Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
frame agreement
acción termogénica
irregular satellite
bakım yapma
pickle
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"pickle"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 47 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
pickle
i.
turşu
Where are the
pickles?
Turşular
nerede?
More Sentences
General
2
Genel
pickle
i.
salatalık turşusu
I don't eat dill
pickles.
Salatalık turşusu
yemem.
More Sentences
3
Genel
pickle
i.
zor durum
I'm in a pretty
pickle.
Oldukça
zor durumdayım.
More Sentences
Food Engineering
4
Gıda
pickle
i.
turşu
Tom bought three jars of dill
pickles.
Tom üç kavanoz dereotu
turşusu
aldı.
More Sentences
Gastronomy
5
Mutfak
pickle
i.
turşu
I don't eat dill
pickles.
Ben dereotu
turşusu
yemiyorum.
More Sentences
General
6
Genel
pickle
i.
afacan
7
Genel
pickle
i.
paklayıcı
8
Genel
pickle
i.
dekapaj solüsyonu
9
Genel
pickle
i.
salamura
10
Genel
pickle
i.
yaramaz
11
Genel
pickle
i.
kornişon
12
Genel
pickle
i.
turşusunu kurma
13
Genel
pickle
i.
sıkıntılı durum
14
Genel
pickle
i.
dekapaj çözeltisi
15
Genel
pickle
i.
(beyzbolda bir kaleden diğerine geçmeye benzer) üç kişilik bir çocuk oyunu
16
Genel
pickle
f.
salamura yapmak
17
Genel
pickle
f.
turşu yapmak
18
Genel
pickle
f.
turşu kurmak
19
Genel
pickle
f.
turşusunu kurmak
20
Genel
pickle
f.
sarhoş etmek
21
Genel
pickle
f.
dekape etmek (metal bir nesneyi)
22
Genel
pickle
f.
tuzlayarak saklamak
23
Genel
pickle
f.
metal yüzünü parlatmak
24
Genel
pickle
f.
asitle temizlemek
25
Genel
pickle
f.
(kırbaç yarasına) tuz basmak
26
Genel
pickle
f.
(kırbaç yarasına) tuz ve sirke basmak
Technical
27
Teknik
pickle
i.
paklayıcı
28
Teknik
pickle
f.
asit sülfürik banyosunda temizlemek
29
Teknik
pickle
f.
asitle yakmak
Furniture
30
Mobilya
pickle
f.
eskitilmiş görünüm kazandırmak
31
Mobilya
pickle
f.
antika görüntüsü vermek
32
Mobilya
pickle
f.
(mobilyaya) hafif perdah atmak
Aeronautic
33
Havacılık
pickle
f.
asitle temizlemek
Food Engineering
34
Gıda
pickle
i.
salamura
Gastronomy
35
Mutfak
pickle
i.
hıyar turşusu
36
Mutfak
pickle
i.
(bira hortumu veya bitki temizliğinde kullanılan) kostik soda solüsyonu
37
Mutfak
pickle
i.
antiseptik solüsyon
38
Mutfak
pickle
f.
turşusunu kurmak
39
Mutfak
pickle
f.
turşu kurmak
Botanic
40
Botanik
pickle
f.
(kesilmiş çiçekleri) soğutucuda tutmak
Baseball
41
Beysbol
pickle
i.
bir kaleden diğerine gerçekleştirilen koşu
Slang
42
Argo
pickle
i.
penis
43
Argo
pickle
i.
muamma
44
Argo
pickle
i.
metamfetamin içme borusu
45
Argo
pickle
f.
saklamak
46
Argo
pickle
f.
stoklamak
47
Argo
pickle
f.
uzun süreli depolama için hazırlamak
"pickle"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 105 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Idioms
1
Deyim
in a pickle
s.
zor durumda
I'm
in a pickle.
Zor durumdayım.
More Sentences
Gastronomy
2
Mutfak
cucumber pickle
i.
salatalık turşusu
I like to eat yellow rice with
cucumber pickles.
Sarı pirinci
salatalık turşusuyla
yemeyi severim.
More Sentences
General
3
Genel
sorry pickle
i.
zor durum
4
Genel
sad pickle
i.
zor durum
5
Genel
nice pickle
i.
zor durum
6
Genel
pickle barrel
i.
salamura fıçısı
7
Genel
pickle festival
i.
turşu festivali
8
Genel
tan pickle
i.
deri tabakalama işlemine kullanılan bir çözelti
9
Genel
pickle [uk]
i.
karışıklık
10
Genel
pickle [uk]
i.
düzensizlik
11
Genel
pickle [uk]
i.
tahıl
12
Genel
pickle [uk]
i.
tahıl tanesi
13
Genel
pickle [dialect]
i.
taze salatalık
14
Genel
pickle [dialect]
i.
az miktar
15
Genel
pickle [dialect]
i.
küçük miktar
16
Genel
pickle [dialect]
i.
küçük porsiyon
17
Genel
pickle [uk]
i.
sorunlu kimse
18
Genel
pickle [uk]
i.
arsız kimse
19
Genel
pickle [uk]
i.
afacan kimse
20
Genel
pickle [uk]
i.
haylaz kimse
21
Genel
pickle [uk]
i.
baş belası tip
22
Genel
pickle [uk]
i.
çekilmez kimse
23
Genel
pickle [uk]
i.
ekşi yüzlü kimse
24
Genel
pickle [uk]
i.
çekingen kimse
25
Genel
pickle-herring
i.
soytarı
26
Genel
pickle-herring
i.
