açıdan - Turc Anglais Dictionnaire

açıdan

Sens de "açıdan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
General
açıdan in terms of prep.
We also anticipate a strong impetus and active cooperation from Cyprus in terms of politics.
Kıbrıs'tan da siyasi açıdan güçlü bir ivme ve aktif bir işbirliği bekliyoruz.

More Sentences

Sens de "açıdan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 462 résultat(s)

Turc Anglais
General
ayakta kalmak (fiziki açıdan) keep standing v.
The train was so crowded that I was kept standing all the way.
Tren o kadar kalabalıktı ki yol boyunca ayakta kaldım.

More Sentences
biyolojik açıdan biologically adv.
The Irish Sea is a biologically very sensitive area.
İrlanda Denizi biyolojik açıdan çok hassas bir bölgedir.

More Sentences
idari açıdan administratively adv.
Administratively, many stumbling blocks could be removed.
İdari açıdan pek çok engel ortadan kaldırılabilir.

More Sentences
siyasi açıdan politically adv.
A constitutional reform in Europe without the participation of the future members is politically indefensible.
Avrupa'da gelecekteki üyelerin katılımı olmadan yapılacak bir anayasa reformu siyasi açıdan savunulamaz.

More Sentences
bu açıdan in this respect adv.
In this respect, we believe that we have taken an important step.
Bu açıdan önemli bir adım attığımıza inanıyoruz.

More Sentences
mali açıdan financially adv.
Thirdly, the new Member States are not to be financially worse off after joining than they were before it.
Üçüncü olarak, yeni Üye Devletler katıldıktan sonra mali açıdan daha önce olduklarından daha kötü durumda olmamalıdır.

More Sentences
finansal açıdan financially adv.
The market will engage in cogeneration if it is financially worthwhile.
Piyasa, finansal açıdan faydalı olduğu takdirde kojenerasyonla ilgilenecektir.

More Sentences
tarihsel açıdan historically adv.
You could say this translation is historically accurate.
Bu çevirinin tarihsel açıdan doğru olduğunu söyleyebilirsin.

More Sentences
cinsel açıdan sexually adv.
She's sexually frustrated.
Cinsel açıdan hüsrana uğramış.

More Sentences
yasal açıdan legally adv.
Therefore the legally precarious situation continues to exist.
Dolayısıyla yasal açıdan tehlikeli durum devam ediyor.

More Sentences
hukuki açıdan legally adv.
The report's talk of smooth cooperation is sheer nonsense, legally speaking.
Raporun pürüzsüz işbirliğinden bahsetmesi ise hukuki açıdan tamamen saçmalıktır.

More Sentences
bilimsel açıdan technically adv.
This lesson must, therefore, be technically rigorous, scientifically precise and politically unbiased and dispassionate.
Dolayısıyla bu ders teknik açıdan titiz, bilimsel açıdan kesin ve siyasi açıdan tarafsız ve yansız olmalıdır.

More Sentences
kültürel açıdan culturally adv.
The museum exhibits culturally significant artefacts.
Müzede kültürel açıdan önemli eserler sergilenmektedir.

More Sentences
teknik açıdan technically adv.
Technically speaking, the car was parked illegally.
Teknik açıdan bakacak olursak, araba yasalara uygun park edilmemişti.

More Sentences
Phrases
her açıdan from every angle expr.
It is absurd from every angle.
Her açıdan saçma.

More Sentences
her açıdan in every aspect expr.
Jun-hui is a good kid in every aspect, I know.
Jun-hui her açıdan iyi bir çocuk, biliyorum.

More Sentences
birçok açıdan in many aspects expr.
This report is indeed remarkable in many aspects.
Bu rapor gerçekten de birçok açıdan dikkat çekicidir.

More Sentences
Idioms
her iki açıdan on both counts expr.
You succeeded admirably on both counts.
Her iki açıdan da takdire şayan bir başarı elde ettiniz.

