beyond - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

beyond

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "beyond" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 28 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
beyond n. öte
beyond adv. ötede
beyond prep. ötesi
beyond prep. ötesinde
beyond prep. -den öte
beyond prep. -in ötesinde
General
beyond n. ötesindekiler
beyond n. ahiret
beyond n. öbür dünya
beyond adv. ayrıca
beyond adv. öteye
beyond prep. dışında
beyond prep. haricinde
beyond prep. fazla
beyond prep. aşkın
beyond prep. ötesine
beyond prep. -den başka
beyond prep. -den sonra
beyond prep. (güç, menzil) dışında
beyond prep. üstünde
beyond prep. aşkın
beyond prep. üstün
beyond prep. sonra
beyond prep. den başka
beyond prep. meyecek kadar
Technical
beyond adv. daha fazla
beyond adv. ötesinde
beyond prep. daha ileride

Sens de "beyond" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
go beyond v. aşmak
beyond measure adv. ölçüsüz
General
service beyond expectations n. beklentilerin ötesinde hizmet
service beyond expectations n. beklentinin ötesinde hizmet
reason beyond one's control n. elde olmayan neden
reasons beyond one's control n. elde olmayan nedenler
the beyond n. bilinmeyen
the beyond n. insan algısının ötesinde olan dünya
the beyond n. öbür dünya
go beyond v. ötesine geçmek
go beyond the limit v. haddini aşmak
go beyond v. aşağıya inmek
go beyond reason v. makul sınırların dışına çıkmak
be beyond someone's grasp v. birinin elinden kurtulmuş olmak
be beyond v. aşmış olmak
pass beyond v. aşmak
go beyond the limit v. çizmeyi aşmak
be beyond a shadow of a doubt v. zerre kadar şüphe kalmamak
go beyond v. aşmak
be beyond one's ken v. birinin hiç bilmediği bir şey olmak
be beyond dispute v. tartışma götürmemek
soar beyond v. aşmak
pass beyond v. geçmek
be beyond belief v. inanılmaz olmak
deteriorate beyond recovery v. düzenini kaybetmek
be beyond belief v. inanılması mümkün olmamak
be beyond someone's grasp v. birinin kavrayışının dışında olmak
deteriorate beyond recovery v. çığırından çıkmak
be beyond one's power v. elinde olmamak
be beyond someone's grasp v. birinin elde edemeyeceği bir şey olmak
go beyond oneself v. kendini aşmak
go beyond one's aim v. amacını aşmak
go beyond one's purpose v. amacını aşmak
lie beyond the scope of something v. kapsamı dışında olmak
go beyond bounds v. aşırı gitmek
go beyond sleep v. uykunun ötesine geçmek
go beyond the ordinary v. ezber bozmak
go beyond the ordinary v. alışılmışın dışına çıkmak
be beyond one's ken v. aklı ermemek
be unable to go beyond v. ötesine geçememek
go beyond time v. zamanın ötesine geçmek
can not go beyond a certain point v. belli bir noktadan öteye gidememek
be unable to go beyond a certain point v. belli bir noktadan öteye gidememek
go beyond the scope of v. kapsamı dışına çıkmak
get beyond the limits v. sınırları aşmak
move beyond v. ötesine geçmek
have meaning beyond v. daha öte bir anlam taşımak
have meaning beyond v. daha öte anlam taşımak
see beyond v. ilerisini görmek
push oneself beyond one’s boundaries v. sınırlarını zorlamak
be burned beyond recognition v. yanarak tanınmaz hale gelmek
be beyond economic repair v. onarım bedeli gerçek değerinden yüksek olmak
can't see beyond the road v. yolun ötesini görememek
beyond all bearing adj. katlanılmaz
beyond praise adj. nefis
beyond bearing adj. çekilmez
beyond reproach adj. kusursuz
beyond dispute adj. tartışmasız
beyond endurance adj. dayanılmaz
beyond belief adj. inanılmaz
beyond doubt adj. şüphesiz
beyond doubt adj. kuşkusuz
beyond endurance adj. çekilmez
beyond all bear adj. katlanılmaz