şaklaban
27
Genel
in a pretty pickle
s.
başı belada
28
Genel
in a fine pickle
s.
başı belada
29
Genel
in a pretty pickle
zf.
zor veya kötü durumda
30
Genel
in a fine pickle
zf.
zor veya kötü durumda
31
Genel
in a sad pickle
zf.
sıkıntılı vaziyette
Phrases
32
İfadeler
in pickle
zf.
hazır halde
33
İfadeler
in pickle
zf.
elde tutularak
34
İfadeler
in pickle
zf.
elde bulundurulan şekilde
Idioms
35
Deyim
a rod in pickle [obsolete]
i.
hazır bulundurulan misilleme planı
36
Deyim
a rod in pickle [obsolete]
i.
hazır bulundurulan ceza planı
37
Deyim
a rod in pickle [obsolete]
i.
ileride kullanılmak üzere hazır tutulan mukabele planı
38
Deyim
pretty pickle
i.
bela
39
Deyim
be in a pickle
f.
uygun olmayan konumda olmak
40
Deyim
put a rod in pickle
f.
cezayı önceden hazırlamak
41
Deyim
be in a pickle
f.
sıkıntılı durumda olmak
42
Deyim
be in a pickle
f.
zorluk içinde olmak
43
Deyim
get oneself into a pickle
f.
başını belaya sokmak
44
Deyim
in a pickle
s.
başı belada
45
Deyim
in a pickle
s.
başı dertte
46
Deyim
in a pickle
s.
hapı yutmuş durumda
47
Deyim
in a pickle
s.
ayvayı yemiş
48
Deyim
in a pickle
s.
hali harap
49
Deyim
in a pickle
s.
hali duman
50
Deyim
in a pickle
s.
güç durumda
51
Deyim
that's the way the pickle squirts
expr.
hayatın cilvesi işte ne yaparsın
52
Deyim
whatever tickles your pickle
expr.
nasıl biliyorsan öyle yap
53
Deyim
whatever tickles your pickle
expr.
nasıl mutlu oluyorsan öyle yap
Trade/Economic
54
Ticaret/Ekonomi
pickle factory
i.
turşu imal yeri
55
Ticaret/Ekonomi
pickle factory
i.
turşu fabrikası
Technical
56
Teknik
pickle brittleness
i.
dekapaj gevrekliği
57
Teknik
pickle liquor
i.
dekapaj çözeltisi
58
Teknik
chrome pickle treatment
i.
kromlu asitleme işlemi
59
Teknik
chrome pickle treatment
i.
kromlu paklama işlemi
60
Teknik
spent pickle liquor
i.
kullanık paklama çözeltisi
61
Teknik
pickle stain
i.
paklama lekesi
62
Teknik
pickle liquor
i.
paklama çözeltisi
63
Teknik
pickle liquor
i.
paklayıcı
64
Teknik
pickle pills
i.
paklama hapları
65
Teknik
pickle brittleness
i.
paklama gevrekliği
66
Teknik
pickle patch
i.
yapışık tufal
67
Teknik
pickle basket
i.
yenim dirençli sepet
Aeronautic
68
Havacılık
chrome pickle
i.
krom kaplama
Gastronomy
69
Mutfak
pepper pickle
i.
biber turşusu
70
Mutfak
dill pickle
i.
dereotlu hıyar turşusu
71
Mutfak
tomato pickle
i.
domates turşusu
72
Mutfak
carrot pickle
i.
havuç turşusu
73
Mutfak
cucumber pickle
i.
hıyar turşusu
74
Mutfak
mixed pickle
i.
karışık turşu
75
Mutfak
cabbage pickle
i.
lahana turşusu
76
Mutfak
beet pickle
i.
pancar turşusu
77
Mutfak
eggplant pickle
i.
patlıcan turşusu
78
Mutfak
onion pickle
i.
soğan turşusu
79
Mutfak
pickle juice
i.
turşu suyu
80
Mutfak
kosher pickle
i.
sarımsaklı salatalık turşusu
81
Mutfak
bread and butter pickle
i.
tatlı sandviç turşusu
82
Mutfak
bread–and–butter pickle
i.
dilimlenmiş salatalık ve soğan turşusu
83
Mutfak
pickle relish
i.
doğranmış turşulardan yapılan genellikle tatlı bir sos
84
Mutfak
pickle-herring
i.
turşu suyunda saklanan ringa balığı
85
Mutfak
pickle-herring
i.
salamura ringa balığı
Slang
86
Argo
be in a pickle
f.
başı dertte olmak
87
Argo
be in a pickle
f.
başı sıkıntıda/belada olmak
88
Argo
be in a pickle
f.
ayvayı/boku yemek
89
Argo
be in a pickle
f.
hapı yutmak
90
Argo
be in a pickle
f.
hali harap/duman olmak
91
Argo
be in a pickle
f.
suyu ısınmak/kaynamak
92
Argo
be in a pickle
f.
zor/güç bir durumda olmak
93
Argo
get in a pickle
f.
başı dertte olmak
94
Argo
get in a pickle
f.
başı /sıkıntıda/belada olmak
95
Argo
get in a pickle
f.
başı derde/sıkıntıya/belaya girmek
96
Argo
get in a pickle
f.
ayvayı/boku yemek
97
Argo
get in a pickle
f.
hapı yutmak
98
Argo
get in a pickle
f.
hali harap/duman olmak
99
Argo
get in a pickle
f.
suyu ısınmak/kaynamak
100
Argo
get in a pickle
f.
zor/güç bir durumda olmak
101
Argo
get in a pickle
f.
zor/güç bir duruma düşmek
102
Argo
play hide the pickle
f.
seks yapmak
103
Argo
play hide the pickle
f.
cinsel ilişkiye girmek
104
Argo
play hide the pickle
f.
mercimeği fırına vermek
105
Argo
play hide the pickle
f.
yatmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of pickle
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy