yayılmış - Turc Anglais Dictionnaire

yayılmış

Sens de "yayılmış" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 32 résultat(s)

Turc Anglais
General
yayılmış emitted adj.
The sensor is initially tuned to the same frequency as the radio waves emitted by the hydrogen atoms.
Sensör başlangıçta hidrojen atomları tarafından yayılan radyo dalgalarıyla aynı frekansa ayarlanır.

More Sentences
yayılmış extended adj.
Lennon's violent temper extended to men as well.
Lennon'ın şiddetli öfkesi erkeklere de yayıldı.

More Sentences
yayılmış distributed adj.
These insects are widely distributed.
Bu böcekler geniş bir alana yayılmıştır.

More Sentences
Computer
yayılmış propagated adj.
There was no action we could have taken to stop the e-mails or the fake news from being propagated.
E-postaların veya sahte haberlerin yayılmasını engellemek için yapabileceğimiz hiçbir işlem yoktu.

More Sentences
Medical
yayılmış disseminated adj.
The risk of fraudulent use of confidential information increases if information is not properly disseminated.
Bilgilerin uygun şekilde yayılmaması halinde gizli bilgilerin hileli kullanım riski artmaktadır.

More Sentences
Biochemistry
yayılmış diffused adj.
A great light was diffused over the baseball stadium.
Beyzbol stadyumunun üzerinde büyük bir ışık yayılmıştı.

More Sentences
General
yayılmış effuse adj.
yayılmış evangelized adj.
yayılmış sprawled adj.
yayılmış outspread adj.
yayılmış evangelised adj.
yayılmış expansed adj.
yayılmış spread adj.
yayılmış emanated adj.
yayılmış pervasive adj.
yayılmış broadcast adj.
yayılmış mushroomed adj.
yayılmış scattered adj.
yayılmış diffuse adj.
yayılmış elongate adj.
yayılmış disperse adj.
yayılmış dissipate [obsolete] adj.
yayılmış pandiculated adj.
yayılmış outspread adj.
yayılmış scattery adj.
yayılmış seminate adj.
yayılmış spraddled adj.
Colloquial
yayılmış on the street expr.
Trade/Economic
yayılmış scattered adj.
yayılmış expanded adj.
Technical
yayılmış diffuse adj.
Food Engineering
yayılmış dispersed adj.

Sens de "yayılmış" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 111 résultat(s)

