blink - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

blink

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "blink" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 57 résultat(s)

Anglais Turc
General
blink n. pırıltı
blink n. bakış
blink n. gözünü kırpıştırma
blink n. ışıltı
blink n. parıltı
blink n. göz kırpma
blink n. nazar
blink n. yanıp sönen
blink n. yanıp sönme
blink n. bir saniye (içinde)
blink n. (mecazi anlamda) göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre
blink n. geyiklerin geçtiği yola konan dallar
blink v. ışıldamak
blink v. parlamak
blink v. gözlerini kırpıştırmak
blink v. pırıldamak
blink v. göz yummak
blink v. yanıp sönmek (ışık)
blink v. kırpmak
blink v. kaçınmak
blink v. titreşerek parlamak
blink v. yanıp sönmek
blink v. göz kırpmak
blink v. kırpıştırmak
blink v. göz kırpıştırmak
blink v. (göz) kırpmak
blink v. görmezlikten gelmek
blink v. (gözlerini kırpıştırarak) hayretler içinde bakmak
blink v. aralıklı bir şekilde ışık vermek
blink v. geri adım atmak
blink v. yüzleşmeyi reddetmek
blink v. kabullenmemek
blink v. (mesa) fenerle iletmek
blink v. gözlerini kısarak bakmak
blink v. gözünü silmek
blink v. (yanlışa, hataya, adaletsizliğe) gözünü kapatmak
blink v. belli belirsiz parlamak
blink v. loş bir şekilde parlamak
blink v. farkında olmak
blink v. kabullenmek
blink v. kabul etmek
blink v. (ışık) yanıp söndürmek
blink v. uzak durmak
blink v. sakınmak
blink v. atlatmak
blink adj. alışkanlıkla göz kırpan
Colloquial
blink n. k-pop müzik grubu blackpink'in hayran kitlesi
Technical
blink v. (hiperbolik) yanıt oluşturabilecek en küçük hareketi yapmak
Computer
blink n. yansön
Automotive
blink v. yanıp sönmek
Traffic
blink v. arabadan selektör yapmak
Gastronomy
blink v. (süt, bira) hafifçe ekşimek
Marine Biology
blink n. kolyozdan daha küçük yavru veya gelişmemiş uskumru
Geography
blink n. buz parıltısı
blink n. buz parıltısı yansıması
blink n. açık denizde ışık yansımaması nedeniyle gökyüzünün ufuk hizasındaki karanlık görünmesi
Meteorology
blink n. kar yansıması nedeniyle bulutun altında oluşan beyaz parlaklık

Sens de "blink" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 109 résultat(s)

Anglais Turc
General
blink of an eye n. göz kırpma
blink microscope n. pırıldaklı mikroskop
blink [dialect] n. hafif ekşi süt
blink of an eye n. göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre
blink of an eye n. bir an
blink at v. göz atmak
blink eyes v. kırpıştırmak
blink at v. göz yummak
blink at v. hayret etmek
blink at v. şaşırmak
happen in a blink v. göz açıp kapayıncaya kadar olmak
blink at v. görmezlikten gelmek
blink (at) v. şaşırmak
blink (at) v. korkutulmak
blink [obsolete] v. (süt, bira) ekşitmek
blink [scotland] v. kem gözle bakarak büyülemek
blink (away) v. bildiğini reddetmek
blink (away) v. geçiştirmek
blink (away) v. görmezden gelmek
blink [scotland] v. kandırmak
blink [scotland] v. aldatmak
blink-eyed adj. alışkanlıkla göz kırpan
Phrasals
blink away v. gözleri kırpıştırarak silmek
blink at (something) v. (bir şeye/şeyde) göz kırpıştırmak
blink at (something) v. (bir şey) gözünü almak
blink at (something) v. (bir şeye) göz yummak
blink at (something) v. (bir şeyi) görmezlikten gelmek
blink at (something) v. (bir şeyi) göz ardı etmek
blink at (something) v. (bir şeye) aldırmamak
Colloquial
be on the blink v. arıza vermek
be on the blink v. arıza yapmak
be on the blink v. arızalanmak
be on the blink v. bozulmak
be on the blink v. çalışmamak
be on the blink v. düzgün çalışmamak
blink the fact v. göz ardı etmek
blink the fact v. görmezden gelmek
blink at v. şaşırmak
blink at v. şoke olmak
blink at v. şaşkınlıklara düşmek
blink-and-you-miss-it adv. göz açıp kapayıncaya kadar
blink-and-you-miss-it adv. bir anlık
blink-and-you-miss-it adv. birdenbire
blink-and-you-miss-it adv. ansızın
blink-and-you-miss-it adv. apansızın
in the blink of an eye expr. çabucak
in the blink of an eye expr. göz açıp kapayıncaya kadar
Idioms
blink one's tears back v. ağlamamaya çalışmak
blink one's tears back v. gözyaşlarını tutmak
be on the blink v. (makine) bozuk olmak
go on the blink v. (makine vb) arıza yapmak
be on the blink v. (makine) arızalı olmak
go on the blink v. (makine vb) bozulmak
blink back tears v. ağlamamaya çalışmak
blink back tears v. gözyaşlarını tutmak
blink tears back v. ağlamamaya çalışmak
blink tears back v. gözyaşlarını tutmak
on the blink expr. arızalı
on the blink expr. bozuk
in the blink of an eye expr. göz açıp kapayana kadar
blink-and-you-miss-it expr. kaşla göz arasında
before (one) can blink expr. göz açıp kapayıncaya kadar
before (one) can blink expr. kaşla göz arasında
Speaking
before somebody could blink expr. göz açıp kapayıncaya kadar
don't blink expr. gözünü yumma
don't blink expr. gözünü kırpma
Computer
cursor blink rate n. imleç yanıp sönme hızı
blink rate n. yanıp sönme hızı
blink rate n. yanıp sönme oranı
cursor blink fast expr. imlecin yanıp sönmesi hızlı
cursor blink slow expr. imlecin yanıp sönmesi yavaş
Medical
blink reflex n. göz kırpma refleksi
Anatomy
eye blink n. göz kırpma refleksi
Psychology
blink rate n. göz kırpma oranı
Optics
blink microscope n. pırıldaklı mikroskop
Gastronomy
blink beer n. keskin bira
Geography
land blink n. karla kaplı arktik bölgelere denizden bakıldığında atmosferde görülen özel bir parlaklık
Meteorology
ice blink n. buz parıltısı
Military
ice blink n. buz yansıma pırıltısı
Slang
be on the blink v. sarhoş olmak
be on the blink v. kafayı bulmak
be on the blink v. leyla olmak
be on the blink v. (içip) pilot olmak
be on the blink v. sarhoş olmak
be on the blink v. kafası iyi olmak
be on the blink v. kafası güzel olmak
on the blink adj. sarhoş
on the blink adj. kafayı bulmuş
on the blink adj. leyla olmuş
on the blink adj. bozuk
on the blink adj. arızalı
on the blink adj. haşat
on the blink adj. haşatı/turşusu çıkmış
on the blink adj. haşat/turşu olmuş
on the blink adj. doğru düzgün çalışmayan
on the blink adj. sarhoş
on the blink adj. zom
on the blink adj. küfelik
on the blink adj. jüt
on the blink adj. pilot
on the blink adj. körkütük
on the blink adj. dut
on the blink adj. fitil
on the blink adj. küp
on the blink adj. zilzurna
on the blink expr. arızalı
on the blink expr. doğru dürüst çalışmayan
on the blink expr. (televizyon vb) bozuk
British Slang
on the blink expr. bozuk (makine)