|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
| General |
|
| 1 |
General |
çürümüş yaprakla karışık gübre |
compost n.
|
|
The machine spreads compost on the soil.
Makine toprağa gübre atıyor.
More Sentences
|
| 2 |
General |
karla karışık yağmur |
sleet n.
|
|
The sleet damaged the car's roof.
Karla karışık yağmur, arabanın tavanına zarar vermiş.
More Sentences
|
| 3 |
General |
karışık saç |
mop n.
|
|
It took a lot of time for Jenny to arrange her mob of frizzly hair.
Jenny'nin kıvırcık ve karışık saçlarını düzene sokması çok zaman aldı.
More Sentences
|
| 4 |
General |
karışık kaset |
mixtape n.
|
|
He compiled a mixtape of his favourite songs.
En sevdiği şarkılardan oluşan bir karışık kaset derledi.
More Sentences
|
| 5 |
General |
karışık fikir |
complex idea n.
|
|
What are the most complex ideas my child needs to understand?
Çocuğumun anlaması gereken en karmaşık fikirler nelerdir?
More Sentences
|
| 6 |
General |
karışık mesaj |
mixed message n.
|
|
We constantly receive mixed messages on this issue and we need clarity.
Bu konuda sürekli olarak karışık mesajlar alıyoruz ve açıklığa ihtiyacımız var.
More Sentences
|
| 7 |
General |
karışık yığın |
mat n.
|
|
A mat of leaves covered the lawn.
Çimenlerin üzerini karışık yaprak yığınları kaplamıştı.
More Sentences
|
| 8 |
General |
kafası karışık olmak |
be confused v.
|
|
Tom said Mary was confused.
Tom, Mary'nin kafasının karışık olduğunu söyledi.
More Sentences
|
| 9 |
General |
karışık olmayan |
uncomplicated adj.
|
|
Offering forms to convert visitors into subscribers or customers should be a simple and uncomplicated process.
Ziyaretçileri abonelere veya müşterilere dönüştürmek için formlar sunmak basit ve karmaşık olmayan bir süreç olmalıdır.
More Sentences
|
| 10 |
General |
çok karışık |
too complex adj.
|
|
This is with good reason, for they are too complex and too bureaucratic for contracting authorities and industry alike.
Bunun iyi bir nedeni var; zira bu yönergeler hem ihale makamları hem de sektör için çok karmaşık ve çok bürokratik.
More Sentences
|
| Colloquial |
|
| 11 |
Colloquial |
karışık zihin |
confused mind n.
|
|
The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
Karışık zihin, bir şey üzerinde düşünürken tek bir yerde toplanan zihindir.
More Sentences
|
| 12 |
Colloquial |
kafası biraz karışık |
a bit confused adj.
|
|
Everyone's a bit confused.
Herkesin kafası biraz karışık.
More Sentences
|
| Idioms |
|
| 13 |
Idioms |
karışık duygular |
mixed emotions n.
|
|
I have mixed emotions about this.
Bunun hakkında karışık duygularım var.
More Sentences
|
| 14 |
Idioms |
karışık duygular/hisler |
mixed feelings n.
|
|
On the eve of the vote at first reading of the 2003 budget, I must confess to mixed feelings.
2003'ün ilk bütçe oylamasının arifesinde, karışık duygular içinde olduğumu itiraf etmeliyim.
More Sentences
|
| Chemistry |
|
| 15 |
Chemistry |
karışık oksit yakıt |
mox n.
|
|
Mixed oxide fuel (MOX) is one of these.
Karışık oksit yakıt (MOX) bunlardan biridir.
More Sentences
|
| Linguistics |
|
| 16 |
Linguistics |
karışık metafor |
mixed metaphor n.
|
|
Once again he wrote a song using mixed metaphors.
Bir kez daha karışık metaforlar kullanarak bir şarkı yazdı.
More Sentences
|
| General |
|
| 17 |
General |
korkuyla karışık şaşkınlık |
awe n.
|
|
| 18 |
General |
karışık siyasal durum |
unsettled political situation n.
|
|
| 19 |
General |
kafası karışık olma |
feyness n.
|
|
| 20 |
General |
karışık şey |
commixture n.
|
|
| 21 |
General |
korkuyla karışık saygı |
awe n.
|
|
| 22 |
General |
karışık şey |
mélange n.
|
|
| 23 |
General |
karışık yem |
blended feed n.
|
|
| 24 |
General |
karışık ve sık bir sürü |
huddle n.
|
|
| 25 |
General |
karışık şey |
mess n.
|
|
| 26 |
General |
karışık akıntı |
turbulent flow n.
|
|
| 27 |
General |
karışık iş |
imbroglio n.
|
|
| 28 |
General |
karışık ve taranmamış saç |
mop n.
|
|
| 29 |
General |
şakayla karışık iğneli söz |
quip n.
|
|
| 30 |
General |
karışık şey |
hash n.
|
|
| 31 |
General |
çin'e özgü karışık turşu |
chowchow n.
|
|
| 32 |
General |
yünle karışık pamuk kumaş |
linsey woolsey n.
|
|
| 33 |
General |
karışık şey |
farrago n.
|
|
| 34 |
General |
karışık kültür |
mixed culture n.
|
|
| 35 |
General |
ırkça karışık insanlar |
racially mixed people n.
|
|
| 36 |
General |
karışık saç |
shock n.
|
|
| 37 |
General |
karışık ispirto |
denatured alcohol n.
|
|
| 38 |
General |
karışık dil |
hybrid language n.
|
|
| 39 |
General |
karışık derleme |
salmagundi n.
|
|
| 40 |
General |
karışık durum |
mess n.
|
|
| 41 |
General |
karışık şey |
complex n.
|
|
| 42 |
General |
karışık renkli alacalı at |
skewbald n.
|
|
| 43 |
General |
hikayenin karışık noktası |
nodus n.
|
|
| 44 |
General |
bakır veya gümüşle karışık siyah kükürt alaşımı |
niello n.
|
|
| 45 |
General |
korku ve merakla karışık saygı |
awe n.
|
|
| 46 |
General |
karışık meyve suyu |
mixed fruit juice n.
|
|
| 47 |
General |
karla karışık yağmur |
rain mixed with snow n.
