|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
kanamayı durdurmaya yarayan bir tür sargı |
tourniquet n.
|
|
2 |
General |
yük taşımaya yarayan at arabası |
tumbrel n.
|
|
3 |
General |
sarılmaya yarayan filiz |
tendril n.
|
|
4 |
General |
dikiş atmaya yarayan ip (tıp) |
suture n.
|
|
5 |
General |
üfleyerek ok atmaya yarayan boru |
blowgun n.
|
|
6 |
General |
çığ altında kalma durumunda kayakçının yerini tespite yarayan sinyaller gönderen radyo vericisi |
avalanche transceiver n.
|
|
7 |
General |
vaktiyle işe yarayan fakat şimdi dert olan bir şey |
white elephant n.
|
|
8 |
General |
geminin su çizgisinin altında bulunup su almaya veya atmaya yarayan delik |
sea cock n.
|
|
9 |
General |
su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt |
ship n.
|
|
10 |
General |
sürmeye yarayan alet |
applicator n.
|
|
11 |
General |
bir yere çıkmaya veya bir yerden inmeye yarayan basamaklar dizisi |
ladder n.
|
|
12 |
General |
köpekbalıklarını uzak tutmaya yarayan ucu sivri kısa sopa |
shark billy n.
|
|
13 |
General |
geçmeye yarayan yer |
pass n.
|
|
14 |
General |
fırın (yemek pişirmeye yarayan üstü ocaklı) |
range n.
|
|
15 |
General |
kıtlığın önceden tahminine yarayan sistem |
famine early warning system n.
|
|
16 |
General |
geçmeye yarayan dar ve uzun aralık |
corridor n.
|
|
17 |
General |
leğen (el ve yüz yıkamaya yarayan) |
washbowl n.
|
|
18 |
General |
leğen (el ve yüz yıkamaya yarayan) |
washbasin n.
|
|
19 |
General |
bir yere sıvı doldurmaya yarayan pompa |
syringe n.
|
|
|
20 |
General |
kayakçıları yokuş yukarı taşımaya yarayan aygıtların genel adı |
ski lift n.
|
|
21 |
General |
rosto tenceresi (et kızartmaya yarayan kapaklı) |
roaster n.
|
|
22 |
General |
maden eriyiğini karıştırmaya yarayan çubuk |
rabble n.
|
|
23 |
General |
suyu buharlaşma ile soğutmaya yarayan gözenekli toprak kap |
goglet n.
|
|
24 |
General |
şerbetçiotu toplamaya yarayan makine |
hop-picker n.
|
|
25 |
General |
süzgeç şeklinde çayı demlendirmeye yarayan kaşık şeklinde bir nesne |
tea-maker n.
|
|
26 |
General |
kabala' da kehanette bulunmaya yarayan sayılar elde etmek için harflerin yerine onlara denk düşen sayılar koyma |
gematria n.
|
|
27 |
General |
eski yunan ve roma'da hamamda kullanılan, ciltten ter ve kiri kazımaya yarayan kıvrımlı ve keskin olmayan bir bıçak türü |
strigil n.
|
|
28 |
General |
işe yarayan yanıt |
helpful answer n.
|
|
29 |
General |
gözlük şeklinde kafaya geçirilen, pipetle su içmeye yarayan plastik |
straw glasses n.
|
|
30 |
General |
namlunun ağzını tıkamaya yarayan tapa |
tampoon n.
|
|
31 |
General |
kilise ve kemerlerdeki görünür yüksekliği azaltmaya yarayan kubbe benzeri yapı |
calotte n.
|
|
32 |
General |
eritme potası yapmaya yarayan kil |
tasco n.
|
|
33 |
General |
(genellikle atlar tarafından çekilen) şekerkamışı suyunu çıkarmaya yarayan makaralar |
cane juice rollers n.
|
|
34 |
General |
orta doğu'ya özgü ilaç saklamaya yarayan bir tür çömlek |
albarello n.
|
|
35 |
General |
yağ veya gaz haznesinin üstünde pompalama, temizleme gibi amaçlara yarayan çıkıntı |
casinghead n.
|
|
36 |
General |
şişe koymaya yarayan kutu |
cellar [obsolete] n.
|
|
37 |
General |
geri almaya yarayan |
redemptive n.
|
|
38 |
General |
seramikte alçı kalıbının iki yarısını uygun konumda tutmaya yarayan çentik |
natch n.
|
|
39 |
General |
yemiş toplamak için dalları aşağı çekmeye yarayan kancalı sopa |
nuthook [obsolete] n.
|
|
|
40 |
General |
düzen sağlamaya yarayan eşya |
tidy n.
|
|
41 |
General |
ayakkabının ayak parmaklarını kapatmaya yarayan parçası |
toepiece n.
|
|
42 |
General |
içinde kibrit yakmaya yarayan kav olan kutu |
touch-box n.
|
|
43 |
General |
içinde kibrit yakmaya yarayan kav olan kutu |
touchbox n.
|
|
44 |
General |
zorla ilaç içirmeye yarayan alet |
drencher n.
|
|
45 |
General |
sinek öldürmeye yarayan saplı alet |
swatter n.
|
|
46 |
General |
mukavva kutunun gövdeye sokularak ucu sabitlemeye yarayan parçası |
tuck n.
|
|
47 |
General |
koşum takımını araba falakasına bağlamaya yarayan kısa zincir |
tug chain n.
|
|
48 |
General |
numune almaya yarayan ince pense |
tweezer n.
|
|
49 |
General |
eli/kolu zor kullanarak bükmeye yarayan işkence aleti |
twister n.
|
|
50 |
General |
mum veya kandil yakmaya yarayan kibrit |
allumette n.
|
|
51 |
General |
bir şeyi sürmeye yarayan alet |
applier n.
|
|
52 |
General |
uzunluk ölçmeye yarayan bir çubuk |
elwand [scottish] n.
|
|
53 |
General |
helikopterden sarkıtılmış ve birilerini veya bir şeyleri havada taşımaya yarayan kanca |
skyhook n.
|
|
54 |
General |
atı burnunu kıstırarak zapt etmeye yarayan alete benzer bir işkence aracı |
barnacle [obsolete] n.
|
|
55 |
General |
yorumlamaya yarayan şey |
key n.
|
|
56 |
General |
tanımlamaya yarayan şey |
key n.
|
|
57 |
General |
iki şeyi birbirine sıkıca bağlamaya yarayan ip parçası |
lasher n.
|
|
58 |
General |
yüzlük ayakkabı derisini ayakkabı maketinin üzerinde esnetmeye yarayan bir alet |
laster n.
|
|
59 |
General |
kıyafet gibi eşyaları taşımaya yarayan sandık, kutu veya çanta |
mail n.
|
|
60 |
General |
saldırılardan korunmaya yarayan sığınak |
safehold n.
|
|
61 |
General |
ateş yakmaya yarayan odun |
lightwood n.
|
|
62 |
General |
et, kauçuk gibi malzemeleri küçük parçalara ayırmaya yarayan makine |
masticator n.
|
|
63 |
General |
et, kauçuk gibi malzemeleri küçük parçalara ayırmaya yarayan makineyi çalıştıran kimse |
masticator n.
|
|
64 |
General |
parıltısız ve donuk yüzey yaratmaya yarayan araç |
mat n.
|
|
65 |
General |
eskiden kandil ve lambalarda çokça kullanılan, yakıtı tutuşturmaya veya bir şeyi tütsülemeye yarayan, kıvılcımla alev alması için eritilmiş sülfüre batırılmış ip, kumaş, kağıt veya tahta çubuk |
match n.
|
|
66 |
General |
tutuşturmaya veya yakmaya yarayan kibritlerin imalatı |
matchmaking n.
|
|
67 |
General |
ipi dokuma tezgahına doğru çözmeye yarayan bir cihaz |
let-off n.
