the thrust

"the thrust" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 78 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	thrust i.	itme
He thrust me aside. Beni bir kenara itti. More Sentences
2	Genel	thrust i.	hamle
He killed the villain with a thrust of the knife. Kötü adamı bıçağının bir hamlesiyle öldürdü. More Sentences
3	Genel	thrust i.	itiş
They demonstrated how jet engines produce thrust. Jet motorlarının nasıl itiş gücü ürettiğini gösterdiler. More Sentences
4	Genel	thrust i.	hamle
It was warmly endorsed for its strategic thrust by both the Council and by the Parliament. Bu stratejik hamle hem Konsey hem de Parlamento tarafından sıcak bir şekilde onaylanmıştır. More Sentences
5	Genel	thrust f.	saldırmak
The mugger thrust at me with a knife. Gaspçı bana bıçakla saldırdı. More Sentences
6	Genel	thrust f.	itmek
Thrust is how much push a rocket can give. İtme, bir roketin ne kadar itme yapabileceğidir. More Sentences
7	Genel	thrust f.	sıkıştırmak
My father thrust some cash into my hand. Babam elime biraz para sıkıştırdı. More Sentences
8	Genel	thrust f.	sokmak
Don't thrust your knife into the cheese. Bıçağını peynirin içine sokma. More Sentences
Automotive
9	Otomotiv	thrust	itmek
He thrust the door open and marched in. Kapıyı iterek açtı ve içeri girdi. More Sentences
General
10	Genel	thrust i.	hücum
11	Genel	thrust i.	iğneli laf
12	Genel	thrust i.	sokma
13	Genel	thrust i.	saplama
14	Genel	thrust i.	baskı
15	Genel	thrust i.	uçak motorunun ürettiği güç
16	Genel	thrust i.	atılım
17	Genel	thrust i.	batırma
18	Genel	thrust i.	basınç
19	Genel	thrust i.	süngüleme
20	Genel	thrust i.	dürtme
21	Genel	thrust i.	tepki
22	Genel	thrust i.	itki
23	Genel	thrust i.	dürtüş
24	Genel	thrust i.	itme kuvveti
25	Genel	thrust i.	bıçaklama
26	Genel	thrust i.	yukarı itme
27	Genel	thrust i.	yukarı itilmiş olan şey
28	Genel	thrust i.	ittirme
29	Genel	thrust i.	sıkışma
30	Genel	thrust i.	temel unsur
31	Genel	thrust i.	sataşma
32	Genel	thrust f.	dayamak
33	Genel	thrust f.	saplamak
34	Genel	thrust f.	batırmak
35	Genel	thrust f.	süngülemek
36	Genel	thrust f.	zorla (bir duruma) sokmak
37	Genel	thrust f.	tıkmak
38	Genel	thrust f.	dürtmek
39	Genel	thrust f.	hücum etmek
40	Genel	thrust f.	büyümek
41	Genel	thrust f.	(bir yöne doğru) yaymak
42	Genel	thrust f.	uzatmak
43	Genel	thrust f.	araya koymak
44	Genel	thrust f.	araya girmek
45	Genel	thrust f.	lafa girmek
46	Genel	thrust f.	(bir şeyi) zorla kabul ettirmek
47	Genel	thrust f.	empoze etmek
48	Genel	thrust f.	yukarı ittirmek
49	Genel	thrust f.	(sivri bir şeyle) dürtmek
Irregular Verb
50	Irregular Verb	thrust f.	thrust - thrust
Technical
51	Teknik	thrust i.	baskı
52	Teknik	thrust i.	bindirme
53	Teknik	thrust	gerilme
54	Teknik	thrust	itme kuvveti
55	Teknik	thrust	tepki
56	Teknik	thrust	itme gücü
57	Teknik	thrust	eksenel baskı
Architecture
58	Mimarlık	thrust i.	yanal kuvvet
59	Mimarlık	thrust i.	yanal basınç
60	Mimarlık	thrust i.	kemerin/kirişin duvara yaptığı çapraz basınç
61	Mimarlık	thrust	itki
Automotive
62	Otomotiv	thrust i.	baskı
63	Otomotiv	thrust	tepki
64	Otomotiv	thrust	itki
Mining
65	Maden	thrust i.	maden galerisinin çökmesine neden olan ağır kuvvet
Geology
66	Jeoloji	thrust i.	bindirme fayı
67	Jeoloji	thrust i.	ters fay
68	Jeoloji	thrust i.	yanal fay
69	Jeoloji	thrust f.	(erimiş kayayı) önceden var olan kaya içine zorla sokmak
Military
70	Askeri	thrust	saldırı
Hunting
71	Silah/Atıcılık	thrust f.	(avlanırken) tarlanın ilerisine doğru iz sürmek
72	Silah/Atıcılık	thrust f.	av köpeklerine çok yakın gitmek
73	Silah/Atıcılık	thrust	silahı ansızın hedefe doğru uzatmak
Sport
74	Spor	thrust	eskrim dürtüş
75	Spor	thrust	vuruş
Art
76	Sanat	thrust i.	modern dansta vurma hareketi
Archaic
77	Eski Kullanım	thrust f.	bıçaklamak
78	Eski Kullanım	thrust f.	delmek

"the thrust" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	thrust (oneself) to the forefront f.	kendini ön plana çıkarmak
2	Genel	thrust to the forefront f.	kendini ön plana çıkarmak
Idioms
3	Deyim	the cut and thrust of something i.	canlı ve coşkulu
4	Deyim	the cut and thrust of something expr.	canlı ve azimli