|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
ağaç gövdelerinin bataklık vb riskli zeminlere yanyana yatırılmasıyla oluşturulan yol |
corduroy road n.
|
|
2 |
General |
köy (iskan edilerek oluşturulan) |
settlement n.
|
|
3 |
General |
birkaç bestecinin yapıtlarından oluşturulan beste |
pastiche n.
|
|
4 |
General |
çamaşır makineleri ve lavabolar tarafından oluşturulan atık su |
sullage n.
|
|
5 |
General |
çamaşır makineleri ve lavabolar tarafından oluşturulan atık su |
greywater n.
|
|
6 |
General |
çamaşır makineleri ve lavabolar tarafından oluşturulan atık su |
grey water n.
|
|
7 |
General |
çamaşır makineleri ve lavabolar tarafından oluşturulan atık su |
gray water n.
|
|
8 |
General |
çamaşır makineleri ve lavabolar tarafından oluşturulan atık su |
graywater n.
|
|
9 |
General |
elden ele kovayla su veya toprak taşımak için oluşturulan insan zinciri |
bucket brigade n.
|
|
10 |
General |
bakterilerle oluşturulan kimyasal ayrışma |
bacteriolysis n.
|
|
11 |
General |
bir dilin alfabesindeki tüm harflerin kullanılmasıyla oluşturulan cümle, mısra v.b. |
pangram n.
|
|
12 |
General |
bir dilin alfabesindeki tüm harflerin kullanılmasıyla oluşturulan cümle |
holoalphabetic sentence n.
|
|
13 |
General |
doğal afetlerde hayvanların korunması için oluşturulan plan |
animal disaster plan n.
|
|
14 |
General |
dudakları büzüp hafif ileri çıkararak oluşturulan yüz ifadesi |
duckface n.
|
|
15 |
General |
yardım kuruluşunun kayıtlarını tutmak amacıyla oluşturulan kurulun üyeleri |
charity commissioners n.
|
|
16 |
General |
yaşanılan mekanda, temel önlemler alarak, dışarıdan gelen tehditlere karşı
oluşturulan güvenli bir alan |
shelter in place n.
|
|
17 |
General |
ağız veya burundan nefes vererek oluşturulan sesler |
egressive n.
|
|
18 |
General |
zombie'nin ilk ve hobo'nun son hecesinin birleşiminden oluşturulan bir sözcük |
zobo n.
|
|
19 |
General |
cemaat üyelerince oluşturulan yerel yönetim |
vestryism n.
|
|
|
20 |
General |
tuğla çöpü, cüruf, moloz gibi malzemelerle oluşturulan taban |
hardcore [uk] n.
|
|
21 |
General |
tuğla çöpü, cüruf, moloz gibi malzemelerle oluşturulan taban |
hard-core n.
|
|
22 |
General |
üzerinde ışık ve gölge oyunuyla dekoratif etki oluşturulan dar kontürlü yüzey |
molding n.
|
|
23 |
General |
belli belirsiz değişiklikle yeniden oluşturulan şey |
retread n.
|
|
24 |
General |
fark yaratmadan oluşturulan şey |
retread n.
|
|
25 |
General |
okul gezisinde oluşturulan sıra |
crocodile n.
|
|
26 |
General |
(yapraklarla oluşturulan) bir dizi eşmerkezli daireden oluşan yuvarlak şekil |
curlicue n.
|
|
27 |
General |
(birbirine yapıştırılmış deri kırpıntılarından oluşturulan) fabrika üretimi deri |
pancake n.
|
|
28 |
General |
kağıdın katlanması ile oluşturulan kitap sayfaları veya yaprakları |
fold n.
|
|
29 |
General |
gazeteyi ikiye katlayarak oluşturulan kat yeri |
fold n.
|
|
30 |
General |
bitki veya hayvan çalışması yapmak için orman, mera, tarla gibi arazilerde oluşturulan dikdörtgen şeklindeki küçük alan |
plot n.
|
|
31 |
General |
sıkıştırılarak oluşturulan parça |
crunch n.
|
|
32 |
General |
el hareketleri ve yüz mimikleri kullanılarak oluşturulan görsel dilde konuşmak |
speak in sign language v.
|
|
33 |
General |
oyma ile oluşturulan |
carven adj.
|
|
34 |
General |
mozaikle oluşturulan |
mosaical adj.
|
|
35 |
General |
mum ışığında oluşturulan |
lucubratory adj.
|
|
36 |
General |
ismi genellikle birkaç yunan harfinden oluşturulan bir kardeşlik birliğine ait veya ilgili |
greek-letter adj.
|
|
37 |
General |
çalkalanarak oluşturulan |
churned-up adj.
|
|
38 |
General |
yaprak biçimine sokularak oluşturulan |
foliated adj.
|
|
39 |
General |
prizmayla oluşturulan |
prismatic adj.
|
|
|
40 |
General |
taslaktan önce oluşturulan |
predraft adj.
|
|
41 |
General |
kendisi tarafından oluşturulan |
self-constituted adj.