More Sentences
General
sosyal açıdan endüstri social aspects of industries n.
ekonomik açıdan güvenilirlik respectability n.
sosyal açıdan giysi social aspects of costume n.
sosyal açıdan duygular social aspects of emotions n.
genetik açıdan kanser genetic aspects cancer n.
bilimsel açıdan özel öneme sahip alan site of special scientific interest n.
psikolojik açıdan mimari psychological aspects architecture n.
iğrençlik (ahlaki açıdan) squalor n.
sosyal açıdan gazetecilik social aspects of journalism n.
dini açıdan demokrasi religious aspects democracy n.
sosyal açıdan kitle iletişim araçları social aspects of mass media n.
ekonomik açıdan göç ve göçmenlik economic aspects emigration and immigration n.
manevi ve ahlaki açıdan kitle iletişim araçları moral and ethical aspects mass media n.
sosyal açıdan televizyon yayıncılığı social aspects of television broadcasting n.
moleküler açıdan kanser molecular aspects cancer n.
ticari açıdan önemli kişi cip n.
dini açıdan kişilerarası ilişkiler religious aspects interpersonal relations n.
çevresel açıdan endüstriyel yönetim environmental aspects industrial management n.
politik açıdan tarafsız fencesitter n.
politik açıdan bağımsız kimse fencesitter n.
mali açıdan önemli proje financially significant project n.
fiziksel veya ahlaki açıdan baskı altında olma necessity n.
ahlaki açıdan uygun olan şeyler the good n.
ahlaki açıdan doğru olan şeyler the good n.
toplumsal açıdan en çok istenen seviye a list n.
ahlaki açıdan en sakıncalı şey worst n.
yaşamsal açıdan gerekli olan kan life drop n.
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma gentlemens agreement n.
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma gentlemen's agreement n.
belirli bir açıdan diğerine eşit olan kimse rival n.
belirli bir açıdan diğerine eşit olan şey rival n.
belirli bir açıdan diğerine neredeyse eşit olan kimse rival n.
belirli bir açıdan diğerine neredeyse eşit olan şey rival n.
(özellikle zihinsel açıdan) yetersiz kimse incapable n.
insanların ahlaki açıdan övgüye layık yönleri good n.
sosyal açıdan içe kapalılık closure n.
çocukları cinsel açıdan tahrik edici bulan kimse paedophiliac n.
ahlaki açıdan gri karakter morally grey character n.
maddi açıdan güvenilirlik solidness n.
ahlâki açıdan belirsiz morally ambiguous n.
ruhani açıdan yabancılaşmış kimse stranger n.
maddi açıdan destekleyen kimse subsidiser [uk] n.
maddi açıdan destekleyen kimse subsidizer [us] n.
bir şeyi yüzeysel açıdan ele alan kimse superficialist n.
yasal açıdan bağlayıcı ilişki privity n.
ayakta kalmak (mali açıdan) be afloat v.
entelektüel açıdan karanlıkta bırakmak benight v.
bir şeye geniş bir açıdan bakmak look at something in perspective v.
mali açıdan kötü durumda olmak be financially in bad shape v.
farklı açıdan ele almak consider (a matter) from a different angle v.
birçok açıdan benzemek resemble in many aspects v.
(moral ya da maddi açıdan) destek sağlamak gather round v.
olaya başka bir açıdan bakmak look something from a different standpoint v.
olaya başka bir açıdan bakmak view something from a different standpoint v.
olaya başka bir açıdan yaklaşmak approach something from a different standpoint v.
doğru açıdan yaklaşmak approach (an issue) from the right angle v.
farklı açıdan bakmak look at something from a different aspect v.
farklı açıdan bakmak take a different approach to something v.
geniş açıdan bakmak look from a broad perspective v.
maddi açıdan yardımcı olmak support financially v.
maddi açıdan yardımcı olmak help financially v.
