üstün

Sens de "üstün" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 111 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	üstün	outstanding adj.
My son graduated with outstanding success. Oğlum üstün bir başarıyla mezun oldu. More Sentences
2	Common Usage	üstün	superior adj.
Their expertise, is, of course, superior to that of the Commission. Onların uzmanlığı elbette Komisyon'unkinden daha üstündür. More Sentences
General
3	General	üstün	transcendent adj.
James has transcendent patience against anyone. James'in herkese karşı üstün bir sabrı var. More Sentences
4	General	üstün	supreme adj.
Becoming a famous artist requires supreme effort. Ünlü bir sanatçı olmak üstün gayret gerektirir. More Sentences
5	General	üstün	exquisite adj.
The handmade watch is a work of exquisite craftsmanship. El yapımı saat üstün bir işçiliğin eseridir. More Sentences
6	General	üstün	surpassing adj.
He won the race with a surpassing performance. Yarışı üstün bir performansla kazandı. More Sentences
7	General	üstün	outdone adj.
He outdoes me in every subject. Her konuda benden üstündür. More Sentences
8	General	üstün	superlative adj.
He won the race with a superlative performance. Üstün bir performansla yarışı kazandı. More Sentences
9	General	üstün	superior adj.
Rapid scientific and technological change, together with globalisation, demand superior educational standards. Küreselleşme ile birlikte hızlı bilimsel ve teknolojik değişim, üstün eğitim standartları gerektirmektedir. More Sentences
10	General	üstün	commanding adj.
The team has a commanding position in the league. Takım ligde üstün bir konuma sahip. More Sentences
11	General	üstün	above adv.
This proposal puts animal welfare above human vanity, but never above human health. Bu öneri, hayvan refahını insan kibrinden üstün tutmaktadır, ancak asla insan sağlığından üstün tutmamaktadır. More Sentences
Technical
12	Technical	üstün	superior adj.
Some fellow MEPs give the impression that the most restrictive view is automatically the ethically superior one. Bazı AP üyeleri, en kısıtlayıcı görüşün otomatik olarak etik açıdan en üstün görüş olduğu izlenimini vermektedir. More Sentences
