koruyan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

koruyan



Sens de "koruyan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

Turc Anglais
General
koruyan shielder n.
koruyan shunner n.
koruyan shelterer n.
koruyan defensor n.
koruyan preservative adj.
koruyan protecting adj.
koruyan fencible adj.
koruyan conserving adj.
koruyan avenging adj.
koruyan saving adj.
koruyan defensive adj.
koruyan conservant adj.
koruyan fensible adj.
koruyan phylactic adj.
Law
koruyan custodian n.
Religious
koruyan guardian adj.

Sens de "koruyan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 283 résultat(s)

Turc Anglais
General
tanrıça pallas'ın truva'yı koruyan heykeli palladium n.
bir yeri rüzgardan koruyan engel windbreak n.
yerlilerin hak ve çıkarlarını koruyan nativist n.
hakkını koruyan vindicator n.
güneşten koruyan şemsiye parasol n.
geniş gölgesiyle altındakileri güneşten koruyan ağaç shade tree n.
hastalıktan koruyan ilaç prophylactic n.
zırhlarda bacakların üst kısımlarını koruyan plakalar tasset n.
evrak üzerinde bulunan resmi ya da şahsi mühür koruyan küçük yuvarlak kutu skippet n.
ulusun yerli halkının hak ve çıkarlarını koruyan kişi ya da siyasetçi nativist n.
piyano klavyesini koruyan menteşeli kapak fall-board n.
ünvanını koruyan şampiyon defender n.
arka bölümü koruyan zırh backpiece n.
bir evi kötü ruhlardan koruyan içi tohumlarla dolu cam çubuk charm wand n.
boyun bölgesini koruyan zırh parçası neckplate n.
boyun bölgesini koruyan zırh parçası gorget n.
uzun süre boyunca ısısını koruyan malzemeden üretilmiş, ısıyı saklamakta kullanılan alet thermophore n.
sıcak veya soğuk sıvıların sıcaklıklarını koruyan vakumlu şişe thermos® n.
sıcak veya soğuk sıvıların sıcaklıklarını koruyan vakumlu şişe thermos bottle n.
sıcak veya soğuk sıvıların sıcaklıklarını koruyan vakumlu şişe thermos flask n.
mektup ayırma gibi işlerde parmağı koruyan plastik kılıf thumbstall n.
değerli bir şeyi koruyan/biriktiren kimse treasurer [obsolete] n.
ön kolu koruyan zırh parçası vambrace n.
bir kimsenin itibarını koruyan hareket face saver n.
bir kimsenin itibarını koruyan hareket face saving n.
kimsenin itibarını koruyan şey face-saver n.
yüzün alt kısmını koruyan bir tür zırh bevor n.
sınır bölgelerini koruyan kimse march-ward n.
olumsuz etkileri azaltarak koruyan şey buffer n.
dövüş horozunun ayağında yer alan çıkıntıyı koruyan kılıf hot [obsolete] n.
hafızayı koruyan şey moniment n.
civcivleri kuluçkadan sonra koruyan gereç mother n.
ocak içinde pişirilen çömlekleri ateşlerden koruyan bölme muffle n.
ocağın içinde pişirilen çömlekleri ateşlerden koruyan fırın muffle n.
kabul gören bir şeyi koruyan kimse observer n.
koruyan kimse guarder n.
yandan çarklı vapurda yan çarkı ve gövdeyi koruyan ahşap yapı guards n.
kurak bölgelerde av kuşlarının içtiği suyu koruyan alet guzzler n.
dini bir sanat eserini veya ikonayı koruyan metal kapak riza n.
açık teknenin küpeştesinin dışını koruyan ahşap şerit rubber n.
canlının yalnızca gelişiminin erken bir safhasında veya atalarında işlevini koruyan parçasının kalıntıları rudiment n.
kilisenin değerli eşyalarını koruyan kimse cimeliarch n.
bisiklet sürerken pantolon paçasının altını koruyan araç clip n.