beyond the pale adj. hariç bırakılmış
beyond praise adj. mükemmel
beyond reach adj. yetişilmez
beyond number adj. sayısız
beyond doubt adj. su götürmez
beyond retrieve adj. çaresiz
beyond all bearing adj. dayanılmaz
beyond all bearing adj. çekilmez
beyond number adj. sayılamaz
beyond belief adj. güvenilmez
beyond comparison adj. mukayese edilemez
beyond bearing adj. dayanılmaz
beyond doubt adj. söz götürmez
beyond all bear adj. dayanılmaz
beyond compare adj. kıyaslanamaz
beyond reason adj. aklın ötesinde
beyond reach adj. erişilmez
beyond price adj. paha biçilmez
beyond any doubt adj. şüphesiz
beyond doubt adj. şüphe götürmez
beyond dispute adj. apaçık
beyond dispute adj. su götürmez
beyond reach adj. erişilemez
beyond expression adj. anlatımı mümkün olmayan
beyond expression adj. kelimelerle ifade edilemeyen
beyond repair adj. onarılamayacak biçimde
beyond argument adj. tartışılmaz
beyond argument adj. tartışmasız
beyond understanding adj. anlaşılması zor
burned beyond recognition adj. yanarak tanınmaz hale gelmiş
beyond comprehension adj. akıl almaz
beyond comprehension adj. kavranamaz
beyond one's depth adv. boyunu aşan
beyond question adv. şüphe götürmez
beyond measure adv. hadden aşırı
beyond one's depth adv. bilgi ve kabiliyeti dışında
beyond the sea adv. denizlerin ötesinde
beyond question adv. tereddüte mahal bırakmayarak
beyond question adv. şüphesiz
beyond question adv. tartışmasız
beyond the veil adv. öbür dünyada
beyond measure adv. haddinden fazla
above and beyond adv. yeter de artar
beyond measure adv. son derece
beyond hope of recovery adv. iflah olmaz biçimde
beyond measure adv. sonsuz
above and beyond adv. fazlasıyla
beyond one's depth adv. bilgi ve yeteneği dışında
beyond question adv. kuşkusuz
beyond measure adv. çok fazla
beyond all blame adv. bütün suçlamalardan uzak
beyond one's depth adv. boynunu aşan
beyond somebody's wildest dreams adv. rüyalarda bile gerçek olmayacak
beyond somebody's wildest dreams adv. rüyalarda bile gerçekleşmeyecek
beyond these adv. bunların ötesinde
due to circumstances beyond our control adv. elimizde olmayan nedenlerle
due to reasons beyond our control adv. elimizde olmayan sebeplerle
due to circumstances beyond our control adv. elimizde olmayan sebeplerle
due to reasons beyond our control adv. elimizde olmayan nedenlerle
well beyond the finish line adv. bitiş çizgisinin hayli ötesinde
beyond seas adv. denizlerin ötesinde
beyond measure adv. aşırı derecede
beyond measure adv. hadsiz hesapsız
for reasons beyond our control adv. elde olmayan nedenlerle
due to reasons beyond our control adv. elde olmayan nedenlerle
beyond a predetermined period adv. önceden belirlenmiş/belirli bir süre sonrasında
at the back of beyond adv. dünyanın bir ucunda
at the back of beyond adv. sapa yerde
beyond imagination adv. hayallerin ötesinde
a little beyond adv. az ötesinde
beyond the game adv. oyunun ötesinde
beyond the reach of prep. erişilmez
beyond the reach of prep. yetişilmez
beyond the reach of prep. uzak
go beyond yourself! interj. aş kendini
beyond expectation expr. beklentilerin ötesinde
Phrasals
get beyond v. aşmak
go beyond v. yaratıcılıkta sınırları aşmak
go beyond v. aldatmak
get beyond v. geçmek
go beyond v. kandırmak
get beyond v. ötesine geçmek
look beyond v. arkasına bakmak
look beyond v. ardına bakmak
look beyond v. geleceğe odaklanmak
look beyond v. ileriyi düşünmek
look beyond v. planlamak
look beyond v. ilerisine bakmak/odaklanmak
look beyond v. görmezden gelmek
look beyond v. göz ardı etmek
look beyond v. nazari itibara almamak
look beyond v. geride bırakmak
look beyond v. kabullenmek
look beyond v. aşmak