General
13	General	üstün	star n.
14	General	üstün	compare n.
15	General	üstün	priority n.
16	General	üstün	ascendant adj.
17	General	üstün	topping adj.
18	General	üstün	unsurpassed adj.
19	General	üstün	transcendental adj.
20	General	üstün	choice adj.
21	General	üstün	ultra adj.
22	General	üstün	signal adj.
23	General	üstün	eximious adj.
24	General	üstün	topnotch adj.
25	General	üstün	eminent adj.
26	General	üstün	unequalled adj.
27	General	üstün	paramount adj.
28	General	üstün	ideal adj.
29	General	üstün	superiffic adj.
30	General	üstün	pukka adj.
31	General	üstün	topdrawer adj.
32	General	üstün	ascendent adj.
33	General	üstün	atop adj.
34	General	üstün	preponderant adj.
35	General	üstün	excellent adj.
36	General	üstün	fine adj.
37	General	üstün	select adj.
38	General	üstün	distingue adj.
39	General	üstün	preeminent adj.
40	General	üstün	up adj.
41	General	üstün	high adj.
42	General	üstün	topflight adj.
43	General	üstün	extra adj.
44	General	üstün	top adj.
45	General	üstün	golden adj.
46	General	üstün	advantageous adj.
47	General	üstün	transcendant adj.
48	General	üstün	outclassing adj.
49	General	üstün	first-class adj.
50	General	üstün	first-rate adj.
51	General	üstün	dominant adj.
52	General	üstün	predominant adj.
53	General	üstün	super adj.
54	General	üstün	hegemonic adj.
55	General	üstün	unequaled adj.
56	General	üstün	pre-eminent adj.
57	General	üstün	advantaged adj.
58	General	üstün	advantageable [obsolete] adj.
59	General	üstün	nobby adj.
60	General	üstün	exuperant adj.
61	General	üstün	major-league adj.
62	General	üstün	whiz-bang adj.
63	General	üstün	whizbang adj.
64	General	üstün	whizz-bang adj.
65	General	üstün	blue-ribbon adj.
66	General	üstün	hella adj.
67	General	üstün	highty-tighty adj.
68	General	üstün	gifted adj.
69	General	üstün	only adj.
70	General	üstün	overtopping adj.
71	General	üstün	olympic adj.
72	General	üstün	ingenuous adj.
73	General	üstün	crashing adj.
74	General	üstün	curious [dialect] adj.
75	General	üstün	forehand adj.
76	General	üstün	over adj.
77	General	üstün	phantastic adj.
78	General	üstün	phantastical adj.
79	General	üstün	plummy adj.
80	General	üstün	pluperfect adj.
81	General	üstün	precellent [obsolete] adj.
82	General	üstün	predominate adj.
83	General	üstün	premiere adj.
84	General	üstün	prepotent adj.
85	General	üstün	slam-bang adj.
86	General	üstün	smacking adj.
87	General	üstün	smash adj.
88	General	üstün	standout adj.
89	General	üstün	star adj.
90	General	üstün	summary [obsolete] adj.
91	General	üstün	superexcellent adj.
92	General	üstün	superordinary adj.
93	General	üstün	superordinate adj.
94	General	üstün	superpersonal adj.
95	General	üstün	stellar adj.
96	General	üstün	excellently adv.
97	General	üstün	over prep.
98	General	üstün	beyond prep.
99	General	üstün	supr abrev.
Colloquial
100	Colloquial	üstün	whizz-bang adj.
101	Colloquial	üstün	helluva adj.
102	Colloquial	üstün	schmick [australia] adj.
103	Colloquial	üstün	shiny adj.
104	Colloquial	üstün	some kind of expr.
105	Colloquial	üstün	some kind of expr.
Idioms
106	Idioms	üstün	top-notch n.
Construction
107	Construction	üstün	super adj.
Medical
108	Medical	üstün	predominant adj.
Biochemistry
109	Biochemistry	üstün	super adj.
Slang
110	Slang	üstün	humdinging adj.
111	Slang	üstün	tops adj.

Sens de "üstün" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	üstün gelmek	surpass v.
General
2	General	üstün hizmet	outstanding service n.
Do you think your hotel provides outstanding service? Otelinizin üstün hizmet sunduğunu düşünüyor musunuz? More Sentences
3	General	üstün yetenek	genius n.
Tolkien is a writer of genius. Tolkien üstün yetenekli bir yazardır. More Sentences
4	General	en üstün mertebe	apotheosis n.
Being the CEO of the company was the apotheosis of her career. Şirketin CEO'su olmak kariyerinin en üstün mertebesi oldu. More Sentences
5	General	üstün başarı	distinction n.
She graduated from medical school with distinction. Tıp fakültesini üstün başarı ile bitirmiştir. More Sentences
6	General	erkekleri kadınlardan üstün görme	chauvinism n.
I don't believe in gender chauvinism. Erkeklerin kadınlardan üstün olduğu düşüncesine karşıyım. More Sentences
7	General	üstün olmak	be superior v.
I sincerely believe my ideology is superior to yours. Benim ideolojimin sizinkinden daha üstün olduğuna içtenlikle inanıyorum. More Sentences
8	General	üstün olmak	outdo v.
He outdoes everybody else in the math class. Matematik dersinde herkesten üstündür. More Sentences
9	General	sayıca üstün olmak	outnumber v.
You'll be outnumbered three to one. Bire üç sayıca üstün olacaksın. More Sentences
10	General	üstün gelmek	predominate v.
Nothing can predominate over the public good. Hiçbir şey kamu yararına üstün gelemez. More Sentences
11	General	üstün gelmek	prevail v.
The wisdom of the Convention members has therefore prevailed over the demands of certain sporting organisations. Dolayısıyla Sözleşme üyelerinin aklı, bazı spor kuruluşlarının taleplerine üstün gelmiştir. More Sentences
12	General	en üstün	supreme adj.
In my house, my cats reign supreme. Benim evimde kedilerim en üstün konumdadır. More Sentences
13	General	üstün yetenekli	gifted adj.
The school gives scholarships to gifted children. Okul, üstün yetenekli çocuklara burs veriyor. More Sentences
14	General	kendini üstün gören	self-righteous adj.
Her self-righteous attitude annoyed everyone. Kendini üstün gören tavırları herkesi sinir ediyordu. More Sentences