nehir kıyısını koruyan yüzer set curtain n.
uçaksavar ateşine karşı koruyan metal plakalar eklenmiş ceket flak jacket n.
yozlaşmaktan koruyan yer preservatory [obsolete] n.
koruyan şey preserve n.
felaketten koruyan kimse preserver n.
amirinin sırlarını koruyan kimse secretary [obsolete] n.
derebeyin hizmetinde olup onu koruyan silahlı kiracı sergeant n.
personeli veya malzemeleri nükleer patlamanın etkilerinden koruyan bariyerler shielding n.
yangın dumanından koruyan bir çeşit başlık smokehood n.
hamilelikten koruyan şey protection n.
mali çöküşten koruyan önlemler protection n.
şeklini koruyan nesne spring n.
güneşten koruyan maskeyi çıkarmak unvisard v.
sıcaktan koruyan önlemler almak summerise [uk] v.
sıcaktan koruyan önlemler almak summerize [us] v.
bir kimsenin itibarını koruyan face-saving adj.
en iyi orta seviyeyi koruyan ortamlarda büyüyen veya çoğalan mesophile adj.
en iyi orta seviyeyi koruyan ortamlarda büyüyen veya çoğalan mesophilous adj.
parça oranını koruyan homalographic adj.
parçaların karşılıklı ilişkilerini koruyan homolographic adj.
sağlığı koruyan hygienical adj.
değerini koruyan good adj.
mevcudu koruyan covering adj.
tazeliğini koruyan unstale adj.
disiplini koruyan orderly adj.
kendini koruyan self-defensive adj.
kendini koruyan self-protective adj.
toplum içindeki tehlikelerden koruyan protective adj.
güneşten koruyan sunscreening adj.
sakinliğini koruyan centred adj.
soğukkanlılığını koruyan unperturbed adj.
kendi dengesini koruyan anlamına gelen bir son ek -stasis suf.
Colloquial
(siyahiler için) diğerlerini koruyan/kollayan siyahi erkek soul brother n.
Idioms
başı saran ve saç stilini koruyan bir başlık doorag n.
bir/birkaç konuda güçlü fikirlerini koruyan veya sürekli dile getiren kimse johnny one-note [us/canada] n.
eski fakat hala değerini koruyan şey an oldie but (a) goodie n.
eski fakat hala değerini koruyan şey oldie but goodie n.
(biri) için gizemini koruyan bir şey a mystery to (one) n.
itibarını/saygınlığını koruyan face-saving adj.
ilk günkü tazeliğini koruyan as fresh as the day it was produced expr.
popülerliğini koruyan for the ages expr.
Trade/Economic
geçerliliğini koruyan teklif standing offer n.
geçerliliğini koruyan sipariş standing order n.
piyasada değerini koruyan menkul kıymet seasoned security n.
yatırımcıları değersiz menkul kıymet alımında koruyan yasa blue sky law n.
yerine getirilene veya iptal edilene kadar geçerliliğini koruyan alım emri open order n.
vergi mükellefleri ve tüketici haklarını koruyan, kar amacı gütmeyen bir kuruluş consumer watchdog n.
yerli sanayii koruyan protectionist adj.
Law
derebeylik mülkünün kullanımında mutasarrıfın haklarını koruyan yasa recto n.
derebeylik mülkünün kullanımında mutasarrıfın haklarını koruyan yasa writ of right n.
tanığı her türlü kovuşturmadan koruyan dokunulmazlık transactional immunity n.
evleri koruyan dikenli ferforje kapı alley gate n.
abd'de kusurlu araba alanları koruyan bir kanun lemon law n.
bir mülkün satış ve kiralama yetkilerini ömür boyu koruyan ek madde overreaching clause n.
yabancılara ait malları koruyan kimse alien property custodian n.
doğal hayatı ve çevreyi koruyan güvenlik memuru/polisi conservation officer n.
gazetecilerin gizli haber kaynaklarını açıklamama hakkını koruyan kanun shield law n.