|
|
42 |
General |
kendisi tarafından oluşturulan |
self-established adj.
|
|
Phrasals |
|
43 |
Phrasals |
(bir şey için) oluşturulan bir fona (bir miktar) katkı sağlamak |
chip in with (something) for (something) v.
|
|
44 |
Phrasals |
patent hukukunda sonraki bir icatta oluşturulan bir kombinasyonu geçersiz kılmak için eleştirmek/kötülemek/kösteklemek |
teach away v.
|
|
Colloquial |
|
45 |
Colloquial |
rahatsız edici kişileri engellemek için e-posta hesabında oluşturulan bir filtre |
bozo filter n.
|
|
46 |
Colloquial |
gizli dinleme yapmak veya kişisel bilgilere ulaşmak/kişisel bilgileri değiştirmek için kişinin internete bağlandığı cihaz ile interneti yayan modem arasında oluşturulan gizli bir erişim noktası |
evil twin n.
|
|
Trade/Economic |
|
47 |
Trade/Economic |
bayi stoklarını finanse etmek veya tüketiciye kredi kullandırmak için üretici firma tarafından oluşturulan finans şirketi |
captive finance company n.
|
|
48 |
Trade/Economic |
şirket varlıklarının değerinde değişiklik yapmak için kar karşılığı borçla oluşturulan ihtiyat akçesi |
allowance account n.
|
|
49 |
Trade/Economic |
şirket varlıklarının değerinde değişiklik yapmak için kar karşılığı borçla oluşturulan ihtiyat akçesi |
valuation account n.
|
|
50 |
Trade/Economic |
şirket varlıklarının değerinde değişiklik yapmak için kar karşılığı borçla oluşturulan ihtiyat akçesi |
allowance n.
|
|
51 |
Trade/Economic |
şirket varlıklarının değerinde değişiklik yapmak için kar karşılığı borçla oluşturulan ihtiyat akçesi |
valuation reserve n.
|
|
52 |
Trade/Economic |
açık alanda kullanılan teçhizat tarafından oluşturulan çevredeki gürültü emisyonu |
noise emission in the environment by equipment for use outdoors n.
|
|
53 |
Trade/Economic |
boş hipotezde ifade edilenden farklı bir açıdan hareket edilerek oluşturulan hipotez |
alternative hypothesis n.
|
|
54 |
Trade/Economic |
giderleri karşılamak için oluşturulan nakit hesabı |
imprest cash n.
|
|
55 |
Trade/Economic |
işçi-işveren anlaşmazlığında gerçeği araştırmak ve kamuoyuna açıklamalarda bulunmak için tarafsız kişilerden oluşturulan bir grup |
fact finding board n.
|
|
56 |
Trade/Economic |
işverence prim ödenerek oluşturulan tazminat planları |
defined benefit plans n.
|
|
57 |
Trade/Economic |
ortaklarca oluşturulan sermaye |
contributed capital n.
|
|
58 |
Trade/Economic |
oluşturulan krediler ve alacaklar |
originated loans and receivables n.
|
|
59 |
Trade/Economic |
stagflasyon (stagnation'un ilk ve inflation'un son hecelerinin birleştirilmesiyle oluşturulan bir kavram) |
stagflation n.
|
|
60 |
Trade/Economic |
madeni para üzerinde damgalama veya delme ile oluşturulan yazı, desen veya delik |
incuse n.
|
|
61 |
Trade/Economic |
financial times tarafından oluşturulan ve avrupa kıtasından yüz farklı firma faaliyetini kapsayan bir hisse senedi endeksi |
financial times stock exchange eurotrack 100 index n.
|
|
Law |
|
62 |
Law |
yeterli gerekçe olmadan oluşturulan |
vexatious adj.
|
|
Politics |
|
63 |
Politics |
açık alanda kullanılan teçhizat tarafından oluşturulan çevredeki gürültü emisyonuyla ilgili üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması komitesi |
committee for the approximation of the laws of the member states relating to noise emission in the environment by equipment for use outdoors n.
|
|
64 |
Politics |
kuzey kore'de uygulanan resmi devlet ideolojisi ve ona dayalı olarak oluşturulan politik sistem |
juche sasang n.
|
|
65 |
Politics |
kuzey kore'de uygulanan resmi devlet ideolojisi ve ona dayalı olarak oluşturulan politik sistem |
joo-cheh n.
|
|
66 |
Politics |
kuzey kore'de uygulanan resmi devlet ideolojisi ve ona dayalı olarak oluşturulan politik sistem |
juche idea n.
|
|
67 |
Politics |
kuzey kore'de uygulanan resmi devlet ideolojisi ve ona dayalı olarak oluşturulan politik sistem |
chuch'e n.
|
|
68 |
Politics |
yönetimdeki birçok unsurun karşılıklı etkileşimlerine dayalı olarak oluşturulan ortak mutabakatlara dayalı kuvvet alanı |
heterarchy n.
|
|
69 |
Politics |
yönetimdeki birçok unsurun karşılıklı etkileşimlerine dayalı olarak oluşturulan ortak mutabakatlara dayalı kuvvet alanı |
hetaerarchy n.
