Historia

seferde

Significados de "seferde" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Marine
1	Marine	seferde	under sail adj.
Military
2	Military	seferde	at mobilization expr.

Significados de "seferde" con otros términos en diccionario inglés turco: 141 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	seferde acele ile toplanan harp divanı	drumhead court martial n.
2	General	tek seferde ateşlenen patlayıcı miktarı	charge n.
3	General	bir avcının tek seferde avladığı av	bag n.
4	General	bir seferde avlanan av miktarı	take n.
5	General	şahincinin tek seferde saldığı bir çift şahin	cast n.
6	General	iğneye tek seferde geçirilebilecek iplik uzunluğu	needleful n.
7	General	tek seferde çekilen az miktarda kokain	toot n.
8	General	(kötü alışkanlığı) tek seferde birdenbire bırakma	turkey n.
9	General	bir seferde çiğnenen tütün	chew n.
10	General	gönderici tarafından tek seferde yapılan postalama	mailing n.
11	General	tek seferde yapılan şey	making n.
12	General	tek seferde yapılan miktar	making n.
13	General	korna veya ıslıktan tek seferde çıkan ses	blast n.
14	General	tek seferde öğütülen un miktarı	melder [uk] n.
15	General	inekten tek seferde sağılan süt	mess [dialeect] n.
16	General	tek seferde basılmış sikke grubu	mintage n.
17	General	tek seferde mayalanan miktar	brew n.
18	General	tek seferde mayalanan içki miktarı	brewing n.
19	General	tek seferde biçilen (çim, tahıl) ürün miktarı	mowing n.
20	General	tek seferde taşınabilecek miktar	gang [scotland] n.
21	General	tek seferde kullanılan miktar	go n.
22	General	tek seferde tedarik edilen miktar	go n.
23	General	tek seferde batırılan miktar	dip n.
24	General	çubuğa tek seferde yapışan enfiye	dip n.
25	General	çubukla tek seferde çekilen enfiye miktarı	dip n.
26	General	her bir seferde küçük parçaların ayrılmasıyla olan kademeli azalma	comminution n.
27	General	tek seferde içilen miktar	drink n.
28	General	tek seferde servis edilen miktar	drink n.
29	General	tek seferde gönderilen mektuplar	packet n.
30	General	pipoda tek seferde içilecek tütün miktarı	pipe n.
31	General	pipoda tek seferde içilecek tütün miktarı	pipeful n.
32	General	kalıba tek seferde dökülen miktar	pour n.
33	General	akçaağaç koruluğundan tek seferde toplanan bitki özü	gathering n.
34	General	tek seferde burna çekilen enfiye miktarı	snush n.
35	General	bir seferde ikiz doğuran	twinning adj.
36	General	bir seferde ikiz doğuran	biparous adj.
37	General	tek seferde eksiksiz olan	one-shot adj.
38	General	tek seferde iyi sonuç veren	one-shot adj.
39	General	tek seferde başarıya ulaşan	one-shot adj.
40	General	tek seferde eksiksiz olan	one-shot adj.
41	General	tek seferde iyi sonuç veren	one-shot adj.
42	General	tek seferde başarıya ulaşan	one-shot adj.
43	General	bir seferde tek şey	in small stages adj.
44	General	seferde aceleyle toplanmış harp divanında gerçekleşen	drumhead adj.
45	General	seferde acele ile toplanan (harp divanı)	drumhead adj.
46	General	tek seferde ödenen	plump adj.
47	General	bir seferde	in one go adv.
48	General	iki seferde	at twice adv.
49	General	ikinci seferde	at twice adv.
50	General	tek seferde yalnızca bir tane anlamı veren ön ek	mon- pref.
Phrasals
51	Phrasals	bir şeyle tek seferde çok az ilgilenmek	chip away (at) v.
52	Phrasals	bir şeyle ilgili tek seferde çok az başarı sağlamak	chip away (at) v.
Phrases
53	Phrases	ilk seferde doğru biçimde onarmak	fix it right first time v.
54	Phrases	İlk seferde olduğu gibi	come prima (in the same manner as the first time) adv.
55	Phrases	bir seferde dört kişi	four at a time expr.
56	Phrases	ilk seferde	on the first try expr.
57	Phrases	ikinci seferde	on the second try expr.
Colloquial
58	Colloquial	tek bir seferde ödenen para	lump sum n.
59	Colloquial	tek seferde alınan miktar	go [uk] n.
60	Colloquial	bir şeyi ilk seferde bilmek	get something in one v.
61	Colloquial	bir şeyi ilk seferde doğru tahmin etmek	get something in one v.
62	Colloquial	her şeyi tek seferde riske etmek	go nap v.
63	Colloquial	tek seferde	in a lump expr.
64	Colloquial	ilk seferde	first go [uk] expr.
65	Colloquial	ikinci seferde	second go expr.
66	Colloquial	bir seferde	at one go expr.
67	Colloquial	bir seferde	in one go [uk] expr.
68	Colloquial	tek seferde	at one time expr.
69	Colloquial	tek seferde	at/in one go [uk] expr.
Idioms
70	Idioms	tek/ilk seferde başarma	hole in one n.
71	Idioms	her şeyi bir seferde yüklenme	lazy man's load n.
72	Idioms	tembellikten bir seferde taşınmaya çalışılan ağır yük	lazy man's load n.
73	Idioms	bir seferde yapmak	do something in/at one sitting v.
74	Idioms	bir seferde	all in one whack [us] expr.