farklı bir açıdan ele almak consider (a matter) from a different angle v.
farklı/yeni bir açıdan bakmak reframe v.
bir şeye iyi/olumlu açıdan bakmak look at something in a positive light v.
maddi açıdan parası yetmek can afford to v.
ayakta kalmak (fiziki açıdan) remain standing v.
olayları farklı açıdan görmek see things from a fresh angle v.
(konuyu) farklı bir açıdan değerlendirmek readress v.
yeni bir açıdan ele almak readress v.
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek declare an interest v.
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek declare one's interest v.
birçok açıdan benzemek resemble in many aspects v.
entelektüel açıdan daha zorlu hale getirmek wise up v.
entelektüel açıdan daha komplike hale getirmek wise up v.
ideolojik açıdan açıklamak ideologise v.
ideolojik açıdan açıklamak ideologize v.
ideolojik açıdan açıklamak ideologise v.
ekonomik açıdan gelişmek develop v.
sosyal açıdan kabul göstermek civilise [obsolete] v.
sosyal açıdan kabul göstermek civilize [obsolete] v.
pragmatik açıdan yaklaşmak pragmatize v.
pragmatik açıdan yaklaşmak pragmatise v.
bilimsel açıdan ele almak scientize v.
bilimsel açıdan ele almak scientise v.
iğrenç (ahlaki açıdan) squalid adj.
namuslu (cinsel açıdan) moral adj.
kendi ayakları üzerinde durabilen (toplumsal/siyasal/ekonomik açıdan) viable adj.
bağımsız (ekonomik açıdan) independent adj.
ruhsal açıdan sağlıklı olmayan morbid adj.
ekonomik açıdan özgür economically free adj.
ateşli (cinsel açıdan) hot-blooded adj.
klinik açıdan ilgili clinically relevant adj.
kültürel açıdan eksik kalmış culturally deficient adj.
kültürel açıdan yetersiz culturally deficient adj.
sosyal açıdan işlevsel socially functional adj.
(duygusal açıdan) güçlü ve (her türlü duygusal travmaya karşı) sağlam heartstrong adj.
ruhen veya duygusal açıdan yenilenmiş reborn adj.
30 açıdan oluşan thirtyfold adj.
üç açıdan oluşan triune adj.
mali açıdan çok rahat deep pocket adj.
sosyal açıdan uygun au fait [french] adj.
sosyal açıdan tasvip edilmeyen unfashionable adj.
sosyal açıdan hoş karşılanmayan unfashionable adj.
sosyal açıdan doğru bulunmayan unfashionable adj.
ruhsal açıdan zarar görmemiş unharmed adj.
(ahlaki açıdan) sınırlanmamış unlicensed adj.
(ahlaki açıdan) frenlenmemiş unlicensed adj.
cinsel açıdan davetkar bedroom adj.
askeri açıdan güçlü bellipotent adj.
(cinsel açıdan) ahlaksız bestial adj.
ahlaki açıdan lekeli maculate adj.
çok açıdan manifold adj.
ahlaki açıdan katı mid-victorian adj.
finansal açıdan güvenli healthy adj.
sosyal açıdan üstünmüş gibi davranan grand adj.
tarihsel açıdan belirleyici historic adj.
tarihsel açıdan ünlü historical adj.
tarihsel açıdan belirleyici historical adj.
duygusal açıdan ezilmiş devastated adj.
ekolojik açıdan baskın gelen dominant adj.
sosyal açıdan kabul edilemez dreadful adj.
ahlaki açıdan temiz clean-living adj.
ahlaki açıdan temiz cleanly [obsolete] adj.
dini açıdan temiz cleanly [obsolete] adj.
fiziksel açıdan kırılgan crocky adj.
entelektüel açıdan zayıf fluffy adj.
her açıdan tam plenary adj.
sosyal açıdan olup bitenin farkında olan plugged-in adj.
ahlaki açıdan sorgulanabilir scrupulous [obsolete] adj.
(dini açıdan) bekarlığa ait veya ilgili single adj.
mali açıdan kurum desteği almayan freelance adj.
finansal açıdan iyi solid adj.
mali açıdan iyi yapılandırılmış solid adj.
duygusal açıdan yükselmiş stirred adj.
biyososyal açıdan biosocially adv.
mimari açıdan architecturally adv.
mesleki açıdan avocationally adv.
kimyasal açıdan chemically adv.
tarımsal açıdan agronomically adv.
yönsel açıdan directionally adv.