Politics
kamu çıkarlarını koruyan gruplar public-interest groups n.
koruyan devlet protecting power n.
kolombiya'da yerel ve bölgesel paramiliter grupları koruyan bir terör örgütü united self-defense force of colombia n.
kolombiya'da yerel ve bölgesel paramiliter grupları koruyan bir terör örgütü united self-defense group of colombia n.
yerli halkın çıkarlarını koruyan nativist adj.
yerli halkın çıkarlarını koruyan siyasetçilerden oluşan nativist adj.
yerli halkın çıkarlarını koruyan nativistic adj.
yerli halkın çıkarlarını koruyan siyasetçilerden oluşan nativistic adj.
Insurance
sürücüleri yurt dışındaki kazalara karşı koruyan bir seyahat sigorta poliçesi green card n.
üçüncü şahıs mali sorumluluğu, yangın, hırsızlık ve hasar gibi çoğu riske karşı koruyan (kasko poliçesi) comprehensive adj.
Technical
açı koruyan projeksiyon conformal projection n.
camlan buhara karşı koruyan sıvı anti dim n.
dondan koruyan tabaka frost-proof rendering n.
dondan koruyan tabaka frost-proof course n.
elektronik aygıtları yıldırımdan koruyan alet lightning arrester n.
kırılmadan deforme olan/şeklini koruyan plastik shape-retaining plastic n.
vücudun üst kısmını koruyan koruyucular upper body protector n.
metali paslanmaya karşı koruyan işlem blue n.
asılı elektrik devresini koruyan kaplama hood n.
kumaş gibi malzemeleri güvelerden koruyan madde mothproofer n.
duvar veya kol saatinin kadranını koruyan cam parçası glass n.
yol yapım çalışanlarını trafik kazalarından koruyan kamyon crash truck n.
iletim hattını yıldırıma karşı koruyan gömülü toprak iletkeni counterpoise n.
mikrofilm tarayıcı ekranını dış ışıktan koruyan bölüm shadow box n.
kanoyu dıştan koruyan su geçirmez madde skirt n.
baskı yüzeyini aşırı basınçtan koruyan yapı bearer n.
fırınlama esnasında seramik gereçleri koruyan ayaklık benzeri aparat spur n.
ozmotik etkiden koruyan osmoprotectant adj.
sudan koruyan water repellent adj.
matlaşmadan koruyan antitarnish adj.
Computer
bilgisayar gibi ofis aletlerinin kasasını koruyan kılıf bustle n.
Informatics
bilgisayarı yetkisiz erişimden koruyan anticrack adj.
Electric
elektriksel iletkenleri koruyan kaplama trunking n.
Mechanic
torna tezgahında kurşun vida dişlilerini koruyan muhafaza apron n.
Textile
motosiklet sürücülerini mekanik darbeye karşı koruyan giyecekler motorcyclists' protective clothing against mechanical impact n.
giyside penisi koruyan kılıf penis sheath n.
eşyaları kaplayıp dış etkiden koruyan kumaş sheet n.
nemden koruyan water-repellent adj.
sudan koruyan water-repellent adj.
(kumaş, aksesuar) ip rengini koruyan self-colored [us] adj.
(kumaş, aksesuar) ip rengini koruyan self-coloured [uk] adj.
Architecture
nüfus yoğunluğunu en üst düzeye çıkararak çevredeki kırsal alanı koruyan dikey şehir planlaması arcology n.
kulübelerde oturanları soğuktan koruyan duvar hallan n.
soğuktan koruyan duvarla çevrili bölme hallan n.
pervaz altındaki alanı yağmur suyundan koruyan çıkıntı drip mold n.
pervaz altındaki alanı yağmur suyundan koruyan çıkıntı drip mould n.
Automotive
lastiğin çelik tellerini jant sürtünmesinden koruyan kauçuklarmış kumaş chafer n.
lastik karkasını koruyan kumaş şerit breaker strip n.
bazı fren sistemlerinde döner aksamları koruyan bir bileşen pad n.