|
|
70 |
Politics |
1961'de sağcı muhafazakarlar tarafından oluşturulan bir kulüp |
monday club [uk] n.
|
|
71 |
Politics |
(abd'de) dış istihbarat gözetim yetkisi talep eden prosedürleri oluşturmak ve dış istihbarat gözetim mahkemesini kurmak için oluşturulan yasa |
foreign intelligence surveillance act n.
|
|
Institutes |
|
72 |
Institutes |
ingiltere'de doğa rezervlerini yönetmek ve doğanın korunması hakkında bilgi sağlamak üzere yasayla oluşturulan bir kurul |
nature conservancy council n.
|
|
73 |
Institutes |
hükümet tarafından oluşturulan sivil toplum örgütü |
government organized non-governmental organization n.
|
|
74 |
Institutes |
yeni düzen'in bir parçası olarak ev kredilerini yeniden ipotek ettirmek için oluşturulan devlet destekli bir şirket |
holc (home owners loan corporation) [us] abrev.
|
|
Industry |
|
75 |
Industry |
iş bulma kurumu tarafından oluşturulan, işsiz kimselere iş bulma tavsiyelerinin verildiği bir topluluk |
jobclub n.
|
|
Insurance |
|
76 |
Insurance |
tüm içeriği poliçe hazırlanırken oluşturulan ve daha sonra değiştirilemeyen bir hayat sigortası biçimi |
non-participating life insurance n.
|
|
Technical |
|
77 |
Technical |
paralel sargı tarafından oluşturulan alan |
shunt field n.
|
|
78 |
Technical |
parallel sargı tarafından oluşturulan alan akımı |
shunt field current n.
|
|
79 |
Technical |
yeniden oluşturulan sinyal |
reconstructed signal n.
|
|
|
80 |
Technical |
(borular arasında) boru bileziği ile oluşturulan bağlantı |
union joint n.
|
|
81 |
Technical |
(metal işçiliğinde) üzerinde maça oluşturulan delikli bir varil |
lantern n.
|
|
82 |
Technical |
alçıdan veya benzer bir malzeme ile kum, mürdesenk ve bezir yağı karışımından yapılan, bir şablonu desteklemek için oluşturulan şekil |
match n.
|
|
83 |
Technical |
değirmeni çalıştıracak su yükünü üretmek için dereye baraj yapılarak oluşturulan gölet |
mill pond n.
|
|
84 |
Technical |
kristalleşme yoluyla tuz oluşturulan deniz tuzu çukuru veya kap |
brine pan n.
|
|
85 |
Technical |
anahtarı bilmeyen biri için anlamına ilişkin ipucu vermeyecek şekilde oluşturulan parola |
holocryptic cipher n.
|
|
86 |
Technical |
yekpare ahşabın bükülerek at nalı şekline getirilmesi ile oluşturulan sandalye sırtı |
loop back n.
|
|
87 |
Technical |
sahada çitin köşe panelleriyle oluşturulan üçgen alan |
lock n.
|
|
88 |
Technical |
(demircilikte) flaşın dış kısmında oluşturulan oluk |
gutter n.
|
|
89 |
Technical |
büyülü fenerler ile oluşturulan bir resim değiştirme efekti |
dissolving view n.
|
|
90 |
Technical |
boyalı yüzey üzerinde aletle oluşturulan ahşap ya da mermer benzeri desen |
comb n.
|
|
91 |
Technical |
yuvarlanan daire içindeki bir nokta ile oluşturulan bir daire |
curate cycloid n.
|
|
92 |
Technical |
iki yatay kol arasından sarkan şakul ile oluşturulan bir düzenek |
pendulum level n.
|
|
93 |
Technical |
koşum takımına metal toka takılarak oluşturulan ilmek |
conway loop n.
|
|
94 |
Technical |
aynı sinyalin iki ayrı kaynaktan küçük fakat değişken gecikmelerle verilmesi sonucu oluşturulan ses efekti |
flanging n.
|
|
95 |
Technical |
vücudun bir bölgesinin ultrason ve radyografi kullanılarak farklı açı ve bölgelerden alınmış verilerin birleştirilmesiyle oluşturulan görüntü |
scan n.
|
|
96 |
Technical |
radikal elemanlarının tekrarlaması ile oluşturulan |
reduplicate adj.
|
|
97 |
Technical |
infrasonik ses dalgaları tarafından oluşturulan |
infrasonic adj.
|
|
98 |
Technical |
çelik gravür sanatı ile oluşturulan |
siderographic adj.
|
|
Computer |
|
99 |
Computer |
oluşturulan nesne |
created object n.
|
|
100 |
Computer |
yeniden oluşturulan sinyal |
reconstructed signal n.
|
|
101 |
Computer |
wordle uygulaması ile oluşturulan bir kelime grubu |
wordle n.
|
|
102 |
Computer |
renk ve gölge ile üç boyutlu hale getirilerek oluşturulan görüntü |
render n.
|
|
103 |
Computer |
(demoscene kültüründe) grup için oluşturulan kısa demo |
intro n.