|
|
68 |
General |
gezginlere bulundukları yeri bildirmeye yarayan belirgin nesne |
mark n.
|
|
69 |
General |
tenis sahasının çizgilerini yapmaya yarayan bir düzenek |
marker n.
|
|
70 |
General |
alevin ısısını artırmak için hava veya oksijen vermeye yarayan bir tüp |
blowtube n.
|
|
71 |
General |
barutu toz haline getirmeye yarayan ahşap gereç |
mealer n.
|
|
72 |
General |
hafıza veya bilgiyi korumaya yarayan şey |
memorial n.
|
|
73 |
General |
kozmetik ve mücevher gibi küçük eşyaları taşımaya yarayan ufak dekoratif kutu |
minaudière n.
|
|
74 |
General |
kalkanın üst köşesinde mızrağı desteklemeye yarayan çentik |
bouche n.
|
|
75 |
General |
eyer kayışını sabit tutmaya yarayan deri kayışlar |
hip strap n.
|
|
76 |
General |
domuz leşindeki kılları sıyırmaya yarayan keskin kenarlı bir alet |
hog scraper n.
|
|
77 |
General |
sahnedeki göstericiyi tutup çekmeye yarayan kancalı uzun sopa |
hook n.
|
|
78 |
General |
yoncaları dövüp tanelerini kabuklarından ayırmaya yarayan makine |
huller n.
|
|
79 |
General |
çileklerin kabuklarını soymaya yarayan küçük el aleti |
huller n.
|
|
|
80 |
General |
yataklı vagona asılan ve giyim gibi kişisel eşyaları koymaya yarayan hafif ipten yapılmış file |
hummock n.
|
|
81 |
General |
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama |
misericord n.
|
|
82 |
General |
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama |
misericorde n.
|
|
83 |
General |
buhar püskürtmeye yarayan cihaz |
mister n.
|
|
84 |
General |
sınırı belirtmeye yarayan doğal veya insan yapımı nesne |
monument n.
|
|
85 |
General |
fiilin bir gerçekliği ifade edip etmediğini ayırt etmeye yarayan biçimsel fark |
mood n.
|
|
86 |
General |
fiilin bir gerçekliği ifade edip etmediğini ayırt etmeye yarayan bir dizi çekim formlarına verilen ad |
mood n.
|
|
87 |
General |
morali yükseltmeye yarayan şey |
morale building n.
|
|
88 |
General |
(mengene) aletin kesmeye veya sıkmaya yarayan uçları arasındaki boşluk |
mouth n.
|
|
89 |
General |
ağzı korumaya yarayan gereç |
mouthpiece n.
|
|
90 |
General |
kovmaya yarayan şey |
repellent n.
|
|
91 |
General |
bir şeyi bağlamaya yarayan şey |
girding n.
|
|
92 |
General |
postaları tasnif etmeye yarayan bir gereç |
glacis n.
|
|
93 |
General |
(yer) tespit etmeye yarayan şey |
locater n.
|
|
94 |
General |
(yer) saptamaya yarayan şey |
locater n.
|
|
95 |
General |
(yer) bulmaya yarayan şey |
locater n.
|
|
96 |
General |
su ısıtma kabını ateşin üstünde tutmaya yarayan direk |
chimney lug n.
|
|
97 |
General |
sırt çantasının üzerine bir şeyler asmaya yarayan çok halkalı şerit |
daisy-chain n.
|
|
98 |
General |
temas ettiği şeyi aşağı indirmeye yarayan alet |
depressor n.
|
|
99 |
General |
ekin biçme makinesinin kesilmemiş otu ayrı tutmaya yarayan kısmı |
grass board n.
|
|
100 |
General |
mikroskobik oluşumu suda canlı tutmaya yarayan bir cihaz |
growing cell n.
|
|
101 |
General |
bir şeyin hareketini yönlendirmeye yarayan düzenek |
guide n.
|
|
102 |
General |
eğirme, bobinleme gibi tekstil makinelerinde iplikleri yönlendirmeye yarayan küçük alet |
guide n.
|
|
103 |
General |
matbaa veya katlama makinesinde yaprakları tutup bırakmaya yarayan cihaz |
guide n.
|
|
104 |
General |
aşınmış bir testereyi taşlamaya yarayan alet |
gummer n.
|
|
105 |
General |
terebentini bardağa akıtmaya yarayan v şeklinde oluk |
gutter n.
|
|
106 |
General |
ocağın yanında yemekleri, suyu sıcak tutmaya yarayan raf |
hob n.
|
|
107 |
General |
barda içkileri bölüp dağıtmaya yarayan bir ölçü aleti |
optic n.
|
|
108 |
General |
giysileri ovarak temizlemeye yarayan tahta |
rubboard n.
|
|
109 |
General |
et pişirmeye yarayan şiş |
broacher n.
|
|
110 |
General |
işe yarayan şey |
commodity n.
|
|
111 |
General |
saatlerde alarm veya zaman sesi çıkarmaya yarayan düz bobine sarılmış sert filmaşin |
gong n.
|
|
112 |
General |
işin üstünü örtmeye yarayan bahane |
cover-up n.
|
|
113 |
General |
bir şeyi verimli gerçekleştirmeye yarayan prosedür |
drill n.
|
|
114 |
General |
at dizini korumaya yarayan başlık |
pad n.
|
|
115 |
General |
fıçılarda delik açmaya yarayan bir tür delgi |
piercel n.
|
|
116 |
General |
fıçılarda delik açmaya yarayan bir tür delgi |
piercer n.
|
|
117 |
General |
kirişi yükseltmeye veya alçaltmaya yarayan tahta parçası |
pillow of a plow n.
|
|
118 |
General |
bigudi tutturmaya yarayan klips |
pincurl clip n.
|
|
119 |
General |
kumaş kenarlarına fisto açmaya yarayan alet |
pinking iron n.
|
|
120 |
General |
vakit doldurmaya yarayan lüzumsuz mevzu |
padding n.
|
|
121 |
General |
açık ateşi örtmeye yarayan metal kapak |
curfew n.
|
|
122 |
General |
(etek kenarlarını genişletmeye yarayan) kasnak çifti |
panier n.
|
|
123 |
General |
(etek kenarlarını genişletmeye yarayan) kasnak çifti |
pannier n.
|
|
124 |
General |
taş ve demir parçaları fırlatmaya yarayan bir silah çeşidi |
pederero [obsolete] n.
|
|
125 |
General |
kum tutmaya yarayan demir tava |
sand bath n.
|
|
126 |
General |
sıvı mürekkebin üzerine kum serpmeye yarayan kap |
sandbox n.
|
|
127 |
General |
üfleyerek zarar verici cisim atmaya yarayan on fit uzunluğunda boru |
sarbacane n.
|
|
128 |
General |
üfleyerek zarar verici cisim atmaya yarayan on fit uzunluğunda boru |
sarbican n.
|
|
129 |
General |
küçük kuş yakalamaya yarayan ağ |
day-net n.
|
|
130 |
General |
sıkça karşılaşılan canlı veya nesneleri tespit etmeye yarayan betimlemelerin bulunduğu resimli kitap |
field guide n.
|
|
131 |
General |
vurarak sinek öldürmeye yarayan yelpaze biçimli alet |
fly flap n.
|
|
132 |
General |
çadırı böceklere ve kötü hava koşullarına karşı korumaya yarayan ek örtü |
flysheet n.
|
|
133 |
General |
vurarak sinek öldürmeye yarayan yelpaze biçimli alet |
fly-swat n.
|
|
134 |
General |
sinekleri uzaklaştırmaya yarayan fırça |
flywhisk n.
|
|
135 |
General |
kapıyı kapatmaya yarayan kanca biçimli parça |
gate hook n.