Railway
rayı hatta tutan ve bağı mekanik aşınmaya karşı koruyan metal plaka tie plate n.
Aeronautic
yanal dengeyi koruyan ufak yüzey adjusting plane n.
uçak gövdesini yoğun ısı kaybına karşı koruyan metal plaka shroud n.
fırlatma aracına ait uçuş yükünü koruyan koni şekilli koruma donanımı shroud n.
Marine
açık mevzide gemiciyi koruyan kayış horse n.
yelkeni düz tutmak için dış ceplere yerleştirilen esnek şerit; ambar girişini kötü hava şartlarından koruyan malzemenin kenarını sabitleyen ahşap şerit batton n.
brandayı hava koşullarından koruyan uzun muşamba weather cloth n.
gemideki gözetleme yerlerini sıçrayan sıvılardan koruyan siperlik dodger n.
köpekbalığı saldırılarına karşı koruyan antishark adj.
Petrol
(petrol endüstrisinde) doğrudan deniz yatağının üzerine kurulan ve kendi ağırlığı sayesinde konumunu koruyan sondaj kulesi gravity platform n.
Mining
madenciyi göçüklerden koruyan portatif yapı shield n.
Medical
emziren kadınların meme uçlarını koruyan kauçuk veya plastik aparat nipple shield n.
yaralı parmağı koruyan kılıf thumbstall n.
(inme sonrası) işlevini kaybetmiş olup yapısal bütünlüğünü koruyan beyin bölgesi penumbra n.
hastalıktan koruyan prophylactic adj.
kalbi koruyan cardioprotective adj.
hastalığa karşı koruyan phylactic adj.
Anatomy
atın kalça kemiğini koruyan bölüm pin n.
Physiology
vücut hücreleri içinde saklı olan antijenlere bağlı enfeksiyonları ortadan kaldırarak organizmayı koruyan bağışıklık yanıtı cell-mediated immune response n.
vücut hücreleri içinde saklı olan antijenlere bağlı enfeksiyonları ortadan kaldırarak organizmayı koruyan bağışıklık yanıtı cellular immune response n.
hücre veya organizmada sabit bir fizyolojik durumu koruyan süreçler autoregulation n.
gebelik boyunca korpus luteumun düzeyini koruyan bir hormon human chorionic gonadotropin n.
Pathology
beyin, omurilik ve bunları koruyan meninkslerde iltihaplanma cerebromeningitis n.
Pharmaceutics
difteri, boğmaca ve tetanosa karşı koruyan bir karma aşı dpt vaccine n.
kuduzdan koruyan antirabies adj.
Food Engineering
donma etkisinden koruyan cryogenic protectant adj.
donma etkisinden koruyan cryoprotectant adj.
Math
açı koruyan dönüşüm angle-preserving map n.
alan koruyan dönüşüm area preserving transformation n.
metrik uzaylar arasında mesafeyi koruyan fonksiyon isometry n.
Statistics
koruyan halka yöntemleri bootstrap methods n.
Physics
mevcut niceliği koruyan conservative adj.
Biology
özünü koruyan canlı self n.
örttüğü kısmı koruyan doku tabakası protective fold n.
gelişiminin çeşitli safhalarında aynı formu koruyan (böcek) monomorphic adj.
gelişiminin çeşitli safhalarında aynı formu koruyan (böcek) monomorphous adj.
düşük sıcaklıkta muhafaza hasarına karşı koruyan cryoprotective adj.
Marine Biology
solungaçı koruyan sert kemikli tabaka gill cover n.
solungaçları koruyan kalkanımsı bir kabuğa sahip olan scutibranch adj.
solungaçları koruyan kalkanımsı bir kabuğa sahip olan scutibranchiate adj.
Zoology
bazı kabuklu hayvanlarda ağzı koruyan geniş plaka gnathostegite n.
parazit canlıyı koruyan salgı kaynaklı dış katman cyst n.
yırtıcı hayvanlara karşı koruyan antipredator adj.
