pickle - Türkçe İngilizce Sözlük

pickle

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"pickle" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 47 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
pickle i. turşu
Where are the pickles?
Turşular nerede?

More Sentences
General
pickle i. salatalık turşusu
I don't eat dill pickles.
Salatalık turşusu yemem.

More Sentences
pickle i. zor durum
I'm in a pretty pickle.
Oldukça zor durumdayım.

More Sentences
Food Engineering
pickle i. turşu
Tom bought three jars of dill pickles.
Tom üç kavanoz dereotu turşusu aldı.

More Sentences
Gastronomy
pickle i. turşu
I don't eat dill pickles.
Ben dereotu turşusu yemiyorum.

More Sentences
General
pickle i. afacan
pickle i. paklayıcı
pickle i. dekapaj solüsyonu
pickle i. salamura
pickle i. yaramaz
pickle i. kornişon
pickle i. turşusunu kurma
pickle i. sıkıntılı durum
pickle i. dekapaj çözeltisi
pickle i. (beyzbolda bir kaleden diğerine geçmeye benzer) üç kişilik bir çocuk oyunu
pickle f. salamura yapmak
pickle f. turşu yapmak
pickle f. turşu kurmak
pickle f. turşusunu kurmak
pickle f. sarhoş etmek
pickle f. dekape etmek (metal bir nesneyi)
pickle f. tuzlayarak saklamak
pickle f. metal yüzünü parlatmak
pickle f. asitle temizlemek
pickle f. (kırbaç yarasına) tuz basmak
pickle f. (kırbaç yarasına) tuz ve sirke basmak
Technical
pickle i. paklayıcı
pickle f. asit sülfürik banyosunda temizlemek
pickle f. asitle yakmak
Furniture
pickle f. eskitilmiş görünüm kazandırmak
pickle f. antika görüntüsü vermek
pickle f. (mobilyaya) hafif perdah atmak
Aeronautic
pickle f. asitle temizlemek
Food Engineering
pickle i. salamura
Gastronomy
pickle i. hıyar turşusu
pickle i. (bira hortumu veya bitki temizliğinde kullanılan) kostik soda solüsyonu
pickle i. antiseptik solüsyon
pickle f. turşusunu kurmak
pickle f. turşu kurmak
Botanic
pickle f. (kesilmiş çiçekleri) soğutucuda tutmak
Baseball
pickle i. bir kaleden diğerine gerçekleştirilen koşu
Slang
pickle i. penis
pickle i. muamma
pickle i. metamfetamin içme borusu
pickle f. saklamak
pickle f. stoklamak
pickle f. uzun süreli depolama için hazırlamak

"pickle" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 105 sonuç

İngilizce Türkçe
Idioms
in a pickle s. zor durumda
I'm in a pickle.
Zor durumdayım.

More Sentences
Gastronomy
cucumber pickle i. salatalık turşusu
I like to eat yellow rice with cucumber pickles.
Sarı pirinci salatalık turşusuyla yemeyi severim.

