulunmak |
|
392 |
Idioms |
catch (one) off guard v.
|
(birini) gafil avlamak |
|
393 |
Idioms |
catch (one) off guard v.
|
(birini) boş bir anında yakalamak |
|
394 |
Idioms |
catch (one) off guard v.
|
(birini) savunmasız yakalamak |
|
395 |
Idioms |
catch somebody off (their) guard v.
|
(birini) gafil avlamak |
|
396 |
Idioms |
catch somebody off (their) guard v.
|
(birini) hazırlıksız yakalamak |
|
397 |
Idioms |
catch somebody off (their) guard v.
|
(birini) boş bir anında yakalamak |
|
398 |
Idioms |
catch somebody off (their) guard v.
|
(birini) savunmasız yakalamak |
|
399 |
Idioms |
take someone off guard v.
|
birini gafil avlamak |
|
400 |
Idioms |
take someone off guard v.
|
birini hazırlıksız yakalamak |
|
401 |
Idioms |
take someone off guard v.
|
birini boş bir anında yakalamak |
|
402 |
Idioms |
take someone off guard v.
|
birini savunmasız haldeyken şaşırtmak |
|
403 |
Idioms |
take someone off guard v.
|
birini savunmasız yakalamak |
|
404 |
Idioms |
let down (one's) guard v.
|
gardını düşürmek |
|
405 |
Idioms |
let down (one's) guard v.
|
kendini sakınmayı/korumayı bırakmak |
|
406 |
Idioms |
let down (one's) guard v.
|
tedbiri elden bırakmak |
|
407 |
Idioms |
let guard down v.
|
gardını düşürmek |
|
408 |
Idioms |
let guard down v.
|
kendini sakınmayı/korumayı bırakmak |
|
409 |
Idioms |
let guard down v.
|
tedbiri elden bırakmak |
|
410 |
Idioms |
lower your guard v.
|
gardını indirmek/düşürmek |
|
411 |
Idioms |
lower your guard v.
|
artık kendini riskte hissetmemek |
|
412 |
Idioms |
drop your guard v.
|
gardını indirmek/düşürmek |
|
413 |
Idioms |
drop your guard v.
|
artık kendini riskte hissetmemek |
|
414 |
Idioms |
put (one) on guard v.
|
(birini) alarma geçirmek |
|
415 |
Idioms |
put (one) on guard v.
|
(birini) birini tedirgin etmek |
|
416 |
Idioms |
put (one) on guard v.
|
(birinin) diken üstünde olmasına neden olmak |
|
417 |
Idioms |
put (one) on guard v.
|
(birini) teyakkuza geçirmek |
|
418 |
Idioms |
remain on guard v.
|
gözünü dört açmak |
|
419 |
Idioms |
remain on guard v.
|
tetikte olmak |
|
420 |
Idioms |
remain on guard v.
|
gardını almak |
|
421 |
Idioms |
remain on guard v.
|
savunmada kalmak |
|
422 |
Idioms |
on (one's) guard adj.
|
tetikte |
|
423 |
Idioms |
on (one's) guard adj.
|
hazırlıklı |
|
424 |
Idioms |
on (one's) guard adj.
|
gardını almış |
|
425 |
Idioms |
on (one's) guard adj.
|
gözünü dört açmış |
|
426 |
Idioms |
on (one's) guard adj.
|
tedbirli |
|
427 |
Idioms |
on (one's) guard adj.
|
dikkatli |
|
428 |
Idioms |
on (one's) guard adj.
|
ihtiyatlı |
|
429 |
Idioms |
off one's guard expr.
|
hazırlıksız |
|
430 |
Idioms |
on guard expr.
|
hazır |
|
431 |
Idioms |
on your guard expr.
|
hazır |
|
432 |
Idioms |
upon one's guard expr.
|
hazır |
|
433 |
Idioms |
on one's guard expr.
|
hazır |
|
434 |
Idioms |
on one's guard expr.
|
tetikte |
|
435 |
Idioms |
upon one's guard expr.
|
tetikte |
|
436 |
Idioms |
on guard expr.
|
tetikte |
|
Speaking |
|
437 |
Speaking |
guard the door expr.
|
kapıyı gözetlemek |
|
Trade/Economic |
|
438 |
Trade/Economic |
customshouse guard n.
|
gümrük muhafaza memuru |
|
Law |
|
439 |
Law |
castle-guard n.
|
(eski ingiltere'de) kaleye belli bir mesafedeki konutu korumanın bedeli olarak alınan vergi |
|
440 |
Law |
guard n.
|
himaye |
|
441 |
Law |
armed private security guard n.
|
silahlı özel güvenlik görevlisi |
|
442 |
Law |
cattle guard n.
|
sığır engeli |
|
443 |
Law |
unarmed private security guard n.
