smack! - Türkçe İngilizce Sözlük

smack!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"smack!" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 191 sonuç

İngilizce Türkçe
General
smack i. balıkçı teknesi
In time, smacks got more significant and even used for the military.
Zaman içerisinde balıkçı tekneleri daha da önem kazanmış ve hatta orduda da kullanılmıştır.

More Sentences
smack i. tokat
Dior said she was given a smack on her arm by another girl.
Dior koluna başka bir kızın tokat attığını söyledi.

More Sentences
smack i. pat diye
The door was opened with a smack.
Kapı pat diye açıldı.

More Sentences
smack f. şapırdatmak
Tom smacked his lips.
Tom dudaklarını şapırdattı.

More Sentences
smack of f. kokmak
Against this backdrop, to level criticism at the United States and its attitude smacks of arrogance.
Bu çerçevede, ABD'yi ve tutumunu eleştirmek kibir kokmaktadır.

More Sentences
smack f. tokatlamak
A man who smacks his wife around is contemptible.
Karısını tokatlayan bir adam aşağılıktır.

More Sentences
smack f. tokat atmak
Few people still believe smacking is the best punishment for kids.
Tokat atmanın çocuklar için en iyi ceza olduğuna hâlâ inanan çok az insan var.

More Sentences
smack f. şaplak atmak
I smacked him on the ear.
Kulağına bir şaplak attım.

More Sentences
smack f. sertçe vurmak
Ledger was offended and smacked his phone down on the table.
Ledger sinirlendi ve telefonunu sertçe masaya vurdu.

More Sentences
smack f. yumruk atmak
Ralph got suspended from his school after he smacked a boy.
Ralph bir çocuğa yumruk attığı için okuldan uzaklaştırıldı.

More Sentences
smack zf. küt diye
He drove smack into the side of a van.
Bir minibüsün yan tarafına küt diye çarptı.

More Sentences
smack zf. tam
Brooks was smack in the middle of a boy's fight.
Brooks, bir çocuk kavgasının tam ortasındaydı.

More Sentences
Archaic
smack f. koklamak
This smacks more of social policy than of economic policy.
Bu, ekonomi politikasından çok sosyal politika kokuyor.

More Sentences
Slang
smack i. eroin
He is still addicted to smack after all the rehabilitation.
Onca rehabilitasyona rağmen hala eroin bağımlısı.