balistik açıdan ballistically adv.
kromatik açıdan chromatically adv.
felsefi açıdan philosophically adv.
gelişimsel açıdan evolutionarily adv.
empresyonist bir açıdan expressionistically adv.
işitsel açıdan auditorily adv.
kemoterapötik açıdan chemotherapeutically adv.
genital açıdan genitally adv.
hukuki açıdan jurally adv.
jeolojik açıdan geologically adv.
insani açıdan in a humanistic manner adv.
duygusal açıdan sensually adv.
arktik açıdan arctically adv.
tarımsal açıdan agriculturally adv.
insani açıdan humanistically adv.
dini açıdan ecclesiastically adv.
koital açıdan coitally adv.
kozmetik açıdan cosmetically adv.
jeopolitiksel açıdan geopolitically adv.
astrofiziksel açıdan astrophysically adv.
kozmolojik açıdan cosmologically adv.
duygusal açıdan carnally adv.
yapısal açıdan constructionally adv.
bir çok açıdan on several counts adv.
başka bir açıdan from a different viewpoint adv.
manevi açıdan morally adv.
politik açıdan politically adv.
farklı açıdan from different point of view adv.
farklı bir açıdan from a different viewpoint adv.
farklı açıdan from different viewpoint adv.
farklı bir açıdan from a different point of view adv.
edebi açıdan in a literary sense adv.
sosyoekonomik açıdan socioeconomically adv.
uluslararası açıdan internationally adv.
coğrafi açıdan geographically adv.
ahlaki yönden/olarak/açıdan on moral grounds adv.
tarihsel açıdan from a historical perspective adv.
kanuni açıdan legally adv.
diğer açıdan on the other hand adv.
diğer açıdan from another point of view adv.
diğer açıdan from another perspective /angle/aspect adv.
sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan socio-economically and culturally adv.
diğer açıdan again adv.
entelektüel açıdan cerebrally adv.
kavramsal açıdan conceptually adv.
finansal açıdan in monetary terms adv.
birçok açıdan in a lot of ways adv.
her açıdan everyway adv.
hukuka aykırı bir açıdan extralegally adv.
ne açıdan what adv.
algısal açıdan perceptually adv.
fenolojik açıdan phenologically adv.
belirtibilimsel açıdan phenologically adv.
sosyokültürel açıdan socioculturally adv.
bitkibilimsel açıdan botanically adv.
bu açıdan from this point of prep.
bilimsel açıdan özel öneme sahip alan sssi (site of special scientific interest) abrev.
maddi açıdan daha iyi bir duruma girmek get ahead v.
Phrasals
bir şeyden heyecan duymak veya cinsel açıdan tahrik olmak get off on v.
(birinin romantik/seksüel açıdan) ilgisini kazanmaya çalışmak toss at (someone) v.
her açıdan işe saldırmak lay about v.
cinsel açıdan uyarmak wind up v.
(entelektüel açıdan) zorlaştırmak brain up v.
(bir açıdan birine/bir şeye) benzemek resemble (someone or something) in (some manner or aspect) v.
(bir açıdan) benzemek resemble in v.
Phrases
her açıdan all around [us] adv.
her açıdan/koşulda by all odds [us] adv.
bu açıdan/noktadan from this standpoint expr.
bir açıdan bakılırsa from a certain point of view expr.
bu açıdan bakıldığında when considered from this point of view expr.
bu açıdan bakıldığında when viewed from this aspect expr.
bir başka açıdan from another angle expr.
her açıdan in every respect expr.
her açıdan by any measure expr.
hem de her açıdan only in every way expr.
teknik açıdan from a technical aspect expr.
yasal açıdan bakılırsa as a matter of legal doctrine expr.
yasal açıdan bakıldığında as a matter of legal doctrine expr.
birçok açıdan from many perspectives expr.
hangi açıdan bakılırsa bakılırsın for all intensive purposes expr.
bir açıdan in one regard expr.
hangi açıdan bakılırsa bakılsın for all intents and purposes expr.