|
|
136 |
General |
kumu tutmaya yarayan sivri bir çıkıntı |
pricker n.
|
|
137 |
General |
avı sersemletip öldürmeye yarayan kısa balıkçı sopası |
priest n.
|
|
138 |
General |
(kereste tesviye aşamasında) aşağı doğru bastırmaya yarayan makine ayağı |
presser foot n.
|
|
139 |
General |
bir şeyin kabuğunu ayıklamaya yarayan elek gibi gereç |
scalp n.
|
|
140 |
General |
kısa kesmeye yarayan şey |
scissors n.
|
|
141 |
General |
fazla tabakayı çıkarmaya yarayan alet |
scraper n.
|
|
142 |
General |
deniz tarağı toplamaya yarayan kısa saplı uzun dişli tırmık |
sea horse n.
|
|
143 |
General |
sözcük veya ifadelerin anlamlarını belirtmeye yarayan metin etiketleme yazılımı |
sense tagger n.
|
|
144 |
General |
hasırları eşit genişlikte çekmeye yarayan alet |
shave n.
|
|
145 |
General |
sevkiyata veya bir şeyi taşımaya yarayan kayış avara kolu gibi araç |
shipper n.
|
|
146 |
General |
sofradaki kırıntıları ve kül tablasında bulunanları toplamaya yarayan saplı küçük bir kap |
silent butler n.
|
|
147 |
General |
yüzmeye yarayan |
swimming adj.
|
|
148 |
General |
itibarını kurtarmaya yarayan |
face saving adj.
|
|
149 |
General |
baştan savmaya yarayan |
evasive adj.
|
|
150 |
General |
aksini ispatlamaya yarayan |
elenctic adj.
|
|
151 |
General |
işe yarayan |
handy adj.
|
|
152 |
General |
reddetmeye yarayan |
elenctic adj.
|
|
153 |
General |
tekzip etmeye yarayan |
elenctic adj.
|
|
154 |
General |
hacim ölçmeye yarayan |
volumetric adj.
|
|
155 |
General |
yalanlamaya yarayan |
elenctic adj.
|
|
156 |
General |
çürütmeye yarayan |
elenctic adj.
|
|
157 |
General |
savunmaya yarayan |
defensive adj.
|
|
158 |
General |
pek çok işe yarayan |
all-purpose adj.
|
|
159 |
General |
iki işe yarayan |
double-barrelled adj.
|
|
160 |
General |
işe yarayan |
convenient adj.
|
|
161 |
General |
iki işe yarayan |
double-barreled adj.
|
|
162 |
General |
aksini ispatlamaya yarayan |
elenchic adj.
|
|
163 |
General |
işe yarayan |
banausic adj.
|
|
164 |
General |
biçmeye yarayan |
reaping adj.
|
|
165 |
General |
geri almaya yarayan |
redemptional adj.
|
|
166 |
General |
geri almaya yarayan |
redemptory adj.
|
|
167 |
General |
fındık koymaya yarayan |
nut adj.
|
|
168 |
General |
gizlemeye veya karartmaya yarayan |
tenebrific adj.
|
|
169 |
General |
dökmeye yarayan |
tilting adj.
|
|
170 |
General |
ayrımcılık yapılmadığını göstermeye yarayan |
token adj.
|
|
171 |
General |
iletmeye yarayan |
transmissive adj.
|
|
172 |
General |
bagaj koymaya yarayan |
trunk adj.
|
|
173 |
General |
işe yarayan |
useful adj.
|
|
174 |
General |
her işe yarayan |
utility adj.
|
|
175 |
General |
mazeret göstermeye yarayan |
escape adj.
|
|
176 |
General |
işe yarayan |
queme [dialect] adj.
|
|
177 |
General |
nesneleri asmaya yarayan |
hanging adj.
|
|
178 |
General |
zayıf seslerin şiddetini artırmaya yarayan |
microphonous adj.
|
|
179 |
General |
doldurmak için açmaya yarayan |
break-open adj.
|
|
180 |
General |
son aşamayı tamamlamaya yarayan |
mopping-up adj.
|
|
181 |
General |
son rötuşları yapmaya yarayan |
mopping-up adj.
|
|
182 |
General |
insanların moralini düzeltmeye yarayan |
morale-boosting adj.
|
|
183 |
General |
uzaklaştırmaya yarayan |
repellant adj.
|
|
184 |
General |
mümkün olan iki veya daha fazla yöntemden yalnızca biri işe yarayan |
one-way adj.
|
|
185 |
General |
karşıtlığın ifade edilmesine yarayan |
oppositive adj.
|
|
186 |
General |
ithal etmeye yarayan |
import adj.
|
|
187 |
General |
rakibe yarayan |
competitive adj.
|
|
188 |
General |
ayırt etmeye yarayan |
discriminative adj.
|
|
189 |
General |
işten çıkarmaya yarayan |
dismissive adj.
|
|
190 |
General |
belirli bir süre işe yarayan |
good (for) adj.
|
|
191 |
General |
tamamlamaya yarayan |
completory adj.
|
|
192 |
General |
kesmeye yarayan |
clipping adj.
|
|
193 |
General |
kırkmaya yarayan |
clipping adj.
|
|
194 |
General |
sulamaya yarayan |
irriguous adj.
|
|
195 |
General |
dökmeye yarayan |
pouring adj.
|
|
196 |
General |
akıtmaya yarayan |
pouring adj.
|
|
197 |
General |
nahoş ve başkasına yarayan (iş) |
dirty adj.
|
|
198 |
General |
falcılıkta işe yarayan |
predictive adj.
|
|
199 |
General |
çekmeye yarayan |
pull-in adj.
|
|
200 |
General |
kendini yok etmeye yarayan |
self-destruct adj.
|
|
201 |
General |
ayırmaya yarayan |
separatory adj.
|
|
202 |
General |
işe yarayan |
serving adj.
|
|
203 |
General |
itmeye yarayan |
push adj.
|
|
204 |
General |
kesinlikle işe yarayan |
sure-fire adj.
|
|
205 |
General |
işe yarayan |
good adj.
|
|
206 |
General |
belirli bir hareketin yerini veya nesnesini belirtmeye yarayan bir son ek |
-ment suf.
|
|
207 |
General |
sıfatlardan soyut isimler türetmeye yarayan bir son ek |
-mony suf.
|
|
208 |
General |
sıfatlardan soyut isimler türetmeye yarayan bir son ek |
-mony suf.
|
|
209 |
General |
işine yarayan anlamı veren son ek |
-ory suf.
|
|
210 |
General |
sabitlemeye yarayan donatı/madde anlamına gelen bir son ek |
-stat suf.
|
|
211 |
General |
atı burnunu kıstırarak zapt etmeye yarayan alet |
barnacle n.
|
|
Colloquial |
|
212 |
Colloquial |
gizli dinleme yapmak veya kişisel bilgilere ulaşmak/kişisel bilgileri değiştirmek için kişinin bağlı olduğu güvenli ağdan atılarak tekrar bağlanmak zorunda bırakıldığı ve şifresini çalmaya yarayan gizli/sahte erişim noktası |
evil twin n.
|
|
213 |
Colloquial |
cüzdan ya da çantayı büzüştürmeye yarayan ip |
knittle [uk] [dialect] n.
|
|
Idioms |
|
214 |
Idioms |
işe yarayan zamazingolar |
a box of tricks n.
|
|
215 |
Idioms |
tüm dünyayı tanımaya yarayan araç |
window on the world n.
|
|
216 |
Idioms |
tüm dünyayı tanımaya yarayan araç |
a window on the world n.
|
|
217 |
Idioms |
birisi tarafından özellikle belli bir konuda yazılmış bilgilendirici ve işe yarayan bilgi |
nugget of information n.