look beyond v. bir yana bırakmak
look beyond v. ileriye bakmak
move beyond v. ileriye doğru hareket etmek
look beyond v. ilerisini/ötesini görmeye çalışmak
look beyond v. öteye bakmak
go beyond someone or something v. birini/bir şeyi geçmek
go beyond someone or something v. birini/bir şeyi pas geçmek
go beyond someone or something v. birinin/bir şeyin ötesine geçmek
go beyond (something) v. (bir şeyi) geçmek
go beyond (something) v. (bir şeyin) ötesine geçmek
go beyond (something) v. (bir şeyi) aşmak
go beyond (something) v. (bir şeyin) üstüne çıkmak
see beyond (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ilerisini/ötesini görmek
see beyond (something) v. (bir şeyin) ötesini/ilerisini tahmin etmek/hayal etmek
see beyond (something) v. (bir şeyden) sonra ne olacağını görmek/tahmin etmek/hayal etmek
see beyond (something) v. (bir şeyin) dışında/kapsamının ötesinde olanları görmek/algılamak
Phrases
beyond belief adj. inanılmaz
beyond doubt adv. kuşkusuz
beyond doubt adv. şüphesiz
beyond doubt adv. hiç şüphesiz
beyond doubt adv. hiç şüphe yok ki
beyond doubt adv. yüzde yüz
beyond doubt adv. kesinlikle
beyond doubt adv. kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde
beyond a doubt adv. kuşkusuz
beyond a doubt adv. şüphesiz
beyond a doubt adv. hiç şüphesiz
beyond a doubt adv. hiç şüphe yok ki
beyond a doubt adv. yüzde yüz
beyond a doubt adv. kesinlikle
beyond a doubt adv. kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde
way beyond expr. çok
beyond measure expr. dolu
beyond measure expr. çok fazla
beyond measure expr. çok sayıda
due to circumstances beyond our control expr. elimizde olmayan nedenlerden
due to reasons beyond our control expr. elimizde olmayan nedenlerden
due to circumstances beyond our control expr. elimizde olmayan sebeplerden
beyond measure expr. fazlasıyla
due to reasons beyond our control expr. elimizde olmayan sebeplerden
due to reasons beyond one's control expr. mecburiyetten
beyond being just expr. olmasının ötesinde
beyond being just expr. olmanın ötesinde
beyond measure expr. mebzul miktarda
it is surely beyond doubt that expr. şüphesiz ki
beyond measure expr. sayılamayacak kadar çok
beyond a reasonable doubt expr. şüpheye mahal bırakmayacak şekilde
beyond description expr. tarifsiz
beyond measure expr. ziyadesiyle
beyond understanding expr. anlayacağının ötesinde
Colloquial
great beyond n. ahiret
due to the reasons both within and beyond control n. elde olan veya olmayan nedenlerden dolayı
due to reasons beyond our control n. elimizde olmayan nedenlerden dolayı
be beyond endurance v. çekilmez olmak
be beyond endurance v. dayanılmaz olmak
be beyond endurance v. hoşgörü sınırlarını aşmak
live beyond one's limits v. kendi olanaklarının ötesinde yaşamak
be beyond (one) v. (birini) aşmak
be beyond (one) v. (birinin) anlaması zor olmak
be beyond (one) v. anlayamamak
be beyond (one) v. çözememek
be beyond (one) v. (birinin) aklı almamak
be beyond (one) v. nedenini bilmemek
be beyond somebody v. birini aşmak
be beyond somebody v. birinin hayal edebileceğinin ötesinde olmak
be beyond somebody v. birinin anlayabileceğinin/kavrayabileceğinin/yapabileceğinin ötesinde olmak
be beyond somebody v. birinin aklı almamak
beyond comparison adj. benzersiz
breached beyond repair adj. tamir edilemez şekilde hasar almış
beyond comparison adj. tartışmasız
beyond (one) adj. (birini) aşan
beyond (one) adj. (birinin) anlayabileceğinin üstünde/ötesinde
beyond (one) adj. (birinin) anlayabilmesi zor
beyond (something) adj. (bir şeyin) ilerisinde
beyond (something) adj. (bir şeyin) ötesinde
beyond (something) adj. (bir şeyi) geçince