hangi açıdan bakılırsa bakılsın to all intents and purposes expr.
hangi açıdan bakılırsa bakılsın for all intents and purposes expr.
hangi açıdan bakılırsa bakılsın to all intents and purposes expr.
parasal açıdan kötü durumda in bad circumstances expr.
Colloquial
(duygusal açıdan veya yorgunluktan) bunalmış kimse mess n.
toplumda/siyasi açıdan yüksek konumdaki insanlarla ilgili espri yapmak punch up v.
(özellikle mali açıdan) ihtiyaç içinde olmak hurt v.
askeri açıdan güçlendirmek muscle up v.
birçok açıdan özel special in a lot of ways adj.
maddi açıdan fakir poor in money adj.
her açıdan perişan all-around miserable adj.
cinsel/romantik açıdan tutkulu hot and heavy adj.
kültürel açıdan geri kalmış pendu [hinglish] adj.
bir açıdan on one level expr.
hangi açıdan bakılırsa bakılsın for all practical purposes expr.
hangi açıdan bakılırsa bakılsın for all intents and purposes expr.
profesyonel açıdan bakınca from a professional point of view expr.
her açıdan as near as dammit expr.
her açıdan as near as dammit (or damn it) expr.
(cinsel açıdan) çekinmesi olmayan down and dirty expr.
(cinsel açıdan) düşüp kalkan down and dirty expr.
(cinsel açıdan) yatıp kalkan down and dirty expr.
her açıdan in all things expr.
birçok açıdan in more ways than one expr.
her açıdan whichever way you slice it expr.
Idioms
toplumsal açıdan umut vadeden çağ/dönem brave new world n.
bir bakımdan/açıdan iyi bir bakımdan/açıdan kötü a boon and a bane n.
yasal açıdan bir bağlayıcılığı olmayan güven üzerine kurulu anlaşma a gentleman's agreement n.
iki açıdan da değerlendirmek see both sides (of something) v.
azar azar harcama yaptırarak mali açıdan güç durumda bırakmak nickel-and-dime someone to death v.
maddi açıdan zorlanmak feel the crunch v.
duygusal açıdan yaralanmak get a bloody nose v.
(birine) duygusal, romantik, cinsel açıdan bağlanmak get involved (in or with someone) v.
ruhsal açıdan rahatlamak be at peace v.
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek declare an interest v.
bir şeyle mali açıdan ilgilendiğini belirtmek declare one's interest v.
farklı bir açıdan görülmek get into focus v.
azar azar harcama yaptırarak mali açıdan güç durumda bırakmak nickel and dime [us] v.
azar azar harcama yaptırarak (birini) mali açıdan güç durumda bırakmak nickel and dime (one) v.
azar azar harcama yaptırarak (birini) mali açıdan güç durumda bırakmak nickel and dime (one) to death v.
azar azar harcama yaptırarak (birini) mali açıdan güç durumda bırakmak nickel and dime someone (to death) v.
maddi açıdan iyileştirmek sweeten (up) the pot v.
maddi açıdan rahat made in the shade adj.
her açıdan forty ways from sunday adv.
her açıdan to (one's) bones adv.
her açıdan to (one's) bootstraps [australian] adv.
her açıdan to your bootstraps [australian] adv.
hangi açıdan bakılırsa bakılsın to all intents and purposes expr.
akla gelebilecek her şekilde/her açıdan eight ways from sunday expr.
akla gelebilecek her şekilde/her açıdan eight ways to sunday expr.
her açıdan by all odds expr.
her açıdan forty ways to sunday expr.
hangi açıdan bakılırsa bakılsın for practical purposes expr.
her yönden/açıdan however you slice it expr.
hangi yönden/açıdan bakarsan bak however you slice it expr.
(belirli bir) açıdan in a (kind of) light expr.
iyi bir açıdan in a good light expr.
kötü bir açıdan in a bad light expr.
mali açıdan kötü durumda in bad shape expr.
her açıdan six ways to sunday expr.
Speaking
farklı açıdan bak think outside the box expr.
farklı açıdan düşün think beyond the box expr.
farklı açıdan düşün think out of the box expr.