|
silahsız özel güvenlik görevlisi |
|
444 |
Law |
guard v.
|
himaye etmek |
|
Politics |
|
445 |
Politics |
republican guard n.
|
cumhuriyet muhafızları |
|
446 |
Politics |
chief village guard n.
|
korucubaşı |
|
447 |
Politics |
coast guard command n.
|
sahil güvenlik komutanlığı |
|
448 |
Politics |
serbian volunteer guard n.
|
sırp gönüllü muhafızları |
|
449 |
Politics |
national guard n.
|
ulusal muhafızlar |
|
450 |
Politics |
old guard n.
|
siyasi partinin baskın ve muhafazakar üyesi |
|
451 |
Politics |
iron guard n.
|
romanya'da eski bir faşist parti |
|
452 |
Politics |
guard the frontier v.
|
sınırı beklemek |
|
453 |
Politics |
guard the frontier v.
|
sınırı korumak |
|
Institutes |
|
454 |
Institutes |
european border and coast guard agency n.
|
avrupa sınır ve sahil güvenlik teşkilatı |
|
455 |
Institutes |
european border and coast guard agency n.
|
avrupa sınır ve sahil güvenlik ajansı |
|
456 |
Institutes |
united states coast guard (uscg) n.
|
birleşik devletler sahil güvenliği (bdsg) |
|
457 |
Institutes |
coast guard command n.
|
sahil güvenlik komutanlığı |
|
458 |
Institutes |
command of coast guard n.
|
sahil güvenlik komutanlığı |
|
Technical |
|
459 |
Technical |
switch guard n.
|
akım koruması |
|
460 |
Technical |
foot guard n.
|
ayak koruması |
|
461 |
Technical |
switch guard n.
|
anahtar koruyucu |
|
462 |
Technical |
intermediate guard n.
|
ara koruma |
|
463 |
Technical |
memory guard n.
|
bellek koruyucusu |
|
464 |
Technical |
memory guard n.
|
bellek muhafızı |
|
465 |
Technical |
guard fence n.
|
bariyer |
|
466 |
Technical |
belt guard n.
|
bant koruyucusu |
|
467 |
Technical |
ball guard n.
|
bilye muhafazası |
|
468 |
Technical |
axle guard integral with bogie frame n.
|
boji dingil çatalı |
|
469 |
Technical |
sprocket guard n.
|
cer muhafazası |
|
470 |
Technical |
mud guard fender n.
|
çamurluk |
|
471 |
Technical |
wheel guard n.
|
disk muhafazası |
|
472 |
Technical |
axle guard check-plate n.
|
dingil çatalı pateni |
|
473 |
Technical |
axle guard n.
|
dingil çatalı |
|
474 |
Technical |
flat guard n.
|
düz muhafaza |
|
475 |
Technical |
guard-chain n.
|
emniyet zinciri |
|
476 |
Technical |
toe guard n.
|
etek (ayak koruyucu) |
|
477 |
Technical |
guard lock n.
|
emniyet kapağı |
|
478 |
Technical |
safety guard n.
|
emniyet muhafazası |
|
479 |
Technical |
door handle guard n.
|
emniyet tutamağı |
|
480 |
Technical |
guard gate n.
|
emniyet kapağı |
|
481 |
Technical |
angle-iron guard n.
|
emniyet kornişi |
|
482 |
Technical |
brush guard n.
|
fırça muhafazası |
|
483 |
Technical |
fan guard n.
|
fan muhafazası |
|
484 |
Technical |
brush guard n.
|
fırça siperi |
|
485 |
Technical |
fan guard plate n.
|
fan mahfaza sacı |
|
486 |
Technical |
guard bit n.
|
güvenlik biti |
|
487 |
Technical |
idler guard n.
|
istikamet tekeri muhafazası |
|
488 |
Technical |
guard stake n.
|
işaret kazığı |
|
489 |
Technical |
interference guard bands n.
|
karışımönler bantlar |
|
490 |
Technical |
camshaft guard n.
|
kam mili muhafazası |
|
491 |
Technical |
crankcase guard n.
|
karter muhafazası |
|
492 |
Technical |
cab guard n.
|
kabin muhafazası |
|
493 |
Technical |
guard wire n.
|
kılavuz teli |
|
494 |
Technical |
belt guard n.
|
kayış siperi |
|
495 |
Technical |
fire-guard n.
|
kıvılcım siperi |
|
496 |
Technical |
scuff guard n.
|
kazıma koruması |
|
497 |
Technical |
guard cell n.
|
koruyucu hücre |
|
498 |
Technical |
corner guard n.
|
köşe korkuluğu |
|
499 |
Technical |
guard wall n.
|
korkuluk duvarı |
|
500 |
Technical |
guard n.
|
korkuluk |
|