beyond (something) adj. (bir şeyi) aşınca
beyond (something) adj. (bir şeyi) aşmış
beyond (something) adj. (bir şeyi) atlatmış
beyond (something) adj. (bir şeyi) geride bırakmış
beyond someone or something adj. biriyle/bir şeyle ilgili problemlerini çözmüş
beyond someone or something adj. birini/bir şeyi aşmış
beyond someone or something adj. birini/bir şeyi atlatmış
beyond someone or something adj. birini/bir şeyi geride bırakmış
beyond the pale expr. aşırıya kaçmış
above and beyond expr. beklenenin üzerinde
beyond control expr. denetimden çıkmış
beyond price expr. çok değerli
beyond control expr. denetimsiz
due to reasons beyond our control expr. elimizde olmayan nedenler yüzünden
beyond the call of duty expr. görev aşkı
beyond comparison expr. eşsiz güzellikte
beyond the pale expr. haddini aşan
beyond question expr. hiç kuşku yok ki
due to reasons beyond our control expr. elimizde olmayan nedenlerden ötürü
beyond any doubt expr. hiç kuşku yok ki
above and beyond expr. gerekenden fazla
beyond comparison expr. eşsiz
beyond control expr. kontrolden çıkmış
above and beyond expr. ötesinde
beyond control expr. kontrol dışında
great beyond expr. öbür dünya
beyond the pale expr. sınırını aşmış
beyond price expr. paha biçilemez
beyond help expr. (artık) yardım edilemeyecek/tamir edilemez bir halde
beyond repair expr. yardım/tamir edilemez durumda
beyond repair expr. (artık) yardım edilemeyecek/tamir edilemez bir halde
beyond the call of duty expr. vazife aşkı
beyond help expr. yardım/tamir edilemez durumda
beyond your ken [old-fashioned] expr. bilginin/anlayışının dışında
beyond your ken [old-fashioned] expr. aklının ermeyeceği/almayacağı
beyond your ken [old-fashioned] expr. kabiliyetini/zekanı aşan
Idioms
riches beyond the dream of avarice n. karun kadar zenginlik
riches beyond the dream of avarice n. hayal edilemeyecek kadar zenginlik
riches beyond the dream of avarice n. harca harca bitmeyecek kadar zenginlik
riches beyond the dream of avarice n. aşırı zenginlik
riches beyond any dream of avarice n. karun kadar zenginlik
riches beyond any dream of avarice n. hayal edilemeyecek kadar zenginlik
riches beyond any dream of avarice n. harca harca bitmeyecek kadar zenginlik
riches beyond any dream of avarice n. aşırı zenginlik
wealth beyond the dream of avarice n. karun kadar zenginlik
wealth beyond the dream of avarice n. hayal edilemeyecek kadar zenginlik
wealth beyond the dream of avarice n. harca harca bitmeyecek kadar zenginlik
wealth beyond the dream of avarice n. aşırı zenginlik
wealth beyond any dream of avarice n. karun kadar zenginlik
wealth beyond any dream of avarice n. hayal edilemeyecek kadar zenginlik
wealth beyond any dream of avarice n. harca harca bitmeyecek kadar zenginlik
wealth beyond any dream of avarice n. aşırı zenginlik
back of the beyond n. en ücra köşe
above and beyond the call of duty n. görev icabı yapılması gerekenler
above and beyond the call of duty n. görevin gerektirdikleri
life beyond n. öbür dünya
life beyond n. ölümden sonraki yaşam
wealth beyond the dream of avarice n. karun kadar zenginlik
wealth beyond the dream of avarice n. hayal edilemeyecek kadar zenginlik
wealth beyond the dream of avarice n. harca harca bitmeyecek kadar zenginlik
wealth beyond the dream of avarice n. aşırı zenginlik
wealth beyond any dream of avarice n. karun kadar zenginlik
wealth beyond any dream of avarice n. hayal edilemeyecek kadar zenginlik
wealth beyond any dream of avarice n. harca harca bitmeyecek kadar zenginlik
wealth beyond any dream of avarice n. aşırı zenginlik
riches beyond the dream of avarice n. karun kadar zenginlik