|
|
218 |
Idioms |
işe yarayan bilgileri işe yaramayan bilgilerden ayıklamak/ayırmak |
eat the meat and spit out the bones v.
|
|
Trade/Economic |
|
219 |
Trade/Economic |
bir televizyonun ayarlanmış olduğu kanalı kaydetmeye yarayan mekanik bir araç |
audiometer n.
|
|
220 |
Trade/Economic |
bir regresyon denkleminin açıkladığı bağlı değişkenin değişmesini ölçmeye yarayan istatistiksel kavram |
coefficient of determination n.
|
|
221 |
Trade/Economic |
bir taşınmazın mülkiyetini başkasına devretmeye yarayan yazılı anlaşma |
deed n.
|
|
222 |
Trade/Economic |
geçmiş yıllara ait rakamlara dayanarak geleceğin tahmin edilmesine yarayan bir istatistik yöntemi |
extrapolation n.
|
|
223 |
Trade/Economic |
kredi almaya yarayan mal |
security element n.
|
|
224 |
Trade/Economic |
madeni paraların ayarının tespitine yarayan kutu |
pyx n.
|
|
225 |
Trade/Economic |
özellikle ağır yükleri tartmaya yarayan kantar |
weighing machine n.
|
|
226 |
Trade/Economic |
belirli bir bölgede posta ücreti ödemeye yarayan pul |
local n.
|
|
227 |
Trade/Economic |
her şeye yarayan |
all-purpose adj.
|
|
Law |
|
228 |
Law |
kanıtlamaya yarayan evrak |
voucher support n.
|
|
229 |
Law |
(eskiden) mirasçının ölen büyük dedesinin el konmuş mülkünde hak iddia edebilmesine yarayan yazı |
besaiel n.
|
|
230 |
Law |
kanıtlamaya yarayan evrak göstermek |
vouch v.
|
|
Industry |
|
231 |
Industry |
petrol rafinerilerinde mumu parafin distilatlarından soğutma yoluyla çıkarmaya yarayan bir alet |
chiller n.
|
|
232 |
Industry |
(su girişlerine çöp veya taşların girmesini engellemeye yarayan) elek benzeri ızgara |
grisly n.
|
|
233 |
Industry |
(proje yönetiminde) plana göre gitmeyen faaliyetleri izleyip müdahale etmeye yarayan araç |
control n.
|
|
234 |
Industry |
(bazı silindir preslerde) kağıdı silindirden kurtarmaya yarayan uzun ibreli bir alet |
shoefly n.
|
|
235 |
Industry |
kütükleri yassı şekilde kesmeye yarayan testere |
slabber n.
|
|
236 |
Industry |
kütükleri yassı şekilde kesmeye yarayan testereyi kullanan kimse |
slabber n.
|
|
237 |
Industry |
çatı kaplamada kullanmak üzere arduvaz levhaları şekillendirmeye ve çiviler için üzerlerinde delikler açmaya yarayan balta uçlu bir alet |
slate ax n.
|
|
238 |
Industry |
baskılı kumaşı solmaya dirençli hale getirmeye yarayan bir dizi tekne |
soaper n.
|
|
Tourism |
|
239 |
Tourism |
otel odalarının kapısını açmaya yarayan küçük kart |
key card n.
|
|
Media |
|
240 |
Media |
bağı sabitlemeye yarayan gereç |
ligator n.
|
|
241 |
Media |
ses kaydı veya video oynatıcısında kaydı hızlandırmaya yarayan denetim mekanizması |
fast-forward n.
|
|
Technical |
|
242 |
Technical |
suyu soğutmaya yarayan bir tür çömlek |
alcarraza n.
|
|
243 |
Technical |
maden cevherinden dökme demir elde etmeye yarayan bir tür ocak |
Catalan furnace n.
|
|
244 |
Technical |
hızı belli seviyede tutmaya yarayan aygıt |
catch n.
|
|
245 |
Technical |
bir noktadan geçen veya bir merkeze yakınsayan doğrular çizmeye yarayan araç |
centrolinead n.
|
|
246 |
Technical |
kürekli teknede geriye doğru aşırı hareketi önlemeye yarayan blok veya mandal |
backstop n.
|
|
247 |
Technical |
elektromanyetik dalgaları yansıtmaya yarayan madeni anten aparatı |
reflector n.
|
|
248 |
Technical |
camla pencereyi birleştiren çerçeveyi açmaya yarayan camcı aleti |
ladkin n.
|
|
249 |
Technical |
krokiler ya da haritalar üzerinde ölçüm yapmaya yarayan alet |
chartometer n.
|
|
250 |
Technical |
ağır nesneleri çekip kaldırmaya yarayan kıskaçlı araç |
nipper n.
|
|
251 |
Technical |
belirli bir derinlikten su örnekleri elde etmeye yarayan, korozyonu önlemek için plastikten yapılmış bir alet |
niskin bottle n.
|
|
252 |
Technical |
belirlenen mikron boyutundan daha büyük katı parçacıkları elemeye yarayan filtre |
nominal filter n.
|
|
253 |
Technical |
cıvatanın ayrık ucunu genişletmeye yarayan kama |
nose key n.
|
|
254 |
Technical |
mikroskop gövdesinde bir nesne tutturmaya yarayan uç parçası |
nose piece n.
|
|
255 |
Technical |
gemi veya uçağın konumunu ve seyrini belirlemeye yarayan sistem |
navigational system n.
|
|
256 |
Technical |
sap üzerine monte edilip sıralanmış delgili kartları düzenlemeye yarayan ince sivri çubuk |
needle n.
|
|
257 |
Technical |
uzaktaki nesneleri çizmeye ve ölçmeye yarayan, kamera ve teleskobun birleşimi bir tür araç |
telemetrograph n.
|
|
258 |
Technical |
delik açmaya yarayan bir cihaz |
terebra n.
|
|
259 |
Technical |
vida dişi kesmeye yarayan kılavuz |
threader n.
|
|
260 |
Technical |
dar açıklık veya kanaldan çizgi çizmeye yarayan cihaz |
threader n.
|
|
261 |
Technical |
içindekileri boşaltmaya yarayan yatırılabilir gövdesi olan araba |
tilt cart n.
|
|
262 |
Technical |
(çelik vb.) metali bükmeye yarayan mengene |
tilt mill n.
|
|
263 |
Technical |
belgeye günün tarih ve saatini damgalamaya yarayan araç |
time stamp n.
|
|
264 |
Technical |
içindekileri boşaltmaya yarayan yatırılabilir gövdesi olan el arabası |
tipcart n.
|
|
265 |
Technical |
araçlardan yük boşaltmaya yarayan eğimli teçhizat |
tipple n.
|
|
266 |
Technical |
sesin geldiği yönü tespit etmeye yarayan bir cihaz |
topophone n.
|
|
267 |
Technical |
metali şekillendirmeye yarayan bir dizi düz veya yivli rulo |
train n.
|
|
268 |
Technical |
malzemeleri işlemeye yarayan aygıt |
treater n.
|
|
269 |
Technical |
balyaların düzgün ve kare paketlemeye yarayan pres mekanizması |
tucker n.
|
|
270 |
Technical |
sap üzerine monte edilip sıralanmış delgili kartları düzenlemeye yarayan ince sivri çubuk |
tumbler n.
|
|
271 |
Technical |
turba kesmeye yarayan kürek |
tuskar [uk] n.
|
|
272 |
Technical |
metali cüruf ve diğer yabancı maddelerden ayrılmaya yarayan bir tür fırın |
almond furnace n.
|
|
273 |
Technical |
barajda fazla suyu taşımaya yarayan kanal |
wasteweir n.
|
|
274 |
Technical |
daireleri ölçmeye yarayan bir ölçüm |
circular measure n.