|
|
| 48 |
General |
karışık durum |
hugger-mugger n.
|
|
| 49 |
General |
karışık durum |
mix-up n.
|
|
| 50 |
General |
karışık şeyler |
medley n.
|
|
| 51 |
General |
karışık desen |
crazy quilt n.
|
|
| 52 |
General |
karışık desen |
patchwork quilt n.
|
|
| 53 |
General |
karışık saç |
fuzzy hair n.
|
|
| 54 |
General |
bulanık/karışık zihin |
foggy mind n.
|
|
| 55 |
General |
karışık çerez |
trail mix n.
|
|
| 56 |
General |
karışık iş |
complicated matter n.
|
|
| 57 |
General |
çin'e özgü karışık turşu |
chow-chow n.
|
|
| 58 |
General |
karışık pizza |
mixed pizza n.
|
|
| 59 |
General |
karışık sırayı çözme |
descramble n.
|
|
| 60 |
General |
karışık sandviç |
mixed sandwich n.
|
|
| 61 |
General |
karışık sandviç |
mixed sub n.
|
|
| 62 |
General |
popüler, gürültülü, karışık grup |
racquette n.
|
|
| 63 |
General |
ortaya karışık birkaç şey |
mixed bag n.
|
|
| 64 |
General |
(karışık bir şeyi) açmak |
unsnarling n.
|
|
| 65 |
General |
ağa benzeyen karışık şey |
web n.
|
|
| 66 |
General |
karışık ve bozuk durum |
malady n.
|
|
| 67 |
General |
karmaşık/karışık bir mesaj, işaret |
mixed message n.
|
|
| 68 |
General |
birbiriyle karışık ve şeffaf cama gömülü renkli camdan yapılma ince çubuk ve tüpler |
millefiore glass n.
|
|
| 69 |
General |
dört çiftli dansta karışık hareketler ve figürler |
hash n.
|
|
| 70 |
General |
karışık renk |
brindle n.
|
|
| 71 |
General |
karışık renkli hayvan |
brindle n.
|
|
| 72 |
General |
karışık durum |
muck n.
|
|
| 73 |
General |
mitlerle karışık hikaye |
myth history n.
|
|
| 74 |
General |
karışık konuşma |
rigamarole n.
|
|
| 75 |
General |
karışık konuşma |
rigmarole n.
|
|
| 76 |
General |
karışık şey |
gumbo n.
|
|
| 77 |
General |
azarlama ve aşağılama ile karışık beğenmeme |
opprobrium n.
|
|
| 78 |
General |
karışık ses |
churme n.
|
|
| 79 |
General |
karışık kütle |
imbroglio n.
|
|
| 80 |
General |
karışık şey |
olla-podrida n.
|
|
| 81 |
General |
karışık bir koleksiyon (edebi, müzik) |
olla-podrida n.
|
|
| 82 |
General |
karışık koleksiyon |
olla podrida n.
|
|
| 83 |
General |
karışık şey |
olla podrida n.
|
|
| 84 |
General |
karışık şey |
commixion n.
|
|
| 85 |
General |
karışık şey |
commixtion [obsolete] n.
|
|
| 86 |
General |
karışık olmama |
incommixture [obsolete] n.
|
|
| 87 |
General |
kumla karışık deniz çakılı |
dobbin [dialect] [uk] n.
|
|
| 88 |
General |
karışık katmanlı damar yapısı |
foliation n.
|
|
| 89 |
General |
yağlı ve karışık şey |
gaum [dialect] n.
|
|
| 90 |
General |
yapışkan ve karışık şey |
gaum [dialect] n.
|
|
| 91 |
General |
karışık malzemeler |
plunder n.
|
|
| 92 |
General |
(müzik veya video oynatıcısında) karışık çal özelliği |
shuffle n.
|
|
| 93 |
General |
karla karışık olma |
sleetiness n.
|
|
| 94 |
General |
top çekmeyle karışık bir iskambil oyunu |
beano n.
|
|
| 95 |
General |
karışık şey |
strew n.
|
|
| 96 |
General |
kafası karışık olma |
perplexiveness [obsolete] n.
|
|
| 97 |
General |
karışık grup |
fardel n.
|
|
| 98 |
General |
ortaya karışık öfke |
frustration n.
|
|
| 99 |
General |
bilmece gibi karışık şekle sokmak |
enigmatize v.
|
|
| 100 |
General |
karışık dokumak |
inweave v.
|
|
| 101 |
General |
şakayla karışık iğneli söz söylemek |
quip v.
|
|
| 102 |
General |
açmak (karışık bir şeyi) |
untangle v.
|
|
| 103 |
General |
karışık yemek |
mess v.
|
|
| 104 |
General |
(karışık bir şeyi) açmak |
disentangle v.
|
|
| 105 |
General |
(karışık bir şeyi) çözmek |
disentangle v.
|
|
| 106 |
General |
karışık bir şeyi açmak |
untangle v.
|
|
| 107 |
General |
karışık bir durumdan kurtarmak |
untangle v.
|
|
| 108 |
General |
karışık bir durumdan kurtarmak |
disentangle v.
|
|
| 109 |
General |
karışık renkli yapmak |
diaper v.
|
|
| 110 |
General |
bilmece gibi karışık şekle sokmak |
enigmatise v.
|
|
| 111 |
General |
amaçsızca/kafası karışık şekilde dolaşmak |
mill v.
|
|
| 112 |
General |
karışık hale getirmek |
ramify v.
|
|
| 113 |
General |
karışık hale gelmek |
ravel [obsolete] v.
|
|
| 114 |
General |
karışık bir şeyi açmak |
unclue v.
|
|
| 115 |
General |
saygıyla karışık korku yaratmak |
awestrike v.
|
|
| 116 |
General |
(karışık bir şeyi) çözmek |
unentangle v.
|
|
| 117 |
General |
(karışık bir şeyi) açmak |
unentangle v.
|
|
| 118 |
General |
kafası karışık olmak |
bubble v.
|
|
| 119 |
General |
karışık koymak |
misorder v.
|
|
| 120 |
General |
küçümseme ile karışık isteksizlik duymak |
disdain v.
|
|
| 121 |
General |
karışık hale gelmek |
disorder v.
|
|
| 122 |
General |
karışık bir durumdan kurtarmak |
disinvolve v.