riches beyond the dream of avarice n. hayal edilemeyecek kadar zenginlik
riches beyond the dream of avarice n. harca harca bitmeyecek kadar zenginlik
riches beyond the dream of avarice n. aşırı zenginlik
riches beyond any dream of avarice n. karun kadar zenginlik
riches beyond any dream of avarice n. hayal edilemeyecek kadar zenginlik
riches beyond any dream of avarice n. harca harca bitmeyecek kadar zenginlik
riches beyond any dream of avarice n. aşırı zenginlik
the great beyond n. ahiret
the great beyond n. öbür dünya
be beyond (someone or something) v. aklı alamamak
be beyond (someone or something) v. nedenini bilmemek
be beyond (someone or something) v. birini aşmak
be beyond (someone or something) v. ötesinde/ilerisinde/ardında/arkasında olmak
be beyond (someone or something) v. çözmek
be beyond (someone or something) v. aşmak
be beyond (someone or something) v. geride bırakmak
be beyond (someone or something) v. üstesinden gelmek
be beyond (someone or something) v. halletmek
be beyond someone or something v. (bir şeyi) aşmak
be beyond someone or something v. geçmek
be beyond someone or something v. ötesine/ardına geçmek
be beyond someone or something v. aşmak
be beyond someone or something v. üstesinden gelmek
be beyond someone or something v. geride bırakmak
be beyond someone or something v. işi bitmiş olmak
be beyond someone or something v. -dan çıkmak
alter beyond (all) recognition v. tanınmayacak kadar değişmek
alter beyond (all) recognition v. tanınmayacak hale gelmek
alter beyond (all) recognition v. tamamen değişmek
alter beyond (all) recognition v. inanılmayacak kadar değişmek
alter beyond (all) recognition v. büsbütün değişmek
alter beyond (all) recognition v. tanınmaz hale gelmek
change beyond all recognition v. tanınmayacak kadar değişmek
change beyond all recognition v. tanınmayacak hale gelmek
change beyond all recognition v. tamamen değişmek
change beyond all recognition v. inanılmayacak kadar değişmek
change beyond all recognition v. büsbütün değişmek
change beyond all recognition v. tanınmaz hale gelmek
alter beyond all recognition v. tanınmayacak kadar değişmek
alter beyond all recognition v. tanınmayacak hale gelmek
alter beyond all recognition v. tamamen değişmek
alter beyond all recognition v. inanılmayacak kadar değişmek
alter beyond all recognition v. büsbütün değişmek
alter beyond all recognition v. tanınmaz hale gelmek
be beyond caring v. umursamamak
be beyond caring v. aldırmamak
be beyond caring v. takmamak
be beyond caring v. boş vermek
be beyond caring v. önemsememek
be beyond caring v. umurunda olmamak
be beyond caring v. aldırış etmemek
be beyond caring v. artık bir önemi olmamak
be beyond hope v. umutsuz/ümitsiz vaka olmak
be beyond hope v. ümit/umut vadetmemek
be beyond hope v. medet ummamak
be beyond hope v. ümit kesmek
be beyond hope (of something) v. iflah olamamak
be beyond hope (of something) v. seçenekleri tükenmek
be beyond hope (of something) v. başka seçeneği olmamak
be beyond suspicion v. hiç şüphe duyulmamak
be beyond suspicion v. şüphe/kuşku götürmemek
be beyond suspicion v. şüpheden/kuşkudan uzak olmak
be beyond suspicion v. çok güvenilir olmak
be beyond suspicion v. hiçbir zan altında bulunmamak
be beyond suspicion v. kuşkuya mahal bırakmamak
cast beyond the moon v. imkansızı düşlemek
cast beyond the moon v. olmayacak şeyleri bile düşlemek/hayal etmek
cast beyond the moon v. imkansızı istemek
pass on to the great beyond v. ahirette göçmek
pass on to the great beyond v. öbür/öte dünyaya göçmek
pass on to the great beyond v. göçmek
pass on to the great beyond v. ölmek
pass on to the great beyond v. ebediyete intikal etmek