Turc Anglais
General
yayılmış lenf kanseri lymphosarcomata n.
neredeyse kontrolden çıkmak üzere ve çok yayılmış olan salgın hastalık pandemic n.
düzensizce yayılmış eşya clutter n.
tabak çukurundaki derilerin üstüne yayılmış kabuklar hatting n.
geniş alana yayılmış durgun su millpond n.
birbirine akraba kabilelerin yaşadığı birden fazla bölgeye yayılmış kabile örgütlenmesi gau n.
yayılmış şey outspread n.
kolumbiya nehri boyunca geniş bir bölgeye yayılmış yerli bir amerikan halkı shahaptian n.
kolumbiya nehri boyunca geniş bir bölgeye yayılmış yerli bir amerikan halkı shahaptin n.
bir yüzeye yayılmış renklenme suffusion n.
sıkı pozisyondan geniş veya yayılmış pozisyona getirmek fold v.
her tarafa yayılmış rampant adj.
çok yayılmış far flung adj.
uzun uzadıya yayılmış diffuse adj.
kulaktan kulağa yayılmış auricular adj.
uzaklara yayılmış far-flung adj.
geniş alana yayılmış widespread adj.
ünü yayılmış notable adj.
ünü yayılmış renowned adj.
ünü yayılmış famed adj.
ünü yayılmış celebrated adj.
ünü yayılmış far-famed adj.
ünü yayılmış well-known adj.
ünü yayılmış famous adj.
ünü yayılmış illustrious adj.
ünü yayılmış noted adj.
(merada/çayırda) yayılmış/beslenmiş grass-fed adj.
birçok tabakadan oluşan bir yığın halinde yayılmış (bez, kumaş) laid up adj.
üzerine yayılmış overdight [obsolete] adj.
parçaları etrafa yayılmış scattered adj.
yelpaze şeklinde yayılmış spread-out adj.
etrafa yayılmış stray adj.
en geniş alana yayılmış full adj.
seyrek olarak (yayılmış bitki örtüsü vb) sparsely adv.
yayılmış bir şekilde out adv.
Phrasals
yayılmış olmak go out v.
Colloquial
hakkındaki gizli bir bilgi yayılmış/açığa çıkarılmış outed adj.
herkese yayılmış on the street expr.
Idioms
dört bir tarafına dağılmış/yayılmış scattered from here to breakfast adj.
here yere yayılmış scattered from here to breakfast adj.
geniş bir alana yayılmış all over the board adv.
geniş bir alana yayılmış all over the board adv.
geniş bir alana yayılmış far and wide expr.
geniş bil alana yayılmış all over the map expr.
şehirdeki herkese/birçok kişiye yayılmış all over town expr.
şehirdeki herkese/birçok kişiye yayılmış all over town expr.
Trade/Economic
yıllara yayılmış inşaat ve onarım hakedişleri long-term construction and repair revenues n.
yıllara yayılmış inşaat ve onarım hakediş bedelleri long-term construction and repair revenue prices n.
yıllara yayılmış inşaat ve onarım maliyetleri long-term construction and repair contract costs n.
Politics
uzun bir döneme yayılmış istişareler extended consultations n.
berberilerin batı afrika sahillerine yayılmış olanları tuareg n.
uzun zamana yayılmış görüşmeler extended consultations n.
belirli günlere yayılmış olan tasarı görüşmesinin belirlenen gün içinde bitmesi gereken bölümünün gün sonunda müzakereye kapanması closure by compartment n.
Technical
üniform yayılmış basınç uniformly distributed pressure n.
yayılmış kum streaking sand n.
yayılmış ışık diffused light n.
yayılmış aydınlatma diffused lighting n.
yayılmış frekans kaydırma anahtarlama profili spread frequency shift keying profile n.
yayılmış tabii veya suni gün ışığı diffuse natural daylight or artificial daylight n.
Computer
yayılmış satırlar rows spanned n.
yayılmış ems bellek expanded ems memory n.
yayılmış bellek extended memory n.
genellikle esprili ve yaratıcı bir biçimde değiştirilerek, internet üzerinden yayılmış video veya deyiş meme n.
Telecom
frekans atlamalı yayılmış spektrum frequency hopping spread spectrum n.
Radio
yayılmış olan radyo sinyallerini toplamak despread v.
Medical
peritonda yayılmış papiller seröz karsinom peritoneal papillary serous carcinoma n.
vücuda yayılmış güç kaybına neden olan bir kas hastalığı myotonic dystrophy n.
vücuda yayılmış güç kaybına neden olan bir kas hastalığı myotonic muscular dystrophy n.
vücuda yayılmış güç kaybına neden olan bir kas hastalığı myotonia atrophica n.
vücuda yayılmış güç kaybına neden olan bir kas hastalığı steinert's disease n.
bütün vücuda yayılmış generalized adj.
Pathology
tüm organa yayılmış sarkom sarcosis n.
Biology
(organizma) habitatı dışındaki bölgelere yayılmış intrusive adj.
Marine Biology
dünyaya çin ve japonya'dan yayılmış, tatlı su balıklarını enfekte eden bir tenya asian tapeworm (bothriocephalus acheilognathi) n.
istiridye kabuklarına yayılmış madde stool n.
Botanic
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki ladies' tobacco (antennaria plantaginifolia) n.
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki lady's tobacco n.
avrupa menşeli olup sonradan abd'nin kuzeydoğusuna yayılmış olan zararlı bir farekulağı tall hawkweed n.
avrupa menşeli olup sonradan abd'nin kuzeydoğusuna yayılmış olan zararlı bir farekulağı king devil (hieracium praealtum) n.
avrupa menşeli olup sonradan abd'nin kuzeydoğusuna yayılmış olan zararlı bir farekulağı yellow hawkweed n.
abd'nin güneydoğusundan new york'a kadar yayılmış odunsu kökleri olan çok yıllık bir bitki seashore mallow n.
abd'nin güneydoğusundan new york'a kadar yayılmış odunsu kökleri olan çok yıllık bir bitki sweat weed n.
abd'nin güneydoğusundan new york'a kadar yayılmış odunsu kökleri olan çok yıllık bir bitki virginia saltmarsh n.
abd'nin güneydoğusundan new york'a kadar yayılmış odunsu kökleri olan çok yıllık bir bitki mallow n.
abd'nin güneydoğusundan new york'a kadar yayılmış odunsu kökleri olan çok yıllık bir bitki salt marsh mallow (kosteletzkya virginica) n.
dünya geneline yayılmış sütotu familyasından olan ağaç, çalı ve otlara verilen ad family polygalaceae n.
dünya geneline yayılmış sütotu familyasından olan ağaç, çalı ve otlara verilen ad milkwort family n.
dünya geneline yayılmış sütotu familyasından olan ağaç, çalı ve otlara verilen ad polygalaceae n.
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki mouse–ear everlasting n.
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki antennaria plantaginifolia n.
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki mouse–ear plantain n.
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki cat's-foot n.
avrupa'ya özgü yere yayılmış gövdeleri ve sarı çiçekleri olan bir bitki wood pimpernel (lysimachia nemorum) n.
avrupa'ya özgü yere yayılmış gövdeleri ve sarı çiçekleri olan bir bitki lysimachia nemorum n.
avrupa'ya özgü yere yayılmış gövdeleri ve sarı çiçekleri olan bir bitki yellow pimpernel n.
britanya kolumbiyası'ndan new mexico'ya kadar geniş alana yayılmış bir çiçek prairie coneflower n.
dik ve yayılmış arasında bir duruşu olan erecto-patent adj.
zemine yayılmış humifuse adj.
Agriculture
toprağa yayılmış koruyucu tabaka mulch n.
Social Sciences
berberilerin batı afrika sahillerine yayılmış olanları touareg n.
berberilerin batı afrika sahillerine yayılmış olanları touareg n.
geniş alana yayılmış tek bir kültüre ait monocultural adj.
Archaeology
arkası küt ve düz olan sivri uçlu dar bıçak üretimi ile öne çıkan, avrupa'ya yayılmış üst paleolitik kültürüne ait veya ilişkin gravettian adj.
Environment
mevsimlerin süresinde görülen zamana yayılmış değişim season creep n.
Geography
iki kıtaya yayılmış bicontinental country n.
Military
fazla yayılmış large spread expr.
Football
top taşıyıcının sahaya yayılmış savunma oyuncularına karşı koştuğu broken-field adj.
Slang
herkese duyurulmuş/yayılmış in the streets expr.
herkese duyurulmuş/yayılmış in the street expr.
herkese duyurulmuş/yayılmış on the street expr.
herkese duyurulmuş/yayılmış on the streets expr.