15	General	en üstün derece	superlative n.
16	General	üstün başarılı	high flyer n.
17	General	üstün ırkçılık taslama	ethnocentrism n.
18	General	üstün derecedeki	supreme n.
19	General	üstün başarı	wonderwork n.
20	General	kişinin kendinden daha üstün bir insanın kendisine aşık olduğuna inanması	erotomania n.
21	General	üstün yetenekli çocuklar	gifted children n.
22	General	kişinin kendinden daha üstün bir insanın kendisine aşık olduğuna inanması	clerambault's syndrome n.
23	General	üstün çıkma	surpassing n.
24	General	üstün nitelikli jüri	blue ribbon jury n.
25	General	üstün kaliteli olma	choiceness n.
26	General	üstün zekalı çocuk	wunderkind n.
27	General	üstün niteliklere sahip kimse	champion n.
28	General	en üstün yer	top n.
29	General	üstün hizmet ödülü	outstanding service award n.
30	General	üstün olma	superiority n.
31	General	üstün kimse	superior n.
32	General	üstün gelme	outgoing n.
33	General	üstün nitelikte kumaş parçası	coupon n.
34	General	üstün insan	superman n.
35	General	üstün beceri	superior skill n.
36	General	üstün iletken	superconductor n.
37	General	üstün erkek	supermale n.
38	General	üstün nitelikli	blue ribbon n.
39	General	üstün başarı	exploit n.
40	General	üstün gelme	overcoming n.
41	General	üstün zekalılık	giftedness n.
42	General	üstün başarı	eclat n.
43	General	üstün olan	exceeder n.
44	General	üstün adam	key man n.
45	General	üstün teknoloji	advanced technology n.
46	General	üstün sorumluluk doktrini	doctrine of superior responsibility n.
47	General	üstün performans	outstanding performance n.
48	General	üstün performans	superb performance n.
49	General	üstün başarı	overachievement n.
50	General	üstün olma	predominating n.
51	General	üstün yetenek	superior ability n.
52	General	üstün teknoloji	high technology n.
53	General	üstün gayret	outstanding effort n.
54	General	üstün gayret	high performance n.
55	General	üstün gayret	distinguished effort n.
56	General	üstün gayret	great effort n.
57	General	üstün gayret	strenuous effort n.
58	General	üstün gayret	big effort n.
59	General	üstün gayret	enormous effort n.
60	General	üstün gayret	heroic effort n.
61	General	üstün gayret	major effort n.
62	General	üstün gayret	valiant effort n.
63	General	üstün gayret	tremendous effort n.
64	General	üstün gayret	remarkable effort n.
65	General	üstün gayret	huge effort n.
66	General	üstün gayret	herculean effort n.
67	General	üstün gayret	all-out effort n.
68	General	en üstün başarı düzeyi	high-water mark n.
69	General	üstün teknoloji	cutting-edge technology n.
70	General	üstün zeka	superior-high intelligence n.
71	General	üstün olma	pre-eminence n.
72	General	diğerlerinden üstün	above the rest n.
73	General	üstün başarı	outstanding success n.
74	General	üstün gelme	high ground n.
75	General	kendini üstün görme	self-righteousness n.
76	General	üstün yetenekleri olan	man of high attainments n.
77	General	üstün güçler	superior powers n.
78	General	daha üstün olma	betterness n.
79	General	üstün hak	greater right n.
80	General	üstün yeteneklileri destekleme derneği	mensa n.
81	General	yarışta üstün performans	blinder n.
82	General	üstün olma	preeminence n.
83	General	sözün yazıya üstün olduğu fikri	phonocentrism n.
84	General	üstün başarı belgesi	certificate of excellence n.
85	General	üstün başarı belgesi	certificate of merit n.
86	General	üstün başarı belgesi	certificate of high achievement n.
87	General	üstün hizmet madalyası	meritorious service medal n.
88	General	üstün başarılı kimse	high achiever n.
89	General	üstün körü iş (yapma)	sloppiness n.
90	General	beyazların diğer ırklardan daha üstün olduğunu ve toplumu yöntenen kesim olması gerektiğini savunan ırkçı düşünce	white supremacy n.
91	General	beyaz ırkın diğer ırklardan daha üstün olduğuna inanan kimse	white supremacist n.
92	General	üstün yeteneği olmayan, sıradan insan	mere mortal n.
93	General	kimseyi kendisinden üstün görmeyen kişi	acephalist n.
94	General	üstün olma	capitalness n.
95	General	üstün erdem	superior virtue n.
96	General	üstün erdem	superior virtue n.
97	General	üstün olma durumu	paramountcy n.
98	General	ebeveynlerinden üstün nitelikteki evlat	nick n.
99	General	özellikle binicilikte üstün olan kovboy	top hand n.
100	General	bir dini inancın diğerlerinden üstün olduğuna dair tutum	triumphalism n.
101	General	(sanatta) üstün yetenek	authority n.
102	General	(bir şeye) kendisinden üstün birine bağlı olarak sahip olan kimse	underpossessor n.
103	General	üstün nitelikli şey	extra n.
104	General	üstün kalite rus demiri	sable iron n.
105	General	üstün kabiliyetli kişi	major n.
106	General	üstün yetenekli kişi	major n.
107	General	bir kimsenin üstün olduğu alan	kingdom n.
108	General	tartışma ve münazaralarda kullanılan, karşı tarafın gerçek önermesini daha zayıf bir sav ile değiştirip çürüterek üstün gelindiği yanılsamasını yaratan bir taktik	man of straw n.