be beyond caring v. artık aldırmamak
be beyond caring v. bundan sonra umursamamak
be beyond caring v. bundan sonra umurunda olmamak
be beyond caring v. artık vız gelmek
be beyond caring v. artık kafa yormaktan vazgeçmek
be beyond caring v. bundan sonra zaman ayırmak istememek
cast beyond the moon v. olmayacak hayaller kurmak
cast beyond the moon v. gerçeklikten uzak olasılıkları düşünmek
alter beyond (all) recognition v. tanınmayacak ölçüde değiştirmek
alter beyond (all) recognition v. tanınmayacak kadar değişmek
alter beyond (all) recognition v. baştan sona değiştirmek
alter beyond (all) recognition v. tamamen değişmek
alter beyond (all) recognition v. neredeyse sil baştan yapmak
change beyond (all) recognition v. tanınmayacak ölçüde değiştirmek
change beyond (all) recognition v. tanınmayacak kadar değişmek
change beyond (all) recognition v. baştan sona değiştirmek
change beyond (all) recognition v. tamamen değişmek
change beyond (all) recognition v. neredeyse sil baştan yapmak
alter beyond (all) recognition v. tanınmayacak ölçüde değiştirmek
alter beyond (all) recognition v. tanınmayacak kadar değişmek
alter beyond (all) recognition v. baştan sona değiştirmek
alter beyond (all) recognition v. tamamen değişmek
alter beyond (all) recognition v. neredeyse sil baştan yapmak
be beyond one's ken v. aklı ermemek
go beyond a routine v. alışılmışın dışına çıkmak
beyond one's depth v. boyunu geçmek/aşmak
lie beyond someone v. birini aşmak
can't see beyond the end of one's nose v. dar fikirli olmak
get beyond a joke v. ciddileşmek
get beyond a joke v. ciddiye binmek
go beyond a joke v. ciddiye binmek
can't see beyond the end of one's nose v. dar düşünceli olmak
can't see beyond the end of one's nose v. dar görüşlü olmak
go beyond the joke v. ciddilik kazanmak
go beyond a joke v. ciddileşmek
go above and beyond one's duty v. görev sınırını aşmak
go above and beyond the call of duty v. görev alanını aşmak
go beyond one's brief v. haddini aşmak
can't see beyond the end of one's nose v. göz gözü görmemek
beyond one's depth v. harcı olmamak
go above and beyond the call of duty v. görev sınırını aşmak
go above and beyond one's duty v. görev alanını aşmak
can't see beyond the end of one's nose v. ilerisini görememek
can't see beyond the end of one's nose v. işin sonunu düşünmemek
lie beyond v. ötesinde yatmak
live beyond one's means v. kazandığından çok para harcamak
lie beyond v. ötesine taşmak
lie beyond v. ötesine geçmek
be beyond the pale v. kabullenilir yanı olmamak
get beyond a joke v. şakayı aşmak
go beyond a joke v. şakanın ötesine geçmek
go beyond a joke v. şaka olmaktan çıkmak
get beyond a joke v. şakanın dozu kaçmak
go beyond a joke v. şakanın dozu kaçmak
go beyond the joke v. şaka sınırını aşmak
go beyond a joke v. şaka sınırlarını aşmak
get beyond a joke v. şakanın ötesine geçmek
get beyond a joke v. şaka olmaktan çıkmak
go beyond a joke v. şakayı aşmak
get beyond a joke v. şaka sınırlarını aşmak
go beyond the joke v. şaka olmaktan çıkmak
be beyond someone v. (bir türlü) anlayamamak
be beyond the pale v. (toplumsal kurallara göre) kabul edilir yanı/tarafı olmamak
go beyond the call of duty v. yapılması gerekenden daha fazlasını yapmak
be beyond suspicion v. hiç şüphe duyulmamak
be beyond suspicion v. şüphe/kuşku götürmemek
be beyond suspicion v. şüpheden uzakta olmak
be beyond suspicion v. kuşkudan uzak olmak
be beyond suspicion v. çok güvenilir olmak
be beyond suspicion v. hiçbir zan altında bulunmamak
be beyond suspicion v. kuşkuya mahal bırakmamak
go above and beyond v. (görev, sorumluluk) sınırları dışına çıkmak
go above and beyond v. (görev, sorumluluk) sınırlarını aşmak