|
|
104 |
Computer |
bilgisayar tarafından otomatik olarak oluşturulan gerçek zamanlı animasyon |
procedural animation n.
|
|
105 |
Computer |
bilgisayar tarafından otomatik olarak oluşturulan gerçek zamanlı animasyon |
procedural animation n.
|
|
Informatics |
|
106 |
Informatics |
weblogdan oluşturulan basılı kitap |
blook n.
|
|
Telecom |
|
107 |
Telecom |
yeniden oluşturulan geri besleme |
regenerative feedback n.
|
|
Electric |
|
108 |
Electric |
iki endüksiyon motorunun birbirine ve güç kaynağına seri bağlanmasıyla oluşturulan elektrik çekiş sistemi |
cascade system n.
|
|
109 |
Electric |
iki endüksiyon motorunun birbirine ve güç kaynağına seri bağlanmasıyla oluşturulan elektrik çekiş sistemi |
tandem system n.
|
|
110 |
Electric |
iki endüksiyon motorunun birbirine ve güç kaynağına seri bağlanmasıyla oluşturulan elektrik çekiş sistemi |
concatenated system n.
|
|
111 |
Electric |
elektrik elemanlarını seri bağlayarak oluşturulan kapalı yapı |
mesh n.
|
|
112 |
Electric |
üç fazlı sistemde üç elektrik bobininin veya devrenin uç uca bağlanması ile oluşturulan kapalı bir bağlantı |
delta n.
|
|
113 |
Electric |
hidrolik güç ile oluşturulan elektrik ile ilgili |
hydroelectric adj.
|
|
114 |
Electric |
hidrolik güç ile oluşturulan elektriği kullanan |
hydroelectric adj.
|
|
Television |
|
115 |
Television |
etkinliğin en önemli ve heyecanlı bölümlerinden oluşturulan seçki |
highlights n.
|
|
116 |
Television |
televizyonun en çok izlendiği saatler için oluşturulan |
primetime adj.
|
|
Textile |
|
117 |
Textile |
tekstil işleme için oluşturulan bir dizi seri veya paralel iplik örgü |
chain n.
|
|
118 |
Textile |
tuz yataklarında çözme suretiyle oluşturulan boşluklarda gaz depolama |
gas storage in solution-mined salt cavities n.
|
|
119 |
Textile |
iki kıvrımlı kenarı ortaya doğru birleştirerek oluşturulan pli |
box pleat n.
|
|
120 |
Textile |
liflerin hafifçe bükülmesi ve yuvarlanmasıyla oluşturulan tekstil lifi |
roll n.
|
|
121 |
Textile |
tek parça kumaştan yapılıp yanlış kenarı boyunca katlanarak oluşturulan yalancı ek yeri |
seam n.
|
|
122 |
Textile |
örgü kumaşta ters örgü sırası veya desen dikişleri ile oluşturulan yalancı ek yeri |
seam n.
|
|
123 |
Textile |
(iki farklı iplikten oluşan kumaş) ipliğin kimyasallar tarafından bozulmasıyla oluşturulan desenlere sahip |
burnt-out adj.
|
|
Architecture |
|
124 |
Architecture |
geç roma dönemi'ne ait iyon volütlerinin korint başlıklarına yerleştirilmesiyle oluşturulan klasik sütun |
composite order n.
|
|
125 |
Architecture |
asıl projenin inşasını kolaylaştırmak için oluşturulan temel yapılar |
false works n.
|
|
126 |
Architecture |
taş üzerinde oluşturulan yaprak şeklindeki süs |
plate tracery n.
|
|
Construction |
|
127 |
Construction |
hafriyatta konveyörün geçeceği kadar genişlikte oluşturulan açma |
gullet n.
|
|
Woodworking |
|
128 |
Woodworking |
(kereste veya kaplama tahtasında) testere ile öz ışınlardan keserek oluşturulan şekil |
flake n.
|
|
Dyeing |
|
129 |
Dyeing |
(bir arada istenen rengi veren) farklı renkte noktalarla oluşturulan renk |
dithered color [us] n.
|
|
130 |
Dyeing |
(bir arada istenen rengi veren) farklı renkte noktalarla oluşturulan renk |
dithered colour [uk] n.
|
|
Furniture |
|
131 |
Furniture |
taneleme ile oluşturulan yüzey |
graining n.
|
|
Marine |
|
132 |
Marine |
dalga tarafından oluşturulan set |
wave-built terrace n.
|
|
133 |
Marine |
küçük dalgacıklar tarafından oluşturulan deniz tabanı formu |
ripples n.
|
|
134 |
Marine |
(halat ucunda oluşturulan) kasa |
flemish eye n.
|
|
Mining |
|
135 |
Mining |
(maden çalışma alanlarını genişletirken oluşturulan) matkap delik grubu |
round n.
|
|
Medical |
|
136 |
Medical |
hastanın iltihaplı akıntıları kullanılarak oluşturulan bir homeopatik tedavi |
nosode n.