Botanic
papatyagiller familyasına ait, kuruduktan sonra dahi şeklini koruyan bitkilere verilen ad everlasting n.
bitkiyi koruyan yumru hibernaculum n.
çiçekli bölümü koruyan zar hose [dialect] [uk] n.
çiçekli bölümü koruyan zar hosen [dialect] n.
kök ucunu koruyan doku root cap n.
kök ucunu koruyan doku rootcap n.
bitkileri kemirgenlerden koruyan tel ızgara çerçeve sleeve n.
harman sırasında kabuklarını koruyan hulled adj.
yeşilliğini koruyan ve kurumamış (bitki materyali) fresh adj.
Breeding
sürüyü koruyan at stockhorse [australia] n.
Social Sciences
kültürel ve tarihi kayıtları gelecekteki keşfine kadar koruyan nesne/kap time capsule n.
şamanları hastalıktan ve şeytani güçlerden koruyan ruh totemic animal n.
çocuğunu aşırı derecede koruyan anne veya baba helicopter parent n.
Linguistics
(isim veya sıfat çekimi) proto germanik sesli harf köklerine özgü eski çekimsel sonları koruyan indefinite adj.
History
zırhlarda bacakların üst kısmını koruyan plakalar tasset n.
zırhlarda bacakların üst kısmını koruyan plakalar tasset n.
zırhlarda bacakların üst kısmını koruyan plakalar tasset n.
ayak ve bacakları koruyan, zincirden yapılan sıkı bir ortaçağ zırhı chausses n.
zırhlarda bacakların üst kısmını koruyan plakalar tace n.
zırhlarda bacakların üst kısmını koruyan plakalar tasse n.
(antik roma'da) amfitiyatro izleyicilerini güneşten koruyan tente velarium n.
kuşatmacıları koruyan bir tür kalkan snail n.
Religious
kendi ayin biçimlerini ve dillerini koruyan ancak papa'nın otoritesini kabul eden doğu katolik kilisesi uniat church n.
kendi ayin biçimlerini ve dillerini koruyan ancak papa'nın otoritesini kabul eden doğu katolik kilisesi uniate church n.
kendi ayin biçimlerini ve dillerini koruyan ancak papa'nın otoritesini kabul eden doğu katolik kilisesi mensubu uniat n.
kendi ayin biçimlerini ve dillerini koruyan ancak papa'nın otoritesini kabul eden doğu katolik kilisesi mensubu uniate n.
kendi ayin biçimlerini ve dillerini koruyan ancak papa'nın otoritesini kabul eden doğu katolik kilisesi mensubu uniate christian n.
kendi ayin biçimlerini ve dillerini koruyan ancak papa'nın otoritesini kabul eden doğu katolik kilisesi uniatism n.
(eski roma'da) ev halkını koruyan bir tanrı/ruh lar n.
şamanı hastalık ve uğursuzluktan koruyan ruh power animal n.
şamanı hastalık ve uğursuzluktan koruyan ruh tutelary spirit n.
nazardan koruyan apotropaic adj.
kem gözden koruyan apotropaic adj.
Geography
açı koruyan harita conformal mapping n.
şekil koruyan harita conformal mapping n.
alan koruyan projeksiyon equal area projection n.
uzunluk koruyan azimutal projeksiyon azimuthal equidistant projection n.
kardan koruyan siper snowshed n.
Military
ortaçağda kullanılan baş, boyun ve omuzları koruyan zincir zırh camail n.
ortaçağda kullanılan baş, boyun ve omuzları koruyan zincir zırh aventail n.
ortaçağda kullanılan baş, boyun ve omuzları koruyan zincir zırh ventail n.
top falyasını örterek dış etkenlerden koruyan kurşun tabakası cap of a cannon n.
kral veya kraliçeyi koruyan askerler the guards n.
başparmağı ok, kılıç gibi darbelerden koruyan halka thumb ring n.
askeri treni koruyan kuvvetler train guard n.
bedeni parça tesirinden koruyan zırh fragmentation protective body armour n.