|
|
| 123 |
General |
saygıyla karışık korku duymak |
fear v.
|
|
| 124 |
General |
(müzik veya videoları) karışık sırada görüntülemek |
shuffle v.
|
|
| 125 |
General |
(müzik veya videoları) karışık oynatmak |
shuffle v.
|
|
| 126 |
General |
olayı karışık hale getirmek |
sophisticate v.
|
|
| 127 |
General |
en karışık |
wooziest adj.
|
|
| 128 |
General |
karışık duygular besleyen |
ambivalent adj.
|
|
| 129 |
General |
çok karışık |
labyrinthine adj.
|
|
| 130 |
General |
karışık dokunmuş |
inwrought adj.
|
|
| 131 |
General |
bilmece gibi karışık |
enigmata adj.
|
|
| 132 |
General |
şakayla karışık laf sokan |
pawky adj.
|
|
| 133 |
General |
kafası karışık |
fey adj.
|
|
| 134 |
General |
karışık renkli |
motley adj.
|
|
| 135 |
General |
aşırı karışık |
overcomplicated adj.
|
|
| 136 |
General |
zihni karışık |
groggy adj.
|
|
| 137 |
General |
karışık hisleri olan |
ambivalent adj.
|
|
| 138 |
General |
fazla karışık |
overcomplicated adj.
|
|
| 139 |
General |
çok karışık |
labyrinthian adj.
|
|
| 140 |
General |
saygı ile karışık |
reverential adj.
|
|
| 141 |
General |
aklı karışık |
bemused adj.
|
|
| 142 |
General |
daha karışık |
woozier adj.
|
|
| 143 |
General |
saygıyla karışık korku duygusundan yoksun |
awless adj.
|
|
| 144 |
General |
saygıyla karışık korku duygusundan yoksun |
aweless adj.
|
|
| 145 |
General |
karla karışık yağmur |
sleety adj.
|
|
| 146 |
General |
karışık olmayan |
unalloyed adj.
|
|
| 147 |
General |
karışık olmayan |
uncluttered adj.
|
|
| 148 |
General |
kafası karışık |
wooly-minded adj.
|
|
| 149 |
General |
kafası karışık |
wooly adj.
|
|
| 150 |
General |
kafası karışık |
befuddled adj.
|
|
| 151 |
General |
kafası karışık |
woolly-headed adj.
|
|
| 152 |
General |
kafası karışık |
muzzy adj.
|
|
| 153 |
General |
kafası karışık |
woolly adj.
|
|
| 154 |
General |
kafası karışık |
muddled adj.
|
|
| 155 |
General |
kafası karışık |
woolly-minded adj.
|
|
| 156 |
General |
karışık milliyetten |
mixed-nationality adj.
|
|
| 157 |
General |
kafası karışık |
tavert adj.
|
|
| 158 |
General |
karışık olmayan |
noncomplex adj.
|
|
| 159 |
General |
aklı karışık |
turbid adj.
|
|
| 160 |
General |
tabanı sarı renkli karışık renkleri ile bilinen cam eşya tipi |
amberina adj.
|
|
| 161 |
General |
karışık olmayan |
unallayed adj.
|
|
| 162 |
General |
karışık olmayan |
unambivalent adj.
|
|
| 163 |
General |
korku ve merakla karışık bir saygı duyan |
awed adj.
|
|
| 164 |
General |
korkuyla karışık saygı duyan |
awful adj.
|
|
| 165 |
General |
kafası karışık |
off-balance adj.
|
|
| 166 |
General |
kafası karışık |
bleary adj.
|
|
| 167 |
General |
şakayla karışık |
half-serious adj.
|
|
| 168 |
General |
biraz kafası karışık |
half-dazed adj.
|
|
| 169 |
General |
şakayla karışık |
half-joking adj.
|
|
| 170 |
General |
karışık renkli |
medley [obsolete] adj.
|
|
| 171 |
General |
aklı karışık |
woolly adj.
|
|
| 172 |
General |
kafası karışık |
mixed adj.
|
|
| 173 |
General |
karışık tasarımlı |
borax adj.
|
|
| 174 |
General |
(özellikle kürkü desenli kediler için) çizgili veya karışık desenli |
brinded adj.
|
|
| 175 |
General |
kadın-erkek karışık (yurt vb.) |
mixed adj.
|
|
| 176 |
General |
kafası karışık |
hurly burly adj.
|
|
| 177 |
General |
karışık şekilde bağlı |
hyper adj.
|
|
| 178 |
General |
karışık tasarlanan |
hyperactive adj.
|
|
| 179 |
General |
(hareket) karışık |
rickety adj.
|
|
| 180 |
General |
karışık ve sıkıntılı |
grumly [scotland] adj.
|
|
| 181 |
General |
aşırı karışık |
overelaborate adj.
|
|
| 182 |
General |
karışık olmayan |
immixed [obsolete] adj.
|
|
| 183 |
General |
karışık bir halde |
disruly adj.
|
|
| 184 |
General |
kafası karışık |
distraught adj.
|
|
| 185 |
General |
karışık hale getiren |
complicative [obsolete] adj.
|
|
| 186 |
General |
(alfabe çözümünde) karışık dizilerde görülen |
incoherent adj.
|
|
| 187 |
General |
kafası karışık |
cross-eyed adj.
|
|
| 188 |
General |
karışık dokunmuş |
intextured adj.
|
|
| 189 |
General |
karışık dokunmuş |
inworn adj.
|
|
| 190 |
General |
aşırı karışık |
finicky adj.
|
|
| 191 |
General |
kafası karışık olmayan |
free-minded adj.
|
|
| 192 |
General |
kafası karışık |
skivie [obsolete] adj.
|
|
| 193 |
General |
karışık tutumları olmak |
puzzleheaded adj.
|
|
| 194 |
General |
kafası karışık |
fuzzyheaded adj.
|
|
| 195 |
General |
kafası karışık |
fuzzy adj.
|
|
| 196 |
General |
karışık bir halde |
muddledly adv.
|
|
| 197 |
General |
karışık bir şekilde |
woozily adv.
|
|
| 198 |
General |
karışık olarak |
complexly adv.
|
|
| 199 |
General |
karışık bir şekilde |
disconcertedly adv.
|
|
| 200 |
General |
karışık bir halde |
impurely adv.
|
|
| 201 |
General |
karma karışık bir şekilde |
ruggedly adv.
|
|
| 202 |
General |
bilmece gibi karışık şekilde |
enigmatically adv.
|
|
| 203 |
General |
karışık olarak |
intricately adv.
|
|
| 204 |
General |
karışık olmayacak şekilde |
elementarily adv.
|
|
| 205 |
General |
karışık şekilde |
tanglingly adv.
|
|
| 206 |
General |
karışık olmayan bir şekilde |
unambivalently adv.
|
|
| 207 |
General |
karışık bir şekilde |
mazily adv.
|
|
| 208 |
General |
karışık şekilde |
miscellaneously adv.
|
|
| 209 |
General |
karışık bir şekilde |
mixtly adv.
|
|
| 210 |
General |
karışık bir şekilde |
mixedly adv.
|
|
| 211 |
General |
kafası karışık bir şekilde |
hurry-skurry adv.
|
|
| 212 |
General |
kafası karışık bir şekilde |
hurry-scurry adv.
|
|
| 213 |
General |
karışık şekilde |
disordinately [obsolete] adv.
|
|
| 214 |
General |
karışık şekilde |
disorderly adv.
|
|
| 215 |
General |
karışık bir halde |
disrulily adv.
|
|
| 216 |
General |
karışık bir şekilde |
complicately adv.
|
|
| 217 |
General |
karışık bir şekilde |
intermixedly adv.
|
|
| Phrases |
|
| 218 |
Phrases |
kafası karışık |
out of one's mind expr.
|
|
| Colloquial |
|
| 219 |
Colloquial |
çok karışık |
a mixed bag n.
|
|
| 220 |
Colloquial |
karışık bir durum |
a tricky situation n.
|
|
| 221 |
Colloquial |
kafası karışık genç |
crazy mixed-up kid n.
|
|
| 222 |
Colloquial |
karışık terim/ifade |
fuzzword n.
|
|
| 223 |
Colloquial |
karma karışık |
hurrah's nest n.
|
|
| 224 |
Colloquial |
çok (zor, karışık) gelmek |
be so much/many (something) v.
|
|
| 225 |
Colloquial |
karışık olmayan |
fuss-free adj.
|
|
| 226 |
Colloquial |
ortaya karışık |
a mixed bag/bunch adj.
|
|
| 227 |
Colloquial |
kafası karışık/karışmış |
buffaloed adj.
|
|
| 228 |
Colloquial |
aklı karışık |
at fault expr.
|
|
| 229 |
Colloquial |
kafası karışık |
at fault expr.
|
|
| Idioms |
|
| 230 |
Idioms |
karışık ayrıntılar |
the ins and outs n.
|
|
| 231 |
Idioms |
(gülünç/komik derecede) karışık |
heath robinson n.
|
|
| 232 |
Idioms |
içinden çıkılmaz/karışık durum |
a mare's nest n.
|
|
| 233 |
Idioms |
kafası/aklı karışık |
in a spin n.
|
|
| 234 |
Idioms |
karışık ve zor kelime |
ten dollar word n.
|
|
| 235 |
Idioms |
(roman sonundaki) karışık durum |
twist in the tail n.
|
|
| 236 |
Idioms |
duyguları karışık |
mixed emotions n.
|
|
| 237 |
Idioms |
kafası karışık |
mixed emotions n.
|
|
| 238 |
Idioms |
hüzünle karışık mutluluk |
mixed emotions n.
|
|
| 239 |
Idioms |
karışık/gülünç olaylar silsilesi |
comedy of errors n.
|
|
| 240 |
Idioms |
karma karışık/karman çorman durum |
a tangled web n.
|
|
| 241 |
Idioms |
ortaya karışık olan şey |
mixed bag n.
|
|
| 242 |
Idioms |
karışık durum |
pretty kettle of fish [us] n.
|
|
| 243 |
Idioms |
karışık duygular içinde olmak |
in mixed feelings v.
|
|
| 244 |
Idioms |
kafası tamamen karışmış/karışık olmak |
be at sea v.
|
|
| 245 |
Idioms |
kafası karışık olmak |
be at sea v.
|
|
| 246 |
Idioms |
kafası karışık olmak |
be all at sea v.
|
|
| 247 |
Idioms |
kafası tamamen karışmış/karışık olmak |
be all at sea v.
|
|
| 248 |
Idioms |
karışık duygular içinde olmak |
have mixed feelings about something v.
|
|
| 249 |
Idioms |
karışık duygular içinde olmak |
get mixed feelings about something v.
|
|
| 250 |
Idioms |
(karışık) bir şeyi onarmaya çalışmak |
fuss with something v.
|
|
| 251 |
Idioms |
birisine karışık duygular taşımak/hissetmek |
get mixed feelings about v.
|
|
| 252 |
Idioms |
kafası karışık olmak |
have just one oar in the water v.
|
|
| 253 |
Idioms |
karmaşık/karışık bir mesaj vermek |
send a mixed message v.
|
|
| 254 |
Idioms |
karmaşık/karışık mesajlar vermek |
send mixed messages v.
|
|
| 255 |
Idioms |
karmaşık/karışık işaretler vermek |
send mixed signals v.
|
|
| 256 |
Idioms |
karmaşık/karışık bir işaret vermek |
send a mixed signal v.
|
|
| 257 |
Idioms |
kafası karışık olmak |
not know if (one) is afoot or on horseback v.
|
|
| 258 |
Idioms |
(birine/bir şeye) korkuyla karışık bir saygı duymak |
be in awe (of someone or something) v.
|
|
| 259 |
Idioms |
aklı/zihni karışık olmak |
go out of your mind v.
|
|
| 260 |
Idioms |
aklı/zihni karışık olmak |
be out of your mind v.
|
|
| 261 |
Idioms |
birine/bir şeye korkuyla karışık bir hayranlık duymak |
be in awe of somebody/something v.
|
|
| 262 |
Idioms |
birine/bir şeye korkuyla karışık bir saygı duymak |
be in awe of somebody/something v.
|
|
| 263 |
Idioms |
birine/bir şeye korkuyla karışık bir saygı duymak |
stand in awe of somebody/something v.