109	General	üstün kalitesiyle bilinen kokulu sabun	windsor soap n.
110	General	en üstün başarı	blue ribband n.
111	General	üstün değer	merit n.
112	General	üstün özellik	merit n.
113	General	üstün başarı	wow n.
114	General	üstün erkek	highman n.
115	General	üstün erkekler	highmen n.
116	General	üstün başarı	home run n.
117	General	üstün başarı ödülü	honor n.
118	General	üstün başarı ödülü	honour n.
119	General	üstün gayret	hump n.
120	General	üstün konumdaki bir hükümdara benzeyen kimse	monarch n.
121	General	üstün rütbeli olan kimse veya şey	more n.
122	General	üstün şey	more n.
123	General	at arabasından daha üstün nitelikli olup günlük veya kısa süreliğine kiralanan ve kişiye özel taşıma yapan fayton	glass coach n.
124	General	iyi davranışın işaret ettiği liyakat veya üstün karakter	desert n.
125	General	kendinden daha büyük veya üstün bir rakibi yenen taraf	giant-killer n.
126	General	kendinden açık bir şekilde üstün rakibi yenen taraf	giant killer n.
127	General	belirli bir alanda üstün başarısı ile tanınan kimse	great n.
128	General	üstün kimse	overmatch n.
129	General	üstün konumda olan kimse	overlord n.
130	General	rakiplerden birinin üstün geldiği yarışma	overmatch n.
131	General	üstün gelen şey	overshadower n.
132	General	üstün kimse	overshadower n.
133	General	üstün gelmek	overwrite n.
134	General	diğer herkesten üstün olan kimse	olympian n.
135	General	herkesten üstün olan kimse	olympian n.
136	General	üstün niteliklere sahip kimse	diamond n.
137	General	üstün karakterli kimse	diamond n.
138	General	diğerlerinden üstün olan kimse	colossus n.
139	General	üstün güç	cosmocrat n.
140	General	üstün kimse	paravant [obsolete] n.
141	General	üstün şey	paravant [obsolete] n.
142	General	üstün kalite ürün	clinker [uk] n.
143	General	üstün pozisyon	favourable position n.
144	General	üstün pozisyon	favorable position n.
145	General	üstün mükemmellik	divinity n.
146	General	üstün kalite	fineness n.
147	General	üstün nitelik	first water n.
148	General	üstün kalite şey	first-rater n.
149	General	üstün yetenek	first water n.
150	General	üstün sporcu	flash n.
151	General	üstün başarı	flying colours n.
152	General	üstün başarı	flying colors n.
153	General	üstün kişisel özellikler	part n.
154	General	üstün ahlaki veya fiziksel mükemmellik örneği	perfection n.
155	General	en üstün et kalite derecesi	prime n.
156	General	üstün gelme	precession n.
157	General	üstün kimse	prelate [obsolete] n.
158	General	üstün özellik	pudding n.
159	General	üstün gelme gücü	prevailment [obsolete] n.
160	General	üstün gelen etki	prevailment [obsolete] n.
161	General	üstün tesir	prevailment [obsolete] n.
162	General	üstün kimse	snifter [australia] n.
163	General	üstün kimse	sockdologer n.
164	General	üstün kimse	socdolager n.
165	General	üstün kimse	sockdolager n.
166	General	üstün kimse	sogdologer n.
167	General	üstün kimse	sogdolager n.
168	General	üstün kimse	sogdoliger n.
169	General	üstün zeka	hyperintelligence n.
170	General	(insandan) üstün varlık	higher being n.
171	General	üstün olan şey	beat n.
172	General	üstün insan	beat n.
173	General	üstün kimse	stickout [us] n.
174	General	üstün olduğuna inanılan kimse	stigmatic n.
175	General	üstün başarı gösteren kimse	superachiever n.
176	General	üstün kalite	super n.
177	General	üstün başarı	superexcellence n.
178	General	üstün elit tabaka	superelite n.
179	General	üstün nitelikli insan	superhuman n.
180	General	üstün nitelikli organizma	superorganism n.
181	General	üstün kimse/şey	superlative n.
182	General	üstün zekalı kimse	supermind n.
183	General	üstün zeka	supermind n.
184	General	üstün kimse	superordinate n.
185	General	en üstün şey	superordinate n.
186	General	üstün insan	superperson n.
187	General	üstün insan	super-person n.
188	General	üstün kalite	superquality n.
189	General	üstün ırk	superrace n.
190	General	kendi ahlaki değerlerini üstün görme	self-righteousness n.
191	General	üstün gelen kimse	outdoer n.
192	General	diğerine üstün gelme	outdoing n.
193	General	üstün gelmek	outrival v.
194	General	üstün gelmek	gain the upper hand v.
195	General	üstün olmak	take precedence of v.
196	General	üstün olmak	preponderate v.
197	General	üstün çıkmak (birinden)	eclipse v.