More Sentences
General
smack i. alamana
smack i. iz
smack i. şapırdama
smack i. öpme sesi
smack i. hafif tad
fishing smack i. alamana
smack i. şamar
smack i. tek direkli balıkçı teknesi
smack i. şak
smack i. şapırtı
smack i. şapır şupur öpüş
smack i. şap
smack i. şap sesi
smack i. tutam (tuz)
smack i. şap diye
smack i. küt sesi
smack i. lezzet
smack i. canlı balık tutan tekne
smack i. şaplak
smack i. sille
smack [obsolete] i. hoşlanma
smack [obsolete] i. beğenme
smack [obsolete] i. beğeni
smack [obsolete] i. haz
smack [obsolete] i. keyif
smack i. az miktar
smack i. önemsiz parça
smack i. cüzi miktar
smack i. küçük porsiyon
smack i. az buçuk bilgi
smack i. yüzeysel bilgi
smack of f. kokmak (soyut bir şey)
smack f. el ile vurmak
smack f. şaklatmak
get a smack f. şaplak yemek
smack f. şapır şapır öpmek
smack f. şapırdatarak öpmek
smack of f. altında ... yatmak
smack f. şapır şupur öpmek
smack f. şapır şupur içmek
smack down on f. küt diye (bir yere) vurmak
smack of f. hafif bir tadı olmak (belirli bir şeyin bir yiyecekte veya içecekte)
smack one's lips f. ağzını şapırdatmak
smack f. şapırdatarak içmek
smack f. şapır şapır içmek
smack f. şamar atmak
give a smack f. şaplak atmak
smack f. şaplatmak
smack one's lips f. dudaklarını şapırdatmak
smack one's mouth f. ağzını şapırdatmak
smack one's mouth f. ağız şapırdatmak
smack of f. -in kokusu olmak
smack on f. -e tokat şaplatmak
smack on f. -e şaplak atmak
smack f. tat vermek
smack f. aromalı olmak
smack f. iz taşımak
smack f. kalıntıya sahip olmak
smack f. benzerlik göstermek
smack f. ipucu vermek
smack f. andırmak
smack zf. tam olarak
smack zf. doğruca
smack zf. şapır şupur
smack-dab zf. tam
smack zf. tokat gibi
smack zf. aniden ve şiddetle
smack zf. pat diye
smack zf. açıkça
Phrasals
smack of f. (bir şeyi) andırmak/çağrıştırmak
smack of f. (bir şey) gibi gözükmek
smack of f. (bir şeyin) özelliklerini taşımak
smack someone down f. birini eleştirmek/azarlamak
smack someone down f. birini yere sermek
smack of something f. bir şeyi hatırlatmak
smack of something f. bir şeyi anımsatmak
smack of something f. bir şeyi akıllara getirmek
smack into f. şiddetle çarpmak/bindirmek
smack (something) down onto (something) f. (bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak
smack (something) down onto (something) f. (bir şeyi bir şeyin) üstüne fırlatmak
smack (something) down onto (something) f. (bir şeyi bir şeyin) üstüne şap/şak diye atmak
smack (something) down on (something) f. (bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak
smack (something) down on (something) f. (bir şeyi bir şeyin) üstüne fırlatmak
smack (something) down on (something) f. (bir şeyi bir şeyin) üstüne şap/şak diye atmak
smack down f. yere sermek
smack down f. hezimete uğratmak
smack down f. mağlup etmek
smack down f. yenmek
smack down f. çalmak/vurmak
smack down f. atmak/fırlatmak
smack down f. şap/şak diye atmak
smack down f. aksini ispatlamak
smack down f. çürütmek
smack down f. tersini kanıtlamak
smack down f. yalanlamak
smack up f. pataklamak
smack up f. tartaklamak
smack up f. dayak atmak
Phrases
with a smack expr. şap diye
Colloquial
a smack in the face i. (mecazen) sille
a smack in the eye i. (mecazen) sille
a smack in the face i. (mecazen) sert tokat
a smack in the eye i. (mecazen) sert tokat
a smack in the face i. darbe
a smack in the eye i. darbe
a smack in the face i. tokat etkisi yaratan şey
a smack in the eye i. tokat etkisi yaratan şey
smack in the face i. suratına bir şamar/tokat gibi inen şey
smack in the face i. şamar
smack in the face i. tokat
smack [us] i. ileri geri konuşma
smack [us] i. kötü konuşma
smack [us] i. atarlanma
smack [us] i. sözle dayılanma
smack talk [us] i. ileri geri konuşma
smack talk [us] i. kötü konuşma
smack talk [us] i. atarlanma
smack talk [us] i. sözle dayılanma
smack-dab in the middle expr. tam ortasında
smack-bang in the middle expr. tam ortasında
smack-dab in the middle expr. tam merkezinde
smack-bang in the middle expr. tam merkezinde
Idioms
smack in the face i. (mecazen) sille
smack in the face i. (mecazen) sert tokat
smack in the face i. darbe
smack in the face i. tokat etkisi yaratan şey
smack-dab i. bir yerin tam merkezi
smack-dab in the middle of somewhere i. bir yerin tam ortası
smack-bang in the middle of somewhere i. bir yerin tam ortası
smack-bang i. bir yerin tam merkezi
smack-down i. hezimet
smack-down i. rakibini yere serme
smack-down i. rakibini mağlup etme
smack the road f. bir yeri terk etmek
smack the road f. yollara düşmek
have a smack at (something) [uk] f. (bir şeyi) denemek
have a smack at (something) [uk] f. (bir şeyi yapmaya) girişmek/kalkışmak
have a smack at (something) [uk] f. (bir şeyi yapmaya) teşebbüs etmek
have a smack at f. -i denemek
have a smack at f. '-e girişmek/kalkışmak
have a smack at f. '-e teşebbüs etmek
lick/smack your lips f. dudaklarını yalamak
lick/smack your lips f. yalanmak
lick/smack your lips f. ağzı sulanmak
lick/smack your lips f. sabırsızlanmak
lick/smack your lips f. ağzının suyu akmak
smack-bang in the middle of somewhere expr. bir yerin tam ortasında
smack-dab in the middle of somewhere expr. bir yerin tam ortasında
smack dab in the middle expr. tam ortasında
smack in the middle expr. tam ortasında
smack in the middle expr. tam merkezinde
smack-bang expr. direkt
smack-bang expr. tam olarak
smack-bang expr. tam da
smack-bang expr. tam
smack-bang on (something) expr. direkt (bir şeye)
smack-bang on (something) expr. tam (bir şeye)
smack-bang on (something) expr. direkt/tam (bir şeyin) üzerine
Marine
fishing smack i. balıkçı teknesi
Archaic
smack f. tatmak
Slang
brown smack i. kahverengi eroin
smack talker i. konuşup duran tip
smack talker i. saçma sapan konuşan tip
smack i. yalan
dick smack i. geri zekalı
dick smack i. aptal
dick smack i. hıyar
dick smack i. dallama
dick smack i. otuzbirci
talk smack f. ileri geri konuşmak
talk smack f. kötü konuşmak
smack the road f. sıvışmak
smack the road f. yola koyulmak
smack one out f. mastürbasyon yapmak
smack one out f. attırmak
British Slang
smack i. eroin
smack out f. fazla/ağır takılmak