|
|
| 264 |
Idioms |
birine/bir şeye korkuyla karışık bir hayranlık duymak |
stand in awe of somebody/something v.
|
|
| 265 |
Idioms |
karışık duygular içinde olmak |
have mixed feelings v.
|
|
| 266 |
Idioms |
(biri/bir şey hakkında) karışık duygular içinde olmak |
have mixed feelings (about somebody/something) v.
|
|
| 267 |
Idioms |
karmaşık/karışık bir işaret vermek |
send a mixed signal v.
|
|
| 268 |
Idioms |
karmaşık/karışık işaretler vermek |
send mixed signals v.
|
|
| 269 |
Idioms |
kafası karışık |
all in a dither adj.
|
|
| 270 |
Idioms |
kafası karışık |
in a dither expr.
|
|
| 271 |
Idioms |
karışık durumda |
in a complicated spot expr.
|
|
| 272 |
Idioms |
karışık durumda |
all of a dither expr.
|
|
| 273 |
Idioms |
karma karışık |
in a whirl expr.
|
|
| 274 |
Idioms |
espriyle karışık |
(with) tongue in cheek expr.
|
|
| 275 |
Idioms |
kafası karışık halde |
at a stand expr.
|
|
| 276 |
Idioms |
(birine/bir şeye) korkuyla karışık bir saygı duyan |
in awe expr.
|
|
| 277 |
Idioms |
kafası karışık |
out of mind expr.
|
|
| 278 |
Idioms |
durum karışık bir hal alıyor |
the thick plottens expr.
|
|
| Speaking |
|
| 279 |
Speaking |
kafam karışık |
I am confused interj.
|
|
| 280 |
Speaking |
durum karışık bir hal alıyor |
the plot thickens expr.
|
|
| 281 |
Speaking |
kafam çok karışık |
I am so confused expr.
|
|
| 282 |
Speaking |
şakayla karışık |
only half in jest expr.
|
|
| 283 |
Speaking |
işler karışık |
things are hectic expr.
|
|
| 284 |
Speaking |
aklım çok karışık |
my mind is so confused expr.
|
|
| 285 |
Speaking |
benim aklım çok karışık |
my mind is so confused expr.
|
|
| 286 |
Speaking |
ortalık karışık |
things are crazy expr.
|
|
| 287 |
Speaking |
ortalık bir hayli karışık |
things are pretty crazy expr.
|
|
| Trade/Economic |
|
| 288 |
Trade/Economic |
karışık yükle ilgili ücret tablosu |
general cargo rates n.
|
|
| 289 |
Trade/Economic |
karışık yük |
general cargo n.
|
|
| 290 |
Trade/Economic |
karışık stok |
mixed inventory n.
|
|
| 291 |
Trade/Economic |
karışık pazarlama |
scrambled merchandising n.
|
|
| 292 |
Trade/Economic |
karışık masraflar |
mixed cost n.
|
|
| 293 |
Trade/Economic |
karışık sapma |
mix variance n.
|
|
| 294 |
Trade/Economic |
temel sınıflara göre karışık verilerin özeti |
recapitulation n.
|
|
| 295 |
Trade/Economic |
farklı malların ithalinde ya da ihracında uygulanan karışık döviz kurları |
mixed mixing rate n.
|
|
| 296 |
Trade/Economic |
karışık yük |
mixed cargo n.
|
|
| 297 |
Trade/Economic |
karışık kredi |
mixed credit n.
|
|
| 298 |
Trade/Economic |
karışık mallar |
miscellaneous goods n.
|
|
| 299 |
Trade/Economic |
karışık mal |
miscellaneous goods n.
|
|
| 300 |
Trade/Economic |
karışık sermaye |
blended fund n.
|
|
| 301 |
Trade/Economic |
karışık fon |
blended fund n.
|
|
| 302 |
Trade/Economic |
karışık giriş |
composite entry n.
|
|
| 303 |
Trade/Economic |
(mağazalarda) ürünlerin genellikle karışık halde içine konduğu kap |
dumpbin n.
|
|
| Law |
|
| 304 |
Law |
karışık yargı |
mixed jurisdictions n.
|
|
| Politics |
|
| 305 |
Politics |
faaliyet sahası karışık olan holding şirketi |
mixed activity holding company n.
|
|
| 306 |
Politics |
gereksiz ölçüde karışık bürokratik dil |
federalese n.
|
|
| Industry |
|
| 307 |
Industry |
karışık gazojen gazı |
coking plant gas n.
|
|
| 308 |
Industry |
karışık gaz |
integral gas n.
|
|
| Technical |
|
| 309 |
Technical |
karışık taban yazımı |
mixed base notation n.
|
|
| 310 |
Technical |
karışık tabakalı damar |
banded structure n.
|
|
| 311 |
Technical |
karışık taban |
mixed radix n.
|
|
| 312 |
Technical |
karışık kavşak |
staggered junction n.
|
|
| 313 |
Technical |
karışık katmanlı damar |
banded structure n.
|
|
| 314 |
Technical |
karışık akımlı pompa |
mixedflow pump n.
|
|
| 315 |
Technical |
karışık iletken |
composite conductor n.
|
|
| 316 |
Technical |
karışık ortamlı filtre |
mixed media filter n.
|
|
| 317 |
Technical |
karışık fonksiyon |
composite function n.
|
|
| 318 |
Technical |
karışık iplik |
blended yarn n.
|
|
| 319 |
Technical |
karışık akım |
turbulent flow n.
|
|
| 320 |
Technical |
karışık sıvı |
mixed liquid n.
|
|
| 321 |
Technical |
karışık iyonlayıcı ışınlar |
mixed ionizing radiations n.
|
|
| 322 |
Technical |
karışık sıra |
composite order n.
|
|
| 323 |
Technical |
karışık tip pissu toplama kanalı |
combined system intercepting sewer n.
|
|
| 324 |
Technical |
karışık kafes sistemler |
combined trusses n.
|
|
| 325 |
Technical |
karışık salata |
combination salad n.
|
|
| 326 |
Technical |
karışık çamur |
mixed sludge n.
|
|
| 327 |
Technical |
karışık taban yazımı |
mixed radix notation n.
|
|
| 328 |
Technical |
karışık usare |
mixed juice n.
|
|
| 329 |
Technical |
karışık profil |
intricate shape n.