198	General	üstün olmak (sayı/nüfuz/kuvvet/etki/derece açısından)	predominate v.
199	General	üstün gelmek	outgo v.
200	General	üstün olmak	outperform v.
201	General	üstün çıkmak	get the upper hand v.
202	General	üstün olmak	tower above v.
203	General	üstün gelmek	override v.
204	General	üstün olmak	get the better of v.
205	General	bir gömlek üstün olmak	be a cut above v.
206	General	üstün olmak	surpass v.
207	General	üstün gelmek	overtop v.
208	General	üstün çıkmak	outstrip v.
209	General	üstün gelmek	outwent v.
210	General	üstün gelmek	outdo v.
211	General	üstün olmak	preponderate over v.
212	General	üstün başarı sağlamak	make a hit v.
213	General	üstün çıkmak	surpass v.
214	General	üstün gelmek	come out on top v.
215	General	üstün gelmek	outdid v.
216	General	üstün olmak	have the best of it v.
217	General	üstün tutmak	prefer v.
218	General	üstün olmak	transcend v.
219	General	üstün gelmek	exceed v.
220	General	bir gömlek üstün olmak	have an edge on v.
221	General	üstün gelmek	preponderate v.
222	General	üstün olmak	precede v.
223	General	üstün olmak	predominate v.
224	General	üstün gelmek	carry the day v.
225	General	üstün olmak	outclass v.
226	General	üstün olmak	cut across v.
227	General	üstün olmak	be over somebody v.
228	General	üstün olmak	give points to somebody v.
229	General	üstün olmak	have the edge on somebody v.
230	General	üstün kılmak	make something superior v.
231	General	üstün performans göstermek	overperform v.
232	General	üstün performans göstermek	deliver an outstanding performance v.
233	General	üstün performans göstermek	put in an outstanding performance v.
234	General	üstün performans göstermek	give an outstanding performance v.
235	General	üstün gelmek	have the upper hand v.
236	General	üstün görmek	look up v.
237	General	üstün olmak	excel v.
238	General	-den çok üstün olmak	be head and shoulders above v.
239	General	-den üstün çıkmak	outstrip v.
240	General	-e üstün gelmek	override v.
241	General	-e üstün kabul etmek	prevail over v.
242	General	-den çok üstün olmak	outclass v.
243	General	rütbece -den üstün olmak	rank above v.
244	General	kendiri olduğundan çok daha üstün görmek	get above oneself v.
245	General	-den üstün olmak	precede v.
246	General	üstün gelmek	outcompete v.
247	General	üstün gelmek	outclass v.
248	General	üstün gelmek	circumvent v.
249	General	herkesten üstün tutmak	value someone or something above someone or something v.
250	General	herkesten üstün tutmak	value above v.
251	General	bir tartışmada üstün çıkmak	argue someone down v.
252	General	insan sayısınca üstün gelmek	outman v.
253	General	üstün gelmek	outmatch v.
254	General	rakibinden üstün olmak	outmatch v.
255	General	üstün olmak	lead v.
256	General	üstün gelmek	lead v.
257	General	üstün gelmek	zap v.
258	General	üstün gelmek	end v.
259	General	üstün gelmek	end v.
260	General	bir kimseye karşı üstün olduğunu hissettirmeye çalışmak	pull v.
261	General	üstün gelmek	bang [dialect] v.
262	General	daha üstün hale gelmek	better v.
263	General	üstün gelmek	whack [uk] v.
264	General	müşteri adayına ürünün üstün özelliklerini genellikle tatbik ederek göstermek	demonstrate v.
265	General	üstün gelmek	ding [dialect] v.
266	General	sayıca üstün olmak	overcount v.
267	General	üstün gelmek	overcrow v.
268	General	üstün olmak	overgo v.
269	General	kendinden üstün biri ile evlenmek	overmatch v.
270	General	üstün gelmek	overquell v.
271	General	daha üstün gelmek	overshade v.
272	General	üstün gelmek	overscore v.
273	General	üstün olmak	overshadow v.
274	General	üstün gelmek	overshine v.
275	General	üstün olmak	overstride v.
276	General	üstün gelmek	overwhelm v.
277	General	(üstün hizmet için) krediyi hesabına geçirmek	impute v.
278	General	üstün olmak	own v.
279	General	üstün gelmek	cob v.
280	General	üstün gelmek	domineer v.
281	General	üstün gelmek	forereach v.
282	General	liderlikte diğerlerinden üstün olmak	outlead v.
283	General	(birinden) fiziksel güç veya çabayla üstün olmak	outmuscle v.
284	General	üstün gelmek	outmaster v.
285	General	üstün olmak	outpoint v.
286	General	doğurganlıkta üstün gelmek	outreproduce v.
287	General	üstün olmak	outtower v.
288	General	yazma becerisi daha üstün olmak	outwrite v.