|
|
137 |
Medical |
termograf vasıtasıyla oluşturulan grafik kayıt |
thermogram n.
|
|
138 |
Medical |
termograf vasıtasıyla oluşturulan grafik kayıt |
thermograph n.
|
|
139 |
Medical |
narkotik ilaçla oluşturulan his kaybı |
narcoanesthesia n.
|
|
140 |
Medical |
oleik asit ile oluşturulan akut respiratuar distres sendromu |
oleic-acid mediated acute respiratory distress syndrome n.
|
|
141 |
Medical |
sodyum nitroprussid ile oluşturulan kontrollü hipotansiyon |
sodium-nitroprusside induced controlled hypotension n.
|
|
142 |
Medical |
vücut sıvılarının akışını yönlendirmek için cerrahi olarak oluşturulan alternatif geçiş |
bypass n.
|
|
143 |
Medical |
cerrahi aletle oluşturulan pencere açıklık |
fenestra n.
|
|
Anatomy |
|
144 |
Anatomy |
serçe parmağının altındaki üç kas tarafından oluşturulan avuç içinin ulnar kısmı |
hypothenar n.
|
|
145 |
Anatomy |
kuyruksokumu kemiğinin ön yüzü ile oluşturulan |
presacral adj.
|
|
Psychology |
|
146 |
Psychology |
sevilen birinin çocuklukta oluşturulan idealize hali |
imago n.
|
|
147 |
Psychology |
görsel veya işitsel duyulardan çok bedensel hareketin ürettiği hislerle oluşturulan (zihinsel imgeleme) |
motile adj.
|
|
Dentistry |
|
148 |
Dentistry |
hasta tarafından dişetinde oluşturulan yaralanmalar |
self-inflicted gingival injuries n.
|
|
Physiology |
|
149 |
Physiology |
alerjene karşı oluşturulan ve doku hücrelerine bağlanan antikor türü |
reagin n.
|
|
Optics |
|
150 |
Optics |
ışık kırılması ile oluşturulan |
dioptric adj.
|
|
Printing |
|
151 |
Printing |
cilalı metal levha ve elektrolizle birleştirilmiş metal tabaka üzerine çizim yaparak oluşturulan klişe |
electrotint n.
|
|
152 |
Printing |
kromotiple oluşturulan fotoğraf |
chromotype n.
|
|
153 |
Printing |
fotostat makine ile oluşturulan kopya |
photostat n.
|
|
154 |
Printing |
litotiple oluşturulan |
lithotypic adj.
|
|
Gastronomy |
|
155 |
Gastronomy |
rendelenmiş bayır turpunun sirke veya benzer bir madde ile ıslatılması sonucu oluşturulan baharat |
horse-radish n.
|
|
Math |
|
156 |
Math |
gerçel sayılar kümesine sonsuz sayıların ve sonsuzküçük sayıların eklenmesiyle oluşturulan sayı kümeleri |
hyperreal number n.
|
|
157 |
Math |
kombinasyonla oluşturulan grup |
combination n.
|
|
158 |
Math |
birinci ve ikincinin toplamı ikinciyle, üçüncü ve dördüncünün toplamı ise dördüncüyle orantılı olacak şekilde oluşturulan bileşim |
composition of proportion n.
|
|
159 |
Math |
(düzlemde kutupsal koordinatlarca oluşturulan) koordinat sistemine ait veya ilgili |
cylindrical adj.
|
|
160 |
Math |
şeklin bir eksen etrafında 180 derece döndürülmesiyle oluşturulan (simetri işlemi) |
digonal adj.
|
|
Geometry |
|
161 |
Geometry |
belirli bir dış noktada bir nesne tarafından oluşturulan açı |
subtended angle n.
|
|
162 |
Geometry |
bir dairenin çemberi üzerindeki bir nokta tarafından, diğer bir dairenin dış çevresi etrafında dönmesiyle oluşturulan eğri |
epicycloid n.
|
|
163 |
Geometry |
uzun bir doğru parçasını ikiye bölerek oluşturulan doğru parçası |
apotome n.
|
|
164 |
Geometry |
dik dairesel koni tabanını kesen düzlem tarafından oluşturulan açık eğri |
hyperbola n.
|
|
165 |
Geometry |
aynı karelerin kenarlarda birleştirilmesi ile oluşturulan çokgen |
polyomino n.
|
|
166 |
Geometry |
düz çizgilerle oluşturulan |
right-lined adj.
|
|
Logic |
|
167 |
Logic |
belirli bir teoremdeki hipotez ve sonucun değiş tokuşuyla oluşturulan yeni teorem |
converse n.
|
|
Statistics |
|
168 |
Statistics |
endüstride sıklıkla kullanılan ve üzerine üç seri çizilerek oluşturulan bir grafik |
z chart n.
|
|
Chemistry |
|
169 |
Chemistry |
sıradan borik asit ısıtılarak oluşturulan ve özellikle tuz formunda ortaya çıkan bir dibazik asit |
tetraboric acid n.
|
|
170 |
Chemistry |
etil ile oluşturulan ikili bileşiklere verilen ad |
ethide n.
|
|
171 |
Chemistry |
amonyağın bazı aldehitler üzerindeki etkisiyle oluşturulan kristalin |
hydramide n.
|
|
172 |
Chemistry |
iki tuzdan oluşan çözeltinin kristalleştirilmesiyle oluşturulan katı madde |
double salt n.
|
|
Biology |
|
173 |
Biology |
schwann hücresi tarafından oluşturulan kılıf |
neurilemma n.
|
|
174 |
Biology |
yosun ve mantarlardan tarafından oluşturulan kalın duvarlı bitkisel hücre grubu |
arthrospore n.
|
|
175 |
Biology |
bakteri gibi organizmaların kültivasyonu için oluşturulan ve çoğunlukla kompleks organik ve inorganik maddeleri içeren yapay besin sistemi |
medium n.
|
|
176 |
Biology |
bakteri gibi organizmaların kültivasyonu için oluşturulan ve çoğunlukla kompleks organik ve inorganik maddeleri içeren yapay besin sistemi |
nutrient medium n.
|
|
177 |
Biology |
takip eden nesiller boyunca genetik olarak birbirinin aynı bireylerden oluşturulan (suş) |
inbred adj.
|
|
Botanic |
|
178 |
Botanic |
bilimsel amaçlı oluşturulan çiçek bahçesi |
floretum n.
|
|
Breeding |
|
179 |
Breeding |
(özellikle kulağın üst kısmı kare şeklinde kesilerek oluşturulan) hayvan kulak işareti |
crop n.
|
|
Forestry |
|
180 |
Forestry |
bir bitki örtüsü alanında yaklaşan büyük bir yangını engellemek için oluşturulan yangın şeridi |
escape fire n.
|
|
Social Sciences |
|
181 |
Social Sciences |
(toplumda, dil grubunda) oluşturulan yeni kol |
filiation n.
|
|
Education |
|
182 |
Education |
sınav sonucuna göre oluşturulan sınıf |
degree n.
|
|
Literature |
|
183 |
Literature |
ana karakterin tercihlerini okuyucunun gözünde daha anlaşılır kılmak için oluşturulan yan karakter |
foil character n.
|
|
184 |
Literature |
düz yazı etkisi yaratmak için birden fazla ölçü ile oluşturulan dize |
logaoedic n.
|
|
185 |
Literature |
dörtlü ölçüde oluşturulan bir kıta |
long meter n.
|
|
186 |
Literature |
dörtlü ölçüde oluşturulan bir kıta |
long metre n.
|
|
187 |
Literature |
dört heceli ölçü ile oluşturulan |
choriambic adj.
|
|
Linguistics |
|
188 |
Linguistics |
koşaç cümleden atılarak oluşturulan kısaltılmış yapı |
zero copula n.
|
|
189 |
Linguistics |
farklı dillerden alınan parçaların birleştirilmesiyle oluşturulan kelime |
loanblend n.
|
|
190 |
Linguistics |
farklı dillerden alınan parçaların birleştirilmesiyle oluşturulan kelime |
loan-blend n.
|
|
191 |
Linguistics |
farklı dillerden alınan parçaların birleştirilmesiyle oluşturulan kelime |
hybrid n.
|
|
192 |
Linguistics |
gövde veya sözcüğe ön ve son ek eklenmesi ile oluşturulan sözcük biçimi |
parasynthesis n.
|
|
193 |
Linguistics |
bir ifade veya bileşik sözcüğe son ek eklenmesi ile oluşturulan sözcük biçimi |
parasynthesis n.
|
|
194 |
Linguistics |
gövde veya sözcüğe ön ve son ek eklenmesi ile oluşturulan sözcük |
parasyntheton n.
|
|
195 |
Linguistics |
bir ifade veya bileşik sözcüğe son ek eklenmesi ile oluşturulan sözcük |
parasyntheton n.
|
|
196 |
Linguistics |
runik yazı ile oluşturulan |
runic adj.
|
|
197 |
Linguistics |
bir tümcenin diğerine bağlı olmasıyla oluşturulan (cümle) |
complex adj.
|
|
198 |
Linguistics |
gövde veya sözcüğe ön ve son ek eklenmesi ile oluşturulan |
parasynthetic adj.
|
|
199 |
Linguistics |
gövde veya sözcüğe ön ve son ek eklenmesi ile oluşturulan sözcük biçimi kaynaklı |
parasynthetic adj.
|
|
200 |
Linguistics |
ifade veya bileşik sözcüğe son ek eklenmesi ile oluşturulan |
parasynthetic adj.
|
|
201 |
Linguistics |
bir ifade veya bileşik sözcüğe son ek eklenmesi ile oluşturulan sözcük biçimi kaynaklı |
parasynthetic adj.
|
|
History |
|
202 |
History |
ii. charles döneminde ortak ideoloji ve çıkarlara sahip bazı diplomatlar tarafından oluşturulan grup |
cabal n.
|
|
203 |
History |
grek alfabesindeki chi (x) ve rho (p) harflerinin iç içe geçmesiyle oluşturulan ve erken dönem hristiyanlığın sembollerinden biri |
labarum n.