change beyond (all) recognition v. baştakiyle hiç alakası olmamak
change beyond (all) recognition v. tanınmayacak kadar çok değişmek
alter beyond (all) recognition v. baştakiyle hiç alakası olmamak
alter beyond (all) recognition v. tanınmayacak kadar çok değişmek
change beyond (all) recognition v. tanınmayacak kadar değişmek
be beyond/past caring (about something) v. (bir şeyi) artık umursamamak
be beyond/past caring (about something) v. (bir şeye) artık aldırmamak
be beyond/past caring (about something) v. (bir şeyi) artık takmamak
be beyond/past caring (about something) v. (bir şeye) artık boş vermek
be beyond/past caring (about something) v. (bir şeyi) umursamayı/kafaya takmayı bırakmak
be beyond/past caring (about something) v. (bir şeyden) artık etkilenmemek
be beyond/past caring (about something) v. (bir şey) artık umurunda olmamak
be beyond/past caring (about something) v. (bir şeyin) artık bir önemi olmamak
be beyond/past caring (about something) v. (bir şey) artık vız gelmek
change beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak kadar değişmek
change beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak hale gelmek
change beyond/out of (all) recognition v. tamamen değişmek
change beyond/out of (all) recognition v. inanılmayacak kadar değişmek
change beyond/out of (all) recognition v. tanınmaz hale gelmek
change beyond/out of (all) recognition v. büsbütün değişmek
change beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak ölçüde değişmek
change beyond/out of (all) recognition v. eskisiyle alakası olmamak
change beyond/out of (all) recognition v. tamamen değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak kadar değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak hale gelmek
alter beyond/out of (all) recognition v. tamamen değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. inanılmayacak kadar değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. tanınmaz hale gelmek
alter beyond/out of (all) recognition v. büsbütün değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak ölçüde değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. eskisiyle alakası olmamak
alter beyond/out of (all) recognition v. tamamen değişmek
change beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak kadar değişmek
change beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak hale gelmek
change beyond/out of (all) recognition v. tamamen değişmek
change beyond/out of (all) recognition v. inanılmayacak kadar değişmek
change beyond/out of (all) recognition v. tanınmaz hale gelmek
change beyond/out of (all) recognition v. büsbütün değişmek
change beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak ölçüde değişmek
change beyond/out of (all) recognition v. eskisiyle alakası olmamak
change beyond/out of (all) recognition v. tamamen değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak kadar değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak hale gelmek
alter beyond/out of (all) recognition v. tamamen değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. inanılmayacak kadar değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. tanınmaz hale gelmek
alter beyond/out of (all) recognition v. büsbütün değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. tanınmayacak ölçüde değişmek
alter beyond/out of (all) recognition v. eskisiyle alakası olmamak
alter beyond/out of (all) recognition v. tamamen değişmek
be beyond suspicion v. hiç şüphe duyulmamak
be beyond suspicion v. şüphe/kuşku götürmemek
be beyond suspicion v. şüpheden/kuşkudan uzak olmak
be beyond suspicion v. şüphe/kuşku yaratmamak