289	General	üstün gelmek	precel [obsolete] v.
290	General	ahlaken üstün gelmek	preponderate v.
291	General	üstün olmak	preponder [obsolete] v.
292	General	üstün gelmek	scoop v.
293	General	üstün körü okumak	skim-read v.
294	General	üstün gelmek	slay v.
295	General	birini üstün boks becerisiyle yenmek	outbox v.
296	General	üstün gelmek	bear [obsolete] v.
297	General	üstün gelmek	stain [obsolete] v.
298	General	üstün meziyetler ile donatmak	superhumanise v.
299	General	üstün meziyetler ile donatmak	superhumanize v.
300	General	üstün insan haline getirmek	superhumanise v.
301	General	üstün insan haline getirmek	superhumanize v.
302	General	üstün hale getirmek	superordinate v.
303	General	üstün gelmek	surmount [obsolete] v.
304	General	-den üstün olmak	tower v.
305	General	(birine) şarkı söylemede üstün gelmek	outbreast v.
306	General	yalan söylemede üstün gelmek	outfable v.
307	General	(eskrimde) üstün gelmek	outfence v.
308	General	hikayeler uydurmada üstün gelmek	outfable v.
309	General	hilede üstün gelmek	outcheat v.
310	General	şeytanlıkta üstün gelmek	outcrafty v.
311	General	(bir yarışta birine) üstün gelmek	outduel v.
312	General	üstün olmak	outbalance v.
313	General	marifette üstün gelmek	outfeat v.
314	General	kabadayılıkla üstün gelmek	outbluster v.
315	General	en üstün	superlative adj.
316	General	üstün olmuş	excelled adj.
317	General	üstün kaliteli (gıda maddeleri)	fancy adj.
318	General	üstün olan	surpassing adj.
319	General	üstün kaliteli	superior adj.
320	General	üstün nitelikli	superior adj.
321	General	rütbece üstün olan	paramount adj.
322	General	üstün yetenekli	highly gifted adj.
323	General	tanınmış ve üstün	eminent adj.
324	General	çok üstün yetenekli (oyuncu vb)	highly talented adj.
325	General	üstün gelen	preponderant adj.
326	General	üstün kaliteli	first-rate adj.
327	General	çok üstün (zeka)	sharp adj.
328	General	üstün gelen	prevailing adj.
329	General	üstün gelmiş	outdone adj.
330	General	bir gömlek üstün	a cut above adj.
331	General	üstün kalite	superfine adj.
332	General	-den bir gömlek üstün	a cut above adj.
333	General	üstün nitelikli	high-grade adj.
334	General	üstün kaliteli	high-grade adj.
335	General	en üstün	excellent adj.
336	General	üstün özellikleri olmayan	undistinguished adj.
337	General	en üstün	top adj.
338	General	üstün zeka	overwise adj.
339	General	üstün yetenekli	gifted and talented adj.
340	General	üstün nitelikli	top-caliber adj.
341	General	üstün vasıflı	top-caliber adj.
342	General	üstün gelen	regnant adj.
343	General	üstün özelliklere sahip	thoroughsped [obsolete] adj.
344	General	üstün özelliklere sahip	thorough-paced adj.
345	General	üstün özelliklere sahip	thoroughpaced adj.
346	General	üstün kaliteli	tip-top adj.
347	General	(rütbe olarak) üstün	upper adj.
348	General	üstün gelmeyen	unprevailing adj.
349	General	üstün kaliteli	blue-ribbon adj.
350	General	en üstün	blue ribband adj.
351	General	üstün veya gerçek dışı bir mükemmelliğe sahip	fairy-tale adj.
352	General	üstün veya gerçek dışı zarafete sahip	fairy-tale adj.
353	General	üstün veya gerçek dışı güzellikte olan	fairy-tale adj.
354	General	diğer medeniyetlerden üstün	high adj.
355	General	üstün ırklı	high-bred adj.
356	General	üstün başarılı	high-achieving adj.
357	General	üstün ırklı	highbred adj.
358	General	üstün kalitesi ile öne çıkan	monumental adj.
359	General	üstün yoğunluklu	more adj.
360	General	üstün kaliteli	more adj.
361	General	yaşça üstün	more adj.
362	General	hayvandan üstün olan	christian [dialect] adj.
363	General	üstün zekalı	gifted adj.
364	General	bir yarışmacının diğerine açık ara üstün olması ile nitelenen	one-sided adj.
365	General	üstün bir kuvvetle zapt edilmiş	overborne adj.
366	General	üstün gelen	overshadowy adj.
367	General	üstün gelen	overtopping adj.
368	General	dünyevi şeylerden üstün olan	olympian adj.
369	General	üstün nitelikli	fancy adj.
370	General	üstün nitelikleri için beslenen	fancy adj.
371	General	üstün kalite	first-class adj.
372	General	rütbece üstün olan	forehand adj.
373	General	üstün kaliteli (değerli taş)	oriental adj.
374	General	üstün kalite	skookum adj.
375	General	üstün kütleli	hypermassive adj.
376	General	en üstün kaliteli	super premium adj.