|
|
204 |
History |
john wycliffe öğretileri çerçevesinde oluşturulan bir ingiliz reform fırkası |
lollards n.
|
|
205 |
History |
ingilizler tarafından kütüğün işlenmesi ile oluşturulan eski bir takvim |
runic staff n.
|
|
206 |
History |
(eski ingiltere'de halk dilinde) yontulmamış kaba taşlardan oluşturulan çember |
druidical circles n.
|
|
Archaeology |
|
207 |
Archaeology |
açmalarda oluşturulan basamak |
bench n.
|
|
208 |
Archaeology |
çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı |
conchoid n.
|
|
209 |
Archaeology |
çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı |
bulb of percussion n.
|
|
Religious |
|
210 |
Religious |
şabat'ta yasaklanan şeylerin yapılması için oluşturulan musevi alanı |
eruv n.
|
|
211 |
Religious |
ibrani metinlerin doğru yorumlanmasına dair oluşturulan yahudi gelenekleri bütünü |
masora n.
|
|
212 |
Religious |
ibrani metinlerin doğru yorumlanmasına dair oluşturulan yahudi gelenekleri bütünü |
masorah n.
|
|
213 |
Religious |
ibrani metinlerin doğru yorumlanmasına dair oluşturulan yahudi gelenekleri bütünü |
massora n.
|
|
214 |
Religious |
ibrani metinlerin doğru yorumlanmasına dair oluşturulan yahudi gelenekleri bütünü |
massorah n.
|
|
215 |
Religious |
hristiyan ideallerinin yayılması amacıyla oluşturulan kiliseler arası dini bir hareket |
christian action n.
|
|
216 |
Religious |
kuzey afrika'da oluşturulan hristiyan mezhebi üyesi |
donatism n.
|
|
217 |
Religious |
tevrat’ın bilinen en eski yunanca tercümesine dayanarak oluşturulan kronoloji |
septuagint chronology n.
|
|
Environment |
|
218 |
Environment |
açık alanda kullanılan teçhizat tarafından oluşturulan çevredeki gürültü emisyonu |
noise emission in the environment by equipment for use outdoors n.
|
|
219 |
Environment |
toprak ve su ortamındaki çevre kirliliğine yol açan maddeleri yok etmek için doğal yollarla oluşan ya da yapay olarak oluşturulan mikroorganizmaların kullanılması |
bioremediation n.
|
|
Geography |
|
220 |
Geography |
buzul tarfından oluşturulan erozyon izi |
glacial scar n.
|
|
221 |
Geography |
zion kanyonu çevresinde oluşturulan koruma alanı |
zion national park n.
|
|
222 |
Geography |
tarihöncesi dönemlerde veya orta çağ'da yamaçlardaki toprakların sürülmesi ile oluşturulan seki veya düz alan |
lynchet n.
|
|
223 |
Geography |
volga nehrine baraj kurulması ile oluşturulan rezervuar |
rybinsk reservoir n.
|
|
Military |
|
224 |
Military |
bir komutanın yönetiminde, operasyonun idari ve taktik işleri için iki ya da daha fazla uçak filosundan oluşturulan grup |
carrier air wing n.
|
|
225 |
Military |
geri çekilen orduyu korumak amaçlı oluşturulan müfreze |
rearguard action n.
|
|
226 |
Military |
abd donanmasının kıyı deniz kontrolü, liman savunması ve liman güvenliği için oluşturulan bir bileşeni |
naval coastal warfare n.
|
|
227 |
Military |
birlik ile ilgili olmayan kargo ve personel için oluşturulan zaman safhalı kuvvet ve dağıtım veri dosyası girişi |
non-unit record n.
|
|
228 |
Military |
birlik ile ilgili olmayan kargo ve personel için oluşturulan zaman safhalı kuvvet ve dağıtım veri dosyası girişi |
non-unit-related cargo n.
|
|
229 |
Military |
ışıkların söndürülmesi ile oluşturulan karanlık |
dimout n.
|
|
230 |
Military |
yer gösterici birimlerin olduğu bölgede servis destek elemanlarından oluşturulan merkez |
logistic and movement control center (lmcc) n.
|
|
231 |
Military |
kıyı veya hava başı takviyesiyle oluşturulan ana operasyon üssü |
lodgment area n.
|
|
232 |
Military |
piyade kalkanlarının birbirine kenetlenmesi ile oluşturulan savunma duvarı |
shieldwall n.
|
|
Sport |
|
233 |
Sport |
(ragbide) gol çizgisinden beş metre mesafede oluşturulan baraj |
five meters scrum n.
|
|
Basketball |
|
234 |
Basketball |
okulda en iyi oyunculardan oluşturulan takım |
varsity n.
|
|
Baseball |
|
235 |
Baseball |
sahanın doğal koşullarına göre oluşturulan özel kural |
ground rule n.
|
|
Chess |
|
236 |
Chess |
az sayıda taşla oluşturulan problem |
miniature n.