|
|
275 |
Technical |
deniz içinde ses veren şeylerin yerini ortaya çıkarmaya yarayan aygıt |
sonar n.
|
|
276 |
Technical |
elektrik dalgalarındaki yavaşlamayı ölçmeye yarayan cihaz |
decremeter n.
|
|
277 |
Technical |
göldeki su seviyesini ölçmeye yarayan cihaz |
limnograph n.
|
|
278 |
Technical |
hava hızını ölçmeye yarayan cihaz |
air speed indicator n.
|
|
279 |
Technical |
mekanik steteskopu (mekanik arızaları ses ile bulmaya yarayan bir aparat) |
mechanics sonarscope n.
|
|
280 |
Technical |
küresel parçalar yapmaya yarayan alet |
spheronizer n.
|
|
281 |
Technical |
profil çıkarmaya yarayan alet |
profiling device n.
|
|
282 |
Technical |
rüzgarın hızını ve yönünü ölçmeye ve kaydetmeye yarayan cihaz |
aerovane n.
|
|
283 |
Technical |
tanktakı yakıt miktarını ölçmeye yarayan derecelendirilmiş çubuk |
driplesstick n.
|
|
284 |
Technical |
tanktakı yakıt miktarını öğrenmeye yarayan çubuk |
dripstick n.
|
|
285 |
Technical |
tanktaki yakıt miktarını bulmaya yarayan çubuk |
dripstick n.
|
|
286 |
Technical |
yüzey veya alan ölçmeye yarayan cihaz |
area meter n.
|
|
287 |
Technical |
elektrik gücüyle görüntüleri iletmeye yarayan alet |
electrography n.
|
|
288 |
Technical |
uzunluk ölçmeye yarayan bir çubuk |
ellwand [scottish] n.
|
|
289 |
Technical |
pergelle çizim yaparken merkez nokta etrafında eğriler oluşturmaya yarayan ortası delikli yuvarlak bir alet |
ball point n.
|
|
290 |
Technical |
bir dizi üçgenin diğer kenar uzunluklarını hesaplamaya yarayan üçgen kenarı |
base line n.
|
|
291 |
Technical |
ses dalgalarını görselleştirmeye yarayan bir alet |
kaleidophon n.
|
|
292 |
Technical |
sıcaklığı çevredeki ortam yoluyla kontrol etmeye yarayan bir alet |
bath n.
|
|
293 |
Technical |
tezgah üzerindeki işi sabit tutmaya yarayan kelepçe |
bench clamp n.
|
|
294 |
Technical |
kağıdı veya lifli maddeyi kağıt hamuruna dönüştürmeye yarayan bir cihaz |
macerater n.
|
|
295 |
Technical |
bir saatin ana yayının açılmasını sınırlandırmaya yarayan bir ibresi bulunan, malta haçı şeklinde dişlere sahip bir program tekerleği |
geneva stop n.
|
|
296 |
Technical |
torna ve dink makinesi gibi takım tezgahındaki bir aleti veya iş tezgahını taşımaya yarayan sürgülü düzenek |
saddle n.
|
|
297 |
Technical |
kayış ucunu sabitlemeye yarayan bir halka veya cep |
billet n.
|
|
298 |
Technical |
bir tarafında tümsek karşılık gelen diğer yarısında çukur bulunan seramik kalıbının iki yarısını birbirine monte etmeye yarayan bir alet |
match n.
|
|
299 |
Technical |
parıltısız ve donuk bir yüzey yaratmaya yarayan araç |
matte n.
|
|
300 |
Technical |
yüksek hızlı motor için indikatör kartı üretmeye yarayan bir optik cihaz |
manograph n.
|
|
301 |
Technical |
sıvıların ve gazların basıncını ölçmeye yarayan alet |
manoscope n.
|
|
302 |
Technical |
örtü üstündeki elmas tozunu tutmaya yarayan çizik ve kesikler |
hacking n.
|
|
303 |
Technical |
sapmaları büyüterek iş merkezlerini doğru bir şekilde konumlandırmaya yarayan bir alet |
wiggler n.
|
|
304 |
Technical |
somunların aşırı sıkılmasını önlemeye yarayan disk |
blotter n.
|
|
305 |
Technical |
sıcaklık veya ışık gibi spesifik bir değişkene dair bilgi tespit etmeye yarayan minyatür bir elektronik cihaz |
microsensor n.
|
|
306 |
Technical |
seslerin armonik ilişkilerini ölçmeye yarayan alet |
harmonometer n.
|
|
307 |
Technical |
spiral eğriler çizmeye yarayan bir alet |
helicograph n.
|
|
308 |
Technical |
sarmal eğriler çizmeye yarayan bir alet |
helicograph n.
|
|
309 |
Technical |
iki hortum hattını bağlamaya veya ayırmaya yarayan metal bir parça |
breaching n.
|
|
310 |
Technical |
yuvarlak nesneleri düzeltmeye yarayan küçük yüzey |
modeling plane n.
|
|
311 |
Technical |
makine çalıştırmaya yarayan elektrik motoru ve yardımcı teçhizat |
motor drive n.
|
|
312 |
Technical |
elektrik akımlarını dönüştürmeye yarayan, mekanik olarak bir veya daha fazla sayıdaki jeneratöre bağlanmış motor |
motor generator n.
|
|
313 |
Technical |
sıvı veya yumuşak bir maddeye şekil vermeye yarayan boşluk |
moulder n.
|
|
314 |
Technical |
puding veya jöle gibi yiyeceklere şekil verilmesine yarayan pişirme gereci |
moulder n.
|
|
315 |
Technical |
belirli bir tasarımı yumuşak gıdalara basmaya yarayan oymalı ahşap parça |
moulder n.
|
|
316 |
Technical |
elektromanyetik ışıma yoğunluğunu ölçmeye yarayan hava geçirmez ampul |
light mill n.
|
|
317 |
Technical |
elektrik kablolarını korumaya ve izole etmeye yarayan, genellikle metal olmayan malzemeden yapılan esnek boru tesisatı |
loom n.
|
|
318 |
Technical |
mikro organizmaları aktarmaya yarayan platin kablo |
loop n.
|
|
319 |
Technical |
açı ölçerek mesafe ve uzunlukları tespit etmeye yarayan portatif bir araç |
geometric square n.
|
|
320 |
Technical |
çalkalama amaçlı kullanılan suyu tutmaya yarayan alet |
rinser n.
|
|
321 |
Technical |
sürmeye yarayan alet |
dabber n.
|
|
322 |
Technical |
iki karşıt noktasından birer kablo geçen ve gaz halindeki karışımları elektrik kıvılcımı ile patlatmaya yarayan dayanıklı cam boru |
detonating tube n.
|
|
323 |
Technical |
(fotogravürde) kollodiyonize cam plakayı gümüş banyoya daldırmaya yarayan alet |
dipper n.
|
|
324 |
Technical |
pirinç dökümünde maden eritme kabını kaldırmaya yarayan kanca |
grunter [dated] n.
|
|
325 |
Technical |
hızı artırmaya yarayan alet |
multiplying gear n.
|
|
326 |
Technical |
adım uzunluğu ve hızı ile sayısını kaydetmeye yarayan bir cihaz |
odograph n.
|
|
327 |
Technical |
bot veya ayakkabıya tekerlek takmaya yarayan kayışlı alet |
roller skate n.
|
|
328 |
Technical |
üzerinde uzunluk birimlerinin işaretli olduğu, şerit biçimindeki uzunluk ölçmeye yarayan alet |
rule n.
|
|
329 |
Technical |
kanal veya boru içinde burgaç akımlarını iletmeye yarayan bir plaka ya da ızgara |
baffler n.
|
|
330 |
Technical |
ışığın geçişini önlemeye veya ışık yoğunluğunu düzenlemeye yarayan bir cihaz ya da yapı |
baffler n.