üst kolu koruyan çelik kolluk upper cannon n.
üst kolu koruyan çelik kolluk rerebrace n.
dizin altını koruyan zırh parçası jambart n.
dizin altını koruyan zırh parçası jamber n.
dizin altını koruyan zırh parçası jambier n.
kolu koruyan bir türh zırh vantbrace n.
15. yüzyıldan itibaren ingiliz kraliyet ailesi'ne bağlı olup hükümdarı koruyan bir tür askeri birliğin üyesi yeoman of the guard [uk] n.
bilgi, bilgisayar ve ağları koruyan savunma tedbirleri computer network defense (cnd) n.
göğüs zırhının alt kısmına takılıp karın bölgesiyle kalçaları koruyan zırh parçası fauld n.
araç konvoyunu dağılmak, yok edilmek veya ele geçirilmekten koruyan refakatçi convoy escort n.
atın böğrünü koruyan zırh parçası flancard n.
askerin uyluğunu koruyan zırh parçası flancard n.
hareket halindeki veya duran bir kuvvetin kanadını düşmandan koruyan unsur flank guard n.
girişi koruyan nöbetçi outsentry n.
bel altını koruyan zırh plakası skirt of tasses n.
Hunting
tüfek dürbünlerinin her iki camını koruyan açılıp kapanabilen kapaklar brachet n.
ayağı koruyan zırh parçası sabaton n.
ayağı koruyan zırh parçası sabbaton n.
Sport
okçulukta parmakları koruyan deri yüksük tip n.
okçunun atış anında kirişin çarpmaması için göğüs bölgesini koruyan ekipman chest guard n.
(krikette) kalenin orta kazığını koruyan gard middle n.
kılıç kabzasının eli koruyan kısmı guard n.
kriket ve lakrosta point adı verilen bölgeyi koruyan oyuncu cover-point n.
Boxing
yüzü koruyan savunma pozisyonuna geçmek cover (up) v.
Chess
bir diğerini koruyan taş guard n.
Mythology
yunan ve roma mitolojisinde ölüler diyarının girişini koruyan üç başlı köpek cerberean n.
(yunan mitolojisinde) gaea'nın hera'ya düğün hediyesi olarak verdiği altın elmaları koruyan periler atlantides n.
(yunan mitolojisinde) gaea'nın hera'ya düğün hediyesi olarak verdiği altın elmaları koruyan periler hesperides n.
(roma mitolojisinde) ev ve aileyi koruyan tanrılar lares and penates n.
(roma mitolojisinde) ev ve aileyi koruyan tanrılarının heykelcikleri lares and penates n.
roma mitolojisinde yeni doğan çocukları koruyan tanrıça levana n.
yunan mitolojisinde cehennemin kapısını koruyan üç başlı bir köpek bokadam n.
aile ocağı ile ilişkilendirilen ve ev halkını koruyan küçük afacan bir yaratık fairy n.
(iskandinav mitolojisinde) dünya ağacı'nın köklerinin yakınında yer alan bilgelik kuyusunu koruyan dev mimir n.
meyveleri koruyan antik roma tanrıçası pomona n.
Bookbindery
kitabı hasar görmekten koruyan kalıcı dış kap protective cover n.
Abbreviation
kolombiya'da yerel ve bölgesel paramiliter grupları koruyan bir terör örgütü auc n.
Archaic
hakkını koruyan kadın vindicatress n.
(bekaretini koruyan) yollu kadın demivierge n.
zehir veya enfeksiyondan koruyan madde preservative n.
Ornithology
bazı kuşların gagasını koruyan sert kılıf naricorn n.
eğitim dövüşleri sırasında horoza giydirilen kemik çıkıntılarını koruyan ped muff n.
Slang
zayıf bir mahkuma arka çıkan ve onu koruyan güçlü mahkum war daddy n.
Star Wars
hak koruyan-sınıfı vindicator-class n.
hak koruyan-sınıfı ağır krüvazörü vindicator-class heavy cruiser n.