farklı açıdan bak think beyond the box expr.
hangi açıdan? how so? expr.
farklı açıdan bak think out of the box expr.
farklı açıdan düşün think outside the box expr.
ne açıdan ? in what sense? expr.
Trade/Economic
bir işin finansal açıdan tatmin ediciliği haricindeki olumlu yönleri nonmonetary advantages n.
boş hipotezde ifade edilenden farklı bir açıdan hareket edilerek oluşturulan hipotez alternative hypothesis n.
ekonomik açıdan gerilik backwardness n.
ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşme onerous contract n.
ticari açıdan önemli kişi commercially important person n.
yasal açıdan bağlayıcı karar vermek üzere tarafsız kişilerden oluşan bir kurula götürme arbitration n.
yasal açıdan bağlayıcı bir yazı legally binding writing n.
mali açıdan istenmeyen sonuçları göze alma risk-taking n.
analitik yöntemler kullanarak işletmeyi ekonomik açıdan en verimli hale getirmek optimalise v.
ekonomik açıdan zorlamak squeeze v.
esasa ilişkin açıdan geçersiz inaccurate in material respect adj.
mali açıdan güçlü financially powerful adj.
maddi açıdan uygun dependable adj.
ekonomik açıdan durgun sluggish adj.
mali açıdan iyi durumda beforehand adv.
mali açıdan fiscally adv.
nakdi açıdan from a monetary point of view expr.
parasal açıdan from a monetary point of view expr.
Law
çocuğun veya hukuki açıdan ehliyetsiz kimsenin vekili litigation friend n.
çocuğun veya hukuki açıdan ehliyetsiz kimsenin vekili next friend n.
yasal açıdan ticarete elverişli legal-for-trade adj.
yasal açıdan emredici statutory adj.
Politics
bir devlet içinde sözde özerkliğe sahip ancak ekonomik açıdan bağımlı ve güçten yoksun etnik bölge bantustan n.
abd'de demokrat partinin mali açıdan muhafazakar üyesi blue dog democrat n.
ölçülü ve ahlaki açıdan doğru ilerleme şekli highroad [us] n.
uluslararası ilişkilerde önemli ve belirleyici rolü bulunan, askeri ve ekonomik açıdan çok güçlü ülke great power n.
diplomatik açıdan var oluş presence n.
siyasi açıdan pasif durumdaki çoğunluk silent majority n.
aşırı sağın ve aşırı solun birçok açıdan benzer olduğu öne süren siyasi teori horseshoe theory n.
politik ve ekonomik açıdan aşırı muhafazakar tory adj.
siyasi açıdan tarafsız politically neutral adj.
(islam ülkelerinde) asil soydan gelen veya siyasi açıdan önemli kimseler ile ilişkili shereefian adj.
ulusal açıdan nationally adv.
Insurance
zihinsel açıdan yetersiz confused adj.
Technical
iki doğruyu kesen bir başka doğrunun oluşturduğu içteki dört açıdan biri interior angle n.
(dişli veya vida dişini) teorik açıdan doğru biçimde oluşturmak generate v.
akustik açıdan acoustically adv.
Automotive
ekolojik açıdan zararlı madde ecologically harmful matter n.
Aeronautic
eğlence arayışıyla jet uçağıyla oradan oraya uçan zengin ve sosyal açıdan önemli kişilerden oluşan grup jet set n.
uçak gürültüsünden akustik açıdan etkilenen alan footprint n.
Medical
özellikle işitme sinirinde ruhsal açıdan sağlıklı olmayan değişime bağlı olarak sinir sisteminin bazı bölümlerinde ortaya çıkan bir tür sağırlık nervous deafness n.
psikotropik ilaçların reçetelenmesinin etik açıdan sonuçlarıyla ilgilenen biyoetik dalı neuroethics n.
bakteriyolojik açıdan değerlendirilme bacteriological evaluation n.
peniskopik açıdan peniscopically n.
toksikolojik açıdan değerlendirilme toxicological evaluation n.
tıbbi açıdan güçlü zayıflama programı medically sound weight-loss program n.
tıbbi açıdan maluliyete uyarlanmış yaşam yılları disability adjusted life years (daly) n.
bitki gibi doğada bulunan bir nesnenin eskiden tıbbi açıdan faydalı olduğunu düşündüren fiziksel veya niteliksel özelliği signature n.