|
|
331 |
Technical |
sudaki maddelerin özgül ağırlığını ölçmeye yarayan bir tür terazi |
hydrostatic balance n.
|
|
332 |
Technical |
kavisli yüzeyleri düzlemeye yarayan esnek bir rende |
compass plane n.
|
|
333 |
Technical |
deniz diplerinde inceleme yapmaya yarayan bir dalgıç aparatı |
bathysphere n.
|
|
334 |
Technical |
duvar eğimini ayarlamaya yarayan bir alet |
batter rule n.
|
|
335 |
Technical |
aşağıya indirilen kütükleri frenlemeye yarayan, tomruk kızağının altına yerleştirilen kavisli demir |
goose neck n.
|
|
336 |
Technical |
rüzgar hızını kaydetmeye yarayan bir alet |
cinemograph n.
|
|
337 |
Technical |
direnen birini tutmaya yarayan cihaz |
come-along n.
|
|
338 |
Technical |
(kağıt, karton) malzemeleri kalıplama veya kabartmaya yarayan oymalı metal blok |
die n.
|
|
339 |
Technical |
kilidin anahtar deliğini kapatmaya yarayan hareketli plaka |
drop n.
|
|
340 |
Technical |
büyük dövme işleri yapmaya yarayan cihaz |
drop press n.
|
|
341 |
Technical |
sıvıları damlalarla ölçmeye yarayan bir tür hazneli cam boru |
dropper n.
|
|
342 |
Technical |
damıtılmış su iletimine yarayan bir tür ayarlanabilir boru |
dropper n.
|
|
343 |
Technical |
damıtılmış su iletimine yarayan bir tür ayarlanabilir boru |
normal dropper n.
|
|
344 |
Technical |
damıtılmış su iletimine yarayan bir tür ayarlanabilir boru |
standard dropper n.
|
|
345 |
Technical |
metallerin şekillendirilebilirliğini belirlemeye yarayan bir alet |
ductilimeter n.
|
|
346 |
Technical |
tıraş edilecek malzemeyi tutmaya yarayan bir tür tezgah |
dumbhead n.
|
|
347 |
Technical |
maddeyi sıkıştırmaya yarayan pres |
packing press n.
|
|
348 |
Technical |
maddeyi sıkıştırmaya yarayan pres |
packing screw n.
|
|
349 |
Technical |
jakar kartonu delmeye yarayan klavyeli bir makine |
piano n.
|
|
350 |
Technical |
küçük açıklıkları kapatmaya yarayan alet |
picker n.
|
|
351 |
Technical |
testereyle çalışırken kesilecek parçayı sabit tutmaya yarayan ince tahta parçası |
featherboard n.
|
|
352 |
Technical |
x ışınları filme ulaşmadan önce içlerindeki eğik ışınları elimine ederek daha keskin görüntüler üretmeye yarayan hareketli ızgara |
diaphragm n.
|
|
353 |
Technical |
mastara veya cetvelin düz çizgi çizmeye yarayan kenarı |
fiducial edge n.
|
|
354 |
Technical |
açıları veya mesafeleri hassas olarak ölçmeye yarayan cihaz |
filar micrometer n.
|
|
355 |
Technical |
kum ve çakıldan süzülen suyu toplamaya yarayan filtreli tünel |
filter gallery n.
|
|
356 |
Technical |
metallere uç uca kaynak yapmaya yarayan bir yöntem |
flash butt welding n.
|
|
357 |
Technical |
metallere uç uca kaynak yapmaya yarayan bir yöntem |
flash welding n.
|
|
358 |
Technical |
çelik halatlar üzerinde hareket ederek engebeli arazilerde yük taşımaya yarayan mekanizma |
flying fox [australia] n.
|
|
359 |
Technical |
kinetik enerji depolamaya yarayan bir çark |
flywheel n.
|
|
360 |
Technical |
kol veya duvar saatinin kırık bölümünü onarmaya yarayan ek |
plug n.
|
|
361 |
Technical |
açı ölçmeye ve verilen açı ölçülerine uygun çizim yapmaya yarayan derecelendirilmiş bir ölçek |
scale of chords n.
|
|
362 |
Technical |
ağaç veya metal oymada geniş alanları çekip çıkarmaya yarayan alet |
scalper n.
|
|
363 |
Technical |
ağaç veya metal oymada geniş alanları çekip çıkarmaya yarayan alet |
scauper n.
|
|
364 |
Technical |
ağaç veya metal oymada geniş alanları çekip çıkarmaya yarayan alet |
scorper n.
|
|
365 |
Technical |
güneş ışınlarını yansıtarak sinyal göndermeye yarayan bir alet |
sematrope n.
|
|
366 |
Technical |
özgül ağırlıkları farklı olan sıvıları veya sıvılardan katıları ayırmaya yarayan cihaz |
separator n.
|
|
367 |
Technical |
galvanik pildeki zıt kutup elektrotlarının arasında metalik temas olmasını önlemeye yarayan aparat |
separator n.
|
|
368 |
Technical |
kalıptaki ham metali çıkarmaya yarayan esnek bir alet |
shedder n.
|
|
369 |
Technical |
ahşap direğin, kazığın veya çubuğun ucunu korumaya yarayan soket veya başlık |
shoe n.
|
|
370 |
Technical |
taşıtın kar veya buzun üstünde kaymasına yarayan kayış |
shoe n.
|
|
371 |
Technical |
yoğunluk ölçümüne yarayan termometreli bir çeşit kap |
picnometer n.
|
|
372 |
Technical |
(matbaa makinesinde) kağıdın delinmesine yarayan çelik pim |
point n.
|
|
373 |
Technical |
(matbaa makinesinde) kağıdın delinmesine yarayan çelik pim |
press point n.
|
|
374 |
Technical |
sürtünmeyi azaltan parçaları yerlerine itmeye yarayan saatçi aleti |
pusher n.
|
|
375 |
Technical |
kundak bombalarını taşımaya yarayan fincan şeklindeki gereç |
snuffer n.
|
|
376 |
Technical |
parlamayı gidermeye veya azaltmaya yarayan |
nonglare adj.
|
|
377 |
Technical |
kesmeye yarayan |
incisory adj.
|
|
378 |
Technical |
yolda mesafeyi ölçmeye yarayan |
odometrous adj.
|
|
379 |
Technical |
deniz içinde ses veren şeylerin yerini ortaya çıkarmaya yarayan aygıt |
sonar (sound navigation and ranging) abrev.
|
|
Computer |
|
380 |
Computer |
işlemci ve diğer çevresel bileşenler arasında veri aktarımına yarayan yollar |
channel n.
|
|
381 |
Computer |
bilgisayar çipinde çok büyük miktarda veri depolamaya yarayan birkaç yüz nikel atomlu mikroskobik küme |
nanodot n.
|
|
382 |
Computer |
bellekte yer tahsis etmemize yarayan c fonksiyonu |
malloc n.
|
|
383 |
Computer |
yazar kasa kayıtlarını tahrif etmeye yarayan bir yazılım |
zapper n.
|
|
384 |
Computer |
web uygulamaları yaratmaya yarayan bir araç seti |
yeoman n.
|
|
385 |
Computer |
belirli bir tcp bağlantı kullanıcısını tanımlamaya yarayan internet protokolü |
ident n.
|
|
386 |
Computer |
dvd yazmaya yarayan bilgisayar donanımı |
dvd writer n.
|
|
387 |
Computer |
yazıcının baskı levhası üzerinde olup kağıdın kenarında delik açmaya yarayan deliciler |
pin n.
|
|
388 |
Computer |
datayı doğrudan bilgisayarlı bir sisteme eklemeye yarayan cihaz |
direct input n.
|
|
389 |
Computer |
video oyunlarında duvarların arkasını görmeye yarayan hile |
wallhack n.