377	General	üstün elit tabakayı oluşturan	superelite adj.
378	General	üstün elit tabaka ile ilgili	superelite adj.
379	General	üstün elit tabakaya ait	superelite adj.
380	General	en üstün	superexcellent adj.
381	General	üstün elit tabakayı yansıtan	superelite adj.
382	General	üstün gelen	superordinate adj.
383	General	en üstün kaliteli	superpremium adj.
384	General	üstün kaliteli	superquality adj.
385	General	en üstün kaliteli	super-premium adj.
386	General	üstün gelerek	predominately adv.
387	General	üstün çabalarından dolayı	for his outstanding efforts adv.
388	General	en üstün şekilde	preeminently adv.
389	General	üstün bir şekilde	goldenly adv.
390	General	üstün çabalarından dolayı	for her outstanding efforts adv.
391	General	-den üstün	above adv.
392	General	rütbe/yetki açısından üstün	above adv.
393	General	en üstün düzeyde	at concert pitch adv.
394	General	en üstün şekilde	pre-eminently adv.
395	General	üstün biçimde	superiorly adv.
396	General	üstün bir konumda	thereover adv.
397	General	üstün bir biçimde	excellently adv.
398	General	üstün körü şekilde	glib adv.
399	General	üstün bir şekilde	famously adv.
400	General	en üstün şekilde	par excellence adv.
401	General	birinin üstün konumunu görmezden gelerek	over one's head adv.
402	General	üstün bir şekilde	primely adv.
403	General	üstün kaliteyle	beauty [canada] adv.
404	General	üstün bir şekilde	superior adv.
405	General	en üstün şekilde	superlatively adv.
406	General	-den üstün	superior to prep.
407	General	kendi türünde en üstün olan	meg- pref.
408	General	kendi türünde en üstün olan	mega- pref.
409	General	en üstün	meg- pref.
410	General	en üstün	mega- pref.
411	General	rütbece üstün anlamı veren ön ek	over- pref.
412	General	üstün anlamını veren bir ön ek	praeter- pref.
413	General	üstün anlamını veren bir ön ek	preter- pref.
414	General	üstün anlamına gelen bir ön ek	super- pref.
415	General	alanında en üstün anlamına gelen bir ön ek	super- pref.
Phrasals
416	Phrasals	(önem açısından) bir şeyden üstün tutmak	put ahead v.
417	Phrasals	(diğerinden) hiçbir üstün yanı olmamak	have nothing on v.
418	Phrasals	üstün olmak	gain on v.
419	Phrasals	üstün gelmek	hold up v.
420	Phrasals	üstün olmak	tower over v.
421	Phrasals	(biri/bir şey belli bir miktar) daha iyi/üstün olmak	exceed someone or something by something v.
422	Phrasals	(biri/bir şey belli bir miktar) daha iyi/üstün olmak	exceed (someone or something) by (something) v.
423	Phrasals	tartışmada üstün gelmek	talk someone down v.
424	Phrasals	birinden/bir şeyden bir miktar daha üstün olmak	exceed someone or something by something v.
425	Phrasals	birinden/bir şeyden bir konuda üstün olmak	exceed someone or something in something v.
426	Phrasals	(birinden/bir şeyden) üstün pozisyona/konuma geçmek	pull away from (someone or something) v.
427	Phrasals	(birinden/bir şeyden) üstün olmak	go before (someone or something) v.
428	Phrasals	(rütbesi üstün birini resmi bir jest ile) karşılamak/selamlamak	salute (one) with (something) v.
429	Phrasals	(rütbesi üstün biri karşısında belli bir şekilde) selam durmak	salute (one) with (something) v.
430	Phrasals	birini veya bir şeyi birinden veya bir şeyden daha üstün/yukarıda tutmak	set someone or something above someone or something v.
431	Phrasals	birine/bir şeye bir şeyde üstün gelmek	surpass someone or something in something v.
432	Phrasals	birini/bir şeyi üstün bir grup içerisinde saymak	reckon someone or something among something v.
433	Phrasals	birisinde rütbece üstün olmak	rank above someone v.
434	Phrasals	(birisinden ya da bir şeyden) rütbece üstün olmak	rank above (someone or something) v.
435	Phrasals	birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden üstün tutmak	prize someone or something above someone or something v.
436	Phrasals	birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden üstün tutmak	put someone or something above someone or something v.
437	Phrasals	birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden üstün tutmak	put (someone or something) above (someone or something) v.
438	Phrasals	(birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden) üstün tutmak	prize (someone or something) above (someone or something else) v.