75	Idioms	tek oturuşta/seferde	in one sitting expr.
76	Idioms	tek oturuşta/seferde	at one sitting expr.
77	Idioms	tek seferde	at a sitting expr.
78	Idioms	tek seferde	in one blow expr.
79	Idioms	tek seferde	at one fell swoop expr.
80	Idioms	tek seferde	in one fell swoop expr.
Trade/Economic
81	Trade/Economic	bir seferde satılan ürün miktarı	turn n.
82	Trade/Economic	doğrudan tek seferde satış	outright sale n.
83	Trade/Economic	toplu/tek seferde ödeme	batch payment n.
84	Trade/Economic	tek seferde ödeme	ls (lump sum) abrev.
Industry
85	Industry	cihaza veya makineye tek seferde yüklenebilen malzeme miktarı	load n.
86	Industry	tek seferde işlenip ambalajlanan ürün miktarı	pack n.
87	Industry	tek seferde üretilen taş plakların tam sayısı	pressing n.
Technical
88	Technical	tek seferde bir sayfa yazdıran yazıcı	page-at-a-time printer n.
89	Technical	i̇lk seferde doğru yapma oranı	first time through n.
90	Technical	tek seferde tartılan malzeme	draft n.
91	Technical	(plastik) tek seferde kalıba dökülen miktar	shot n.
92	Technical	bir seferde	at a time expr.
Computer
93	Computer	video oyunlarda rakibi kafa kısmından vurarak tek seferde öldürme	headshot n.
94	Computer	tek seferde tek bir işlemin gerçekleştirilmesi	single thread n.
95	Computer	bir seferde gerçekleştirilen gerçek veri işleme operasyonlarına ait veya ilişkili	serial adj.
Telecom
96	Telecom	tek seferde tarama	progressive scan n.
97	Telecom	tek seferde yalnızca bir mesajın iletimine imkan tanıyan dar frekans aralıklı bir iletim tekniği	baseband n.
Transportation
98	Transportation	tek bir seferde taşınabilen yük	turn [us] n.
99	Transportation	tek bir seferde taşınabilen miktar	turn [us] n.
100	Transportation	tek seferde taşınan yük	journey n.
101	Transportation	tek seferde taşınan yük miktarı	load n.
Medical
102	Medical	(tek seferde) aşırı yeme sendromu	bulimia n.
103	Medical	(tek seferde) aşırı yeme sendromu	binge eating syndrome n.
Food Engineering
104	Food Engineering	tek seferde üretilen bira	gyle n.
105	Food Engineering	tek seferde elde edilen miktar	gyle n.
106	Food Engineering	tek seferde üretilen tereyağı miktarı	churning n.
Zoology
107	Zoology	tek seferde birden fazla eş ile çiftleşme	polygamy n.
108	Zoology	kuluçkadan tek seferde çıkan yumurtalar	sitting n.
109	Zoology	bir seferde tek çocuk doğuran	uniparous adj.
110	Zoology	tek seferde bir yumurta üreten	monotocous adj.
111	Zoology	tek seferde bir yavru veren	monotocous adj.
Agriculture
112	Agriculture	değirmene öğütme için tek seferde alınan mısır miktarı	turn [dialect] n.
Breeding
113	Breeding	tek seferde kuluçkaya konan yumurtalar	laughter [dialect] [uk] n.
114	Breeding	koyundan tek seferde kırkılan yün	clip n.
Tobacco
115	Tobacco	tek seferde çiğnemek için uygun olan tütün miktarı	chaw (of tobacco) n.
116	Tobacco	tek seferde burna çekilen enfiye miktarı	snuff n.
Forestry
117	Forestry	kütüğü tek seferde kesen dört tane yuvarlak testereye sahip makine	tie mill n.
Fishery
118	Fishery	tek seferde avlanan balık miktarı	shot n.
History
119	History	bir seferde tek bir kişi tarafından kullanılan (arma)	undifferenced adj.
Environment
120	Environment	tek seferde tüm yaşlı ağaçları kesme	clearing n.
Military
121	Military	birkaç yükün tek seferde patlaması	volley n.
122	Military	gemi topundan tek seferde atılabilecek toplam mermi ağırlığı	metal n.
123	Military	tek seferde atılan bir grup bomba	cluster n.
Hunting
124	Hunting	tek seferde yakalanan av hayvanı sayısı	bag n.
Sport
125	Sport	(bilardoda) kalan tüm topları tek seferde deliğe sokma	clearance n.
126	Sport	tek seferde sadece bir bisikletçinin geçebileceği genişlikteki arazi yolu	singletrack n.
127	Sport	tek seferde sadece bir bisikletçinin geçebileceği genişlikteki arazi yolu	single-track n.
128	Sport	(ağırlığı) tek seferde kaldırmak	snatch v.
Card
129	Card	masadaki tüm kağıtları tek seferde alma	scoop n.
130	Card	(bir oyuncuya tek seferde satılan) sabit çip miktarı	stack n.
131	Card	(bir oyuncuya tek seferde satılan) sabit çip miktarı	takeout n.
Cinema
132	Cinema	(tek seferde gösterilen) iki film	double bill n.
133	Cinema	(tek seferde gösterilen) iki film	double feature n.
134	Cinema	bir roman veya filmde, hikaye ile ilgili çok sayıda bilginin tek seferde açıklanması	exposition dump n.
Printery
135	Printery	tek seferde önlü arkalı baskı yapabilen baskı aleti	perfector n.
Archaic
136	Archaic	tek seferde işlenecek miktar	beat n.
137	Archaic	başka seferde	elles adv.
Slang
138	Slang	tek seferde içilen içki	drop n.
139	Slang	tek seferde burundan çekilen miktar	snort n.
140	Slang	burundan tek seferde çekilen miktar	snow n.
141	Slang	tek seferde içmek	knock something down v.