|
|
390 |
Computer |
lazer diske kaydedilmiş görüntü sinyallerini çoğaltmaya yarayan bir sistemin ticari markası |
lv (laservision) abrev.
|
|
Telecom |
|
391 |
Telecom |
iyonosferik yansımada, frekanslı radyo dalgalarının hareket etmesine yarayan boşluk |
radio window n.
|
|
392 |
Telecom |
el ile yazılmış mesajları telgraf ile iletmeye ve almaya yarayan bir araç |
telechirograph n.
|
|
393 |
Telecom |
bir görseli telgraf vasıtasıyla iletmeye yarayan araç |
telegraphoscope n.
|
|
394 |
Telecom |
uzaktaki nesneleri çizmeye ve ölçmeye yarayan, kamera ve teleskobun birleşimi bir tür araç |
telemetrograf n.
|
|
395 |
Telecom |
haberleşme uydusu ile sinyal alışverişinde bulunmaya yarayan küçük parabolik anten |
minidish n.
|
|
396 |
Telecom |
uçaklarla yerden iletişim kurmaya yarayan (iletişim) |
ground-to-air adj.
|
|
397 |
Telecom |
devrenin empedansını artırarak yüksek frekanslı sinyalleri zayıflatmaya yarayan bir indüktör |
rfc (radio-frequency choke) abrev.
|
|
Electric |
|
398 |
Electric |
yarı iletkenle temas kurmaya yarayan transistör ucu |
cat's whisker n.
|
|
399 |
Electric |
elektrik iletimi sayesinde uzaktaki nesneleri görünür hale getirmeye yarayan cihazlara verilen isim |
telelectroscope n.
|
|
400 |
Electric |
devredeki bağlantının kurulmasına veya kesilmesine yarayan bağlantı noktası |
terminal n.
|
|
401 |
Electric |
elektromanyetizmada akım ve manyetik alan yönlerini tayin etmeye yarayan metot |
thumb-and-finger rule n.
|
|
402 |
Electric |
statik elektrik üretmeye yarayan bir alet |
electrophorus n.
|
|
403 |
Electric |
frekans modülasyonlu veya faz modülasyonlu taşıyıcı dalgaları çözmeye yarayan devre |
discriminator n.
|
|
404 |
Electric |
elektrik devresini kesmeye yarayan cihaz |
disjunctor n.
|
|
405 |
Electric |
2 kabloyu fişsiz bağlamaya yarayan birleştirme ünitesi |
barrier strip n.
|
|
406 |
Electric |
genellikle yalıtkan maddeyle ayrılmış iki iletken yüzeyden oluşan ve elektrik yükünü toplamaya yarayan cihaz |
condenser n.
|
|
407 |
Electric |
transistörde alt katmanları oluşturmaya yarayan bir teknik |
planar n.
|
|
Mechanic |
|
408 |
Mechanic |
akışkanlara direnç sağlamak, sızıntıyı önlemek, sıvıları birbirinden ayırmak gibi amaçlara yarayan cihaz |
labyrinth n.
|
|
409 |
Mechanic |
makineyi boşa almaya yarayan cihaz |
throw-out n.
|
|
410 |
Mechanic |
mekanizmayı harekete geçirmeye yarayan eleman |
trip n.
|
|
411 |
Mechanic |
tezgah üzerinde parça kenarını veya ortasını bulmaya yarayan bir gereç |
wiggler n.
|
|
412 |
Mechanic |
tezgah üzerinde parça kenarını veya ortasını bulmaya yarayan bir gereç |
wobbler n.
|
|
413 |
Mechanic |
seramik tabaklara şekil vermeye yarayan makine |
jigger n.
|
|
414 |
Mechanic |
üzerinde çalışılan bir nesneyi tutmaya yarayan kıskaçlı alet |
vice n.
|
|
415 |
Mechanic |
önemli bir mesafeden insanları yükseltip indirmeye yarayan mekanik bir kaldırma aracı |
man engine n.
|
|
416 |
Mechanic |
sac malzemeleri kesmeye veya kırpmaya yarayan eğik bıçak |
guillotine n.
|
|
417 |
Mechanic |
dikey hareketi önlemeye yarayan bilezik |
ruff n.
|
|
418 |
Mechanic |
eğenin dişlerini temizlemeye yarayan çelik kıllı fırça |
filecard n.
|
|
419 |
Mechanic |
sürtünme yolu ile ateş yakmaya yarayan ilkel bir alet |
fire drill n.
|
|
420 |
Mechanic |
uzaktaki bir cihazı çalıştırmaya yarayan mekanizmalara ilişkin |
telemechanic adj.
|
|
Television |
|
421 |
Television |
ses mikseri üzerinde sağ-sol kanallardaki göreli seviyeleri ayarlamaya yarayan bir düğme |
pan potentiometer n.
|
|
422 |
Television |
ses mikseri üzerinde sağ-sol kanallardaki göreli seviyeleri ayarlamaya yarayan bir düğme |
pan pot n.
|
|
Radio |
|
423 |
Radio |
kristal radyo alıcısında kristal ile temas kurmaya yarayan sivri tel |
cat's whisker n.
|
|
Textile |
|
424 |
Textile |
kumaş kabartmaya yarayan alet |
teaseler n.
|
|
425 |
Textile |
kumaş kabartmaya yarayan alet |
teaseller n.
|
|
426 |
Textile |
kumaşın tüylerini kabartmaya yarayan alet ya da makine |
teaser n.
|
|
427 |
Textile |
tarak makinesinin silindirini kaplamaya yarayan tel şeritler |
card clothing n.
|
|
428 |
Textile |
kumaştaki havları kabartmaya yarayan alet |
napper n.
|
|
429 |
Textile |
dokuma tezgahında bezi enine gergin tutmaya yarayan pimli düz ahşap çubuk |
templet n.
|
|
430 |
Textile |
yün temizlemeye yarayan bir dizi fıçı/kase |
train n.
|
|
431 |
Textile |
balyalama sırasında pamuğu sıkıştırmaya yarayan parça |
tramper n.
|
|
432 |
Textile |
dikiş makinesinde kenar kıvırmaya yarayan eklenti |
tucker n.
|
|
433 |
Textile |
dikiş makinesinde kenar kıvırmaya yarayan eklenti |
corder n.
|
|
434 |
Textile |
dikiş makinesinde kenar katlama yapmaya yarayan parça |
hemmer n.
|
|
435 |
Textile |
iplik üretmeye yarayan dairesel çelik bantlı düzenek |
ring n.
|
|
436 |
Textile |
yün kumaşı germeye yarayan araç |
ringhead n.
|
|
437 |
Textile |
dikiş makinesinin fırfır veya kırmalı yaka yapmaya yarayan ek parçası |
ruffler n.
|
|
438 |
Textile |
yünlü elyafı hallaçlamadan önce çözmeye yarayan bir makine |
fearnaught n.
|
|
439 |
Textile |
yünlü elyafı hallaçlamadan önce çözmeye yarayan bir makine |
fearnought n.
|
|
440 |
Textile |
düğmenin rahatça iliklenip açılabilmesine yarayan kısa parça |
shank n.
|
|
441 |
Textile |
dokuma tezgahındaki gücüleri yükseltmeye yarayan ip grubu |
simple n.
|
|
Architecture |
|
442 |
Architecture |
kilise ve kemerlerdeki görünür yüksekliği azaltmaya yarayan kubbe benzeri yapı |
calotte n.
|
|
443 |
Architecture |
kilise ve kemerlerdeki görünür yüksekliği azaltmaya yarayan kubbe benzeri yapı |
callot n.
|
|
Construction |
|
444 |
Construction |
gönyeburunun açısını hesaplamaya yarayan ölçü aleti |
miter gauge n.