439	Phrasals	üstün gelmek	whip up v.
440	Phrasals	üstün gelmek	whip up on v.
441	Phrasals	kendinden daha iyi/üstün biriyle evlenmek	marry up v.
442	Phrasals	(belli bir miktar) daha iyi/üstün olmak	exceed by v.
443	Phrasals	(bir konuda) üstün olmak	exceed in v.
444	Phrasals	-den üstün tutmak	prize above v.
445	Phrasals	(birinden/bir şeyden) üstün olmak	pull ahead (of someone or something) v.
446	Phrasals	kendinden üstün biriyle/bir şeyle aşık atmak	punch above (something) v.
447	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	put (someone or something) before (someone or something) v.
448	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	put (someone or something) ahead of (someone or something) v.
449	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	put (someone or something) in front of (someone or something) v.
450	Phrasals	-den üstün tutmak	put above v.
451	Phrasals	üstün tutmak	put before v.
452	Phrasals	'-den daha üstün/yukarıda tutmak	set above v.
453	Phrasals	-de üstün gelmek	surpass in v.
454	Phrasals	'-e karşı üstün gelmek	triumph over v.
455	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	value (someone or something) above (someone or something else) v.
Phrases
456	Phrases	(birinden/bir şeyden) üstün/avantajlı olma	the better of (someone or something) n.
457	Phrases	(birine/bir şeye) üstün gelme	better of someone n.
458	Phrases	(birine/bir şeye) üstün gelme	the better of (someone or something) n.
459	Phrases	(birinden/bir şeyden) üstün/avantajlı olma	better of someone n.
460	Phrases	üstün gelmek	do like a dinner [australia] v.
461	Phrases	üstün gelen	one too many for expr.
462	Phrases	aşk/sevgi her şeye üstün gelir	love conquers all expr.
Colloquial
463	Colloquial	üstün nitelikli	top line n.
464	Colloquial	üstün nitelikli kimse/şey	hot stuff [uk] n.
465	Colloquial	gelecekteki üstün başarıya dair büyük potansiyel	lots of promise n.
466	Colloquial	üstün davranmaya meyilli kimse	ego-tripper n.
467	Colloquial	üstün başarı	clout n.
468	Colloquial	üstün gelmek	get the better of v.
469	Colloquial	üstün gelmek	take somebody to the cleaner's v.
470	Colloquial	üstün olmak	cap v.
471	Colloquial	üstün gelmek	cap v.
472	Colloquial	üstün olmak	cap v.
473	Colloquial	üstün gelmek	ace v.
474	Colloquial	birinden üstün olmak	have one up on somebody v.
475	Colloquial	birinden üstün olmak	be one up on somebody v.
476	Colloquial	birinden üstün olmak	get one up on somebody v.
477	Colloquial	bir konuda (birinden/bir şeyden) üstün/daha iyi olmak	have (got) it over (someone or something) v.
478	Colloquial	(bir şeyde) birinden/bir şeyden açık ara üstün olmak	have it (all) over someone or something (in something) v.
479	Colloquial	bir şeyden gömlek gömlek üstün olmak	that beats something all to pieces [rural] v.
480	Colloquial	üstün nitelikli olmak	be all that [us] v.
481	Colloquial	üstün gayret göstermek	lay about one v.
482	Colloquial	en üstün olmak	rule ok v.
483	Colloquial	birinden/bir şeyden üstün olmak	top someone or something v.
484	Colloquial	birinden üstün olmak	be one up on someone v.
485	Colloquial	(birine) üstün gelmek	be too much (for somebody) v.
486	Colloquial	üstün gelmek	cap it all v.
487	Colloquial	üstün olmak	have (one) up v.
488	Colloquial	'-den üstün/daha iyi olmak	have it over v.
489	Colloquial	üstün olmak	drown v.
490	Colloquial	birisine veya bir şeye karşı üstün olan	one-up adj.
491	Colloquial	dördüncü çeyrekte biz üstün olacağız/olmalıyız	the fourth quarter is ours expr.
492	Colloquial	üstün özellikleri olan	some kind of expr.
493	Colloquial	(birileri/bir şeyler) arasında en üstün özelliklere sahip olan kişi/şey	a (certain type of person or thing) among (others) expr.
494	Colloquial	(birinden) üstün	one up (on someone) expr.
Idioms
495	Idioms	birinin vicdanı (adalet anlayışı, insafı vb), kişiliğin üstün yönleri	one's better self n.
496	Idioms	bariz bir şekilde üstün olma	a turkey shoot n.
497	Idioms	üstün zümre	a breed apart n.
498	Idioms	üstün teknoloji	cutting edge n.
499	Idioms	diğerlerinden üstün	a breed apart n.
500	Idioms	diğerlerinden üstün	a breed apart n.