|
|
| 330 |
Technical |
ksilen (karışık izomerler) |
xylene n.
|
|
| 331 |
Technical |
karışık iplik |
mixed yarn n.
|
|
| 332 |
Technical |
karışık tamsayılı programlama |
mixed integer programming n.
|
|
| 333 |
Technical |
karışık kumaş |
union n.
|
|
| 334 |
Technical |
karışık kumaş |
blended fabric n.
|
|
| 335 |
Technical |
karışık basınçlı türbin |
mixed-flow water turbine n.
|
|
| 336 |
Technical |
karışık kristal |
mixed crystal n.
|
|
| 337 |
Technical |
karışık kan |
mixed blood n.
|
|
| 338 |
Technical |
karışık kullanımlı merkez |
multiuse center n.
|
|
| 339 |
Technical |
karışık pere |
random riprap n.
|
|
| 340 |
Technical |
karışık taş |
run-of-quarry stone n.
|
|
| 341 |
Technical |
karışık bağlantı |
sloppy link n.
|
|
| 342 |
Technical |
karışık yükleme |
bulk loading n.
|
|
| 343 |
Technical |
karışık taneli karmalar |
particulate composites n.
|
|
| 344 |
Technical |
karışık oksit seramikler |
mixed oxide ceramics n.
|
|
| 345 |
Technical |
karışık oksitler |
mixed oxides n.
|
|
| 346 |
Technical |
karışık lifli melez |
intraply hybrid n.
|
|
| 347 |
Technical |
karışık taneli seramikler |
particulate ceramics n.
|
|
| 348 |
Technical |
karışık tane boyu |
mixed grain size n.
|
|
| 349 |
Technical |
karışık akışlı pompa |
mixed flow pump n.
|
|
| 350 |
Technical |
ışınlanmamış karışık oksit yakıt peletleri |
unirradiated mixed oxide fuel pellets n.
|
|
| 351 |
Technical |
akan karışık gaz korozyonu deneyi |
flowing mixed gas corrosion test n.
|
|
| 352 |
Technical |
karışık gaz akışlı çevre deneyi |
mixed flowing gas environmental test n.
|
|
| 353 |
Technical |
akan karışık gaz korozyon deneyi |
flowing mixed gas corrosion test n.
|
|
| 354 |
Technical |
karışık iyon değiştirici |
mixed-bed ion exchanger n.
|
|
| 355 |
Technical |
karışık iyon değiştirici filtre |
mixed-bed filter n.
|
|
| 356 |
Technical |
karışık tip su arıtıcısı |
mixed-bed demineraliser n.
|
|
| 357 |
Technical |
karışık olmayan |
pure adj.
|
|
| 358 |
Technical |
karışık taneli |
mixed grained adj.
|
|
| 359 |
Technical |
karışık kamış |
mixed stuff adj.
|
|
| Computer |
|
| 360 |
Computer |
karışık içerik |
mixed content n.
|
|
| 361 |
Computer |
karışık arama |
mixed search n.
|
|
| 362 |
Computer |
karışık belge |
mixed document n.
|
|
| 363 |
Computer |
karışık taban |
mixed radix n.
|
|
| 364 |
Computer |
karışık taban yazımı |
mixed radix notation n.
|
|
| 365 |
Computer |
karışık taban yazımı |
mixed base notation n.
|
|
| 366 |
Computer |
karışık değer |
mixed-value n.
|
|
| 367 |
Computer |
ilişki durumu karışık |
relationship status (it's) complicated n.
|
|
| 368 |
Computer |
(yazılımda) belli bir anahtar değere karışık tek nesne bulunan örüntü |
multiton n.
|
|
| Informatics |
|
| 369 |
Informatics |
karışık dosya |
garbled file n.
|
|
| Telecom |
|
| 370 |
Telecom |
karışık işaretleri çözücü |
descrambler n.
|
|
| Electric |
|
| 371 |
Electric |
karışık iletken |
composite conductor n.
|
|
| Mechanic |
|
| 372 |
Mechanic |
karışık mal imalatı |
job lot production n.
|
|
| Textile |
|
| 373 |
Textile |
pamuk ve ipekle karışık dokunmuş dalgalı çizgili kumaş |
journey n.
|
|
| 374 |
Textile |
yünlü veya yün ile pamuk karışık ince elbiselik kumaş |
delaine n.
|
|
| 375 |
Textile |
karışık iplik |
blended yarn n.
|
|
| 376 |
Textile |
karışık iplik |
mixed yarn n.
|
|
| 377 |
Textile |
karışık kumaş |
blended fabric n.
|
|
| 378 |
Textile |
yünle karışık keten ya da pamuk kumaş |
linsey-woolsey n.
|
|
| 379 |
Textile |
yünle karışık pamuk kumaş |
linsey-woolsey n.
|
|
| 380 |
Textile |
karışık dantelli sert ve geniş bir yakalık |
rebato n.
|
|
| 381 |
Textile |
karışık dantelli sert ve geniş bir yakalık |
rabato n.
|
|
| 382 |
Textile |
patiska üzerine renkli, karışık figürler işleme sanatı/işlemi |
calico printing n.
|
|
| 383 |
Textile |
atkı ipliklerinin çözgü etrafında karışık şekilde büküldüğü bir tür örgü dantel |
balloon net n.
|
|
| 384 |
Textile |
sırlı yünlü veya karışık bir kumaş |
tammy cloth n.
|
|
| 385 |
Textile |
sırlı yünlü veya karışık bir kumaş |
tammy n.
|
|
| 386 |
Textile |
sırlı yünlü veya karışık bir kumaş |
tamis n.
|
|
| 387 |
Textile |
sırlı yünlü veya karışık bir kumaş |
tamise n.
|
|
| 388 |
Textile |
batı hint adaları'nda satılan kaba ve karışık keten kumaş |
ticklenburg n.
|
|
| 389 |
Textile |
beyazla karışık siyah yünden evde dokunmuş şayak giysi |
kelt n.
|
|
| 390 |
Textile |
yünle karışık pamuk kumaş |
linsey n.
|
|
| 391 |
Textile |
karışık renkli kumaş |
heather mixture n.
|
|
| 392 |
Textile |
fitilli olup özellikle yazlık kıyafetlerde kullanılan ince yünlü veya karışık bir kumaş |
drap d'ete n.