|
|
445 |
Construction |
bina dışındaki sıcaklık ile iç mekandaki hedef sıcaklığın arasındaki dengeyi korumaya yarayan bina kontrol cihazı |
compensator n.
|
|
446 |
Construction |
toprağı kazmaya yarayan |
earth-moving adj.
|
|
447 |
Construction |
kazı yapmaya yarayan |
earth-moving adj.
|
|
Woodworking |
|
448 |
Woodworking |
cilalamadan önce mermerin düzleştirilmesine yarayan parke blok |
rabot n.
|
|
449 |
Woodworking |
ahşap oymaya yarayan alet |
veiner n.
|
|
450 |
Woodworking |
paralel çizgi çekmeye yarayan marangoz aleti |
gage n.
|
|
451 |
Woodworking |
ağaç kabuğu soymaya yarayan aletler |
barking irons n.
|
|
452 |
Woodworking |
ağaç kabuğu soymaya yarayan bir alet |
barking iron n.
|
|
453 |
Woodworking |
ağaç kabuğu soymaya yarayan bir alet |
barking spud n.
|
|
Furniture |
|
454 |
Furniture |
sandalyenin kollarını örtmeye yarayan dekoratif koruyucu kaplama |
tidy n.
|
|
455 |
Furniture |
lavaboda küçük çöpleri boşaltmaya yarayan delikli bölme |
tidy n.
|
|
456 |
Furniture |
yatak örtüsü, döşeme gibi malzemelerin iki parçasını birleştirmeye yarayan düz şerit |
boxing n.
|
|
Automotive |
|
457 |
Automotive |
yivli deseni olan, vites ayarlamaya yarayan döndürmeli gidon tutamağı |
twist grip n.
|
|
458 |
Automotive |
vites değiştirmeye yarayan gidon tutamağı |
twist-grip n.
|
|
459 |
Automotive |
motorlu araçları çamur ve sudan korumaya yarayan kanat |
fender n.
|
|
460 |
Automotive |
vantilatörün motoru gereksiz yere fazla soğutmaması için devreden çıkartmaya yarayan tertibat |
fan clutch n.
|
|
461 |
Automotive |
halat hızını sürtünme ile kontrol etmeye yarayan cihaz |
block n.
|
|
462 |
Automotive |
arabanın ön farlarını kısmaya yarayan düğme |
dipper [uk] n.
|
|
463 |
Automotive |
arabanın ön farlarını kısmaya yarayan düğme |
dipswitch [uk] n.
|
|
464 |
Automotive |
boşluk ölçmeye yarayan ince metal bir şerit |
feeler gauge n.
|
|
465 |
Automotive |
motorlu araçlarda benzin deposuna doldurma borusunu takmaya yarayan alet |
filler cap n.
|
|
Traffic |
|
466 |
Traffic |
yerleşim mahallesinde trafiği yavaşlatarak yaya güvenliğini arttırmaya yarayan yol daralması |
neckdown n.
|
|
467 |
Traffic |
motorlu taşıtın karayolu trafik kontrol mekanizmasını çalıştırmasına yarayan kol |
treadle n.
|
|
Railway |
|
468 |
Railway |
rayın ölçüsünü belirlemeye yarayan bir alet |
track gage n.
|
|
469 |
Railway |
lokomotifleri bir raydan diğerine paralel olarak kaydırmaya yarayan paletli platform |
traverse table n.
|
|
470 |
Railway |
tren istasyonlarında yolcuların binmesine ve inmesine yarayan yükseltilmiş alan |
platform n.
|
|
471 |
Railway |
tren istasyonlarında bagaj değiştirmeye yarayan el arabası |
lorrie n.
|
|
472 |
Railway |
lokomotifin önünde yer alan ve raydaki engelleri ortadan kaldırmaya yarayan üçgen şeklindeki eğimli yapı |
guard [uk] n.
|
|
Aeronautic |
|
473 |
Aeronautic |
uçak ve uçak bileşenleri üzerinde bulunan, oksijen, hava, hidrolik sıvı vb. takviyesi yapmaya yarayan bağlantı |
charging point n.
|
|
474 |
Aeronautic |
havanın uçağın kanadından daha düzgün akması ve türbülansın en aza inmesine yarayan bir araç |
turbulator n.
|
|
475 |
Aeronautic |
hava ve deniz taşıtlarında taşıta yön vermeye yarayan hareketli parça (dümen) |
rudder n.
|
|
476 |
Aeronautic |
tanktaki yakıt miktarını bulmaya yarayan derecelendirilmiş çubuk |
driplesstick n.
|
|
477 |
Aeronautic |
tanktaki yakıt miktarını bulmaya yarayan çubuk |
drip stick n.
|
|
478 |
Aeronautic |
uçağın hızını kesmeye yarayan hareketli kapak veya başka bir yüzey |
air break n.
|
|
479 |
Aeronautic |
yiyeceklerin sıcak tutulmasına yarayan tekerlekli ikram dolabı |
hostess trolley n.
|
|
480 |
Aeronautic |
uçağı uçak gemisinden fırlatmaya yarayan düzenek |
catapult n.
|
|
481 |
Aeronautic |
uçuş sırasında tanker uçağından başka bir uçağa yakıt ikmali yapmaya yarayan uzun boş tüp |
boom n.
|
|
482 |
Aeronautic |
yüksek bir yerle zemin arasındaki eğimli hattan aşağı kaymaya yarayan uçak kombinasyonu |
gliding machine n.
|
|
483 |
Aeronautic |
hava taşıtlarını kontrol etmeye yarayan kumanda kolu |
yoke n.
|
|
Marine |
|
484 |
Marine |
gemilerdeki eski üstüpüleri kaldırmaya yarayan alet |
rasing iron n.
|
|
485 |
Marine |
gemide çarmıkları açmaya ve küpeşteden uzak tutmaya yarayan ahşap ya da çelik çıkıntı |
channel n.
|
|
486 |
Marine |
çapayı yükseltmek için halat kablosunu geçici olarak sabitlemeye yarayan kordon |
nipper n.
|
|
487 |
Marine |
yan yatmış ya da yalpalayan gemilerin eğimini ölçmeye yarayan aparat |
nauropometer n.
|
|
488 |
Marine |
seren veya tersanelerde kullanılan halatların tutturulmasına yarayan tek kulaklı çengel |
thumb cleat n.
|
|
489 |
Marine |
direk üzerinde yelkeni kaldırıp indirmeye yarayan bir kombinasyon |
track and slide n.
|
|
490 |
Marine |
gemideki silahları içeri veya dışarı hareket ettirmeye yarayan donanım |
train tackle n.
|
|
491 |
Marine |
üstü açık bir teknenin dümenini istenen pozisyonda tutmaya yarayan halat |
twiddling line n.
|
|
492 |
Marine |
ana yelkendeki yakaları bağlamaya yarayan halat |
tack tackle n.
|
|
493 |
Marine |
flok yelkenini düzeltmeye yarayan halat |
jib sheet n.
|
|
494 |
Marine |
genellikle filikaları asmaya yarayan ve gemilerin bordalarında bulunan özel bir vinç |
davit n.
|
|
495 |
Marine |
halatların tutturulmasına yarayan iki kulaklı çengel |
cleat n.
|
|
496 |
Marine |
sualtında balık avlanmaya yarayan ucu çengelli mızrak |
spear gun n.
|
|
497 |
Marine |
suyun geminin güvertesinden denize akmasına yarayan delik |
scupper n.
|
|
498 |
Marine |
tekneleri bağlamaya yarayan kısa halat |
painter n.
|
|
499 |
Marine |
yön belirlemeye yarayan araç |
compass n.
|
|
500 |
Marine |
çıpayı sabit tutmaya yarayan ahşap parça |
anchor chock n.
|
|