tıbbi açıdan risk taşıyan medically-compromised adj.
immünolojik açıdan immunologically adv.
klinik açıdan clinically adv.
termodinamik açıdan thermodynamically adv.
hümoral açıdan humorally adv.
Psychology
entelektüel kişileri cinsel açıdan çekici bulan kişi sapiosexual n.
evrimsel açıdan istikrarlı stratejiler evolutionary stable strategies n.
insan zekasını cinsel açıdan çekici bulan kişi sapiosexual n.
cinsel açıdan sapkın kimse paraphiliac n.
psikolojik açıdan dengeli adjusted adj.
Dentistry
ortodontik açıdan orthodontically adv.
Physiology
nörolojik açıdan ya tam ya hiç karşılık verme ile karakterize edilen all-or-none adj.
Pathology
sinir dokusunun patolojik açıdan yumuşaması neuromalacia n.
Optics
yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü oluşturmakta kullanılan optik cihaz anamorphoser n.
yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü üretmekte kullanılan mercek anamorphote lens n.
Math
matematiksel açıdan kaotik bir sistem çeşidi strange attractor n.
matematiksel açıdan tahmin edilemez olan chaotic adj.
matematiksel açıdan daha basit olan degenerate adj.
uzaydaki bir doğrunun koordinat eksenlerinin üç pozitif yönü ile yaptığı üç açıdan birine ait (kosinüs) direction adj.
Geometry
toplamı 90° olan iki açıdan her biri complement n.
geometrik açıdan ele alınabilen problem solid problem n.
geometrik açıdan ele almak geometrise v.
geometrik açıdan ele almak geometrize v.
Logic
(önermeye) başka bir açıdan bakmak obvert v.
Statistics
istatistiksel açıdan anlamlı olma significance n.
olasılıksal açıdan bağımsız independent adj.
Physics
bileşenlerinin hareketleri dışında her açıdan aynı olan sistemler grubu ensemble n.
Biology
doğum kusurlarının biyolojik açıdan incelenmesi teratology n.
türlerin evrimsel açıdan dejenere olduğuna inanan kimse degenerationist n.
seçili iki kendilenmiş hat arasında heterotik açıdan birinci nesil hibrid single cross n.
doğum kusurlarının biyolojik açıdan incelenmesi ile ilgili teratological adj.
doğum kusurlarının biyolojik açıdan incelenmesine ait teratological adj.
morfolojik açıdan belirsiz olup fizyolojik açıdan ayrışabilen bir forma cinsel olarak tepki veren minus adj.
morfolojik açıdan belirsiz olup fizyolojik açıdan ayrışabilen bir forma cinsel olarak tepki veren organizmaya ait veya ilişkin minus adj.
biyotik açıdan biotically adv.
dokubilimsel açıdan histologically adv.
Biochemistry
kalsiyum, iyon ve şeker gibi fizyolojik açıdan önemli maddelerin biyolojik bir zardan geçme süreci membrane transport n.
Marine Biology
kuzey amerika pasifik kıyılarında görülen, ticari açıdan önemli bir balık türü rasher (sebastodes miniatus) n.
kuzey amerika pasifik kıyılarında görülen, ticari açıdan önemli bir balık türü vermillion rockfish n.
çoğunlukla kuzey denizlerde görülen, ekonomik açıdan önem taşıyan bir kahverengi su yosunu familyası laminariaceae n.
gömleklilerde seksüel açıdan olgunlaşamayan kusurlu zooit trophozooid n.
Astrology
astrolojik açıdan etkilenmek predominate v.
Botanic
tarımsal açıdan çok önemi olmayan bir çim cinsi melic grass n.
Social Sciences
ırkın antropolojik yöntemlerle sosyolojik açıdan incelenmesi anthroposociology n.
kuzey kore komünist rejiminin politik açıdan incelenmesi pyongyangology n.
sosyal açıdan beceriksiz unclubbable adj.
Literature
ahlaki açıdan gri karakter morally gray character n.
ahlaki açıdan gri karakter morally grey character n.
Linguistics
cümle ya da cümlecikte fiilin belirttiği olayda canlı varlığın semantik açıdan pasif olan rolü recipient role n.