|
|
| 393 |
Textile |
patiska üzerine renkli karışık figürler işlemede kullanılan oymalı bakır silindir |
shell n.
|
|
| Construction |
|
| 394 |
Construction |
karışık kum |
blended sand n.
|
|
| 395 |
Construction |
samanla karışık kilden yapılmış duvar |
cobwall n.
|
|
| Lighting |
|
| 396 |
Lighting |
karışık yansıma |
mixed reflection n.
|
|
| 397 |
Lighting |
karışık ışıklı lamba |
blended lamp n.
|
|
| 398 |
Lighting |
karışık geçme |
mixed transmission n.
|
|
| 399 |
Lighting |
karışık ışıklı lamba |
self-ballasted mercury lamp n.
|
|
| 400 |
Lighting |
karışık lamba |
blended lamp n.
|
|
| Woodworking |
|
| 401 |
Woodworking |
karışık orman |
mixed forest n.
|
|
| Dyeing |
|
| 402 |
Dyeing |
karışık renk |
nonsolid colour n.
|
|
| 403 |
Dyeing |
karışık renk |
nonsolid color n.
|
|
| Automotive |
|
| 404 |
Automotive |
karışık sürtünme |
mixed friction n.
|
|
| 405 |
Automotive |
karışık sürtünme |
mixed friction n.
|
|
| 406 |
Automotive |
karışık yağlama |
mixed lubrication n.
|
|
| Marine |
|
| 407 |
Marine |
karışık tanecik büyüklüğü |
mixed grain size n.
|
|
| 408 |
Marine |
karışık gelgit |
mixedtide n.
|
|
| 409 |
Marine |
karışık gel-git |
mixed tide n.
|
|
| 410 |
Marine |
kısmen karışık tip |
partially mixed-type adj.
|
|
| 411 |
Marine |
kuvvetlice karışık tip |
strongly mixed-type adj.
|
|
| Mining |
|
| 412 |
Mining |
maden damarından çıkan çöple karışık malzeme |
shoad n.
|
|
| Medical |
|
| 413 |
Medical |
habis karışık tükürük bezi tümörleri |
malignant mixed tumours of salivary gland n.
|
|
| 414 |
Medical |
karışık endokrin-ekzokrin karsinom |
mixed endocrine-exocrine carcinoma n.
|
|
| 415 |
Medical |
(balgamla karışık) kan tükürme |
kemoptysis n.
|
|
| 416 |
Medical |
(balgamla karışık) kan tükürme |
haemoptysis n.
|
|
| 417 |
Medical |
karışık bağ doku hastalığı |
mixed connective tissue disease n.
|
|
| 418 |
Medical |
karışık venöz oksijen satürasyonu |
mixed venous oxygen saturation n.
|
|
| 419 |
Medical |
(balgamla karışık) kan tükürme |
hemoptysis n.
|
|
| 420 |
Medical |
karışık soy lösemi |
mixed lineage leukemia n.
|
|
| 421 |
Medical |
karışık bağ dokusu hastalığı |
mixed connective tissue disease n.
|
|
| 422 |
Medical |
karışık enfeksiyonda iki ayrı virüsün genomlarından melez virüs oluşumu |
reassortment n.
|
|
| 423 |
Medical |
karışık fonksiyonlu oksidaz |
mixed function oxydase n.
|
|
| Anatomy |
|
| 424 |
Anatomy |
yutağı, gırtlağı, akciğerleri, kalbi, yemek borusunu, mideyi ve karın boşluğundaki iç organlarının çoğunu besleyen karışık bir sinir |
nervus vagus n.
|
|
| 425 |
Anatomy |
yutak, gırtlak, akciğerleri, kalbi, yemek borusunu, mideyi ve iç organlarının çoğunu besleyen karışık bir sinir |
tenth cranial nerve n.
|
|
| Psychology |
|
| 426 |
Psychology |
insan beyninin sorun çözerken zor ve karışık yöntemler yerine en yalın yöntemi seçmesini tanımlamak için kullanılan terim |
cognitive miser n.
|
|
| 427 |
Psychology |
öfkeyle karışık stres |
frustration n.
|
|
| Pathology |
|
| 428 |
Pathology |
pinta karışık lezyonları |
mixed lesions of pinta n.
|
|
| Printing |
|
| 429 |
Printing |
karışık teknik |
mixed technique n.
|
|
| Food Engineering |
|
| 430 |
Food Engineering |
karışık kültür |
mixed culture n.
|
|
| 431 |
Food Engineering |
karışık usare |
mixed juice n.
|
|
| Gastronomy |
|
| 432 |
Gastronomy |
karışık hamur tatlıları |
mixed turkish pastry n.
|
|
| 433 |
Gastronomy |
karışık sebzeler |
mixed vegetables n.
|
|
| 434 |
Gastronomy |
karışık komposto |
assorted stewithed fruit n.
|
|
| 435 |
Gastronomy |
karışık turşu |
mixed pickles n.
|
|
| 436 |
Gastronomy |
karışık meyve |
mixed fruits n.
|
|
| 437 |
Gastronomy |
karışık dolma |
mixed farci n.
|
|
| 438 |
Gastronomy |
karışık ızgara |
mixed grill n.
|
|
| 439 |
Gastronomy |
karışık kebap |
mixed kebab n.
|
|
| 440 |
Gastronomy |
ruslar'da bir çeşit karışık aperitif |
zakuski n.
|
|
| 441 |
Gastronomy |
karışık içecekler |
mixed refreshments n.
|
|
| 442 |
Gastronomy |
karışık meyve |
assorted fruits n.
|
|
| 443 |
Gastronomy |
karışık biskuvi |
biscuit mix n.
|
|
| 444 |
Gastronomy |
karışık dondurma |
assorted ice cream n.
|
|
| 445 |
Gastronomy |
karışık sebze |
mixed vegetables n.
|
|
| 446 |
Gastronomy |
karışık ızgara |
mixed grill n.
|
|
| 447 |
Gastronomy |
karışık kuruyemiş |
assorted nuts n.
|
|
| 448 |
Gastronomy |
karışık et ızgarası |
mixed çiril n.
|
|
| 449 |
Gastronomy |
karışık salata |
mixed salad n.