More Sentences
General
sorry pickle i. zor durum
sad pickle i. zor durum
nice pickle i. zor durum
pickle barrel i. salamura fıçısı
pickle festival i. turşu festivali
tan pickle i. deri tabakalama işlemine kullanılan bir çözelti
pickle [uk] i. karışıklık
pickle [uk] i. düzensizlik
pickle [uk] i. tahıl
pickle [uk] i. tahıl tanesi
pickle [dialect] i. taze salatalık
pickle [dialect] i. az miktar
pickle [dialect] i. küçük miktar
pickle [dialect] i. küçük porsiyon
pickle [uk] i. sorunlu kimse
pickle [uk] i. arsız kimse
pickle [uk] i. afacan kimse
pickle [uk] i. haylaz kimse
pickle [uk] i. baş belası tip
pickle [uk] i. çekilmez kimse
pickle [uk] i. ekşi yüzlü kimse
pickle [uk] i. çekingen kimse
pickle-herring i. soytarı
pickle-herring i. şaklaban
in a pretty pickle s. başı belada
in a fine pickle s. başı belada
in a pretty pickle zf. zor veya kötü durumda
in a fine pickle zf. zor veya kötü durumda
in a sad pickle zf. sıkıntılı vaziyette
Phrases
in pickle zf. hazır halde
in pickle zf. elde tutularak
in pickle zf. elde bulundurulan şekilde
Idioms
a rod in pickle [obsolete] i. hazır bulundurulan misilleme planı
a rod in pickle [obsolete] i. hazır bulundurulan ceza planı
a rod in pickle [obsolete] i. ileride kullanılmak üzere hazır tutulan mukabele planı
pretty pickle i. bela
be in a pickle f. uygun olmayan konumda olmak
put a rod in pickle f. cezayı önceden hazırlamak
be in a pickle f. sıkıntılı durumda olmak
be in a pickle f. zorluk içinde olmak
get oneself into a pickle f. başını belaya sokmak
in a pickle s. başı belada
in a pickle s. başı dertte
in a pickle s. hapı yutmuş durumda
in a pickle s. ayvayı yemiş
in a pickle s. hali harap
in a pickle s. hali duman
in a pickle s. güç durumda
that's the way the pickle squirts expr. hayatın cilvesi işte ne yaparsın
whatever tickles your pickle expr. nasıl biliyorsan öyle yap
whatever tickles your pickle expr. nasıl mutlu oluyorsan öyle yap
Trade/Economic
pickle factory i. turşu imal yeri
pickle factory i. turşu fabrikası
Technical
pickle brittleness i. dekapaj gevrekliği
pickle liquor i. dekapaj çözeltisi
chrome pickle treatment i. kromlu asitleme işlemi
chrome pickle treatment i. kromlu paklama işlemi
spent pickle liquor i. kullanık paklama çözeltisi
pickle stain i. paklama lekesi
pickle liquor i. paklama çözeltisi
pickle liquor i. paklayıcı
pickle pills i. paklama hapları
pickle brittleness i. paklama gevrekliği
pickle patch i. yapışık tufal
pickle basket i. yenim dirençli sepet
Aeronautic
chrome pickle i. krom kaplama
Gastronomy
pepper pickle i. biber turşusu
dill pickle i. dereotlu hıyar turşusu
tomato pickle i. domates turşusu
carrot pickle i. havuç turşusu
cucumber pickle i. hıyar turşusu
mixed pickle i. karışık turşu
cabbage pickle i. lahana turşusu
beet pickle i. pancar turşusu
eggplant pickle i. patlıcan turşusu
onion pickle i. soğan turşusu
pickle juice i. turşu suyu
kosher pickle i. sarımsaklı salatalık turşusu
bread and butter pickle i. tatlı sandviç turşusu
bread–and–butter pickle i. dilimlenmiş salatalık ve soğan turşusu
pickle relish i. doğranmış turşulardan yapılan genellikle tatlı bir sos
pickle-herring i. turşu suyunda saklanan ringa balığı
pickle-herring i. salamura ringa balığı
Slang
be in a pickle f. başı dertte olmak
be in a pickle f. başı sıkıntıda/belada olmak
be in a pickle f. ayvayı/boku yemek
be in a pickle f. hapı yutmak
be in a pickle f. hali harap/duman olmak
be in a pickle f. suyu ısınmak/kaynamak
be in a pickle f. zor/güç bir durumda olmak
get in a pickle f. başı dertte olmak
get in a pickle f. başı /sıkıntıda/belada olmak
get in a pickle f. başı derde/sıkıntıya/belaya girmek
get in a pickle f. ayvayı/boku yemek
get in a pickle f. hapı yutmak
get in a pickle f. hali harap/duman olmak
get in a pickle f. suyu ısınmak/kaynamak
get in a pickle f. zor/güç bir durumda olmak
get in a pickle f. zor/güç bir duruma düşmek
play hide the pickle f. seks yapmak
play hide the pickle f. cinsel ilişkiye girmek
play hide the pickle f. mercimeği fırına vermek
play hide the pickle f. yatmak