|
|
Card |
|
237 |
Card |
kart ekleyerek oluşturulan oyun kartı kombinasyonu |
build n.
|
|
Art |
|
238 |
Art |
taş, toprak, kum gibi doğal malzemelerle oluşturulan sanat eserleri |
earthwork n.
|
|
239 |
Art |
taş, toprak, kum gibi doğal malzemelerle oluşturulan sanat eserleri |
earthworks n.
|
|
240 |
Art |
resimli bir arka planın önünde gerçekçi bir doğa ortamı yaratılarak oluşturulan sahnenin ortasına yerleştirilen, gerçek boyutlu bir vahşi yaşam modeli veya sahnesi |
diorama n.
|
|
241 |
Art |
16 ve 17. yüzyılda kontrapuntal tarzda oluşturulan enstrümantal beste |
fantasy n.
|
|
Music |
|
242 |
Music |
aryanın son bölümü veya hızlı aynı ritimlerce oluşturulan düet |
cabaletta n.
|
|
243 |
Music |
enstrümantal bir kayıt ile başka bir kayıttaki vokalin dijital olarak üst üste bindirilmesi ile oluşturulan bir müzik parçası |
mash-up n.
|
|
244 |
Music |
bir notanın kendisinden bir derece düşük nota ile hızlıca değiştirilmesiyle oluşturulan melodik ses |
lower mordent n.
|
|
245 |
Music |
yavaş tempolu ve aşırı kontrpuntal imitasyon kullanımı ile oluşturulan çok sesli kompozisyon |
ricercare n.
|
|
246 |
Music |
yavaş tempolu ve aşırı kontrpuntal imitasyon kullanımı ile oluşturulan çok sesli kompozisyon |
ricercar n.
|
|
247 |
Music |
16 ve 17. yüzyılda kontrapuntal tarzda oluşturulan enstrümantal beste |
fantasia n.
|
|
248 |
Music |
16 ve 17. yüzyılda kontrapuntal tarzda oluşturulan enstrümantal beste |
fantasia n.
|
|
249 |
Music |
tekrar eden nota ve sus biçimleri ile oluşturulan üslup |
figuration n.
|
|
250 |
Music |
(pop müzikte) aynı sinyalin iki ayrı kaynaktan küçük fakat değişken gecikmelerle verilmesi sonucu oluşturulan ses efekti |
flanging n.
|
|
251 |
Music |
(kare meydan dansına başlamadan önce oluşturulan) kare düzen |
square n.
|
|
252 |
Music |
durdurulmamış tel veya delikle oluşturulan |
open adj.
|
|
Theatre |
|
253 |
Theatre |
(ana karakterin tercihlerini okuyucunun gözünde daha anlaşılır kılmak için oluşturulan) ana karakterin tercihlerinin tam tersini yansıtan ya da onun tercihlerini engelleyen karakter |
foil character n.
|
|
254 |
Theatre |
ara gösterilerin derlenmesiyle oluşturulan bir tür komedi |
interlude n.
|
|
Cinema |
|
255 |
Cinema |
filmlerdeki bilgisayar ortamında oluşturulan setler |
virtual set n.
|
|
Photography |
|
256 |
Photography |
geçici destek üzerine oluşturulan görüntüyü kalıcı desteğe aktararak üretilmiş resim |
transfer n.
|
|
257 |
Photography |
ışık gibi aktinik radyasyona maruz kalmamış fotoğrafik materyalin banyo etme ile oluşturulan gölge derecesi |
fog level n.
|
|
258 |
Photography |
low key tekniği ile oluşturulan |
low-key adj.
|
|
259 |
Photography |
istenen nesnenin aydınlatılarak öne çıkarıldığı teknik ile oluşturulan |
low-key adj.
|
|
260 |
Photography |
low key tekniği ile oluşturulan |
low-keyed adj.
|
|
261 |
Photography |
istenen nesnenin aydınlatılarak öne çıkarıldığı teknik ile oluşturulan |
low-keyed adj.
|
|
Bookbindery |
|
262 |
Bookbindery |
kitabın sayfaları tutan arka kısmında dikiş ipi veya karton şeritle oluşturulan çizgi |
hub n.
|
|
Engineering |
|
263 |
Engineering |
harita koordinatlarının belirlenmesi için kullanılan yaygın harita ölçeklerinde oluşturulan gridler |
roamer n.
|
|
Slang |
|
264 |
Slang |
barack obama ile joe biden arasındaki yakın arkadaşlık için sözcük kaynaşması yoluyla oluşturulan ve şaka yollu kullanılan bir söz |
brotus n.
|
|
265 |
Slang |
brother sözcüğündeki "bro" ile "president of the united states" ifadesinin baş harflerinin (potus) birleştirilmesiyle oluşturulan bir portmanto sözcük |
brotus n.
|
|
266 |
Slang |
gerçek kimlik gizli tutularak oluşturulan sosyal medya hesabı |
sock puppet n.
|
|
267 |
Slang |
dudakları büzüp hafif ileri çıkararak oluşturulan yüz ifadesi |
duck face n.
|
|