|
|
| 450 |
Gastronomy |
karışık soğuk etler |
mixed cold meats n.
|
|
| 451 |
Gastronomy |
karışık pide |
mixed pita n.
|
|
| 452 |
Gastronomy |
karışık dondurma |
miwed ice-cream n.
|
|
| 453 |
Gastronomy |
karışık meyveli |
mixed fruit n.
|
|
| 454 |
Gastronomy |
karışık turşu |
mixed pickle n.
|
|
| 455 |
Gastronomy |
karışık deniz mahsulleri |
mixed seafood n.
|
|
| 456 |
Gastronomy |
karışık dondurma |
mixed ice cream n.
|
|
| 457 |
Gastronomy |
karışık meyve aroması |
tutti-frutti n.
|
|
| 458 |
Gastronomy |
doğranmış karışık meyve konservesi |
tutti-frutti n.
|
|
| 459 |
Gastronomy |
karışık sebzeli garnitür |
jardinière n.
|
|
| 460 |
Gastronomy |
birlikte ekilen karışık tahıllar |
dredge [dialect] [uk] n.
|
|
| 461 |
Gastronomy |
karışık et yemeği |
podrida n.
|
|
| 462 |
Gastronomy |
çin menşeli bir tür karışık sebze yemeği |
subgum n.
|
|
| 463 |
Gastronomy |
karışık meyveli kokteyl |
fruit punch n.
|
|
| 464 |
Gastronomy |
karışık kızartma |
fry [uk] [ireland] n.
|
|
| 465 |
Gastronomy |
karışık sebze ile hazırlanan |
subgum adj.
|
|
| 466 |
Gastronomy |
karışık sebzeli |
subgum adj.
|
|
| Math |
|
| 467 |
Math |
karışık dağılımlar |
mixture distributions n.
|
|
| Statistics |
|
| 468 |
Statistics |
karışık normal olmayan eğri |
complex abnormal curve n.
|
|
| 469 |
Statistics |
karışık gözlemler |
mixed-up observations n.
|
|
| 470 |
Statistics |
karışık ekim |
intercropping n.
|
|
| Chemistry |
|
| 471 |
Chemistry |
karışık sıvı askıda katı madde |
mixed liquor suspended solid n.
|
|
| 472 |
Chemistry |
sıvıların içinde amonyak olup olmadığını test etmede kullanılan potasyum iyodür ve potasyum hidroksitle karışık bir cıva iyodür çözeltisi |
nessler's solution n.
|
|
| 473 |
Chemistry |
içindeki farklı malzemelerin sıvı halde bulunduğu karışık bir bileşim |
mistura n.
|
|
| 474 |
Chemistry |
sıvının içinde amonyak olup olmadığını potasyum iyodür ve potasyum hidroksitle karışık cıva iyodür çözeltisi kullanarak test etmek |
nesslerize v.
|
|
| Biochemistry |
|
| 475 |
Biochemistry |
karışık dölgöze |
heterozygote n.
|
|
| 476 |
Biochemistry |
karışık engelleme |
mixed type inhibition n.
|
|
| 477 |
Biochemistry |
karışık yatak |
mixed-bed n.
|
|
| Zoology |
|
| 478 |
Zoology |
atlarda beyazla karışık kızıl kahverengi tüyler |
blossom n.
|
|
| Botanic |
|
| 479 |
Botanic |
karışık köklü orkide |
tangle orchid (plectorrhiza) n.
|
|
| 480 |
Botanic |
karışık kökleri olan, küçük ve kokulu yeşil çiçekler açan bir orkide |
tangle orchid (plectorrhiza) n.
|
|
| 481 |
Botanic |
bir çift sapsız talkım içeren karışık çiçeklenme |
verticillaster n.
|
|
| 482 |
Botanic |
şili'ye özgü birbirine karışık dalları, sert sivri uçlu yaprakları ve yenilebilir fındıkları olan herdem yeşil bir ağaç |
monkey puzzler n.
|
|
| 483 |
Botanic |
büyük ve küçük yaprakçıkların karışık bulunduğu tüy yapraklı bitki |
interruptedly pinnate n.
|
|
| Agriculture |
|
| 484 |
Agriculture |
karışık tarım |
mixed farming n.
|
|
| 485 |
Agriculture |
karışık yemler |
blended feeds n.
|
|
| Breeding |
|
| 486 |
Breeding |
karışık mera |
mixed pasture n.
|
|
| 487 |
Breeding |
dengeli karışık hayvan yemi |
chow® n.
|
|
| Tobacco |
|
| 488 |
Tobacco |
burley tütünleri için alacalı karışık |
variegated schorched mixed adj.
|
|
| Forestry |
|
| 489 |
Forestry |
karışık mescere |
mixed stand n.
|
|
| Social Sciences |
|
| 490 |
Social Sciences |
eskiden güney afrika'da karışık etnik kökenli insanlar için yapılan ırkçı sınıflandırma |
cape coloured n.
|
|
| 491 |
Social Sciences |
karışık kökenli olmayan |
unhyphenated [us/canada] adj.
|
|
| 492 |
Social Sciences |
karışık olmayan (toplum) |
unintegrated adj.
|
|
| 493 |
Social Sciences |
karışık milliyete ait |
mongrel adj.
|
|
| 494 |
Social Sciences |
karışık milliyetten olan |
mongrel adj.
|
|
| Literature |
|
| 495 |
Literature |
karışık ölçülü dize |
logaoedic n.
|
|
| 496 |
Literature |
karışık ölçülü dize ile ilgili |
logaoedic adj.
|
|
| Linguistics |
|
| 497 |
Linguistics |
fransızca, ispanyolca, yunanca ve arapça ile karışık italyanca'dan oluşan bir ortak dil |
lingua franca n.
|
|
| History |
|
| 498 |
History |
genellikle bakırla karışık çeşitli eski altın paralara verilen ad |
crown n.
|
|
| Philosophy |
|
| 499 |
Philosophy |
resim ve fotoğrafçılıkta pop artla karışık gerçeküstücülüğü bilinçaltı imgeler yoluyla canlandırma |
neosurrealism n.
|
|
| Environment |
|
| 500 |
Environment |
karışık imarlı bölge |
mixed developing zone n.
|
|