dillerin yapısal veya kronolojik açıdan karşılaştırmalı olarak incelenmesi typology n.
kullanan kişinin eş anlamlı başka bir kelimeye göre sosyal açıdan daha kabul edilebilir gördüğü kelime genteelism n.
dilbilimsel açıdan uygun olanı sezebilme sprachgefühl n.
(bağlacı, edatı) dil bilgisel açıdan ilişkili sözcüğün yanına getirmek postpose v.
neolojik açıdan neologically adv.
sosyodilbilimsel açıdan sociolinguistically adv.
toplumdilbilimsel açıdan sociolinguistically adv.
Religious
kelimenin veya metnin mistik açıdan tefsir edilmesi anagogue n.
dini açıdan pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyet servile work n.
dini açıdan kuşkucu kimse skeptic n.
dini açıdan aşırı geleneksel ultraorthodox adj.
törensel açıdan temiz olmayan common adj.
dini açıdan temiz olmayan common adj.
dini açıdan uygun olmayan common adj.
teolojik açıdan doğru olan orthodox adj.
yönetimde presbiteryen, öğretisel açıdan ise kalvinist olan protestan kilisesine ait veya ilişkin presbyterian adj.
Philosophy
felsefi açıdan hümanizmi benimsemiş kimse humanist n.
teolojik açıdan bakmak theologise v.
teolojik açıdan bakmak theologize v.
mantıksal açıdan ortak özelliklere sahip olmak communicate v.
Environment
yerel veya ulusal yönetim tarafından kamu mirası ilan edilmiş doğal oluşum, tarihi bölge veya bilimsel açıdan önemli alan monument n.
Meteorology
bulutları bilimsel açıdan gözlemleyerek yapılan tahmin nephelognosy n.
Geology
jeolojik açıdan incelemek geologize v.
jeolojik açıdan incelemek geologise v.
mekanik veya kimyasal açıdan dengesiz (yeryüzü oluşumu) labile adj.
Military
açıdan çıkarma usulü angle-offset method n.
askeri açıdan yıpratmak soften v.
askeri açıdan güçlü armipotent adj.
askeri açıdan önemsiz open adj.
Sport
(okçulukta) sağ açıdan atış yapan side adj.
Art
yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü anamorphism n.
yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü anamorphosis n.
yalnızca özel bir açıdan bakılınca görünecek şekilde çarpıtılmış görüntü anamorphosy [obsolete] n.
Music
tipik bir sonata göre daha kısa bölümlerden oluşan ve teknik açıdan daha kolay olan sonat sonatina n.
armonik açıdan uyumlu related adj.
her açıdan mükemmel (pop şarkısı) solid adj.
Archaic
maddi açıdan mecbur olmak come upon v.
manevi açıdan coşturmak translate v.
duygusal açıdan coşturmak translate v.
edebi açıdan zengin olan colorific adj.
edebi açıdan zengin olan colourific adj.
yönetimde presbiteryen, öğretisel açıdan ise kalvinist olan protestan kilisesine ait veya ilişkin presbyterial adj.
Engineering
360 dereceli açıdan gelen sesleri almaya elverişli (mikrofon) omnidirectional adj.
Slang
cinsel açıdan yakınlaşma süreci time n.
cinsel açıdan çekici va-va-voom n.
birden çok erkekle beraber olan, entrikacı veya çıkarcı olduğu düşünülen cinsel açıdan saldırgan kadın mantrap n.
tembel, sosyal açıdan beceriksiz veya sosyal hayattan yoksun olarak görülen kişileri eleştirmek için kullanılan aşağılayıcı terim basement dweller n.
cinsel açıdan sadakatsiz olmak screw around v.
cinsel açıdan etkileyici/cazibeli hale getirmek sex up v.
homoseksüel açıdan bakmadan no homo expr.
homoseksüel açıdan bakmadan pause expr.
fiziksel açıdan in the trouser department expr.
(cinsel açıdan çekici kadın) bomba a bit of tail expr.
Modern Slang
duygusal açıdan gelişmemiş yetişkin adult child n.
kendini cinsiyet değiştirmiş haliyle düşündüğünde cinsel açıdan tahrik olan kimse agamp (autogyneandromorphophilia) n.
estetik açıdan etkilenme aesthetic attraction n.
estetik açıdan hoş aesthetically pleasing adj.